ebook img

Dante'den McLuhan'a 24 Başyapıt Üzerine Konuşmalar - Salı Toplantıları 2001-2002 PDF

385 Pages·2003·4.96 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Dante'den McLuhan'a 24 Başyapıt Üzerine Konuşmalar - Salı Toplantıları 2001-2002

Dante’den McLuhan’a 24 Başyapıt Üzerine Konuşmalar SALI TOPLANTILARI 2001-2002 İSTANBUL İçindekiler Önsöz “gutenberg incili” “dante-ilahi komedya” “machiavelli-hükümdar” “copernicus-göksel kürelerin dönüşü üzerine altı kitap” “montaigne-denemeler “bodin-toplum esenliği üzerine altı kitap” “cervantes-don quijote” “descartes-metafizik düşünceler” “newton-matematik ilkeleri” “hobbes-leviathan” “defoe-robinson crusoe” “diderot & d’ alembert- ansiklopedi” “rousseau-toplumsal sözleşme” “goethe-faust” “hegel-hukuk felsefesi” “balzac-insanlık komedyası” “marx-kapital” “dostoyevski-karamazov kardeşler” “einstein-görelilik kuramı” “joyce-ulysses” beckett- godot’yu beklerken” “lyotard-postmodern durum” “mcluhan-gutenberg galaksisi” “levinson-digital mcluhan” ÖNSÖZ Gutenberg altı yüz yıl önce doğduğunda, yalnızca milyonlarca kitaptan oluşan bir galaksinin babası olacağını değil, insanların dünyayı algılayış ve dünya hakkında düşünüş biçimlerinin de bu kitaplar aracılığıyla kökten değişeceğini öngörmek herhalde olanaksızdı. Gutenberg matbaasının ilk İncil’i basmasının üzerinden neredeyse 550 yıl geçti - bu süre içinde öyle kitaplar ortaya çıktı ki, tarihin akışına yön verdiler, İnsanlığın Birikimi adını verebileceğimiz bir toplama çok önemli birer katkı oldular. Salı Toplantıları 2000-2001’in bir ayağı, bu galaksiyi kuşbakışı ele almayı, elli yıllık dönemler içinde yayımlanan en önemli kitaplardan ikisini öne çıkararak kitabın toplumsal yaşam, bilim, felsefe, edebiyat gibi alanlardaki etkisini tartışmaya açmayı amaçladı. Seçilen kitaplar, elbette bir o kadar önemli başka kitapları liste dışı bıraktı zaman zaman; ancak Toplantı konuşmacıları her ne kadar listedeki kitapları çıkış noktası olarak kullandıysa da, kendilerini bunlarla sınırlı kalmak zorunda hissetmediler. Toplantılar şu kitaplara odaklandı: 1450-1500: Gutenberg İncili, Dante - İlahi Komedya; 1500-1550: Machiavelli - Hükümdar, Copernicus - Göksel Kürelerin Dönüşü Üzerine Altı Kitap; 1550-1600: Montaigne - Denemeler, Bodin -Toplum Esenliği Üzerine Altı Kitap; 1600-1650: Cervantes -Don Quijote, Descartes - Düşünceler; 1650-1700: Newton - Matematik İlkeleri, Hobbes - Leviathan; 1700-1750: Defoe - Robinson Crusoe, Diderot&d’ Alambert - Ansiklopedi; 1750-1800: Rousseau - Toplumsal Sözleşme, Goethe - Faust; 1800-1850: Hegel - Hak Felsefesi, Balzac - İnsanlık Komedyası; 1850-1900: Marx - Kapital, Dostoyevski - Karamazof Kardeşler; 1900- 1950: Einstein - Görelilik Kuramı, Joyce - Ulysses; 1950- 2000: Samuel Beckett - Godot’yu Beklerken, Lyotard - Postmodern Durum. Gutenberg Galaksisine Gezi, deyimi bulan McLuhan’ın kitabının ve Levinson’dan yola çıkarak internet çağının tartışılmasıyla son buldu. YKY “gutenberg incili” “dante-ilahi komedya” 13 Şubat 2001 KONUŞMACILAR: İLBER ORTAYLI, REKİN TEKSOY Zeynep Hanım- İyi akşamlar. Salı toplantıları, 2001 yılı toplantılarının ilk akşamı bu GUTENBERG GALAKSİSİNE GEZİ. İlber Ortaylı ve Rekin Teksoy bu akşamki konuklarımız. Gutenberg İncili ve İlahi Komedya ile birlikte o dönemi bize anlatacaklar. Cep telefonlarınız kapalı olur ve konuşmalar esnasında bir problem olmazsa çok seviniriz. İlber Ortaylı- Teşekkür ederim, bunun ilk konuşmasını, bu serinin, galiba ben yapıyormuşum. Gutenberg Galaksisine Seyahat programını benim açmam benim için bir şeref oluyor. Fakat