nut spanner somun anahtarı nut washer somun rondelası, somun pulu nut, clamp retaining bkz. clamp retaining nut nut, wing bkz. wing nut nut/adjustment somunu/ayar nut/butterfly somun/kelebek nut/cap somun/kapalı nut/check somun/kontra nut/flanged somun/yakalı nut/flare somun/konik nut/hexagon somun/altı köşe nut/lock somunu/emniyet nut/slotted somun/yarıklı nut/square somun/kare nuts somun, vidaya takılan kısım, şekil 140’da sıkıştırmalı kanallı somun gösterilmiştir, kanalın üst kısmı erkek dişi kilitleme işi yapar nyct‐ pref, gece anlamına önek nylock kilitli somun nylon naylon nylon insulated naylon izolasyonlu nylon insulated magnet wire naylon izolasyonlu bobin teli nyxis 1. delme; 2. ponksiyon yapma ‐O‐ o and d bkz. origin‐destination o ring halka, bilezik, lastik halka o ring seal lastik halka o.k. tamam, doğru oakum kalafat üstüpüsü oakum kaba kenevir liflerinden yapılmış salmastra malzemeleri oar kürek object itiraz etmek object şey, madde, cisim object 1. nesne, cisim, eşya; 2. amaç, gaye, hedef object code amaç kodu object code, object program amaç program object depth cisim derinliği object language amaç dil object linking and embedding nesne bağlama ve katıştırma object linking and embedding (OLE) nesne bağlama ve katıştırma object module amaç birimi object oriented nesneye dayalı object oriented analysis nesneye dayalı çözümleme object oriented design nesneye dayalı tasarım object oriented programming nesneye yönelik program object program amaç program, nesne programı object‐based nesne tabanlı objection itiraz objective 1. duyulur, hissedilir, idrak edilir; 2. başkaları tarafından müşahede edilir; 3. mikroskobun objektifi (adesesi) objective nesnel, amaç objective aperture objektif çapı, objektif açıklığı objective classification harcama çeşitleri, harcama hesapları objective criterion nesnel ölçüt objective function amaç işlevi objective probability nesnel olasılık objectivity nesnellik object oriented analysis nesneye dayalı çözümleme object oriented design nesneye dayalı tasarım object oriented programming nesneye dayalı programlama object oriented testing nesneye dayalı sınama oblate yassılaştırma oblation yassılaştırma obligate 1. belli şekilde hareket etmeğe mecbur etmek, zorunlu yapmak; 2. isteğe bağlı olmayan, zorunlu, gerekli obligate borçlandırmak obligated yükümlü, mükellef obligation sorumluluk, mecburiyet, yaptırım ödev, vecibe, zorunluluk, yükümlülük obligation borç obligatory zorunlu, mecburi obligee alacaklı obligor borçlu oblique eğik oblique yatık oblique kesir işareti oblique angle dik olmayan açı oblique asymptote eğik asimptot oblique cone eğik koni oblique cylinder yatık silindir oblique fault katmanların doğrultusunu kesen kırık oblique load eğik yük oblique prism eğik prizma oblique projection yatık gösteriş oblique projection yassı gösteriş, yassı şekil, üç kenardan ikisinin dik olduğu, üçüncüsünün yatayla genellikle 30, 45 derece açı yaptığı projeksiyon oblique pyramid eğik piramit oblique section eğik kesit oblique valve gövdesi küresel olan dip çek valfi, kol ekseni aynı doğrultuda olan gövde uç eksenlerine göre eğik vaziyettedir obliquity yatıklık, eğim, meyil obliquity of connecting‐rod buhar makinalarında krank muylusunun en üst ve en alt konumda bulunduğu durumlarda biyel kolunun silindir ekseni ile yapmış olduğu açı obliterate, to iptal etmek, ortadan kaldırmak obliterating (f) silme, aşındırma, yok etme oblong dikdörtgen şeklinde oblong hole oval delik oblongata boyu eninden fazla olan obscuration karartma obscure karartmak obscure area kırık hattın özel durumu, kapalı alan (içinden düzeç eğrisinin geçmediği yol, şev, dere, bina vs gibi özellikler) obscure point kapalı alanı oluşturan noktalar observability gözlenebilirlik observable görünür, gözlenebilir observable variable gözlenir değişken observation fikir observation gözlem, rasat observation accuracy gözlem doğruluğu observation noise gözlem gürültüsü observation station gözlem istasyonu observation well gözlem kuyusu observation, visual bkz. visual observation observatory gözlem evi, rasathane observe gözlemek, dikkatle gözlemek, dikkat etmek, farkına varmak, uymak, riayet etmek, gözlemlemek observe, to gözlemlemek observer gözleyen, dikkat eden, gözcü observing tower rasat kulesi, gözlem kulesi obsidian asit bileşimli çabuk katılaşmış bir lav türü, doğal cam, yanar dağlarda çıkan koyu renkli cama benzer çok sert bir taş, obsidyen obsolescent eskimekte olan, nadir kullanılan (terim vs, ) obsolete 1. karışık, muğlak, belirsiz; 2. artık kullanılmayan, modası geçmiş, metruk obsolete hükümsüz obstacle engel, mani, set, mania obstruct engellemek, mani olmak obstruction 1. mani, engel; 2. tıkama, tıkanma obstructive engelleyici obtain, to almak, elde etmek obtainable elde edilebilir obtrude, to çıkıntı yapmak obtund, to keskinliğini gidermek, körletmek (ağrı vs.) obturation (f) 1. tıkama; 2. tıkanma obturator tıkaç obturator ring kapayıcı, tıkayıcı sekman, pistonlu makinalarda kesiti l biçiminde olan piston ile silindir arasındaki gaz sızdırmazlığını sağlayan gaz segmanı obtuse geniş obtuse angle geniş açı obtuse angled triangle üçgen/geniş açılı obtuse triangle üçgen/geniş açılı obverse yüz tarafı obviate, to önlemek obvious açık, apaçık occasion sebep olmak occasional arada sırada olan occasionally ara sıra oscillating conveyor salınımlı konveyör occlude 1. sıkıca kapatmak veya kapanmak, tıkamak; 2. massetmek, apsorbe etmek (özellikle gazlar hk, ) occlude emmek occluded air ayrık hava occlusal oklüzyona ait occlusion örtme, kapatma occlusion emme occlusive kapanma (oklüzyon) yı sağlayan occult gizli, kapalı, okult occupancy doluluk occupancy hat meşguliyet süresi occupancy detector meşgul dedektörü (sensörü) occupancy rate barınma katsayısı occupancy sensor meşgul sensörü occupancy sensor (see occupancy detector) meşgul dedektörü (sensörü) occupant işgal eden, yer kaplayan occupation meslek, uğraş, iş occupational meslekle ilgili, mesleğe bağlı occupied meşgul occupied space işgal edilen yer occupied zone işgal edilen zon occupy meşgul etmek, tutmak occur, to meydana gelmek, olmak occurrence hammadde kaynağı occurrence oluş occurrent olan ocean okyanus OCR (optical character recognition) optik damga tanıma octa‐ (ön‐ek) sekiz anlamı veren birleştirici octad sekizli takım octagon sekizgen octagonal sekiz kenarlı octagonal sekiz köşeli octagonal sign sekiz köşeli işaret octaheder oktaedr, sekiz yüzlü octahedral sekiz yüzeyli octahedral angle sekizgen açısı octahedral arrangement oktaedrik sıralanma octahedral layer oktaedrik tabaka octahedral plane oktaedrik düzlem octahedral positions oktaedrik durumlar octahedral shear stress oktaedrik kesme gerilmesi octahedron sekiz yüzeyli octal numbering system sekizli sayı sistemi octane oktan, benzinin alevlenme kabiliyeti octane index oktan sayısı octane number oktan sayısı octane rating oktan sayısı octangle sekizgen octangular sekiz açılı octant oktant octant sekizlik octant sekizde biri/dairenin octave ikikat, oktav octavo sekize katlanmış octet sequence integrity sekizli sıra tamlığı octet, byte sekizli, bayt octo‐ (ön‐ek) sekiz anlamı veren birleştirici octuple sekiz misli odd tek, küsur odd function tek fonksiyon odd harmonic tek katsıklık (harmonik) odd lane road tek sayıda şeritli yol (aynı bir platforma sahip, tek sayıda şeridi olan, ortak şeridi iki yönde de kullanılabilen iki yönlü yol) odd number tek sayı odd parity check tek eşlik denetimi odd vertex tek köşe odd‐even check tek‐çift kontrolü oddments döküntü odds tek sayılar odds and ends kırıntılar odograph kilometre saati odometer katedilen yol uzunluğunu gösteren alet odometer kilometre saati, odometre odontometer imalat esnasında dişli profillerinin hassasiyetini ve diş aralığını ölçmek için kullanılan cihaz odour (ayrıca odor) koku odour filter koku filtresi odoriferous kokulu/hoş odourless kokusuz odorous kokulu odour koku odour filter koku önleyici filtre OECD bkz. organization for economic cooperation and development OECF bkz. overseas economic cooperation fund oedometer sıkışma ölçer, ödometre, konsolidasyon halkası, konsolidasyon aleti oedometer test ödometre deneyi, konsolidasyon deneyi, yanal genişlemesine engel olunmuş basınç deneyi, yanal genişlemesine engel olunmuş numuneler üzerinde basınç deneyi oedometric curve ödometre eğrisi, konsolidasyon eğrisi off kapalı off işlemez durumda, kapalı, dış, dışta, açık devre off uzağa off day izin günü off the shelf raftan teslim off‐center merkezden kaçık off‐cycle defrosting durma zamanı defrostu offer teklif etmek, sunmak, teklif offer öneri, teklif off‐highway yol dışı off‐highway truck arazi kamyonu off‐hook (telephone) açık (telefon) offical resmi office işyeri, ofis office automation bürotik, ofis otomasyonu office automation ofis özdevinimi office building iş hanı, yönetim binası, idare binası office call (santrala) hizmet çağrısı office computer büro bilgisayarı office copy resmi kopya office hours mesai saatleri office work büro çalışması office/post postane official idari official resmi official gazete resmi gazete official order resmi sipariş official tolerance resmi hata sınırı officially resmen, resmi olarak officially fixed price, narh (mal veya hizmet fiyatlarının kamu otoriteleri tarafından belirlenmesi) off‐limits area yasak bölge offline çevrimdışı off‐line hat dışı off‐line otonom bağlantı off‐line çevrimdışı off‐line encipherment çevrimdışı şifreleme off‐line encrypting çevrimdışı kriptolama off‐line operation çevrimdışı işletim off‐line printer çevrimdışı yazıcı off‐line testing çevrimdışı sınama (test) off‐line, offline çevrimdışı off‐peak period zayıf yük zamanı off‐peak period pik yük dışındaki süre off‐peak storage heating zayıf yük süresince termal depolama ısıtması, soğu depolama off‐position kapalı durum
Description: