WlTTGENSTEIN I Ğ I L P A T İ K R Ü DOST T L Ü K .......................................................................... . . ... A. C. Grayling Londra Üniversitesi bünyesindeki Birkbeck College’te felsefe dersleri veren Grayling, yoğun olarak mantık felsefesi ve felsefe tarihi alanında çalışmaktadır. Grayling, A. C. VVİttgenstein ISBN 978-975-298-558-2 /Tiirkçesi: Elif Derviş Nisan 2016, Ankara, 190 sayfa Kültür Kitaplığı: 162; Felsefe: 32 Kitaplığı No:.......... .............-......... Tarih:...................... WlTTGENSTEIN A. C. Grayling DOST ISBN 978-975-298-558-2 Wittgenstein A. C. Grayling © This translatioıı of “Wittgenstein” originally published in English in 1996 is published by arrangement with Oxford University Press. © İngilizce özgün baskısı 1996 yılında çıkan bu çeviri Oxford University Press ile yapılan anlaşma uyarınca yayımlanmaktadır. Türkçesi, Elif Derviş Yayma hazırlayan, Rojda Yıldırım Teknik luızırlık, Mehmet Dirican Erdal Akalın - Dost Kitabevi Sertifika No: 12386 Paris Cad. No: 76/7, Kavaklıdere 06680 Ankara Tel: (0.312) 435 93 70 • Faks: (0.312) 435 79 02 www.dostyayinevi.com • [email protected] Baskı, Pelin Ofset Ltd. Şti. Sertifika No: 16157 İvedik Organize Sanayi Bölgesi, Matbaacılar Sitesi 1514. Sokak no: 28-30 Yenimahalle / Ankara Tel: (0.312) 395 25 80-81 • Faks: (0.312) 395 25 84 İÇİNDEKİLER Önsöz 7 Referanslar Hakkında 13 I. Bölüm- Yaşamı ve Kişiliği 15 II. Bölüm - Erken Dönem Felsefesi 33 III. Bölüm - Geç Dönem Felsefesi 105 IV. Bölüm - VVittgenstein ve Yakın Tarihli Felsefe 175 Ek Okumalar 187 Önsöz Bu kısa giriş kitabında iki şeyi amaçlıyorum. Birincisi, konunun uzmanı olmayan okuyucular için Wittgenstein’ın düşünce sisteminin anahatlarmı net bir şekilde ortaya koy mak. İkincisi ise, onun felsefesinin yirminci yüzyıl analitik felsefesi içindeki yerini tanımlamak. Bu iki amacı böyle kısa bir kitabın sınırları içinde ger çekleştirmek kolay bir iş değil. Bunun da belli başlı bazı sebepleri var. Bunlardan en önemlisi, Wittgenstein’tn yazdıklarının bir hayli çok sayıda, karmaşık ve anlaşılması güç olmasıdır. Bu sıraladıklarımdan ötürüdür ki, filozofun yazdıkları birbiriyie rekabet eden yorumlara yol açmakta dır ve bugüne dek de bu şekilde pek çok farklı yorum al mıştır. Wittgenstein’a hakkım tam olarak verebilmek için, eserlerinin etrafında toplanan çok sayıdaki araştırmadan bahsetmenin yanı sıra, söz konusu eserlerin kendilerini de ayrıntılı ve haliyle uzun süren bir incelemeden geçirmek gerekmektedir. Burada böyle bir şey yapmamız mümkün değil. Dolayısıyla, hedeflerimin son derece mütevazı oldu ğunu belirtmek durumundayım. ‘Anahatlar’ derken tam da bunu kastediyorum ve okuyucudan felsefeyle ilgili her hangi bir ön bilgi beklentisi içinde değilim. 7 Wittgenstein’m takipçileri onun görüşleriyle ilgili kısa, tanıtıcı taslaklar çizme girişiminde bulunmanın bir hata olduğunu iddia ediyorlar. Wittgenstein’ın en önemli öğ rencilerinden biri olan Norman Malcolm şöyle yazmıştır: “[Wittgenstein’m yapıtlarını] özetleme girişimi ne ba şarılı ne de faydalı olurdu. Wittgenstein, düşüncelerini, onları daha fazla kısaltmanın imkânsız olacağı noktaya kadar kısaltıp sıkıştırmıştır. Gerekli olan bunların açıl ması ve aralarındaki bağlantıların izlerinin sürülmesidir.” Wittgenstein’m takipçileri başka bir sebep olarak da felse fi görüşlerin özetlerinin, önermelerin adım adım, düzenli bir şekilde gösterilmesi yoluyla sistematik bir anlatım şekli alması gerektiğini, ama Wittgenstein’m geç dönem felse fesinde felsefeyle sistematik olarak uğraşmaktan duyduğu nefreti dile getirdiğini öne sürer. Yani, Wittgenstein’ın takipçileri, onun görüşlerine ilişkin çizilmiş kısa taslakla rın bu görüşlerin yalnızca içeriğini değil, amacını da ciddi şekilde yanlış yansıttığını söylemektedirler. Bu açıklamalar beni ikna etmedi. Ben Wittgenstein’ın yazdıklarının özetlenebilir olduğunu düşünmekle kalmı yor, bunların esasen olumlu anlamda birer özete de ih tiyaç duyduğuna inanıyorum; hele ki, ölümünden sonra yayımlanan çok sayıda yazısının örtüşen ve tekrar içeren pek çok yanı olduğu dikkate alınırsa. Wittgenstein’ın yazdıklarının sistematik olarak ifade edilebilen hiçbir te ori içermediği de doğru değildir, zira içerirler. Burada bizi ilgilendiren, Wittgenstein’ın söylediği şeyle bunu söyle me şekli arasındaki farktır; geç dönem yazılarının üslup açısından sistematik olmamaları, içerik açısından da sistematik olmadıkları anlamına gelmez. Wittgenstein, 8 hem erken hem de geç dönem çalışmalarında, herhangi bir felsefi teori aracılığıyla görülebilecek, dile getirilebi lecek ve açıklanabilecek belli kilit savları, aralarındaki mantıksal bağlılık ilişkileriyle birlikte ortaya koyar. İşte, burada -kısa ve tanıtıcı bir biçimde- yapmaya çalıştığım şey bu. Birbirleriyle rekabet halindeki geniş yelpazeli Witt- genstein yorumları yine de sorunlara yol açmaktadır. Her yorumcu elinden geldiğince doğru açıklamalar yapmaya çalışsa da, kendini Wittgenstein’m görüşlerine farklı tep kiler verenlerin söylediklerini çarpıtıp bunlara başka an lamlar yüklerken bulur. Bu bizi umutsuzluğa düşürür ve Wittgenstein’ın ne demek istediğiyle ilgili bir fikir birliğine hiçbir zaman varılamayacağı anlamına geliyor gibi görüne bilir. Ancak, ben bu türden bir karamsarlığı gereksiz bulu yorum, çünkü, bana öyle geliyor ki, Wittgenstein üzerine yazılanlar, filozofun eserlerinde belli başlı hangi temaların yer aldığı konusunda zaten kayda değer bir mutabakat içindedir. Bu, zorlukların ortadan kalkmadığını inkâr et mek anlamına değilse de, Wittgenstein’ın çalışmalarının bu tür bir giriş kitabında tartışılması gereken yönlerinin güvenle tespit edilebileceği anlamına geliyor. Ne var ki, Wittgenstein hakkında yazan herkes gibi ben de, gereken dikkati göstermek adına, kendisine atfettiğim görüşlerin benim bunlar hakkmdaki yorumlarım olduğunu ekleme liyim, yani bu kitap boyunca “benim anladığım kadarıyla Wittgenstein (...) demek istiyor” sınırlamasının varlığı göz önünde bulundurulmalıdır. Yukarıda bahsi geçen iki amaçtan İkincisine ulaşmak biraz daha kolaydır. Bu amaç, Wittgenstein’ın eserlerinin 9 yirminci yüzyıl analitik felsefesi içindeki yerini belirle' inektir. Bu sınırlı bir amaçtır çünkü onun eserlerini genel yirminci yüzyıl düşüncesinin içine yerleştirmekle aynı şey değildir. Wittgenstein’ın fikirleriyle edebiyat ve sanatta- ki akımlar arasında bir ilişki kurmak ya da, diyelim, ilk dönem çalışmalarının modernist, geç dönem çalışmaları nın ise postmodernist olduğu yorumunda bulunmak veya onun felsefesinin kaynaklarını 1914 öncesi Viyanası’nm entelektüel mayasında aramak benim bu kitapta yapmayı amaçladığım şey değil. Bu tarz bir çalışma ilginç ve pek çok açıdan değerli olurdu ama ben burada yalnızca doğru dan konuyla ilgili olana bağlı kalacağım. Wittgenstein’m yapıtlarının, felsefi veçheleri açısından tam anlamıyla ele alındığında genelde yakın dönem ve çağdaş analitik felsefe ana akımına ait oldukları düşünülür, işte, ben de bu çalış maları bu çerçeve içerisinde ele alacağım. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, Wittgenstein’ın adı -ve zaman zaman da fikirlerinden biri ya da birkaçı- antropoloji, teoloji, edebiyat teorisi ve başka bazı konu lardaki yazılarda karşımıza çıkmaktadır. Yakın dönem düşünce gelenekleri, anadili İngilizce olan analitik gele- nektekilerden epey farklı olan Kıta Avrupası filozofları da Wittgenstein’m çalışmalarına aynı şekilde önem vermiş lerdir. Kapsamlı bir çalışma bu türden daha geniş çaplı de ğerlendirmeleri göz önüne alabilir. Ancak, daha önce de belirttiğim gibi, ben burada Wittgenstein’ın düşüncesini doğal ortamı içerisinde ele alıyorum. Bunun bahsi geçen diğer alanlarda kullanılmasının bir değeri olup olmadığı nı değerlendirmek için, her halükârda, öncelikle fikirlerin kendilerini anlamak gerekir. Yine de, zaman zaman diğer 10 alanlarla arasındaki bağlantılara değineceğim, özellikle de Wittgenstein’ın geç dönem görüşlerini ele alırken. Birazdan okuyacaklarınızda açıklama ve yorumla- ma eleştiriden daha çok yer tutmaktadır. Bunun sebe bi yerimizin kısıtlı olması ve benim öncelikli amacımın Wittgenstein’m düşüncesini felsefeyle ilgisi olmayanlara belli başlı yönleriyle erişilebilir kılmak olmasıdır. Ne var ki, bu tarz bir yol izlerken yapılması gereken bir şey de bir düşünürün görüşlerinin ne tür eleştirel tepkiler doğurdu ğunu ortaya koymak ve bu görüşlerin ne dereceye kadar ikna edici olduğunu -ya da olup olmadığını- nedenleriyle birlikte göstermektir. Dolayısıyla, bu yönde kısa ve teknik olmayan birtakım girişimlerim de olacak. Wittgenstein’ın yapıtlarıyla diğer yirminci yüzyıl ana litik felsefesi yapıtları arasındaki bağlantıyı tartışırken alı şılagelen görüşlere ufak tefek yenilikler katmaya çalıştım; bana göre, Wittgenstein’ın yakın dönem felsefesindeki yeri -filozofun bahsi geçen dönemin içeriğine ve gidişatı na yaptığı doğrudan etkiler açısından- pek de öteden beri söylenen yer değildir. Bir konuya giriş niteliğindeki kitaplar, okurları ilgilen dikleri konuyu birinci elden araştırmaya teşvik etmelidir. Ancak, bazı durumlarda, konunun uzmanı olmayan okur lardan asgari düzeyde ve sağlam bir altyapı oluşturmadan bunu yapmalarını beklemek fazla iddialı olur. Her ne kadar takipçileri aksini iddia etse de, Wittgenstein bir filozofun filozofudur. Yazdıkları, aynı Aristoteles’in, Kant’m ve belli başlı başka düşünürlerin yazdıkları gibi, felsefe konusunda -mütevazı düzeyde de olsa- bir temeli olmayan birinin pek de işine yaramayacaktır, çünkü bu düşünürlerin söyleme 11