maalesef böyle bir başlıkla çok mutabık bir tarihçi anlayışım olmadığını arzetmek durumundayım; çünkü benim için matbaanın icadı, çarpıcı bir değişiklik sayılmıyor insanlık tarihinde. Yani, ben bizlere okullarda öğretilen mütearifeyi, sloganı benimseyenlerden değilim ve benimsettirmek de istemiyorum. Çünkü beşeriyetin kültür tarihinde aslında bir duraksama ya da patlama dönemi söz konusu değil. Belirgin 1 bir şekilde, eski dünyanın yani ürbanize olmuş toplumların tarihinin, kültürünün, yazılı kültürünün yazıya dökülmesi yani özlü kültürün yazıya dökülmesi çarpıcı bir gelişme. Bu şüphesiz ki, ne Rönesansın ne de 15. asrın bir işi. Ve beşeriyetin sözlü kültürünün yazılı kültüre dökülmesinden sonraki dönemin hiçbir çarpıcı değişikliğinden söz edemeyiz. 19. ve 20. yüzyıldaki büyük şehirleşme hareketleri ve büyük şehirleşme hareketlerine paralel giden eğitim inkılapları -bu reform değil, inkılaptır- dolayısıyla kitlelerin bir nevi bilince ulaşması denen bir çağ söz konusudur, bu yeni bir tarihselleşmedir. Bunun kendine göre problemleri vardır. Kendine göre olumlu devinimler yaratmıştır, ama kendine göre de çarpıklıkları vardır. O dönemi tabii biz eğrileri doğrularıyla birlikte mütalaa ederek değerlendirmek durumundayız, onun üzerinde ısrarla duralım. Dolayısıyla matbaa bizim için çok önemli bir olaydır, son derece önemli bir olaydır, birtakım komünikasyonun hiç şüphesiz ki yayılması ve hızlanması demektir; ama matbaanın icadıyla bu hızlanma bir yeni ivme kazanmaz; matbaanın icadından evvelki bazı gelişmeler vardır ve dolayısıyla bunu çok çarpıcı bir tarihi dönüm noktası olarak alamayız. Bu maalesef Türkiye’deki okullarda böyle öğretilmektedir, son derecede yanlıştır bu, son derece de yanlıştır, üzerinde ısrarla duruyorum. Çünkü bir toplumda kitap okumak kuşkusuz ki belirgin katkıları olan bir gelişmedir ama kitap okumakla da bir toplum bir yerden bir yere gelmez. Size şunu arzedeyim: Bütün Ortadoğu’da 150 yıldır, en çarpıcı devrimleri gösteren toplum Türklerdir. Ve Türkler bütün Ortadoğu toplumları içinde en az olanlardır. Bunu istatistikler ispat etmektedir. En az kitap basandır, en az tercüme yapandır ve o tercümelerin kalitesi tabii istatistiklerde görünmüyor, ama biz biliyoruz en korkunç olanıdır. Yani eğer iş kitap okuma, kitap çevirme, iyi kitap çevirme ve iyi kitap yazma gibi birtakım kriterlere bağlı olsaydı hiç şüphesiz ki İran’ın, Lübnan’ın ve Mısır’ın bizim çok önümüzde gitmesi gerekirdi. Oysaki durum böyle değil. Yani bu toplum birtakım hareketlerde, sizin uygarlık, medeniyet, kalkınma diye tarif ettiğiniz hareketlerin hepsinin çok çok önünde gidiyor, buna demokrasi de dahildir, yani demokratik gelişmeler de dahildir. Fakat arzettiğim gibi bütün Ortadoğu’nun en az yazan, çeviren ve kötü çeviren toplumu olma vasfını, toplumumuz muhafaza etmektedir. Şimdi bunun üzerinde şöyle duralım. Bu 15. asır neymiş? Mesela 1437 yılında Kral I. Jacob İskco şiirlerini Latince olarak ve İskoç diline çevirterek yayımlıyor. Bu çok önemli bir şey, ulusallaşma. Bu tip bir gelişme, yani İskoçya gibi bir toplum için bile matbaa ilk gelmiş bir şey değil. 