ebook img

istanbul fatih adliyesi 1. aile mahkemesi'nde 2005- 2007 yılları arasında verilen velayet ... PDF

119 Pages·2010·0.55 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview istanbul fatih adliyesi 1. aile mahkemesi'nde 2005- 2007 yılları arasında verilen velayet ...

T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ADLİ TIP ENSTİTÜSÜ Danışman: Yard. Doç. Neylan ZİYALAR İSTANBUL FATİH ADLİYESİ 1. AİLE MAHKEMESİ’NDE 2005- 2007 YILLARI ARASINDA VERİLEN VELAYET KARARLARINDA YER ALAN UZMAN RAPORLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ SOSYAL BİLİMLER ANA BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ Psikolog Gülden Elçim ÜNER ALTUNTAŞ İstanbul, 2010 i TEŞEKKÜR Bu çalışma Adli Tıp Enstitüsü Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Tez çalışmam süresince bilgi birikimi ve deneyimleri ile bana yol gösteren, tezin her aşamasında her türlü desteği vermekten çekinmeyen hocam Yard. Doç. Dr. Neylan ZİYALAR’a, Araştırmanın veri toplama sürecinde mahkeme dosyalarını incelememe izin veren, bu konuda yardımları ve öneri ile işimi kolaylaştıran Fatih 1. Aile Mahkemesi hakimi Hakim Nalan KIRİBRAHİM ve tüm kalem personeline, Gerek yardım ve destekleri gerekse hazırlamış oldukları raporları benimle paylaşmak suretiyle yüksek lisans tezime katkıları olan çalışma arkadaşlarım Pedagog Zafer GENÇ ve Sosyal Hizmet Uzmanı Burçin ALTUNKÖSEOĞLU’na, Tüm öğrenim hayatım boyunca beni destekleyen, ilgi ve anlayış gösteren, bilgi birikimleri ve maddi manevi tüm imkanları ile her anımda yanımda hissettiğim annem Nurgül ÜNER, babam İsmail ÜNER ve kardeşim Mehmet Erin ÜNER’e, Çalışma süreci boyunca motivasyonel destekleri ve önerileri ile yanımda olan sevgili arkadaşlarım Aysel ONUR PEHLİVAN, Barış PEHLİVAN ve Handan SEZGİN’e, Bu çalışma sürecinde bana karşı sabır ve anlayış gösteren, bunaldığım zamanlarda bana güç veren, her konuda beni destekleyen eşim Önder ALTUNTAŞ’a teşekkürlerimi sunarım. Gülden Elçim ÜNER ALTUNTAŞ ii İÇİNDEKİLER Sayfa No: TEŞEKKÜR………………………………………………........ i İÇİNDEKİLER …………………………………………………… ii (1) GİRİŞ VE AMAÇ........................................................................... 1 (2) GENEL BİLGİLER 2.1. Velayet Kavramı ........................................................... 4 2.2. Tarihçe ............................................................. 8 2.3. Hukuk Sisteminde Velayet 2.3.1. Uluslar arası Sözleşmeler ................................ 14 2.3.2. Türk Medeni Kanununda Velayet ................ 17 2.4. Çocuk Açısından Velayet .......................................... 39 2.5. Ebeveyn ve Ailevi Özelliklere Göre Velayet 2.5.1. Anne-Baba Arasındaki Çatışma .................... 46 2.5.2. Ebeveyn Davranışları ..................................... 48 2.5.3. Üvey Ebeveynler .......................................... 49 2.5.4. Aile İçi Şiddet ................................................ 50 2.5.6. Madde Kullanımı ve Psikolojik Problemler .... 53 iii 2.6. Velayet Değerlendirmelerinde Uzman Rolü 2.6.1. Etik Kurallar ............................................. 57 2.6.2. Velayet Konusundaki Standartlar ............... 60 2.6.3. Bilgi Toplama ............................................ 62 2.6.4. Rapor Yazımı ............................................ 70 (3) GEREÇ ve YÖNTEM .................................................................. 71 (4) BULGULAR .................................................................................. 72 (5) TARTIŞMA ve SONUÇ ............................................................... 91 (6) ÖZETLER .................................................................................... 99 (7) KAYNAKÇA ................................................................................ 101 (8) ÖZGEÇMİŞ .................................................................................... 113 1 1.GİRİŞ ve AMAÇ Yasalarımıza göre velayet çocuğun bakım, eğitim, sağlık, disiplin gibi sorumluluklarını kapsayan, bu konularda çocuğun menfaatine yönelik karar alıp uygulama görevi olup, 4721 sayılı medeni kanunun 335. maddesine göre anne, baba evli ise ergin olmayan çocuğun velayeti her ikisi tarafından birlikte kullanılır. Boşanma durumunda 336. maddeye göre çocuğun velayeti taraflardan birine bırakılır. Bununla birlikte velayeti kullanma hakkına sahip taraf bu sorumluluğunu yeterli kullanmıyor, ihmal veya istismar ediyorsa veya çocuğun menfaati değişim gösterdiyse velayet değiştirilebilir (Şimşek, 2007). Velayeti kullanma hakkı ebeveynlerden birine verilir, ancak mahkeme tarafından gerekli görülürse her iki eşe de bırakılabildiği ülkeler ve yasalar mevcuttur (Şeker, 2004). Kimi araştırmalar (Luepnitz, 1982; Ilfeld, Ilfeld, ve Alexander, 1982; Galper, 1978; Ware, 1982) paylaşımlı velayetin yararlarından bahsetmişler, çocuğun ebeveynlerin her ikisi ile de iletişiminin sürekliliğin boşanma sonrası travma ile baş etmesine faydalı olduğunu vurgulamışlardır. Velayet davalarında psikolojik değerlendirme günden güne daha fazla önem kazanmakta olup, Billick ve arkadaşlarına göre artan boşanma oranları nedeniyle yargı gün geçtikçe psikolojik değerlendirme yapıp görüş bildirecek uzmanlara daha fazla ihtiyaç duymaktadır (Billick & Perry, 1994). Her aile mahkemesinde psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı atanacağı 4787 sayılı kanun ile belirtilmiş olup, 2003 yılından itibaren bu atamalar aşamalı olarak gerçekleşmiştir. Adalet Sistemi Uzmanları Derneği durum raporuna göre (2008) 2008 yılında İstanbul’da 18 adliye, 46 aile mahkemesinde 51 uzman bulunmaktadır (ASUD, 2008). Bu mahkemelerde bulunan uzmanlar en çok velayetin verilmesi, değiştirilmesi, kaldırılması, çocukla kişisel ilişki düzenlenmesi, evlat edinme gibi davalarda hakime yardımcı olurlar (Şimşek, 2007). Şimşek’e göre velayet, kişisel ilişki düzenlenmesi konularında uzmanlar çocukla, anne, babayla görüşme yapıp yaşadıkları ortamları, duygu ve düşüncelerini değerlendirerek rapor düzenleyerek hakim için çok yararlı olabileceklerdir (Şimşek, 2007). 2 Amerikan Psikologlar Derneği’ne göre, çocuğun velayeti konusunda karar verirken; (1) ebeveyn-çocuk arasındaki karşılıklı ilişkinin kalitesi, (2) çocuğun ihtiyaçları ve tarafların ebeveyn sorumluluklarını karşılama kapasiteleri (3) işleyişle ilgili aile dinamikleri göz önüne alınmalıdır (APA, 1994). Levy bu 3 madde dışında çocuğun velayet konusundaki tercihini de etkin olması gerektiğini eklemiştir (Levy, 1985). Verduyn ve Carlton Smith’e göre; uzmanlar çocuğun değerlendirilmesinde mevcut zihinsel sağlığını, bu duruma gelmesinde etkin olan koşulları ve durumun sıkıntısını azaltacak etkenleri göz önüne alarak, çocuğun geleceği için en uygun olduğu düşünülen velayet kararını rapor etmelidir (Verduyn & Carlton Smith, 1995) Velayet kararı verilirken çocuğun yüksek menfaati baz alınmalı, çocuğun duygu, düşünceleri, yaşı ve anlama kapasitesi değerlendirilerek ortaya konmalı, fiziksel, duygusal, bilişsel olarak ihtiyaç duyduğu uyaranlara ulaşabilme kapasitesi araştırılmalı, yaşam şartlarındaki değişimin etkileri ön görülmeli, yaş, cinsiyet ve kişilik özellikleri değerlendirilmeli, yaşaması olası zararlar tespit edilmeli, çocuğun ihtiyaçlarını velayeti alması söz konusu olanlar tarafından ne derece karşılanabileceği hesaba katılmalıdır (Çocuk Hakları Sözleşmesi, 1989). Rosner’a göre; çocuğun yüksek yararı en az zararlı seçeneğin değerlendirilmesi ile gerçekleşir. Ona göre psikolojik değerlendirmede anne, baba ve çocuktaki gizli agresyon olasılığı, çocuk ile anne, baba arasında rol değişiminin bulunup bulunmaması, çocuğun çok çatışmalı bir evlilikte yaşama ihtimali dikkate alınmalıdır. Yapılan araştırmalar bazı çocukların boşanma sonrası daha az psikolojik hasar yaşadığını tespit etmiştir (Emery ve ark. 2005; Melton, 1997; Rosner, 1994). Melton ve arkadaşları (1997); çocuğun yüksek yararının göz edilmesinde, çocuğun tercihinin, beklentilerinin, anne, baba, kardeş ve diğer önemli kişilerle iletişimlerinin, ev, okul ve toplumla uyumunun, ve çocuk ve diğer aile üyelerinin ruhsal ve fiziksel sağlığının değerlendirilmesini önerir (Melton, Petrila, Poythress, & Slobagin, 1997) 3 Bu çalışmanın amacı; uzmanların velayet hakkında verdikleri raporları inceleyerek, bu raporların değerlendirme kriterlerini ortaya koymak, çocuğun yüksek menfaatini sağlamak amacıyla literatürde tartışılan konuların göz önüne alınıp alınmadığını değerlendirerek bu raporların mahkeme kararlarına etkisini incelemektir. 4 2. GENEL BİLGİLER 2.1.Velayet Kavramı Arapça kökenli “velayet” sözcüğü; “velilik, otorite, yetke” anlamına gelmektedir (Türk Dil Kurumu İnternet Sözlüğü). “Dostluk, yakınlık, sahiplik” anlamlarına gelen “vela” kökünden türemekte olan “velayet” sözcüğü aynı zamanda “hükmetme, yönetme, başka bir insana söz geçirme hakkı” anlamlarını da içermektedir. Bununla birlikte “velayet” sözcüğünün “hükmeden kişi anlamına” gelen “vali” ve “hükmedilen yer” anlamına gelen “vilayet” sözcükleri ile Arapça yazılışları aynı olması da dikkat çekicidir. Ayrıca Devellioğlu’na göre; “velayet” sözcüğünün “iyelik, sahiplik” anlamlarına da geldiğini ifade eder (Devellioğlu, 1970). İngilizcede karşılık olarak “custody” sözcüğü kullanılmakta olup, “gözetim, bakım” anlamını içermektedir. Bunun dışında “custody”; nezaret, göz altı anlamlarına da gelmektedir. “Custody of a child” söz kümesi; çocuğun, bakım, gözetim ve gelişimini sağlama anlamında kullanılır (İngilizce Türkçe İnternet Sözlüğü). Türk Medeni Kanununa göre; velayet hukuksal bir terim olarak; evli olan anne-babanın ortaklaşa kullandığı, çocuğun bakım, eğitim, sağlık, disiplin gibi sorumluluklarını kapsayan, bu konularda çocuğun menfaatine yönelik karar alıp uygulama görevi olup boşanma durumunda TMK 336. maddeye göre çocuğun velayeti taraflardan birine bırakılır. TMK 339. madde velayetin anne-babanın çocuğa ilişkin tüm sorumluluk ve yetkilerini kapsadığını ifade eder (İmamoğlu, 2004). Çocuğun bakım ve gözetiminin kim tarafından yapılacağı ya da kimin, hangi şartlarda çocukla görüşeceği iki durumda mahkeme alanına taşınır. Bunlardan birincisi; anne-babanın boşanma veya ayrılma sürecince çocuğun yüksek yararı uyarınca verilen karar, diğeri ise ebeveynlerin ihmal veya istismarı bulunduğunda çocuğun korunması açısından verilen karardır. Bununla birlikte boşanma ve ayrılık durumlarının da sıklıkla ihmal ve istismar içerdiği gözlemlenmekte olduğundan her iki durum için de karar verme süreçlerinde çocuğun yüksek yararı ilkesi baz alınmaktadır (Verduyn & Carlton Smith, 1995). 5 Velayet kavramı hukuksal olarak zaman içinde önemli değişimler geçirmiş olup, geçmişte ana-babanın çocuk üzerindeki mutlak hakimiyet hakkı olarak görülürken; bugün ana-babanın çocuğa dair sorumluluk ve hakları olarak görülmektedir (Mason, 1994). Buna göre; velayet hukuken çocuğun bağımsız hayat şartları ile başa çıkabilecek, sorumluluklarının bilincinde bir insan olarak yetişmesini sağlama görevi olarak da tanımlanabilir (İmamoğlu, 2004). Son yıllarda mahkemelerin velayet konusunda uzmanlardan rapor istemesi durumunun daha sık yaşanması ve velayetin tanımı içinde karar verme sürecinin daha karmaşık bir hal alması nedeniyle uzmanların inceleme ve değerlendirmeleri daha da önem kazanmıştır. Velayet davalarının ve uzman değerlendirmelerinin son yıllarda karşımıza daha fazla çıkmasının en önemli nedenlerinden biri de boşanma oranlarının geçmişe göre artmış olmasıdır (Billick & Perry, 1994). Çocuğun ciddi bir zarar görme durumu, ebeveynler arası çatışma ve çocuk için en iyi olabilecek yakın veya geniş aile içerisindeki yerleştirme gibi konularda yapılacak değerlendirmelerin velayet konusundaki kararı sıklıkla etkilediği anlaşılmaktadır (Verduyn & Carlton Smith, 1995). Boşanmanın hem çocuklar hem de ebeveynler üzerindeki psikolojik etkileri zaman içinde ortaya çıkabileceği için gelecekte yaşanabilecek olumsuz etkilerin ayırt edilebilmesinde uzmanların değerlendirmeleri daha da önem kazanır (Billick & Perry, 1994). Son yıllarda çocuğun bakış açısının ve tanıklığının kullanılması ile ilgili artan bir anlayış gelişmiş ve pek çok ülke yasasında bu konuların daha fazla önem kazandığı gözlemlenmiştir. Bu sebeple çocukla görüşme teknikleri ve çocuğun tanıklığının kullanılması ile ilgili çeşitli materyaller (memerandum of good practice & the child witness pack) mahkemelerce de kullanılmaya başlanmıştır. Boşanma sürecinin çocuklar üzerindeki yansımaları yaşları ve gelişimsel düzeylerine bağlı olmakla birlikte her durumda psikolojik bir bozukluğa yol açtığı söylenemez (Billick & Perry, 1994). Ayrılığın hemen arkasından çocukların gösterdikleri duygusal ve davranışsal tepkiler, özellikle okul öncesi çocukların ayrılma anksiyetesi anne- babalar tarafından çocukların ayrılığa karşı verdiği duygusal bir tepki olarak algılanmaktan çok, diğer tarafla kurulan temasa karşı verilen tepki olarak görülür (Verduyn & Carlton Smith, 1995). 6 Wallerstein ve Kelley; 2,5-3 yaş arasındaki çocukların anne-babalarının boşanmalarına karşı inkar ve agresyon geliştirdiklerini, buna karşı 3-4,5 yaş arasındaki çocukların çoğunlukla düşük öz benlik saygısı, disipline olmaktan kaçınma ve anne-babalarının boşanmalarından kendilerini sorumlu tutma gibi durumlar yaşadıklarını belirtir (Wallerstein & Kelley, 1980). Bununla birlikte ilkokul ve ana okul çağındaki çocukların çeşitli somatik rahatsızlıklar ifade ettikleri, depresyon semptomları gösterdikleri anne-babaya karşı öfke, korku ve anksiyete geliştirdikleri, anne-babalarının boşanmalarından kendilerinin sorumlu olduğuna dair gerçek dışı düşüncelere kapıldıkları gözlenmektedir. Bu yaşlardaki çocukların anne-babalarının yeniden bir araya geleceğine yönelik düşünceler, kimlik karmaşası veya anne-baba arasındaki çatışmada bir tarafı tutarak diğerine yönelik negatif bir duygulanım yaşadıkları da ifade edilmektedir (Wallerstein & Kelley, 1980). Boşanan ailelerin ergenlik dönemindeki çocuklarının ise, gelecekte ilişkilerinin başarısı ile ilgili endişeler hissettikleri, anne-babalarına yönelik algılarının değişmesinden dolayı huzursuzluk yaşadıkları da belirtilmektedir. Bunun yanında bu dönemdeki çocukların sosyal olarak geri çekilerek ya da bireyselliklerini ön plana çıkarmak suretiyle anne-babalarından uzaklaşarak stresle baş etmeye çalıştıkları da ifade edilir (Wallerstein & Kelley, 1980). Mahkeme sürecine katılan uzmanlar çocukların stres karşısında geliştirebilecekleri bu tarz davranışlar konusunda anne-babaları bilgilendirerek hem ebeveynlere hem de çocuklara yardımcı olabilirler (Billick & Perry, 1994). Ayrıca uzmanlar ebeveynlerin de boşanma karşısında yaşayabilecekleri kayıp duygusunun neden olabileceği depresyon, öfke ve intikam alma isteği ile baş etmelerine de yardımcı olabilirler (Billick & Perry, 1994). Bunun dışında, bazen ebeveynler yaşadıkları bu duygulanımlar nedeniyle birbirlerinden intikam almak isteyebilir ve bu güdüyle çocuğun velayetini almak isteyebilirler. Velayet konusunda değerlendirme yapan uzmanın anne-babanın yaşadıkları duyguları tanımlayarak velayet konusundaki isteklerinin nedenlerine açıklık kazandırması velayet kararını büyük ölçüde etkileyebilir (Billick & Perry, 1994). Uzmanın görüşü; çocuğun zihinsel ve ruhsal sağlığı hakkında yapılan değerlendirme, bulunduğu duruma neden olan geçmişten gelen etkenler ve gelecekte doğabilecek sonuçlar ve

Description:
olasılığı, çocuk ile anne, baba arasında rol değişiminin bulunup bulunmaması, çocuğun çok çatışmalı bir evlilikte yaşama .. Annenin çocuklar için önemi ve “kutsallığı” kadına geçmiştekini statüsünü yükseltmiş, kadına bir nebze güç kazandırmış Stearns, P.N.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.