ebook img

Hamlet Makinesi PDF

26 Pages·2017·0.42 MB·English
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Hamlet Makinesi

Alman Dili ve Edebiyatı Dergisi – Studien zur deutschen Sprache und Literatur 2017/II Yard. Doç. Özlem Karadağ İstanbul Üniversitesi (Istanbul, Turkey) İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı E-Mail: [email protected] Disiplinlerarası ve Medyalararası bir Yeniden Yazma Eylemi Olarak Metin ve Performans: Hamlet Makinesi (1977) & “Ophelia’ya Ölüm Yakışır” (2005) Text and Performance as an Interdisciplinary and Intermedia Rewriting: Hamletmachine (1977) and “Death Suits Ophelia” (2005) ABSTRACT (ENGLISH) German playwright Heiner Müller produced post-dramatic plays using techniques such as pastiche, rewriting, alienation and reimagined history, myths and old texts within the context of postdramatic theatre. One of his most exemplary plays that uses these characteristics is Hamletmachine (Die Hamletmaschine, 1977). It is a distinctive rewriting of Hamlet with its interdisciplinary and intermedia characteristics. Hamletmachine as a rewriting, with the writing style of Müller in 1970s, puts forward the changes in and the important techniques of the twentieth century texts and performances. On the other hand, “Death Suits Ophelia,” directed by Ozan Gözel and Tuluğ Ülgen, focuses on Müller’s interpretations, and their performance piece creates a new text and gives way to new interpretations with its novel staging. The aim of this article is to argue that drama is an interdisciplinary and intermedia art by nature, and the performance can also be considered as a transition between different disciplines and also as another rewriting. For this aim, this article will discuss the interdisciplinary and intermedia characteristics of these plays by focusing on Müller’s Hamletmachine investigating the text’s relation to its predecessor, its use of technique and multi- interpretations and by also touching upon the different interpretations of the performance piece “Death Suits Ophelia”. Keywords: Text and Performance, Theatre, Comparative literature, Interdisciplinary studies, Intertextuality, William Shakespeare, Heiner Müller, Studio Actors Text und Performanz als eine interdisziplinäre und intermediale Umschreibung: Die Hamletmaschine (1977) und “Death Suits Ophelia” (2005) ABSTRACT (DEUTSCH) Der deutsche Dramatiker Heiner Müller produzierte im Kontext des postdramatischen Theaters Stücke mit Techniken wie Plastische, Umschreibung, Entfremdung und Neudefinition von Geschichte, Mythen und alten Texten. Eines seiner beispielhaftesten Stücke, das diese Eigenschaften aufweist, ist Die Hamletmaschine (1977). Es handelt sich dabei um eine unverwechselbare Makalenin geldiği tarih: 05.11.2017 Makalenin kabul edildiği tarih:11.12.2017 24 Özlem Karadağ Umschreibung des Hamlet mit interdisziplinären und intermedialen Charakteristiken. Die Hamletmaschine ist eine Umschreibung mit dem Schreibstil von Müller aus den 1970er Jahren und legt die Veränderungen und wichtigen Techniken der Texte und Performances des zwanzigsten Jahrhunderts vor. „Death Suits Ophelia“ von Ozan Gözel und Tuluğ Ülgen hingegen konzentriert sich auf Müllers Interpretationen, wobei ihr Performance-Stück einen neuen Text hervorbringt und eine neuartigen Inszenierung dieser neuen Interpretationen vorlegt. Das Ziel dieses Artikels ist es aufzuzeigen, dass das Drama von Natur aus eine interdisziplinäre und intermediale Kunst ist, und dass die Performance auch als Übergang zwischen verschiedenen Disziplinen, und gleichsam als eine andere Umschreibung