1430’larda, Osmanlı Türkiyesi, Kırım Hanlığı vs. üzerine yazılan bir seyahatname, bunun ne olduğunu biliyoruz, Hitbelger, İletişim Yayınları’ndan tercümesi de çıktı, çok okunuyor, binlerle okunuyor ve bu tabii ki matbaadan evveldir; el yazısıyla çoğaltılıyor; yani bu toplum çok merak ediliyor; Almanlar, o bildiğimiz kuzeydeki Almanlar, buraları o kadar merak ediyorlar ki bir seyahatname kapış kapış denecek ölçüde o toplumun şartlarında gidiyor ve matbaa yok henüz. Gene aynı yıllarda Bertrondan de la Broquiaire diye II. Murad devri için, bizim için çok değerli bir seyahatname olan eser, zamanında elle çoğaltılmış, bilahare basılmış, o da bir Türkiye seyahatnamesidir. Yani o toplum ki Türkler hakkında anket yapmak imkânınız olsa, o devirde, o devire ihtiyaç yok, bugün bile yaptığımız anketlerde korkunç bir bilgisizlik gösteren toplum, yani Türk nerede, Türkiye nerede? Bunları çok iyi bilmeyen bir toplumda, belirgin kesimler, belirgin gruplar her şeyle o kadar ilgileniyorlar ki bu seyahatname basılıyor. Basılmadan evvel çoğaltılıyor elle ve okutuluyor, çok önemli bir şey. Tabii ki sayısız felsefe tractate’ları sayısız Yunanca, Latince çeviriler sayısız Latince metinler, bunlar hepsi bildiğimiz büyük Avrupa dillerinde ve sadece onlarda değil, artık böyle neredeyse İsveççe, Fince gibi, o zamanın barbar dillerinde bile kaleme almıyor ve çoğaltılıyor. Dahası var, İtalya’da “Gazzetta” çıkıyor. Yani bildiğimiz gazete çıkıyor. Bunların her birisi, her gün 100-150-200 nüsha elle çoğaltılıyor, Rekin Bey biliyor; ve anında dağıtılıyor. Burada ticari haberler var, siyasi haberler var, bazı ahvalde küçük küçük bilgiler var. Venedik ve Cenova’nın uzandığı dünya hakkında, hatırı sayılır bilgiler var; çok geniş bir dünyadır bu. Hepinizin bildiği gibi, bizim memleketin adını da onlar koymuşlardır, 12. asırda “Turcio” diye, Turcue yahut Turcia diye bizim memleketin adını da onlar koymuşlardır. Şimdi burada çok ilginç bir gelişme var. Ortada matbaa diye bir şey yok, demek ki, madde bir, Türk okul eğitimindeki yanlış sloganlardan birini çizmek, sorgulamak durumundayız; matbaanın icadıyla, nereden geliyorsa geliyor, bir sürü kitap basılıyor, insanların beyinleri aydınlanıyor, her şeyler değişiyor deniyor. Bu çok hazır bir tarih yorumudur. Çok basit bir tarih yorumudur. Çünkü tarih bir toplum bilimidir. Çünkü toplumun bir tarihi, toplumun bir deskripsiyonudur, tasvirdir ve toplumların tasviri bu kadar basit olamaz. Yani bu kadar basit, bu kadar kolaycı olamaz. Pedagojik açıdan da büyük bir hatadır. Türk insanını düşünmeye değil, bir nevi düşünce tembelliğine alıştıran öğretilerdir bunlar. Mesela kocaman kocaman tarih profesörlerinin toplantısında birisi diyor ki “efendim” diyor, “nedir bu Yeniçağ, Ortaçağ, bilmem ne tasnifi” diyor, “matbaa bizde” diyor. “18. asırda keşfedilmiş” diyor, “demek ki bizim için Yeniçağ’ın bir anlamı yok” diyor “15. asırda” diyor. Yani bunun ne tarafından baksan çok âciz bir yorum olduğu belli ama bu böyle bir eğitimin neticesidir. Gerçekte matbaa, o bakımdan ne kadar çok önemli, bunun üzerinde durmak gerekiyor. Şimdi bu 15. asırda daha başka gelişmeler söz konusu olmuş, konuların tasnifi. Bu çok önemli bir şey. Ve 1446’da artık Portekiz gibi ülkelerde, yani Avrupa medeniyeti dediğimiz, Avrupa camiası dediğimiz dünyanın içinde o zaman için en az kullanılan dillerde bile, Roma Hukukundan, ondan gelen işte “Gloceteurs”lerin yaptığı yorum ve şerhlerden, devletin çıkardığı emirnamelerden, konulardan müteşekkil mevzuatın kalifiye edildiği görülüyor. Bu çok önemli bir şey. Yani bir tasnifin olduğu yerde, yani kanun külliyatının toplandığı yerde, toplumu yöneten mevzuatın toplandığı yerde, demek ki

Description:
Gutenberg’den bugüne insanlık tarihini biçimlendirmiş 24 kitap 2001-2002 döneminde yapılan Salı Toplantıları’nın oturum dizilerinden birini oluşturdu. Başyapıtlar üzerinden insanlık ve uygarlık konuşuldu. Dönemler ve kitaplar şöyle sıralandı: 1450-1500: Gütenberg İncili,
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.