HALUKYUSUFSEHSUVAROGLU'NUNKALEMINDENAHMETRiZABEY... 107 HALUK YUSUF SEHSUVAROGLU'NUN KALEMINDEN AHMET RiZA BEY VE YAZISMALARI Eminalp MALKOÇ' ÖZET 1913 yilinda istaiibul'da dÜiiyaya geleli Haluk Yusuf Sehsuvaroglu, köklri bir aileye mensuplu. Ögreiiimini 1936 'da mezun oldugu istaiibul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 'nde lammiiladi. Üiiiversile yi/larmda Muhtar Eiiata 'nm yönetimiilde Yusuf Mardin, Vedat GÜnyol ve Orhan Buriaii ile birlikie YÜceldergisiiii çikarmisti. 1937 yilmda Deniz Askeri Adli Hakimi olarak donanmaya kal/lmistir. Askeri yargiçliktan aynidiklan soiira çesitli görevler Üsileiimis ve Deniz MÜzesi MÜdÜrlÜgüile Topkapi Sarayi MÜzesi MÜdÜrlÜgÜ'ndebuliiiimustur. Gençlik )'i/larmdan iiibaren tarih ileyakmdaii ilgileilen Sehsuvaroglu, birçok eseryayiiiilaiiiislir. Ayrica Aksam, Cumliiiriyel. Tasvir, Vatali, Yeni Sabah gazetelerinde ve taninmis dergilerde yazilan çikmislil'. Sehsuvaroglu, 1950 yilmdaki çalismalanyla Ahmet Riza Beyi Türk basinmda tekrar gÜiideme gelirmistir. Ahiiiet Riza hakkinda basta aiiilar oliiiak Üzere çesi/Ii kaynaklanla bilgiler bulunmaktadir. Hatlll oiiunla ilgili bil' takim çalisiliaim' da yapilmistir. Aiicak bunlarm, omi biitÜiiyönleri ile ele aldigiiii söylemek gÜçlÜr.Zaleii Bernm'd Le\Vis de Ahmet Rizayi "Geiiç TÜrkler" içiiide bil' bas sima olarak degerlendirmis fakat hem TÜrk hem de Leiden islam Ansiklopedileriiide adillin bulunmaiiiasiiii sasirtici bil' dumm olarak ifade etmisti. Sehsiivaroglu 'nun önemi bu noktada kendisini göstermektedir. ÇÜnkÜCumhuriyet i'eAksam 'da çikaii yazilanyla hem Aluiiet Riza 'iiin biyografisine, hem de iiiihat ve Terakki ile ilgili arastirmalara ciddi bil' katkida bulimmustur. 1950 'de Cumhuriyet gazetesinde Ahmet Rizii 'niii a/lllarmi yayimlayan Sehsuvaroglii, ayiii yil içinde Aksam gazetesinin "Tarihlen Sayfalar" kösesiiiile 0?il?ilyazismalarindan olusan makalelere yel' veriliistir. Ahmet Riza ya yönelik arastirmalara kaikida buluiimak aiiiaciyla hazirlanan bu çalismada Sehsuvaroglu 'ilimAksam 'da yayimladigi yazisiiialardanhiirekei edilmistir, Anahtar Kelimeler: Haluk Yusuf Sehsuvaroglu, Ahmet Rizii, Itlihal i'e Terakki, Mizanci Murat, Ahmel Saib ABSTRACT Haluk Yusuf Sehsuvaroglii \Vas bom in 1913 in Istanbul as a iiiember of a long-established fiimily. He graduated from Istanbul University, Faculty of Law in 1936. During his university educalian. hepublished aperiodical ca/led YÜcel,inagroup together wi/h Yusuf Mardin, Vedal Giinyol and Orhan Biiri/liiled byMuhlar Enala. In 1937, hejoined the Navy asa iiiarinejudge. After leaving the iiiililary judge pasifian, he took on dijJerellt positions ineliiding the direclorships ofMarine Museuiii and Topkapi Palace Museiiiii. Sehsuvaroglu had been interested in histOlY since hisyouth, andpublished iiiany books. He had his articles published injournals and in newspiipers sucli asAksam, Cumhuriyet, Tasvir, Valan and YeniSabah. ITÜ,Dil-InkilapTarihiBölümü 108 EMINALPMALKOÇ Sehsiivaroglii made Ahmet Riza Bey a current issiie in Turkish media again wiih his anie/es on All/iiet Riza Bey in 1950. Although ihere are so many works and information, especia//y itisome memoir, abollt Ahmet Riza; itissohard tosay ihat these works are capable of embracing hiiii iii everyaspect. Morever, Bemard Lewis thinks that Ahmet Riza is aleadiiig role amoiig "Young Tiirks" bw according lOLewis itis so suprising that nei/her Turkish iior Leideii Encye/opedias of Islam iiie/ude Ahmei Riza. The importance of Sehsuvaroglu eomes iiito play at ihis pOillt, beca/ise his works in Cumhuriyet aiid Aksam iiiade seriOliS contributions to the biography of Ahmei Riza and researehes 01/ "Ittihat ve Terakki ". Sehsiivaroglii published mel/ioir of Alunet Riza in Cuiiihuriyei iii 1950, aiid iiithe same year, in his eolumii cal/ed "Tarihlen Sa)jalar" iii Aksam he published correspoiidences of Ahmet Riza. This stiidy aims to make collfribwioii lO researches 01/Ahmet Riza by the help of his correspondences whicli arepublished iiiAksam by Sehsuvaroglii. Key words: Haliik Yusuf Sehsiivaroglii, Alu1/et Riza, The Committee of Union and Progress, Mizanci Miirat, Ahiiiel Saib i. GIRIs Haluk Yusuf Sehsuvaroglu, 1913'te Istanbul'da dogdu, Altunizadeli bir ailenin çocuguydu. Aile soyagaci anne tarafindan Kaptan-i Derya ve Sadrazam Koca Yusuf Pasa'ya; baba tarafindan Engürü (Ankara) Beyi Sehsuvar Bey'e dayaniyordul. . HalukY. Sehsuvarogluögrenimini sirasiylaÜsküdar 14.Ilkokulu (1924), Çengelköy Askeri Orta Okulu (1929), Kuleli Askeri Lisesi (1932) ve Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde (1936) tamamlamistiz. Üniversite yillarinda Muhtar Enata'nin yönetiminde Yusuf Mardin, Vedat Günyol ve Orhan Burian ilebirlikte Yüceldergisiniçikarmisti3.HukukFakültesi'nden sonra 1937yilinda Deniz Askeri Adli Hakimi olarak donanmaya katilmis ve Harp Filosu Komutanligi refakatinde görevine baslamis, Yavuz zirhlisinin askeri yargici oldugu dönemde 1938yilindaki Donanma Davasi nedeniyle Erkin adli ikmal gemisinde görevlendirilmis, bu davadan kisa bir süre sonra askeri yargiçligi birakmistir. 1940'li yillarda Ankara'da Milli Savunma Bakanligi Deniz Müstesarligi'nda görev yapmis, 1946'da ise ögretmen sinifina geçmistir4. 1948 yilinda Deniz Müzesi (Dolmabahçe) Müdürlügüne atanmis ve bu görevi 1960'a Turan Tanyer, "Haluk Yusuf Sehsuvaroglu Askeri Yargiçligi Neden Birakti?", Güncel Hukuk, No:3-51(Mart2008),s.58. 2 OsmanNebioglu,Türkiye'de Kim Kimdir, Istanbul,NebiogluYayinevi, 1961-1962,s.577. 3 Vedat Günyol, Uzak Yakin Bölük Pörçük Anilar, Yayina Hazirlayan: Ülkü Uluirmak, Istanbul,DünyaKitaplari,2004,s.31,36. DonanmaDavasisürerken, VedatGünyol,Muhtar Enata ve Orhan Burian, Sehsuvaroglu'nu görmekiçinbirlikteErkingemisinegitmislerdi.OsiralardaNazimHikmet,uzuncabiraradan sonra ilkdefahava almasiiçingüverteye çikartilmisti.Nazim Hikmettam oanlarda"Bt/gün Pazar" siiriniyazmisti.OgünbusiirGünyolvearkadaslarinin elinegeçmisti(TuranTanyer, a.g.m., s.58-61). HALUKYUSUFSEHSUVAROGLU'NUNKALEMINDENAHMETRiZABEY... 109 kadar sürdürmüstür. Bu arada 1952 yilinda, Deniz Müzesi Müdürlügü uhdesinde kalmak üzere, Topkapi Sarayi Müzesi Müdürlügü'nü de üstlenmistir5. Çelik Gülersoy, 23 Aralik 1963'te hayatini kaybeden Sehsuvaroglu'nu6 ölümünden yaklasik 20 yil sonra onun yazilarindan derlenerek basilan "Bogaziçi'neDair" adli kitabin sunus kisminda, 1940'li ve 50'li yillarinbirkaçbinokuyucuyasahipyildizi olaraktanitmisti7. Sehsuvaroglu, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, Istanbul Fetih Cemiyeti, Istanbul Enstitüsü, Ankara Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Islam SanatlariEnstitüsü,Eski EserleriKoruma Encümeniüyeliklerindebulunmustur. Ayrica Aksam, Cumhuriyet, Tasvir, Vatanve Yeni Sabah gazetelerinde birçok yazisi çikmisti. Bunlarin yaninda Arkitekt, Ayda Bir, Bütün Türkiye,Donanma Mecmuasi, Geçit Review, Hayat, Istanbul Kültür Dergisi, Kemalist (Modern Türkiye), Radyo (Ankara), Resimli Tarih Mecmuasi, Resimli 20. Asir, Tarih- Cografya Dünyasi, Türk Tiyatrosu, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Bel/eteni, Varlik, Yeni Tarih Dergisi ve Yücel gibi dergilerde de yazilari yayimlanmistir. Istanbul Ansiklopedisi (Resat Ekrem Koçu) ve Aylik Ansiklopedi'de (Servet Iskit) bazi maddeleri hazirlamis, bir ara Istanbul Radyosu'nda tarihkonulu konusmalar yapmistis. IstanbulSaraylari(YapiKredi Yayinlari 1954), Tarihi Odalar (Inkilap Kitabevi-Istanbul 1954), Tarihçi Göziyle Atatürk (Varlik Yayinlari-jstanbul 1959;ikinci baski 1963),Eski Türk Sanatlari (Varlik Yayinlari-Istanbul 1960), Sultan Aziz (Hilmi Kitabevi), Istanbul'dan Seslerve Renkler (EditörAlpayKabacali-Türkiye SinaiKalkinma Bankasi AS 1999) ve Bogaziçi'ne Dair (Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu 1986)gibikitaplaribasilmistir. Sehsuvaroglu gençliginden itibaren sabirli bir sekilde Osmanli tarihi kaynaklarini taramis, annesi tarafindan saray çevreleri ile olan iliskisinden yararlanarak sözlü bilgiler toplamisti9.Sehsuvaroglu'nun derledigi ve üzerinde durdugu konulardan biri de Ahmet Riza Bey'di. Özellikle 1950 yilindaki çalismalariyla Ahmet Riza Bey'i Türk basininda tekrar gündeme getirmisti. Cumhuriyet ve Aksam'da çikan yazilariyla hem Ahmet Riza'nin biyografisine, hemde IttihatveTerakki ileilgiliçalismalaraciddibirkatkidabulunmustu. Sehsuvaroglu, Ahmet Riza'nin anilarini derleyerek, 26 Ocak 1950-19 Subat 1950 tarihleri arasinda yirmi bes bölüm halinde Cumhuriyet'te TuranTanyer,a.g.m.,s.61;OsmanNebioglu,a.g.e.,s.577. TuranTanyer,a.g.m., s.61. HalukY.Sehsuvaroglu,Bogaziçi'ne Dair, TürkiyeTuringveOtomobilKurumu, i986,s.V. TuranTanyer,a.g.m.,s.61. Sehsuvaroglu,Bogaziçi'ne Dair, s.V. 110 EMINALPMALKOÇ yayimlamistir1o.Yine 1950 yilinda Ahmet Riza'nin yazismalarina dayanarak hazirladigi farkli yazilara da Aksam gazetesinin "Tarihten Sayfalar" kösesinde yer verilmisti. Bu yazismalar, Mizanci Murat, Ahmet Saib ve Samipasazade Sezai Bey gibi dönemin aydinlarinin hayatlari hakkinda çesitli bilgileri ve Ahmet Riza ile olan iliskilerine ait ayrintilari içermektedir. Bunlar, Ahmet Riza'nin yani sira Ittihat ve Terakki Cemiyeti'yle, bu cemiyetin teskilatlanmasina yönelik bazi konulara da isik tutmaktadir. Aksam'da çikan yazilar arasinda, Ahmet Riza'nin kendisine yöneltilen elestirileri cevaplandirdigi ve yayimlamadigi bir siyasi savunmasi bulunmaktadir ki bu makale, Sehsuvaroglu'nun çalismalarinaayribir önemkazandirmaktadir. 1950 yili boyunca Haluk Yusuf Sehsuvaroglu tarafindan Aksam'da yayimlanan yazismalardan hareket edilerek hazirlanan bu makalenin amaci AhmetRiza'ya yönelik çalismalarakatkidabulunmaktir. 2.Ahmet Riza BeyveParIs'e Kaçisi Osmanli Imparatorlugu'ndan egitim amaciyla Avrupa'ya giden gençler, Bati'daki yönetim sekillerinden etkilenerek Türkiye'de bir degisimin zorunluluguna inanmislardi. Bu düsünce onlari Avrupa'da kalarak yayin yoluyla halki mesrutiyet yönetimi için hazirlamaya itmisti. Bunun sonucunda 19.yüzyilin ikinci yarisinda Osmanli Imparatorlugu'nda Mesrutiyet yönetimini savunan akimlar ortaya çikmisve bu akimlarin temsilcilerinin önemli bir kismi yurt disina kaçarak faaliyetlerini Avrupa'da sürdürmüstür. Türkiye'nin yakin tarihinde yilmayan mücadelesi ve Sehsuvaroglu'na göre "satin alinamayan karakteri" ile taninan Ahmet Riza Bey de bu isimlerden biriydi . ii Ahmet Riza Bey'in babasi, n. Abdülhamit devrinin baskisina maruz kalarak hayatini sürgüne yollandigi Konya'da tamamlayan Ingiliz Ali Bey idil2. Ali Bey, Zahire Naziri Riza Efendi'nin ogluydu. Zekasi ve zerafetiyle dikkat çekmis, Resit Pasazade Ali Galip Bey (Pasa) ile olan arkadasligi nedeniyle Resit Pasa tarafindan taninip takdir edilmisti. Kirim Savasi sirasinda Vaniköy Lo Bunlarin daha sonra kitap halinde çesitli basimiari yapilmistir: I-Meclis-i Mebusan ve Ayan Reisi Ahmed Riza Bey'in Anilari, (Hazirlayan: Bülent Demirbas), Temmuz 1988, Arba Yayinlari: 22, Tarih/Ani Dizisi Yayinlari. '2-Ahmet Riza Bey, Anilar, (Hazirlayan: Haluk Y. Sehsuvaroglu), Haziran 2001, Cumhuriyet Gazetesi, Aydinlanma Dizisi: 208, Yeni Gün Haber Ajansi Basin Yayin ve Yayincilik A.s. Ahmet Riza Bey'in anilari, bu son baskisinda, bütünüyle sadelestirilerek günümüz Türkçesi ile yayinlanmistir. LI Hiiluk Y. Sehsuvaroglu, "Bir Jön Türk 1889 Paris sergisini anlatiyor", Aksam, No:l 1515 (29 Ekim 1950), s.5. 12 Haluk Y. Sehsuvaroglu, "Ahmet Riza bey ve muarizlari", Aksam, No: 11227 (14 Ocak 1950), s.5. HALUKYUSUFSEHSUVAROGLU'NUNKALEMINDENAHMETRiZABEY... 111 üstündekiicadiye Kasri'nda oturanIngiHzlerle görüsmesi,tavir.vekiyafetindeki Avrupaliliktan dolayi "IngilizAli Bey" diye anilmisti. Oglu AhmetRiza Bey de Yaniköy'deki bu aile yalisinda i857'de dünyaya gelmisti13. Ahmet Riza, ziraat egitimi için Fransa'ya gitmis; orada hürriyetin, tartismanin, açik ve dürüst yönetimin hayrani olmustur. Babasinin ölüm haberi üzerine yurda dönerek tarim alaninda çalismak için Ziraat Nezaretine basvurmus, çesith girisimlerde bulunmus, fakat Türkiye'de modem anlamda bir ziraat uzmanligi yapma olanagini bulamadigindan Maarif Nezareti 'nde görev almistir. Nezaret tarafindan Bursa idadisine müdür ve kimya ögretmeni olarak tayin edilmis, kisa süre sonra da Bursa Maarif Müdürlügüne getirilmistir. Bursa Maarif Müdürü iken göze çarpan bir etkinhk göstermis ve Maarif Nezareti 'nin takdirini kazanmisti. Ancak Avrupa'da tanistigi hürriyet ve insan haklari gibi kavramlarin etkisiyle Osmanli idaresinin kötü yönlerine tahammül edememisti. Memleketin kalkinmasi hakkindaki düsüncelerini yayimlamak, gerekirse Osmanli yönetimine karsi mücadele etmek için Paris' e gitmeye karar verdil4. Ahmet Riza, Fransiz ihtilah 'nin yüzüncü yil dönümü münasebetiyle düzenlenen milletlerarasi sergiye (1889) katilabiIrnek içIn Maarif Nezareti 'nden 13 HalukY. SehsuvarogluB,ogaziçi'neDair,s.90.AliBeyhakkindafarklikaynaklardabenzer bilgilere rastlanmaktadir. Yine bunlardan birine göre AhmetRiza'nin babasi Ali Riza Bey, Türkiye'nin iik Ayan Meclisi üyelerindendi. Ayrica Ahmet Riza'nin "ecdadifidan birisi Üçüiicii Suitali Selim'in Baskatibi idi. O da HÜkümdar ile beraber, islahat taraftari oldiigtlliclaii Yeniçeri/er tarafliidan katledi/"misti (Bahaeddin Sakir Bey'in Biraktigi Vesikalara Göre Ittihat ve Terakki, Haz. Erdal Aydogan-Ismail Eyüboglu, Ankara, AlternatifYayinlari,2004,s.26).AhmetRiza Bey'in genellikle1859'dadogdugukabul edilmektedir (Murtaza Korlaelçi, "Ahmed Riza (1859-1930)", Felsefe Dünyasi, Sayl:4, Ankara 1992,s.47;MurtazaKorlaelçi,"PozitivizminTürkiye'ye GirisindeIkiÖncü", Felsefe Dünyasi, Sayl:28,Ankara] 998,s.43;BarisAlpÖzden,"Ahmet Riza",Modern Türkiye'de Siyasi Düsünce, C.I:Cumhuriyet'e Devreden Düsünce Mirasi-Tanzimat ve Mesrutiyet Birikimi, Istanbul, Iletisim Yayinlari, 2004, s.i20). Ancak 28 Eylül 1858 gibi gün-ay-yi] dizisi içinde tam tarih aktaran kaynaklar da söz konusudur (Bahaeddin Sakir Bey'in Biraktigi Vesikalara Göre Ittihat veTerakki, s.26). YegeniOsmanHami'nin kalemealdigi A. Riza'nin biyografisinde de dogum yili olarak i858 verilmistir (Ahmed Riza, Batinin Dogu Politikasinin Ahlaken iflasi, çev. Ziyad Ebüzziya, Istanbul, Akademik Kitaplar Serisi: 12, 1982, s.]4). 14 Sehsuvaroglu, "Ahmet Riza bey ve muarizlari", s.5; Sehsuvaroglu, "Bir Jön Türk 1889 Paris sergisini anlatiyor", s.5. Ahmet Riza, 1883'te Fransa'ya gitmis ve babasinin ölüm haberi üzerine 1887'de yurda dönmüstür (Eminalp Malkoç, "Dogu-Bati Ekseninde Bir Osmanli Aydini: Ahmet Riza, Yasami ve Düsünce Dünyasi", Yakin Dönem Türkiye Arastirmalari, TC Istanbul Üniversitesi Atatürk Ilkeleri ve Inkilap Tarihi Enstitüsü Dergisi, Sayi:II, Yil:6/2007, s.96, dipnot 15). Bahaeddin Sakir'in vesikalarina dayanarak yayinlanan bir tefrikadada aynibilgigörülmektedir.Ayricabu çalismadaAhmetRiza'nin "IiistitiitNatioiial Agroiiomiqiie"egirdigi,buradatahsilinitamamladigivesonsinavlarinagirmeküzereikenAli Riza Bey'in ölüm haberi üzerine ülkesine dönmek zorunda kaldigi belirtilmektedir (Bahaeddin Sakir Bey'in Biraktigi Vesikalara Göre Ittihat veTerakki, s.26-27). 112 EMINALPMALKOÇ izin istemis, Nazir Münif Pasa ise sarayin böyle bir izin vermeyecegini bildiginden O'na gizliceParis'e gitmeninyollarini aramasinitavsiyeetmisti. Bu tavsiye üzerine Ahmet Riza en yakin dostlarina hatta ailesine bile haber vermeden gizlice Istanbul'dan ayrilmis ve Marsilya'ya giden "Pake" vapuruna binmistir. Yetmis mecidiyesini (20 kurus degerinde gümüs para) çaldirdigi ve geminin firtinayatutulduguzorlubir yolculuktan sonraMarsilya'ya ulasmis,iki gün burada kaldiktan sonra Jenev'e geçmistir. Bursa'da yasayan Nazim adli arkadasina yazdigi mektuptaki "Jenevi pek begendim. En ziyade nazari dikkat ve hayretimimucip olan esersokaklardapapaz kiyafetliparazitlere ve hemcins itlafina mahsus silahlarla müsellah hunharlara tesadüf edilmemesidir. Vatani bu halde görmek saadeti acaba bize de nasip olacak mi?" gibi ifadelerinden Jenev'den çoketkilendigianlasilmaktadir(Bakiniz:Ek-I). Ahmet Riza, Paris'e gittigi ilk günlerde 1889 sergisine katilmis ve izlenimlerini yazdigi mektuplarda kaleme almistir. Nitekim Istanbul'a gönderdigi 8 Eylül 1889 tarihli mektubundaki "Meshur Edisonun ihtiraina dalmistim... Sergi insaningözünü aliyor. Basini döndürüyor,kömür, rüzgar,su ve hava tazyiki ile çalisan bir kaç makinenin harekati11ltakip etmekten yoruldugumu hissettim... Basim mi dönüyor veya bahçesiyle saraylariyle birlikte ekspozisyon mu hareket ediyor diye bir müddet bilaihtiyar kuvvetin önünde sasirip kaldim. Meger benfonografta koca mucidin sesini dinlemeye ugrasirken aksam olmus..." (Bakiniz: Ek-2) ve kiz kardesiyle yazismasindaki "Insan hayalatta bir takimtatli alemler,fenler vesaireler düsünebilir.Lakin bu expozisyon gibi mükemmel, muntazam ve hayret verici bir alem tasavvur edemez. En vahsi bir kavmin asanndan en medeni erbabi maarif ve sanayiin mahsulüne kadar dünyada insanlara malum ne varsa hepsinin nümune olarak en güzelleri sergide mevcuttur" (Bakiniz: Ek-3) gibi cümleler serginin O'nun üzerindeki açik etkisini, çagdas dünyanin O'nun basini nasil döndürdügünü gösteriyordu. Bu dönemde Ahmet Riza, etkili oldugunu düsündügü bir telgrafi "huzuru sahaneye" göndermis, daha sonra da "arizalarini" padisaha yollamisti. Ancak bu girisimler onu bekledigi sonuçlara ulastirmadigindan Paris merkezli mücadelesinebaslamistirIs. 15 Sehsuvaroglu, "Bir Jön Türk 1889 Paris sergisini anlatiyor", s.5. Nazim'a gönderdigi mektuptaki"Dünsabah Parisevasi!oldum.Huzuru sahaileyetakdimedecegimtelgrafbiraz IIzun,fakat müessir oldu. Bayramin ilk veyahut (bir gün evvel ayi gönip bayrak açarsa müminiii) ikinci gününe tesadüf edecek. Niiri beyefendi vesair bir tanidik vasitasiyle ne oldugunilanlarvebaiiayazarsaniz minnettan lütfuiiuzolurum. Tesirigön'ilmezseonbesgün sonra ültimatom kilikti mufassal bir arzi/ial gönderecegim ve nazan ehemmiyeti celb için tahrirat irsaliniiifakbirtelgrafla bildirecegim. Sayetyine meyiiskalirsam, kemali teessüfle nesriyata basliyacagim" ifadeleri Paris'e gitmeden daha önce Abdülhamit idaresine karsi HALUKYUSUFSEHSUYAROGLU'NUNKALEMINDENAHMETRiZABEY... 113 Ahmet Riza yurt disinda mücadelesini sürdürürken, saray çesitli baski yöntemleri ile O'nu yolundan döndürme çabasindaydi.' Bu baskilar; para teklifleri, kalebentlige mahkum ederek göz dagi verme, dostlari ya da hafiyeler araciligi ile vazgeçirme, siyasi etkilerle isine son verdirme, gazetesini kapattirma gibi farkli sekillerde görülmüstü. Saray, bu yöntemlerle basarili olamayincaya akrabalarinikullanarak annesine (NaileHanim), AhmetRiza'nin yurda dönmesi için "hasretin sonsuzlugundan bahseden" mektuplar yazdirtmis ya da arkadaslari ile arasini açacak bazi planlarla Paris'te O'nu yalniz birakmaya çalismistir. Ancak bunlarin hiçbirisi onun kararliligini etkilememisti16. Paris'teki ilk yillarinda Ahmet Riza'nin yazistigi isimlerden biri de Türkiye'deki inkilap hareketlerinin taninmis ismi Ebüzziya Tevfik Bey idi. 26 Agustos 1893'te Ebüzziya Tevfik Bey, Ahmet Riza'ya yazdigi bir mektupta "Bunu o kadar iftiharane söylerim ki sizden baskasi cinnetiine hükmeder" diyerek hem aralarindaki dostluga vurgu yapmis hem de kendisine verdigi degeri ifade etmisti. Ahmet Riza'ya "birader" seklinde hitap ettigi bu mektuptaki "... Selmayi taltif bahsine gelince pederi addolunacak bir sinde [yas} bulundugum cilietle taltif degil, tatyib [iyi davranma} ve taifei nisadan [kadin kismi} bulunduklari haysiyetile kudreti nev'iyem dairesinde himayeyi kendime mukaddes bir vazife bilirim. Fakat emin olRiza Bey ki, Selma, bugün 11'lelmeketimizde erkekler içinde de kendisine akran bulunamiyacak mertebelerde haizi irfan ve kemaldir. Her türlü vesaiti terbiyat ve marifet mejkud [yok olmus} olan bir memlekette bu kizcagizin zuhuruna mucize diyecegim geliyor. Ben ona ders vermek degil, onunla olan muhaberatim sayesinde kendi na[e}vakisimi ikmale [eksiklikleri tamamlama} sai oluyorum. Selma bana bir mürsidi irfan hükmünü buldu. Herhangi bahse sevki kelam eylesem beni mebhut [saskin} ediyor..." cümleleriyle kiz kardesi Selma Hanim'a iltifatederkendolayli daolsaO'nun ailesineyönelik takdirduygularini daortayakoyuyordu17. II.Abdülhamit idaresinekarsi Paris'te çalismalaragirisenAhmetRiza'ya, daha sonraBati'dakiyönetimsekillerindenetkilenerekOsmanliiçindahaliberal bir yönetim biçimini savunan bazi sahsiyetler de katilmislardi. Memleket mücadele kararini verdigini düsündürmektedir (Bakiniz: Ek-I). Padisaha yoUadigl layihalar ve sarayin tepkisi hakkinda Ahmet Riza'nin açiklamalari için bakiniz: Haluk Y. Sehsuvaroglu, "Ilk Meclisi Mebusan Reisi Ahmet Riza Bey'in Hatiralari-I", Cumhuriyet, No:9146 (26 Ocak 1950), s.2. 16 Sehsuvaroglu, "Ahmet Riza bey ve muarizlari", s.5. 17 Ahmet Riza ile Ebüzziya Tevfik bir süre daha yazismislar, sonra bazi hosnutsuzluklar nedeniyle bu yazismalar sekteye ugramistir (Haluk Y. Sehsuvaroglu, "Ebüzziya Tevfik bey Namik Kemali anlatiyor", Aksam, No:i1315 [12 Nisan 1950], s.5). 114 EMINALPMALKOÇ içindeki muhalif hareketler Ahmet Riza ve arkadaslarinin yardimini görmüs; Avrupa'da yayimlanan gazeteler, makaleler sayesinde gizli cemiyetler genisleyerek etkilerini arttirmislardiIs.O'nun memleket disinda II.Abdülhamit idaresine karsi yürüttügü mücadele 1889'dan (Mali 1305) 1908 (Mali 1324) yilinakadardevametmistirl9. 3. Ittihat ve Terakki veLiderleri II. Abdülhamit'in 1876 Kanun-i Esasisi'ni yürürlükten kaldirmasi, idarede yasanan yolsuzluklar kisa süre içinde gizli bir muhalefetin ortaya çikmasina ve teskilatlanmasina neden olmustu. Genç Türkler adiyla faaliyete geçen bu aydinlarinbir kismiamaçlarina ulasabilmek içinAvrupa'ya kaçmislar ve Abdülhamit aleyhine yayimladiklari gazetelerini, makalelerini yabanci postalar araciligi ile memlekete göndermeye baslamislardi. Içerdeki ve disaridaki muhalefetin merkezini 1894'te bes Tibbiye ögrencisinin kurdugu Ittihat veTerakkiCemiyetiolusturmustu.Cemiyetin ilkprograminda mesrutiyet rejimi, islahat, esitlik, vicdan hürriyeti, mal ve can masuniyeti ile hükümdar sorumluluguüzerindedurulmustu20. Kurucu gençlerin Tibbiye'den mezun olmalarindan sonra teskilat çok daha fazla genislemis; Harbiye, Mühendishane, Bab-i Ali ve Hazine-i Hassa 18 Haluk Y. Sehsuvaroglu, "Jön Türkler arasinda anlasamamazliklar", Aksam, No:11248 (4 Subat 1950),s.5. 19 Sehsuvaroglu,"AhmetRizabeyvemuarizlari",s.5. 20 Sehsuvaroglu, cemiyetin kurulus tarihini 1894 olarak göstermistir. Teskilatin kuruculari arasindan IshakSukuti, AbdullahCevdetve IbrahimTemo'nun adlarini vermistir. Bu arada yayinladigibirmektuba(Bakiniz:Ek-5)dayanarak, kurucularindörtkisidendegil beskisiden olustugunu söylemistir (Haluk Y. Sehsuvaroglu, "II. Abdülhamide karsi Jön Türkler", Aksam, No:11245[I Subat 1950],s.5). 1894olarak verilen tarih, Paris'te bulunan Ahmet Riza'nin Doktor Nazimtarafindan cemiyete davet edildigi ve yasanan tartismalardan sonra Ittihad-i Osmani'nin yerine teskilatin adi olarak Osmanli Ittihad ve Terakki Cemiyeti'nin kabuledildigitarihtir.Hanioglucemiyetinkurulusunusöyledegerlendirmektedir: 1brahim TemaileIshakSükilti'ninyaptigi öngörüsmelersonrasmda; biitalebelerkaniiyiikendilerine yakiii olarakgördük/eri iki talebeye;Abdiillah Ce1'deti'e Mehmed Resid ile onlara hemen kati/an Konya/t Hikmet Emin'e açmca cemiyetin kl/rolmasi koiiiisiiiidailk karar almmis oldii."Hanioglu,ayricaHüseyinzadeAli'nin,kurucularaRusnihilistlerininörgütmodelleri konusundabilgiverdiginiyazmaktadir(M. SükrüHanioglu,Bir SiyasalÖrgüt Olarak Osmanli Ittihad ve Terakki Cemiyeti ve Jön Türklük, C.i:[1889-1902], Istanbul, iletisim Yayinlari, 1985, s.174,176,180). Genellikle Tarik Zafer Tunaya'yi referans alan baska kaynaklardaisekurucuisimlerIshakSükuti, MehmetResit,AbdullahCevdet,IbrahimTemo, Hüseyinzade Ali seklinde belirtilmistir (Tarik Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal Partiler, C.J: Ikinci Mesrutiyet Dönemi, Istanbul, Iletisim Yayinlari, 1998, s.5l; Sina Aksin, Jön TürkJer ve Ittihat ve Terakki, Ankara, Imge Kitabevi, 2001, s.29; Fahir Armaoglu, 19. Yüzyil Siyasi Tarihi 11789-19141, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayinlari, 1997, s.595). HALUKYUSUFSEHSUVAROGLU'NUNKALEMINDENAHMETRiZABEY... 115 memurlarina kadar birçok okul ve daire mensuplari -Ittihat ve Terakki Cemiyeti'ne katilmislardi.Zamanlagizliteskilatbirçokvili:iyeteyayilmisti21. Cemiyet üyelerini disardan Ahmet Riza tesvik ediyor ve yayinlariyla destek veriyordu. Üstelik O'nun Paris'te yayimladigi Mesveret gazetesi yurt içinde büyük ilgi görüyordu. Bu arada Cemiyet üyelerince Ahmet Riza'ya Ittihat ve Terakki hakkinda düzenli bilgi aktariliyor ve O'ndan direktifler aliniyordu. O'na aktarilanlar arasinda teskilat hakkinda çesitli yorumlar, elestiri ve sikayetler,Cemiyetinyurtiçindekifaaliyetleri veortayaçikanegilimler,yeni üyelerle ilgili istihbaratlar,hükümetin Cemiyete karsi önlemleri (Bakiniz: Ek-4 ve Ek-si2, ülkedeki siyasal yasam ve bunun dinamikleri, Osmanli Serbesti Komitesi gibi yapilanmalarin girisimlerini içeren birçok farkli konuda bilgi bulunuyordu. Bunlarin yaninda Avrupa'daki siyasal sartlar, Ingiltere'nin Osmanliya karsi Avrupa'da blok olusturma çabasi, Rusya'nin Bogazlara dönük politikalari ve bu devletlerin birbirlerine karsi pozisyonlari, Osmanli hakkinda Avrupa basininin tavri, basinda çikan haber ve makaleler üzerinde de duruluyordu(Bakiniz:Ek_6)23. 3.1. Ahmet Riza veMizanci Murat Tartismasi Prens Mehmet Ali Fazil Pasa, Samipasazade Sezai, Mizanci Murat, Ahmet Saib ve Nazim Bey gibi isimler Paris'te Ahmet Riza'nin yaninda harekete katilmislardir. Özellikle hizli bir büyümenin yasandigi dönemde Mülkiye Mektebi'nin ögretmenlerinden Murat Bey'in gizli cemiyete katilmasi, Ittihat ve Terakki Cemiyeti'nin üyeleri tarafindan heyecanla karsilanmisti24. Böyle önemli sahsiyetlerin teskilata katilmalari aydinlarin Cemiyete olan güvenini arttirmisti25. 