Motif Akademi Halkbilimi Dergisi / 2012-1 (Ocak-Haziran) (Balkan Özel Sayısı-I), s.128-152 Fahim Bey Ve Biz, Anayurt Oteli Ve Aylak Adam Romanlarına Psikolojik Bir Bakış / A. ACEHAN FAHİM BEY VE BİZ, ANAYURT OTELİ VE AYLAK ADAM ROMANLARINA PSİKOLOJİK BİR BAKIŞ Based on Anayurt Oteli and Aylak Adam Psychological Study on Fahim Bey ve Biz Abdullah ACEHAN* Özet: Her bilim dalı kendi başına bir alanı kapsar. Fakat bu bilim dalları bazı durumlarda birbirlerinden istifade edebilirler. Edebiyat ve psikoloji sosyal bilimlerin birer kolu olmalarına rağmen edebiyat psikolojiden, psikoloji edebiyattan faydalanabilir. İşte bu düşünceden hareketle bu çalışmada, psikolojik roman olarak kabul edilen Fahim Bey ve Biz, Aylak Adam ve Anayurt Oteli romanları üzerinde duruldu. Bu eserler, psikolojik roman türüne dâhil olmalarına rağmen aralarında bir takım benzer ve farklı noktalar olduğunu düşündüğüm için dört bölümden meydana gelen bu çalışmanın ilk bölümünde edebiyat ve psikoloji ilişkisi, ikinci bölümünde psikolojik roman, üçüncü bölümünde Fahim Bey ve Biz, Aylak Adam ve Anayurt Oteli romanları üzerinde duruldu. Bu eserlerin incelenmesi neticesinde elde ettiğim veriler, sonuç adlı dördüncü bölümde maddeler halinde sıralandı. En sonda çalışmayı hazırlarken faydalanılan eserler, kaynaklar başlığıyla verildi. Anahtar kelimelerr: Edebiyat, psikoloji, psikolojik roman, Abdülhak Şinasi Hisar, Yusuf Atılgan. Abstact: Every Science cover an specific area but for some cases they may interact each other.Even though Literature and psychology are sub divisions of social sciences they may benefit from each other. Based on this analogy, Fahim Bey ve Biz [1941], Aylak Adam [1959] ve Anayurt Oteli [1973] these three fictions are involves both literature and psychology and they are the foundations of this study. In Aylak Adam and Anayurt Hotel it is widely accepted fact that it involves psychology. But for me other than these two fictions, based on the publishing date, ongoing situations and circumstances when it was published and writers point of view to life Fahim Bey ve Biz also involves psychology. It is a psychological fiction. I wanted to prove that Fahim Bey ve Biz is a psychological fiction by comparing to Yusuf Atilgan's well known and accepted fictions. In order to prove my idea I * Yrd.Doç.Dr, Dumlupınar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Türkiye. 128 Motif Akademi Halkbilimi Dergisi / 2012-1 (Ocak-Haziran) (Balkan Özel Sayısı-I) have done my study in four chapters; in first chapter literature and psychology relations, in second chapter psychological fiction, in third chapter I have studied Aylak Adam and Anayurt Oteli also Fahim Bey ve Biz, after analyzing these fictions information that supports our idea is listed in chapter four. In last chapter references are listed. Key words: Literature, psychology, psychological novel, Abdulhak Sinasi Hisar, Yusuf Atılgan. Giriş Burada ele alacağımız konunun temelinde, sosyal bilimlerin iki disiplini olan edebiyat ve psikoloji yer almaktadır. Edebiyat, müstakil bir bilim dalı olmasına rağmen ihtiyaç hissettiği zaman, başka bilim dallarından da faydalanabilir. Edebiyatın yakın yüzyıl içinde istifade etmeye başladığı sosyal bilim dallarından biri de psikolojidir. Psikolojinin sanat için bir kıymeti olmadığı gibi kendi başına sanatsal bir değeri de yoktur. Psikoloji sadece bazı hassas sanatkârların realiteyi