Prof. Dr. Ayşe Gülçin KÜÇÜKKAYA - Yüksek Mimar Gökhan UMAROĞUUARI Edirne'de Onikigen Bir Türbe - Tütünsüz Baba Türbesi, Restorasyon Projesi ve Defterdar Ahmet Rıdvan TÜTÜNSÜ7 RABATÜRBFRİ T ÜTÜNSÜZ BABA TÜRBESİ, kültür tari Tekke ile ilgili olarak, mezarlık alanı içinde Kodirî himizin yok olmak üzere olan bir belgesi. Tarikatı şeyhlerinin mezar taşları mevcuttur (bkz. Bu yapıyı tanıtmak, mimarlık tarihi içindeki dipnot 5). yerini irdelemek, bugünkü haliyle tespit etmek, belgelerken öğrenmek, sergilerken öğretmek, Bugünkü haliyle restorasyon dersleri için açık bir müze koruma bilinci uyandırmak ve nihayet çağdaş olarak gösterebileceğimiz, tarihi değeri yüksek olan yapıyı çolışma konusu olarak öneren saygıdeğer hocam Sn. Prof. koruma kuramlarına uygun örnek bir restorasyon Dr. Reha Günoy Bey'e değerli katkılarından dolayı öncelik gerçekleştirerek yapıyı ileri yıllara ulaştırmak bu le, belgelere ulaşmada yardımlarından dolayı Edime çalışmanın amacıdır'. Vakıflar Bölge Müdürlüğü personeline, gerek mezar taşlarının tek tek okunmasında ve gerek türbe kitabesinin Çalışmada, XIV ve XV. yüzyıl türbe oldukça karışık metninin anlaşılmasında, ebced hesabının yapılmasında ve hatta vakfiyenin birlikte yorumlanmasında mimarisinin Tütünsüz Baba Türbesi'ne etkileri ve tecrübelerinden istifade ettiğimiz Trakya Üniversitesi Fen- mevcut yapının tarih içinde geçirdiği evreler Edebiyot Fakültesi Edebiyat ve Tarih Bölümü öğretim üyeleri Sn. Prof. Dr. Hidayet Kemal Bayatlı Bey, Prof. Dr. Süreyya araştırılacak fakat daha çok strüktürel ve estetik Beyzodeoğlu Bey, Yrd. Doç. Dr. Kaşif Yılmaz ve Öğretim problemlerin çözümü için yöntem geliştirmeye ve Görevlisi Hamdi Arslan Bey'e, malzeme analizleri sırasında gösterdikleri kolaylık ve yokın ilgiden dolayı Kültür malzeme sorunları irdelenmeye çalışılacaktır. Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü Restorasyon Dolayısıyla eksik olan analizler ve araştırmalar ve Konservasyon Merkez Laboratuvan Müdürü Sn. Ülkü yapılmalı, mevcut mezarlık olanı ve temel İzmiHigil'e ve plan koteyi hazırlayan Köy Hizmetleri Edime İl MüdüHüğü topograflarına teşekkür ederim. araştırma hafriyatları titizlikle tamamlanmalıdır. '1939 tarihli Kadastro Haritası, Pafta no.5, ölçek 1/1000 Bu nedenle çalışmayı bir sonuç değil, bazı bilgi (bkz. şekil 1). lerinin bilim dünyasına sunulacak kadar anlam = Cilt no. 1, Sıra no.8. Sicil fişi no. 29, Eski Kütük no. 5. ' Meriç, "Edirne'nin Tarihi ve Mimari Eserleri Hakkında", s. kazandığı, bir başlangıç soymak yerinde olur. 479. -' o.g.m. ' Tarihi mezaHık muhtemelen daha sonradan yapılan gömü ve mezarlarla karışmış, araştırma yapılarak atılması YAPININ BULUNDUĞU YER VE gereken ortalama 1,5 m. kalınlığında dolgu toprak MİMARİ TANIMI tabakasının altında saklı durumdadır (bkz şek.6, 7, 8). Bu alanda kabir taşları bulunan şahıskırdan bazıları; Hüseyin Türbe, Edirne Belediyesi^ Vakıflar Edirne Efendi 1180 H./İ766 M. (bkz. fot. 42), Kadiri Tütünsüz Baba Tekkesi Şeyhi Halil Efendi 1183 H./1769 M., Tabip Bölge Müdürlüğü Vakıf Taşınmaz Mallar Kütüğü' Nimetelhh Efendi 1246 H./1830 M. (bkz. fot. 41), ve Edime Topu Sicil Müdürlüğü kayıtlarında' Yeni Mustafa Fevzullah ve Zeynep Hatun 1290 H./1873 M., AAehmet Nazif bin Emin 1296 H./1879 M., Şeyh Tahir Mahalle - Çavuş Bey Mahallesi il. Molla Fahrettin Efendi 1252 H./l 841 M., Hatice Safiye Hanım ve Aliye Mahallesi' Tütünsüz Baba Sokak, 66 Pofta, 208 Hanım 1303 H./l 885 M. (bkz. fot 43) dır. Mezarlar Ada, 3 Parsel'de kayıtlı 649.39 m^ avlulu bir görijldüğü gibi XVIII ve XIX. yüzyıllara ait olup XVI ve XVII. yüzyıllara tarihlenen daha eski mezarların durumu kazı yapıdır. çolışmalan sırasında irdelenmelidir. Türfjenin bulunduğu parselin güney komşusu, 64 yaşındaki eski bakkal Sn. Hulki Avluyu kaplayan gömülü mezarlık alanının' Tire, 1965 yılında, evlerinin yeniden inşası sırasında, temel ortasında yer olan onikigen türbe kitabesine göre, hafriyotı yapılırken, insan kemikleri ve mezar taşlarına rast landığını ifode etmiştir. Buna göre mezarlık olanının güneye 925 H./1519 M. tarihinde Ahmet Rıdvan için doğru genişlemesi muhtemeldir. yaptırılmış, idamesini sağlamak üzere 888 ' "Düşük kadrolu" olarak ifade edilmektedir (Hıbri, Enisû'l Müiamirin, Kozoncıgil Çevirisi, s. 35; İlgürel Çevirisi, H./1483 M. tarihinde bir de vakfiye S.144). hazırlanmıştır. Vakfiyede sözü edilmeyen fakat ' O. Peremeci, Edime Tarihi, s. 177. muhtelif kaynaklarda' 1636-37 yıllarında "Tütünsüz Tekke Sokağı" tabiri kullanılmıştır (Meriç, a.g.y.). faaliyette olduğu belirlenen ve türbeye yakın 1800'lü yıllara ait olduğu düşünülen fotoğrafta (bkz fot. 1) türtse ile Tütünsüz Bab>a Sokak orasında ikinci katı algıla mevkide yer olması muhtemel olan Tütünsüz nabilen kare mekânlı bir yapı mevcuttur. Sokağa bakan Ahmet Efendi Medresesi ve Tekkesi'nden ise duvar kalıntısı ve çeşmenin (bkz fot. 12,13,43, şek, 3) bu yapıya ait olması muhtemeldir. bugün eser yoktur*. "Türbenin XVIII. yüzyılın ' i. Ünver, "Ahmet Rıdvan, Hamse Sahibi Divan Şairi" İslam başlarında öğretime açık olduğu" bilinmektedir'. Ansiklopedisi, c. 2, s. 123. Prof.Dr. Ayşe Gülcin KÜÇÜKKAYA - Yüksek Mimar Gökhan UMAROGULLARI Türbe; kenar uzunluğu 3.40 m. (4,5 zira)'" Esasen, ustasına göre değişen, kesin olarak belirlenmesi güç bir değerdir. Ortalama, 1 mimari zira= 0,75775 m. olan poligonal (onikigen) planlı bir yapı olup, =24 parmak (O.C.Tuncer, Anadolu Selçuklu Mimarisi ve 10.70 m. (14 zira) iç çapındaki kubbesi yıkıktır. Moğollar, Ankara 1986 s. 110.) olup, eskiden 24 buğun olan bir mimar arşını 1587 tarihinden sonra 40 buğun 1.05"m. kalınlığındaki duvarlar, taş + tuğla olmuştur. (Gökyay, Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı'ya malzeme almaşıklığına dayanan çerçeveli teknikle Armağan, s. 180). " Anadolu Türk İslam vakıf kaynaklı yapılarında genellikle örülüdür. Altı pencere ve oniki tepe penceresi ile zeminin durumu, üst örtünün geometrisi ile yüküne bağlı oldukça aydınlık ve geniş bir iç mekan anlayışıyla olarak duvar kesiti belirlenmektedir (Tuncer, "Geleneksel yapılmıştır. Kopı-mihrap aksına göre simetrik Bazı Vakıf Yapılarımızda Duvar Kalınlıkları, Yükseklikleri, Açıklıkları Arasındaki Matematiksel Bağ ve Temeller Üzeri planı olan mekânının merkezinde, kapıya yakın ne Bir inceleme", s. 290). mevkide; dış mekân ile doğrudan ilişkisi olmayan, " Eski bakkal Hulki Tire (64), ablası Nebahat Zıraatlıoğlu (70), DSİ emekli şoförü Nozmi Garbişten (67) ve eşi Selime bir cenozelik katı vardır. Bu kısımda üst örtüyü Garbişten (66) ile yaptığımız söyleşiye göre, çocukluk oluşturan ahşap platform üzerindeki kapak ve dönemlerinde yapının durumu ve kullanılışı şöyledir; 1940'lı yıllarda yapı, dut ve armut ağaçlarının çevrelediği merdivenle bu katın düşey dolaşımının düzenli mezarlık alanı içinde yer almakta, çevrede oturan sağlandığını, ortalama 0,45 m. yüksekliğindeki halktan kişiler tarafından bakımı yapılmaktadır. Ziyaretçisi çoktur. Cenozelik' katının üzeri ortalama 45 cm. sanduka platformunun imkân verdiği mazgallar yüksekliğinde ahşap platform ile kapalı olup üzerinde dan aydınlandığını ve üstte iki, alt kotta üç olmak korkulukla çevrelenmiş iki ahşap sanduka vardır. Cenozelik katına iniş ahşap merdivenle sağlanmaktadır. Uç sanduka üzere toplam beş sandukanın do olduğu, bütün muhtemelen Ahmet Rıdvan'ın çocuklarına ait olup cenozelik ahşap aksamın 1958 yangınında yitirildiğini katındodır. Üst kot sanduka platformunun ahşap döşemesi ile türbe döşemesi arası açıktır ve cenozelik katı böylece hatırlayan yaşlılar'^ vardır (bkz. şek. 13-14). hava ve ışık olmaktadır. Ziyaretçiler bahçede ağaçlara bez Yapı, 1976'da Vakıflar Genel Müdürlüğü bağlamakta, girişin iki yanındaki devşirme sütun başlıklarına (bkz On Cephe Rölöveleri) çıkarak, sanduka tarafından restorasyon programına alınmış, platformunun etrafında üç kere dönerek yo do platformun fakat kubbesi içeride bir iskele varken (fot. 7) altındaki pencerelere uzanarak, dualar edip, mum yakarak dileklerde bulunup, odaklar adamaktadırlar. Türbe aynı çökmüş, bir daha onarılmayarak bugünkü şeklini zamanda yoksul ve kimsesizlerin ya da çaresiz durumda almıştır (fot. 1 -2, 4-6). Yapı dış etkilere açıktır ve olanların çoğu zaman sığındığı yerdir. Bu kişiler türbeye vakfiyede sözü geçen (bkz. Ek 1, Vakfiye, s. 519, st. 85-90] duvarlardaki çatlaklar genişlemeye, sıvalar ve bakıcısı kadar iyi bakmışlardır. 1953 yılında büyük kalem işleri bozulmaya, geç dönem bezemeli depremde çatlaklar ortaya çıkmış, aynı yıl kurşunlan mihrap tahrip olmaya devam etmektedir (şek. çalınmıştır, 1958'de bir Ramazan günü aşın mum yakıldığı için tutuşan ahşap döşeme ve sandukalar yanarken. Üç 10). Şerefeli Camiin kapı kanatlarına benzeyen ahşap kapı kanatları da kısmen yanmış, bundan sonra türbe hiç açılmamak üzere kapatılmış ve sadece bahçesine girilebil- miştir. Bugün yerinde eser kalmamış olan kapı kanatlarının TARİHİ BİLGİLER ne zaman kim tarafından çalındığı bilinmemektedir. " Canım, Edirne Şairleri, s. 27. TÜTÜNSÜZ BABA - AHMET RIDVAN " "890 H. Tarihli tescil kaydı şöyledir; "880 sayılı vakfiye KİMDİR ? Malik Ahmed Bey defterdar-ı köhne padişahımız Sultan Bayezid Han mülküne verilmiş... " ( Gökbilgin, Edirne ve Türbe kitabesinde (fot. 19) adı geçen Ahmet Paşa Livası, s. 390). Rıdvan şair ve sipahidir'^ Vakıf mallarının tescil Meriç, a.g.m, kayıtlarında''' bir zamanlar defterdar olduğu " Gökbilgin, a.g.m. " Avrupa seferleri sırasında ordunun acil ihtiyacı olan odun belirtilen Ahmet Rıdvan'ın, II. Bayezid devri bulunamayınca, mum kullanarak kazanların kaynatılmasını (1481 -1512) başlarında defterdar olduğu ve 925 sağlamış olduğundan, 'Bi-duhan', 'Tütsüsüz', 'Tütünsüz Baba', ....yoranı arasında hiçbir şeye fütur etmediği için H./1519 M. tarihli kayıtlarda "Tütünsüz", "Bi- 'Fütursuz Baba' denmiştir" (Onur, Edirne Evliyaları, s. 34- duhan'"^ lakabını taşıdığı anlaşılmaktadır'^ 35). TÜTÜNSÜZ BABA TÜRBESİ Ahmet Rıdvan'ın hayatı, eserleri ve edebi yuva Köyü Kümbeti"', Ahlat Hasan Padişah Küm şahsiyeti ile ilgili çok sayıda eser bulunmasına beti"', Bitlis Ziyaeddin Bilgin Kümbeti^', Karaman rağmen , mevcut kaynaklarda ölüm tarihi ve Emir Musa Türbesi, Karamanoğlu Alâddin Bey şahsiyeti hususunda çelişkili ve yanlış bilgilerle Kümbeti, Kayseri'de Şah Cihan Hatun Kümbeti'', karşılaşılmaktadır Döner KümbeF^ v.b. XIII ve XIV. yüzyılda yapılmış onikigen mezar yapılarıdır. Tütünsüz Baba Ahmet Rıdvan'ın hayatı ve eserleri ile ilgili Türbesi bu bakımdan onikigen şemanın araştırmaları bulunan ismail Ünver'e göre şairin geç bir örneğini oluşturmaktadır. kendi ifadesinden Ohri'li olduğu anlaşılmaktadır. Resmi kayıtlarda baba adının Abdullah olarak Conım, a.g.e., s, 30. belirtilmesi- devşirme olduğunu düşündürmekte Peremeci, a.g.e., s. 115, 177-178. dir. Fatih Sultan Mehmet, II. Bayezid ve Yavuz Gölcbilgin, a.g.e., s. 390. Sultan Selim dönemlerinde yaşamış, defterdarlık Hıbri, a.g.m. ve sancakbeyliği yapmıştır. II. Bayezid'e sunduğu Ünver, İslam Ansiklopedisi, c.ll, s.123-124. a.g.e., Ahmet Rıdvan'ın Hayatı Eserleri ve Edebi Şahsiyeti bir kasidede sırasıyla Karahisar, Hamid, Teke, (çalışma bibliyografyasında belirtilmiş pek çok orijinal Karaman ve Ankara sancakbeyliğinde bulunduğu edebi eser incelenerek hazırlanmıştır). '• Görüldüğü kadarıyla Toyvip Gokbilgin'in Edirne ve Pa^o belirtilmektedir. Divandaki bazı şiirlerinden ve livası adlı eserinde yayınlanan "889 H. da baş defterdar "Haftpeyker" adlı mesnevisinden anlaşıldığına olduğu Sicil'de bildirilen Feylezofzade Ahmet Çelebi ile aynı şahıs olması muhtemeldir." cümlesine itibar edilerek göre, II. Bayezid'in şehzadeleri Ahmed ile Selim değerlendirme yapılmakta ve aynı yanlış bilgi muhtelif kay naklarda tekrar eidilmektedir. Buna göre 937 H./1530 M. arasındaki taht mücadelesinde Ahmed tarafını torihinde Kanuni Sultan Süleyman Devrinde hayatta tutmuş, Selim'in tahta çıkmasıyla da görevinden oiduâu düşünülerek doğru olmayan yorumlar yapılmak- todır'TOysa; 888 H./1483 M. tarihli vakfiye 890 H./1485 uzaklaştırılmıştır- . M. de tescil edildiğinde Ahmet Rıdvan için "defterdor-ı köhne" tabiri kullanılarak "eski defterdar" olduğu belirtil Şiirlerinde "Rıdvanî" mahlasını kullanan- miştir Ayrıca türbe kitabesinden 925 H./l 519 M. tarihinde öldüğü anlaşılan Ahmet Rıdvan'ın 926 H./l 520 M. tari Ahmed Rıdvan, 27.000 beyit tutarında altı mes hinde tahta çıkan Kanuni Sultan Süleyman zamanında yasıyor olmasıno imkan yoktur. nevi ile hacimli bir divan-' yazmıştır. Kaynaklarda ' Ünver "Ahmet Rıdvan Hamse Sahibi, İslam Ansiklopedisi, hamse"' sahibi şairler arasında sayılmaktadır". C. 2, s. 123. Vakfiyede de tespit edilmiştir (bkz. Ek 3, Vakfiye, s. 51 8, St. 45). XIV-XVI. YÜZYİL TÜRBE MÎMARÎSÎ • Canım, a.g.e.. s. 27 (Onikigen Türbeler) • Divan; Eskiden soirlerin elifba sırasına göre düzenledikleri Türk-lslam mimarisinde üzeri- kubbe ile sür dergisi (Özön, Osmanlıca-TüVfcce Söz/üt, s, 155). Hamse; I.Bes 2.(Ed.) Beş ayrı kitaptan meydana getirilmiş örtülü mezar yapılarına "türbe" denir. "Türk eser (a.g.e.. s. 267). mimarisinde türbenin orijini" konulu (bkz. Levha)' • Canım, a.g.y. tartışmalarda, İslam öncesi Türk kültürünün besle •' Sn Prof. Behçet Ünsol, Yıldız Teknik Üniversitesinde verdiği, Türk Mimarlık Tarihi" derslerinde bu konuyu İrdelemekte diği bir mezar kültürünün varlığı kabul edilmek dir. te", Asya'doki Türk hakan çadırlarının türbe ve Prot. Dr Ayşe Gülçın Küçükkaya tarafından oluşturulmuştur kümbet formuna etkilerinden, buradaki kule anıt •• Aslanopa, Türk Sonatı Tuncer, Anadolu Kümbetleri 1 mezarlardan, Türk-İran kültür ortamının etki Cezar, Anadolu Öncesi Türklerde Şehir ve Mimarlık, Kubon, Anadolu Türk Mimarisinin Kaynak ve Sorunları, lerinden ve Anadolu sürecindeki çeşitli Boskon 'Anadolu Türk Mezar Anıtları", s 75-80. etkileşimlerden söz edilmektedir ". • cay. Başkan o a.e s.SO. XIII. yüzyıl sonlarından itibaren Beylikler - Erken Tur(<iye de Vakıf Abıde/er ve Eski £ser/er, c.ll, s. 293- Dönemi'nde de devam eden örneklerde türbelerin 294 Vakıflar Genel Müdürlüğü yayını. • age. s 239-241 kenar sayısında bir artış olur (bkz. Tablo) ve age s 259-262. merkezi Van Gölü civarı olmak üzere, onikigen ' Ank 6ı7/i5 Yapılarında Selçuklu Rönesansı, s. 63, prizma gövdeli türbeler görülmeye başlar . Ahlat Tuncer. age. s 160 Erzen Hatun- Kümbeti (fot. 45), Adilcevaz Akça- Aslonopo o g.e s, 1 65, Prof.Dr. Ayşe Gülcin KÜCÜKKAYA - Yüksek Mimar Gökhan UMAROĞULLARi Tütünsüz Baba Türbesi'nin onikigen plan Yapı Xlil ve XİV. yüzyıl onikigen şeması ve üç sıra tuğla bir sıra taş ve dikine Anadolu kümbetleriyle, XV. yüzyıl tuğlayla oluşturulan çerçeveli almaşık tekniğindeki Bursa merkezli erken Osmanlı türbe duvar örgüsü XIV ve XV. yüzyıl türbe mimarisi mimarisi taş duvar örgü karakteristik içinde irdelendiğinde (bkz. tablo); XIV. yüzyılda lerinin kombinasyonu ile oluşmuş Türk onikigen plan şemasının sık kullanılmış olmasına mimarlık tarihinin farklı uygulamaların rağmen tabloda bahsi geçen yapılarda, çerçeveli dan biridir. almaşık teknik ile karşılaşılmamaktadır. Buna mukabil XV. yüzyılda onikigen şema TÜTÜNSÜZ BABA TÜRBESİ HAKKİN kullanılmamış fakat 1-2 ya da 3 sıra tuğla DA TARİHSEL BİLGİ VE ARAŞTİRAAALAR hatılların kullanıldığı taş duvar ve tuğla ile Kitabe çerçeve oluşturulmuş duvar örme tekniğinin Bursa ve çevresinde yoğun uygulandığı anlaşılmaktadır "Celi sülüs" karakterinde, Arapça olarak (bkz tablo). Örneğin; Bursa Abdal Mehmet oldukça karışık bir ifadeyle yazılmıştır. Okunması Türbesi^^(1450), Bursa İnegöl Tacü'n-nisa Sultan zordur". Gerek kelimelerin girift kompozisyonları Hatun Türbesi^^ (1486) ile İznik Şeyh Kudbeddin gerek ebced hesabıyla tarihin belirlendiği son Camii ve Türbesi'nin^' (1429) duvar örgü tekniği kısmın çok net okunamaması nedeniyle ebced Tütünsüz Baba Türbesi ile aynıdır. Ayrıca Bursa- hesabı"* yanlış olmakta dolayısıyla kitabenin Karacabey'de, Karacabey'in eşi Bülbül Hatun ve okunuşu ve tarihi hususunda doğru sonuçlara kardeşi Ahmed Bey için yapılmış olan türbenin varılamamaktadır"'. yapısal benzerliği (sivri kemerli cephe kurgusu ve duvar örgü tekniği) yanı sıra vakfiyesinin türbenin ^' Beşbaş-Denizli, Türkiye'de Vakıf Abideler ve Eski Eserler, c.lll, s. 248-249, Vakıflar Genel Müdürlüğü yayını. inşasından çok önce hazırlanmış olmasıyla hukuk ™ a.g.e., c. IV, s. 124. sal benzerliği de vardır^" (bkz. fot. 46). " a.g.e., s. 306. Edirne'de XVI. yüzyıl başına gelene kadar '° a.g.e., s. 402. yapılmış (Yıldırım Camii, Saatli Medrese, Tuncer, Anadolu Kümbetleri, c. 1, s. 253. Beylerbeyi Hamamı vb.) kimi yapılarda benzer " Orta Çağ Anadolu-Türk türbe ve kümbetlerinde kriptc duvar örgü tekniği görülse de, 1519 yılına kadar (mumyalık) ve ziyaret kısmının ayrı olması, ölülerin de çoğunlukla mumyalanması Orta Asya mezar kültürü uygulanmış türbe mimarisi örnekleri arasında geleneklerinden olup (Başkan,"Ortaçağ Anadolu-Türk plan şeması ve duvar örgü tekniğinin Tütünsüz Mezar Yapıları Üzerine Bir Değerlendirme", s.76), bu Baba Türbesi ile tam olarak benzeştiği bir başka geleneğin 1519'da devam edip etmediği konusu araştırılmamıştır. örnekle karşılaşılmamıştır (bkz. tablo, fot. 45). Bu Kümbetlerin cenazelik katı girişi genellikle dışarıdandır gözlemlerden sonra; Tütünsüz Baba Tütünsüz Baba Türbesi ile benzer bir uygulama Erzurum Türbesi'nin taş duvar örgü tekniğinin Emir Saltuk Kümbeti'nde görülmüş olup cenazelik katının yapılış döneminin taş duvar örgü girişi, yapı içindendir (Tuncer, a.g.e., s. 123). tekniği ile benzeştiği söylenebilir. Trakya Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Sn. Yrd. Doç. Dr. Hamdi Arslanın ifadesinden. Cenazelik Katı " Ebced; Arap alfabesinde tüm harflerin yeniden düzenlen mesiyle meydana getirilen sekiz sözcüğün ilki, toplam 28 Anadolu-Türk Sanatında "kümbet"; üstü harften oluşan bu sekiz kelime elifbanın kolay ezberlen konik veya piramit türünde bir örtüyle kapanan mesinde ve rakamlarla ifadesine yarardı. 28 harfe aritmetik türbedir^'. Türbeyle kümbet arasındaki ayırım üst rakamlardan birer karşılık göstermiş ve sırasıyla birden ona kadar birer birer, ondan yüze kadar onar onar ve yüzden örtü şekli ile yapılmaktaysa da kümbetlerde bine kadar yüzer yüzer sayılarak her bir harf yine rokam ile çoğunlukla cenazelik katının olması"^ ayırıcı bir karşılanmıştır. Divan şiirindeki tarih düşürme sanatının başka unsurdur. Tütünsüz Baba Türbesi kubbeli temelidir (Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, s. 144). örtü sistemi, yapı içinden girişi olan ve iç mekân " "Hazal bina-i ali li türbe Rıdvan Ahmedin la beyhe gayr Raci'un ilel hakki raci rahmeden kadkane tarih fi be hayr, ışığı ile aydınlanan cenazelik katı uygulaması ile 905H. " (Onur, Edirne Kitabeleri, s. 191). Yaşayış Tarihi de Türk mimarlık tarihinde ender örneklerden için 1050-1125 H. (1640-1713 M.) denmektedir (idrisoğlu. biridir^l Turistik Edirne, s.]27). TÜTÜNSÜ7 RABA TÜRBESİ Kitabenin (bkz. foto 19) kopya alma, yerinde Ahmet Rıdvan, II Boyezid zamanında kendi inceleme ve yorumlama çalışmalarından sonra sine temlik edilen (verilen) Orestia^' kasabası hazırlanan transkripsiyonu ile türkçesi şöyledir""; yakınlarında Ahmed Fakihlü Köyü'nü (Acaköy) vakıf yapmıştır. Abdullah Oğlu Ahmed Bey Orijinal Yazımı: Vakfı'na ait 888 H. /1483 M. tarihli Arapça vak fiyenin yeni Türkçe tercümesi"' incelendiğinde; ^ üLv^ o^L» JU Ui> (' Ahmed Fakihlü Köyü'nün (Acaköy) bağlı mezraları ile beraber tamamı Ahmet Rıdvan tarafından vakfedilmiş'", vakfi kimlerin idare ede Transkripsiyonu: bileceği vakfiyede belirtilmiş"^, mütevelli olan kim 1) Hâze'l - binâ'-ı âli li-Rabbihi Rızvânun lâ senin yapacağı işler açıklanmıştır". gâyre bey Ahmed Mütevelliden, mahsulü topladıktan ve gelirin 2) İrci' ila'l-Hakk râci rahmeti Rabbihi kad onda birini (öşr) kendine ayırdıktan sonra geri kâne tarih b[-h^ayxin baki kalandan"' Cuma günleri dahil olmak üzere her gün, mezon hangi beldede ise, yanında toplanıp Kur'an'dan birer cüz okuyacak olan beş kişinin" Türkçesi: ' Okuyanlar; Trakya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, 1) Bu bina Robbinin rızası için bina edildi. Edebiyat Bölümü öğretim üyeleri Sn. Prof. Dr. Hidayet Rıdvan Ahmed'in evinden (türbesinden) başkası Kemal Bayatlı, Sn. Prof. Dr. Süreyya Beyzadeoğlu, Sn. değildir. Yrd. Doç. Dr. Kaşif Yılmaz (Uzmanlık alanları Divan Edebiyotıdır) ve ebced hesabını yapan Tarifi Bölümü 2) Robbinin rahmetini umarak hakka dön. öğretim üyesi Sn. Yrd. Doç. Dr. Hamdi Arslan. Hayırlısıyla (şu) tarihte ebediyete göçtü "bi - Ebced nedir? Bkz. Dip not 45. hayrin bâki". Unat, CeWrme Klavuzu, s. 62 Eren, "Osmanlı Dönemi VakıRan", s. 195, Ebced hesabı ile tarih**, ' Batı Trokyo'da, Yunanistan sınırlan içinde kolan bu bölgede bi - h a y r in b a ki Orestıo kasabası 1 924'ten sonra oluşmuştur. - Bkz, Ek 3, Vakfiye, s. 517-520. ^ o,g.e., s, 518, st, 56-62. ' o,g,e., s, 518-519, st. 65-73. 600 Buna göre: Soğ olduğu müddetçe kendisi (vâkıf), ölümün 10 den sonra evlatları ve torunları (daha iyi olanları), bu soy 200 dan kimse kalmadığında ozat edilmiş kölelerin içinden Muslümon olonlordan en iyisi ve onun soyundan gelenler, bu soydan kimse kolmodığında da dönemin hakimi ve vali 100 10 sinin seçeceği emin bir kişi mütevelli olabilir, Türk devlet odamlarının çeşitli vesilelerle kölelerini azot ederek onlara TOPLAM -- - - 925 OLUM TARİHİ 925 H (1519 M,)'' vakıflarında önemli görevler vermeleri Selçuklulardan beri süregelen bir usuldür (Küçükdağ, IX, Vakıf Haftası Kitabı, Vakfiye (bkz. Ekler 3) s 168), Bu, Anadolu'nun nasıl Türkleştiğıni algılamada yardımcı olacak bir bilgidir Türk Medeni Kanunu Madde 73/1'e göre, a g e , 519, st 77-101, "vakıf", başlı başına mevcudiyeti haiz olmak XVI yüzyılın sonlarına doğru köyün gelirlerinin artmış üzere, bir malın belli bir gayeye tahsisidir^ . olduğu ve hasılatının 9597 akçeye çıktığı tespit edilmiştir Osmanlı vakıfları özünde sosyal bütünleşme (Gökbilgın, a,g,e,). sağlayan hayır organizasyonlarıdır. Kuruluş Türbe ıç mekanında sanduka olanı tam ortada değildir. Mihrap önünde yaratılon boş olan beş kişinin bir araya amaçlan ve işleyişi genellikle 'Vakfiye" ile belir gelmesi ve namaz kılmak isteyenlerin namaz kılması için de lenir ve bu esaslara göre idaresi sağlanır. uygun bir olandır (bkz sekil 6, 13, 14 ), Prof.Dr. Ayşe Gülcin KÜÇÜKKAYA - Yüksek Mimar Gökhan UMAROGULLARI otuzar dirhem^* aylıkla görevlendirilmesi^', ayrıca batı altındadır". Esasen bu toprak tabakası bir bu kişiler geldiğinde türbeyi açmak, gittiklerinde bakıma yatay gerilmeleri karşılamakta yataydaki kapatmak, türbenin bakımını yapmak, sergilerini bağlantıları zayıflamış yapıyı merkeze doğru aksi sermek, gece kandillerini yakmak üzere de bir bir güçle kavramaktadır. başka şahsın otuz dirhem aylıkla görevlendirilme 3 nolu Parsel'in (bkz şekil 2) ortasındaki si istenmektedir'". türbe, bugünkü üst örtüsü olmayan, korumasız Vakfiyede, türbenin hasırı, kandilleri ve haliyle atmosferik tahriplere açık bir şekliyle, her kandil yağlarının masraflarının karşılanması için geçen gün biraz daha bozulmaya, tahrip olmaya otuz dirhem ve yapının tamir ve bakımının devam etmektedir. Atmosferik değişiklikler, gece- yapılması için de ayrıca otuz dirhem ayrılması gündüz arasındaki ısı farklılıkları, kışın don olayı, kararlaştırılmıştır". Buna ilave olarak; personel, yazın güneşin etkisi, kirli havada bulunan CO2, malzeme ve onarım giderlerinden artakalan vakıf SO2 oranlarının fazlalığı, etrafını saran topraktan gelirlerinin biriktirilerek, beldenin en zengin yükselen nem, yapıyı saran bitkilerin ve köklerinin lerinden aklı başında inançlı bir kişisine mahke tahripleri vb. nedenler yapıyı etkilemiş yapı taşlan mece mühürlenmiş olarak emaneten teslim dökülmeye, sıvalar kabararak dayanıklılığını ve edilmesi ve muhtemel bir arıza, veya hadisenin yüzeye tutunma dirençlerini kaybetmeye geç zuhurunda kullanılmak üzere 'ihtiyat akçesi' dönem kalem işleri silinmeye, mevcut orijinal olarak saklanması ve gerektiğinde mütevelli malzemeler bünyesel özelliklerini yitirmeye tarafından kullanılması istenmektedir*^. başlamışlardır. 888 H./1483 M. de, Ahmet Rıdvan'ın 925 "Vakfiyede ücretler 'dirhem' olarai< belirlenmiştir. Oysa, H./1519 M. tarihinde ölümünden 37 yıl önce 'dirhem', Anadolu Selçuklu Devleti'nin para birimidir. malî organizasyonu vakfiyesi oluşturularak Osmanlılarda Sultan Orhan da bu adla para bastırmıştır. tamamlanan türbenin kesin inşa tarihi belli Fakat kısa süre sonra yerini 'akçe'ye bırakmıştır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı para birimi değildir^l Türbede yapılacak işler, kullanılacak tartışmasız akçedir" (Küçükdoğ, a.g.e., s. 163). Vakfiyede malzeme vakfiye ile belirlenmiş bakım ve akçe yerine dirhemin ölçü olarak alınması muhtemelen onarımının sürekliliği yani eserin korunması vak Selçuklu vakıf geleneklerinin sürmekte olduğunun gösterge fiye ile belgelenmiştir. Yapının günümüze gelene sidir. kadar çok sayıda esaslı onarım geçirdiği üzerinde Vakfiye, s. 519, st. 80-84. yapılan incelemelerden anlaşılabilmektedir Bu "....kıraatten evvel ve sonra Peygamberimiz efendimiz hazretlerine yüz adet salavatı şerife getirip, cümlesinin restorasyonlar ve mali sorunları vakfiye ile belir sevabını vâkıfin ruhuna hibe etmelerini şart kıldı". lenen kaynaklarla çözümlenmiş olmalıdır. " "her gün oniki adet ihlas-ı şerif okuyup sevabını Hz. Resulullah'ın ruhu şerifelerine hediye etmek" şartıyla. a.g.e., s. 90-93. YAPININ BUGÜNKÜ K O R U MA " a.g.e., s. 93-98. DURUMU " Türbenin Ahmet Rıdvan hayattayken inşa edilmiş olması da Türbenin Tütünsüz Baba Sokak tarafındaki, mümkündür. Zira Anadolu Selçuklu çağında bazı kümbet lerin sahipleri hayattayken inşasına başlandığı bilinmekte muhdes (sonradan açılan) avlu kapı kemeri ele dir (Tuncer, Anadolu Kümbetleri, c:l, s. 322). manları ile, parseli bu kısımda belirleyen tahmi Kitabesine göre 1303 H./1885 M. tarihinde ölen Aliye nen tekkeye ait duvarlar oldukça yıkıktır (bkz fot. hanımın mezarı (bkz şekil 3, Mezar 1, fot. 43) ile birlikte 12-15, şekil 3). Duvarlar üzerinde muhdes bir aynı tarihlerde yapılmış olması muhtemeldir. Bugün yeri boş dua penceresi" ve orijinal olması muhtemel bir olmasına rağmen, sökülmeden önce Edirne Arkeoloji Müzesi görevlileri tarafından çekilmiş bir de fotoğrafı vardı çeşmeye ait kalıntılar vardır. (bkz fot. 13). Müzede iki parça halinde sergilenen kırık mermer kemer ve bahçede dağınık vaziyette görülen yon Avlu giriş kotu (+40:50 m.), türbe giriş kotu bordür taşları toparlanarak restorasyon sırasında (-H42.30 m.), türbe içi zemin kotu (+41.50 m.) değerlendirilmelidir. olup, güneyde (+44-.00 m.) kotundaki toprak " Parselin deniz seviyesine göre plan kotesi Edirne Köy dolgu ile, bu kesimde yapı, ortalama 2,5 m. Hizmetleri İl Müdürlüğü topoğraflorı tarafından elektronik kalınlığında nemli dolgu toprak tabakasının tahri teodolit kullanılarak hazırlanmıştır (bkz. şekil 3). TÜTÜNSÜZ BABA TÜRBESİ Örtü Sistemi, Beden Duvarları ve Tütünsüz Baba Türbesi temel duvarlarında Temeller; inşaat hatası ya da zeminden kaynaklanan sorun ların olması, kubbe gerilmelerinin olduğu noktada Tuğla (28/28/4 cm.) ile oluşturulmuş kubbe tuğla derzler arasında kullanılan ahşap hatıllann de, onikigenden daireye geçiş taş bloklarla zamanla bağlayıcılık özelliğini kaybetmiş sağlanmış olup ara kesit doldurulmamıştır. Açıklığı oldukça fazla olan böyle bir yığma olması nedeniyle kemerlerdeki bozulma oluşması yapıda poligon noktalarını destekleyen köşe muhtemeldir (bkz şekil A). payelerinin olmaması (bkz Levha, Harreken Kümbeti I de olduğu gibi) ya da kubbe ge rilmelerini karşılayacak kasnak öğelerinin i düşünülmemiş olması ahşap ve tuğla hatılları a) b) yetersiz kılmakta kubbe - duvar birleşim Şekil A. Farklı gerilmeler karşısında kemer deformas- noktasında ortaya çıkan gerilmeler deformasyon- yonu a) normal kemer, bj yatay açılmalarda kemer deformas- lara sebep olmaktadır. yonu, c} kısmi çökmeler karşısında kemer deformasyonu (Beçkmon, "Struçfvral Analysis And Recording", s. öj. Her iki Yapı üç sıra tuğla, bir sıra moloz taş deformasyon tipi de Tütünsüz Baba Türbesi'nde mevçuttur. kullanılarak çerçeveli teknik ile oluşturulmuş Temel duvarlarında çökme ve yatay bağlantı elemanlarının muntazam bir duvar örgüsüne sahiptir ve bu hnksiyonunu kaybetmesiyle yatay açılmalar görülmektedir. teknik, duvar iç yüzlerinde de sıvalı olduğu halde aynen uygulanmıştır\ Duvarlardaki tuğla sıralar Beden duvarlarında kullanılan yapı aynı zamanda yatay bağlantı hatılı olarak işlev taşlarının petrografik özellikleri" ve görüyorsa da alt pencerelerin altı, cephe sivri koruma durumları; kemerlerinin üstü olmak üzere, mevcut çatlaklar o) Kavkılı kalkerin kapı kemerinde ve 199 arasından tespit edebildiğimiz gizli ahşap hatıllar pencere sövelerinde kullanıldığı ve bünyesel da mevcuttur. Çatlaklar arasında ortaya çıkan bu bozulma gösterdiği tespit edilmiştir. Marnlı ahşap hatılların zamanla su alarok çürümeleri ve bağlayıcılı ve iri kavkılı olup yapı elemanları için kubbe gerilmeleri ile kopmaları ve fonksiyonlarını uygun olmayan bir taştır (şekil 9, Ön Cephe yitirmeleri neticesi, çatlaklar genişlemiş, kemer- Sistem Detayı). lerdeki ve duvarlardaki bozulmalar daha do artmıştır. b) Kalker çimentolu ince taneli kumtaşı, kapı kemeri, pencere bordürleri ve beden duvarlarında Osmanlı mimarisinde temellerin sağlam ze kullanılmıştır. İyi durumdadır. mine oturduğu, bulunamazsa kazıklı sistemlerin kullanıldığı ve temellerin genellikle ampatmanlı Mimar Sinan Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Tarihi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi. Sn. Prof. Dr. Gönül (kademeli) yapıldığı bilinmektedir. Temel Canlay ile yerinde yaptığımız inceleme sırasında. Erken araştırma hafriyatı henüz gerçekleşmediğinden Dönem Osmanlı Mimarisinde benzer duvar örgüsü uygula Tütünsüz Baba Türbesi temel duvarları ve zemin malarının (bilhassa Bursa'do) sıkça görülebildiği, bu dönemde duvar ic yüzlerinin muntazam örülmesine rağmen özellikleri hakkında kesin sonuçlara varmak şu sıvalı olabileceği belirilmiştir. aşamada mümkün değildir. Ancak Edirne Köy Sn. Hüsrev Tayla'nın istanbul Vakıflar Bos Müdürlüğü kon Hizmetleri tarafından yapılmış jeolojik etütlerde ve trol mimarı olduğu dönemde, 1953 depreminden sonra Vakıflar İstanbul Boş Müdürlüğü tarafından Edirne'ye gelinmiş, i, Murat Camii de dahil olmak üzere pek cok yapının derin çatlakları nedeniyle temelleri yapılan önceki restorasyon çalışmaları sırasında, açıldığında, yumuşak zemin üzerine oturduğu, tespit edil Edirne kent merkezinin derin bir alüvyon tabakası miştir. Biz bu çalışmada cenozelik katı toprak dolgusunu bir üzerinde oluştuğu, yeterince derin olmayan kösede bir miktar açarak cenozelik katı duvarlarının 1.75 m, yüksekliğinde olup, yumuşak bir zemine oturduğu temellere sahip pek çok yapının şiddetli deprem tarafımızdon tespit edilmiştir (bkz. Kesit Rölövesl) lerde tahrip olduğu ve onarıma alındığı tespit Köy Hizmetleri Jeoloji Mühendisi Sn, Mustofa Bakır İle edilmiştir . yerinde yopıian inceleme (1997) Prof.Dr. Ayşe Gülcin KÜCÜKKAYA - Yüksek Mimar Gökhan UMAROĞULLARI c) Silis taneli silis çimentolu kumtaşı beden incelemeler ve malzeme analizlerine göre yapı, duvarlarında çok kullanılmıştır. Dayanıklı bir inşaasından günümüze gelene kadar geçen taştır. yaklaşık 478 yıl içinde en az üç defa esaslı onarım geçirmiş olmalıdır. Şöyle ki; Sıva ve Bezeme Analizleri Dış cephe ve duvar dokusunda İç mekânın tamamı sıvalı olup hava şartlanna bağlı bozulmalar nedeniyle özelliğini yitiren üst Dış duvarda kullanılan farklı petrografik kotlardaki sıva tabakalarının yer yer dökülme özellikteki taşlar, ve derzlerle ilişkisi irdelendiğin siyle, değişik karakterlerde bezemeler ortaya de, aynı pencerenin sövelerinde ve kapı kemer çıkmıştır. +1.50 m. kotundan alınan farklı sıva taşlarında birbirinden farklı özelliklerde taşların örneklerine ait laboratuvar*' analizleri ve yerinde kullanılmış olması'" hatta muhtemelen restorasyon yaptığımız elle muayene ve gözlem sonuçlarına sırasında seçilen yeni taşların eskilerden daha göre; duvarların iç yüzlerinde en altta fildişi önce tahrip olması farklı dönem müdahalelerinin beyaz renkli, az agregalı, siyah cüruflu, sağlamca belirtisidir. kireç harçlı sıva tabakası (bkz. ek 4, örnek 4), Derzlerde kullanılan orijinal harç; kireç, kum ortada sağlam horasan harçlı sıva tabakası (bkz. ve kiremit kınklan ile lif donatılardan oluşmuş ek 4, örnek 1, 2), üstte genel olarak dağılgan ve horasan harcıdır. Harcın içindeki kiremit dayanımsız horasan harçlı sıva tabakası (bkz. ek kınklarının boyutlan ve miktanna bağlı olarak 4, örnek 3, 6) olmak üzere üç tabaka sıva mev ortaya çıkan pembemsi renk etkisindeki farklıklar cuttur. Uç kat sıva tabakası mihrap yakınında ve restorasyonlarda derz yenilemede yer yer kul rahatlıkla bir arada algılanabilmektedir (bkz. lanılan kireç ve çimento harçlarının orijinal tekstür şekil 10, Mihrap, Sistem Detayı Rölövesi). Bu ile yabancı kalması, dış cephe duvar dokusunda sıvaların üzerinde ortalama 2-5 mm. kalınlığında ki farklı dönem müdahalelerinin bir belirtisidir. az agregalı (bkz. ek 4) kireç harçlı sıva tabakaları Ayrıca, uygulama hatası olarak; moloz taşlardo ve bunların üzerinde farklı dönemlere ait kalem işi derzlerin birkaç milimetre göçük olması bezemeler görülmektedir. Üst kat horasan harçlı gerekirken, kenarlardaki boşluklar da dolduru sıvada erozyon fazla olup üzerindeki süsleme şekillendirilemeyecek kadar kötü silinmiştir. larak taş / tuğla / derz tamamı biryüz hale geti Ortaya çıkan muhdes ikinci katı oluşturan rilmiş ve düşey-yatay derz çizgileri çekilerek horasan harçlı sıva tabakası, nispeten sağlam kesme taş izlenimi yaratılmıştır (bkz. şekil 9). durumda olup, üzerine yeni sıva tatbiki için kerti " Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü lerek bozulmuş bezemelerde renk ve işçilik kalite Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvan si fazladır. En alt tabakayı oluşturan, orijinal tarafından yapılan analizlerde (bkz. ekler 4) kullanılan olduğu düşünülen bezemeler ise tepe pencereleri örnekler, kılcal yollardan duvar bünyesine işlemiş, sıva ve çevresinde açığa çıkmıştır. Korumada öncelik, bezemeleri etkilemiş olan "nem" tahribatının görüldüğü uygulanacak yöntem yerinde ve laboratuvarda (bkz. Kesit Rölövesi) bir bölgeden alınmış olup, sonuçlar üst kottaki sıva örneklerini kapsamamaktadır. Konu, farklı böl uzmanlarınca, gelişmiş teknik ve imkanlar kullanı gelerde ilave analiz ve deney' çalışmalarıyla kapsamı larak yapılacak kapsamlı analiz çalışmalarının genişletilerek irdelenmelidir. Ayrıca, petrografik analizlerde sonuçlarına göre kesinlik kazanmalıdır. (bkz. ek 4) iki grup sıva tanımı yapıldığı holde, farklı bezeme özelliklerinde ve kalınlığı değişen üç kot sıva gözlem yoluyla tespit edilebilmektedir. GEÇİRDİĞİ EVRELER VE " Bkz. Ön Cephe Sistem Detayı Rölövesi (MA modülü). RESTİTÜSYON DENEMELERİ Pencere söveleri ile alın taşı farklı petrografik özellikte taşlar olup detaylarda tespit edilen yamalardan farklı dönem Tarihsel araştırmalar, yerinde yapılan uygulaması oldukları anlaşılmaktadır. TÜTÜNSÜZ BABA TÜRBESİ Son dönem restorasyonunda derz yenileme Tepe pencerelerinin hemen üstünde tuğla ile de kullanılan Portland çimentosunun geleneksel oluşmuş kubbenin duvarlara oturduğu seviyede iki yapı malzemeleriyle uyumsuzluğu' kimyasal sıra dövme demir gergi (bkz. şekil 10, A Detayı) bozulmalara neden olmakta ve çimentonun önceki bir restorasyon sırasında, muhtemelen XIX. fırınlanması sırasında oluşan sodyum ve potas yüzyıl başlarında çekme çemberi olarak yum karbonat kendi başlarına veya toprak kay düşünülmüş fakat zamanla kubbede oluşan geril naklı kimyasal tuzlarla reaksiyona girerek ve melerin yarattığı deformasyonlara dayanama suda çözünür korbonatları oluşturarak duvar yarak muhtemelen aynı yüzyılın sonlarında tahrip bünyesine fazladan tuzlar sokmaktadır'*. olmuştur (bkz. foto Tde mevcuttur). Kalıntıları kul Sodyum, potasyum sülfat, klorür ve nitratlar lanılabilir nitelikte olup bir dönem restorasyonu ortaya çıkmakta, su ile muamelelerinde çiçeklen- belgesi olarak korunmalıdır. me ya da kavlanma (yüzey erozyonu) olgularıyla taş bozulmaları hızlanmakta yo da asidik ortam İç mekânda; "sıva analizleri" konusunda da CaC03 ile jips oiuşabilmekte yüzeyde kabuk yapılan açıklamalarda en az üç dönem kalem işi laşma ve bunların asitlerle yıkanmasıylo da taş çalışmasının çıplak gözle ve analizlerle tespit erozyonu görülebilmektedir. edilebildiği açıklanmıştı. Bu sıvaların yer yer SO2. SO-24, NO^, O3. dökülmesiyle ortaya çıkmış ve nedeni muhtemelen kubbe yükünün yarattığı gerilmeler olan, ortala CaC03 -— - C0SO4, 2H20(iips) ma 10 cm. genişliğindeki derin çatlaklara, önceki H2O, (pH), metaller bir restorasyon sırasında tuğla ile dolgu yapıldığı (Jips) deha sonra gelen asit ccze't-^er ya cc sat sv ve görülebilmektedir (bkz. fot. 39-40, Kesit Rölövesi). rüzgarla yıkanacak erozyon clvscbiî-^^ekied'r'. Yapının XX. yüzyılda muhtemelen onarım Ayrıca Çimento harcının ısı genleşme kat görmediği, 1953 büyük depreminde pek çok yapı sayısı kireç taşı ve kireç bağloyıctlı harçlara göre gibi zarar gördüğü aynı yıl Edirne Vakıflar fazladır ve farklı gerilmeler yaratarak malze Bölge Müdürlüğü tarafından Eski Cami menin bozulmasına yol açabilmektedir'". restorasyonu için kubbesindeki kurşunlarının toplatıldığı", 1958'de yangın geçirdikten sonra Giriş saçağı restitüsyonu (bkz. şekil. 11-12, Kuzey Cephesi ve Batı Cephesi Restitüsyon Portland cimen'olu kum harcının boşluk oronı düşüktür. Projeleri); Türbenin giriş saçağı bugün yoktur. Son Küçük boyutlu boşlukların toplom boşluk içindeki oranı kullanılan geçici muhdes saçağın (bkz sekil 1) sac fazladır. Buna bağlı olarak geleneksel duvarın onarılan kaplı ve tek meyilli olduğunu hatırlayan yaşlılar kısmında, suyun sıvı veyo gaz holindekı dolaşımını engeller. Duvarın buhorlosmo yüzeyini (evaporation front) kapatarak vardır'. Orijinal saçak izleri, çimento harçlı sıva nefes almasını önlediğinden ic yoğunlaşmalaro neden olur. ile kapatılmak istenmiş fakat zamanla çimento ve Su emme gücü yüksektir Don durumunda kılcal ağda geleneksel malzemelerin birlikte kullanımıyla donarak şişme ve kılcal ağın difüzyon yoluyla büyük boşlukları beslememesinden ötürü don etkisi şiddetli oiur. açığa çıkan tuzlar sayesinde daha do belirgin Yine kuruması sırasında catloyabilmckte su girmesine leşmiştir (bkz şekil 9, On Cephe Sistem Detoyı- neden olabilmektedir (Ersen Güleç 'Geleneksel Harçlar Rölöve, Restorasyon ve Restitüsyon Projeleri, fot. Konusunda Bir Araştırma, Tahtckale Hamamı", s. 57). 8-9,16). Muhtemelen -f-3.46 kotunda A ve B • Ersen, Güleç, a g.y- Buzek Sramek, Stuc//es in Co.nseA'ofı'on, s 171. poligon noktalarında bulunan 2 adet dövme • Torraaca Porous Materials Buildmg s. 37. demir lama, saçak ahşap kirişlerinin ana taşıyıcısıdır. (M-A-B-C) akslarını kaplayan bu Dip not 1 2 de adı gecen kısıler saçak, aynı cephede dayanak noktalarına ait Sn Nazmı Gorbıslen yapının o güne kadar cok iyi durum yuva izleri kalmış ahşap payandalarla taşınmak da olduğunu çatlakların ilk defa 1953 depreminde ortaya çıktığını söylemiştir Kendisi o tarihte 25 yaşındadır tadır (bkz. Kuzey Cephesi Rölöve, Restorasyon ve Restitüsyon Projeleri). Idnsoğlu, a g.y.
Description: