MECAZ ANLAMI TEMEL ANLAMA DÖNÜŞEN KELİMELER Gülcan ÇOLAK BOSTANCI ÖZET Bir kelimenin birden fazla kavramı yansıtmasına çokanlamlılık denmektedir. Özellikle de kullanım sıklığı fazla olan kelimeler çokanlamlılık göstermektedir. Anlam, değişebilen ve gelişebilen bir yapı gösterdiği için de bir kelimenin temel, yan ya da mecaz anlamı arasında hiyerarşik geçişler olabilmektedir. Dolayısıyla bir kelimenin mecaz anlamı, tarihî süreç içinde temel anlam durumuna gelebilmektedir. Bu yazıda, seçilen 101 kelimenin, Türkçe Sözlük (TDK 2005)’te mecaz olarak belirtilen bazı anlamları için günümüzde mecaz denemeyeceği, hatta bu kelimelerin mecaz atfedilen anlamlarının temel anlam durumuna geldiği gösterilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Anlam değişmeleri, mecaz anlam, temel anlam. WORDS WHOSE FIGURATIVE MEANING CHANGE TO DENOTATIVE MEANING ABSTRACT If a word reflects more than one concept, it is called polysemy. Especially frequently used words display polysemy. As the meaning has a changeable and expandable structure, there may be hierarchical changes between the denotative, connotative and figurative meaning of a word. Accordingly, the figurative meaning of a word may become its denotative meaning in historical process. Dr., Gazi Üniversitesi, Yeni Türk Dili, [email protected] Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009 Mecaz Anlamı Temel Anlama... 149 In this article, it is suggested that some figurative meanings of 101 chosen words as stated in Turkish Dictionary (TDK 2005) cannot be considered as figurative today; moreover imputed figurative meanings of these words have become denotative meaning. Key Words: Semantic change, figurative meaning, denotative meaning. Giriş Dilin özelliklerinden biri de canlı bir varlık olmasıdır. Diller doğar ve geliĢir, hatta ölebilir de. Bir dilin sözvarlığı zenginleĢir, kelimelerde biçim ve anlam yönünden değiĢmeler yaĢanır. Biçim, anlam, söz varlığı yönünden dillerin hayat hikâyelerinde görülen değiĢmeler, uzun bir sürece yayıldıkları ve toplumsal gerçekliklerle iç içe yaĢandığı için anında ve kesin bir biçimde tespit edilemezler. Dilin hayatına artzamanlı bakıldığında söz konusu değiĢmeler, daha açık ve dikkat çekici bir Ģekilde görülür. Dilin canlılığına dair önemli göstergeler olan bu değiĢmeler, kelimelerin anlamlarında da kendini gösterir. Kelimelerin anlamları daralabilmekte, geniĢleyebilmekte ve değiĢebilmektedir. Uygur metinlerinde ―mal mülk‖ anlamında görülen ―davar1‖ kelimesi, bugüne anlamı daralarak gelmiĢ ve günümüzde ―koyun, keçi‖ gibi hayvanlar için kullanılmaktadır. Eski Türkçede ―düĢünmek, üzerinde durmak, kederlenmek‖ anlamındaki ―sakınmak‖ fiili, bugün ―bir Ģeyi yapmaktan uzak durmak‖ anlamını kazanmıĢtır (Aksan 1999, 134– 135). Kelimelerde görülen anlam hareketliliği, bir kelimenin çokanlamlılık kazanmasında da etkili olmaktadır. BaĢlangıçta somut bir nesneye ad olan kelime, çeĢitli benzetmelere dayanan aktarmalarla zaman içinde yeni somut ve soyut anlamlar kazanabilmektedir (Aksan 2000, 76). Genellikle nitelik ve iĢlevsellik açısından birbirine yakınlık gösteren nesneler arasında iliĢki kurma yoluyla bir gösterge, ilk yansıttığı kavramın yanı sıra baĢka bir nesneyi ya da kavramı da anlatır duruma gelebilmekte (Aksan 2004, 65), dolayısıyla bir tecrübe baĢka bir tecrübeye göre anlaĢılmakta ve anlatılmadır (Lakoff ve Johnson 2005, 146). Bilinen ilk anlamıyla ―tokı-― fiili, ―tok‖ yansıma 1 Kelime, Eski Türkçenin Grameri‘nde ―mal, mülk, davar‖ anlamında ―tawar, tıwar, twār‖ biçiminde yazılmakta (Gabain 1988, 297); Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü‘nde ―davar, mal, ticaret eĢyası‖ ve ―Çin kumaĢı‖ anlamında ―tavar‖ olarak verilmektedir (Caferoğlu 1968, 228). Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009 150 Gülcan ÇOLAK BOSTANCI ismine dayanan ve isme getirilen ―+ı-― eki ile ―vurmak‖ anlamında türetilen bir fiildir. Türklerin (taĢa) ―yazı yazmak‖ anlamını belirtmek için ―vurmak‖ anlamındaki ―tokı-― fiilini de kullanması (Ercilasun 2004, 130), kelimelerin nesneler arası iĢlevselliğe bağlı olarak anlam kazanmasına bir örnektir. Bir kelimenin temel anlamına yeni anlamlar eklenebildiği gibi bu yeni anlamlardan biri, temel anlamdan daha baskın ve yaygın duruma da geçebilmektedir. Uygurcada ―bezmek‖ eylemi ―titremek, ürpermek‖ anlamına gelmekte ve ―korkmak‖ eylemiyle birlikte ikileme olarak kullanılmaktaydı (Aksan 2000, 73). Bir varsayımda bulunalım ve kelimenin bugünkü anlamı olan ―bıkıp usanma‖nın ―titreme‖yi ifade eden ―bezmek‖ kelimesinin o dönem için mecaz anlamı olduğunu söyleyelim. Bu durumda Ģöyle bir değiĢim yaĢanmıĢtır. Kelimenin mecaz anlamı temel anlam durumuna geçmiĢ, üstelik diğerini yürürlükten kaldırarak ilk anlam olmuĢtur. Statik olmayan anlam, kendince bir kast sistemi uygulamamakta, anlamlar arasında sıra değiĢikliği olabilmektedir. Guiraud‘nun ifadesiyle anlam, evrim geçirir; kelimenin bağlamsal ya da toplumsal değer taĢıyan anlamı, yavaĢ yavaĢ temel anlama doğru kayarak onun yerini alabilir (Guiraud 1999, 67). Eski Türkçedeki ―kırmak, kesmek‖ anlamı taĢıyan ―üzmek‖ kelimesi, bugün nasıl ―üzüntü vermek‖ (Aksan 1999, 135) anlamıyla zihinlerde canlanabiliyorsa bugün bir kelimenin mecaz diye atfedilen anlamı da dilin gelecek zamanlarında temel anlam durumuna geçebilir. Bugünkü Türkçenin sözvarlığında yer alan yüzden fazla kelimenin, Türkçe sözlüklerde mecaz olarak belirtilen bazı anlamlarının, mecaz olmaktan çıktığını, hatta temel anlam durumuna geldiğini söyleyebiliriz. Dilin gündelik kullanımı içinde ―çiroz‖ dendiğinde, zihinde oluĢan nesnel tasarım, ―yumurtasını atarak zayıflamıĢ uskumru balığı‖ değil de sözlüklerde mecaz diye belirtilen ―zayıf, sıska kiĢi‖ anlamında yoğunlaĢmaktadır. ―Kösteklemek‖ kelimesi, ―hayvanın ayağına köstek vurmak‖tan ziyade Türkçe sözlüklerde mecaz olduğu ifade edilen ―bir iĢin olmaması için uğraĢmak, engellemek‖ anlamını taĢımaktadır. Bugünkü Türkçenin sözvarlığında yer alan yüzden fazla kelimenin, Türkçe sözlüklerde mecaz olarak belirtilen bazı anlamlarının, mecaz olmaktan çıktığını, hatta temel anlam durumuna geldiğini kanıtlamak için bir alan araĢtırması yapılmıĢtır ve bu yazıda araĢtırmanın sonuçları ortaya konulacaktır. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009 Mecaz Anlamı Temel Anlama... 151 Temel Anlam, Yan Anlam, Mecaz Anlam Anlam değiĢmeleri, bunların nedenleri ve nasılları, dilin kendi mantığı ve tutarlılığı bağlamında olağan ve anlaĢılırdır. AnlaĢılmazlığın ve aksamaların yaĢandığı durum ise bu değiĢmelerin nasıl tasnif edileceği ve adlandıracağıdır. Kelimelerin anlam yönünden sınıflandırılması ve sınıflandırma dâhilinde adlandırılıp açıklanması, Türkçedeki problemli alanlardan biridir, fakat bu yazının sınırlarını zorlamamak adına gerçek, düz, temel, ilk, göndergesel, asıl, başat, yan, ikincil, değişmece, mecaz anlam terimlerinin içeriklerine dair bazı belirsizlikleri Ģimdilik bir kenara koymak zorundayız. Yine de tutarlılık ve birlik sağlamak, yazı içinde hangi terimle hangi anlamın kastedildiğini belirginleĢtirmek adına temel anlam, yan anlam ve mecaz (değiĢmece) anlam kavramlarına değinmekte fayda görülmüĢtür. Bir kelime iĢitildiğinde ya da okunduğunda, göstergenin kendisinden tamamen farklı olarak zihinde beliren ilk tasarım ya da görüntüyü, ―temel anlam ögesi‖ (denotation) olarak adlandırabiliriz. ―Yan anlam‖ ise bir kelimenin, temel anlamının yanı sıra kazandığı baĢka anlamdır (Aksan 1999, 50). Bir kelimenin, dilde kullanımı süreklilik kazanarak belli bir zaman dilimi içinde sabitlenmiĢ, tek ele alındığında bir kavrama denk gelebilen anlamlarına da ―gerçek anlam‖ denir. Gerçek anlam dairesi içinde bir kelimenin tek bir anlamı olabileceği gibi temel ve yan anlamlardan oluĢan birden fazla bağımsız anlam da olabilir (Uğur 2003, 21). ―Atmak‖ fiilinin ―bir cismi bir yöne doğru fırlatmak‖ anlamı, kelimenin ―temel anlamı‖nı; ―bir Ģeyi yere doğru bırakmak‖, ―rastgele bir Ģeyi bir kenara koymak‖, ―bir yerden baĢka bir yere taĢımak‖ gibi anlamları da ―yan anlamları‖nı oluĢturmaktadır. Mecaz (değiĢmece) anlam ise bir kelimenin, kullanım içinde bir baĢka kelimenin anlamını ―geçici‖ olarak üstlenmesiyle edindiği, ancak bir bağlam (tamlama, deyim, cümle) içinde oluĢan anlamdır. ―Bu iĢleri baĢımıza sen sardın.‖ cümlesindeki ―baĢ‖ kelimesi, kelimenin gerçek anlamlarından birini vermemekte, parça-bütün iliĢkisi yoluyla ―bütünü‖ (kiĢileri) anlatmaktadır (Uğur 2003, 23–25). Sorunlar Bir dilin genel sözlüğünde, bir kelimenin öncelikle temel anlamı, sonra da yan anlam(lar)ı verilir. Dillerin zaman içindeki değiĢimi göz önünde bulundurulduğunda, bir kelimenin temel anlamı değiĢebilir, kelimenin yan anlamlarından biri temel anlam durumuna geçebilir (Aksan 1999, 51). Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009 152 Gülcan ÇOLAK BOSTANCI Türkçenin genel sözlüklerindeki madde baĢı kelimelerin tanımlarında, temel anlamın ilk önce verildiğini, kullanım sıklığı ve yaygınlığına göre yan anlamların sıralandığını, açıklama içinde deyimlere ve öteki ögelere yer verildiğini (Aksan 1995, 409) görüyoruz, fakat yine de madde baĢı kelimelerin açıklanmasında bazı sorunlar vardır: 1) Mecaz anlamının, gerçek anlam durumuna geçtiği düĢünülen bazı kelimelerin bu söz konusu anlamlarının, Türkçe sözlüklerde hâlâ mecaz olarak belirtildiği görülmektedir. Türkçe Sözlük (TDK 2005)‘te, mecaz kelimesinin açıklaması Ģöyledir: ―Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından baĢka anlamda kullanılan söz.‖ Bu tanım eĢliğinde ―göz‖ kelimesinin ―nazar‖, ―sevgi, ilgi, gönül bağlantısı‖ gibi anlamlarının mecaz olduğunu söyleyebiliriz, fakat bu anlamların kullanım yaygınlıkları ve sıklıkları onları mecaz değil, gerçek anlam çerçevesinde algılanmasını sağlamaktadır ve Türkçe Sözlük‘te de bu anlamlar, mecaz olarak belirtilmemektedir. Aynı Ģekilde kullanım sıklıkları ve yaygınlıkları dolayısıyla bugün anlam hiyerarĢisi değiĢen, anlamı mecazdan gerçeğe göçen kelimeler vardır ve sözlüklerde kelimelerin bu anlamları hâlâ mecaz olarak belirtilmektedir. 2) Türkçe Sözlük (TDK 2005)‘te dikkat çeken baĢka bir durum da sadece mecaz anlam taĢıdığı iddia edilen kelimelerin açıklanmasına yöneliktir. Kelimelerin mecaz anlamlı açıklamalarına dair açıklamalar yapılırken ―Madde baĢı kelimeler, sadece mecaz anlam taĢıyorsa mecaz diye ayrıca açıklanmamıĢtır.‖ denmektedir. Bu da ayrı bir muammadır. Gerçek anlamı olmayan kelimenin mecaz anlamı olabilir mi? ―Kalpsiz‖ kelimesi ―acıması olmayan, katı yürekli, duygusuz, merhametsiz‖ olarak tek maddeyle açıklanmıĢtır. Demek ki bu kelimenin akla gelen, bağlamdan bağımsız bir biçimde zihinde belirebilen, nesnel tek bir anlamı vardır. Bu anlam için artık mecaz denebilir mi? ―Köpeklenmek‖ kelimesi ―yalvarıp yaltaklanarak aĢağılık bir duruma düĢmek‖ olarak açıklanmıĢtır. Kelimenin gerçek anlamını‖ köpek sahibi olmak‖ diye de düĢünebiliriz, fakat kelimenin mecaz anlamı baskın duruma geldiği ve gerçek anlama geçtiği için varsaydığımız anlamı düĢünmüyoruz. Böyle bir durumda, ―sadece mecaz anlam taĢıyan bir kelime‖ ifadesi, kendi içinde Ģüphelidir. 3) Türkçe Sözlük (TDK 2005)‘te kelimelerin gerçek ya da mecaz anlamları belirtilirken bir tutarlılık olduğunu söylemek zordur. ―Ceberut‖ kelimesinin ―merhametsizlik, zorbalık‖ anlamı mecaz, fakat ―acımasız, merhametsiz, zorba‖ anlamı gerçek anlam olarak belirtilmiĢtir. ―Aksi‖ kelimesinin ―inatçı, huysuz, hırçın‖ anlamı gerçek anlam olarak verilmiĢ, fakat ―aksilik‖ kelimesinin ―inatçılık, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009 Mecaz Anlamı Temel Anlama... 153 huysuzluk‖ anlamı için mecaz denmiĢtir. ―AĢağı‖ kelimesinin ―bayağı, adi‖ anlamı gerçek; ―niteliği düĢük, kötü‖ anlamı mecaz olarak verilmiĢtir. En ilginç örneklerden biri de ―harika‖ kelimesidir. Kelimenin ilk anlamı ―yaradılıĢın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran‖ olarak ifade edilmiĢ ve ―çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, tam, mükemmel‖ anlamı ise mecaz olarak ifade edilmiĢtir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür, hatta diğer Türkçe sözlükler de bu açıdan gözden geçirebilir. Bu durumun sadece TDK‘nın hazırladığı sözlüğe özgü olmadığını söyleyebiliriz. Doğan Büyük Türkçe Sözlük‘te ―kızmak‖ kelimesinin ―öfkelenmek, sinirlenmek‖ anlamı mecaz olarak belirtilirken ―kızdırmak‖ kelimesinin ―sinirlendirmek‖ anlamı mecaz olarak belirtilmemiĢtir. Örnekleriyle Türkçe Sözlük‘te ―saf‖ kelimesinin ―temiz kalpli, çabuk kandırılabilen‖ anlamı gerçek anlam içinde değerlendirilirken ―saflık‖ kelimesinin ―iyi niyetlilik, temiz kalplilik‖ anlamı mecaz olarak değerlendirilmiĢtir. Gerçek ve mecaz anlam açıklamalarındaki bu tür sorunların çözümü uğraĢ, emek ve ekip çalıĢması gerektirmektedir. Bu çalıĢmada sorunların çözümünde yapıcı olmak adına, TDK‘nın hazırlamıĢ olduğu Türkçe Sözlük baĢta olmak üzere değerlendirilen Türkçe sözlüklere küçük bir katkı olabileceği kanaatiyle 101 kelimenin akla ilk gelen, yaygın ve baskın anlamları belirtilmeye çalıĢılmıĢtır. Mecaz Anlamdan Gerçek Anlama Göçen Kelimeler Seçilen kelimelerin, Türkçe Sözlük (TDK 2005)‘te mecaz diye iddia edilen anlamlarının mecaz olmadığı, hatta akla gelen ilk ve temel anlam olduğu alan araĢtırmasıyla kanıtlanmaya çalıĢılmıĢtır. Araştırmanın Yöntemi Evren ve Örneklem Bu çalıĢmada 100‘ü kadın 100‘ü erkek olmak üzere 18–24 yaĢ arası 200 katılımcı yer almıĢtır. Türkiye‘deki kadın ve erkekler, bu çalıĢmanın evrenini oluĢturmaktadır. Bu evreni temsil edecek Ģekilde katılımcılar, Gazi Üniversitesinin Eczacılık, Mesleki Eğitim ve Teknik Eğitim Fakültelerinde öğrenim gören, gönüllü olarak bu çalıĢmada yer alan öğrencilerden oluĢmaktadır. Kullanılan Kelimeler Türkçe Sözlük (TDK 2005) taranmıĢ ve kelimelerin mecaz anlamları gözden geçirilmiĢtir. Mecaz olarak belirtilen anlamının gerçek anlama geçtiği düĢünülen 138 kelime seçilmiĢtir. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009 154 Gülcan ÇOLAK BOSTANCI İşlem 138 kelimeden oluĢan liste dörde bölünmüĢ, her bir kelimeye 50 öğrenci açıklama yazacak biçimde katılımcılara kelime listeleri dağıtılmıĢtır. ―Buruk/burukluk‖, ―incinmek/incitmek‖, ―kaçık/kaçıklık‖ gibi biçimsel ortaklığı olan kelimelerin, aynı listede olmamasına özen gösterilmiĢtir. Katılımcılardan, listedeki her bir kelimenin karĢısına, o kelimenin akıllarına gelen ilk anlamını yazmaları ve zihinlerinde beliren bu ilk anlamı belirtecek Ģekilde kelimeyi cümle içinde kullanmaları istenmiĢtir. Öğrenciler kelimelerin anlamlarını belirtmiĢ ve kelimeyi öngördükleri anlamda cümlede kullanmıĢtır. Böylelikle öğrencilerin söyledikleri anlamdan emin olunmuĢtur. Katılımcıların kelime açıklamaları tablo hâlinde düzenlenmiĢ, kelimelere öngörülen anlamlar ve bu anlamların yüzdeleri belirlenmiĢtir. AraĢtırmacının ―temel anlam‖ olduğunu varsaydığı ve Türkçe Sözlük‘te mecaz olarak belirtilen anlam, akla gelen ilk ve temel anlam olması yönünde %70 ve üzeri bir orana sahip olduğunda bu çalıĢmanın verileri arasında değerlendirilmiĢtir. Bu duruma göre seçilen kelimelerden 101‘i çalıĢmanın verisi olabilmiĢtir. Tablo 1‘de katılımcıların, seçilen kelimelere yönelik belirttikleri anlam açıklamaları ve bu anlamların yüzdeleri belirtilmiĢtir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Tablo 1‘de ―en fazla belirtilen anlam‖ sütununda yer alan açıklamaların, Türkçe Sözlük‘te ―mecaz‖ olarak belirtiliyor olmasıdır. Seçilen kelimelerden, Türkçe Sözlük‘te mecaz olduğu belirtilen anlam açıklamasının diğer sözlüklerde nasıl verildiği de araĢtırılmıĢ, bu maksatla Örnekleriyle Türkçe Sözlük (MEB 2004), Misalli Büyük Türkçe Sözlük (Ayverdi 2005), Türkçe Sözlük (Dil Derneği 2005), Doğan Büyük Türkçe Sözlük (Doğan 2005) ve Türkçe Sözlük (Püsküllüoğlu 2004) de incelenmiĢtir. Akla gelen ilk anlam olduğu varsayılan açıklamanın, bu sözlüklerde mecaz olarak belirtilip belirtilmediği gözden geçirilmiĢ, mecaz olarak belirtilmediyse değerlendirilen kelimeye dipnot düĢülerek söz konusu durum açıklanmıĢtır. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009 Mecaz Anlamı Temel Anlama... 155 Tablo 1: Katılımcıların Kelimelere Verdikleri Ġlk Anlamlar Kelimelerin İlk Anlamları En Fazla Belirtilen Diğer Anlamlar Boş Anlam Kelimeler Açıklama % Açıklama % % acılanmak2 Üzülmek, 90 Acı yedikten 6 4 kederlenmek, sonra ağzın dertlenmek, acı yanması, biberin çekmek bıraktığı tat ayaklanmak3 Ġsyan etmek, 76 Ayağa 18 6 direnmek, karĢı kalkmak, çıkmak hareketlenmek aydınlanmak4 Bilgi sahibi 90 IĢıklanmak 10 - olmak, bilgilenmek, öğrenmek, fikir edinmek baltalamak Bir iĢe engel 76 Bir Ģeyi 12 12 olmak, iĢi zora kesmek, ağaç sokmak, kesmek engellemek beyinsiz Akılsız, 100 - - - düĢüncesiz, kafası çalıĢmayan, zekâ seviyesi düĢük, aklını kullanamayan bocalamak5 Ne yapacağını 100 - - - bilememek, bir iĢin içinden çıkamamak, kararsız kalmak, ĢaĢırmak, zorlanmak boynuzlamak Aldatmak, 92 Hayvanların 6 2 2 Ayverdi (2005)‘nin ve Püsküllüoğlu (2004)‘nun hazırladığı sözlüklerde bu kelimeye hiç yer verilmemiĢ; Doğan (2005)‘ın hazırladığı sözlükte ise kelimenin ―üzülmek‖ anlamı belirtilmemiĢtir. 3 Bu kelimenin ―isyan etmek, baĢkaldırmak‖ anlamı; MEB (2004)‘in, Ayverdi (2005)‗nin ve Doğan (2005)‘ın hazırladığı sözlüklerde mecaz olarak belirtilmemiĢtir. 4 Bu kelimenin ―bilgi edinmek‖ anlamı, sadece Ayverdi (2005)‘nin sözlüğünde mecaz olarak belirtilmemiĢtir. 5 Bu kelimenin ―ne yapacağını bilememek, kararsız kalmak‖ anlamı, sadece Ayverdi (2005)‘nin sözlüğünde mecaz olarak belirtilmemiĢ, kelimenin ilk anlamı olarak verilmiĢtir. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009 156 Gülcan ÇOLAK BOSTANCI ihanet etmek boynuzlarıyla birbirine vurması boynuzlanmak Aldatılmak, eĢi 98 - - 2 tarafından aldatılmak bunalmak6 Sıkılmak, 82 Sıcaktan 18 - sıkıntı duymak, daralmak sıkıntıya düĢmek buruk7 Üzgün, 88 EkĢi tat 6 6 üzüntülü, kırgın, hüzünlü burukluk8 Üzüntü, hüzün, 98 - - 2 kırgınlık, hayal kırıklığından oluĢan hüzün büyülemek Bir özelliği ya 92 Sihir yoluyla 8 - da güzelliğiyle birini etkilemek karĢıdakini etkilemek, birini etkisi altına almak cıvıtmak ġımarmak, 98 - - 2 ciddiyetini bozmak ya da kaybetmek, ciddi olmamak çarpıtmak Bir olayı 100 - - - olduğundan farklı göstermek, bir Ģeyin anlamını yanlıĢ yorumlamak, gerçeği saptırmak çekememek9 Kıskanmak, 82 —Tahammül - 6 Bu kelimenin ―sıkıntı duymak‖ anlamı; MEB (2004)‘in, Ayverdi (2005)‘nin ve Doğan (2005)‘ın sözlüklerinde mecaz olarak belirtilmemiĢtir. Katılımcıların ―sıcaktan daralmak‖ açıklaması ise incelenen sözlüklerinin hiçbirinde yer almamaktadır. 7 Doğan (2005)‘ın ve Püsküllüoğlu (2004)‘nun sözlükleri, kelimenin ―gücenmiĢ, alınmıĢ, üzgün‖ anlamını mecaz olarak belirtmemiĢtir. 8 MEB (2004)‘in, Doğan (2005)‘ın ve Püsküllüoğlu (2004)‘nun sözlükleri, kelimenin ―güceniklik, küskünlük, kırgınlık‖ anlamını mecaz olarak belirtmemiĢtir. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009 Mecaz Anlamı Temel Anlama... 157 haset etmek, edememek, 16 kıskançlık katlanamamak —Çekme iĢini yapamamak 2 çekiştirmek Dedikodu 84 Bir nesneye 16 yapmak, birinin asılmak, bir Ģeyi arkasından ya da kiĢiyi konuĢmak, tutup çekmek gıybet etmek çelmelenmek Engellenmek, 74 Birinin çelme 18 8 engel olunmak takması, düĢürmeye çalıĢması çıtlatmak10 Bir konuyu 88 Çekirdek 8 4 biraz anlatmak, çıtlatmak duyurmak, biraz bilgilendirmek çirkef Kavgacı, arsız, 92 - - 8 edepsiz, geçimsiz, hırçın, kötü niyetli insan çiroz Zayıf, çelimsiz, 76 - - 24 sıska çömez11 Bir iĢte yeni ve 96 - - 4 deneyimsiz olan kimse, acemi, tam usta olamamıĢ, yeni dalaşmak12 Kavga etmek, 96 Köpeklerin 4 - sataĢmak, kavga etmesi tartıĢmak, kavga çıkarmak dallandırmak13 Bir iĢi, bir 96 Ağacın dal 4 - 9Bu kelimenin, Türkçe Sözlük (TDK 2005)‘te ―katlanamamak‖ ve ―kıskanmak‖ olarak iki ayrı maddede mecaz olarak belirtilen anlamları, Ayverdi (2005)‘nin ve Doğan (2005)‘ın sözlüklerinde mecaz olarak belirtilmemiĢtir. 10 Ayverdi (2005)‘nin sözlüğünde kelimenin ―bir konuda biraz bilgilendirmek‖ anlamı, mecaz olarak belirtilmemiĢtir. 11 Bu kelimenin ―bir iĢte yeni ve deneyimsiz olan kiĢi‖ anlamı; MEB (2004)‘in ve Ayverdi (2005)‘nin sözlüklerinde mecaz olarak belirtilmemiĢtir. Doğan (2005)‘ın sözlüğünde ise ―bir ustanın yanında yetiĢen ve onun yolunu devam ettiren kimse, çırak, yamak‖ anlamı gerçek anlam bünyesinde açıklanırken ―birinin yolundan giden kimse, takipçi‖ anlamı mecaz olarak belirtilmiĢtir. 12 Bu kelimenin ―ağız kavgası yapmak, kavga etmek‖ anlamı, Ayverdi (2005)‘nin sözlüğünde mecaz olarak belirtilmemiĢtir. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/4 Summer 2009