daha iyi kavramasına, müşahede kabiliyetlerinin artmasına ve fikirlerini evvelce bilmedikleri, yeni keşfettikleri bazı kalıplara dökmesine yardımcı olabilir (Wellek ve Warren, 1983:122). Bütün bunlara rağmen edebiyat psikolojiden, psikoloji de edebiyattan faydalanır. Yani her ikisi arasındaki etkileşim tek taraflı değil bilakis karşılıklıdır. İşte bu düşünceden hareketle edebiyat ve psikolojinin birlikte ele alındığını düşündüğüm Fahim Bey ve Biz [1941], Aylak Adam [1959] ve Anayurt Oteli [1973] romanları bu çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Bahse konu olan bu üç eserin ortak özelliği, kaleme alınırken psikolojiden faydalanılmış olmasıdır. Fahim Bey ve Biz, Aylak Adam ve Anayurt Oteli, psikolojik roman türüne dâhil olmalarına rağmen, bu romanlar arasında yazılış tarihi, yazıldığı zamanın şartları, yazarlarının hayata bakışı gibi sebeplerden dolayı bazı benzer ve farklı noktalar olduğu kanaatindeyim. İşte bu fikrimi ispat için önce edebiyat psikoloji ilişkisi, arkasından psikolojik roman, sonra da bu üç romanın mukayesesi yapılacaktır. A. Edebiyat ve Psikoloji İlişkisi Edebiyat, nazım ve nesir olmak üzere iki çeşidi bulunan bir bilim dalıdır. Psikoloji ise davranışı ve davranışın altında yatan süreçleri bilimsel olarak inceleyen çalışma alanıdır (Cüceloğlu, 2004:35). İkisi de sosyal bilimlerin birer dalıdır. Fakat sosyal bilimler içerisinde en son ilimleşen bilgi alanı psikolojidir (Tural, 1991:12). Edebiyat ve psikoloji arasında edebi metinleri ortaya çıkaran yazarın psikolojisi, edebi metinlere hâkim olan genel psikoloji, edebiyat biliminin edebi eseri değerlendirirken 129 Fahim Bey Ve Biz, Anayurt Oteli Ve Aylak Adam Romanlarına Psikolojik Bir Bakış / A. ACEHAN başvurduğu yollardan biri olarak psikoloji şeklinde ifade edebileceğimiz bazı etkilenmeler mevcuttur. Bu etkileşimler dışında edebiyat ve psikoloji arasındaki en belirgin ortak özellik, kendilerine hedef ve malzeme olarak insanı seçmiş olmalarıdır. Çünkü her ikisi de insanın fiziksel ve psikolojik yapısını ele alırlar, bilinçaltına önem verirler, benzer çözümleme yöntemlerini kullanırlar (Emre, 2006:298) Sosyal bilimlerin iki disiplini arasındaki bu iletişim neticesinde edebiyat psikolojiden, psikoloji de edebiyattan istifade etmeye başlar. Çünkü psikolojinin edebi eser ve onu ortaya çıkaran yazarının bilinçaltıyla ilişkisi kesindir (Aytaç, 2001:87). Edebiyatın psikolojiden yararlanma şekli, edebiyatçı ile onun meydana getirdiği eserin açıklığa kavuşturulması şeklindedir.1 Ayrıca edebiyat, modern ve postmodern sürecin yarattığı insan prototipinin edebi metinlerdeki karşılığını, yine psikolojinin geliştirdiği yöntemler yoluyla bulur (Emre, 2009:349). Edebiyat ile psikoloji ilişkisinden dolayı öyküsü anlatılan kişinin iç dünyası ve psikolojisi öncelik arz ettiği için iç monolog ve bilinç akışı adı verilen modern anlatım teknikleri doğmuştur (Sağlık, 2008:306).2 Psikolojinin edebiyattan faydalanma biçimiyse edebi eserdeki şahısların psikolojisini değerlendirme, onları psikolojik bakımdan tahlil etme şeklindedir. Çünkü kahramanların karakter yapıları psikoloji için önemlidir. Ayrıca edebiyat bilimi psikolojiye eski dönemlere ait veriler de sunar. Edebiyatın psikolojiye faydası, psikolojinin edebiyata faydasına göre daha sınırlıdır. Edebiyat ve psikolojinin birbirini etkilemesi sonucu Freud tarafından icad edilen ve edebiyat psikolojisi adı verilen bir ara alan ortaya çıkmıştır (Kolcu, 2003:72). Edebiyat psikolojisi; yazarın nasıl bir insan olduğunun, bir edebi eserin nasıl yaratıldığının veya edebi eserlerde karşımıza çıkan insan tipleri ile bunların davranış özelliklerinin ve nihayet edebiyatın okuyucular üzerindeki etkilerini inceler (Wellek ve Warren, 1983:101). Edebiyat psikolojisinin amacı ise psikoloji nazarıyla edebiyata bakarak, edebiyatı ve edebi eseri değerlendirmektir. Freud, Adler, Carl Gustave Jung, Jacques Lacan, Caren Horney, Rollo May, Otto Rank, Melanie Klein, Henry Kohut gibi psikologların edebiyat psikolojisine katkıları olmuştur. İlk defa Batı’da kullanılmaya başlayan edebiyat psikolojisi Cumhuriyet ile birlikte bizde de görünmeye başlar. Cumhuriyet’in ilanına kadar yazılan romanlarda ve bu eserlere yapılan yorumlarda psikolojinin varlığından bahsetmek pek mümkün olmadığı halde yine Cumhuriyet’in ilk çeyreğinden sonra kaleme alınan eserler ve yapılan tahlillerde, psikoloji başta olmak üzere birçok bilim dalından istifade edilmiştir (Emre, 1 Birçok edebiyatçının kitaplarını kaleme alırken istifade ettiği psikolojinin, eserin ve yazarın bilinmezliklerini ortaya çıkarmada inkâr edilemez bir rolü vardır (Emre, 2006:13). 2 Orhan Okay’a göre bilinç akışı tekniği, psikolojik romanın mühim hususiyetlerinden biridir (Okay, 1985:18). 130 Motif Akademi Halkbilimi Dergisi / 2012-1 (Ocak-Haziran) (Balkan Özel Sayısı-I) 2009:334). Yeni Türk edebiyatını bir disiplin haline getiren Mehmet Kaplan başta olmak üzere birçok akademisyen, psikoloji biliminin bulgularını dikkate alarak eser çözümlemesi yapmışlardır.3 Eser tahlilinde psikolojiden faydalanılmayı gerekli görenler olduğu gibi bunu alan dışı görenler de vardır. Bu türden düşüncelere rağmen edebiyat, kitap ve yazar tahlilinde başta psikoloji olmak üzere dilbilim, felsefe, sosyoloji, sinema, din ve eğitim gibi bilim dallarından istifade eder. B. Psikolojik Roman Olayları, kişilerin ruh hayatının gözlem, analiz ve yorumuna dayanarak gelişen, bu nedenle daha çok ruh manzaralarına yer veren roman çeşididir (Aytaç, 1997:160). Nurullah Çetin, bu roman türü için “ruhbilimsel”, Sadık Yalsızuçanlar “psikolojik teması baskın” tabirini kullanıyor (Çetin, 2003:215; Yalsızuçanlar, 2002:485). Naturalizm akımından sonra rağbet görmeye başlayan ve tahlil romanı da denilen bu tarz romanlardaki ruh çözümlemelerinde iç monolog ve bilinç akışı teknikleri kullanıldığı gibi estetik de önemlidir (Sağlık, 2008:305). Psikolojik romanlarda gerçek ile kurgusal dünya iç içedir. Romandaki şahıslar ve olaylar yazarın hayatından izler taşır, ruh tahlilleri ağırlıktadır, kahramanların rûhi durumları önemlidir, olaylar vaka olmadan da ilerler, olaydan ziyade kahraman önemlidir (Ayata, 2008:12; Çetin, 2003:215). Psikoloji ile edebiyatın kesiştiği noktada ortaya çıkan ve kahramanlarının rûhi durumlarını ayrıntılarıyla tahlil etmesi bakımından diğer roman türlerinden ayrılan psikolojik romanın iki alt başlığı vardır. Bunlardan birincisi, yazarın kendi hayatında cereyan eden olayları romana aktarmasıdır.4 İkincisi ise kendi arasında ikiye ayrılır. 3 Mehmet Kaplan, Şiir Tahlilleri, Hikâye Tahlilleri, Tip Tahlilleri, Tanpınar’ın Şiir Dünyası isimli eserlerinde psikolojiden istifade etmiştir. Mehmet Kaplan gibi birçok bilim adamının edebiyat psikolojisi bağlamında çalışmaları mevcuttur: Ramazan Korkmaz, “Tevarüs Eden Yazgı: Aşk-ı Memnu”, Yeni Türk Edebiyatı El Kitabı, Grafiker Yayınları, Ankara, -2009, s.166; Mümtaz Sarıçicek, Türk Romanında Modernist/Postmodernist Yönelişler ve Ulysses’ten ‘Aynadaki Kadın’a Romanda Anlatma Problemi, Türk Yurdu, Aralık-2011, No:292, s.103; R.Wellek-A.Warren, [Çeviren: Ahmet Edip Uysal], “Edebiyat ve Psikoloji”, Edebiyat Biliminin Temelleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara-1983, s.101; Oğuz Cebeci, Psikanalitik Edebiyat Kuramı, İthaki Yayınları, İstanbul-2004; Haluk Sunat, Hayal, Hakikat, Yaratı- Adalet Ağaoğlu ve Roman Dünyasına Psikanalitik Duyarlıklı Bir Yaklaşım, Bağlam Yayınları, İstanbul-2001 4 Dostoyevski, Virginia Woolf, Mehmet Rauf [Eylül], Peyami Safa’nın [Dokuzuncu Hariciye Koğuşu] eserleri bu türe girer (Ayata, 2008:18). 131 Fahim Bey Ve Biz, Anayurt Oteli Ve Aylak Adam Romanlarına Psikolojik Bir Bakış / A. ACEHAN Bu ikiliden ilki psikolojik terimlerin yoğun bir şekilde kullanıldığı ve yazarın adeta psikoloji bilgisini ortaya koymak istercesine yazdığı romanlardır.5 Diğeri de roman kahramanlarının duygusal yapılarının ayrıntılarıyla işlendiği romanlardır (Ayata, 2008:18). Nurullah Çetin’e göre Paul Bourget’ın 1889’da yayımladığı Le Disciple romanı, Gürsel Aytaç’a göre Rousseau’nun 1761’de basılan Nouvelle Heloise isimli eseri ilk psikolojik romandır (Çetin, 2003:217;Aytaç, 1999:239). Bazı akademisyenlere veya edebiyat tarihçilerine göre psikolojik roman türünün bizdeki ilk örneği Mehmet Rauf’un Eylül’üdür (Ayata, 2008:13;Yalsızuçanlar, 2002:488). Eylül’ün psikolojik roman olduğu doğrudur fakat ilk psikolojik roman olma özelliği hakkında bazı tartışmalar vardır. Çünkü bir grup akademisyen ve araştırmacıya göre bizdeki ilk psikolojik roman, Eylül’den ziyade Nabizade Nazım’ın Zehra’sı veya Namık Kemal’in İntibah’ıdır.6 Mehmet Kaplan ise Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat’ın psikolojik roman olarak telakki edilebileceğini ifade ediyor (Kaplan, 2002:84). Marcel Prevost, Marcel Proust, Andre Gide, Edouard Estaunie, Dostoyevski, Mehmet Rauf, Peyami Safa, Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Reşat Nuri Güntekin, Yusuf Atılgan ve Oğuz Atay bu roman çeşidinde eser veren yerli ve yabancı yazarların en tanınmışlarıdır.7 5 Peyami Safa’nın Yalnızız romanını bu gruba örnek gösterebiliriz (Safa, 1991:354). 6 İsmet Emre, Kenan Akyüz, İsmail Parlatır, Cafer Gariper Nabizade Nazım’ın Zehra isimli romanı ilk psikolojik roman olarak kabul etmektedirler (Emre, 2006:376; Akyüz, 1994:81; Parlatır, 1989:151; Gariper, 2009:125). Nurullah Çetin ise Namık Kemal’in İntibah’ını ilk psikolojik romanımız olarak görüyor (Çetin, 2003:217). 7 Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur ve Rüyalar; Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Yalnızız, Matmazel Noralya’nın Koltuğu, Sözde Kızlar; Abdülhak Şinasi Hisar, Fahim Bey ve Biz’de psikolojiden istifade etmiştir (Kaplan, 1998:154;Tekin, 1999:253; Kolcu, 2008:356; Sarı, 2008:129; Ayata, 2008:14; Çetin, 2003:217; Emre, 2009:352). Nurullah Çetin, Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu; Halide Edip’in Handan; Semiha Ayverdi’nin İnsan ve Şeytan; Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam; Hikmet Erhan Bener’in Ara Kapı, Oyuncu, Böcek ve Ölü Bir Deniz; Mehmet Önal’ın Şeffaf Kanatlı Zaman adlı eserlerinin de psikolojik roman türünün kayda değer örnekleri olduğunu ifade ediyor (Çetin, 2003:217). Sadık Yalsızuçanlar da Sevgi Soysal’ın Yenişehirde Bir Öğle Vakti, Yürümek; Adalet Ağaoğlu’nun Ölmeye Yatmak; Tarık Buğra’nın İbiş’in Rüyası; Mehmet Seyda’nın Cinsel Oyun; Kemal Bilbaşar’ın Denizin Çağırışı gibi romanları bu gruba dâhil ediyor (Yalsızuçanlar, 2002:493). Osman Gündüz, psikolojiden istifade eden postmodernizmin Oguz Atay’ın Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar; Pınar Kür’ün Yarın Yarın ve Bir Cinayet Romanı; Adalet Ağaoğlu’nun Bir Düğün Gecesi; Bilge Karasu’nun Kılavuz; Nazlı Eray’ın Arzu Sapağında İnecek Var; Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm; Orhan Pamuk’un Kara Kitap ve Yeni Hayat’ında başarıyla uygulandığını söylüyor (Gündüz, 2009:519). 132 Motif Akademi Halkbilimi Dergisi / 2012-1 (Ocak-Haziran) (Balkan Özel Sayısı-I) C. Fahim Bey ve Biz, Aylak Adam ve Anayurt Oteli Romanlarında Psikoloji Çalışmamızın bu bölümünde Fahim Bey ve Biz (1941), Aylak Adam (1959) ve Anayurt Oteli (1973) romanlarını, kronolojiye bağlı kalarak psikolojik açıdan ele alacağız. Bu inceleme neticesinde elde ettiğimiz verileri, sonuç kısmında maddeler halinde ifade edeceğiz. 1) Fahim Bey ve Biz a) Roman Hakkında Bilgi Abdülhak Şinasi Hisar’ın 1941 yılında yayımlanan romanıdır. 1954 senesinde Almancaya çevrilir. Yirmi iki bölümden müteşekkil olan Fahim Bey ve Biz, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın hikâye ve roman yarışmasında üçüncülük ödülü alır. Romanın merkezi kahramanı Fahim Bey, yazarın babası Mahmut Celalettin Bey’in okul ve gençlik arkadaşıdır (Kudret, 1987:477).8 Fahim Bey’in dünyası aynı zamanda Abdülhak Şinasi Hisar’ın da dünyasıdır. Kahraman anlatıcı metodu ile kaleme alınan eser, gelenekçi romandan ziyade modernist romana daha yakındır (Bakırcıoğlu, 2002:140). Fakat Murat Belge, Hisar’ın üslubundan dolayı bu eseri, tam anlamıyla modernist çizgide bir roman olarak kabul etmiyor (Belge, 1988:361). b) Romanının Konusu Ahmet Fahim Bey, Bursa eşrafından birisinin oğludur. Bursa’dan İstanbul’a gelen Fahim Bey, Hariciye’ye giremediği için Bâb-ı Ali’ye gidip gelmeye başlar. Bu arada ikamet etmek için ihtiyacından büyük bir konak kiralar. İşi olmadığı için artan borçlarını vefat eden babasından kalan miras sayesinde öder. Beyoğlu’na gelen bir kumpanyadaki aktriste âşık olur. Karşılık bulamayan bu aşk, bir müddet sonra biter. Kısa bir süre sonra Londra sefareti üçüncü kâtibi olarak Hariciye’ye girer. Yurda dönünce Saffet Hanım ile evlenir. Londra’da tanıştığı bir şirketle iş görüşmesi için İngiltere’ye gider fakat anlaşamaz. Hariciye’den istifa ederek Aslan Han’da işyeri kiralar. Hayal dünyasında kurduğu bir şirketin işlerini gene hayali olarak devam ettirir. Bir süre sonra bu işyerini boşaltarak Tütün İnhisarı İdaresi’nde mütercimlik yapmaya başlar. Hem kendisinin hem de eşi Saffet Hanım’ın sağlığı iyice bozulur. Fahim Bey de hızla ilerleyen zamanla birlikte bu dünyadan geçip gider. 8 Yakup Kadri Karaosmanoğlu Fahim Bey’in gerçek adının Fatin olduğunu ve erken emekliye ayrılmış bir memur olarak tanıdığını ifade ediyor (Karaosmanoğlu, 1969:304). 133 Fahim Bey Ve Biz, Anayurt Oteli Ve Aylak Adam Romanlarına Psikolojik Bir Bakış / A. ACEHAN c) Fahim Bey ve Biz Romanında Psikoloji Roman hakkında bilgi verirken de ifade ettiğimiz gibi Abdülhak Şinasi Hisar bu romanını, klasikten ziyade modern roman metoduyla kaleme almıştır. Yazar, geleneksel roman metotlarından sadece geri dönüş tekniğini, modern anlatım tekniklerinden iç monologu tercih etmiştir. Yirminci yüzyılın ilk yarısında yeni yeni edebiyatımıza girmeye başlayan modernist romanın ilk örneklerinden biridir Fahim Bey ve Biz.9 Çünkü psikolojik romanın özelliklerinden biri olan olaydan ziyade kahramanın ön planda olması bu eserde mevcuttur. Yazar da buna dayanarak romanda psikolojiyi, merkezi kahraman Fahim Bey üzerinden vermiştir. Fahim Bey, psikolojik açıdan herkesin kendine göre farklı gördüğü bir kişiliktir: “Eniştemize göre sadece bir Frenk mukallidi, dolayısıyla dinsiz ve tehlikeli bir adamdınız. Kendisine bahşiş vermediğiniz han kapıcısı sizi ‘naletin biri’ sayar, eski gazetelerinizin ince kâğıt parçalarıyla işaretli yerlerini karıştırdığı için kendisine ifrit kesildiğinizi gören hizmetçi size bir nevi deli diye bakar, daha edeceğiniz nice iyilikleri bekleyen Reji hademesi sizi evliya bilir.” (Hisar, 1996:123).10 Fahim Bey’e herkesin psikolojik olarak farklı bir açıdan bakması çatışmayı ortaya çıkartır: “Bu romanda gizli fakat derin bir çatışma vardır. Bu, daha romanın adından itibaren kendisini belli eder. ‘Fahim Bey’ ve ‘Biz’. Buradaki ‘Biz’ Fahim Bey’in dışında kalan her şeydir. O derece ki, günlük hayatı, günlük hayatın şartlarını, değer hükümlerini, insan münasebetlerini hiçe sayar. O, tarihin, tabiatın, eğlencenin ve güzel İstanbul’un bile farkında değildir. Çevresi de Fahim Bey ile anlaşamaz. Yazar ve babası hariç herkes onu ‘zararsız bir deli’ olarak görür.” (Bakırcıoğlu, 2002:141). Yazar, romanda psikolojiyi vermek için uzun ruh tahlilleri yapar (Hisar, 1996:124; Hisar, 1996:127). Bunların yanında psikolojik romanın bir özelliği olan 9 Türkçe’de modernist romanın ilk yansımaları, Abdülhak Şinasi Hisar’ın Fahim Bey ve Biz romanında görülür (Şarıçiçek, 2011:115). Muzaffer Buyrukçu’ya göre Abdülhak Şinasi Hisar, modern romancılardan Marcel Proust’un geçmiş zaman malzemesi üstüne kurulmuş edebiyatının etkisindedir (Buyrukçu, 1982:163). 10 Cevdet Kudret de insanların Fahim Bey’e bakış açılarını şu şekilde ifade ediyor: “Eserde, tek bir gerçeği herkesin başka başka gördüğü düşüncesi üzerinde durulmuştur. Nitekim Fahim Bey, ortada bir gerçektir fakat bunu herkes kendine göre görmektedir. Sözgelimi, birisine göre Fahim Bey dünyanın en iyi kalpli insanlarından biridir, başka birine göre delinin biridir. Kimilerine göre evine ve karısına çok düşkündür, kimisine göre de çapkındır, saman altından su yürütmektedir. Yine birisine göre evliya gibidir. Esere Fahim Bey ve Biz adının verilmesinin nedeni de budur” (Solok, 1987:477). 134 Motif Akademi Halkbilimi Dergisi / 2012-1 (Ocak-Haziran) (Balkan Özel Sayısı-I) yazarın hayatından izler taşıma prensibi de bu romanda mevcuttur.11 Tanpınar bu mevcudiyeti, şu şekilde ifade ediyor: “Hiç telaş göstermeyen, muvaffakiyetin bütün sırrını küçük nüanslardan bildiği için onların üzerinde bir mozaikçi ısrarı ile duran, kendi kendisi olmakta ve öylece kalmakta son derece itinalı bir üslubun seyrinde ve çehre ve talih, etrafında uyandırdığı akislerle tamamlanıyor. Bizzat kendisi olmuyorsa bile -çünkü muharririn böyle bir iddiası olmadığı anlaşılıyor- en sahih gölgesi oluyor.” (Tanpınar, 1977:408). Psikolojik romanda “gerçek ile kurgusal dünyanın iç içe” dir (Ayata, 2008:12). Hisar, psikolojik romanın bu özelliğini Fahim Bey’in gerçekte mevcut olmayan hayali bir şirketinin, muhayyel hesaplarını tutmasıyla gösteriyor (Tanpınar, 1977:409). Zaten Fahim Bey, kendi oluşturduğu hayal dünyasında yaşayan bir karakterdir: “Fahim Bey, muhayyilesinde bazı kıymetli emeller beslemekle beraber, hayatta bunları tahakkuk ettirmek için ihtiyar olunacak fedakârlıkları ve gayreti kabul etmiyor yahut benimsemiyor ve böylece onları sade hayalinde yaşatmayı tercih ediyordu. İhtimal ki, onun hayali pek geniş ve kendi hülyasına inanmak kabiliyeti de pek kuvvetliydi. Lakin belki hayatın hakikat ve muvaffakiyet çerçevelerine uymayan ve sığmayan bu hülya ve hesap ile o, hep hakikatin haricinde ancak bir efsane âleminde kalmaya mahkûmdu.” (Hisar, 1996:73). Bu kadar hayal dünyasında yaşayan Fahim Bey, en sonunda hayal kırıklığıyla da tanışır. Hayal kırıklığı, psikolojik romanın özelliği olduğu için Fahim Bey’in psikolojisinin şekillenmesinde başvurulan metotlardan biridir. Bu romanda, psikolojinin bir göstergesi olarak bunalımlı kahraman tipi vardır. Şöyleki Abdülhak Şinasi Hisar, içe dönük, insanlarla ilişkisi sınırlı, bunalımlı bireyi, Fahim Bey üzerinden ifade etmiştir (Bakırcıoğlu, 2002:142). Fahim Bey, sadece yazıldığı dönemde değil bugün de Türkiye toplumunda örneklerine sıkça rastlayabileceğimiz türden bunalımlı bireyi anlatmaktadır (Yalsızuçanlar, 2002:489). Abdülhak Şinasi Hisar üzerine bir çalışması bulunan Necmettin Türinay’a göre psikolojik romanın bir özelliği olan ve Abdülhak Şinasi’nin de kabul ettiği “vak’a unsurunun asgariye indirilmesi” bu eserde uygulanmıştır (Türinay, 11 Fahim Bey’in ile Abdülhak Şinasi Hisar’ın dünyası aynıdır. Fahim Bey’in dünyası, yazarın hayatından izler taşır (Bakırcıoğlu, 2002:141). Ayrıca Fahim Bey, yazarın babası Mahmut Celalettin Bey’in okul ve gençlik arkadaşıdır (Kudret, 1987:477). 135 Fahim Bey Ve Biz, Anayurt Oteli Ve Aylak Adam Romanlarına Psikolojik Bir Bakış / A. ACEHAN 1993:221).12 Fahim Bey ve Biz’de, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın psikolojik izler taşıyan ve aynı zamanda romana adını veren Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ne benzer kurumlar vardır: “Fahim Bey öğle yemeğini de evde yedikten sonra çıkar, Hariciye’ye gidermiş. Oraya tayin edilmiş memurlar o kadar çokmuş ki, bunların hepsi de gelmiş olsalar, oturacak yer bile bulamazlarmış. Fakat bazıları yalnız öğleden evvel gelir sonra bazı mekteplere giderler ve bazıları da hiç gelmezlermiş”(Hisar, 1996:13). Fahim Bey ve Biz romanında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın psikolojiden istifade ederek kaleme aldığı Saatleri Ayarlama Enstitüsü eserinde kullandığı iki özellik karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan ilki saat mefhumudur. Saat, romanın altıncı bölümün adı olduğu gibi kahramanların psikolojik durumlarını okuyucuya aktaran bir nesne hükmündedir: “Saffet Hanım da Fahim Bey gibi saate meraklıdır. Evleri tıklım tıklım saat çeşitleri ile doludur. Saffet Hanım’ın hayatından memnun olup olmadığı bu saatlerin düzgün kurulmasından anlaşılır. Fahim Bey’e kızınca bu saatleri kurmaktan vazgeçer. Fahim Bey son derece dakik bir insandır. Saffet Hanım saatini, Fahim Bey’in eve dönüşüyle ayar eder. Bu hiç şaşmaz bir saat ayarıdır. Aynı titizlik Saffet Hanım’da da görülür. O, misafirliğe giderken zilli saatini yanına alır, saatin zili çalınca da lafın neresinde olursa olsun kalkıp evine gelir.” (Bakırcıoğlu, 2002:137). Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü isimli eseriyle bu romanda görülen bir diğer ortak nokta da rüya motifidir. Saat gibi romanın bir bölümünün de adı olan rüya, Fahim Bey için gaipten gelen bir haber ve bir vâid kıymeti hükmünde sevinilecek bir şeydir.13 Romanda psikolojiyi vermek için Freud’un metodu olan çocukluk günlerine dönüşten de istifade edilir. Çünkü Freud’a göre çocukluk çok önemli bir dönemdir. Fahim Bey de çocukluk günlerini özleyen ve o günlerin rahatlığını arayan biridir. (Hisar, 1996:60). Yusuf Ziya Bakırcıoğlu’na göre Fahim Bey ve Biz, psikolojik bir roman olduğu gibi psikolojik roman türünün Batı’daki örneklerini veren Marcel Proust’un A La Recherche du Temps Perdu [Geçmiş Zaman Peşinde] romanı arasında psikolojik açıdan benzerlikler de mevcuttur (Bakırcıoğlu, 2002:141). Sadık Yalsızuçanlar, 12 Abdülhak Şinasi Hisar’ın roman anlayışına göre romanda vak’a o kadar önemli değildir (Bakırcıoğlu, 2002:140). 13 Yusuf Ziya Bakırcıoğlu, psikolojik romanın bir gereği olarak bu romanda, ben, şuuraltı ve rüya unsurlarının var olduğunu ve romanın bu unsurlardan istifade edilerek kaleme alındığını ifade ediyor (Bakırcıoğlu, 2002:143). 136 Motif Akademi Halkbilimi Dergisi / 2012-1 (Ocak-Haziran) (Balkan Özel Sayısı-I) “Psikolojik Roman” isimli yazısında, Fahim Bey ve Biz’i bu tür romanlardan biri olarak kabul ediyor: “Romanları kadar kişiliği de ilginç olan Abdülhak Şinasi Hisar’ın psişik yanlarıyla hayli zengin, nihilistik göndermeleri dikkate değer Fahim Bey ve Biz’i de bu vadinin bence üzerinde dönüp dönüp durulması gereken bir örneğidir” (Yalsızuçanlar, 2002:489). d) Fahim Bey ve Biz’de Tespit Ettiğimiz Psikolojik Bulgular Fahim Bey ve Biz’de tespit edebildiğimiz psikolojiye/psikolojik romana ait bulguları; olaydan ziyade kahraman ön planda olması, uzun ruh tahlilleri, yazarın hayatından izler taşıması, hayal kırıklığı, içedönük bunalımlı birey, vak’anın asgari seviyede olması, gerçekte olmayan hayali unsurların bulunması, aynı türden psikolojik romanlardan izler taşıması, kahramanların şuuraltını ortaya çıkarmak için rüya motifinden yararlanılması, kahramanların psikolojik durumlarını göstermede saat gibi bazı nesnelerden istifade edilmesi, Freud’un bazı psikolojik sorunların çözümünde kullandığı çocukluk günlerine dönüşten faydalanılması, psikolojik çatışmanın bulunması, psikolojik roman türünde Batı’da kaleme alınan bazı eserlerle arasında benzerlikler olması, bazı araştırmacıların Fahim Bey ve Biz’i psikolojik roman türü içine dâhil etmiş olmaları şeklinde ifade edebiliriz. 2) Aylak Adam a) Roman Hakkında Bilgi Yusuf Atılgan’ın ilk romanı olan Aylak Adam, 1957-1958 Yunus Nadi Roman Armağanı ikincilik ödülünü almıştır (Yüksel, 1992:32).14 Birinci ve üçüncü olan romanlar, Cumhuriyet gazetesi tarafından tefrika edildiği halde Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam’ı yayımlanmaz. Eser, ödül aldıktan bir yıl sonra Varlık Yayınları tarafından basılır (1959). Modernizm ve postmodernizmin bazı özelliklerinden faydalanılarak farklı bir tarzda kaleme alınmıştır (İslam, 2009:364). b) Romanın Konusu Romanın merkezi kahramanı C, işi olmayan biridir. Fakat her sabah işi varmış gibi evinden çıkar. Ressamları ve üniversite öğrencisi arkadaşlarını dolaşır, caddeleri arşınlar. Mutlu olacağı bir kadını arama düşüncesiyle önce Ayşe’ye sonra 14 28 Haziran 1958 günkü Cumhuriyet gazetesinde birinciliği Fakir Baykurt’un Yılanların Öcü, ikinciliği Yusuf Atılgan’ın Aylak Adamı, üçüncülüğü Ömer Sakıp’ın Ne Ekersen adlı romanının kazandığı ilan edilir (Yüksel, 1992:33). 137
Description: