T.C. HALİÇ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK MÛSİKÎSİ ANASANAT DALI SÜLEYMÂNİYE KÜTÜPHÂNESİ-ALİ NİHAT TARLAN- Nr. 81 KÜNYELİ MECMUÂ-İ GÜFTENİN İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Mehmet Sait Halim GENÇOĞLU Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Recep USLU İstanbul – 2013 ÖNSÖZ Şiir mecmualarının müzikle ilgili olanları için "güfte mecmuası" ifadesi tercih edilmiştir. Günümüze meşk yoluyla gelen Türk Müziği bestelerinin, bestelendikleri zamanın tarihi bilgileriyle uyum içinde olduğunun gösterilmesinde, güfte mecmuaları büyük yarar sağlar. Güfte mecmuaları; öncelikle ona sahip olan müzisyenin sanat dünyasını, repertuar bilgisini yansıtır. İkinci olarak müzik eserlerinin sözlerini karşılaştırma imkânı sunar. Mecmua üzerindeki notlar vasıtasıyla bestekârların hayatları hakkındaki bilgileri, o dönemde beğenilen eserleri, tür ve biçimleri hatta bilinmeyen birçok bestekâr, güftekâr vb. müzik unsurunu tespit etmede yararlanılan başlıca müzikoloji kaynaklarındandır. İşte bu gibi bilgileri müzikoloji ve araştırma dünyasına kazandırmak amacıyla mecmualar üzerinde çalışılmalıdır. İlgili internet sitelerinden ve makalelerden edinilen bilgi, bu mecmuanın daha önce çalışılmadığı yönündedir. Gerek elektronik ortamdaki gerekse basılı kataloglar incelenerek çalışmaya uygun bu mecmua bulunmuş ve incelenmeye karar verilmiştir. Çalışma esnasında mecmuadaki bazı güftelerin silinmiş olması gibi okumaya imkân tanımayacak durumlar söz konusu olmuştur. Hem daha önceki ilgili çalışmaları hem de muhtelif güfte antolojilerini inceleyerek bu nitelikteki güfteler de tamamlanmaya çalışılmıştır. Çalışmada değerli fikirlerini paylaşan Yrd. Doç. Çetin Körükçü ’ye ve Doç. Dr. Pınar Somakçı’ ya, gerek metodoloji gerekse Farsça güfteleri okumada desteğini esirgemeyen çok değerli danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Recep Uslu' ya ve çalışmam süresince maddi ve manevi anlamda destek olan aileme teşekkürü borç bilirim. İstanbul, 2013 M. S. Halim GENÇOĞLU İÇİNDEKİLER Sayfa no KISALTMALAR ......................................................................................................... II ÖZET.......................................................................................................................... III ABSTRACT ............................................................................................................... IV 1. GİRİŞ ....................................................................................................................... 1 1.1. 17. , 18. ve 19. Yüzyıllarda Türk Mûsikîsi ......................................................... 1 1.2.Güfte Mecmuâlarının Önemi ............................................................................... 3 1.3.Kullanılan Metod ................................................................................................. 5 2. MECMUÂ-İ GÜFTE’NİN İNCELENMESİ ........................................................... 7 2. 1.Mecmuânın Tanıtımı ........................................................................................... 7 2.1.1.Mecmuânın Dış Tanıtımı ............................................................................... 7 2.1.2.Mecmuânın Yazarı ......................................................................................... 7 2.1.3.Mecmuânın Yazılış Tarihi ............................................................................. 7 2.1.4.Mecmuânın Adı .............................................................................................. 8 2.1.5.Mecmuânın İçeriği ......................................................................................... 8 2.2.Mecmuâda Bulunan Makamlar ............................................................................ 9 2.3.Mecmuâda Bulunan Usûller ............................................................................... 11 2.4.Mecmuâda Bulunan Müzik Türleri .................................................................... 24 2.5. Mecmuâda Adı Geçen Çalgılar ......................................................................... 24 2.6.Mecmuâda Bulunan Bestekârlar ........................................................................ 25 2.7.Mecmuâda Bulunan Güftekârlar ........................................................................ 29 2.8.Mecmuânın Repertuarı ....................................................................................... 29 3. MECMUÂ-İ GÜFTE’NİN ÇEVİRİYAZIMI ........................................................ 34 4. SONUÇ .................................................................................................................. 70 5. KAYNAKLAR ...................................................................................................... 72 6. EKLER (ORJİNAL METİN) ................................................................................. 73 7. ÖZGEÇMİŞ ......................................................................................................... 126 KISALTMALAR AKM : Atatürk Kültür Merkezi AÜ : Ankara Üniversitesi C. : Cilt DTCF : Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi h. : Hicrî İTÜ : İstanbul Teknik Üniversitesi m. : Milâdî MEB : Milli Eğitim Bakanlığı Nr.(nr): Numara Ör. : Örnek s. : Sayfa TTK : Türk Tarih Kurumu vb. : Ve benzeri vd. : Ve devamı vr. : Varak yy. : Yüzyıl II GENEL BİLGİLER Adı ve Soyadı : Mehmet Sait Halim GENÇOĞLU Anasanat Dalı : Türk Mûsikîsi Programı : Türk Mûsikîsi Tez Danışmanı : Yrd. Doç. Dr. Recep USLU Tez Türü ve Tarihi : Yüksek Lisans – Şubat 2013 SÜLEYMÂNİYE KÜTÜPHÂNESİ- ALİ NİHAT TARLAN- Nr. 81 KÜNYELİ MECMUÂ-İ GÜFTENİN İNCELENMESİ ÖZET Güftelerin toplandığı antolojilere güfte mecmuâsı denmektedir. Güfte mecmuâsı yazma geleneğinin Osmanlılar zamanında başlayıp gittikçe geliştiğini söylemek mümkündür. Bu mecmuâlar; hangi yüzyılda hangi şarkıların ve bestekârların rağbet gördüğü, hangi tür ve biçimlerin kullanıldığı yönünde bizlere bilgi verir. Bu çalışmada; yukarıda bahsedildiği gibi Türk mûsikîsi târihine ilişkin bilgi aktaran,İstanbul Süleymaniye yazma eserkütüphânesi,Ali Nihat Tarlan koleksiyonu, nr. 81’de kayıtlı olan mecmuâ-i güfte incelenmektedir. Bu çalışmanın amacı; başta Türk mûsikîsi târihine âit bir takım bilgileri gün ışığına çıkararak katkıda bulunmaktır. Araştırmanın kapsamı; kaynak olarak tercih ettiğimiz mecmuâyı ifâde etmektedir. Mecmuâ, kaybolmuş varaklarla birlikte toplam 98 varaktır. Bu güfte mecmuasının incelenmesinde sistematik müzikoloji yöntemi, yani incelenen kaynaktaki bilgileri günümüz ulusal müzikoloji ihtiyaçlarına göre düzenleme ve sınıflandırma yöntemi kullanılmıştır. Mecmuâ; dönem olarak, 19. yüzyıl başlarına (1800-1810) rastlamaktadır. Mecmuânın repertuarında 17., 18. ve 19. yüzyıla âit güfteler bulunması, bu yüzyıllar müzik tarihine kaynaklık edebileceğini göstermektedir. Mecmuâ, döneminde hangi bestekârların ve eserlerin rağbet gördüğü, hangi müzik türlerinin nasıl kullanıldığı şeklindeki bilgileri günümüze ulaştırması bakımından önemlidir. Anahtar Kelimeler: Güfte mecmuâsı, 19. yüzyıl, Türk mûsikîsi. III GENERAL KNOWLEDGE Name and Surname : Mehmet Sait Halim GENÇOĞLU Department : Turkish Music Program : Classical Turkish Music Supervisor : Assist. Prof. Dr. Recep USLU Degree Awarded and Date : Master – February 2013 THE EXAMINATION OF THE LYRICS JOURNAL WITH THE BADGE: THE LIBRARY OF SULEYMANIYE- ALI NIHAT TARLAN- Nr: 81 ABSTRACT The anthologies where the lyrics are collected called as Journal of lyrics. It is possible to say that the tradition of writing the Journal of lyrics has begun at Ottomans’ period and grown increasingly .Those Journal of lyrics give us the information about that which songs and composers were in demand in which century and which types and styles were used. In this study; as been noticed above, the journal of lyric is examined that transmits information about the history of Turkish music which is registered to Istanbul Suleymaniye Manuscript Library, Ali Nihat Tarlan collection at nr. 81. The aim of this study is; contributing by bringing the some information on the history of Turkish music to light firstly. The scope of the study is; implying the journal which we preferred as the source. The journal is totally 98 foils together with the lost foils. In the examination of this journal of lyric, systematic musicology method which means the method to regulate and categorized the information in the analyzed source according to the needs of today's national musicology has been used. The journal; meets the beginning of 19.century (1800-1810). Being found of the 17. 18. and 19. century lyrics in the repertoire of journal show that the journal could be the source for those centuries. The Journal of lyrics is important that it brings some information till today that gives us the information about which songs and composers were in demand in its period of century and which types and styles were used and how they have been used. Keywords: Journal of lyrics, 19th century, Turkish music. IV 1. GİRİŞ 1.1. 17. , 18. ve 19. Yüzyıllarda Türk Mûsikîsi Güfte mecmuaları, kaleme alınış tarihi itibarıyla belli bir dönemi ifâde etse de içindeki güftekârlar, bestekârlar, makam ve usûller dikkate alındığında daha geniş bir tarihsel çerçeveyi kapsayabilmektedir. İncelenen bu güfte mecmuâsı de 19. asrın ilk çeyreğinde yazılmış olmasına rağmen içerdiği bestekârlar, güftekârlar ve kullanılmış olan makamlar ve usûller itibarıyla 17. ve 18. asırları da işaret ediyor. Dolayısıyla bu asırlarda Türk mûsikîsinin genel durumuna kısaca değinilmelidir. Osmanlı imparatorluğu hiç kuşkusuz, devlet müesseseleriyle, siyasi ve sosyal teşkilâtlarıyla bir dünya imparatorluğudur. Millî geleneklerinden aldığı kültürel birikimiyle kendi kurumsal ve idari yetenekleriyle ortaya koyduğu eğitim kurumları ve kuşkusuz tarihi geçmişinden gelen geleneksel müziği ve folkloru, bu imparatorluk sisteminin hep birbirini tamamlayan etmenleri olarak tezahür eder. Osmanlı Saray teşkilatının kendine has olan musiki etkinliklerinin kökenine bakacak olursak esâsında Orta Asya, Selçuklu ve özellikle Osmanlı uygarlığının bir ürünü olarak zamanla Osmanlı klasik müziğinin ortaya çıktığını söylemek mümkündür. Diğer yandan pek çok milletin müziklerini etkilemiş olması ve yine onların müziğini de kendi potasında eritmiş olması sonucu olarak, klasik mûsikî, gerek makam sayısı ve anlayışı, gerekse formlar ve usuller bakımından çok zengin bir müzik türü olagelmiştir. “Türk kültürünün en temel ayırt edici vasıflarından biri olan "şifahî" özelliği, mûsikî sanatında adına "meşk" denen anlayışı benimseyip geliştirmiş olması ve Türk mûsikî sanatı ses sisteminden ritim özelliklerine kadar sahip bulunduğu birçok farklılığın yanında, eserlerinin zaman içerisindeki yolculuğunu yazıya değil de "nisyân ile mâlûl" olduğunu derinden idrak etmiş olduğu halde "hâfıza-i beşer"e emanet edebiliyor olması, Türk musikisi felsefesinin en temel 1 kavrama noktalarından birini oluşturmaktadır. Türk musikisinde meşk kurumu, bu sanatın yazısız anayasa kurallarından biri ve belki de en önemlisi olarak XX. yüzyıla kadar belirleyici bir disiplin biçiminde varlığını sürdürmüştür. Zamanla unutularak kaybolan eserler ise meşk sisteminin peşinen kabul ettiği ve yine öngördüğü katı ama gerçekçi bir doğal sürecin bir ifadesi olarak gözükmektedir. Gerçekten sağlam ve iyi olan yaşar, zaafları olan silinir" şeklinde özetlenebilecek olan bu peşin kabul ve öngörünün sonuçlarına göre, Yahyâ Kemâl'in Itrî şiirindeki "Saklamış kaza ve kader belki binden ziyade bestesini" mısrâsında dile gelen ve sonraki yıllarda geniş bir entellektüel taban bulan yakınış, aslında şâirâne bir hassasiyetten ibarettir. Bu duruma üzülebilir ama çok büyük kayıplarımızı olduğu biçiminde bir düşünceye saplanıp asla feryat etmemek gerekir. Çünkü asırlara mâl olmuş tabii bir sistemin doğruluğunu/yanlışlığını tartışmanın pratik bakımdan hiçbir faydası bulunmaması bir yana, böyle bir yaklaşımla, endâzeyi kaybetmek gibi bir strateji yanlışlığına düşüldüğü âyan beyan ortadadır. "Nazariyeler, ameliyelerden doğar" ölçüsünün verdiği soğukkanlılığı elden bırakmamak, sistemi doğru algılayıp sonuçları bu ölçüye göre değerlendirmek gerekmektedir. “Parça, bütünün habercisidir" şaşmaz ölçüsüne göre elimizdeki 40 civarındaki eseriyle Itrî, musikisinin haşmetinden fazlasıyla haber verebilmekte, sadece bu eserleriyle bir âbide olarak kültürümüzdeki müstesnâ yerini silinmez biçimde belirlemektedir.” (Güntekin, 2002: 71-92) Osmanlı döneminde Türk klasik müziğinin gelişim aşamalarına baktığımızda Osmanlı sarayının her zaman bu müzik gelişiminin başını çeken ve teşvik eden bir müessese olduğu kolayca görülür. Bir başka deyişle bir devlet büyüğünün müziğe, sanata değer verdiği bir ülkede elbette sanat yücelir. Nitekim tarihçilerden Uzunçarşılı, Öztuna, Budak’ın 17. Yüzyıl değerlendirmeleri, bu yüzyılın, müzik sanatının gelişme çağı olduğu konusunda aynı şekilde düşündüklerini göstermektedir: “17. yüzyıl, Türk Mûsikîsi’ nin büyük gelişme asrıdır. Bestekârlık ve icrâ çok ilerler”. (Öztuna, 1987: 83) “17. asırda gelen bestekârlar içinde bir hayli kıymetlilerini görmekteyiz ki bu çokluk ve üstünlük 4. Murad ve 4. Mehmet gibi mûsikî âşıklarının alâkaları neticesidir. Bu mûsikî üstadları arasında sarayla münâsebeti olan, pâdişah huzurunda sanatını takdir ettiren Hafız Post lâkabıyla büyük üstad tanbûri Mehmet Efendi, 2 Buhûrizâde Mustafa Itrî, Âmâ Kadri, Recep Çelebi ve Küçük İmam gibi pek çok eserleri olan bestekârları görmekteyiz”. (Uzunçarşılı, 1977) “Klâsik Türk Müziği, saray çevresinde tutulmuş, korunmuş, desteklenmiş ve Hafız Post, Itrî, Tabî Mustafa, İsmail Dede Efendi gibi klâsik formda güçlü eser vermiş bestecilerle geliştirilmiştir.” (Budak, 2000: 81) 18. yüzyılda hüküm süren, kurduğu saz takımı ile dikkati çeken 3. Ahmet’ in saltanatının ikinci devresine Lâle Devri denmektedir. 3. Ahmet aynı zamanda düğün şenlikleri ile ünlü idi. Lâle Devri (1718-1730), Türk sanatı ve hayat tarzı üzerinde batı etkilerinin çok belirgin bir biçimde hissedilmeye başladığı dönemdir. Bu devir, Patrona Halil İsyanı ile sona ermiştir. "Sultan 3. Selim devri başta kendileri olmak üzere musikinin her kolda ahenkli ve neşeli bir devri olduğundan birçok değerli musikişinaslar meydan almış ve bu hususta Enderun-i Hümâyun'da pek kıymetli sazende ve hanendeler yetişmiştir." (Uzunçarşılı, 1977) "3. Selim, 3. Osman’ın kadın müzikçileri saraydan çıkarmasının ardından, bu oluşumu yeniden kurmuştur." (Budak, 2000: 81) “1807 Temmuz'dan itibaren 4. Mustafa'nın hükümdar olması sebebiyle 3. Selim zamanı musiki meclisleri terk edilmiştir. Sultan 2. Mahmud ’un tahta çıkışından sonra sarayda musiki hayatı uyanmış, musikişinas, bestekâr ve sazende olan Sultan 2. Mahmud ile beraber yeni bir devir başlamıştır ki bu devrin başında bizzat Sultan 2. Mahmud bulunmuştur.” (Uzunçarşılı, 1977) 1.2.Güfte Mecmuâlarının Önemi “Güfte; bir söz eserinin bestelenmiş bulunan manzum sözleridir.” (Devellioğlu, 2011: 341) “Farsça goften (güften) masdarından ‘söylenmiş’ mânâsında bir kelimedir.” (Öztuna, 1990: 311) “Mecmuâ ise; toplanıp biriktirilmiş, tertip ve tanzim edilmiş şeylerin hepsi anlamındadır.” (Devellioğlu, 2011: 689) 3
Description: