YÜZÜNCÜ YIL ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi DERGiSi SAY I: 3, YIL: 2000 ÖRNEK BİR ÇAGDAŞ İSLAM BiLiMLERİ ARAŞTIRMACISI: MUHAMMED HAMiDULLAH Ar. Gör. Ramazan ALTlNAY* 'İslam bizden ne tamamen ruhani leşerek melek olmamızı istemekte, ne de tamamen maddileşerek şeytanlaş mamızı. Çünkü; bu ikisinden yeteri kadarını Allah zaten yaratmıştır. ' M. Hamidullah Giriş Bu çalışmada, İslam dünyasının yakından tanıdığı, çağdaş İsHimi araştırmalara damgasını vurmuş olan, yaptığı derin, kapsanılı ve dikkatli araştırmalarıyla 'XX: yüzyılın Taberi'si'1 ünvanını alınaya hak kazanan çağdaş İslam alimlerinden Muhammed Hamidullah'ın yaşanı tarzı, dünya görüşü ile İslam bilimleri araştınnalarında örnek olabilecek bir takım yönlerine işaret edilecektir. Yazılarının ayrıntılı bir muhteva analizine ve eleştirisine girişrnek yerine, onun, yaşarken ve yazarken nasıl bir tutum benimsediği ve ne amaçla yazdığı, bazı eserlerinden yapılan alıntılada kısaca ortaya konulacaktır. Kanaatimi ze göre onun, çağdaş bir İslam bilimleri araştırmacısı ve özellikle İslam tarihi tetkikçisi olarak yaşantı, ilke, yöntem, donanım ve en önemlisi de bütün bilimsel faaliyetlerinin anıacı noktasında örnek alınabilecek yönleri bulunmaktadır. Y.Y.Ü., ilahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı İhsfuı Süreyya Sırma, "Paris Müslümanları Öksüz", Yeni Dünya Dergisi, İst., Mayıs-Haziran 1997, Yıl: 4, Sayı: 44, s. 49. 264 1 R. ALTINA Y Bu çalışma bir Hamidullah "biyografisi" ya da "bibliyografisi" değildir, aksine onu, bu iki yönüyle ele almak veya tanımak isteyenle re bir ilk okuma niteliğini taşımaktadır. Çünkü uzmanlık alanı hukuk olmasına rağmen, İslami bilimlerin çok çeşitli alanlarında eserler ver miş çok yönlü bir bilim adamı olduğundan, kanaatımızca Hamidullah hakkında dört başı marnur bir eser yazmak oldukça güç bir şeydir, zira o yalnız bir İslam devletler hukukçusu, İslam tarihçisi, siyerci, kültür ve medeniyet tarihçisi, tefsirci, hadisçi, dil araştırmacısı veya bir dü şünce adamı değildir. Hatta her yönü bir tarafa, yazılarının tam bir bibliyografyasını yazmak bile zor bir iştir. Bütün bunlara, dünyanın bir çok dilini, -yaklaşık on üçten fazla dili- bu dillerde eser verebile cek derecede bilen sıra dışı bir bilim adamı olduğunu ve sadece yazı larıyla değil, yaşantısı ve dünya görüşü itibariyle de farklı bir insan olduğunu vurgularsak, işin zorluğu kendiliğinden anlaşılır. Hayatı XX. yüzyılda İslam dünyasının İslam bilimleri alanında yetiş tirdiği büyük ilim adamlarından biri olan M. Hamidullah, 16 Muhar rem 1326/19 Ocak 1908 tarihinde Hindistan'ın Haydarabad-Deccan kentinde doğdu. Yörenin en köklü, ilmi seviyesi yüksek ve dindar ailesinin çocuğudur. Ailesi yüz yıllardan beri İslami alanlarda bilgin yetiştirmiş, bu ilim geleneğinin verdiği fedakarlık duygusuyla binlerce el yazması kitabı özel kütüphanelerinde muhafaza ederek bize kadar gelmelerini sağlamış örnek bir Müslüman ailesidir. Aynı şehirde Daru'l-Ulum medresesinde okudu. Yüksek öğrenimini Batı ve Doğu bilimlerinin karşılaştırılmalı olarak okutulduğu "Osmaniye Üniversi tesi"nde tamamladı. İslam Devletler Hukuku üzerinde bir mastır ça lışması aldı ve bunun malzemelerini sağlamak üzere, otuzlu yıllarda, Mekke, Medine, Sana, Şam, Kudüs, Kahire ve İstanbul kütüphanele rinde araştırmalarda bulundu. Osmaniye Üniversitesi, tezi tamamla masının ardından, aynı hukuk alanında bir doktora tezi hazırlamak için kendisini Almanya'nın Bonn şehı:indeki üniversiteye gönderdi. Bura da doktorasını tamamlayarak Devletler Umumi Hukuku'nda 1933 yılında doktor unvanın~ ald~. Aynı konularda mesleki bilgisini ileriet mek üzere öğrenim ve araştırmalarını Paris'te sürdürdü. Paris'te kal dığı bu dönemlerde (1933-35), ünlü Fransız oryantalist M. Gaudefroy Demombynes'in yanında adını ebedileştirecek meşhUr "Mecmuatu 'l Ve sai/d 's-Siyasiyye li 'l-Ahdi 'n-Nebevf ve '!-Hi/afeti 'r-Raşide" adlı çalışmasını ilk haliyle (daha sonra genişletmiştir) tamamladı. Daha 2 Agm., s. 49. Örnek Bir Çağdaş İslam Bilimler Araştımacısı .. ./265 sonra, Allah'ın kendisine vermiş olduğu bitmez tükenmez enerjisiyle, Hallıle üzerine uzmanlaşmış olan Louis Massignon 'nun, College de France'taki derslerini takip ettP. Bu esnada Kuzey Afrika şehirlerin deki kütüphanelerde de çalışmalar yapan Hamidullah, ülkesine döne rek Osmaniye Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde profesör olarak 1947 yılına kadar hocalık yaptı. Kendisi yurt dışında bulunduğu bir sırada (1947) Hindistan işgal kuvvetlerinin Haydarabad'ı işgali ve Haydarabad nizarnlığına son vermeleri üzerine siyasi mülteci olarak Fransa' da kaldı. Bu işgali protesto amacıyla bir müddet Fransa ve . Avrupa'da yayınlar yaptı ise de, sonunda Paris'te heimatlos4 statüsün de yerleşip oturmak zorunda kaldı. Rusça dahil, Fransızca, Almanca, İngilizce gibi bir çok Batı ve Arapça, Farsça ve Japonca gibi bir çok Doğu dilini, bu dillerde eser yazacak derecede iyi bilir. 1954 yılından başlamak üzere, 25 yıl boyunca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakül tesi 'nde faaliyete geçen "İslam Araştırmaları Enstitüsü"nde sözleşme li misafir öğretim üyesi sıfatıyla dersler verdi. Yanısıra Ankara Üniver sitesi ilahiyat Fakültesi, Atatürk Üniversitesi ve diğer Türkiye üniver sitelerinde dersler ve konferanslar vermiş, Türk dilinde te'llf ve ter cüme yayınlar gerçekleştirmiştir. Türkiye içinde ve dışında bir çok ilmi maksatlı seyahat yapmıştır.5• Paris'te kurulu "ilmi Araştırmalar Milli Merkezi" (CNRS) üyesi olarak ilmi çalışmalarda bulunarak araştırma ve yayınlar yaptı. Değer li bilim adamının Fransızca, İngilizce, Almanca, Türkçe, Malay Endonez dilleri, Portekizce, Japonca, Boşnakça, Arapça ve Tamul dillerinde kitapları ve makaleleri yayımlanmıştır6• Hamidullah'ın ya yın hayatına girişi 1924'te başlar. O günlerden bugüne, 40'a yakın 3 Agm., s. 49. Aynı oryantalistin teşvikiyle M. Hamidullah, "Le Saint Coran" adlı Fransızca Kur'an tercümesini yapmıştır. Bkz: Agm., s. 49, (2. Dipnot). 4 Genelde vatanı olmayan kişiler için kullanılır. Hamidullah, Hindistan ile Pakis tan'ın ayrılmasına siyasi olarak karşı çıkmış, bu yüzden daha sonraki gelişmeler neticesinde Pakistan'ın ya da Hindistan'ın vatandaşlığını kabul etmeyerek Fransa Paris'e yerleşmiştir. Çünkü o, Hind kıtasının Hindistan ve Pakistan şeklinde iki ayrı devlet olarak aynşmasının, bu bölgede hızla devam eden İslfuıılaşma sürecini sekteye uğratacağını, husflmeti artıracağını düşünüyordu. Nitekim daha sonraki gelişmeler, onun haklı olduğunu ortaya koymuştur. 5 Türkler'e ve Türkiye'ye karşı derin bir sevgi besleyen Hamidullah'ın, bir takım problemlerden dolayı Türkiye'de sıkıntılar çektiğini belirtmeliyiz. Onun Türkler ve Türkiye ile ilgili özel hissiyatını ifade ettiği satırlar için bkz: Muhammed Hamidullah, İsll1m Peygamberi, tre. Prof. Dr. Salih Tuğ, İst. 1990, I, s. XV vd. 6 Muhammed Hamidullah, İsll1m Peygamberi, II, I 158, (Prof. Dr. Salih Tuğ'un ilavesi). 266 1 R. ALTINA Y eser ve 700 kadar da makale kaleme almıştır7• Yaşantısı ile bütün Müslümanlara ve insanlığa örnek olabilecek yönleri bulunan Hamidullah, İslam' a bakışı ve İslam ilimleri alanında yaptığı araştırmalarıyla da bu alanda faaliyet gösteren bütün bilim adamlarına davranışları, donanımları, tetklkleri, çalışma yöntemleri açısından gerçekten örneklik teşkil edecek özelliklere sahip ender bilim insanlarmdan biridir. Ömrünü. tamamen İslam araştırmalarına adamış olan Ham'i dullah,. hiç evlenmemiş, normal insanın ihtiyaç duyduğu bir çok gün delik ihtiyaç ve faaliyetlerden kendini soyutlamıştır. Hayatı kütüpha neler, ilim meclisleri, tebliğ faaliyetleri ve ilim seyahatleri arasmda geçmiştir. Oldukça zahidane ve mütevazi bir yaşantıya sahiptir. Bunda İslam kültürünün ve kendisinin Hint kıtasının çocuğu olmasının da etkisi olabilir. Yemek kültürü ve gündelik hayat standardı açısından çoğu insandan önemli ölçüde farklı bir yaşam tarzını benimsemiştir8• Paris'te, bir apartmanın çatı katında, tek oda denebilecek mütavazi bir dairede, zarfiri ihtiyaçlarını karşıtayabilecek kadar malzemeyle, kendi hayatıyla ve gündelik ihtiyaçlarıyla ilgili hiç kimsenin yardımını kabul etmeden sürdürülen mütevazi bir hayat... İslam ilimleri alanında yapmış olduğu araştırmaları dünya ilim arenasında ve özellikle Müslüman araştırmacılar tarafından çok ya kından bilinen Hamidullah, çalışmaları dünyanın bir çok diline çev rilmiş ve o dillerde çok sayıda baskı yapmış, milyonlarca insan tara fından okunmuş olmasına rağmen hayatının yaşlılık döneminde büyük bir maddi sıkıntı içine düşmüştür. Onun gibi bir alimin oldukça varlık lı olması beklenirken, böyle bir duruma düşmesinin bir tek izahı olabi lir: Bütün faaliyetlerini, sevalımı Allah'tan bekleyerek yapmış olması dır. Böyle bir hayat büyük ölçüde kendi tercihi olmasına rağmen, son zamanlarda Müslümanların ilgisizliğinden de yakındığını belirtelim. Bilebildiğimiz kadarıyla, ömrünün 90 yılını geride bırakmış yaşlı bir 7 Hamidullah'ın yayınları ile ilgili seçme bir liste için bkz: Muhammed Hamidullah, İsiilm Peygamberi, II, I 159-1169. (Prof. Dr. Salih Tuğ'un ilavesi). 8 Mesel§, günlük genel yiyeceği muz ve süttür. Çok nadir olarak yemek yediği, .. iştirak ettiği davetlerde sadece çorba içerek kalktığı ya da mükellef sofralardan sadece bir iki çeşidinden yediği bizzat görenler tarafından anlatılmaktadır. Hafta nın günlerini, her gün ayrı bir iş yapmak üzere bölümlere ayırmış ve uzun yıllar bunu taviz vermeden uygulamıştır. Pazartesi günü kütüphanede çalışmak, Salı günleri İslam'a yeni giren veya girmek isteyen insanlara İslam'ı tanıtmak, Cuma günlerini tamamen ibadete ayırmak gibi...(Aktaran, Prof. Dr. Sabri Hizmetli). Örnek Bir Çağdaş İslam Bilimler Araştımacısı .. ./ 267 insan olarak Paris'teki sıkıntılı günlerinden sonra9, yakın zamanlarda10 yeğeni ile Seyyid Hüseyin Nasr tarafından Amerika'ya götürülmüş ve şu anda orada yaşamaktadır11• Kendisiyle irtibatı bulunan insanlardan öğrendiğimize göre, artık bilimsel çalışmalar yapamamaktadır. Eserleri Bazı Yüzyılımızda İslami ilim, sanat ve düşünce alanlarında ortaya konan çalışmalar, geçmiş yüzyıllarda kaleme alınan eserlerden iki noktada önemli farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıklardan birinci si, İslam 'ın zengin kültür mft;asını okunabilir ve anlaşılabilir bir dil ve muhteva ile çağdaş insana sunmak, diğeri de İslam dünyası ve Müs lümanların, insanlığın genel düşünce ve ilmi birikimine yaptıkları katkının önemini ve mahiyetinitespit etmektir12• Eserlerinden bir çoğu Türkçe'ye tercüme edilen, çeşitli vesile lerle uzun zaman Türkiye'de bulunarak çok sayıda talebe yetiştiren, bu münasebetle de İslami ilimler alanında yüksek tabsil yapmış çok sayıda insanın kendisini yakından tanıma fırsatı bulduğu M. Hamidullah, söz konusu her iki alanda da gerçekten kilometre taşı sayılmaya değer eserler ortaya koymuş büyük bir İslam bilginidir. Yaptığı derin, kapsamlı ve dikkatli araştırmalarıyla ortaya koyduğu, bir çoğu alanlarında orijinal tespit ve buluşları içeren eserlerinin bun dan sonraki zamanlarda da başvuru kaynağı olacağında şüphe yoktur. Araplar'ın kendisine "Halede fi'l-Mektebe" · (Kütüphanelerin Köste beği) dediği Hint kıtasının bu büyük İslam bilgininin araştırma ve eserleri şimdiden klasikler arasına girmiş bulunmaktadır13• Hamidullah eserlerini, bizzat içinde yaşadığı ve yakından tanı dığı farklı dünyaların ve inanış biçimlerinin kendisine kazandırdığı bir takım tecrübeler, değişik insan psikolojileri, toplum yapıları ve çeşitli kültür evrenleri hakkındaki derin bilgisi dolayısıyla çoğu Müslüman müelliften farklı bir üslupla kaleme ·almıştır. Oldukça basit ve anlaşılır bir üslubu bulunan çoğu eserlerinin hedef kitlesi, İslam hakkında hiç- 9 Hamldullah'ı, 1996 yılı Ocak ayında Paris'te gördüğünü söyleyen İhsan Süreyya S ırma, "O kadar çok ihtiyar/arnıştı ki, herkesin huzurunda kulağımı çekecek kadar benimle samimi olan Hoca, maalesef beni tanımamıştı" demektedir. Bkz: S ırma, Paris Müslümanları Öksüz, s. 49. 10 1997-1998-1999 yıllarını kastediyoruz. · 11 İhsan Süreyya'nın verdiği bilgiye göre ABD'nin Filadelfiya eyiiletinde yaşamak tadır. Bkz: Agm., s. 49. 12 Muhammed Hamidullah, İlk İsiilm Devleti, tre. Prof.Dr. İhsan Süreyya Sırma, Beyan yay., İst. 1992, s. 7. 13 Muhammed Hamidullah, age., s. 7. 268 1R . ALTINA Y bir bilgisi olmayan kişilerdir. Onun, hedef kitlesine göre gelişen bu üslubunu dikkate almayan bazı Müslüman yazarlar tarafından haksız yere eleştirilmiştir. İslam dünyasının neresine çağrılırsa, mazeret be yan etmeksizin koşan bu büyük a.lim, sadece masa başı çalışmalarıyla yetinmemiş, İslami ilimierin çeşitli alanlarında araştırmalar yapmış, dersler ve konferanslar vermiş, tebliğler sunmuştur. Bütün bu faaliyet leri gerçekleştirmek için bir çok seyahatlar yapmıştır. Kitap halinde basılan bir kısım yazılarını bu dersler, konferanslar ve tebliğler oluş turmuştur. Bu sebeplerden bir çok eserinde tekrarlar göze çarpmakta- dır. · Günümüzde akademik araştırmalar uzmaniaşmayı gerekli kıl makla birlikte, İslami ilimler bağlamında bütüncül yaklaşım da öne mini koruyan bir yöntemdir. Nitekim bir tefsir bilimcisi, incelediği bir konuyu hadis, hukuk ve tarih gibi diğer disiplinler bağlamında da görmek durumundadır. Böyle bir bütünsel bakış olmadığı takdirde, çoğu durumlarda ele alınan konu tarihsel bağlarnından kopar ve anla mını büyük ölçüde yitirir. Uzmaniaşmanın bir çok avantajına rağmen, dezavantajlarının da bulunduğu bir gerçektir. Bir başka ifade ile İs lam'ı, bir çok odası, kapısı, koridorlarıyla ve bütün bölümleriyle insi camlı kocaman bir saray gibi düşündüğümüzde, O'nun sadece bir odasını teferruatıyla bilmekle, bütün sarayı bildiğimizi iddia etmek sağhklı bir davranış olmasa gerektir. Hamidullah'ın, uzmanlık alanı İslam hukuku olmasına rağmen İslam Tarihi, Hadis, Tefsir, Dil gibi diğer ilimlerde de eserler kaleme alabilmesinden onun, İslam'a bir araştırma alanı olarak bütünsel yaklaştığını anlamaktayız. Onun, gü nümüzde ender ilim adamlarında14 bulunan bu özelliği, İslam hakkında araştırma yapanlara bir örnek teşkil edecek mahiyettedir. Çünkü İs lam'a bütünsel bir bakışla yaklaşınayan bir müfessir, muhaddis, tarihçi ya da diğer ilim alanlarında uzman olaı_ı her hangi bir ilim adamının yeterince başarılı olması çok zordur. Hamidullah, uzmaniaşmanın en yoğun bir şekilde bulunduğu Batı toplumunda yaşamasına rağmen, İslam'a bu bütünsel bakışını hiç kaybetmemiş, eserlerine bunu akset tirmiştir. Disiplin, zühd ve samirniyet dolu çalışmalarındaki başarısı nın bir sırrı da, 'bir şey hakkında çok şey bilip çok şey hakkında da hiçbir şey bilmeme'ye sebep olan uzmaniaşmanın tehlikelerine düş meden, İslam'ı bir bütün olarak görmesi olsa gerektir. Eserlerini .y azarken, eğer gerekli bilgiler varsa ilk kaynaklara 3'14 ' Misel§; ~böyle'bir bütünsel bakışa sahip olan çağdaş İslam araştınnacılarından birisi de, M. Ham1dullah'tan, araştınnaları, dünya görüşleri, hedef kitleleri, amaç ları ve ulaştıkları sonuçlar yönünden farklı olmakla beraberFazlur Rahm§n'dır. Örnek Bir Çağdaş İslam Bilimler Araştımacısı .. ./269 müracaat etmiş, kullandığı kaynaklar arasında basılı eserler yanında dikkate değer sayıda el-yazması nüshaları, hatta ünik nüshaları kul lanmış, bizzat tarihini yazdığı bölgeleri dolaşıp incelemiştir. Kitapla rında çeşitli vesilelerle belirttiği üzere, rasyonel açıklamalardan vaz geçmemiş, ama bu rasyonellik kuru bir rasyonellik değil, samirniyet ve maneviyat dolu bir akılcılıktır. Çalışmalarına genel olarak bakıldı ğında, bütünsellik, derinlik, rasyonellik, samirniyet ve züht gibi ilk bakışta hepsinin aynı anda bir arada bulunması mümkün gözökmeyen hususların nasıl anlamlı bir bütün oluşturduğu görülür. Bu makalede Hamidullah'ın, İslam'a bütünsel bakışını akset tirrnek açısından İslam tarihi ile doğrudan ilgili bir kaç eserine, onun diğer alanlarda da yetkin bir ilim adamı olduğunun kanıtı olarak ta hadis ve hukuk alanındaki birer çalışmasına değinilecektir. Burada hemen ifade edelim ki Hamidullah, İslami ilimierin değişik branşla rında yazmış olduğu yazılarında, bir tarihçi gibi hareket etmekte, ça lışmalarının çoğunda tarih metodunu kullanmakta, onu önemli bir delil ve kaynak olarak görmektedir. Bize göre de bu yöntem, İslam tarihinin içinde doğan ve gelişen bütün diğer İslaini ilimierin anlaşıl masında iyi bir yöntemdir. Çünkü İslam'ın ve onu aniayıp pratize eden Müslümanların ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve düşünsel süreçlerinin doğup gelişimini bir tarih bilinci içinde kavramadan, bir bütün olan İslam'ın her hangi bir uzvunda yapılacak araştırmanın a nakronizme düşme ihtimalinden kurtulması mümkün gözükmemekte dİr. Doğru bir tarih bilinci içinde kavranan İslam tarihi, diğer alanlarda yapılacak çalışmalar için bir koruyuculuk vasfı üstlenecek, çeşitli ilim dalları içinde ele alınan araştırmaları bağlaınından koparılmış anlam sız araştırmalar olmaktan kurtaracak, Müslümanlar'ın genelde avam bazında, özelde entelektüel/akademik düzeyde içine düştükleri son bir kaç yüzyıllık bunalım dönemini anlamada, bugünü anlamlandırmada ve geleceğe yön verınede motor görevi lfa edecektir. Tarihin bu şem siye olma vasfını Hamidullah' ın çoğu eserlerinde görmek mümkün dür. 1. İslam Peygamberi Hz. Peygamber'in hayatını ve faaliyetlerini konu alması bakı mından İslam Tarihi ilminin 'siyer/meğazi' disiplini içine giren "İslam Peygamber"i, Muhammed Hamidullah'ın Fransızca15 olarak kaleme 15 Eserin Fransızca birinci neşri Paris, 1959, ikinci neşri, Beyrfit, 1974, üçüncü neşri, Paris, 1978 ve dördüncü neşri, Paris, I 979 yıllarında yapılmıştır. 270 1 R. ALTINA Y aldığı en hacimli eseridir. Türkçe16 dahil olmak üzere Arapça, Urduca, Hırvat-Sırp dili gibi bir çok dünya diline tercüme edilmiştir. Hamidullah, kitabın Türkçe tercümesinin, "Türkçe Dördüncü Baskı İçin Önsöz" kısmında çalışma planı ve metodunu belirtirken, Rasülullah Muhammed'in hayatı ve faaliyetleri ile ilgili bilgilerin kaynaklarda çok geniş bir biçimde yer aldığını, Şem'i (ö: 942)17, Makrizi (ö: 845Y8 ve Zurkani (ö: 1122Y9 gibi klasik dönem kaynakla rından en geniş olanlarının bile bu biyografı konusunda seçme ve öz bilgilerden ibaret olduğunu söyleyerek kendisinin· de bu konuda bir seçme ve özetierne yoluna gittiğini ifade etmektedir. Eseri yazma amacını, "Ben işin başında, RasUlullah 'ın hayatını spesifik bir biçimde tetkik ve 'Siretu 'n-Ne bi' üzerinde Fransızca yeni bir kitap te 'lif etme gayesini gütmüyordum; asıl hedefim, diğer çalış malarım için eksikliklerini tamamlamak ve kendi şahsi hayatımda lüzumlu bilgileri geliştirmek olmuştu. Gerçekten de Kur 'an-ı Kerim 'de yer alan bir tiyette, Rasillullah 'ın hayatında her bir Müslüman için izinden yürünecek 'en iyi bir örnek' bulunduğu bize ifade edilmekte dir. Ben ihtisas olarak 'İslam Devletler Hukuku' (Siyer) alanında çalışmaktaydım ve bu araştırmalarım ile onun Devlet idaresi ve Dev letler Hukuku alanında bize ne gibi 'örnekler' bıraktığına dair bilgi toplamak istemiştim. Böylece elinizdeki bu kitabın ilk neşrine temel teşkil eden malzemenin hazırlanması, ömrümün kırk yılını almış oldu; bundan sonra önümde akıp giden yirmi yıl, te 'lif edebildiğim bu metni her fırsatta gözden geçirmek ve geliştirmekle geçti" diyerek belirtmek tedir. Esas itibariyle hukuk alanında araştırmalar yapan bir tetkikçi sı fatıyla sahip olduğu özel tutum ve tabiat icabı, akla dayanmak sfuetiy le ispat edilememiş her hangi bir şeyi kabul etmesinin kendisinden 16 Eserin Türkçe'ye ilk tercüme girişimini merhum Sait Mutlu (ö: 1969) yapmıştır. Kitabın birinci cildinin neşrini yaptıktan sonra mütercimin ani ölümü sebebiyle tercüme işi tamamlanamamıştır. Yakın dostu ve arkadaşı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi profesörlerinden Salih Tuğ, yayınlanamayan ikinci cildin ter cüme işini kısa zamanda tamamlayıp, l 969 yılında yayınianmasını sağlamıştır. Salih Tuğ, 1978 ve 1979 Paris Fransızca baskılarını esas alarak Türkiye'de "İsliirn ·Peygamberi" adıyla tanınan bu kitabın gözden geçirilmiş ve geniş ilavelerle dolu elimizdeki Türkçe tercümesini kısa zamanda yapmış ve kitap, 1400/1980 yılında (İrfan yayınevi tarafından İstanbul'da) yayınlanmıştır. Daha sonra bir çok baskı yapmıştır. 17 es-Sire ya da Subhu'l-Hudi'i, Mekke'de bulunan bir el yazması. 18 el-Haber ani'l-Beşer, el-Yazması: İstanbul-Ayasofya, No: 3362-66. 19 Şerhu Meviihibi'I-Ledfiniyye, Kahire. . Örnek Bir Çağdaş İslam Bilimler Araştımacısı .. ./ 271 beklenmemesi gerektiğini belirten yazar, bu tabiatının bir sonucu ola rak da bütün bu çalışmalarının, körü körüne bir tarihi bilgi peşinde koşmak ve bunları gözler önüne serrnek şeklinde değil de, olayların sebeplerini araştırmak ve bu sebeplerin ortaya çıkardığı neticelerin gösterilmesi tarzında geliştiğini, Müslümanların ferdi olsun, sosyal olsun, bütün davranışlarında takip edecekleri yol, iz ve kaidelerin, bu yoldan gün ışığına en iyi bir biçimde çıkarılacağını savunmaktadır. Böyle düşünüp çalışınakla mu'.cizeleri de inkar edip reddetmediğini belirtmekte, fakat mu' c izeler tamamen Peygam-berler' e has olduğun dan ve bir Müslüman'ın şahsi hayat ve gündelik davranışlarında daya nahileceği ve kendilerinden 'örnek olarak istifade edebileceği gerçekler olamayacağından, Rası1lullah Muhammed (sav.)'in hayat ve faaliyet lerini açıklarken bu çeşit özel durumları doğrudan doğruya ele alma mıştır. Genel çalışma metodu planında, kullandığı kaynaklarda nakle dilen bilgiler arasında bir tutarsızlık ve zıddiyet ile karşılaştığında bunlar arasında bir tercih yapma ve hüküm verme durumunda kalmış tır. Bir İslam hukuku tetkikçisi olarak mantığını kullanmak suretiyle bunlardan hangisinin daha kabule şayan veya hangisinin akla daha yakın olduğu konusunda tercihler yapmış; bu tercihi,"konunun parlak lık ve cazibesine, hatta Müslüman halk yığınlarının taşıdığı bazı anla yış ve mefhumlara aykırı düşse de, bu yolda yürürnede tereddüt et memiştir. Gerçeği ifade ve açıklama hususunda herhangi bir imtiyaz ve tekele sahip olmadığının da farkında olarak, herhangi alelade bir insan gibi kendisinin de yanılabileceğini peşinen kabUl etmektedir. Bunun şuuruna varmış bir kimse olarak eserleri hakkında tenkitleri dört gözle beklemiş; teklif edilen makul ve uygun düzeltmeleri derhal yapmıştır. Bunun bir örneği olarak İslam Medeniyeti (İstanbul) adlı dergide ya yınladığı 'Hz. Peygameber'in Süt Kardeşleri' adlı makaleyi vermek tedir.20. "Benim muttali olabildiğim Türk dilinde yayınlanmış muhtelif kitap veya makale şeklindeki diğer tenkit/er, bunlar kusurlu şeyler olmamakla beraber, bana öyle görünüyor ki, daha çok bazı yanlış anlama/ara dayanmaktadırmı, diyerek, bazı yanlış anlaşılmalardan da şikayet etmektedir. Eser, Hamidullah'ın da belirttiği gibi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav.)'in hayatıyla ilgili olarak bir Müslüman'ın bireysel 20 Bkz: İslam Medetıiyeti Dergisi, İst., 1973, III/2. 21 Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, I, XVIII-XX. 272 1 R. ALTINA Y ve toplumsal yaşantısında ve düşünüşünde örnek alabileceği bir çok konuyu içermektedir. Hz. Peygamber'in dünyaya geldiği Arabistan ve çevredeki devletlerden, Mekke'nin Hz. Peygamber'in tebliğ vazifesi için bir merkez olarak seçimi, O'nun ecdadı, doğumu, çocukluğu, gençliği, evliliği, Wihi tebliğ için görevlendirilmesi, bazı Müslüman ların O'nun emriyle Habeşistan'a hicretleri, boykot hadisesi, mi'rac ve mu'cizeler, Medine'ye hicret, orada toplumun teşkilatlandırılması, İlk İslam devletinin anayasası, Mekke Kureyşlileri'yle münasebetler (Sa vaşlar, antlaşmalar), Mekke ve Medine çevresindeki kabileler, Hz. Peygamber'in çeşitli ülke kral ve emirlerine gönderdiği dine davet mektupları22, Bizanslılarla, İranlılarla, Arap kabileleriyle, Yahudilerle, Hıristiyanlarla ilişkiler, Hz. Peygamber'in özel hayatı, eğitim ve öğre tim faaliyetleri, fen ilimleri ve bunların gelişmeleri, Hz. Peygam ber'in başlangıçta sahip olduğu devlet anlayışı ve uygulamaları, amme ile ilgili hükümet işleri ve bunların icrası, adli, idari, askeri, siyasi teşkilatlar, Hz. Peygamber'in takip ettiği siya~etin temel umdeleri, devrin sosyal yapısı ve.Hz. Peygamber'in irtihali, toprağa verilmesi ve hilafet ıneselesine varıncaya kadar bütün konuları ayrıntılarıyla Din'in, aklın, mantığın, İslam tarih ve kültür mirasının belgeleri ve ilmin ışığında ele alarak incelemiş ve eseri okuyanların da dikkatini çekec~ğigibi, bir çok konuda yeni ve orijinal tespitlerde bulunmuş, bir çok müphem konuyu açıklığa kavuşturınuştur. Hamidullah, asıl konuya geçmeden önce, "İs/dm Peygam ber'inin Hayatını Niçin Tetkik Ediyoruz?" başlığı altında, bu eserin yazılış amacını net bir şekilde belirtmiştir: "İnsan hayatı iki büyük ayırım taşımaktadır: Maddf ve manevf. Bu iki alan arasında ayarlı bir denge meydana getirmek, böylesine muvdzeneli bir hayatın yaşanan bir.örneğini diğer insanlara vermek, şufanf insanlara hid{tyet yolunu göstermeye çalışan biri için herhalde id_eal bir şey olacaktır. Tarihte, hayatları taklfd ve takip edilmeye değer iyi bir örnek . teşkil eden çok sayıda hükümdar, alim, velf ve diğer bir çok büyük şahsiyetler görülmektedir. Vefatının üzerinden on dört asır kadar bir zaman geçmiş ve bu arada, ilim inanılmaz gelişmeler kaydetmiş ve hayatımızın şart ve durumları, anlayışları bile derin değişikiere uğ rr;ımış. q{cluğu günümüzde, acaba niçin Muhammed (Aleyhi 's-Saldtu ; y~),~$e!tjm)}t:ı.~qj?çıtını tetkfk ediyoruz? Bir Müslüman için bu sudlin ' ceviibz basiltir:'J:t(Jyatta, o rehberiri (RasUlullah) gösterdiği yol takip 22 Hamlduilah bu meictl.ıpiarctıln önemli olan altı tanesini ayrı bir kitap halinde ince lemiştir. Biz, o kitabı da kısaca bu çalışmada tanıttık.
Description: