ebook img

Yaşamsal ve Metinler Arası Bağlamda Melih Cevdet Anday Şiirinin Kaynakları PDF

31 Pages·2009·0.46 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Yaşamsal ve Metinler Arası Bağlamda Melih Cevdet Anday Şiirinin Kaynakları

YAŞAMSAL VE METĐNLER ARASI BAĞLAMDA MELĐH CEVDET ANDAY ŞĐĐRĐNĐN KAYNAKLARI Mitat DURMUŞ * ÖZET Bu çalışmada, Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli isimlerinden birisi olan Melih Cevdet Anday’ın ya- şamından şiirlerine yansıyan izler ve şairin şiirini kurar- ken nasıl bir kaynak araştırması içinde olduğu üzerinde durulacak, etkilendiği şairlere işaret edilecek ve Anday’ın edebî metinde “kaynak sorununa” nasıl baktığı açıklan- maya çalışılacaktır. Anahtar Sözcükler: Melih Cevdet Anday, Kadri Raşit Anday, Metinler Arasılık ve Metin Üstü Okuma. THE SOURCES OF MELĐH CEVDET ANDAY’S POEMS IN THE CONNECTION BETWEEN LIFE AND INTERTEXTS ABSTRACT In this work will be investigated the living traces Melih Cevdet Anday’s life to his poems, who is on of famous Turkish poet of the Republic period; will be payed attention to his looking for poem sources; fixed the poets, which had influenced on his creative work, and will be discerned how Anday attitude to “the question of source”. Key Words: Melih Cevdet Anday, Kadri Raşit Anday, Intertext and Overtext Reading. * Yrd. Doç. Dr., Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Ede- biyatı Bölümü Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı, [email protected] Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-II Winter 2009 1278 Mitat DURMUŞ “Kaynağımız ne olursa olsun, korkmayalım, gene de kendi şiirimizi yazarız”1 Melih Cevdet Anday şiirinin kaynaklarına ulaşmak ola- naksız denilecek kadar geniş kapsamlıdır. Biz bu başlık altında şai- rin, şiirsel söylemini belirlemiş ve ona yaratma olanağı tanımış olan kaynaklar ve bu kaynaklar ile şiirleri arasındaki metinsel ba- ğıntılar üzerinde duracağız. Yazının başlığından da anlaşılacağı üzere, önce Melih Cevdet Anday’ın yaşamından sanatına etki eden unsurlar belirtilecek; sonra ise Anday şiirinin diğer metinlerle iliş- kisi aydınlatılmaya çalışılacaktır. Melih Cevdet Anday’ın şiire yönelmesinde önemli kay- naklardan birisi büyük amcası Mehmet Kadri Anday’dır. Mehmet Kadri (Kadri Raşit Anday), ailenin soyadını belirlemek de dâhil birçok noktada etkin olmuş önemli bir isimdir. Paris’te aldığı tıp eğitiminden sonra yurda dönen Kadri Raşit, Türk Tıp Tarihi’nde ilk çocuk hastalıkları uzmanı ve bu hastalıklarla ilgili hastanelerin ilk kurucusu olarak tanınır.2 Öğrencilik yıllarında İttihat ve Te- rakki’ye katılan3 K. Raşit Anday, sanat ve edebiyata son derece ilgilidir. Melih Cevdet’in çocukluk yılları uzunca bir zaman büyük amcası K. Raşit Anday’ın yanında geçer. Diğer büyük amcası ise II. Abdülhamit’in özel doktoru Mukim Paşa’dır. Melih Cevdet, İstan- bul’daki Mukim Paşa Yalısı ile Kadri Raşit Yalısı4 arasında geçen çocukluk yıllarında bu akrabalarından büyük ilgi görür. Babası ile arasındaki düşünsel farklılıklar ve babası İbrahim Cevdet Bey’in 1 Orhan Koçak (Söyleşen), “Melih Cevdet Anday’la Söyleşi”, Defter, S. 10, Haziran- Ekim 1989, s. 83. 2 İhsan Hilmi Alantar, “Prof. Kadri Raşid Anday”, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, C. 12, S. 1, 1949, s. 47-50 Birçok hastanenin çocuk bölü- münde, Kadri Raşit Anday için ayrı bir köşe ayrılmıştır. Şişli Çocuk Hasta- nesi; İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Bölümü; Hacettepe Tıp Fa- kültesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastalıkları Bölüm bu bakımdan gösterile- cek örneklerdendir. (Not: Kadri Raşit’in, Şişli Çocuk Hastanesinde heykeli ve Hacettepe Tip Fakültesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesinde de büstü vardır.) 3 Cemil Koçak, “İki İttihatçının İtirafları (Ethem Ruhi Balkan ve Kadri Raşid Anday’ın Hatıraları Üzerine)”, Tarih ve Toplum, S. 44, Ağustos 1987, s. 61-63. 4 Rumelihisarı’ndaki, Kırmızı Yalı diye tanınan yalı, Kadri Raşit Anday yalısı- dır. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-II Winter 2009 Yaşamsal Ve Metinler Arası Bağlamda Melih Cevdet Anday Şiirinin Kaynakları 1279 mirasyedi bir tavırla hareket etmesi, Melih Cevdet’i çocukluk yılla- rında babaya karşı ilgisiz kılar. 1988 yılında Zeynep Oral’la yaptığı söyleşide babasına karşı duyduğu ilgisizliği Anday, şu sert cüm- lelerle anlatır: “(...) Böyle imtiyazlı bir ailede büyüyen babam çok şımarık yetişmiş, edebiyata, gazeteciliğe heves etmiş, Edebiyat Fakültesinden ayrılmış... Ben çocukluğumda, orta hâlli, sıkıntı çeken bir ailede büyüdüm. Babam bu sıkıntıyla ilgilenmezdi. Çoook çocukluk anılarımdan bi- liyorum, babam, hep amcamlara, babasına hakaret mek- tupları yazardı, bunları anneme okurdu... Ben anla- mazdım, yoksulluğu normal karşılardım. Çok çocukken babamı Tanrı gibi görürdüm. Halbuki babam biz üç kardeşle hiç ilgilenmezdi. Bazen ona hâlâ kızarım.5 Ba- bamın nasıl biri olduğunu kavrayınca gerçekten yıkıldım. (M. D.) (...) Annem olmasaydı biz üç kardeş ölürdük. Sağlam çıkan annem oldu. Şımarık paşaza- deye katlandı.(M. D.) O yoksullukta bizi o büyüttü... Annem bedence ve ruhça çok sağlam bir kadındı. Otori- terdi. Bu hâliyle babamın gelgeçliğini ve sorumsuzlu- ğunu dengeledi, ailemizin temel direği oldu.”6 Edebiyat eğitimi de almış olan Avukat Cevdet Bey, Melih Cevdet’in yazdığı şiirlerle alay eder, ona okuması için Ziya Paşa ve Abdülhak Hamit’in şiir kitaplarını örnek gösterir. Melih Cevdet ise, 1984 yılında kitaplaştırdığı Akan Zaman Duran Zaman I isimli anı kitabında da belirttiği gibi bu şiir kitaplarından bir şey anla- yamadığı için sıkılır ve okumaktan vazgeçer. Kitabında bunu şu cümlelerle anlatır: “Evde Ziya Paşa’nın ve Abdülhak Hamid’in şiir ki- 5 Söyleşiyi yapan Zeynep Oral, konuşmanın burasında parantez içinde şunları yazar: “ “Kızarım” diye ben yumuşatıyorum, o “küfür ederim” dedi.” 6 Zeynep Oral, (Söyleşen), “Melih Cevdet Anday”, Milliyet Sanat, S. 198, (Edebiyatımızda On İnsan Bin Yaşam Eki), 15 Ağustos 1988; Sözden Söze, Cem Yayınevi, İstanbul 1990, s. 151 [Not: Söyleşide Melih Cevdet Anday’ın, iki defa tekrar ettiği “Babamı hiç sevmiyorum” ve “Hayır, hayır: Babamı hiç sevmiyorum” cümlelerini söyleşiyi yapan Zeynep Oral not etmek istemese de Anday, “Lütfen yazın” diyerek bu sevgisizlik / ilgisizlik durumunun kayıt- lara geçmesini ister gibidir. ] Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-II Winter 2009 1280 Mitat DURMUŞ tapları vardı, iki de bir açar, fakat bir şey anlamadığım için sıkılır, bıra- kırdım.”7 Melih Cevdet’in bu yıllarda şiire yönelmesinde Kadri Raşit önemle etkili olmuştur. Melih Cevdet’in şiirlerini büyük bir ciddi- yetle dinleyen ve yeğeniyle birlikte olduğu saatlerde edebiyat üze- rine söyleşilerde bulunan Kadri Raşit, ona okuması için batı edebi- yatından önemli eserleri örnek gösterir. Faust, bunların başında gelir. Melih Cevdet’in lise yıllarında Ankara’dan İstanbul’a sıkça gitmesi ve her gittiğinde de amcalarında kalıp edebiyat ve bilim üzerine söyleşilerde bulunması Anday şiirinde yoğun bir şekilde kendini gösteren “us”un öncelenmesine sonraki yıllarda etki eder. 1987 yılında yazdığı “Müzik ile Fizik” başlıklı yazısında amcasıyla paylaşılan zamanların bir etkisinin sonucu olarak bilimsel kitaplar okuma merakını şu cümlelerle anlatır. “Bilimsel kitaplar okumayı es- kiden beri severim; bunlardan özellikle doğa bilimleri ile ilişkili olanlar ayrıca ilgilendirir beni. Bu konudaki buluşların, bulguların nasıl gerçek- leştirildiği, ortada benimsenmiş kimi bilimsel gerçekler dururken, onlarla yetinmeyip neden bir takım yeni araştırmalara kalkışıldığı sorunu elbette bunların başında gelir. Gençliğimde atom fiziğindeki patlama beni öyle- sine ilgilendirmişti ki, bu konuya ilişkin basitleştirilmiş kitapları içer gibi okumuştum. Bunlarda beni en çok çeken, ‘bilim adamı’ nitemini hak et- miş kişilerin kafa yapıları idi; bu kafalarda yeni buluşlara, yeni bulgulara yönelik olan gücün doğası merakımı uyandırıyordu.”8 Anday şiirinde “us”un öncelenmesini, doğrudan büyük amcalarına bağlamak gibi bir düşünceyi baskın kılmak istemiyoruz fakat şiirlerinde yine sıkça görülen art zamana (çocukluk yıllarına) kaçış temi, olum- suzlanan bir çocukluk döneminden kurtulmanın da ilk izleri gibi görülmektedir. Anday için “çocuk”, hangi dönemde olursa olsun kaynağa daha yakın olandır. Kaynak- doğa imgesi, “doğuran ana” imge- sinden çok “çocuk” ya da “çocukluk” imgesiyle verilir.9 Ve çocuk- luk, kaynağın ilk tanığıdır. “Kitaba Ek” açıklamasında “Kişinin doğa 7 Melih Cevdet Anday, Akan Zaman Duran Zaman I, Adam Yayınları, İstanbul 1984, s. 122. 8 Melih Cevdet Anday, “Müzik ile Fizik”, Cumhuriyet, 25 Aralık 1987, s. 2; İmge Ormanları, Adam Yayınları, İstanbul 1994, s. 267. 9 Melih Başaran, “Yapı Çözüm ve Kaynak Sorunsalı “M. C. Anday’ın Kaynakları” ”, Defter, S. 27, Bahar 1996, s. 116. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-II Winter 2009 Yaşamsal Ve Metinler Arası Bağlamda Melih Cevdet Anday Şiirinin Kaynakları 1281 dilinden anlaması. Ben bunu çocukluk dönemi için düşünmüştüm” di- yen Anday, Kolları Bağlı Odysseus’un 1. bölümünün 4. bendinde de “Ey çocukluk, mutluluk simyacısı! / Alevini bul getir yanmış bakırın.”10 der. Şiirlerinde sıkça tekrarlanan “hep yeniden” kullanımı ile “Ben Boğaziçi’nde ayın on dördü”11 kullanımları olumsuzlanmış fakat olumlu kılınacağı düşünülerek arzulanan çocukluk dönemine göndermelerdir. 23 yaşında yazdığı Noktürn12 isimli şiirinde: “Bu gece başımı alıp gideceğim / Yağmurun bittiği yere, / Orayı çocukluğum- dan beri merak ediyorum” diyen şair, kaybettiğini bildiği “çocukluk dilini” yeniden (hep yeniden) bulmaya çalışır. Melih Cevdet Anday’ın lise yıllarında tanımaya ve kendi- sinden etkilenmeye başladığı diğer bir isim Nâzım Hikmet’tir. Ziya Paşa ve Abdülhak Hamit’in şiirlerinden tat alamayan Anday, Nâzım Hikmet şiiri ile karşılaştığında kendi şiirsel serüveninin yolunu da âdeta belirlemiş olur. Akan Zaman Duran Zaman I adlı anılarını topladığı kitabında bu yılları şu cümlelerle anlatır: “Sonra Nâzım Hikmet’i bulunca, kendimi bulmuş gibi oldum. Okuduğum her şiirini ezberliyor, önüme gelene de dinletiyordum.”13 Nâzım Hikmet’in “Yaşamak ne güzel şey, Tarantababu” ifa- desi sonraki yıllarda Melih Cevdet’in şiirlerine “Yaşamak güzel şey doğrusu”14 şeklinde yansır. Ancak diğer yandan Nâzım Hikmet’in “Hoş Geldin Bebek”15 isimli şiirindeki tematik söylemin, Anday’ın 10 Melih Cevdet Anday, Rahatı Kaçan Ağaç (Toplu Şiirleri I), Adam Yayınları, İs- tanbul 2000, s. 142 (Not: Bundan sonraki atıflarda T. Ş. I. kısaltması kulla- nılacaktır.) 11 “Boğaziçi’nde Ayın On Dördü”, Yeditepe, S. 37, 15 Mayıs 1953, s. 4; T. Ş. I, s. 87. 12 Varlık, S. 109, 15 İkincikânun (Ocak) 1938; T. Ş. I., s. 40. 13 Melih Cevdet Anday, Akan Zaman Duran Zaman I, Adam Yayınları, İstanbul 1984, s. 123. 14 Melih Cevdet Anday, “Çok Güzel Şey”, Varlık, S. 368, 1 Mart 1951, s. 2 [Not: Şiirin ilk yayınlandığı tarihi belirleyemedik. Bizim ulaşabildiğimiz kay- naklarda 1951 tarihi görülmesine rağmen Sabahattin Eyüboğlu’nun 1943 ta- rihinde yazdığı “Yaşamak Sevinci” (İnsan, S. 21, Mart 1943, s. 24-27) başlıklı yazısında bu şiir örnek verilerek yaşamak sevinci irdelenmek istenir. Bura- dan hareketle şiirin bizim belirttiğimiz 1951 tarihinden önce yayınlanmış olma olasılığı yüksektir.]; T. Ş. I, s. 94. 15 Nâzım Hikmet, Son Şiirleri (1959-1963), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2002, s. 103 (Not: Şiirin yayınlanış tarihi 10 Eylül 1961’dir.) Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-II Winter 2009 1282 Mitat DURMUŞ “Dursun Bebeğe Ninni”16 şiirindeki tematik söylemle büyük bir ben- zerlik göstermesi de bu etkilenmenin tek yönlü olmadığını gös- termesi bakımından önemlidir. “Dursun Bebeğe Ninni” şiiri, “Hoş Geldin Bebek” şiirine göre çok daha özgün bir içerik taşır.17 Yine Nâzım Hikmet’in “Haykır Bebek”18 isimli şiiri ile de yukarıda andığımız “Dursun Bebeğe Ninni” şiiri arasında tematik ve söylem- sel benzerlikler birbirine çok yakındır. Nâzım Hikmet gibi Cumhuriyet dönemi Türk şiirinde önemli bir isim olan Cahit Sıtkı Tarancı’dan da bu dönemde etki- lenmeler görülmektedir. Bu etkiler, çok yoğun olmamakla birlikte, Anday şiirine birkaç dize ile de olsa girmeyi başarmıştır. Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Ah yeniden başlamak hayata, / Çocukluğa, aşka ve sanata” dizeleri Anday’da “Şimdi ne güzel yenibaştan / Yürümeye ve sevmeye başlamak”19 şeklinde kurulur. Örneklemeler yaparak, şiirle- rindeki aynı ya da benzer duyuşu vererek, Anday şiirinin kay- naklarını çözmek oldukça zordur. Benzerlikleri ortaya konulan şi- irlerden hangisinin daha önce yayınlandığını tespit etmek* olanak- 16 T.Ş. I, s. 95 [ Not: Anday’ın bu şiirine süreli yayınlarda rastlanmamıştır an- cak, şiir, Anday’ın 1952 yılında yayımlanan Telgrafhane adlı kitabında var- dır. Yani Nâzım Hikmet’in şiirinden 9 yıl önce yayınlanmıştır. Ayrıca An- day’ın, “Dursun Bebeğe Ninni” şiiri, Behice Boran’ın oğlu Dursun’un dün- yaya gelmesi üzerine kaleme alınmıştır. . bk.: Gültekin Emre, “Melih Cev- det Anday’ın Şiiri: Tüylenen Rüzgâr”, Sombahar, S. 23, Mayıs- Haziran 1994, s. 68] 17 Mehmet H. Doğan, “İki Şiir Bir Gözlem”, Soyut, S. 82, Ağustos 1975, s. 22-27; Şiir, Bugün, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2001, s. 66 (Not: M. H. Doğan, bu konu ile ilgili olarak şunları yazar: “İki şiirin kurgusuna baktığımızda, Melih Cevdet’in aynı özü daha şiirsel, daha kısa ve etkileyici bir biçimde verdiğini görü- yoruz. Dursun Bebek’te, sözcüklerin başarılı istiflenmesine karşılık Nâzım’ın şii- rinde rastgele bir yığma var. Yalnızca birbirine benzer kavramlar yanyana getiril- mekle yetinilmiş: hastalıklar, kazalar, baskınlar, baskılar...vb. Bir sözcük ötekinden, ya da bir kavram grubu öteki gruptan önce ya da sonra getirilirse bir şey değişme- yecek. Bu rastgele yığma okuyucuda giderek bir bıkkınlık uyandırıyor, şiirin sonu- nun nasıl geleceğini kestirebiliyor okuyucu. İstense daha da uzatılabilir ya da bir yerde kesilebilirdi sanısı doğuyor insanda.”) 18 Nâzım Hikmet, Benerci Kendini Niçin Öldürdü?, Yapı Kredi Yayınları, İstan- bul 2002, s. 143-144. 19 Melih Cevdet Anday, “Yeni Baştan”, Varlık, S. 185, 15 Mart 1941, s. 399; T. Ş. I, s. 30. * Melih Cevdet Anday’ın süreli yayınlarda yayımlanmış tüm şiirlerini, Melih Cevdet Anday’ın Şiirleri ve Şiir Sanatı isimli doktora çalışmalarımız sıra- Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-II Winter 2009 Yaşamsal Ve Metinler Arası Bağlamda Melih Cevdet Anday Şiirinin Kaynakları 1283 sız olduğundan, biz, Anday’ın, belirleyebildiğimiz birkaç şiirini örnekleyerek bu etkilenme üzerine dikkat çekmek istedik. Türk şiir geleneğinden geniş ölçüde yararlanmış olan An- day, Karacaoğlan’ın şiirlerinden Divan şairlerine kadar geniş bir kültürel alt yapıyı şiirlerinde gösterir. Şubat 1987’de yazdığı “Şiir ve Çevirisi” adlı makalesinde genç şairlere Divan şiirini salık veren Anday, divan şiirindeki “ses”e vurgundur. “Dönülmez ben reh-î aşka yöneldim Dua-yî hayr kılsın bana yaran beytinin güzelliğini hiçbir şiirde bulamamışımdır, bizim sesimizin şiiridir bu. Genç ozanlarımıza bu tadı gözden kaçırmamalarını salık vermek isterdim. Ben kendi şii- rimde bu sesten çok yararlanmışımdır. (M.D.)”20 Divan şiirini “ikon şiiri”21 olarak gören Anday, şiirlerinin kaynaklarını kimi zaman “Kitaba Ek”22 başlıkları altında verirken, bu kaynakları çekinmeksizin sunması, onun şiirde kaynaklık soru- nuna ve metinler arasılığa bakışını vermesi bakımından da son de- rece önemlidir. Batı şairlerinden Wallace Stevens, T. S. Eliot, Ezra Pound, Baudelaire gibi isimlerin yanında Divan şairlerinden Şeyh Galib de Melih Cevdet’in kurduğu şiir metinlerinde birer biçim ya- ratma ve esinlenme kaynağı olarak kendini gösterir. Şeyh Galib’in “kaldı” redifli, sında belirledik. Ancak sadece Anday’ın şiirlerinin kronolojik künyesini çı- karmak, onun şiirleri ile diğer şairler arasındaki ilişkiyi çözmeye yeterli de- ğildir. 20 Melih Cevdet Anday, “Şiir ve Çevirisi”, Çerçeve, Şubat 1987; Geçmişin Gele- ceği, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 1999, s. 10; Aldanma ki..., Remzi Kitabevi, İstanbul 1992, s. 215. 21 Melih Cevdet Anday, “Şiir ve Çevirisi”, Çerçeve, Şubat 1987; Geçmişin Gele- ceği, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 1999, s. 10; Aldanma ki..., Remzi Kitabevi, İstanbul 1992, s. 215. 22 Melih Cevdet Anday, “Kitaba Ek”, Yeditepe, S. 79, 16-31 Ocak 1962, s. 5; T. Ş. I., s. 174-176; “ “Troya Önünde Atlar” İçin Birkaç Söz”, Varlık, Kasım 1972; T. Ş. I., s. 321-323; Melih Cevdet Anday, Ölümsüzlük Ardında Gılgamış (Toplu Şiirleri II), Adam Yayınları, İstanbul 1998, s. 65-66 (Not: Bundan sonraki atıflarda T.Ş.II. kısaltması kullanılacaktır.) Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-II Winter 2009 1284 Mitat DURMUŞ “Dil hayret-i gamla lâl kaldı Galib gibi bî-mecâl kaldı Gönderdiğim arz-ı hâl kaldı El’ân bir ihtimâl kaldı İnsafın o yerde nâmı yok mu.”23 tardiyesi, Kolları Bağlı Odysseus şiirinin 1. bölümün 9. bendi ile bi- çim ve söyleyiş bakımından büyük benzerlikler gösterir: “Şimdi ondan ne ki kaldı Unutulmuş bir kapı belki kaldı Değişmez biçim, arı renk, ölümsüz birlik O zorunlu kendiliğindenlik Anılarla geldi gitti kaldı Duygularda bir ürperti kaldı Artık eski bahçelerde değildik”24 (T. Ş. I, s. 147) Anday, 1989’da Orhan Koçak’la yaptığı söyleşide şiirinin kaynaklarını sayarken: “Bir bakıma ben ustasız ozanım. Daha doğrusu ustaları sonradan bulmaya başladım. Bunlar dünya şiirinde en beğendi- ğim ozanlardı. Onlardan etkilendim. Hangi birini sayayım? (M. D.) Wallace Stevens, T. S. Eliot... Eski şiirimizi de bu arada sayabilirim”25 der. Şeyh Galib’in yukarıda anılan tardiyesini Anday, dünyanın en güzel aşk şiiri olarak değerlendirir.26 Fakat bu şiiri Batılıya anlatmanın Yunus Emre’nin tasavvuf mistisizmini anlatmak kadar zor olduğunu da söyler. Melih Cevdet Anday’ın “Olsun da Gör”27 isimli şiirinde, Şeyh Galib’in “olsun da gör”28 redifli gazelinin bir giriş söylemi ola- rak yer aldığını görmemiz mümkündür. Anday’ın, şiirlerinde, di- 23 Naci Okçu, Şeyh Galib I- II, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1993, s. 881. 24 Yelken, S. 71, Ocak 1963, s. 8-9; Yeditepe, S. 128, Ocak 1963, s. 19-21. 25 Orhan Koçak (Söyleşen), “Melih Cevdet Anday’la Söyleşi”, Defter, S. 10, Haziran- Ekim 1989, s. 85. 26 Melih Cevdet Anday, “Nane Azaldı”, Cumhuriyet, 25 Haziran 1993, s. 2 27 T. Ş. I., s. 124. 28 Okçu, a.g.e., s. 586 [Not: Şeyh Galib’in bahsi geçen şiirinin ilk beyti şöyledir. “Tâb-ı hüsni çeşmimiz âteş-feşân olsun da gör / Cennet-i ruhsârını dûzah-nişân ol- sun da gör”] Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-II Winter 2009 Yaşamsal Ve Metinler Arası Bağlamda Melih Cevdet Anday Şiirinin Kaynakları 1285 van şiirinin izlerini açıkça sergilendiğini Memet Fuat, bu şiirden hareketle, vurgular.29 Yine Nedim’in; “Ayağın sakınarak basma amân sultânım Dökülen mey kırılan şişe-i rindân olsun”30 beytine, ironik anlatımla, Anday şiirinde göndermede bulunul- duğu dikkati çeker. “Metin ol oğlum gazozcu Dökülen gazoz Kırılan gazoz şişesi olsun”31 (T. Ş. I, s.106) Garip’ten kopuşun ilk izlerini gördüğümüz “Tohum” şii- rinde ise, şair, Ahmet Muhip Dıranas’ın “Bahar Gökleri”32 isimli şi- iri ile kendi şiiri (Tohum) arasındaki sessel benzerliğe dikkati çeker ve “Tohum” şiirinde Yavuz Sultan Selim’in şu beytinin; “Gözlerin fitnede ebrun ile enbâz mı ki Dil asılmağa iver zülfünu canbâz mı ki Bizi kahr eyledüğun lûtfuna âğaz mı ki Ne ki* şive mi ki cevr mi ki naz mı ki”33 bir esin kaynağı olduğunu kendisi ifade eder.34 Divan şiirinin yanı sıra, bu şiiri Cumhuriyet döneminde de devam ettirmiş olan Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in şiirleri de Anday’ın şiirsel serüveninde etkili olmuştur. Anday, 1991 yılında kendisi ile yapılan söyleşide bu etkilenmeleri şu cümlelerle dile getirir: “Benim birçok şiirimde bazı divan şairlerinin etkileri vardır. Ama 29 Memet Fuat, “Geçmişe Bakmak”, Adam Sanat, S. 120, Kasım 1995, s. 9. 30 Nedim Divanı (Külliyat), İkdâm Matbaası, İstanbul 1338-1340, s. 200. 31 “Akıncı Ruhlar Yahut Çalışan Kazanır”, Yeditepe, S. 23, 15 Ekim 1952, s. 2. 32 Şiir metni şöyledir: “Meltem mi ki bu esen, renk mi ki şarkı mı ki? Şu dağdan aşağı ak bir bulut salkımı ki İçime bir buruksu sarhoşluk akıtmada. Düşler mi ki şu burcu burcu kokan havada Renk mi ki üzerimden akaduran bu nehir?” * “Ne yiki” şeklinde de geçmektedir. 33 İbrahim Necmi Dilmen, Tarih-i Edebiyat Dersleri, İstanbul 1338, C. 1, s. 82 34 Melih Cevdet Anday, Akan Zaman Duran Zaman I, Adam Yayınları, İstanbul 1984, s. 133-134. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-II Winter 2009 1286 Mitat DURMUŞ bu tümüyle kabul etmek anlamına gelmez. Onun için “seçerek” dedim. Ama doğrusu halk şiiri bizi hemen hemen hiç etkilemedi. Divan şiiri ve onun devamı olan Yahya Kemal çok koyu Osmanlıca ile yazan Ahmet Haşım bizi en çok etkileyen eski şairlerdir.”35 Şiirinin kaynaklarını “sayılamayacak denli çok”36 gören Anday, bütün yaşam etkinliğini âdeta şiire göre kurgulamıştır. Okuduğu her hangi bir yazı; dinlediği mitolojik bir söylence, ka- rıştırdığı her hangi bir ansiklopedi maddesi, gördüğü bir manzara ya da olay..., şiiri için kaynak niteliğindedir. Anday, bu kaynakları bilimsel çalışma yaparcasına fişler37, sonra şiirini kurarken kulla- nır. Anday için “şiirin sürekli bir araştırma”38 olarak tanımlanması, iki yönlü düşünülmektedir. 1- Yeni biçimler, içerikler ve biçemler arama, (şiirsel çalışma) 2- Şiir kurulurken ulaşılacak / bakılacak ya da daha önceden edinilmiş kimi bilgiler, (zihinsel çalışma). 1988 yılında Nalan Kayhan’ın “şair olabilmek için” neler yapılmalı an- lamındaki sorusuna Anday, şu cümlelerle karşılık verir ki, bu aynı zamanda iki yönlü düşünülmesini istediğimiz “şiir araştırmasının” da açılımı gibidir. “Çok şey bilmek lazım. Yüzlerce, binlerce bilgisi ol- malı şairin. Tavukçuluktan tutun, kuşçuluk, astronomiye kadar... Yani sayın sayabildiğiniz kadar. Bunlardan neler çıkacağı belli olmaz.”39 Anday’ın şiirin kaynakları ile ilgili söyledikleri bu ifadeler İngiliz şair Auden’in “şairin ilgilenmesi gereken alanlar” başlığı ile sun- duğu “çiçekçilikten balıkçılığa, hayvan yetiştirmeden matematiğe kadar bir yığın konunun bir gün beklenmedik bir anda şaire yol 35 Konur Ertop (Söyleşen), “Melih Cevdet Anday Şiir Dünyasını Anlatıyor”, Gösteri, S. 132, Kasım 1991, s. 6 [Not: Anday, söyleşide etkilendiği şairler arasına Cahit Sıtkı Tarancı ve Ahmet Muhip Dranas’ı da dahil eder.] 36 Doğan Hızlan (Söyleşen), “Anday, Ozan Sonsuz Yolda, Varamayacağı Ereği Araştırır Durur”, Cumhuriyet, 12 Ocak 1982. 37 Anday, şiirine konu edeceği ya da şiirinde kullanmayı düşündüğü dizeleri, bilgileri, kısacası tüm edinimleri ajandasına kaydeder, sonra arada bir bu ajandasını inceler. . bk.: Kemal Özer (Söyleşen), “Anday: Okurda Eleştirel Bir Tepki Uyandırmak İstedim”, Cumhuriyet, 11 Mayıs 1975, s. 5; Sanatçılarla Konuşmalar, Çağdaş Yayınları, İstanbul 1979, s. 206. 38 Doğan Hızlan (Söyleşen), “Anday, Ozan Sonsuz Yolda, Varamayacağı Ereği Araştırır Durur”, Cumhuriyet, 12 Ocak 1982. 39 Nalan Kayhan (Söyleşen), “Bir Şiir Virtüözü”, Elele, S. 1, Ocak 1988, s. 31. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4 /1-II Winter 2009

Description:
anlatmanın Yunus Emre'nin tasavvuf mistisizmini anlatmak kadar zor olduğunu da söyler Engels'in Ludwing Feuerbach ve. Klasik Alman
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.