“Köruğlı Men Bezergen” Destanındaki Özel Adlara Dair Aşur ÖZDEMİR* Özet: Köroğlu Destanı, Türk ulus ve boylarının ortak değerlerinden biridir. Kazak sahasındaki Köruğlı men Bezergen (Köroğlu ile Bezirgân) destanı bu açıdan incelendiğinde, destandaki özel adların Kazak Türk- çesinin kurallarına uyduğu görülmektedir. Köruğlı men Bezergen des- tanı, Türkmen sahasındaki Bezirgen destanıyla karşılaştırıldığında Köruğlı-Köruğlı, Bezergen-Bezirgen, Ğalıy Xaydar-Hezretaly, Qıdır İliyas-Hydyr Ylýas, Jämbil/Jämbilbel-Çandybil gibi esas adların aynı olduğu görülmektedir. “Köruğlı men Bezergen” destanındaki özel adlardan hareketle Köroğlu destanının Türklerin etnik ve siyasî olarak bir bütün olduğu dönemde ortaya çıktığı ve bundan sonra farklı coğrafyalara yayıldığı söylenebi- lir. Destanın değişik kollarında yer alan özel adlar, bu ortaklığı açıkça ortaya koymaktadır. Çünkü her kol, doğduğu coğrafyanın ve devrin, onu meydana getiren topluluğun özelliklerini yansıtmaktadır. Değişik coğrafyalarda ortaya çıkan Köroğlu kollarının devamlı bir etkileşim içinde olduğunu da belirtmek gerekir. İncelediğimiz Türkmen sahasına ait “Köruğlı men Bezergen” destanı ile Türkmen sahasına ait “Bezirgen” destanı arasındaki benzerlik de bunu doğrulamaktadır. Anahtar Kelimeler: Köroğlu, Destan, Özel Adlar, Kazak Türkçesi, Türkmen Türkçesi Giriş Batırlar Jırı dizisinin dördüncü cildi Köruğlı destanlarına ayrılmıştır.1 Bu ciltte yedi Köruğlı destanı bulunmaktadır: I. Köruğlı: Bu destanın dört kolu vardır. 1. Rawşanbek (s. 19-49), 2. Körde Tuwğan Köruğlı (s. 50-68), 3. Ğıyrat Jayı, Köruğlınıñ Rayxan Arabpen Soğısı (s.68-100), 4. Köruğlınıñ Qızılbas Şağdat Xanmen Soğısı (s. 100-123). II. Qıyssa Köruğlı: Köruğlınıñ Qızılbas Qaldarxannıñ Balası Rayxanmen Soğısı (123-163). III. Xıykayat Köruğlı. Bu destanın iki kolu vardır. 1. Köruğlınıñ Qızılbas Künxar Xanmen Soğısıp Ğawazdı Äkelgeni (s. 163-203), 2. Köruğlınıñ Qızılbas Künxar Xanmen Ekinşi Ret Soğısıp Jeñgeni, Ğawazdı Zındannan Bosatqanı (s. 203-250). IV. * Kazakistan Süleyman Demirel Üniversitesi / KAZAKİSTAN [email protected] bilig (cid:202) Bahar / 2006 (cid:202) sayı 37: 91-114 © Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı bilig, Bahar / 2006, sayı 37 Köruğlı men Bezergen (s. 253-268). V. Köruğlı (Bozayxan) (s. 269-308). VI. Qıyssa Ğawazxan (s. 309-348). VII. Türikmen Qasımxan (s. 349-395). Adı geçen kitapta dördüncü sırada yer alan Köruğlı men Bezergen (Köroğlu ile Bezirgân) destanı, A. S. Puşkin Merkez Kütüphanesine 1925 yılında Temirbayulı adlı kişi tarafından el yazısıyla bir dosya içinde teslim edilmiştir. Destan bu dosyadan alınarak yayına hazırlanmıştır (Batırlar Jırı, 1989: 397). Köruğlı men Bezergen destanı giriş ve bağlantı cümleleri nesir olmak üzere 2 ikilik, 129 dörtlük, 1 beşlik ve 1 altılıktan oluşmaktadır. Destanın aslında dörtlüklerden kurulmuş olduğu, ikilik, beşlik ve altılıkların müstensih veya derleyici hatası sonucu meydana geldiği açıkça görülmektedir. Destan on birli hece ölçüsüyle yazılmıştır. Köruğlı men Bezergen destanının konusu şöyledir: Yüz yirmi yaşına gelen Köruğlı’nın iki tehlikeli düşmanı vardır. Biri Qızılbas Bezergen Batır, ikincisi Qalmaq Köbikti. Köruğlı, Tekejäwmit ilini ele geçir- mek üzere Bezergen’in on iki bin askeriyle yola çıktığını işitir. Köruğlı “Gü- cüm yeterse ne âlâ, yetmezse çok ayıp olur. Ne olursa olsun, karşısına çıka- yım.” diyerek Ğıyratı’na biner, tanınmamak için yüzünü ipek bir kumaşla örterek Bezergen’in karşısına çıkar. Bezergen, Ğıyrat’ı tanır. Fakat üstündekini tanıyamaz. Kendisinin Türikmen ilini yağmalamak için geldiğini söyler. Köruğlı’nın nerede olduğunu sorar. Köruğlı kendisini “Ben Köruğlı’nın kölesiyim, hizmetçisiyim; adım Qaşamşam.” diye tanıtır. Köruğlı için canını bile feda etmekten çekinmeyeceğini söyler. İkisi biraz atışırlar. Sonra atlarından inerek güreşmeğe başlarlar. Bezergen, Köruğlı’nı tuttuğu gibi göğe fırlatır. Fakat Köruğlı pes etmez. Bezergen Köruğlı’nı tekrar göğe fırlatır. Köruğlı “Bu yaptığın hiçbir şey değil, beni asla yenemezsin.” diyerek yenilgiyi kabul etmez. Köruğlı “Üç kere güreşeyim, eğer yenecek olursam öldürüp giderim.” diye düşünür. Fakat Bezergen’i yenemediği için Qaşamşam değil, Köruğlı oldu- ğunu açıklar. Bezergen, iyi bir pehlivan olmadığını, lâkin korkusuz, er yürekli bir yiğit olduğunu söyleyerek Köruğlı’nı över. Bezergen, Köruğlı’nın doğruyu söylemesine çok memnun olur. Daha sonra iki kahraman birbirinin erliklerini överler. Bundan sonra kucaklaşarak dost olurlar. Bezergen vatanına dönmek üzere yola çıkar. Bu sırada Köruğlı “Bundan evvel hiçbir düşmanımla dost olmamıştım. Şimdi korkmuş gibi düşmanımla dost oluyorum. Bu çok utanç verici bir şey.” diye düşünür. Sonra ardından yetişerek Bezergen’i yaralar. Fakat Bezergen’in serzenişi üzerine “Seni geceleyin dolaşan bir uğru sandım, sana onun için saldırdım.” 92 Özdemir, “Köruğlı Men Bezergen” Destanındaki Özel Adlara Dair diyerek yalan söyler. Bezergen gerçeği anlar. Ölmeden önce Köruğlı’na “On bir kardeşim var. Seni bulup mutlaka öcümü alacaklardır.” der. Köruğlı iline döner. Fakat dost olduğu Bezergen’i öldürdüğüne pişman olur. Üzüntüden beş gün yemek yemez. Yaptığı erliğe sığmayan kötü işi ve bun- dan duyduğu pişmanlığı halkına anlatır. Köruğlı evine gelir. “On bir kardeşi mutlaka gelip beni bulur.” diye düşünür. Hemen kırk yiğidin serdarı Sapabek’i huzuruna çağırır. Sapabek’e Boztarlan’ın eyerleyip, silahlanarak hazır beklemesini, akşama kendisini sefere göndereceğini söyler. Sonra Qızılbas’ı kendine düşman ettiğini, düş- manın öç almak için mutlaka yola çıkmış olacağını, onları yolda karşılayıp gerekeni yapması gerektiğini söyleyerek Sapabek’i uğurlar. Sapabek, başına bir iş gelirse karısı ile oğlunu ona emanet ettiğini belirtir, helâllik isteyerek yola çıkar. Sapabek o vakte kadar hissetmediği tuhaf bir duygu ile Jämlibel’in dağı taşıyla vedalaşır. On iki gün sonra Adırlı tepesine çıkar. Etrafı iyice gözden geçirir. Hiç kimseyi göremeyince dağlarda avlanmağa başlar. Avlanırken çok kalabalık bir kola rastlar. Meğer bunlar Bezergen’in on bir kardeşinin serdarlık ettiği on iki bin kişilik bir orduymuş. Bezergen’inen küçük kardeşi Qaldarxan, Sapabek’in altındaki atı ister. Sapabek razı olmaz. Qaldarxan kim olduğunu sorar Sapabek’e. Sapabek kendisini Köruğlı olarak tanıtır. Fakat Qaldarxan “Sen Köruğlı olamazsın. Köruğlı’nın boz atı yoktu. Senin altındaki boz at Ğıyrat’a benzemiyor.” diyerek Sapabek’e inanmak istemez. Sapabek ise altındaki Boztarlan’ın da Ğıyrat’tan geri kalır yanı olmadığı için onu evde bıraktığını söyler ve kendisinin Köruğlı olduğunda ısrar eder. Qaldarxan, Sapabek’e saldırır ve onu yaralar. Sapabek de ondan geri kal- maz, Qaldarxan’ı öldürür. Ağır yaralanan Sapabek de atından düşerek ölür. Düşman Boztarlan’ı alarak gider. Bu sırada altın evde yatmakta olan Köruğlı bir düş görür ve kırk yiğidini çağırır. Kırk yiğide hemen at binerek yola çıkmalarını söyler. Ğabıybolla, Ğawazxan, Xasanxan, Ersaqıya ve Köruğlı hep birlikte düşman üstüne yürürler. Silahlı kırk yiğit gece gündüz yürüyerek Adırlı’ya varırlar. Burada Sapabek ile düşmanın vuruştuğu yere rastlarlar. Köruğlı on iki bin atın izini görür, bunların içinden Boztarlan’ın izini bulamaz. Kan dökülen yerleri arar, üç bin ölü sayar, fakat Sapabek’in ölüsünü bulamaz. Xasanxan, Sapabek’in kargı- sını dağın bir köşesinde bulur. Bir başka köşede Ğawazxan, Sapabek’in İsfahan işi kılıcını bulur. Ersaqıya ise bir başka yerde altın yayını bulur. Bundan sonra Köruğlı, kırk yiğide düşmanı takip emri verir. Yiğitler öç almak için düşmanın peşine düşerler. Düşmana yaklaşınca Boztarlan’ı uzaktan tanırlar. Boztarlan da onları tanır, düşmanın elinden kurtularak yanlarına 93 bilig, Bahar / 2006, sayı 37 gelir. Sonra kırk yiğidi Sapabek’in cesedinin olduğu yere götürür. Köruğlı, yiğitlere öç almak için emir verir. Bu arada Bezergen’in bir kardeşi gelir ve Köruğlı’na kim olduğunu sorar. Köruğlı kendisini tanıtır. Sonra Sapabek’in acısıyla düşman üstüne atılır. Qızılbas, atından iner. Köruğlı o hırsla Qızılbas’ı tuttuğu gibi göğe fırlatır. Qızılbas yere düşünce kemikleri un ufak olur. O öldükten sonra Bezergen’in başka bir kardeşi gelir. Köruğlı, bu ada- mın karşısına oğlu Xasan’ı çıkarır. Babasının duasını alan Xasan, Qızılbas’ın başını keser. Xasan onu öldürdükten sonra başka biri çıkar meydana. Köruğlı onun karşısına ise oğlu Ğawaz’ı çıkarır. Ğawaz, Köruğlı’nın Ğıyrat’ına binerek saldırır ve Qızılbas’ı öldürür. Bundan sonra kırk yiğit birden düşman üstüne atılır. Köruğlı, yiğitlerinin kahramanlığını büyük bir memnuniyetle seyreder. Kırk yiğit bütün Qızılbas’ı kırarak malını ve mülkünü alır. Köruğlı, Qızılbas’ın on iki bin at ve Sapabek’in cesedini alarak Jämbilbel’e döner. Kişi Adları Köruğlı (Köroğlu) Köruğlı, bütün Köroğlu destanları ve hikâyelerinde olduğu gibi Köruğlı men Bezergen destanının da baş kahramanıdır. Destanda Köruğlı ve Köruğlıbek olmak üzere iki şekilde geçmektedir. Köruğlı, kör ve uğıl sözlerinden kurulmuş bir birleşik isimdir. Uğıl eski Kazak Türkçesinde oğul demektir. Kelime bugünkü Kazak Türkçesinde ul şeklinde kullanılmaktadır (Qazaq Tiliniñ Sözdigi 1999: 682). Köruğlı isminin ortaya çıkışını izah eden ikisi Köruğlı varyantlarında olmak üzere üç görüş vardır. 1. Destanın başkahramanının babasının iki gözü de kördür. Bundan dolayı kahraman Köruğlı yani Köroğlu adıyla meşhur olmuştur. Kazak ve Türkmen rivayetlerinin birçoğunda bu bilgi mevcuttur. “Bu nüshaların ortak yanı, Köruğlı’nın İran şahıyla mücadele etmesidir ve gösterdiği kahramanlıklardır. İran Şahı, Köruğlı’nın babasının gözlerini oydurduğu için Rawşan isimli oğlu Köruğlı olarak anılmağa başlamıştır” (Qoñıratbay 2000: 370). Batırlar Jırı, Törtinşi Tom’daki Köruğlı Destanı’nın Rawşanbek kolunda (Batırlar Jırı 1989: 19-49) aynı bilgi mevcuttur. Köruğlı’nın babası Rawşanbek2, Qızılbas şahı Şağdat’ın (veya Şahiydat) seyisidir. Rawşanbek, şahın yüzüne ve tavırlarına bakarak bütün geçmişini anlatır. Bunu Şağdat kendisi istemiştir. Ancak geçmişi bütün çıplaklığı ile ortaya çıkınca öfkelenir ve Rawşanbek’in gözlerini oydurur: Şağdat xan endi sonda aşuwğa boydı urıptı, Sınawdı endi tipti qoydırıptı. Sınağan sonı körip köziñ ğoy dep, 94 Özdemir, “Köruğlı Men Bezergen” Destanındaki Özel Adlara Dair Eñiretip eki közin oydırıptı (Batırlar Jırı 1989: 35). 2. ‘Kör’ kelimesi Kazak Türkçesinde ‘mezar, kabir’ ‘gözleri, görmeyen, kör’ anlamı vardır. Bundan dolayı Sözlük’te iki kör kelimesi yer almaktadır. “Kör I Qaytıs bolğan adamdı jerlew üşin qazılğan jer, qabir.” “Kör II Suw qarañğı, soqır.” (Qazaq Tiliniñ Sözdigi 1999: 328). Ancak şunu da belirtmek gerekir ki Kazak Türkçesinde ‘gözleri hiç görmeyen’ anlamındaki ‘Kör II’ yerine ‘kör soqır’ yani ‘mezar gibi kapkaranlık, kör’ ifadesi daha çok kullanılmaktadır. Bu bilgilerden sonra Köruğlı isminin nereden çıktığına dair en çok kabul gören ikinci izaha geçebiliriz. Köruğlı, körün (Farsça kūr veya gūr) yani me- zarın oğlu, körde doğmuş, körden çıkmış demektir. Bu husus Köruğlı’nın birçok varyantında dile getirilmektedir. Batırlar Jırı, Törtinşi Tom’da yer alan Köruğlı’nın ikinci kolunun adı Körde Tuwğan Köruğlı’dır (Batırlar Jırı 1989: 50-68). Gözü Şağdat tarafından oyul- duktan sonra Rawşanbek, hamile karısı Aqanay’ı Qızılbas memleketinde bıraka- rak kayın pederi Ğäjdambek ile birlikte Türikmen Eli’ne döner. Düşman mem- leketinde kalan Aqanay bir zaman sonra hamile olarak ölür. Karnındaki çocukla gömülür. Aqanay körde yani mezarda doğurur. Hak Tealâ, ‘Şiltender’i3 çocuğa ad koymaları için gönderir. Onlar da Köruğlı adını koyarlar: Köterip mazaratqa qoydı aparıp, Küläyim Babalımen muñlı ğarip. Aqanay kör işinde tuwdı bala Saqtalar qudiretpen sol bala anıq. Aqanay körde jatıp tuwdı bala, Şiltender orap aldı kele sala. Süt şığıp quwrap qalğan emşeginen, Bala östi körde jatıp qasında ana… Balanıñ körge barıp atın qoy dep, Jibergen şiltenderdi xaq tağala. Balağa jemis berdi şiltender kep, Qurmetpen bağıp jatır osında köp. Keñesip, aqıldasıp pirlerimen, At qoydı: Körde tuwğan Köruğlı dep. (Batırlar Jırı 1989: 51). Yine Qazaq Ertegileri, Tom 24 adlı kitapta yer alan Köruğlı adlı masalda da Köruğlı’nın mezarda dünyaya geldiği anlatılmaktadır: Begäli sınşı xanğa at sınap beretin sınşı eken. Birneşe ret at sınap beredi. Tağı bir küni at sınawğa ketedi. Ol ketkende äyeli jükti eken, jükti äyeli 95 bilig, Bahar / 2006, sayı 37 Begäli ketken soñ, düniyeden ötedi. Bir künderi: Äyeliniñ qabırınan bala şığıp jür degen söz boladı. Begäli äyeliniñ qabırınan bala şığıp jür degendi estip: Ne isteymin? dep xanğa baradı. (Qazaq Ertegileri 2000: 189). 3. Bazı bilim adamları ise Köruğlı sözünün kör (kör, mezar, kabir) ile hiçbir alakası olmadığı görüşündedir. Bunlardan birisi Ä. Qoñıratbayev’dir. Qoñıratbayev, Qazaq Eposı jäne Türkologiya adlı kitabında şu görüşlere yer vermektedir: “Kör sözünün anlamı mezar değildir. Bu söz, Oğuz-Oks, Uğır, Gorş, Uğış, Xoyxor (Uygur) adı verilen Oğuz boylarının adlarından doğ- muştur. Bütün Asya ve Kafkasya’daki destanlar bu Oğuz devrinde meydana gelmiş, fakat değişik isimler almışlardır. Kör, Oğuz (Oğır) demektir; uğıl (oğul) ise Türkçe batır (kahraman) anlamına gelmekte- dir. Binaenaleyh Bozoğlan, Köroğlu, Alpamış, Manaş, Kubahanbay, Kuba Kıpçak (Gobi İli), Kuboğlan, Kazan, Kosay, Gökçe, Kuzu, Bemiş, Huniyhar sözlerinin kökü birdir. Oks ve Oğuz isimleri Sak- Hun devrinden sonra (M.Ö. II., M.S. VII. asırlar) ortaya çıkmış söz- lerdir ve sonra bunlar bütün Altay Türklerinin ortak adı olmuştur. Bundan dolayı biz Köroğlu sözünün etnik bir isme dayandığını ve ‘Oğuz Batırı (Kahramanı), Ulu Batır anlamlarına geldiğini düşünüyo- ruz. Bunu, destanda tasvir edilen göçebe hayat, inanışlar, özellikle coğrafî isimler ve özel adlar da ispat etmektedir.” (Qoñıratbayev 1987: 131) Qoñıratbay(ev), Türkistan ansiklopedisindeki Köruğlı maddesinde de bu görüşünü A. Gafurov’dan yaptığı alıntı ile desteklemektedir: “Köruğlı sözünü oluşturan iki sözün de başka dillerden geldiği fikrine karşı çıkan A. Gafurov, Köruğlı isminin korkusuz, er yürek anlamına geldiğini belirtmiştir. Kelimenin aslının Türkçe olduğunu da ifade etmiştir. Şeybanînâme’de gür birkaç oy- mağın idarecisi anlamında kullanılan bir unvandır.” (Qoñıratbay 2002: 371). Bu son görüş, Köruğlı veya Köroğlu isminin kökenini ilmî olarak izah etmeğe çalışan en önemli görüştür. Lâkin bu görüşün tarihî dayanaklarının tam ola- rak ortaya konması gerekmektedir. Destan metinlerindeki iki izah ise belli bir dayanağı olduğu için daha doğru gibidir. Bezergen Destanda Bezergen Batır(Bahadır), Köroğlu’nun iki tehlikeli düşmanından birisi olarak tanıtılmakta. İsminin başında ise Qızılbas kelimesi yer almakta- dır (Batırlar Jırı 1989: 253). Yine Bezergen, Köruğlı’na kendisini tanıtırken şöyle diyor: Qızılbasta Bezergen er bolamın Şapsam kerek türikmenniñ xalıqtarın. (Batırlar Jırı 1989: 253). 96 Özdemir, “Köruğlı Men Bezergen” Destanındaki Özel Adlara Dair Bu ifadelerden de anlaşıldığı gibi Bezergen, Qızılbas’ın yani Kızılbaşların önderidir. Ancak, Bezergen’in tarihî bir şahsiyet olup olmadığı belli değildir. Kızılbaş olduğu için Bezergen’in Köruğlı tarafından Müslüman sayılmaması da çok manidardır: Ey, Bezergen, ölmey dinge kirersiñ, Nur sıypatın erdiñ tanıp bilersiñ. (Batırlar Jırı 1989: 255). Kelimenin kökenini tespit etmek de zordur. Köroğlu’nun Türkiye rivayetle- rinde geçen Bezirgân ile incelediğimiz Köruğlı men Bezergen’deki Bezergen’in bir kelimenin iki ayrı söyleyişi olduğu açıktır. Bezergen, tüccar anlamına gelen bezirgân sözünün Kazak Türkçesindeki telâffu- zudur. Nitekim konusu ana hatlarıyla aynı olan Türkmen rivayetinin adı da Bezirgen’dir. Bu destanın baş kahramanlarından olan Bezirgen, gerçekten bir bezirgân yani tüccardır (Nurmemmet 1996). Kazak nüshasında ise Bezergen bir tüccar değil Qızılbas’ın önderidir. Bunu dikkate alarak Bezergen’nin Kazak Türkçesindeki bezer- fiilinden -gen ekiyle türetilmiş bir isim olduğu da düşünüle- bilir. Zira Qazaqşa-Orısşa Sözdik’te yer bezer- fiiline şu karşılıklar verilmiştir: “BEZER- 1) dik dik ve öfkeyle bakmak, düşmanca bakmak. 2) mec. ses çıkar- mamak, susmak, somurtmak.” (Qazaqşa-Orısşa Sözdik, 2001: 137). Görüldüğü gibi bezer- fiilinin birinci anlamı öfkeyle bakmak, düşmanca bakmaktır. Dolayı- sıyla bezergen sözünün ise düşmanca bakan, yani düşman anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Qızılbas Bezergenin, Köruğlı’nın en tehlikeli iki düşmanından birisi olması bu görüşü desteklemektedir. Qaşamşam Qaşamşam ismine diğer Köruğlı destanlarında rastlanmamakta. Köruğlı men Bezergen’de Köruğlı, kendisini ‘Köruğlı’nın hizmetçisi, kölesi Qaşamşam’ olarak tanıtmaktadır: Perzentsizdiñ süyip alar ulımın. Qarnı aşqannıñ bazarğa satar qulımın. Meniñ atım Qaşamşam boladı, Qızmetşisi Köruğlınıñ, qulımın. (Batırlar Jırı 1989: 253). Bu mısralardan da anlaşılacağı üzere Köruğlı, Bezergen tarafından tanın- mamak için anlamsız bir isim uydurmuş ve kendisini o isimle tanıtmıştır. Köbikti Köbikti ismi destanın giriş kısmında geçmektedir. Burada Köbik’in Köruğlı’nın tehlikeli iki düşmanından biri olduğu belirtilmekte: “Köruğlınıñ jüz jıyırmağa kelgen kezinde eki qawipti jawı bar eken. Biri – qızılbas Bezergen batır. Ekinşisi – qalmaq Köbikti eken.” (Batırlar Jırı, 1989: 253). 97 bilig, Bahar / 2006, sayı 37 Köbikti kelimesinin Türkiye Türkçesindeki karşılığı köpüklüdür. Yukarıdaki satırlarda Köbikti’nin Kalmuk olduğu da belirtiliyor. Kazaklar, topraklarını işgal eden Kalmuklarla yıllarca savaşmışlardır (bkz. Qazaq Sovet Entsiyklopediyası, 6 1975: 427). Dolayısıyla Köruğlı’nın tehlikeli iki düşma- nından birinin Kalmuk olması gayet tabiîdir. Köbikti’nin tarihî bir şahsiyet olup olmadığını tespit etmek güçtür. Ancak Köruğlı’nın Kalmuk düşmanının isminin Türkçe olması çok manidardır. Bu ismin Köbikti oluşu ise düşündürücüdür. Halk muhayyilesi Kalmuk savaşçı- sına Köbikti ismini koyarak onu küçümsediği, köbik gibi kabarık, fakat üfle- yince sönecek kadar boş biri olduğunu belirtmek istemiş olabilir. Bundan dolayı da Köruğlı’nın düşmanına Köbikti adını lâyık gördüğü düşünülebilir. Sapabek Sapabek destanda qırıq jigittiñ bastığı yani kırk yiğidin başı (Batırlar Jırı 1989: 258) olarak tanıtılmakta. Sapabek’in, destanın ileriki dörtlüklerinde Köruğlı’nın en güvenilir, fedakâr ve sadık, vefalı, kahraman dostu olduğu anlaşılmakta. Sapabek sözü sapa ve bek sözlerinden oluşmuş bir birleşik sözdür. Sapa Arapça safā sözünün Kazak Türkçesindeki söylenişidir. Kazak Türkçesinde ‘f’ sesi yoktur. Bundan dolayı yabancı dillerden geçen kelimelerdeki f’ sesleri p sesine dönüşmüştür. Meselâ, hafta>apta, farz>parız, felâket>päleket gibi. Dolayısıyla safa sözünün de safā sözünden çıktığı kesindir. Bek Osmanlı Türkçesinde beg imlâsıyla yer alan, Türkiye Türkçesinde bey şeklinde kulla- nılan kelimenin Kazak Türkçesindeki şeklidir. Sapabek ismini incelerken sapa>safā kelimesinin anlamına da dikkat etmek- te fayda vardır. Sapa sözü bugünkü Kazak Türkçesinde nitelik, kalite, keyfi- yet anlamında (Qazaq Tiliniñ Sözdigi 1999: 554), Türkçe’de ise sefa yahut safa Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma, safa. anlamında kulla- nılmaktadır.5 Sapabek’in, Köruğlı’nın yaranı, kırk yiğidinin serdarı, güvenilir bir adam olduğu gözönünde tutulursa, bu isim ile şahıs arasındaki münase- bet daha iyi anlaşılır. Däwitulı Süleymen Däwitulı Süleymen (Davutoğlu Süleyman), Süleyman peygamberdir. Köruğlı, Sapabek’i düşman üstüne Däwitulı Süleymen’e ısmarlayarak gönderir: Qızılbastıñ xalqın mağan qas qıldıñ, Aş-arıqtı däwletimde mas qıldım, Gelgeniñşe qoş aldiyar, Sapabek, Däwitulı Süleymenge tapsırdım. (Batırlar Jırı 1989: 258). 98 Özdemir, “Köruğlı Men Bezergen” Destanındaki Özel Adlara Dair Birini Davut Oğlu Süleyman’a ısmarlamak Kazak destanlarında pek rastlan- mayan bir durumdur. Bunda Hz. Süleyman’ın savaşçı ve hükümdar bir pey- gamber oluşunun rolü olduğu muhakkaktır. Qaldarxan Destanda Qaldarxan, Bezergen’in on bir kardeşinin en küçüğüdür (Batırlar Jırı 1989: 260). Qaldarxan, Sapabek’le Adırlı’da karşılaşır. Uzunca bir vu- ruşmadan sonra Qaldarxan ve askerleri Sapabek’i öldürür: Sapabekke duşpan saladı nazyasın, Tawday qılıp eki batır aylasın. Qaldarxan men er Sapabek alıstı, Köruğlına tiygizsem dep paydasın. …………………………………….. Bir Alla(h)ğa er Sapabek jıladı, Esin tanıp Boztarlannan quladı, Qulağan soñ tamam duşpan jıynalıp, Öltirip tastap, atın alıp baradı. (Batırlar Jırı 1989: 261). Qaldarxan’ın tarihî bir şahsiyet olup olmadığı belli değildir. Qaldarxan sözü- nün benli han anlamına geldiği açıktır. Qal sözü Kazak Türkçesine Fars- ça’dan geçmiştir. Aslı khāl olan kelime, Kazak Türkçesinde de Farsça’daki gibi ‘ben’ anlamında kullanılmaktadır (Qazaq Tiliniñ Sözdigi 1999: 363). Qaldarın ise ‘khāl’ sözüne dār (-li) eklenmesiyle yapılmıştır. Qal kelimesinden türemiş Qaldıbek (Benlibek), Qaldayaq (Benliayak), Qaldıbay (Benlibay), Qalıbek (Benibek) gibi kişi isimleri Kazak Türkçesinde bugün de mevcuttur. Xasan Köruğlı, Sapabek’in öldürüldüğünü düşünde görünce yiğitlerini toplar ve düşman üstüne yürürler: Qayrat sınar künder bügin, jigitter! Xasanuğlım, jıldam jürşi palwanım. (Batırlar Jırı 1989: 262). Bu mısralardan da anlaşılacağı üzere Xasan, Köruğlı’nın oğludur. Düşmanla karşılaştıklarında Bezergen’in bir kardeşini Köruğlı öldürür. Fakat sonra diğer kardeşi meydana çıkar. Köruğlı, onun karşısına oğlu Xasan’ı çıkarır. Tabiî Xasan, hasmını öldürür: 99 bilig, Bahar / 2006, sayı 37 Köruğlıbek öltirgen soñ birewin Jäne şıqtı Bezergenniñ bir inisi. Köruğlıbektiñ Xasan balasına aytqanı: - Xasan edi meniñ süyer perzentim, Qatarıñnan artıq edi aybatıñ. Qartayğanda atañızdı qıynama, Öltirüwge bar ma mını qayratıñ? (Batırlar Jırı 1989: 266). Ğabıybolla Ğabiybolla, Habibullah demektir. Kazak Türkçesine Arapça’dan geçen bazı isimlerdeki h sesi g (г) veya ğ (ð) sesine dönüşebilmektedir. Meselâ Muham- met sözü Mağamet, İbrahim sözü İbragim şeklinde de yazılmaktadır. Yine Arapça’dan geçen bazı kelimelerin sonundaki yumuşak ‘h’ sesi de düşmek- tedir. Meselâ Allah sözü Kazak Türkçesinde Alla; Abdullah sözü Abdulla, Abdolla, Äbdilda şekline girmiştir. Bu tür Arapça birleşik kişi isimlerindeki ‘u’ sesi de çoklukla o sesine dönüşmektedir. Dolayısıyla Habibullah isminin Ğabıybolla şeklini alması gayet tabiîdir. Destanda Ğabıybolla’nın kim olduğu belirtilmemekte, Ğabıybolla ismi sade- ce bir yerde geçmektedir. Köruğlı, Sapabek’in öldürülmesi üzerine bütün yiğitlerini düşman üstüne yürümeye çağırırken onun da adını anar: Ğabıybolla, jıldam jürgil, Ğawazxan, Biz ayrıldıq Sapabektey danadan. Ey, jiğitter, aytamın men zarımdı, Ayamaymın Sapabekten barımdı. Sapabegim bende bolğan narım-dı. (Batırlar Jırı 1989: 262). Ğawazxan Ğawazxan ismi yukarıdaki mısralar da dâhil olmak üzere destanın birçok yerinde geçmektedir. Köruğlı, düşman üstüne yürürken kırk yiğidin içinde Ğawazxan da vardır. Ğawazxan, Xasan’nın bir Qızılbas batırını öldürmesinden sonra meydana çıkan başka bir batırın karşısına Köruğlı tarafından çıkarılır. Sonunda Ğawazxan düşmanını öldürür. Destanda Ğawazxan’ın Köruğlı’nın oğlu ol- duğu da açıkça belirtilir: 100
Description: