Kurumsal Yönetim Serisi hìêìãë~ä=v∏åÉíáãáå ^åçåáã=lêí~âä¼âä~êÇ~ v~åë¼ã~ä~ê¼ Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği ve Deloitte ortak yayını OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin yayınlanmış olduğu 1999 yılından bu yana, ülkemizde kurumsal yönetime olan ilginin artmasını ve bunun paralelinde oluşan gelişmeleri memnuniyetle takip etmekteyiz. Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği ve Deloitte olarak bu ilginin somut gelişmelere dönüşmesine yönelik çabalara, faaliyet konularımız çerçevesinde destek vermekteyiz. Sermaye Piyasası Kurulu’nun halka açık şirketlere yönelik uyum beyanı düzenlemesi, Borsa Yönetim Kurulu tarafından İMKB Kurumsal Yönetim Endeksi oluşturulması, SPK lisansı alan kuruluşlar tarafından kurumsal yönetim derecelendirme faaliyetlerinin başlatılmış olması, Türk iş dünyasında son yıllarda kurumsal yönetimle ilgili önemli gelişmelerin başında yer almaktadır. Önümüzdeki dönemde, ülkemizde Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin yaygınlaşması açısından en önemli gelişme ise Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın yasalaşması olacaktır. Yeni yasa, kurumsal yönetime ilişkin birçok çağdaş düzenleme ile Türk iş dünyasında önemli yenilikler getirecek ve bu alanda önemli ilerleme için uygun bir zemin oluşturacaktır. Ayrıca yayın çalışması konusunda Deloitte TKYD işbirliğinde oluşturulan yeni projemizi sizlere ilk yayınımızda duyurmuştuk: Deloitte ve TKYD kurumsal yönetim ile ilgili alt başlıkları özet olarak inceleyen ve okuyuculara pratik bilgiler olarak aktaran Kurumsal Yönetim Serisi’ni 2007 yılında sizler için hazırlama kararı aldıktan sonra çalışmalarına hız vermiştir. İşbirliğimizin ikinci çalışmasını sizlere sunmaktan mutluluk duyarız. “Kurumsal Yönetim Serisi”nin ikinci çalışması olan “Kurumsal Yönetimin Anonim Ortaklıklarda Yansımaları”, Kurumsal Yönetime hukuksal açıdan yaklaşımı, yeni Türk Ticaret Kanunu ve Kurumsal Yönetim ilişkisini, menfaat sahiplerinin yeni uygulamadaki durumunu, paysahipliği hakları konusundaki uygulamaları ve Kurumsal Yönetim’in yönetim ve denetim organları üzerindeki etkisini özet bir şekilde aktarmayı amaçlamaktadır. Konuya ilgi gösteren okurlar için bir referans noktası oluşturmak üzere kaleme alınmış olan bu özet bilgiler, serinin diğer kitaplarıyla bir bütünlük teşkil edecek şekilde ele alınacaktır. Bu çalışmayı sizlere sunarken, kurumsal yönetimin şirketlerimiz tarafından yalnızca bir takım ilkelere uymak şeklinde değil, davranışsal boyutuyla da benimsenmesine katkıda bulunabilmeyi diliyoruz. İçeriği itibariyle oldukça kapsamlı bir kavram olan ve ekonomi, hukuk, yönetim, finans gibi sosyal bilimlerin birçok disiplinini ilgilendiren kurumsal yönetim kavramının ‘Anonim Ortaklıklar Hukuku’na olan etkisini, sade bir anlatımla aktarmayı amaçlayan “Kurumsal Yönetimin Anonim Ortaklıklar Hukukunda Somut Yansımaları” adlı çalışmamızı beğeneceğinizi umuyor ve kurumlarımız adına saygılarımızı sunuyoruz. Av. Ümit Hergüner Levent Yaveroğlu Yönetim Kurulu Başkanı Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Deloitte Türkiye Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), Kurumsal Yönetim anlayışının ülkemizde tanınmasına ve gelişmesine katkıda bulunmak, en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesini sağlamak amacıyla 2003 yılından bu yana faaliyetlerini sürdürmektedir. Sayısı 300’ü aşkın yönetim kurulu üyesi ve üst düzey yönetici, Türkiye’de kurumsal yönetimin geleceğini tartışmak ve buna ilişkin uygulamalara yön vermek amacıyla Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nde biraraya gelmektedir. Denetim, vergi, yönetim danışmanlığı ve kurumsal finansman hizmetlerinde dünyanın en büyük kuruluşlarından biri olan