ebook img

Sarı Odanın Esrarı - Gaston Leroux PDF

344 Pages·2001·1.08 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Sarı Odanın Esrarı - Gaston Leroux

GASTON LEROUX Sarı Oda’nın Esrarı Çeviren: Nuriye Müstakimoğlu Gaston Leroux Sarı Odanın Esrarı Çeviren: Nuriye Müstakimoğlu ePub düzenleme: BZ Yayın Kapak tasarım: BZ Yayın Birinci Sürüm: Temmuz 2014 “20. yüzyılın en iyi klasik polisiye romanı” 2000 yılı içinde yazar, eleştirmen ve okuyucular arasında yapılan bir araştırma sonucu Gaston Leroux’nun 1907’de yazdığı Sarı Odanın Esrarı 20. yüzyılın en iyi klasik polisiye romanı seçildi. Agatha Christie, Mickey Spillane ve Georges Simenon gibi ünlü yazarların eserlerini geride bırakarak yüzyılın romanı seçilen Sarı Odanın Esrarı’nı severek okuyacağınıza inanıyoruz. Bu kitabın başka bir ilginç yanı 94 yıl önce yazılmış olmasıdır. 1907’de tefrika edilen roman, 1908’de kitap halinde yayınlanmıştır. Fransa ve tüm Avrupa’da bomba etkisi yaratan Sarı Odanın Esrarı o yılların en çok satılan ve aranan kitabı olmuştur. Zamanın anlayışına uygun olarak kaleme alınan eserde, aksiyondan çok, mantık ve zekâ oyunlarına yer verildiğini göreceksiniz. Belki romanı ölümsüz kılan ve diğer eserlerden üstün tutulmasına neden olan da bu özelliğidir. Kitabın sonundaki büyük sürpriz ise okurların anılarında daima yaşayacaktır. İşte Gaston Leroux ve Sarı Odanın Esrarı... İçindekiler “20. yüzyılın en iyi klasik polisiye romanı” SUNUŞ SARI ODANIN ESRARI NOTLAR SUNUŞ A. Ömer Türkeş Polisiyelerin tarihine eğilen her çalışmada hem yazarın hem kitabın adı mutlaka zikredilecektir. Evet, Gaston Leroux’un “Sarı Odanın Esrarı” romanından söz ediyorum. 1868 doğumlu Leroux’un 1909 yılında yayımlanan bu tarihi polisiyesi, kapalı kapılar arkasında işlenen “imkânsız” bir cinayet üzerine kuruludur ve muamması kendisinden sonra gelen pek çok yazar için aşılması gereken bir karmaşıklığa sahiptir. Avukatlığın yanı sıra gazetecilik mesleğini de sürdüren Leroux, politika alanında da aktif roller üstlenen bir yazardı. O dönemde Fransa’yı çalkalayan Dreyfüs davasında Emile Zola’nın yanında saf tutmuştu. Yazarlık kariyerinde yükselmesini yarattığı detektif tiplemesi Rouletabille’ye ve onun ilk macerası “Sarı Odanın Esrarı”na borçludur. Kitap önce dönemin popüler dergisi L’Illustration’da tefrika olarak yayımlanmıştı. “Sarı Odanın Esrarı”, Edgar Alan Poe ve Canon Doyle’nun açtığı yolu izleyen ama onlar kadar analitik yöntemler kullanmayan, daha enerjik detektifiyle sokaklarda da dolaşan bir polisiye. Hikâyesini kısaca özetleyelim; Babasıyla birlikte Glandier malikânesinde yaşayan Mathilde Strangerson evlerinin –adı üzerinde- sarı odasında öldürülmüş olarak bulunur. Odanın kapı ve pencereleri içeriden kilitlidir. Olayın kamuoyunda yarattığı heyecan üzerine Rouletabille adlı genç bir gazeteci cinayet mahalline gelir, mesleğinin getirdiği avantajlardan yararlanarak soruşturmaya başlar. Soruşturmayı yürüten polis şefi Frideric Larson’la çatışmaları ve aralarında bir rekabet başlaması kaçınılmazdır. Yöntemleri farklıdır elbette; Larson, geleneksel polis yöntemlerini izleyerek suçu bir şüphelinin üzerine yıkmaya çalışırken Rouletabille, hem eldeki kanıtları tümdengelimci bir yöntemle değerlendirir hem de içgüdülerinin sesini dinler. Hikâyenin başlangıcındaki Poe ve Doyle etkileri ilerleyen sayfalarda azalırken Fransız melodramlarının rüzgârları esmeye başlayacaktır: Aslında Mathilde ölmeyip ağır yaralanmıştır. Sonunda iyileşir ama bu kez de kendisini vuranın kimliğini açıklamaya yanaşmaz. Ortada gizlenen sırlar, ucu Rouletabille’yi de etkileyecek trajik bir gönül ilişkisi vardır. Bu noktadan sonra sarı odanın gizemi falan kalmaz. Yazar okuyucuyu şaşırtacak entrika ve rastlantılar uğruna polisiye kurguyu feda etmiştir. Ancak bunun o dönemin beğenisine uygun bir tercih olduğunu, Fransız polisiyelerinin –mesela Rokambol ya da Arsene Lupin maceralarının- İngiliz polisiyelerinden farklı bir seyir izlediğini dikkate almak gerekir. Leroux, “Sarı Odanın Esrarı”nı Rouletabille merkezli bir dizinin ilki olarak tasarlamıştı. Nitekim hemen ardından ilk olaydaki karakterlerin hayat hikâyelerini kaldığı yerden izleyen ikincisini yazdı; “Siyahlı Kadının Kokusu”. Bu iki romanla genç gazeteci Rouletabille’nin hayatındaki sırlar da çözülmüştür. Sonraki Rouletabille maceraları daha çok casusluk edebiyatının alanına giren ve kahramanının detektiflikten ziyade gazetecilik kimliğini öne çıkaran türdendirler; “Rus İhtilalcileri Arasında”, “Perili Koltuk”, “Krupp Fabrikası’nda Bir Fransız Casusu”. Rouletabille dizisi dışındaki en önemli romanı ise beyaz perde uyarlaması nedeniyle ünlenen “Operadaki Hayalet”tir. Türkçe’deki ilk Leroux Çevirisi 1909 yılında A.R. kısaltmasını kullanan bir tercümanın çevirdiği ve yayıncılığını Tercüman-ı Hakikat gazetesinin yaptığı “Glandiye Cinayeti”dir. Bu ilk çeviriyi Ragıp Rıfkı’nın 1912’de yaptığı “Haydutlar Kralı”çevirisi izleyecek, “Sarı Odanın Esrarı” ise özgün adıyla 1922 yılında Rodoslu Ahmet Rıza tarafından Türkçeleştirilecektir. 1921 yılında “İspati Yedilisi” adıyla çevrilen Leroux romanının tanıtım yazısıyla bitiriyorum: “Gaston Leroux’ nun bu hayretaver ve esrarengiz ölüm romanı perşembe gününden itibaren forma forma kütüphanemiz tarafından neşredilecektir. Aşk ızdırap, korku ve felaket şimdiye kadar bu eser gibi hiçbir yerde tasvir edilmemiştir. Filminin bütün Paris sinemalarında gösterilmesi bunu teyid eder mahiyettedir.”

Description:
2000 yılı içinde yazar, eleştirmen ve okuyucular arasında yapılan bir araştırma sonucu Gaston Leroux’nun 1907’de yazdığı Sarı Odanın Esrarı 20. yüzyılın en iyi klasik polisiye romanı seçildi. Agatha Christie, Mickey Spillane ve Georges Simenon gibi ünlü yazarların eserlerin
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.