21 Haluk Y. Sehsuvaroglu,"II.AbdülhamidekarsiJönTürkler", s.5;Sehsuvaroglu,"JönTürkler arasinda anlasamamazliklar", s.5. Gizli olarak teskilatlanan Ittihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin birer numarasi vardi. Üyeler, kendilerini cemiyete sokan kisiyle, komitenin talimatlarini bildiren kisiyi taniyorlardi. Farkli komiteler oldugundan bunlar da numaralandirilmisti. Örnegin üçüncü komitenin 80 numarali üyesi 3/80 olarak gösteriliyor, imzasini da bu sekilde atiyordu. Istanbul'da önce biri Bab-i Seraskeri'de, digeri Samatya'da olmak üzere iki komite kurulmustu. Birinin baskani Serasker yayeri kaymakam Sefik Bey, digerinin baskaniSeyhNaili idi. istanbulmerkezininbaskanliginidaBab-iAskerimuhasebat dairesi baskani Haci Ahmet Bey kabul etmisti (Sehsuvaroglu, "/l. Abdülhamide karsi Jön Türkler", s.5). 22 Sehsuvaroglu, "II. Abdülhamide karsi JönTürkler",s.5. 23 Haluk Y. Sehsuvaroglu,"1896 da dis siyasetimiz, Jön Türkler ve yabanci basin", Aksam, No:11441 (16 Agustos 1950), s.5. 24 Sehsuvaroglu, "ii. Abdülhamide karsi Jön Türkler", s.5. 25 Sehsuvaroglu, "Jön Türkler arasinda anlasamamazliklar", s.5. 116 EMINALPMALKOÇ Murat Bey, Istanbul'da hür fikirleri ve cesaretiyle büyük ilgi uyandiran aydinlardandi. II. Abdülhamit'e bazi "layihalar" vermis ve kendisi Yildiz Saray!'nda huzura kabul edilmisti. Iki saat on dakika süren görüsmeden sonra Murat Bey her seyin düzelecegine ve yasanan bütün kötülüklere "maiyet halkinin ve Bab-i Ali'nin" neden olduguna gönülden inanmisti. Bu görüsme hakkinda sunlari aktarmisti: "... Htisili Padisahimizin ifadesine hak vererek kemali ihtiram [hÜrmet} ve ehemmiyetle dinliyordum. Diyordu ki, Mithat pasa ile rüfekasl1ldan [arkadaslar} pek aldandigi gibi, Sait pasanin igfalatina [aldatmalar} kani olarak, halkin emniyet ve muhabbetine sekte verecek meslege gidildi. O meslegin de sakameti anlasildi ise de ne çareki biraz geç anlasilarak tehlikeden masun olarak avdet etmek için imkan kalmadi. Zaten bu gibi meslek, tab 'i hiimayuna esasen pek muhalif oldugu cihetle Sait pasaya olan inkisari kalbin [kalp kirikligi} tamir kabul edemiyecegini ketmetmedi [saklamamak}. Iki saat on dakika süren bu mülakat o günden itibaren sikça huzura kabulolunarak beraberce bir çok umurü mühimme müzakere edilecegini, yarindan itibaren bu ise baslanilacagini mübeyyin [açiklayan} bir emir ve iradei seniye ile hitam buldu. Ayaga kalkip gider iken kendisi dahi ayaga kalkti ve kemali nezaket ve iltifatla kapiya kadar geldi ve onu kendi eliyle itti. Hatta bunu sofada bekleyen Haci Ali bey ile, oda kapisinda duran Haci Mahmut efendi ve merdiven basinda bulunan Lütfi aga gördÜler. Haci Mahmut efendiye selam verdim, Lütfi aga dahi selama durmus iken bilmem niçin selam vermedim. Maliut kapidan çikarak Basmabeyincinin odasina kadar sessiz yÜrÜdük, oraya vasil olunca dedim ki: - Allah cümlenizin mÜstahakini versin, melek gibi bir Padisaha malik iken asarini harice seytan asarindan daha beter surette aksettiriyorsunuz, yazik degil mi milyonlarca halka. Muhatabim (Haci Ali bey) manidar bir tebessüm le yüzüme bakarak: -Üç gün sonra seni de görürÜz, evladim, dedi." Murat Bey'in yanildigini anlamasi uzun sürmemis ama bir daha sarayin yakinina bile ugrayamamisti26. Bu arada Murat Bey'in etkisi ile Abdülhamit idaresine karsi harekete geçen Ahmet Saib Bey de Cemiyete katilmisti. Murat Bey, Ahmet Saib'in çagrisi ve tesvikleri üzerine Misir'a gitmeye27ve II. Abdülhamit idaresine karsi daha etkili faaliyetyürütmeyekararvermistir. Bu kararinin ardindanyurt disina kaçmis28,Odesa yoluyla Avrupa'ya geçmistir. Paris'te Jön Türklerin lideri durumundaki Ahmet Riza Bey ile görüsmüs ancak bu görüsme iki tarafi da 26 Haluk Y. Sehsuvaroglu, "Mizanci Murat beyin Ahmet Riza beye yazdigi mektuplar", Aksam, No:ii252 (8Subat 1950), s.5. 27 Haluk Y. Sehsuvaroglu, "Ahmet Saib bey", Aksam, No:11276 (4Mart 1950), s.5. 28 Sehsuvaroglu, "Jön Türkler arasinda anlasamamazliklar", s.5.
Description: