ebook img

Çift-Hane Sistemi ve Köylünün Vergilendirilmesi PDF

8 Pages·00.632 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Çift-Hane Sistemi ve Köylünün Vergilendirilmesi

Halil İnalcık 97 ÇİFT-HANE SİSTEMİ VE ı leşmiş kurallar olarak kabul edilmekteydi. Örf. yani adet-i kadime ya olagelmiş, bir konu hakkındaki tartışmalarda, defter (resmî ka­ Köylünün Vergİlenoİrİlmesİ vil) ve kanun (devlet hukuku)’dan sonra idare tarafından başvurulan tı^uncü kaynaktı, İslâm hukukunun bir ilkesi olan uzlaşma fhrm/J'nın önemi de bu uygulamaya destek sağlamış olabilir. Hiç flıphc yok ki, Osmanlılann süregelen örfe sık sık başvurmaları; dev- Irı kanunlarının oluşturulmasına ve Bizans ile Balkan vergi uygula- ııuılarının Osmanh Hukuk sistemine sokulmasına temel oluşturdu. Rüsum ve tekâlif düzenli ve daimi vergileri oluştururken, avariz-i dnstniyye, ilke olarak âcil durumlarda geçici olarak uygulanan ver- inlerdi. Bu vergiler her zaman hükümet tarafından koyulduğu ve ge­ lin hükümet için ayrıldığından ‘tesadüfi hükümet vergileri' (avariz-i ılıvaniyye) olarak tanımlanırdı. Bizim köylü vergisi tartışmamız için lirin tekâlif-i örfıyye hem de avariz-i divaniyye’nin. ya yerel askerler m <la hükümet için yerine getirilmesi gereken bir kısım angaryayı gerdiğinin de altı çizilmelidir. AII.E ÇİFTLİĞİ BİRİMİ VE VERGİLENDİRME Im\ köylü ya da çiftlik vergisi olarak da adlandırdığımız, raiyyet- '•’Miti veya çift-resmi terimlerini açıklamakla başlayalım. Farsça daki Osmanlı İmparatorluğu nun teme! vergi ve toprak sistemi bize çift- t uft kelimesinden gelen çift, bir çift öküz anlamına gelmekteydi ve resmi, çiftlik vergisi veya köylü vergi sistemi terimleriyle aktarıl­ \ağnşıın yoluyla, bir çift öküzle işletilebilen ve bir köylü ailesinin bi­ maktadır. Bu özel vergi, vergi ve nüfus sayımlarında, diğer tüm ver­ nin üretimine denk düşen arazi yerine kulhnılıyordu. Ra'iyyet çiftlik gilerden önce gelir. Osmanlılar. İslâmî gelenekten gelen ci/yc ve öşür İMSİtçe çiftlik- veya çift, bir çift öküzle birlikte bir köylü ailesine gibi vergilerin yanında. İslâmî olmayan yani ‘örfî' vergi ve yü­ (lume) ait olan çiftlik anlamına geliyordj. Roma ve Bizans İm- kümlülüklerin çoğunu çift-resnv’ylç ilişkili olan rüsum ya da tekâlif-i l^ıratorlukları'nda da, aynı anlama gelen jugtun ve zeugarion terim­ örftyye ve m>ariz-i diı>anİyye sistemi adı altında sürdürüyordu. leri kuüandıyordu. Aslında; çift, cuft, jugum vc zeugarion aynı kökten Osmanlı öncesi örfî vergilere ve devlet vergilerine dayanan rüsum gelmektedir. Bir köylü ailesi (hane), işletebilmek için hayvan gücü ve tekâlif, geliri öncelikli olarak vilâyet askerlerine ayrılmış olan Os- olarak bir çift öküz vc ortalama bir köylü ailesinin geçimini sağlaya­ manlı vergi sisteminin temelini oluşturuyordu. Hükümet tarafından cak büyüklükte bir toprak parçasını ve bu toprağı işleyebilmek için uygun görülerek onaylanan tekalifin dışında, yerel örf olduğundan h.ıyvan gücü olarak bir çift öküzü içeren bu birim toprak üretiminin devlet tarafından göz yumulan zorlayıcı şakka (kanundışı vergi) ka­ temel örgütlenmesini oluşturmakla kalmayıp, vergilendirme ve vergi tegorisi vardı. Ancak bunlar suiistimal edilerek şikâyet konusu haline denetimleri için de standart birim olarak kabul ediliyordu. Bu birim geldiklerinde, merkezî hükümet tarafından ‘ezici adaletsizlikler' vergi sisteminin temeli olarak ele alınınca, sürülebilir alanların ay­ (mehâif) olarak nitelendirilip feshedilmişlerdi. Bununla birlikte, tüm rıntılı kadastrosu yapılmaksızın kolaylıkla tahrir edilebilirken, vergi­ Ortaçağ toplumlarmda olduğu gibi, genellikle en güvenilir vc âdil lendirme de rahat ve masrafsız bir şekilde bu standart birim üzerin­ kural olarak görüldüğünden, hcın hükümet hem de tebaa örfe uyar­ den belirlenebiliyordu. Diğer bir deyişle, ra’iyyet çiftlik hem bir top­ dı. Örf, pragımıtik bir bibimde, u/un dönemde denenerek toplumda rak örgüttenmesi çeşidi, hem de mali bir tedbir idi. 98 Çift Hane Sistemi ve Köylünün Vergilendirilmesi Halil İnalcık 99 Söz konusu sistem, iki düzlemde incelcnmelidir: sosyo-ekonomik çalışan bir grup güçlü taşra seçkini tarafından ortaya koyulan yeni- vc siyasî*malî. Burada, öncelikle, olası siyasal yansımalarını da ilkleri ve özellikle de angaryaları ortadan kaldıracakları vaadiyle, köy­ -özellikle köylü emeği ve toprağının bu temel biriminin denetimi için lülere bilinçli ve sistemli bir şekilde yaklaştılar. Osmanlı İmpara- taşra seçkinleriyle merkezî bürokrasi arasındaki mücadele- göz önü­ torluğu'nun yaptığının, merkezî bürokrasisi köylü ve toprak üzerin­ ne alarak, konunun malî yönü üzerinde duralım. Bizans ve Osmanlı deki tüm denetimini kaybetmiş olan bir imparatorluk rejimini İkame İmparatorluklarının merkezî bürokrasileri, siyasal ve malî sistemin etmek olduğu rahatlıkla söylenebilir. Denetim sırasında, merkezî im­ bütününü, toprak vergisi ve tarımsal üretimin temeli olan aile çiftliği paratorluk otoriteleri güvence altında olduğu sürece uzlaştırıcı olan birimiyle; toprağını büyük bir mülke dönüştürmeye çalışabilecek Osmanlılar, yeni tımar sahipleri olan, yerel Hıristiyan soylularının kudretli kimseler (yunanca dynatoiym teşebbüslerine karşı korumak konumlarını imparatorluk hükümeti ve köylüler önündeki eski du­ için, ya temel aile çiftliği birimlerini koruyarak ya da uygulaması ola­ rumlarına getirdiler. Kısacası. Osmanlı fetih siyasetindeki temel yak­ sı veya kazançlı olduğunda onlın malikâne benzeri tarım birimlerine laşım. eski sosyo-politik sistemi yavaş yavaş ortadan kaldırmaya çalı­ veya etrafı çevrili toprak parçalarına (ekabir çiftliği ya da proasteion) şan taşra seçkini karşısında merkezî otorite vc bürokratik denetimin dönüştürerek, muhafaza etmeye çalışıyorlardı. yeniden kurulmasını sağlamaktı. Bu ancak httyle bir gelişmenin etnik Bu yü/.deıı, lauıusul üıetiıuiıı Ü4Cİ üıgİillcuıııcaİ ulaıı aile çiftliği veya dinsel terimlerle değil sosyolojik olarak ele alındığı bir durumda birimindeki değişiklikler sosyo ekonomik tarihin araştırma alanı ol­ doğru olabilir. Ancak, Osmanlı imparatorluk rejimi eski pronija- masına karşın, Osmanlı toplumundaki sosyo-politik yapı ve dina­ sahiplerinin İslâm dinine geçip geçmediklerini hesaba katmadığını da miklerden bahsettiğimizde: farklı seçkin gruplarının bu konuda ken­ anımsamalıyız. di aralarındaki çatışmalarla, bu gruplarla köylüler arasındaki çatış­ maların farkını ortaya koymalıyız1. Açıktır ki; bu iki süreç dizisi ara­ ÇİFT: HANE, AİLE ÇİFTLİĞİ BİRİMİ sındaki yakın ilişki göz ardı edilemez. Yine de, askerî-malî çatıdaki İmparatorluk bürokrasisi için temel araç tahrirler ve köylü aile çiftliği değişiklikler aile çiftliği birimine dayanan tarımsal üretim sistemi birimlerinin kaydedilmesiydi. Bir bölgenin fethinin hemen ardından olan temel sosyo-ekonomik örgütlenmede değişiklik gerektir­ çift-hane’\cri kaydeden bir tahrir, Osmanlı hükümeti için en önemli memektedir. Ancak, imparator.uğun mali çatısı büyük ölçüde sosyo­ vergi kaynağı niteliğindeydi2. Roma İmparatorluğu’ndaki colontıs ve ekonomik temelin korunup şekillenmesini sağladığı da bir vakıadır. Bizans’taki stasis’e denk düşen çift-hane. 'iki öküze ve yeterli topra­ Merkezî otoritenin yeterince ¿üçlü olduğu ve devlet düzeneğinde ğa sahip olan köylü ailesi’ anlamına gelen bir mali terim olarak, tüm kilit role sahip bürokratik grubun sistemin sürekliliğini sağlamakta zamanlarda korunan bir birimdi. başarılı oldukları dönemlerde, imparatorluğun bürokratik denetimi Kural olarak, tarımsal örgütlenmenin emek birimi olan köylü ai­ de en güçlü hale geliyordu. Konuyu bu noktadan ele aldığımızda Ortaçağ’da bir egemen seç­ lesi (hane), ayrıntılı tahrir defterine (defter-i mufassal) birimin diğer iki temel unsuru olan öküz ve toprakla (çift) birlikte kaydediliyordu. kin grubun başka bir egemen seçkini temsil eden yabancı bir güçle Defter-i mufassal'da, evli bir erkek olan aile reisinin adının altına. girdiği mücadele, son tahlilde, aynı karaktere sahip, sistemin temei önkoşullarını yenileyecekleri vaadiyle köylü çiftlik birimlerinin dene­ Çift’i veya yarım çift’i olduğunu belirtmek için ç harfi veya nim ko­ yuluyordu. Birim ve sahibi vergi takdirinin temeli olarak bir kez def­ timini elinde tutmaya çalışan iki imparatorluk gücü arasındaki mü­ tere kaydedildiklerinde, yeni bir tahrire kadar, teorik olarak de­ cadeleyi içeren bir süreçti. Aslında Osmanlılar, Balkanları fetihle­ ğiştirilemezdi. rinde aile çiftliği birimine dayanan eski toprak sistemini değiştirmeye * Resmî bir tahrir defterinde tcriırin hane-ba-çift yani çifti olan köylü ailesi 2 Osmanlı tahrirleri için bkz. H. İnalcık. Hicri SJ5 tarihli Sûret-i Defter-i biçiminde kullanıldığını gördüm. Saıtcak-i Anvnid (Ankara. 1954), "Giriş“ bölü-nü. 100 Çift Hane Sistemi ve Köytüniut Vergilendirilmesi Halil İnalctk 101 Öncelikle. Osmanh hukukunun köylü aile çiftliğinin bölünemcz- Itırım arazilerinin oldukça geniş olması gerekiyor çünkü Osmanlı liği konusundaki hükmünün açık olduğunu belirtelim. “Re'aya çiftlik tahrirleri, Osmanlı devletinin görünüşte büyük ölçekli kamulaştır­ asla taksim edilemez”. Kğer bir çiftliğin birkaç kişi arasında bölün­ malara gitmek zorunda kalmadığım gösteriyor, imparatorun özel müş olduğu görülürse eski haline getirilmesi gerekir ve eğer çiftliğe i/ııiylc bağışlanarak egemen seçkinlerin özel mülkiyetine bırakılan sahip olan ailenin reisi ölüp de çiftliği birden fazla oğluna bırakırsa, ıtrazilcr ve vakıf dışında kalan ve tahıl yetiştirilmesi için ayrılmış eki­ oğullar çiftliğin mülkiyetini topluca almalıdırlar. Ayrıca, merkezî hü­ lebilir tüm araziler devletin mülkiyetinde sayılıyordu. kümet tahrir memuruna arsaları bütünleştirerek yeni çiftlik birimleri Aile çiftliği biriminin temel unsuru olan ailenin toprağını terk et­ yaratması talimatını veriyordu. Anadolu ve Balkanlar’daki sürülebilir mesi yasaklanmış, arazinin emek birimi olan aileyi sürekli bir arada toprakların büyük çoğunluğu bu şekilde çift-hane veya vergi ve üre­ tutmak için birçok tedbir alınmıştı. Eğer çocuklar reşit olmadan koca timin çiftlik birimi olarak düzenlenmişti5. Osmanh çiftliğinin tüm bu ölürse, kanun, toprağın mülkiyet hakkını, işçi kirâlayarak veya erkek özellikleri Bizans'taki zeugarion veya siosıs’de de bulunmaktaydı. akrabalarının işbirliğiyle toprağı işleyip üretime devam ederek vergi­ Büyük Osmanlı yasa koyucusu Hbu’s-Sutıd. çiftin birlik ve bö­ leri ödemesi şartıyla dula (bive) veriyordu. Çocuklar büyüyüp çalışa­ lünmezlik ilkesini yorumlarken, malt bir kanıt getirerek, söz konusu bilir duruma geldiklerinde, en büyük olan ç.ftliğin tek yasal sahibi ve bütünün bölündüğü takdirde hükümet veya tımar sahibinin çift- vergilerin sorumlusu olarak tanınıyordu. Her birinin vergideki payı­ resmi veya çiftlik vergisini toplamasının neredeyse olanaksız oldu­ nın belirlenmesi aileye bırakılmıştı. ğunu belirtiyordu. Şüphesiz, bu güçlü bir bürokratik kanıttı. Ancak Eğer aile reisi üç yıl arka arkaya yasal olarak kabul edilebilir hiç­ aynı zamanda, temel malî birim olarak toprak vc ailenin birleşmiş bir gerekçe olmaksızın -hastalık, sel. vb.- toprağı işlemeyi durdu­ haline gönderme yaparak sorunun özüne de dokunuyordu. rursa. çiftlik üzerindeki hakkını kaybediyor, çiftlik açık artırma ile Burada, çiftliğin bölünmemesini sağlamak için merkezî hüküme­ kasaba halkından veya dışarıdan en yüksek meblağı verene bırakılı­ tin aldığı tedbirlerin ayrıntısına giremiyoruz4. Şeriat kanunu mirasın yordu. Bazı yerlerde, kız evlada ve yakın akrabalara herkesten önce kız vc erkek tüm çocuklar ile eş arasında dağıtılmasını şart koştu­ satın alma hakkı tanınıyordu. Arazi mülkiyeti, çiftlik üzerinde, mül­ ğundan. tarım arazilerinin bir kısmının bu kuralın dışında tutulması kiyet sahibine, oğlu, oğullan veya dul eşine doğrudan miras vc daimi İslâm'ın ilk yüzyılından itibaren gerekli görülmekteydi. kullanım hakkı gibi çok kısıtlı haklar verse de. bağışlama veya rehin Osmanlı topraklarının çoğu gayrimüslimlerden fethedilen top­ bırakma, bir başka mülkle takas etme ve toprağın her zamanki kul­ raklar kategorisinde olduğundan (İslâm hukukunda haracı veya fay lanım şeklini değiştirme gibi hakları içermiyordu. denilen topraklar) Osmanh İmparatorluğu’ndaki tarımsal arazilerin Kısacası. Osmanh’nın tüm idari, malî vs askeri yapısı çift-hane çoğu bu kategorinin dışındaydı ve devlet mülkiyetinde mîrî arazi ola­ sistemine dayanmaktaydı. Sistem, tanmsal üretimin; her biri bir çift rak bilinen özel bir rejime tâbi Utuluyordu. Bu, devletin, dinsel hu­ öküze sahip ve kendisini beslemeye yetecek bir raiyyet çiftliksin mül­ kuk dışındaki, devlet kanunlarını oluşturma hakkından ileri geli­ kiyetinin verildiği ve doğrudan devletin kendisi veya bir vekili olabi­ yordu. Kanıtların bölük pörçük olması nedeniyle boyutlarını tam ola­ len toprak sahibine vergisini ödeyen bir keylü ailesi -hane- teme­ rak bilemesek de. Bizans döneminde de bu çeşit arazinin mevcut ol­ linde yapıldığı bir düzenlemeden oluşuyordu. Arazinin büyüklüğü, duğu kesindir. Gene de. Osmanlı tahrirlerine dayanarak şu varsa­ toprağın verimliliğine göre 50 dönümden 150'ye kadar veya 5 ila 15 yımda bulunabiliriz: Bizans tarihinin son döneminde bile bu çeşit hektar arasında değişiyordu, ilginçtir; Roma veya Bizans aile çiftlik­ lerinde de bu sınırlar aynıydı. Profesör Laiou’ya göre, Make­ ’İl. İnalcık. “Osmaıılıtor’da Raiyyet Rüsumu", Belleten. XXIII (1959): 576- donya’daki bir çiftliğin ortalama büyüklüğü 163 modioi veya 14 hek­ 610. tar civarındaydı (modio 888.7 m olarak alınmıştır). * Bk/. M. İnalcık, cd. .4» l.ivnvınic and Social liistory of the Ottoınan Roma’nın asker emeklileri emekliliklerinde 10 veya 12 iugera top­ btıpire, Cnınbridgr: Cnmlmdgr Univcrsity Press, 1994, 1 OV 178. rak. 50 modü buğday tohumu vc bir çift öküz yani normal bir aile / kılıl İnalcık 103 102 Çift Hane Sistemi ve Köylünün Vergilendirilmesi Çift vergisi, aile emeğinin toprakla bileşiminin ifadesi olarak Üs- çiftliğinin üç unsurunu aldıklarını yukarıda söylediklerimize ekleye­ manlı kır toplumundaki tabakalaşmayı anlamak için anahtar kav­ biliriz. Fâtih Sultan Mehmed’in kanunnâmesinde çiftlik dört modii ramdır. 1959’da yayımlanmış olan bir çalışmamda sistemi ayrıntıla­ tohumla ekilecek bir toprak parçası olarak tanımlanıyordu. Dördün­ rıyla anlatmaya çalışmıştım6. Çift vergisi; çift vergisini, yan (nim) çift cü yüzyıl İtalya’sında bir iugeruıria 4 modii tohum ekilmesi tavsiye vergisini, evli köylü vergisini -bennâk-, ve yoksul veya evli olma­ edilmişti. Bu birim bölünemezdi. Arazinin tanımının tohum mikta­ yanların vergisini -icara veya mücerrcd- içeren bir vergi sistemidir. rından hareketle belirlenmesi daha çok ortakçı sistemine bağ­ Tülün-resıni, veya ocak vergisi, dönüm vergisi ve diğer bazı dalıa az lanmalıdır. Osmanlı uygulamalarında çift bazen bir çift öküz olarak önemdeki vergiler de bu sistemin içinde yer alıyordu. Bu vergi sis­ tanımlanıyor, böylece çift-lik bir çift öküzle sürülebilecek büyüklükte teminde verginin statüsünü ve angaryaları belirleyen, hem toprak toprak parçası anlamına geliyordu. miktarı hem de çalışan kişilerin sayısıdır. Köylülerin verili bir za­ Binlerce belgede Osmanlı merkez bürokrasisinin rc’aya çiit- manda imparatorluğun tahrir defterine kaydedilmeleri, bir sonraki Mlerinin zarar görmemesini sağlamak ve her türlü ekilebilir alanı bu tahrire kadar statü ve yükümlülüklerini tayin ediyordu. Defter, vergi tarımsal üretim türüne çevirmek konusundaki çabalarını görmek yükümlülükleri ve statüler konusundaki her türlü tartışmada baş­ oldukça şaşırtıcıdır. vurulacak en son ve karar verici kaynaktı. Çifte sahip bir köylü ailesi Nasıl lonca sistemi kentsel sanayinin ve kent toplumunun temel bir altına denk düşen çift vergisinin tamamını ödemek zorundaydı. taşı olarak kabul ediliyorsa, çift-hancût tarımsal üretimin ve kır top­ Bu miktar, Roma imparatoru Diocletian tarafından coloni için tesbit lumunun temeli olarak görülmekteydi. İmparatorluk sisteminin an­ edilen ve Bizans ve Osmanlı imparatorluklarında sürdürülenle ay­ cak bu iki temel kurumun korunmasıyla yaşayabileceğine inanan nıydı. Osmanlı bürokratları şehirlerde lonca sistemini, köylerde de re’aya Belirli miktarın altındaki topraklar söz konusu olduğunda -yarı çifı/ik\QT\n\ büyük bir titizlikle destekliyorlardı. Bu, Tanzimat yeni­ çili’in altında— vergi, emeğe göre belirleniyordu, kğer köylü yarı- likçilerinin Batı’dan esinlenilmiş liberal politikaları en azından mi­ çifl’in altında toprağa sahipse, vergi oranları, temsil ettiği potansiyel rasla ilgili kurallarını değiştirmeye niyetleninceye kadarki dönemde, emek olan medeni durumuna göre düzenlenirdi. Osmanlı’nın anayasası gibiydi5. Verginin tümü, bir çift-hane başına 22 akçe, parçalarıysa evli Osmanlı kır toplumunun sadece toprak ve vergi sistemlerinin ide­ yoksullar (hennâk) ve bekâr yoksullar için sırasıyla yarı-çift başına al birimi olan çiftlik ve yan çiftlik sahiplerinden oluşmadığını be­ 12, ya da 9 ve 6 akçeydi. Kvli bir erkek sahip olduğu toprağın mik­ lirtmek gereksiz. Yan çiftlikten daha az toprağa sahip, hattâ hiç top­ tarına bakmaksızın, daha büyük miktarda emeği denetlemekle yü­ rağı olmayan aileler ya da bekar erkekler de vardı. Serseriler ile bağ- kümlüydü. Bununla birlikte, bir çift veya yan-çift mülkiyetine girdiği sız veya özgür köylüler diye adlandırılan ve devletin tahrir def­ anda, üstüne düşenden daha yüksek oranlar ödemek zorundaydı. terlerine kaydolmadıklarından hiçbir tarımsal birimin parçası olarak Bennâk yani evli erkek vergisinde; -ki aile vergisi olarak yorumlan­ kabul edilmeyen kişiler de bulunmaktaydı. Çoğunluğunu başka yer­ maktadır— evli bir köylünün çift veya yarı çift toprağını terk etmesi lerde hayatlarını kazanmak üzere ailelerini ve topraklarını terk etmiş durumunda vergi statüsü değişmekte ve sadece 9 akçe bennak ver­ gençlerin oluşturduğu bu kişilere Osmanlı terminolojisinde haricez- gisi ödemekteydi. Son olarak, en az vergi miktarı olan, bekâr ve top­ defter kaydolmamış olanlar— denirdi. Bizans-Roma sistemlerinde raksız bir köylünün —caba ya da karih- ödediği 6 akçe vergi, gelir de c/euthcroi i özgür kişiler) deniliyordu. Tüm bu gruplar mali olarak sağlayabilecek durumdaki bir erkeğin işgücünün dengi olarak yo­ rumlanmaktaydı. Aile tek bir çalışma ekibi olarak sayıldığından, kara çift verghinin geleneksel sisteminin altında sayılıyorlardı. vergisine konu olan kişiler, sadece, bir köylünün babasının hizıne- ,J Yukarıda. I. notta bahsedilen "Osmanlılarda Ra’iyycl Rüsumu Gene de, O.manJj’nın 1858'dcki toprak kanunu ra’iyyct çiftlik birimini miri topraklarda tutmaya çalınıyordu. 104 Çift Hane Sistemi ve Köyümün Vergilendirilmesi Halil İnalcık 105 tinde olmayıp kendi hayatlarını kazanan bekâr oğullarıydı. İliç kuş­ ocak vergisi olarak ödeniyordu. Bir öküz ve zeugarate nin toprağının kusu/. burada çift vergisinin kişiselleştiğini ve vergi hesaplamasında yansına sahip olan kişi anlamındaki boidats bizdeki nim-çift’e denk köylü emeğinin konu edilmeye başlandığını görüyoruz. düşer. Topraksız veya yan-çift’in altındaki toprak parçasına sahip Çift-resmi ayrıca ra'iyyet veya doğasını ve özünü daha açık bir şe­ köylülere de aktemones deniyordu -ki bu da OsmanlI'daki bennak’a kilde ortaya koyan kulluk akçesi terimleriyle de anılıyordu. Ra’iyyet kargılık gelir. Aktemones ve pezoi arasındaki fark belirlenmemişti veya kulluk; köle, tâbi veya bağlı olma statüsü anlamına geliyordu ve ama hiç şüphe yok kİ bu köylü sınıfı OsmanlI'daki yoksul köylülere bu nakdi yükümlülük, köylünün angaryalar için dpr«*hrym«î olan bor­ denk düşmekteydi. cuna denk düşüyordu. On beşinci yüzyıl Osmanh kanunları vc tahrir Son tahlilde bu kelle-toprak vergisi Marc Bloch’un adlandırdığı defterleri bu yorum hakkında hiç şüphe bırakmamaktadır. Her özel gibi köylü ailesinin derebeyine borçlu olduğu emek kirası şeklinde statü için 22 akçelik bir vergi veya parçalan derebeyine borçlu olu­ yorumlanabilir. nan belirli kulluk ve angaryaların nakdi dengi olarak gösterilmiştir: 3 Angaryalardan faydalanamayan devlet tunlan toplu nakde çevi­ günlük kişisel hizmet için 3 akçe, bir yük arabası dolusu kuru ot için rerek hâzineye önemli nakit girdisi sağladı. Aynı işlemle devlet, yerel 7 akçe, yarım araba dolusu saman için 7 akçe vc bir arabayla hizmet derebeyleri veya sipahi tarafından suistimal edilebilecek kişisel hiz­ için 2 akçe. Fatih’in kanunnâmesinde bu durum şöyle belirtilmişti: metlerin çoğunu ortadan kaldırdı. Bizans’ta angaryaları nakil vergiye “Eğer bu yedi işlen para alınacaksa, yirmi İki akçe alınacaktır.“ Bu­ dönüştürmeye yönelik bir girişim II. Andnnikos (1282-1328) dö­ rada. kişisel angarya için 3 akçe hesaplanmıştır. Diğer yandan, aynı neminde beyan edilmişti. Ancak devlet, feodal angaryalan ortadan kanunun açıkladığı gibi topraksız köylüler genellikle ya tarım işçisi kaldınrken o zamanlar a\>âriz-i dh'âniyye denilen hizmet ve iştirakleri olarak çalışarak, ya hayvanlan veya arabalarıyla yük taşıyarak ya da yükleme hakkını kendisi için saklı tuttu. Angaryaların nakit vergiye el işleriyle meşgul olarak hayatlarını kazandıklarından topraksız be­ dönüştürülmesi devlet tarafından köylüler lehine ortaya koyulmuş kâr bir köylü 6 akçe vergi ödemekle yükümlüydü. Derebeyi için sarf büyük bir yenilikti. Devlet, bu tür denetim ve kısıtlamaları, tüm eki­ edilen bu kişisel emek veya öç günlük İş veya üç akçenin dışında di* lebilir alanlar üzerinde rakaba veya dominium enttnens kapasitesi ve ger dördü ancak toprağı ve gcnkli donanımı olan köylülerin yerine tebaa üzerinde üstün egemenliğe sahip olması temelinde açıklıyordu. getirebileceği hizmetlerdi. Burada, bir kez daha, kişisel İşgücünün Şu da bir gerçektir ki. hem Osmanlı devletinde hem de Bizans’ta ailenin tarımsal faaliyetleriyle birleştiğini görüyoruz. Şunu da belirt­ imparatorluk erki, yerel derebeylerinin toprak ve köylü İşgücü üze­ mek ilginç olacaktır ki: Roma İmparatorluğu’nda her köylü ailesi rinde mutlak denetim kurma girişimlerine her zaman karşı koymuş­ iugatio-capitatio İçin bir altın öderken, daha yoksul köylülerse bir tur. Reava ya da paroiki’nin korunması “imparatorluk adaleti" veya nomisma'nm 24'e bolunmuş parçalan halinde ödemekle yükümlüy­ imparatorluğun üstün amacı olarak ilân edilmiştir. dü7. Sipahi, toprağın re’aya tarafından aklî *c kullanılması konusun­ Bizans İmparatorluğu ’nda tâbi köylüler (paroikoi) vergi kayıtla­ daki devlet düzenlemelerinin uygulayıcısıydı. Tımarlar tahrir defter­ rında aynı Osmanlı İmparatorluğu’ndakİ gibi sınıflandırılmaktaydı.1 lerinde kaydedildikleri gibi bölünemez ve değiştirilemez birimler ol­ Belirli miktarda toprağa ve bir çift öküze sahip kişi anlamındaki duklarından. önceden belirlenmiş olan tıntar gelirini koruyabilmek zeugarate bizdeki çifte karşılık gelmekledir. Bir nomisma toprak ve için, çift-hane veya köylü aile birimleri de bölünemez vc değiştirile­ mez tutulmaktaydı. Ama öte yandan. Osmanlı İmparatorluğu nda ’ A.H.M. jones. “Capiiatio and lugntio". 77ı? lournal of Roman Studİes. tarımsal üretimin örgütlenmesinin gelişemeyip durgun bir ekonomi XLII H957). s. 88-91: A. Ittteage. I» capilarion du BasKmpire. Mâcon olarak kalmasının nedeni belki de sİslcmir katılığı ve devletin çift- 1945. hane' yi korumasıydı. • Bkz. A. Uiou-Thomudaki*. İVusrrif Socİety in the İMte Ihzantine Hmpİre. Angarya ve kiraları arttırmaya çalışan taşra derebeylerinin ağır Princeton 1977. sömürüleri köylüler arasında geniş çaplı hoşnutsuzluk ve İtirazlara Haiti İnalcık 107 106 Çift Hane Sistemi ve KöyiUmm Vagiletulirilmesi i/iıı verdiği her durumda Osmanlı bürokratları bunları toplu nakit yol açıyordu. Ortaçağ köylüsünün protesto için başvurabileceği en vergilere dönüştürmeye çalışmıştır. etkili silah, toprağı terk ederek ağanın gelir kaynağını batırmaktı9. Bu Kısacası, köylü emeği vcrgilcndirilcbiliı bir nesne olarak kabul İktisadî açıdan köylü için mantıklı bir eylemdi çünkü bir kez derebc- ediliyordu ve oranı da bir çifte sahip tüm bir köylü ailesinin mi, bu yınin talebi köylünün geçimi için ayrılan miktarı geçtiğinde, ekime birimin yansına veya daha aztna sahip ya da hiç toprağı olmayan bir devam etmek için bir neden kahııyordu. Köylüyü toprağına bağla­ köylü ailesinin mi vc son olarak da hiç toprağı olmayan yetişkin bir mak için sarf edilen gayretlere karşın, Bizans’ın kırsat tarihinde l>ekâr erkeğin emeği mİ olduğuna göre değişiyordu. Sistem çift sa­ paroikoi'nin yakındaki derebeyin n arazisine veya yabancıların dene­ hibi köylünün ya gerekli emeği sağlayarak tüm hizmetleri yerine geti- timindeki topraklara kaçması az rastlanır bir durum değildi10. Bu. ıcbilecck ya da bunun yerine çift vergisinin tamamı olan 22 akçeyi - İşgücü kıtlığının çekildiği dönemlerde, devletin olduğu gibi dcrcbc* ki bu on dördüncü yüzyılda bir altına karşılık geliyordu- ödeyecek yinin de başına gelebilecek en korkunç şeydi. Osmanlılar, fethettik­ evli bir erkek olmasını gerektiriyordu. leri yerlerde köylülerin tepkilerinden geniş ölçüde faydalanan Toprak artık çift vergisini saptamada göz önünde bulundurulma­ istimâlet politikaları ve geleneklere uygun kurallarıyla aile çiftliği bi­ lısında. üretken işgücünün vergi değerlendirmesinin temeli olarak rimini korumayı öncclikli devlet politikası haline getirmeleri sayr. kabul edildiği olgusu açık hale gelir, lopragı olmayan bekâr koylu. 6 sinde. Balkonlardaki küçük hanedanları görece kolay bir biçimde akçeden oluşan en düşük oranda olmakla birlikte, vergi ödemek zo­ ortadan kaldırabilnıişlerdir11. rundaydı. Hiçbir bağımsız üretken gücü olmayan kişiler yani; çok Şüphesiz çift vergisi, unsurlarıyla birlikte tarımsal yapının tü­ yaşlılar (pîr-i fânî), çocuklar, köleler, keşişler ve “sadece yardımla münü içine alan eksiksiz bir vergi sistemi oluşturuyordu. Kayde­ yaşayan rahipler” bu vergiden muaftı. Bir çiftin reisi olmadıkları sü- dilmiş bağımsız bir köylü tarafından ödenen çift vergisi veya yıllık rccc. kadınlar da vergi ödemiyordu. Aslında, üstü kapalı olarak evli belirlenen nakit verginin aslında belirli miktarda toprağa sahip ba­ kadınlar ve çocuklar her zaman köylü ailesinin işgücünün öğeleri ğımsız bir köylünün üretken işgücü için ödenen bir vergiyi temsil olarak kabul ediliyordu -ki bu. günümüz Türkiye’sinin de ger­ ettiği açıktı. Çift vergisi, erken düncın Osmanlı kanunlarında basitçe çekliğidir- ama bekâr bir kadın bu vergiye konu edilmiyordu. Bu nakit olarak hesaplanan belirli angaryalar olarak tanımlandığını da işgücü, azat edilmiş köle çiftçilerle birlikte görülen bir vergi konu­ gördük. Bu da, hükümdara veya onun yerel temsilcisine borçlu olu­ suydu. Bir ortakçı kul azat edildiğinde, tannda çalışmıyorsa bile. 45 nan emek anlamına geliyordu. Bu angaryalar ya da tekâlif, yü­ ila 60 akçe arasında bir miktar ödemek zorundaydı. 15. yüzyılda bu kümlülükler -derebeyinin veya askerlerin ailelerinin geçimi için ay­ bir altına karşılık geliyordu ve o zamanlar, yetişkin bir erkeğin geçimi rılmış toprağın ekilcbilmesi için gerekli emek, atlarının yiyeceği ot­ 7 ila 10 altın arasında tahmin ediliyordu. Hükümetin, köylü nüfusu­ ların biçilmesi, ateş için saman vc odun temin etmek- örfle yerleş­ nun birçok kategorisinde yetişkin bir erkeğin emeği için 50 akçelik mişti ve ordunun korunması içir gerekliydi. Bu temel angaryalar ol­ vergi oram belirlediği görülmektedir. Ellici denen kişiler yani 50 ak- madan, süvariler yaşamlarım sürdüremez; askerî seferlerdeki gö­ «,e ödeyenler, ya da florici ya da kişisel vergi olarak bir altın ödeyen­ revlerini yerine getiremez ve köylü ile çiftçinin yağmacılara karşı ko­ ler. normal köylü nüfusunun dışında kalan reaya kategorileri olarak runmasını sağlayamazlardı. Bu angaryalar genellikle köylüler ta­ biliniyorlardı. rafından istenmediği ve suistimsl edildiğinden, ekonomik koşulların Daha önce bahsedildiği gibi, çift-resmi devlet düzenlemelerinde /.nınan /uman kulluk akçesi ya da bağımsız bir köylünün devlet veya 9 Bkz “Miizra’a", (H. İııulcık) lincyciopedia of İslam. 2d ed. vol. VII. tımar sahibine hizmetler için sağlaması gereken para olarak tanım­ r0P. (.emerle. “Esquisse pour une histoire agraire de Byziincc". Revue lanıyordu. Devlet bir topluluğu belirli daimi hizmetlerle görevlendir­ Historique. (.’('XIX (1957); l.aiuu, a.g.c. diğinde. çift-rcsminİn oranı bu angarya yüzünden önemli oranda "Bk/ H İnalcık. üitom;m Metli.xis of Conqucsl". Sttuiuı hhnnicu. Il (1954) 108 Çift Hane Sistemi \<e Köylünün Vergilendirilmesi Halil İnalcık 109 düşüyordu. Düzenlemeler, vergi indirimi ve muafiyet koşullan ko­ netimi sırasında yazılmış bir çeşit ‘mati deneme’ olan Rİsale-yi nusunda çok açıktı. lalakiyye'deki bir kayda göre 1330'larda bir miskal altının 22 akçe Tarihçiler. İslâm’daki harâc-i muvazzafa veya Ronıa dünyasın­ değerinde olmasından kaynaklanıyor. Nicolas Svoronos’un Tebai'nin daki jugatio-capiiatio gibi bu tür vergilerin toprak vergisi mi yoksa Bizans kadastrosu yayınında göstermiş olduğu gibi, tarım vergisi ay­ kelle vergisi mi olduğunu hâlâ tartışmaktadır'*. Ancak emek ve top­ ın 24, 12. 9. 6’lık on ikili sistemi takip ediyordu”. Açıkça, vergi he­ rağın birleştirildiği aile çiftliği birimini ve potansiyel üreten getirişi saplamasında kişisel gelir listelerinin veya toprakların ayrıntılı ka­ yir/iindon örneğin ayrıca bir vergilendirme konusu sayıldığı du­ dastrosunun yapılması uygulamada olana.csız olduğundan, sistemin rumları göz önüne alırsak, bu gizemin çözüleceğine inanıyorum. Initünü; kişisel veya birleşik verginin çeşitli oranlarının vergiyi öde­ Eminim, köylü vergisinin çözümlenmesi, bizi tüm Eskiçağ vc Or­ yenin ortalama durumuna göre hesaplanmasında elverişli bir araçtı. taçağ dünyasındaki vergi hesaplamalarının anahtar ilkesine gö­ Burada, Eskiçağ ve Ortaçağ imparatorluk bürokrasileri de on ikili türecektir. Köylü, sadece toprak ürünlerini üreten ve onlar üzerinden vergi sistemini ağırlık vc ölçülerin temeli olarak aldığı anımsanabilir. öşür ödeyen kişi olarak değil, aynı zamanda hizmetleri buluşlu- Osmanlı öncesi imparatorluklarda iugatio-capitalio ve rabilen ve her türlü ekonomik değer yaratabilen bir potansiyel işgü­ zeugaratikion hakkındakİ uzun tartışmalera da. dipnot olarak do­ cünün temsilcisi olarak görülüyordu. Bu kişisel bir vergi olduğun­ kunmak isterim. dan. şehirlerde yaşayan üretken kişilere de uygulanabilirdi. Üretici Ferdinand Lot, Geç-Roma İmparatorluğu’ndaki kelle-toprak ver­ olmadıklarından, egemen sınıfır. tüm üyeleri bu vergiden muaf tu­ gisi -iugatio-capitatio- ile itgili çalışmalarında. Marc Bloch, ortaçağ tuluyor ve zamanlarını ve enerjlerini üreticiyi korumakla harcadık­ rmm$u$'unun sosyo-ekonomik doğasıyla ilgili çalışmalarında, aile ları varsayılıyordu. Diokletianus'ın zamanından itibaren hattâ belki Çiftliği biriminin Roma İmparatorluğu nun çöküşünden sonra Batı de daha öncelcri Akdeniz dünyasında vc Batı Avrupa'da evli bir ye­ Avrupa'da kır toplumunun temel nüvesi olarak varlığını sürdür­ tişkin erkeğin üretim kapasitesine göre hesaplanan kişisel vergi, bir düğünü göstermiştir. Bu kendine özgü kcllc-toprak vergisinin anla­ altın oranında belirlenmişti. Bu sabit vergilendirme standardı, daha şılmaz doğastna gönderme yapan Ostrogorsky14, iugatio-capitatio’yu sonraki dönemlerde de değişmedi. Aynı birim. İslâm hilafeti döne­ Diocletian’ın vergi reformuna bağlayıp bizdeki çifte karşılık gelen minde de cizye veya haraç adı altında karşımıza çıkmaktadır. Kırsal iuguntu “bir çapulu besleycbilccek miktarda toprak parçası”, alanda, üretimi temsil eden köylü ailesi vergilendiriliyordu. Bizans caput'u da “bir iugum için harcanan emek’ diye tanımlıyordu. Köylü İmparatorluğu'nda vergiye zeugaratikion deniyordu vc bir nomisma nitesine uygulanan vergi “belirli bir toprak biriminin işgali" ile ilişki- değerindeydi. Osmanlılar'da ise yft-resmi veya ispence deniyordu ve IcndirÜiyordu. 22 veya 25 akçe değerindeydi. Go* Roma İmpaıatoıluğu’ndâki cupitatio ve iugutiu sorunu bir Bu vergi sisteminde temel birim olan bir duka altınının 24’c bö­ Çok tartışmaya yol açmış ve çözüm için çeşitli teoriler önerilmiştir. lündüğünü ve köylü nüfusunun ekonomik durumlarına göre sınıfla­ Yakın bir zamanda, Arnold |ones capitatio vc iugatio üzerine yaptığı nan çeşitli kategorilerinin -toprağa ve iki öküze sahip olmak, evli bir çalışmasında şunları dile getiriyordu: "Toprak vergisi vc diğer aına topraksız olmak veya bekâr olmak- on ikili bir sisteme göre de­ vergiler, toprağın malî birimi olan iuga ve kelle vergisi anlamına ge­ ğişen oranlarda vergilendirildiklerini görmek ilginç. Osmanlı’da bir len capita üzerinden hesaplanırdı -ki bu ikisi bir şekilde birleştirilse duka altının değerinin neden 24 yerine 22 akçe tuttuğu sorusunun de araştırılmaları gereken bir sorunsaldtr-. Kanunlar, sayım kayıtları yanıtı, inanıyorum ki. 1334 civarında Iran-İlhanlı imparatorluğu yö­ ve malikâne listeleri çok bölük pörçük kanıtlardır ve bu yüzden de 12 Bkz. H.T. Modarresi. Kfıaruj ir Islanıic Law. London 1983; |\ Ix)t. ” "Recherche sur le cadastre byzaniin et la fiscalité au XI et XII siècles : le L’impôt foncier et Ut capitation pmonelle sous le Bas-fùttpire et à l'éfkxnte cadastre de '["hcbcs". Bulletin de Correspondance Hellénique, ¡959. franque. Paris 1928. ** Pour l'histoire de la féodalité Iryzantine. Brusscls 1954. 110 Çift Hane Sistemi vv Köylünün Ver^iletuiirünuisi sistemin tam anlamıyla tanımlanması olanaksızdır." Ama Jones’a gö­ re bir nokta açıktır: "Birçok kanunda iuga veya iugalto ile capita ve­ RUMELİ ya capitatio çeşitli vergilerin hesaplanmasında birim olarak bir araya GENEL BİR BAKIŞ getirilmiştir". “Bir vergi ya bir araya getirilmiş her iki birim üzerin­ den -ki durum genellikle buydu-, ya da sadece birisi üzerinden ko­ yulur". İuga'nın doğasıyla ilgili olarak da şunu söylemektedir: “Hiç bir sorun yok. Bunlar, toprak birimiydi." Oysa capitatio aynı za­ manda hem insanları -coloni- hem de hayvanları içeriyordu. Batı Anadolu’daki malikanelerin listesinde lones’in işaret ettiği gibi, çift­ liklerin ve coloni’nin bir "hesaplama birimi" olarak birleştiği zugokefalai veya zugokefalileri görüyoruz. Şimdi eminim ki, Osmanlı çift-hane sisteminin Osınanh tahrir kayıtlan kullanılarak yapılacak ayrıntılı bir tanımı, geç Roma ve Bi­ zans’taki iugatio-capitatio yu da belirli bir ölçüde anlaşılır kılacaktır. Bir kişinin üretken gücü vergi hesaplamasının temeli olarak kabul edilmelidir. Ancak bu kişinin ödeyeceği vergi, karısının ve çocukları­ nın emeğini aynı anda denetleycDİlen evli bir kişi ya da gerekli hay­ van gücüyle birlikte bir miktar toprağa sahip olup olmadığına göre değişir. Aile çiftliği birimi tüm sistemin İktisadî ve malî birimiydi. Siyasal üstyapıdaki değişiklikler: karşın, köylü aile çiftliği Ortaçağ Doğusunda kırsal ekonomi ve ırali örgütlenmenin omurgası oldu ve BizanslIların kendileri ve ülkeleri için kullandıkları Romaioi. son olarak onu özenli bir şekilde koruyan Osmanlı ya miras kaldı. Romania kelimeleri İslâm dünyasında onların Rum, Doğu Roma im­ paratorluğu ülkesinin de “bilâdü’r-Rûm" veya "mcmlckctü’r-RûnT şeklinde tanınmasına yol açmış, bu tabirler. Anadolu'nun Türk-İslâm hâkimiyeti altına girmesinden sonra Rum ismiyle Bizans idaresinde bulunmuş Anadolu’yu gösteren bir coğrafi ad olarak yaygınlaşmıştır. Batılı seyyahlar. XIII. yüzyılda Türklerin idaresindeki Anadolu’ya lurquemenie (Turquie) ve Bizans İmp£ratorluğu‘na tâbi yerlere Romanic (Romania) diyorlardı. Nihayet bu tabir, daha ziyade Orto­ doks Yunan mezhebinin hâkim bulunduğu Balkan yarımadasını İfade etmeye başladı. Osmanlı Türkleri, Balkanlar için Rum-ili adını Ro­ manya'dan aldılar ve Anadolu'ya karşı denizin ötesinde BizanslIlar­ dan fethettikleri bölgeler için kutlandılar. Yalnız Rum adı ise eski mânâsını muhafaza ederek Anadolu'da Selçukluların hâkim olduğu yerleri gösteren coğrafî bir isim olarak kaldı. Rumeli, tarihî bir ad­ landırma olmasının dışında günümüzde İstanbul şehrinin Boğaz’ın batısında kalan kesimlerinin adı olarak Rumeli yakası şeklinde kulla- ııılııuıkta. ayrıca bu yakada Rumelihisarı ve Rumelikavağı gibi sen«

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.