betrachtet werden kann. Zu diesem Zweck werden in diesem Artikel die interdisziplinären und intermedialen Charakteristika dieser Stücke diskutiert, wobei der Fokus auf seiner Beziehung von Müllers Die Hamletmaschine zu dessen Vorgänger, auf den Technikeinsatz, den Multi- Interpretationen, sowie den unterschiedlichen Interpretationen des Performance- Stückes “Death Suits Ophelia” liegen wird. Schlüsselwörter: Text und Performance, Theater, vergleichende Literaturwissenschaft, interdisziplinäre Studien, Intertextualität, William Shakespeare, Heiner Müller, Studio Actors Disiplinlerarası ve Medyalararası bir Yeniden Yazma Eylemi Olarak Metin ve Performans: Hamlet Makinesi (1977) & “Ophelia’ya Ölüm Yakışır” (2005) ÖZ (TÜRKÇE) Alman tiyatro yazarı Heiner Müller, post-dramatik eserler ortaya koymuş, pastiş, yeniden-yazım ve yabancılaştırma tekniklerini kullanmış, tarihi, mitleri ve eski metinleri post-dramatik tiyatro bağlamında tekrar ele almıştır. Yazarın, bu bahsedilen karakteristik özellikleri taşıyan en önemli metinlerinden biri de Shakespeare’in Hamlet’ini çok farklı bir şekilde yeniden yazdığı, disiplinlerarası ve medyalararası özellikler taşıyan Hamlet Makinesi’dir (Die Hamletmaschine, 1977). Bir yeniden yazım olan Hamlet Makinesi, Müller’in 1970’lerdeki yazım şekli ile 20. yüzyılın sadece metinsel olarak değil performans anlamında da değişen yüzünü ve önem verdiği teknikleri ortaya koyar. Ozan Gözel ve Tuluğ Ülgen tarafından yönetilen “Ophelia’ya Ölüm Yakışır” sekansı ise Müller’in yorumlarına odak alarak yeni bir metin ve farklı bir sahneleme ile yeni yorumlara olanak tanır. Bu makalenin amacı tiyatronun doğası gereği disiplinlerarası ve medyalararası bir yapıya sahip olduğunu, metnin performansa dönüşümünün hem disiplinlerarası bir geçiş hem de bir yeniden yazım olarak ele alınabileceğini tartışmaktır. Bu amaçla Müller’in Hamlet Makinesi’ne odaklanıp metnin öncülü ile ilişkisi, kullandığı teknik ve yorum çeşitliliğini irdeleyecek olan bu makale, aynı metinden yola çıkan, ama performans aracılığıyla farklı bir yorum getiren “Ophelia’ya Ölüm Yakışır” sekansı üzerinden bu yeniden yazımların disiplinlerarası ve medyalararası özelliklerini irdeleyecektir. Anahtar Sözcükler: Yazın ve Sahne Sanatları, Tiyatro, Karşılaştırmalı edebiyat, Disiplinlerarası çalışmalar, Metinlerarasılık, William Shakespeare, Heiner Müller, Stüdyo Oyuncuları Tiyatro, türün ortaya çıkışı ve doğası gereği disiplinlerarası bir alandır. Dini bir ritüel olarak ortaya çıkan tiyatro bünyesinde dans, müzik ve ileri aşamalarda Disiplinlerarası ve Medyalararası bir Yeniden Yazma Eylemi Olarak Metin ve Performans: 25 Hamlet Makinesi (1977) & “Ophelia’ya Ölüm Yakışır” (2005) söz, hikaye, karakter ve oyunculuk özelliklerini barındırmaya başlar. Dini ritüele ek olarak tarihi, toplumsal ve politik konularla yoğrulan metinler ve bu metinlere bağlı olduğu kadar kendi dinamiklerine sahip olmaya başlayan performanslar ortaya çıkararak varlığını sürdürmeye devam eder. Günümüzde hala en eski sanatlardan biri olarak ve fakat özünü koruduğu gibi döneminin özelliklerini, eleştirisini ve teknolojilerini de bir şekilde hem metin hem performans açısından bünyesine almayı başararak disiplinlerarası olma özelliğini korur. Tiyatro metni, hem yazılı bir eser hem de sahne için yazılmış bir performans metni olması ve oyun yazarının metni kaleme almasıyla başlayan ve yazarın da farkında olduğu birçok başka unsur ve “yazar” (yönetmen, dramaturg, aktör, tasarımcılar, vs.) içeren bir disiplin olması nedeniyle de disiplinlerarası bir türdür. Ancak metin ve performans da ayrı ayrı farklı disiplinlerin bir araya geldiği bir yeniden yazma sürecidir. Bu çalışma da merkezine aldığı oyun metni ve performansı ile tiyatronun çeşitli disiplinleri bir araya getiren, performansa yönelik şekilde medyalararası bir doğaya sahip olan yeniden yazımlar olduğu düşüncesinden yola çıkar. Tiyatro metninin ve performansının, döneminin izlerini ve özelliklerini taşıması bir şekilde dönemine ait başka disiplinlerin gelişmelerini kendi bütünlüğüne katması olarak görülebilir. Bu konuda Alman oyun yazarı Heiner Müller’in Hamlet Makinesi (1977) adlı oyunu hem eski bir metni yeniden yazması hem de bu yeniden yazımı postmodernizm ve postdramatik tiyatro etkisi altında farklı bakış açıları ışığında yazmış olması açısından önemli bir örnektir. “Ophelia’ya Ölüm Yakışır” (2005) performansı merkezine Hamlet Makinesi’ni aldığı gibi Sinekler (1943) ve kaçınılmaz olarak Hamlet (1599) metinlerini de yeniden okuyup yeniden yazar. 1 Hem Müller gibi farklı dönem metinlerinden etkilenmesi, hem döneminin performans deneyimlemelerini, yenilikçi sahne uygulamalarını içermesi hem de sahne üzeri oyunculuk ile bir yeniden yazım olarak ortaya çıkması nedeniyle disiplinlerarasılık ve metinlerarasılık çalışmalarına uygun bir örnek sunar. Hamlet Makinesi (Müller) metninin ve “Ophelia’ya Ölüm Yakışır” (Gözel & Ülgen) performansının metinlerarası ve disiplinlerarası veya çok-disiplinli yapılarına odaklanmadan önce, öncülleri ve temel metinleri olan Hamlet 1 Bkz.: http://www.studiooyunculari.com/TR/Content-Details/4-KISA- OYUN/90605768887496479504 26 Özlem Karadağ oyununa bakmak gereklidir. William Shakespeare’in muhtemelen 1599 yılında2 sahneye konan oyunu Hamlet, Elizabeth Dönemi Tiyatrosu (1562-1603) özelliklerini taşıması, yani döneminin edebî özellikleri nedeniyle yeniden yazım ilkesi üzerinden yazılmıştır. Oyun içinde oyun gibi teknikler dışında döneminin sanat, din ve felsefe tartışmalarının yanı sıra tarihi arka plandan kaynaklı endişelerini de içinde barındıran bir oyundur. Öncelikle Hamlet, 16. yüzyılda süregelen İngiliz Rönesans’ının bir eseri olarak Antik Yunan ve Roma eserlerinin yeniden okunmasının ve baskın sanatsal ve kültürel öğeler haline gelmesinin izlerini taşır. Hatta Aiskhülos’un yazdığı, babası Agamemnon’un, annesi ve annesinin sevgilisi tarafından öldürülmesinin intikamını almak üzere harekete geçen Orestes’i konu alan Antik Yunan tragedyası “Adak Sunucular”ın (Oresteia üçlemesinin ikinci oyunu) bir yeniden yazımı olarak görülür. 3 Fakat Katolik mezhebinden Protestan mezhebine geçmiş, geçmişinde taht savaşları yaşamış ve yakın dönemde benzer sıkıntılar yaşama ihtimali olan bir krallığın değişken arka planında yazılan oyun, Hamlet karakterinin eylemlerinde ve eylemsizliğinde din, politika, metafizik gibi farklı disiplinleri yansıtan fikir ve tartışmaları da okura/seyirciye sunar. Çeşitli eleştirmenler de Hamlet metninde ve genel olarak Shakespeare'de bu fikirleri doğrudan ortaya koyan ayrıntılara dikkat çekerler. Shakespeare: Staging the World adlı eserlerinde Bate ve Thornton benzer bir noktaya odaklanırlar: […] oyunları kalıcı bir şekilde çağın dinî çekişmeleri ile damgalanmıştır. Yaşlı Hamlet’in hayaleti, bir Katolik kavramı olan, Araf’ta olduğunu söylerken genç Hamlet Reformun doğum yeri ve Martin Luther’in evi olan Wittenberg’de üniversiteye gitmektedir. (2012: 26)4 Prens Hamlet’in intihar ve ölümden sonrası ile ilgili düşüncelerini ortaya koyan monologlar, Ophelia’nın ölümünün intihar olması şüphesi ile cenazesinde ortaya çıkan tartışmalı durum gibi ögeler ile oyun (Danimarka’da geçiyor olsa da) İngiltere’de döneme hakim olan eski dinden (Katolik kilisesi), yeni dine (Protestanlık) geçiş sancıları, değişen öte dünya ve affedilme algısı gibi kaygıları da alt metin olarak sunar. 2 Editör Harold Jenkins’in, 2003 tarihli Arden edisyonu Hamlet’in “Giriş” bölümünde bahsettiği gibi, metnin ilk sahnelenme tarihi kesin olmamakla birlikte 1599-1601 yılları arasına denk geldiği düşünülmektedir (Jenkins 2003: 1). 3 “The Libation Bearers”, Oresteia, Aiskhülos. “Ophelia’ya Ölüm Yakışır” performansının temel aldığı eserlerden biri olduğunu belirttiği Sartre’ın oyunu Sinekler de adı geçen üçlemenin yeniden yazımı olarak karşımıza çıkar. 4 Metinde İngilizce kaynaklardan yapılan alıntıların Türkçe’ye çevirisi, aksi belirtilmediği takdirde tarafıma aittir. Disiplinlerarası ve Medyalararası bir Yeniden Yazma Eylemi Olarak Metin ve Performans: 27 Hamlet Makinesi (1977) & “Ophelia’ya Ölüm Yakışır” (2005) Shakespeare oyunları ve özelinde Hamlet sadece tarih, din ve felsefeyi bir şekilde yapısına dahil etmenin ötesinde farklı sanat dallarını tiyatro öğesi, anlatım ve anlam öğesi olarak kullanmasıyla da farklı dalların uyum içinde bir araya gelmesini sağlar. Örneğin, oyunda erkek karakterlerin sözleri ve eylemleri arasında sıkışıp kalan Ophelia karakteri, babası Polonius’un Hamlet tarafından öldürülmesinin ardından seyirci karşısına aklını yitirmiş bir karakter olarak çıkar. Normal konuşma ve mantıklı/anlamlı cümleler kurma yetisini yitirdiği düşünülen Ophelia sahneye şarkı söyleyerek ve bazı edisyonlara göre de flüt çalarak ve şarkı söyleyerek girer.5 Flüt çalma ve şarkı söyleme, müziği ayrı bir disiplin olarak oyun metnine/performansa eklerken, öte yandan çok çeşitli yorumlara da olanak sağlar. Ancak artık akli cümleler kuramayan Ophelia, bu hali ile erkek egemen dilden bir şekilde sıyrılmayı başarmış ve söylemek istediklerini şarkılarla özgürce dile getirir hale gelmiştir. F. Zeynep Bilge, Shakespeare oyunlarında, ötekileştirilen karakterlerin bir iletişim yolu olarak seçtiği (Bilge 2008: 172), şarkıları ve şarkı söyleme eylemini incelediği An Alternative Mode of Communication: Songs and Singing in Shakespeare’s Tragedies başlıklı doktora tezinde Ophelia’nın şarkılarının kendisine özel bir iletişim dili olarak ortaya çıktığından bahseder: Ophelia’nın Hamlet’te yaptığı, sözsel dil ve müziği birleştirerek öznel bir iletişim aracı inşa etmektir. Şarkılar söyleyerek sadece bir mesaj aktarmaz, aynı zamanda anlaşılması açıkça zor olan bir anlam da iletir. Dahası, bu şarkıları, çeşitli karakterlerin onun gerçekte ne anlattığını anlamaya çalıştıkları bir arka plana yerleştirerek, şarkıları diyaloğun parçası olarak kullanır.” (Bilge 2008: 67) Hamlet’in de bilinçli bir delilik rolü üstlendiği oyunda, prensin deli rolünü oynarken bile zekice laflar eden bir karakter olarak sunulması, fakat Ophelia’nın şarkılar ile iletişim kurması da metni disiplinlerarası bir eser olarak ortaya çıkarır. Sadece müzik bir disiplin olarak metne dahil olmakla kalmaz, toplumsal cinsiyet ve kadın kimliği üzerine çeşitli yorumlara olanak tanıyan bu farklılıklar, delilik ve cinsiyete göre değişen algı veya en temelinde delilik ve ortaya çıkardığı eylemler, anakronik bir bakış açısı ile sosyoloji, psikoloji ve psikanaliz disiplinlerini de içinde barındırır. Oyunun bir parçası olan “oyun içinde oyun” tekniği tiyatroyu bir disiplin olarak ele almayı sağlar. Şehri ziyaret eden bir tiyatro grubunun Hamlet’in daveti ile saraya gelmesi ve Hamlet’in oyunculara Virgil’in Aeneis’inden pasajlar 5 Bkz. Shakespeare, Hamlet, Arden Edition (2003) (s. 348) ve F. Zeynep Bilge de An Alternative Mode of Communication: Songs and Singing in Shakespeare’s Tragedies başlıklı tezinde bu değişen sahne yönlendirmelerinin öneminden bahseder (s. 72). 28 Özlem Karadağ sunmalarını rica ettikten sonra, sarayda, daha sonra “Fare Kapanı” (Shakespeare 1998: 94) olarak adlandıracağı, “Gonzago’nun Öldürülmesi” oyununu, kendi istediği değişiklerle oynamalarını ister. Sarayda sahnelenen oyunun kralı rahatsız etmesi ile tiyatronun mesaj taşıyan güçte bir sanat/anlatı olması geleneği de tekrar edilir. Bu sahne sadece sanat ve tiyatronun o dönemde nasıl algılandığı ile ilgili bir yorum getirmekle kalmaz, aynı zamanda bir meta-tiyatro öğesi olarak da algılanabilir çünkü oyun içinde oyun öğesi ile birlikte ana metnimizin de bir oyun olduğunu, hatta çeşitli dizelerle ana karakterlerimizin de aktör olduğunu bize hatırlatır. Müller’in Hamlet Makinesi de meta-tiyatro öğesi ekseninde benzer disiplinleri içinde barındıran, disiplinlerarası olduğu gibi medyalararasılık ilkelerini de kapsamına alan bir metindir. Hamlet’in bir yeniden yazımı olan dokuz sayfalık6 oyun her biri ayrı başlık taşıyan beş bölümden oluşur; pastiş, kolaj, montaj ve çok dillilik7 öğelerini ve sahne yönlendirmelerinde farklı sahneleme tekniği ve teknolojilerini içeren bir metin sunar. Bütün bu özellikleri ile Hamlet Makinesi tam anlamıyla post-dramatik bir metindir. Hans-Thies Lehmann, Postdramatic Theatre adlı eserinde postmodern tiyatro ve postdramatik terimlerini ve özelliklerini şu şekilde açıklar: Burada söz konusu olan zaman dilimi için — yaklaşık olarak 1970lerden 1990lara — postmodern tiyatro terimi yerleşik hale gelmiştir. Bu çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir: yapı-çözümcü tiyatro, çoklu-medya tiyatrosu, canlandırıcı biçimde geleneksel tiyatro, jest ve hareket tiyatrosu. […] Uluslararası postmodernizm tartışmasından ortaya çıkan anahtar kelimeler şöyledir: muğlaklık; kurgu olarak sanatı övmek; gelişim olarak tiyatroyu övmek; süreksizlik; çok kökenlilik8; metinsel olmamak; çoğulluk; çoklu kodlar, tahrip; tüm alanlar; saptırma; tema ve başkişi olarak oyuncu; biçim bozma; sadece temel malzeme olarak metin; yapı-çözüm; metni otoriter ve kadim saymak; drama ve tiyatro arasında üçüncü bir terim olarak performans; mimetik karşıtı; yorumlanmaya karşı koyma. Duyduğumuza göre, postmodern tiyatronun söylemi yoktur ama aracılık, el hareketleri, ritim ve tını hakimdir. Dahası: nihilist ve grotesk biçimler, boş mekan, sessizlik. […] Post-dramatik tiyatro sadece ‘boş’ mekanı bilmekle kalmaz, aynı zamanda aşırı dolu mekanı da bilir. Aslında ‘nihilist’ ve ‘grotesk’ olabilir — ancak King Lear da olabilir. Gelişim, çok kökenlilik veya çoğulluk sırasıyla — klasik, modern ve ‘postmodern’ — tiyatronun tamamı için geçerlidir. (Lehmann 2006: 25) 6 Türkçe baskısı. 7 polyglossia 8 Heterojenlik. Disiplinlerarası ve Medyalararası bir Yeniden Yazma Eylemi Olarak Metin ve Performans: 29 Hamlet Makinesi (1977) & “Ophelia’ya Ölüm Yakışır” (2005) Böylelikle Lehmann yaklaşık olarak 1970’ler -1990’lar tiyatrosunun postmodern olarak isimlendirilmesinin ötesinde post-dramatik teriminin neden daha uygun olduğunu açıklamış olur. Yeni tiyatronun, eski veya genel anlamda tiyatro türü ile bağlarını da göstermiş olur. Fakat bahsettiği anahtar kelimelerin birbiriyle zıtlık taşıyan durumları içerdiği de kolaylıkla görülebilir, ancak çoğulluk, çok kökenlilik ve çoklu olma durumundan kaynaklı bir şekilde birbiriyle zıt öğelerin bir araya gelebilmesi de dönemin özelliklerinden biri haline gelir. Çünkü çoklu olma durumu tiyatro metin ve performanslarının kullandıkları teknik, dil ve hatta sundukları anlamlar açısından da geçerlidir. Lehmann aynı eserinde, Müller’in Hamlet Makinesi de dahil olmak üzere metinlerinde kullandığı, çeşitli teknikleri post-dramatik tiyatronun öğeleri olarak görür: “Kolaj ve montaj dışında, çok dillilik ilkesi de post-dramatik tiyatroda her zaman yer alır” (a.e.: 147). Dokuz sayfalık Hamlet Makinesi metninde yazar iki pasajı İngilizce verir, çeşitli defalar farklı metinlerden doğrudan alıntı yapar, söz dizimi ve kelime yapılarını bozduğu cümleler dışında janrlar arası geçişler yaptığı cümleler de vardır. Müller, çok daha uzun ve yoğun bir yeniden yazım amacı ile başladığı bu 1970’ler sonuna tarihlenen oyununda, aslında Hamlet’teki kral babası öldürülen ve tahttaki hakkı katil amcası tarafından gasp edilen genç prens hikayesini 1950’lere, Stalinizmin çöküşü sonrasına taşıyıp, yaklaşık 200 sayfalık bir oyun yazmayı planlamıştır: Ancak, bu parçanın orijinal fikri Hamlet Makinesi’nden çok farklıydı. 1975’te Müller yaklaşık 200 sayfa olacak bir metnin sahnelerini tasarlamaya başladı. 1956’da Stalinizmin feshinden sonra sosyalist bir ülkeye dayanan değişik bir Hamlet teması versiyonu olacaktı. “şüpheli koşullar altında öldürülen yine de resmi devlet töreni ile gömülen yüksek rütbeli bir parti çalışanının oğlunun durumuyla ilgileniyordum. Dahası, Macar Ayaklanmasındaki bir Hamlet’in durumu çok ilgimi çekmişti. (Weber 1980: 137-8) Fakat bu yeniden yazım sürecinde daha kısa ve anlam açısından daha yoğun ve karmaşık, performans açısından da daha deneysel bir metin ortaya çıkar. Hatta son hali ile metnin aslında disiplinlerarası varlığını da ortaya koyduğunu ileri sürmek yanlış olmaz. Hamlet Makinesi, Hamlet’i yeniden yazarak, Macbeth, Richard III, Suç ve Ceza gibi metinleri alıntılayarak veya anlatısı içinde harmanlayarak metinlerarasılık özelliğini pastiş ve montaj ile ortaya koyar. Ancak Müller’i Hamlet’i yeniden yazmaya iten, yukarıdaki alıntıda da bahsi geçen, politik, felsefi ve tarihî nedenler ve metindeki tarihî arka plana göndermeler, politika ve tarih gibi disiplinlerin de anlatısında yer aldığının kanıtıdır. Fakat Müller, pastiş, kolaj, montaj, yapı söküm ve Lehmann’dan 30 Özlem Karadağ yapılan alıntıdaki diğer anahtar kelimelere karşılık gelen teknikleri (Lehmann 2006: 25) öyle kullanır ki, metnin biçemi ve tekniği kendi başına yazarın İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyanın ve kültürün durumu ile ilgili eleştirisini yansıtır hale gelir: Karakterlerinden geçmiş ve yaşayan Alman entelektüellere, onların başarılarını ve tarihi yenilgilerini karamsar bir açıdan görüp, dramatik yapıyı paramparça ederek, bu tarihi, trajik veya grotesk kısır çabalar dizisi olarak gösterir. (Weber 1980: 137) Dramatik yapıdaki parçalanma, Weber’in de bahsettiği gibi tarihteki parçalanmanın bir yansıması olarak da okunabilir ve Müller, bir sosyalist ve bir entelektüel olarak sosyalizmin ve entelektüellerin başarısızlığını da oyununun parçalı, gelenekselden kopuk, anlaşılması güç ve umutsuzlukla biten yapısı ile eleştirir: Hamlet Makinesi’ni ‘entelektüel pozisyonun bir öz-eleştirisi’ olarak tanımlar ve 1968’den beri Batılı entelektüeller tarafından deneyimlenen başarısız devrim hissinden de bağımsız değildir: Müller bunun, oyunun sadece bir yönü olduğunu söylese de ‘oyunda Hamlet Marx, Lenin ve Mao’nun başlarını keser’. (Calandra 1983: 128) Hamlet Makinesi’nin “Aile Albümü” başlıklı ilk bölümünde Müller Hamlet’teki Marcellus’un 1. Perde 4. Sahnedeki “Something is rotten in the state of Denmark”9 (Shakespeare 2003: 215) dizesini alır ve yine İngilizce olarak ve büyük harflerle dizeyi şu şekilde değiştirir: “SOMETHING IS ROTTEN IN THIS AGE OF HOPE/LET’S DELVE IN EARTH AND BLOW HER AT THE MOON”10* (Müller 2008: 160). Müller Shakespeare’in farklı oyunlarından aldığı dizeleri montajladığı bu pasajda, söz konusu dizelere gelindiğinde yeni bir metin ortaya çıkarır. Kendi ülkesi de dahil her şeyin parçalandığı ve çoğu çabanın başarısızlıkla sonuçlandığı bu çağdan “umut çağı” diye bahsederken yine bir eleştiri getirir. Bu nedenle, özellikle Hamlet metninde bu dizenin gerçek bir çürümeye işaret edeceği düşünüldüğünde, “çürümüş bir şeyler var bu umut çağında” olarak dizeyi yeniden yazması (oldukça postmodern bir kavram olan) geçmişle ve gelecekle ilgili şüpheleri11 ve umutsuzluğu simgeler. Takip eden dizede Dünya’yı aya fırlatma arzusu, yine çağla ilgili şüphe ve 9 “Çürümüş bir şey var Danimarka krallığında.” (Shakespeare 1998: 36) 10 “ÇÜRÜMÜŞ BİR ŞEYLER VAR BU UMUT ÇAĞINDA/HADİ DÜNYAYA DALIP ONU AYA FIRLATALIM” (Çevirmen Notu, Müller 2008: 160) *Daha sonra metinde bahsedileceği gibi Müller oyununu Almanca yazmış olsa da başka metinlerden (Shakespeare oyunları gibi) yaptığı montajları orijinal dili olan İngilizcesi ile kullanmıştır. 11 Scepticism. Disiplinlerarası ve Medyalararası bir Yeniden Yazma Eylemi Olarak Metin ve Performans: 31 Hamlet Makinesi (1977) & “Ophelia’ya Ölüm Yakışır” (2005) umutsuzlukların ortaya çıkardığı şiddetli bir eylem arzusu olmakla birlikte, 1969’da Ay’a yapılan seyahat ve bu keşiflerin doğurduğu umutlara, geçmişin bilgisi ile gelecek umutlarının da aslında karşılıksız olduğu şüphesine doğrudan bir göndermedir. Oyunun “BUDA’DA PEŞTE GRÖNLAND SAVAŞI” (Müller 2008: 162) başlıklı 4. bölümünde Hamlet karakteri “Soba tütüyor huzursuz Ekim’de./ A BAD COLD HE HAD OF IT JUST THE WORST TIME/ JUST THE WORST TIME OF THE YEAR FOR A REVOLUTION”12 (a. e.: 163) dizelerini söylediğinde de benzer tarihî ve edebî göndermelerde bulunur. “Huzursuz Ekim” daha sonra gelen “revolution” (devrim) kelimesinin de desteklediği gibi 1917’deki Ekim Devrimi’ne göndermedir ve aslında sosyalizmin başarısızlığına da bir gönderme olarak okunabilir. Yazarın İngilizce olarak yeniden yorumladığı dizeler ise İngiliz-Amerikan şair T.S. Eliot’ın 1927 tarihli “Journey of the Magi” (Eliot 2004: 103) şiirinin ilk dizelerinden alınmıştır.13 Ancak Müller’in montaj ve kolaj yöntemi ile yeniden yazdığı bu dizelerle yine karamsar bir bakış açısı ortaya çıkmaktadır. Şiirin kendi başlığı da dikkate alınarak düşünüldüğünde çok arkaik, dinî bir gönderme üzerinden yeniden sosyalizm ile ilgili hayal kırıklıklarını ortaya koyduğu düşünülebilir. T. S. Eliot’ın şiirinde yolculuk yapmakta olan magi, bilge kişiler, aslında Yeni Ahit’te Kral Herodes tarafından bebek İsa’yı bulup ona secde etmeleri ve hediye götürmeleri için Şark’tan gönderilen üç müneccimin yolculuğundan esinlenilmiştir14, şair müneccimlerin ağzından bu yolculuğu yeniden yazar. Şiire göre yolculuğun sonunda müneccimler şahit oldukları peygamberin ve yeni bir dinin doğumu ile aslında bildikleri dünyanın ve hatta kendilerinin de ölümüne şahit oldukları ve geri döndükleri krallıklarında artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı gerçeği ile yüzleşirler (Eliot 2004: 104). Buradan hareketle, Müller’in dizeleri de devrim için benzer sözler söylerken, devrimin doğuşuna şahitlik etmek için yola çıkan bilge kişilerin gözlerinin açılması ve hayal kırıklığına uğramaları ile ilgili de bir yorum katar. Yine kendi şahit olduğu ve kendisinin de dahil olduğu entelektüellerin başarısızlığına dair göndermelerin devamı olduğu da düşünülebilir. Müller’in montajı ve dinî bir hikayeden modernizm etkisi altında yeniden yazılmış bir şiiri kendi oyununda 2. kez yeniden yazıyor olması ile elbette sanat 12 “KÖTÜ BİR SOĞUK ALGINLIĞINA YAKALANDI BU YÜZDEN TAM DA EN KÖTÜ ZAMANDA / TAM DA EN KÖTÜ ZAMANI YILIN BİR DEVRİM İÇİN” (Çevirmen Notu, Müller 2008: 163) 13 “A cold coming we had of it,/Just the worst time of the year/For a journey, and such a long journey […]” (Eliot 2004: 103). 14 (Kitabı Mukaddes 2005: Matta 2: 1-12.) 32 Özlem Karadağ kuramlarının, hatta Plato ve Aristotle’dan itibaren sanat/tiyatro için sıklıkla taklit etme, benzetme eylemi tanımının kullanılmasının farkındalığı ile yazdığını gösterir. Fakat daha çok, postdramatik tiyatronun özelliklerinden olan eski anlatılara dönüşü kullanırken, yaşadığı çağda o eski büyük anlatıların tekrar edilemeyeceğini veya aynı anlamı taşıyamayacağını da gösterir.15 Bu tür alıntılar ve tarihsel ve felsefi alt metinler dokuz sayfalık metnin genelinde görülür ve yakın okuma ile dokuz sayfalık metin için yüzlerce sayfalık yorum yapılabilecekken, dramatik bir metin olduğu ve canlı aktarım ilkesi ile seyirciye aktarılacağı düşünüldüğünde metin seyirci için anlaşılması zor bir hale gelir. Anlaşılması zor ve hatta özellikle seyirci deneyimi sırasında anlamsız olmayı seçmek de akıma ait oyunların bir özelliğidir. Lehmann Müller’in amacını şu şekilde yorumlar: Heiner Müller okura ve izleyicilere, her şeyi kavrayamayacakları kadar çok şey yüklemek istediğini ifade eder. Sıklıkla, dil sesleri sahnede aynı anda sunulur böylelikle kişi bunları sadece kısmen anlayabilir, özellikle de farklı diller kullanıldığında. (Lehmann 2006: 25) Bunun yanı sıra, Müller’in post-dramatik tiyatro unsurlarını kullanırken (montaj, kolaj, vs. gibi), Brecht’in epik tiyatrosuyla ortaya çıkan yabancılaştırma efekti tekniğini uyguladığından da söz edilebilir. Orijinal dili Almanca olan bu metinde (farklı dillere çevrildiğinde de) anlatı İngilizce montajlarla devam eder/bölünür bir araya geldiğinde anlamı olmayan hatta bütünlüğü olmadığı söylenebilecek monologlardan oluşan oyun bu anlamda da klasik oyun yapısından ayrılır, çünkü bütün bölümler monolog halindedir ve diyalog içermez. Ancak aktörlerin aksiyon anlamında iletişim kurduğu fakat sözsel olarak kur(a)madığı bu yapı da diğer özelliklerle birlikte seyircinin bir oyun izlediği gerçeğini unutmamasını sağlamak için kurulduğu gibi çağın birey, toplum, kadın-erkek ve aralarındaki iletişim(sizlik) ile ilgili durumu ve/veya yazarın düşüncelerini de gösterme amacı taşır. Oyuncu/Karakter söz konusu olduğunda, yabancılaştırma efektinin de ötesinde, farklı bir karakter algısı ile oyun metatiyatro alanına girdiğini de hatırlatır. Hamlet Makinesi’nde Hamlet’i oynayan tek bir oyuncu düşünülmüştür fakat metinde bu oyuncu hem Hamlet’i hem de Hamlet Oyuncusu’nu oynar ve 15 Jean-Francois Lyotard, 1979 tarihli The Postmodern Condition: A Report on Knowledge başlıklı eserinde postmodernizmi üst-anlatılara şüpheci yaklaşım olarak tanımlar ve anlatının “işlevlerini, büyük kahramanını, büyük tehlikelerini, büyük yolculuklarını ve büyük amacını” kaybettiğini savunur (Lyotard 1984: xxiv). Lyotard’ın postmodernizmin tanımı ve postmodernizmin büyük anlatılarla ilişkisi ile ilgili görüşleri, postdramatik tiyatroda ve Müller’in oyununda görülen anlatı fikriyle yakından bağlantılıdır.

Description:
their performance piece creates a new text and gives way to new interpretations with its novel staging. THIS AGE OF HOPE/LET'S DELVE IN EARTH AND BLOW HER AT THE. MOON”10 * (Müller Electra, and Aeschylus' tragedy Oresteia, a tragedy that affected Hamlet and. Hamletmachine, as
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.