2 Rebîu'l Ahir 1439 | tevhiddergisi.net EDİTÖR Allah'a hamd, Rasûlü'ne salât ve selam olsun… Dergimizin bu ayki 67. sayısında 'Peygamber Adına İşlenen Cürüm: Noel/Yılbaşı' başyazımız ile Noel'in tarihçesi ve bugüne kadarki kapital serüvenine mercek tutuyoruz. 'Noel' ya da diğer adıyla 'Yılbaşı' muasır toplumların Roma medeniye- tinin(!) pagan adetlerinden devşirdikleri bir hakikat olmasının yanında kapitalizm baronları tarafından çağdaş(!) dünyaya enjekte edilen ve her sene mutad olarak yapılan bir ritüel halini almıştır. Muvahhidler olarak bugünün hakikatini insanlara anlatmalı, fesadın boyutlarını gözler önüne sermeliyiz. Sanıldığı gibi İsa'nın aleyhisselam doğu- mu ve sıradan bir eğlence olmadığını, yüzyıllardır devam eden bir pagan ayinin, kapitalist pazarlama ve Batı dünyasının kültür işgalinin bir parçası olarak kutlandığını bütün açıklığıyla ortaya koymalıyız. Bu, bir davet metodudur ve menşei Kur'an'dır. Allah subhanehu ve teâlâ, İbrahim'e aleyhisselam nispet ederek oluşturulmuş geleneklerin yanlışlığı üzerinden Mekkelileri defalarca uyarmış, bunun İbrahim'in yolu ve Allah'ın emri olmadığını hatırlatmış, akabinde onları fıtrat dini olan İslam'a davet etmiştir. 1 Dergimize vermiş oldukları kıymetli katkıları ve emeklerinden dolayı da diğer hocalarımıza teşekkür eder, Allah'tan kendileri için afiyet dileriz. "Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun." duamız ile… Editör 1. Enam suresi bu metodun örnekleriyle doludur. Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Abdullah DEMİR Yayın Türü Yaygın Süreli Reklam ve Abonelik www.tevhiddergisi.net [email protected] Adres Kirazlı Mh. Mahmutbey Cd. No: 120 34212 Bağcılar/İSTANBUL Abonelik İçin 0 (545) 762 15 15 Yazışma Adresi Abdullah DEMİR Güneşli Merkez Postane P.K. 51 Bağcılar/İSTANBUL Basım Mavi Ay Ofset, Litros yolu 2. Mat. Sit. Giriş kat 1BF2 Topkapı/İSTANBUL 0 (212) 613 47 65 Dergi içerisinde yer alan yazılardan ilgili yazar mesuldür. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Satış Noktaları, Tevhid Kitabevi İstanbul :Kirazlı Mh. Mahmutbey Cd. No: 120/A 34212 Bağcılar/İSTANBUL 0 545 762 15 15 Ankara :Kazım Karabekir Mh. 2061. Sk. No: 18 06794 Etimesgut/ANKARA 0 543 225 50 48 Diyarbakır:Kaynartepe Mh. Gürsel Cd. No: 90/A 21090 Bağlar/DİYARBAKIR 0 536 680 82 76 Konya :Sarıyakup Mh. Burhandede Cd. No: 28/A 42020 Karatay/KONYA 0 543 225 50 49 Van :Vali Mithatbey Mh. Koçibey Cd. Armoni İş Mer. No: 14/D İpekyolu/VAN 0 538 430 75 37 İrtibat Büroları Merkez :Kirazlı Mh. Mahmutbey Cd. No: 120 34212 Bağcılar/İSTANBUL Avcılar :Yeşilkent Mh. Balık Yolu Cd. 3/G Sk. No: 1 Kat: 2 34325 Avcılar/İSTANBUL Sultangazi:İsmetpaşa Mh. 90. Sk. No: 4 34270 Sultangazi/İSTANBUL Diyarbakır:Mezopotamya Mh. 327. Sk. Seval Kent Sitesi A Blok No: 1/A Kayapınar/DİYARBAKIR Konya :Sarıyakup Mh. Karaman Cd. No: 81/A 42020 Karatay/KONYA Van :Bahçıvan Mh. Sıhke Cd. Karatekin Sk. Yavuz Canlı Apt. Kat: 2 65040 Tuşba/VAN Bursa :Bağlarbaşı Mh. Nilüfer Cd. 2. Fırın Sk. No: 4 16160 Osmangazi/BURSA Ankara :Kazım Karabekir Mh. 2061. Sk. No: 18 06794 Etimesgut/ANKARA Rebîu'l Ahir 1439 | Ocak '18 Yıl: 7 | Sayı: 67 | Fiyatı: 7 TL ISSN: 2148-4635 İÇİNDEKİLER Ey Nefis! 04 Ebu HANZALA Peygamber Adına İşlenen Cürüm: Noel/Yılbaşı 10 Başyazı Biz Göğsünü Genişletmedik mi? 16 Özcan YILDIRIM Daru'l Erkam'ın İlk Mezunu: Musab b. Umeyr 23 Enes YELGÜN Ey İman Edenler! Temiz Olan Rızıklardan Yiyin ve Rabbinize Şükredin 28 Emre ACAR İki Arada Bir Derede Çok Mezhepli Kadim Bir Din: Alevilik 32 Kerem ÇAĞLAR Veda Hutbesi 39 Mahi Yaşamın Ritmi 43 Dr. Seyfullah İslam 20. Asrın Cahiliyesi 47 Ömer AKDUMAN www.tevhiddergisi.net VAHYİN REHBERLİĞİNDE Bu fırsatı kaçırma. Bugün, Allah'ın rızasını elde etmek için nefsini Allah'a satanlardan ol. Evet ey nefis! Bugün dilini Allah'a sat. Boş konuşma, gıybet etme, yalan söyleme… Bugün vaktini Allah'a sat. Bir köşeye çekil. Kur'an oku. Namaz kıl. Secdelerle Rabbine yakınlaş… Elini cebine götür, cebinde Ey Nefis! olanları Allah'a sat. Kötü günler için sakladığın akçelerini, onu sana rızık olarak Ebu HANZALA verene sat… Bugün onurunu, gururunu Allah'a sat. Küs olduğun, öfkelendiğin, dünyalık meseleler nedeniyle kavgalı olduğun kardeşlerini affet. Git, onlara içtenlikle sarıl… Helallik iste… Ticareti kâr etmiş biri olarak başını yastığa koyarsan, ne mutlu sana ey nefis, ne mutlu! Allah'ın adıyla Allah'a hamd, Rasûlü'ne salât ve selam olsun. Ey Nefis! Görülmediğini düşündüğün için mi bu kadar rahatsın? Olma! Seni tüm gerçekliğinle teşhir eden bir ayna bulunmuş… Amel aynası. Evet, yanlış duymadın. Amel aynası… Geç karşısına ve izle kendini. Bir bak bakalım nasıl görünüyorsun? Sözlerine, düşüncelerine sonra eylemlerine… Bu öyle bir ayna ki neyse o! Yanılma, yanılsama, hatanın hiçbir çeşidine yer yok. Aynada güzel bir suret görüyorsan, Allah'a hamd et. Umulur ki ayaklarını sabit, amelini sürekli kılar. Aynadaki görüntüyü seçemiyorsan, daha dikkatli bak. Masiyetlerin kiri ve pasıdır gördüğün. Yüreğini tevbeyle yıka, istiğfarla Rabbine yönel. Sonra bir daha bak. Görüntü netleşmiştir… Tevbe ve istiğfara devam et, temizleneceksin. Temizlendikçe arınacak, arındıkça hafifleyecek, hafifle- dikçe rahatlayacaksın. Hiçbir şey göremiyorsan, orada dur! Çünkü, ayna görüntü vermiyorsa kritik eşiğe gelmiş, hayati bir tehlikeyle karşı karşıyasın demektir. Sözü Allah Rasûlü'ne (sav) bırakıyorum… Tehlikeyi ondan dinle: 4 "Kıyamet gününde Tihame dağı kadar iyiliklerle ge- • Rahmetini umup, azabından sakınarak duaya dur- lecek topluluklar biliyorum. Allah onların iyiliklerini mazsan, saçılmış toz zerreciklerine çevirir. Sevban dedi ki: 'On- • Kabir ziyaretleriyle kalbini inceltmezsen, ları bize açıkla, sıfatlarını belirt ey Allah Rasûlü! Ta ki bilmeden onlardan olmayalım. 'Allah'ın Rasûlü buyurdu • Bir yetimin başını okşayarak onun kimsesizliğine ki: 'Onlar, sizin kardeşleriniz ve soydaşlarınızdır. Sizler ortak olmazsan, gece namazına kalktığınız gibi onlar da gece namazın- dan nasiplerini alırlar. Fakat onlar öyle bir topluluktur ki Allah'ın sınırlarıyla baş başa kaldıklarına (haramlara düşer) o sınırları çiğnerler.' " 1 Ey Nefis! En son ne zaman ağladığını hatırlıyor musun? Al- En son ne zaman ağladığını lah'a (cc) olan saygından, O'nun azametinden ya da hatırlıyor musun? Allah'a olan Rabbine duyduğun sevgiden ötürü hıçkıra hıçkıra, sarsıla sarsıla ağladığın son zamanı soruyorum. saygından, O'nun azametinden ya da Rabbine duyduğun sevgiden Neden? Sana Allah'ın ayetleri okunmuyor mu? "Onlara Rahman'ın ayetleri okunduğunda ağlayarak ötürü hıçkıra hıçkıra, sarsıla sarsıla secdeye kapanırlar." 2 Yoksa sen hiç günah işlemiyor ağladığın son zamanı soruyorum. musun? "İşledikleri (günahlara) karşılık çok ağlayıp az gülsünler." 3 Çağrıldığın her salih amele icabet eden bahtiyarlardan mısın? Yapamadığın, güç yetireme- diğin, nefsine uyduğun olmadı mı hiç? "Yine onlara binek temin etmen için sana gelip de: 'Size verecek bir şey bulamıyorum.' dediğin ve harca- • Bir soytarı ya da dalkavuk olmak için yaratılmış- yacak bir şey bulamadıklarından gözleri yaş dolu olarak sın gibi kendini her şeye gülmeye zorlar, hayatı üzüntüyle dönüp gidenlere de bir günah yoktur." 4 gülmekten ibaret sanmaya devam edersen kalbin İmtihana uğrayıp, sevdiklerinden de mi ayrılmadın? katılaştıkça katılaşacak… Öyle bir gün gelecek ki "Üzüntü (sebebiyle ağlamaktan) gözüne ak düştü." 5 kalp katılığını cehennem ateşi dışında hiçbir şey gi- deremeyecek… O gün geldiğinde heyhat ki heyhat! Yaşadın, elbet yaşadın da, senin kalbin öyle bir katılaştı ki "Taş gibi hatta daha da katı." 6 bir hâl aldı. Ateş, kalpleri yumuşatmaz, eritir. Ağlayamayışın ondandır. Ey Nefis! • Allah'ın yarattığı kevni ayetleri tefekkür etmezsen, Biliyor musun? Bazı insanlar vardır. Bastıkları top- • O'nun şer'i ayetlerini tedebbüre değer görmezsen, rak, oturdukları kürsü, bindikleri binek dahi kendile- rinden daha hayırlıdır. Evet, yanlış okumadın. Bazı • Ayakta, otururken ve yan yatarken Rabbini an- insanlar o kadar değersizdir ki, onları taşıyan hayvan mazsan, dahi kendilerinden daha değerlidir. Allah Rasûlü, binekleri üzerinde sohbet eden insanlar gördü. "Bi- neklere zarar vermeden binip, zarar vermeden bırakın. 1. İbni Mace, 4245 Onları yollarda sohbet kürsüsü olarak kullanmayın. 2. 19/Meryem, 58 Nice binek vardır ki sahibinden daha hayırlı ve Allah'ı 3. 9/Tevbe, 82 daha çok zikreder." 7 buyurdu. 4. 9/Tevbe, 92 5. 12/Yusuf, 84 6. 2/Bakara, 74 7. Müsned, 3/349 5 | OCAK '18 | SAYI 67 Buna mukabil insan vardır, Allah katında Kâbe'den Allah şahit, hakkını yiyemeyiz. Damarına basıl- daha değerlidir. Abdullah b. Ömer, müminin canını, madığı, gökten zembille inmiş nefsin çiğnenmediği, malını, ırzını, onur ve kerametini koruyan nasları cennet taşlarıyla süslü zülüflerine dokunulmadığı hatırlar, sonra dönüp Kâbe'ye şöyle derdi: sürece iyi rol yapıyorsun. "Ey Kâbe! Ne kadar büyük bir dokunulmazlığa sa- Gel gör ki, işlerini savsaklar ama nasihatten hoş- hipsin. Fakat mümin, Allah katında senden daha do- lanmazsın. İnsanlara yönetici olmak ister ama ita- kunulmaz ve değerlidir." 8 atsizlik, vurdumduymazlık, ben bilirimcilikle eline yüzüne bulaştırdığın işlerde sorumluluk almaz, suçu Söyle ey Nefis! Sen hangi sınıftansın? Kul oldu- başkalarına yıkarsın. ğunun farkında, Rabbini unutmayan, O'nu hamd ve şükürle tesbih eden, Kâbe'den daha değerli olan- Üzülerek belirteyim ki ey nefis, dava ne sinema lardan mı? filmi ne de sanal platform değil. Rol yaparak, inan- madığın şeyleri söyleyerek/yazarak işler yürümez. Yoksa bindiği araba kadar olamayan, canlı cansız Sınanırsın, yılda bir, bazen iki. Yine sınanırsın… Yine... her şeyin kendinden daha hayırlı olduğu zikirsiz Anlayıp öğüt almaz, tevbe edip ıslah olmazsan, öyle sınıftan mı? bir yakalar ki Rabbin, ne yaptığın rol, ne kestiğin Ey Nefis! ahkâm, ne de inanmadan söylediklerin kurtarır seni. Başkalarını düşünüp, ahiretlerini dert edinmekten Ey Nefis! kendi ahiretini unutacak kadar alicenapsın(!). Lisanı Değişmen gerektiğini biliyorsun. Ama sadece bi- hâlin zındıklara ait bir sözü haykırıyor: 'Cesedim öyle liyorsun. Hiçbir adım atmıyor, bir yerden başlamı- büyüsün öyle büyüsün ki, cehennemde benden başka yorsun. Bir mucize mi bekliyorsun? kimseye yer kalmasın.' Sen değişmedikçe Allah seni değiştirmeyecek. "Bir Farkında mısın? İnsanları uyarıp nasihatler dağıttı- kavim kendinde olanı değiştirmedikçe, Allah onlarda ğın konularda sürekli sınanıyorsun. Neredeyse yılda olanı değiştirmez." 11 bir veya iki defa imtihan oluyorsun. Ne ders alıyor ne de tevbe ediyorsun. Şikayetlenmeyi bırak artık. Gerçekçi ol. Harekete geç. Değiştirmen gereken o kadar şey var ki! Han- "Her yıl bir veya iki defa (Allah tarafından) imtihan gisinden başlayacağını mı bilmiyorsun? Namazım, edildiklerini, (buna rağmen) tevbe etmeyip öğüt al- orucum, zikrim, ahlakım, infakım, itaatim, sadakatim… madıklarını görmüyorlar mı?" 9 Gözünü mü korkutuyor liste? Korkma! Bir yerden Kalpleri perdeli, kulaklarında ağırlık olan, hida- başla… Birini olsun ıslah etmeye çalış, adım at. Sen yete çağrılsalar da icabet edemeyen insanlar gibi değiştirdikçe Allah yardım edecek, sen istikamete davranıyorsun. döndükçe Allah sırat-ı müstakime olan hidayetini "Allah'ın ayetleri kendisine hatırlatıldığı hâlde yüz arttıracak. çeviren ve elleriyle yapıp ettiklerini unutandan daha Biliyorsun değil mi? Yerinde saymak diye bir şey zalim kim olabilir? Şüphesiz ki anlamamaları için kalp- yoktur. Bir insan ya ilerliyor ya da geriliyordur. Daha lerine perde germiş kulaklarına da ağırlık koymuşuzdur. iyi anlayalım diye bir de şöyle söyleyeyim: İlerleme- Sen onları hidayete çağırsan bile ebediyen doğru yolu yen her insan mutlaka geriliyordur. Allah'ın yanında bulamazlar." 10 üçüncü bir sınıf yoktur. Seni dinleyen samimi bir dava adamı, adanmış bir "Sizden ilerlemek ve geride kalmak isteyenler için." 12 yiğit, her ne görev verilse onun adamı olan müjde ehli bir hizmet adamı sanır. Değişmeden, ıslah için çabalamadan öylece de- vam etmek, gerilemek demektir. İnsanlar geriler… 8. Tirmizi, 2032 9. 9/Tevbe, 126 11. 13/Ra'd, 11 10. 18/Kehf, 57 12. 74/Müddessir, 37 6 Rebîu'l Ahir 1439 | tevhiddergisi.net Değişmeden, ıslah için çabalamadan öylece devam etmek, gerilemek demektir. İnsanlar geriler… Başladıkları noktaya varıncaya kadar devam eder bu gerileyiş… Allah kuluna merhamet eder. Gerileyişini fark ettirecek ayetler gönderir. Bazen bir nasihat olur, bazen bir yazı, bazen bir musibet… Kul, gerilemeye devam ederse başlangıç noktasına, sıfır çizgisine kadar devam eder. Sonrası… Allah muhafaza… Cahiliyeye dönüştür. Başladıkları noktaya varıncaya kadar devam eder bu edecek seviyeye ulaşmamıştır. Ancak, kalbi yumuşak, gerileyiş… Allah kuluna merhamet eder. Gerileyişini nefsin hakikatinden haberdar, nasihate olan ihtiya- fark ettirecek ayetler gönderir. Bazen bir nasihat olur, cının farkındadır. 'Allah'tan kork!' dendiği an durur. bazen bir yazı, bazen bir musibet… Kul, gerilemeye Yolunda gitmeyen, mümine yakışmayan bir şeylerin devam ederse başlangıç noktasına, sıfır çizgisine olduğunu anlar. Sözü dinler ve en güzeline tâbi olur. kadar devam eder. Sonrası… Allah muhafaza… Ca- "Onlar sözü işitip en güzeline uyarlar. Bunlar Al- hiliyeye dönüştür. Ne kadar uzak geliyor değil mi? lah'ın hidayet ettikleridir. Bunlar akıl sahiplerinin ta Subhanallah… Bu dahi geriliyor oluşunun alametidir kendileridir." 15 ey nefis! İlerleyen insanlar ürkek olur, kalpleri ahiret nedeniyle korku içindedir, çatık kaşlı bir günden Bir de nefsine nasihat edecek yiğitliği olmadığı çekinirler… Gerileyen insan emniyet içindedir. Her gibi 'Allah'tan kork!' denmesine tahammülü olmayan şeyin kapıları kendine açılmış, yalancı ve yanıltıcı bir nasipsizler vardır. Böylesinin dili çok tatlıdır. 'Allah' sevinç içindedir. 13 Allah'ın rahmet ettikleri müstesna der, 'Rasûlullah' der, ayet okur, onu takva sahibi sanır, bu derin uykudan ölünce uyanırlar. 'Allah'tan kork!' dersin. İşte o dakika kalbinin 'şeytan kalbi, yüreğinin kurt yüreği' olduğunu anlarsın. Sesi Ey Nefis! yükselir, rengi değişir, mazeretler sıralar, anlaşılma- dığını söyler, karşıdakini suçlar. Bazen de 'Allah'tan Bilir misin? Öz nefsine Allah'ı hatırlatan yiğitler var- kork' diyeni gözü kesmez… 'Allah razı olsun, nasihat dır. Dünyanın şehvetlerine, nefsin gafletine ve İblisin ettiniz.' der. Ancak içinde fırtınalar kopuyordur, hak- vesveselerine karşı 'Allah'tan kork!' diye hatırlatmada sızlığa uğramıştır, hem ona nasihat edenin yüzlerce bulunurlar. Bazen dakikalar, bazen de saatlerce ken- kusuru vardır, herkes kendine bakmalıdır… Önce dilerine dönük konuşurlar… Kimi zaman bir annenin kendi ruhunu zehirler, bir mümine yakışmayacak şefkatiyle kiminde bir babanın şiddetiyle… Nefislerine şeytani düşüncelerle kalbini karartır, sonra yeryüzünü nasihat ederler. Enes der ki: "Bir gün Ömer'le beraber ifsat edip zehrini akıtmaya koyulur. çıktım. Bir bahçeye girdi. Aramızı bir duvar ayırıyordu. Onu şöyle derken işittim: 'Ömer b. Hattab! Vay be! "İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına dair Müminlerin emiri Ömer! Allah'a yemin olsun ki, ya söyledikleri senin hoşuna gider/sözleriyle seni etkiler. Allah'tan korkarsın ya da Allah sana azap eder.' " 14 O, kalbinde olanın (iyilik, güzellik, ıslah) olduğuna dair Allah'ı şahit tutar. Oysa o, düşmanın en beter olanıdır. Kimisi bu kadar bahtiyar değildir… Nefsine nasihat (Bir işin başına yönetici olduğunda ya da) yanınızdan ayrıldığında yeryüzünde bozgunculuk yapmak, ekini ve 13. "Kendilerine hatırlatılan (öğüdü) unutunca, her şeyin kapısını açtık nesli yok etmek için çalışır. (Oysa) Allah bozgunculuğu onlara. Kendilerine verilenlerle sevinip/şımarmaya başlayınca, aniden (azapla) yakalayıverdik onları. (Azabı gördüklerinde kurtulmaya dair) tüm ümitlerini yitirenlerden oldular." (Enam 44) 14. Ashabu'l Rasûl, 130 15. 39/Zumer, 18 7 | OCAK '18 | SAYI 67 sevmez. Ona 'Allah'tan kork!' denildiği zaman, gururu/ nefhaysa, takva ve taati temsil eder. Kimi zaman kibri onu (nasihat kabul etmemek ve hataya devam çamura batarız, kimi zaman ilahi nefha yolumu- etmek gibi) günaha sürükler. Böylesine cehennem zu aydınlatır, kulluğumuza can olur… Mühim olan yeter. O, ne kötü bir yataktır." 16 çamurda debelenip, karanlıklar içinde şuursuzca oyalanmamaktır. Bunun için çamurun ruha galebe İnsan bu üç sınıftan biridir ey nefsim. Sen nere- çalmasına müsaade etme. Dün zarar etmiş olabi- desin? lirsin, aynı zararın bugüne sıçramasına izin verme. Ey Nefsim! Madem "Rabbin gündüz ellerini açıp gece günah işleyenlere tevbe fırsatı sunuyor!" 21 madem güneşin Her yeni gün, yeni bir ticaret demektir. Sabah uya- doğuşuyla bir önceki günün zararı olmaksızın, yeni nırsın ve alışveriş başlar. Öyle diyor Allah'ın Rasûlü: bir zaman sermayesi sunuluyor insana... Öyleyse bu "… Her insan sabah yola koyulur/çabalar. Nefsini fırsatı kaçırma. Bugün, Allah'ın rızasını elde etmek satışa sunar. Ya onu (taatlerle ateşten) kurtarır. Ya da için nefsini Allah'a satanlardan ol. Evet ey nefis! (masiyetlerle) onu helak eder." 17 Bugün dilini Allah'a sat. Boş konuşma, gıybet etme, yalan söyleme… Bugün vaktini Allah'a sat. Bir köşeye Otuz yıl yaşayan bir insan -mükellef olduktan son- çekil. Kur'an oku. Namaz kıl. Secdelerle Rabbine rası hesap edilirse- ortalama beş bin defa Rabbiyle yakınlaş… Elini cebine götür, cebinde olanları Allah'a ticaret yapmıştır. Birçok kere hata yapmış olsa bile, sat. Kötü günler için sakladığın akçelerini, onu sana ömrü boyunca kendisine binlerce fırsat sunulmuştur. rızık olarak verene sat… Bugün onurunu, gururunu El-Kerim olan, merhameti sonsuz bir ilah dışında Allah'a sat. Küs olduğun, öfkelendiğin, dünyalık me- hiçbir varlık ticaret yaptığı kimseye bu denli cömert seleler nedeniyle kavgalı olduğun kardeşlerini affet. ve müsamahakâr davranmaz. Git, onlara içtenlikle sarıl… Helallik iste… Ticareti kâr "İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah'ın rızasını elde etmiş biri olarak başını yastığa koyarsan, ne mutlu etmek için nefsini (Allah'a) satar…" 18 sana ey nefis, ne mutlu! Evet ey nefis! Öyle akıl sahibi, nimetin bilincinde Zarar etmiş olarak günü tamamlarsan, üzül ama olan bahtiyarlar vardır ki, bu ticaretten kârlı çıkmış- Allah'ın rahmetinden ümit kesme. Evet, sakın kâfirler lardır. Bir gün zarar edecek olsalar, bir sonraki günü gibi ümitsizliğe kapılıp, 'Olmuyor, yapamıyorum!' fırsat saymışlar, Rabblerinin cömert lütfuna salih deme. Güneş doğmuşsa, Allah gece tuttuğu ruhlarla amellerle karşılık vermişlerdir. beraber senin ruhunu salıvermişse 22, sana rahmet "İşte bunlar, hidayeti sapıklığa değişmişlerdir. Tica- etmiş ve yeni bir ticaret fırsatı sunmuş demektir. retleri kâr etmemiş, doğru yolu da bulamamışlardır." 19 Tevbeyle durulan, yeni güne dair salih bir niyetle adım at, Rabbinden yardım iste ve elinden gelenin Bir de böyleleri vardır işte… Bir değil, bin değil, en güzelini ortaya koy. belki on binlerce fırsatı tepmiş, ticaretlerinde zarar etmişlerdir. Her bir yeni günün yeni bir sayfa oldu- O (cc) kimlere fırsat vermedi ki? 'O'nun çocuğu var.' ğunu, yeni bir başlangıç olabileceğini idrak edeme- dediler. Bununla yetinmeyip 'O, üçün üçüncüsüdür.' miş, bir önceki günün çamuru içinde kalmışlardır… dediler. Gökler çatlayacak, yerler yarılacak, dağlar Sen de biliyorsun ki ey nefsim, biz biraz çamurdan parçalanacak oldu bu sözün dehşetinden. O ne yaptı biraz da Allah'ın ruhundan üflediği ilahi nefhadan biliyor musun? Böyle diyenlere seslendi: müteşekkiliz. 20 Özümüz olan çamur, fıskı fücuru; ilahi "Allah'a tevbe edip bağışlanma dilemeyecekler mi? Allah Gafur (günahları bağışlayan, örten ve günahların 16. 2/Bakara, 204-206 17. Müslim, 223 21. Müslim, 2759 18. 2/Bakara, 207 22. "Allah (bedenler) öleceği zaman ruhlarını alır. (Bedeni) ölmeyenin 19. 2/Bakara, 16 ruhunu da uykusunda alır. Kendisi hakkında ölüm hükmü verilmiş 20. "Hani Rabbin meleklere demişti ki: 'Muhakkak ki ben çamurdan bir olanın (ruhunu) tutar. Diğeriniyse (uyuyan) belirlenmiş bir zamana insan yaratacağım.' Onu tamamlayıp ruhumdan üflediğimde onun kadar salar. Şüphesiz ki bunda düşünen bir topluluk için ayetler vardır." için secdeye kapanın." (38/Sad, 71-72) (39/Zümer, 42) 8 Rebîu'l Ahir 1439 | tevhiddergisi.net