Deloitte, yaklaşık 140 ülkede, 135 bin personeli ile faaliyet gösteriyor. İleri teknoloji kullanan, değişik alanlardaki bilgi ve becerilerini bir araya getiren Deloitte, dünya çapındaki tüm müşterilerine aynı yüksek kaliteli hizmeti sunmayı ilke edinmiştir. Müşteri portföyündeki ülke, dil, para birimi ve kültür farklılıkları, kuruluşun gelişmekte olan pazarlardaki liderliğinin bir göstergesini oluşturuyor. Türkiye’de çalışmalarına 1986 yılında başlayan Deloitte faaliyetlerini İstanbul ve Ankara’da 700’ü aşkın çalışanıyla sürdürüyor. Deloitte’un Türkiye’de denetim, vergi, yönetim danışmanlığı, kurumsal finansman ve kurumsal risk alanlarında hizmet veren beş şirketi bulunuyor. dáêáş Özünde şirketlerin hissedarlarına ve diğer Anonim ortaklık, oluşturacağı yetkin menfaat sahiplerine en yüksek yarar yönetim örgütlenmesiyle ve iyi yönetim sağlayacak bir biçimde yönetilme ilkesi standartlarına uygun politikalarla, bulunan bir yönetim şekli olarak kurumsal yönetim anlayışını şirket “Kurumsal Yönetim”in iş dünyasında son kültürünün odağına yerleştirmelidir. Bu yıllarda en çok tartışılan konulardan biri açıdan kurumsal yönetim, bundan böyle olduğunu ilk çalışmamızda da belirtmiştik. tüm anonim ortaklıklara özgü normlar hiyerarşisinde bir yer bulmalıdır. Serimizin bu yeni çalışmasında, kurumsal yönetim uygulamalarıyla bütünlük sağlayan hukuksal boyuta değinmek arzusundayız. Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk esaslarına dayalı olan kurumsal yönetim anlayışı, SPK İlkeleri’nin benimsenmesiyle ve TTK Tasarısı’nın kanunlaşmasıyla Türk Hukuku’nda önemli bir konum edinecektir. Kurumsal Yönetim İlkeleri, anonim ortaklığın tüm menfaat sahiplerinin haklı menfaatlerinin şirket menfaatleriyle uzlaştırılmasına ve bu çatışmadan adil bir sentezin türetilmesine hizmet etmektedir. Bu anlamda, TTK Tasarısı’nın tüm anonim ortaklıklar bakımından bu ilkeyi kabul etmesi ve emredici hükümlerle güvence altına alması, reform niteliğinde bir adımdır. 1 :´áåÇÉâáäÉê I. Yaklaşım 3 A.Anonim Ortaklıklar Hukuku’nda Kurumsal Yönetime Duyulan Gereksinimin Kökenleri B.Kurumsal Yönetim İlkesinin Anonim Ortaklıktaki Konumu II. TTK Tasarısı ve Kurumsal Yönetim İlkesi 6 A.TTK Tasarısı’nda Kurumsal Yönetim İlkesine Yer Verilmesinin Anlamı B.TTK Tasarısı’nda Kurumsal Yönetimin İzleri: Toplu Bakış III. Yeni Anonim Ortakliklar Hukuku’nda Korunan Değer: Menfaat Sahipleri 8 IV. Kurumsal Yönetim İlkesi Işığında Paysahipliği Hakları 10 A.İlkenin Paysahipliği Haklarına Yönelik Temel Yaklaşımı B.Paysahipleri ile İlişkiler Birimi 1. Görevleri 2. Anonim Ortaklıktaki Konumu V. TTK Tasarısı ve SPK İlkeleri Işığında Yeni Paysahibi Figürü 12 A.Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı B.Genel Kurula Katılma Hakkı 1. Paysahipliği Sıfatının Saptanması 2. Genel Kurul Toplantısına İlişkin Hazırlıkların Katılma Haklarına Etkileri C.Oy Hakkı 1. Oy Hakkının Mutlak Niteliği 2. Oy Hakkının Sınırlandırılması 3. Oy Hakkının Temsil Yoluyla Kullanılması D.Kar Payı Alma Hakkı E.Paysahibinin Payını Serbestçe Devretme Hakkı VI.Kurumsal Yönetim İlkesinin Yönetim ve Denetim Organları Açısından Getirdiği Önemli Yenilikler 16 A.Kurumsal Yönetim İlkesi Işığında Yönetim Organı 1. SPK İlkeleri’nin Yönetim Kurulunun Oluşumu ve İşleyişi ile İlgili Somut Yaklaşımları a. Kurumsal Yönetimin Dayanak Noktası: Bağımsız Yöneticiler b. Yönetim Kurulunun Oluşumuna Genel Bakış c. Yönetim Kurulunun Görevlerine Genel Bakış 2. Yönetim Organı ile İlgili Spesifik Meseleler B.Kurumsal Yönetim İlkesinin Hayata Geçirilmesinde Bağımsız Denetimin Rolü VII.Genel Değerlendirme 20 fK=v~âä~ş¼ã Kurumsal yönetim, bu ekonomik gerçekliğin yarattığı ^K=^åçåáã=lêí~âä¼âä~ê sakıncaların giderilmesi yönündeki ihtiyacın doğurduğu bir anlayıştır. Çok genel bir yaklaşımla kurumsal yönetim, anonim eìâìâìÛåÇ~=hìêìãë~ä ortaklığın kuralına uygun bir şekilde yönetilmesini ifade etmektedir. Kuralına uygun yönetimden kasıt, anonim ortaklığın “pay ekseninde örgütlenen”, kişiyle kaim olmayan, v∏åÉíáãÉ=aìóìä~å “anonim ortaklık menfaati “ olarak adlandırılan ve anonim ortaklığın kendisine özgü olan amaçlara yönelen; kendi dÉêÉâëáåáãáå=h∏âÉåäÉêá mülkiyetine sahip olanların ve kendisini kontrol edenlerin bireysel menfaatlerinin ve inisiyatiflerinin etkilerinden mümkün olduğunca soyutlanan ve çeşitli kesimlerden oluşan menfaat Anonim ortaklıklar, sermaye ortaklıkları içinde sermaye gruplarının meşru menfaatlerini gözeten bir mekanizma olarak unsurunu ön plana çıkaran, kişisel özellikler yerine pay kavramı yönetilmesidir. ekseninde yapılanan ortaklıklardır. Anonim ortaklığı, yatırımlar açısından cazip kılan özellik de budur. Gerçek anlamda bir Hukuki anlamda kurumsal yönetim ilkesine neden gereksinim müessese olarak yapılandırılması mümkün olan anonim duyulmuştur? Aslında anonim ortaklıklarda, “yabancı bir ortaklıkların çıkardığı menkul kıymetler, küçük yatırımların malvarlığının işletilmesi ilkesi” ve “sermayenin korunması büyük projelere dönüştürülmesi bakımından etkin araçlardır. ilkesi” gibi ilkelerin yanısıra, ortaklığı kontrol eden yöneticilerin Kuşkusuz ki, yatırımların anonim ortaklıklara yönelebilmesi sorumluluğuna ilişkin mekanizmalar ve eşitlik ilkesi, anonim için, anonim ortaklıkların güvenilir bir yatırım zemini ortaklığın kurumsal bir şekilde yönetilmesine hizmet eden oluşturması gerekmektedir. İşte kurumsal yönetim, gerek değerlerdir. Hatta bu mekanizmalar, son dönemde tüzel kişilik anonim ortaklığın bir kurum olarak örgütlenmesi, gerekse perdesinin aralanması (piercing the corporate veil) anonim ortaklığın güvenilir bir yatırım ortamı oluşturması kuramının gelişimiyle, şirketin borçlarından dolayı açısından anahtar kavramdır. paysahiplerinin sorumluluğuna başvurulmasına değin uzanan hukuki süreçlerle tamamlanmaktadır. Anonim ortaklığın ideal modeli, sermayesi tabana yayılmış, büyük çaplı ekonomik faaliyetler yürüten bir ortaklıktır. Ne var ki, bu mekanizmaların hemen tamamı, ancak belirgin Ortaklığın gerçek anlamda anonimliğinden söz edilebilmesi bir ihtiyacın baş gösterdiği durumlarda devreye sokulmaktadır. için, pay kavramı ekseninde örgütlenen bu müessesenin, Daha açık bir anlatımla, ancak anonim ortaklığın borçlarını paysahiplerinin, yöneticilerin ve herhangi bir sebeple ortaklık ödeyemez hale geldiği durumlarda bu tür mekanizmalara üzerinde belirleyici etki icra edebilen öznelerin kişisel başvurulmakta; bu aşamada anonim ortaklığın finansal özelliklerinden ve menfaatlerinden soyutlanması durumunun yeniden yapılandırılması veya zararın gerekmektedir. Gerçekten de anonim ortaklık, kişi sorumlulardan tahsil edilmesi, çoğu zaman olanaksız hale ortaklıklarının ve sermaye ortaklığı olmasına rağmen kişisel gelmektedir. Kurumsal yönetim ilkesi ise, anonim özelliklerin ağırlıklı etkisi altında bulunan limited ortaklıkların ortaklığın kuruluşundan itibaren devreye giren ve aksine, sermaye unsurunun en çok ön plana çıktığı, kurumsal ortaklık varlığını sürdürdüğü müddetçe “ortaklığın özelliklere en fazla sahip olan ortaklık modelidir. kuralına uygun bir şekilde yapıyandırılıp yapılandırılmadığını ve iyi yönetilip yönetilmediğini Oysa ekonomik gerçeklik, bu ideal modele uygun sınamaya yönelik bir süreçtir. Bu özelliğiyle kurumsal anonim ortaklıkların varlığını doğrulamamaktadır. yönetim, sürekli olarak işleyen ve geliştirilen bir gözetim Anonim ortaklıkların önemli bir bölümü, sınırlı bir paysahipleri sürecidir. çevresi tarafından kurulan ve bu paysahiplerinin menfaatleri doğrultusunda kişiselleştirilen, kapalı anonim ortaklıklardır. Anonim ortaklığın katı sermaye ortaklığı olma özelliği, kişiselleştirmeyi bir ölçüde önlese de, paysahiplerinin kapalı anonim ortaklıkları kişisel işletmeleri gibi yönettikleri açık bir gerçektir. Dış ilişkileri itibariyle yüksek tutarda esas sermayeye sahip olan ve kurumsal bir görünüm arz eden bir çok anonim ortaklık, doğrudan doğruya hakim paysahiplerinin kişisel beklentileri ve inisiyatifleri doğrultusunda yapılandırılmakta ve yönetilmektedir. 3 Kurumsal yönetim ilkesini doğuran yegane sebep, anonim Böylelikle, kurumsal yönetim, sunduğu modern yönetişim ortaklığın mali yapısını tehdit eden riskler değildir. Anonim mekanizmalarıyla, ortaklığı kişisel menfaatlerden soyutlamakta, ortaklıkların bu riskler gözetilerek ihtiyatlı bir şekilde onu kendi menfaatine özgü eksene yerleştirmektedir. Madem yönetilmesi dahi, bu müesseselerin kendilerinden beklenen ki, anonim ortaklık sermayeye katılma fikrine dayanmakta ve sosyal ve ekonomik rolü yerine getirmesi bakımından yeterli pay kavramını merkez almaktadır; öyleyse onun menfaati olmamaktadır. Zira, anonim ortaklıklar, çok geniş kitlelerle kurumsal bir menfaat olmalı; bu menfaatin izlenmesi, menfaat ekonomik ve hukuki ilişkiler içine girmektedir. Bu ilişkiler, iç ve sahiplerinin birbiriyle çatışabilen menfaatleri karşısında adil bir dış ilişkiler olmak üzere ikiye ayrılabilir. yaklaşıma dayanmalıdır. Anonim ortaklığın kuralına uygun işleyişi, iç ilişkide tüm Kurumsal yönetim anlayışının, anonim ortaklığı, hakim paysahiplerini, özellikli bir sorumluluk rejimine tabi olan paysahiplerinin etki alanından tamamen uzaklaştırdığı yöneticileri ve şirketin tüm çalışanlarını ilgilendirmektedir. Dış sanılmamalıdır.Kurumsal yönetim ilkesi, anonim ortaklığın ilişkide ise; yatırımcılar, üreticiler, sağlayıcılar, müşteriler, iş kurumsal bir şekilde örgütlenmesi, bu çerçevede şeffaf ve ortakları ve bu kategorilerde yer almayan diğer alacaklılardan hesap verebilir bir yapıya sahip olması, menfaat sahiplerinin oluşan geniş bir kitle, anonim ortaklığın kuralına uygun işleyişi haklı çıkarlarını adil bir şekilde gözetmesi ve nihayet yetkililerin yönünde haklı bir beklentiye sahiptir. Bu bağlamda, kurumsal sorumluluk rejiminin rasyonelleştirilmesi kaydıyla yine yönetim anlayışı uyarınca, ekonomik konumu itibariyle geniş paysahiplerinin iradeleri doğrultusunda yönetilecektir. Bu bir kitleyle temas eden anonim ortaklıklar, oluşumlarının ilk yaklaşımın biraz daha somutlaştırılmasında ve kurumsal evrelerinde sadece paysahipleri bakımından ele alınırken, yönetim ilkesinin Yeni Anonim Ortaklıklar Hukuku’ndaki günümüzde menfaat sahipleri olarak sınıflandırılan bu geniş yerinin belirlenmesinde yarar vardır. kitlenin menfaatleri gözetilerek değerlendirilmektedir. Anglo Amerikan Hukuku’nda ortaya çıkan ve geliştirilen, bir çok hukuk sistemi gibi Türk Hukuku’nun da inceleme alanına kısa zamanda dahil olan kurumsal yönetim ilkesinin kökenleri, aslında anonim ortaklığın kendi içinde gizlidir. Kurumsal yönetim ilkesi, anonim ortaklığın “kendi nesnel menfaati” doğrultusunda işletilmesini, bu amaca yönelik olarak kurumsal ve şeffaf bir şekilde yapılandırılmasını, hesap verebilir bir yönetim anlayışına göre idare edilmesini ve nihayet kararlarını ve pazar davranışlarını adil bir şekilde belirlemesini hedeflemektedir. Bu tablo, kurumsal yönetim anlayışının anonim ortaklıkları gerçek anlamda anonim olan, kişisel özellikler yerine sermayeyi ve kurumsal yapıyı esas alan bir felsefeye dayandığını ortaya koymaktadır. 4 Görüldüğü üzere, kurumsal yönetim ilkeleri, ülkeden ülkeye _K=hìêìãë~ä=v∏åÉíáã değiştiği gibi, aynı hukuk sisteminde farklı türde anonim ortaklıklara uygulanma kabiliyeti bakımından da farklılıklar :äâÉëáåáå=^åçåáã göstermektedir. Gerçekten de, kurumsal yönetim ilkesinin geliştirilmesi yönünde uluslararası düzlemde yürütülen çalışmalar, yine tek tip bir kurumsal yönetim anlayışından lêí~âä¼âí~âá=hçåìãì hareket etmemektedir. Diğer bir anlatımla, uluslararası platformda yürütülen çalışmalar, yeknesak kurumsal yönetim kuralları koymak ve bunun çeşitli hukuk sistemlerinde Kurumsal yönetim anlayışı, uygulandığı anonim ortaklıkları benimsenmesini sağlamak amacını gütmemektedir. Kurumsal tektipleştiren bir anlayış değildir. Daha açık bir anlatımla, bu yönetimin getirdiği yeknesaklık, yönetim standartlarının anlayışın amacı, birbiriyle aynı şekilde yapılanan ve aynı kalitesinin belirli bir asgari çıtayı aşmasını hedef yönetim uygulamalarını benimseyen anonim ortaklıklar tutmaktadır. yaratmak değildir. Kurumsal yönetim anlayışının amacı, anonim ortaklığın yönetiminiOrtaklıklar Hukuku’nun yeni Bu çalışmalar, bu ilkeyi doğuran ihtiyaçlardan hareketle, bir ilkesi olarak nitelendirilmelidir. kurumsal yönetimin hangi alanlarda etkili olacağını, bu alanlarda ortaya çıkan hukuki sorunların çözümüne ne şekilde Türk Hukuku’nda kurumsal yönetim ilkesine ilişkin çalışmalar, hizmet edeceğini belirleme gayesiyle yürütülmektedir. Söz Sermaye Piyasası Hukuku’na tabi olan anonim ortaklıklar konusu çalışmalarla, kurumsal yönetim ilkeleri sürekli olarak bakımından gündeme gelmiştir. Söz konusu çalışmalar, geliştirilmekte; hukuk sistemleri, kendi ekonomi düzenlerinin Sermaye Piyasası Kurulu tarafından geliştirilen Kurumsal somut verilerini ve anonim ortaklıkların farklı türlerini dikkate Yönetim İlkeleri’nde yansıma bulmuştur. Bu ilkeler, gözden alarak, bu ilkeleri kendi sistemlerine uyarlamaktadır. geçirilerek son olarak 2005 yılının Temmuz ayında duyurulmuştur. Bu çalışmada da, kurumsal yönetim ilkesinin Bu olgu, kurumsal yönetim anlayışının, Anonim Ortaklıklar somut izdüşümleri Sermaye Piyasası Kurulu’nun Kurumsal Hukuku bakımından bir ilke olduğunu ortaya koymaktadır. Bu Yönetim İlkeleri (KYİ) eksen olarak alınacaktır. anlayış, anonim ortaklığın üstün yönetim standartlarına sahip olmasını hedeflemektedir. Kurumsal yönetim anlayışı, Diğer yandan, kurumsal yönetim ilkesinin Türk Hukuku’nda Anonim Ortaklıklar Hukuku’nun yeni bir değeri, yeni bir özümsenmesi açısından önemli bir gelişmeye de değinilmesi ilkesidir.Daha açık bir anlatımla, kurumsal yönetim anlayışının zorunludur. 2005 yılında tamamlanan Türk Ticaret Kanunu TTK Tasarısı’ndaki yansıması, artık bu anlayışın Anonim Tasarısı, kapalı anonim ortaklıklar açısından dahi kurumsal Ortaklıklar Hukuku’nun değerler sisteminde kendisine bir yer yönetim ilkesini benimseyerek, Türk Hukuku açısından çok bulduğunu göstermektedir. Kuşkusuz ki, anonim ortaklığın önemli bir açılım getirmektedir. Bu Kurumsal yönetim ilkesinin organlarına yönelen bu yükümlülüğün içeriği ve sınırları hukukumuzdaki izdüşümleri irdelenirken, TTK Tasarısı’nın somutlaştırılmalıdır. Bu somutlaştırma, ancak kurumsal içerdiği düzenlemelere de göz atılması kaçınılmazdır. yönetim ilkelerinin koruduğu değerlerden hareketle mümkün olabilir. TTK Tasarısı, kurumsal yönetim anlayışını tüm anonim ortaklıklar bakımından kabul etmektedir. Bu noktada, kurumsal yönetim ilkesinin anonim ortaklığın türüne göre farklı içerikle uygulama alanı bulacağı göz ardı edilmemelidir. Nitekim TTK Tasarısı, tüm anonim ortaklıklar bakımından asgari kurumsal yönetim standartlarını getirmektedir. Kuşkusuz ki, TTK Tasarısı’nın kanunlaşması halinde, anonim ortaklığın “türüne” ve “sınıfına” göre, daha ağır kurumsal yönetim standartlarının uygulanması gündeme gelebilecektir. Örneğin, menkul kıymetleri borsada işlem gören anonim ortaklıklarda, kanunlaşması halinde TTK Tasarısı’nın öngördüğü kurumsal yönetim anlayışının yanısıra SPK Kurumsal Yönetim İlkeleri de uygulama alanı bulacaktır. 5 ffK=qqh=q~ë~ê¼ë¼= îÉ=hìêìãë~ä=v∏åÉíáã=:äâÉëá Bu farklılaşma, eşyanın doğasından kaynaklanmaktadır. ^K=qqh=q~ë~ê¼ë¼ÛåÇ~ Anonim ortaklığın farklı türlerinin muhatap olduğu menfaat sahipleri çevresi, kapsam ve nitelik bakımından birbirinden hìêìãë~ä=v∏åÉíáã=:äâÉëáåÉ farklıdır. Basit bir örnekle, Tasarı’nın tanıdığı imkanı kullanan bir yatırımcı tarafından kurulan ve ticari politika olarak sınırlı bir menfaat sahipleri çevresine hitap eden bir “tek kişilik vÉê=sÉêáäãÉëáåáå=^åä~ã¼ anonim ortaklıkla”, yüzbinlerce paysahibi bulunan ve finansmanının önemli bir kesimini sermaye piyasasından sağlayan bir anonim ortaklığı bir tutmak, isabetli bir hukuk Gelişim süreci dikkate alındığında kurumsal yönetim ilkesi, politikası olmayacaktır. Bu noktadan hareketle, TTK Sermaye Piyasası Hukuku’na tabi olan anonim ortaklıklar, hatta Tasarısı’nda emredici hükümlerle güvence altına alınan bu ortaklıkların bir kesitini oluşturan “pay senetleri menkul kurumsal yönetim ilkesi, tür farkı gözetilmeksizin tüm anonim kıymetler borsasına kote olmuş anonim ortaklıklar” açısından ortaklıklar bakımından bağlayıcıdır ve kurumsal yönetim ilkesi getirilen bir ilke olarak algılanmıştır. Oysa, bütün ekonomik bakımından asgari ortak paydayı oluşturmaktadır. Sermaye sistemlerde, tek başına ekonomik sistemin lokomotifi konumu Piyasası Hukuku’na tabi olmayı tercih eden anonim ortaklıklar olan bu kesitin, tüm anonim ortaklıkların oldukça küçük bir ise, TTK Tasarısı’nda yer alanın dışında ayrıca bir de Sermaye bölümünü oluşturduğu bilinen bir gerçektir. Bir ekonomik Piyasası Hukuku’nun öngördüğü kurumsal yönetim rejimine sistem içinde, sadece pay senetleri borsaya kote olmuş anonim işlerlik kazandırmakla yükümlü olacaktır. ortaklıkların iyi yönetim standartlarına tabi kılınması, diğer anonim ortaklıkların ise deyim yerindeyse kendi kaderlerine terk edilmesi ciddi sakıncalar doğurmaktadır. bîêÉåëÉä=^âí∏êäÉê Kapalı anonim ortaklıklar açısından kurumsal yönetim ilkesinin Gerçekten de, iyi yönetim standartlarına göre yapılanan öngörülmesi, bir reform niteliğini taşımakta, bu reform, anonim ortaklıklar, diğer kesite dahil olan bir çok teşebbüsle iş halihazırda kurumsal bir şekilde örgütlenmemiş ve iyi ilişkisine girişmekte ve ciddi risklerle karşılaşmaktadır. Diğer yönetilmeyen anonim ortaklıklar bakımından zorunlu bir uyum yandan, sermaye piyasalarının bütünleşmesi, kurumsal ve sürecini beraberinde getirmektedir. TTK Tasarısı’na yönelik bazı bireysel yatırımcılar açısından daha fazla evrensel aktörün tepkiler de, bu noktada odaklanmaktadır. Nitekim bazı varlığını gerekli kılmaktadır. Bu yönden, sadece Sermaye kesimler, bu uyum sürecinin şirketler bakımından oldukça Piyasası Hukuku’na tabi olan anonim ortaklıkların değil, tüm zahmetli olacağını ileri sürmektedir. Her reformda yaşandığı anonim ortaklıkların belirli standartlara göre yapılanması ve gibi, bu reformun da ayrıntılı bir dönüşüm sürecini gerektirdiği yönetilmesi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu gerçekleri dikkate aşikardır. Şu kadar ki, kurumsal yönetim konusunda uzun alan TTK Tasarısı, Türk Hukuku bakımından belki de süredir yol alan bazı gelişmiş ülkelerde bile tüm yönleriyle beklenmeyen bir adım atmış ve kurumsal yönetim ilkelerine yer kabul edilmeyen modern bir anlayışın Türk Hukuku’nda vermiştir.Bu olgu, ciddi bir dönüşümü simgelemektedir benimsenmesi ve kapalı anonim ortaklıklar açısından dahi ve TTK Tasarısı’nın mevcut TTK’nın düzeltilmiş versiyonu “örgütlenme ve yönetim” standartlarının yükseltilmesi, olmadığını, başlı başına bir reform hareketi ortaya oldukça olumlu bir adımdır. Söz konusu sürece uyum sağlama koyduğunu göstermektedir. kararlılığını gösteren şirketler, evrensel aktörlere dönüşerek önemli yararlar elde edeceklerdir. Bu noktada, kurumsal yönetim ilkesinin TTK Tasarısı’nda kabul edilmesinin anlamı üzerinde durmak gerekir. TTK Tasarısı, Bu veriler ışığında, kurumsal yönetimin TTK Tasarısı’ndaki kapalı anonim ortaklıklar bakımından Sermaye Piyasası izlerini araştırmaya yönelik olarak, ilk önce toplu bir bakış Hukuku’na tabi olan anonim ortaklıkların tabi olduğu sunacağız. Bu toplu bakışın ardından, kurumsal yönetim kurumsal yönetim kurallarıyla özdeş kurallar ilkesinin Türk Anonim Ortaklıklar Hukuku’ndaki açılımlarına, getirmemektedir.Farklı bir ifadeyle, TTK Tasarısı’nın kabul biraz daha ayrıntılı olarak göz atabileceğiz. edilmesi ve SPK tarafından uluslararası eğilimler gözetilerek geliştirilen SPK İlkeleri’nin tam anlamıyla benimsenmesi halinde, kapalı anonim ortaklıklar ile Sermaye Piyasası Hukuku’na tabi anonim ortaklıklaraynı kurumsal yönetim standartlarına tabi olmayacaklardır. 6 _K=qqh=q~ë~ê¼ë¼ÛåÇ~ hìêìãë~ä=v∏åÉíáãáå=:òäÉêáW qçéäì=_~â¼ş= • Anonim Ortaklığın Güvenli Kuruluşu1 • Sermayenin Korunması İlkesinin Daha Güçlü Bir Şekilde Güvence Altına Alınması • Murakıplığın Kaldırılması ve Bağımsız Denetimin Tüm Anonim Ortaklıklar Açısından Devreye Sokulması • Bilgi Toplumu Hizmetlerinin Getirilmesi (Web Sitesi, Elektronik Ortamda Genel Kurul v.b.) • Yönetim Organının Oluşumu ve Örgütlenmesine Yönelik Ayrıntılı Düzenlemelerin Getirilmesi • Şirket Açısından Özellik Taşıyan Bazı İşlemlerin İşlem Denetçisinin Gözetiminden Geçmesi (Birleşmeler, Bölünmeler, Tür Değişiklikleri v.b.) • Uluslararası Muhasebe ve Finansal Raporlama Standartlarının Kabul Edilmesi • Tehlikeleri Erken Teşhis Komitesinin Oluşumu • Güç Boşluğunun Giderilmesine Yönelik Önlemlerin Getirilmesi • Paysahipliği Haklarının Çeşitlendirilmesi ve Bu Hakların Kapsamının Güçlendirilmesi • Eşit İşlem İlkesinin Ağırlık Kazanması • Oyda İmtiyazın Sınırlandırılması • Paysahiplerinin Şirketle Olan Borç İlişkilerinin Rasyonelleştirilmesi • Yetkililerin Sorumluluğuna İlişkin Rejimlerin Rasyonelleştirilmesi 1Güvenli kuruluş terimi için bkz. TTK Tasarısı, Şubat 2005, Genel Gerekçe, s. 21 No. 57. 77 fffK=vÉåá=^åçåáã=lêí~âä¼âä~ê eìâìâìÛåÇ~=hçêìå~å=aÉğÉêW= jÉåÑ~~í=p~ÜáéäÉêá Ülkemizde anonim ortaklıkların oldukça önemli bir kesiminin sayıdaçalışanıistihdam edebildiği, bir çok sağlayıcıyla veiş kapalı anonim ortaklıklarından meydana geldiği, bilinen bir ortağıylaekonomik ilişkiler içine girdiği de gözardı edilmelidir. gerçektir. Anonim ortaklığın bu tipik görünüm biçiminin Bu itibarla, anonim ortaklığın işleyişinden etkilenen çevrenin penceresinden bakıldığında, Anonim Ortaklıklar Hukuku, oldukça geniş olduğu göze çarpmaktadır. İşte kurumsal ortaklığın sınırlı paysahipleri çevresine, anonim ortaklığın yönetim anlayışının temel felsefesi,menfaat çevresi örgütlenmesinde ve yönetilmesinde belirleyici bir rol izafe kavramının anonim ortaklığın politikalarının merkezine etmektedir. yerleştirmektir. Kuşkusuz ki, menfaat çevresi olarak adlandırılan bu yelpaze içinde paysahiplerinin özellikli bir Anonim ortaklığın katı bir sermaye ortaklığı olma özelliği de, konuma sahip olduğu kaydedilmelidir. sınırlı paysahipleri çevresine tanınan bu geniş hareket alanını sınırlandıramamaktadır. Paysahipleri, zorunlu organları Anonim ortaklığın kurumsal yönetimi, anonim ortaklığın oluşturmak kaydıyla, ortaklığı kişisel inisiyatifleri doğrultusunda kaderini belirleme gücünü elinde bulunduranların inisiyatifini, yönetmektedir. Ekonomik gerçekliğe göz atıldığında, bu tür anonim ortaklığın kurumsallık vasfını ön plana çıkararak anonim ortaklıkların somut uygulamalarında, emredici sınırlandırmayı hedeflemektedir. Bu inisiyatif, tamamen devre hükümlerle teminat altına alınan paysahipliği haklarının dahi dışı bırakılamaz, ancak sınırlandırılabilir. Bu sınırlama, kurumsal rahatlıkla ihlal edildiği tespit edilmektedir. Anonim ortaklığın yönetim anlayışını karakterize eden bir dizi mekanizmanın dar bir yelpazeye yayılan, çoğu zaman tek kişinin elinde devreye sokulması yoluyla gerçekleştirilebilir. SPK İlkeleri’nde toplanan çoğunluk payları, ortaklığı adeta tek başına ortaya konulduğu üzere (KYİ. Bölüm III, Giriş) menfaat kurmakta, tek başına yönetmekte ve hatta tek başına sahiplerinin hakları, çeşitli emredici hükümlerle güvence altına denetlemektedir. Anonim ortaklığın iflası gibi kamu düzeninin alınmıştır. Ancak, anonim ortaklığın işleyişinin bu hakların elde etkisinde işleyen hukuk mekanizmaları ve paysahipliği edilmesini önemli ölçüde etkilemesi ve bu etkinin olumsuz bir haklarının belirgin bir şekilde ihlal edildiğini kanıtlayan likit şekilde tezahür etmesi halinde anonim ortaklığın istikrarının delillerin varlığı olasılığı dışında, hakim paysahibinin sahip tehlikeye düşmesi, menfaat sahiplerinin anonim ortaklığın olduğu bu oyun alanına müdahale edilememektedir.Bu politikalarında bir yer bulmasına yol açmaktadır. tür anonim ortaklıklarda merkez kavram, nesnelleştirilmiş ve kişisel özelliklerden arındırılmış olan pay değil, hakim Kurumsal yönetim anlayışının doğru bir yörüngeye paysahibinin kişisel inisiyatifidir. yerleşmesi, menfaat çevresinin hangi katmanlardan oluştuğunun sağlıklı bir şekilde belirlenmesine, bu katmanların Oysa sınırlı bir paysahibi çevresinin hatta tek bir paysahibinin farklı menfaatlerinin ne ölçüde göz önüne alınacağının ve nasıl güdümünde olan anonim ortaklık da, menkul kıymetleri telif edileceğinin tespit edilmesine bağlıdır. Anonim ortaklığın borsada işlem gören anonim ortaklıklar da son tahlilde birer politikalarının belirlenmesinde menfaat sahiplerinin çıkarlarının anonim ortaklıktır. Hukuk, anonim ortaklığa katı bir dikkate alınması, bu çıkarların sınırsız bir şekilde gözetilmesi sermaye ortaklığı olma rolünü biçmektedir.Ne var ki, şeklinde algılanmamalıdır. Son tahlilde, korunması gereken uygulamada anonim ortaklık bu rolünden sıyrılmakta, başlı esas değer, anonim ortaklığın bizzat kendisidir.Bu başına bir müessese olarak yapılandırılmak yerine çoğunluk ekonomik birim, kurumsal bir şekilde yapılandırılabilirse ve adil paysahibinin menfaatlerinin bir aracı haline getirilmektedir. bir işleyiş gösterirse, dolaylı olarak menfaat sahiplerinin haklı Kurumsal yönetim anlayışı, anonim ortaklığın kendi beklentileri de yerine gelecektir. Ancak kurumsal yönetim kimliğine yabancılaşmasına yol açan yozlaşmayla anlayışı, yine de saf bir dolaylı korumayı yeterli görmemekte; mücadele edilmesi fikrinin bir ürünüdür. menfaat sahiplerinin kabul edilebilir çıkarlarını güvence altına almak amacıyla, anonim ortaklıkla menfaat sahipleri arasında Yatırımlarını menkul kıymetlere yöneltmeyi amaçlayan işlevsel bir etkileşimin oluşturulması yönünde somut adımlar yatırımcıların, menkul kıymetleri borsada işlem gören anonim atmaktadır. ortaklıkları tercih ettikleri bilinmektedir. Şu kadar ki, anonim ortaklıkların kendilerinden beklenen sosyal ve ekonomik İlk olarak anonim ortaklığın, menfaat sahiplerinin haklı işlevleri yerine getirmeleri, yatırım düzleminin daha çok sayıda çıkarlarını korumak üzerinde bazı politikalar geliştirilmesi anonim ortaklığı kapsayacak şekilde genişlemesini gerekli öngörülmektedir (KYİ. Bölüm III, 1). Menfaat sahiplerinin kılmaktadır. Anonim ortaklıkların iktisadi işlevleri dikkate çıkarlarının yasal düzenlemelerle korunduğu durumlarda alındığında, büyük projelere yönelebilen bu ortaklıkların çok anonim ortaklığın bu düzenlemelere uygun hareket etmesi 8
Description: