76/ RumeliDE Journal of Language and Literature Studies 2016.5 (April) Analyzing to Translate: Quest for Meaning in Bel Kaufman’s Sunday in the Park / D. Tuna (p. 76-97) Çevirmek İçin Çözümlemek: Bel Kaufman’ın Sunday in the Park Başlıklı Öyküsünde Anlam Arayışı Didem TUNA1 Özet Yazınsal bir metnin varış diline anlam evrenini oluşturan göstergeleri ile birlikte aktarılmasında, metin üzerinde uygulanacak göstergebilimsel çözümlemenin önemli bir katkısından söz edilebilir. Çevirmenin yapacağı çözümleme metni göstergeleriyle birlikte okumasını ve bu sayede de varış metnine göstergeleriyle aktarmasını sağlar. Öte yandan, söz konusu olan kısa bir öykü ise, göstergebilimsel çözümleme çeviriye ayrı bir katkı sunabilir, zira kısa öyküde anlam evrenini oluşturan ve sonuca bağlayan göstergelerin sayısı sınırlıdır. Az sözcükle çok şey ifade edilir ve bu nedenle de göstergelerin atlanmaması kısa öyküde özel önem taşır. Bu çalışma kapsamında, Amerikalı yazar Bel Kaufman’ın daha önce Türkçeye çevrilmemiş olan Sunday in the Park adlı kısa öyküsü, Paris Göstergebilim Okulunda geliştirilen bazı çözümleme yöntemleri ile ele alınmıştır. Metin öncelikle kesitlenecek ve gerçeğe uygunluk durumları (olmak/görünmek) değerlendirilecek, bunun yanı sıra metindeki yerdeşlikler, sözleşmeler ve eyleyenlerin kipsel donanımları ele alınmıştır. Sonrasında, bu yöntemlerle okunan ve öykü için özel önemi bulunan kimi göstergelerin Türkçeye nasıl aktarılabileceği ve her bir farklı aktarımın anlam üzerinde yaratacağı farklı etkiler tartışılmış ve göstergebilimin çeviriye sunabileceği katkıdan söz edilmiştir. Anahtar sözcükler: Çeviri Göstergebilimi, Paris Göstergebilim Okulu, Bel Kaufman, Sunday in the Park. Analyzing to Translate: Quest for Meaning in Bel Kaufman’s Sunday in the Park Abstract In the translation of a literary text with the signs that constitue its universe of meaning into a target language, a semiotic analysis applied to the text may have a significant contribution to make. The analysis made by the translator may help her/him to read and convert the text to the target language, together with its signs. Furthermore, when a short story is in question, semiotic analysis may be particularly useful because, in a short story, the number of signs that constitue the universe of meaning and that lead to the conclusion is limited. Many things are meant in a few words, and this is why it is important not to leave out any of the signs. In this study, Sunday in the Park, a short story by an American author, Bell Kaufman, which was not previously translated into Turkish will be treated with some of the methods of analysis developped by the Paris School of Semiotics. First, the text will be segmented and veridictory modalities (seeming/being) will be evaluated. Then, isotopies and contracts in the text and combinatory modalities of the actants will be studied. Finally, how the signs that are read with these methods and that have a specific importance for the story can be transmitted into Turkish will be discussed, specifying how different translations can have different influences on meaning and in what ways semiotics could contribute to translation. Keywords: Semiotics of Translation, Paris School of Semiotics, Bel Kaufman, Sunday in the Park. 1 Dr., Galatasaray Üniversitesi, Galatasaray Lisesi, [email protected] Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2016.5 (Nisan)/ 77 Çevirmek İçin Çözümlemek: Bel Kaufman’ın Sunday in the Park Başlıklı Öyküsünde Anlam Arayışı / D. Tuna (76-97. s.) 1. Giriş “Kısa öykü, kısa bir öyküdür. Bu da, önemli bir cümledir. Kısalığı nedeniyle, çokça karakteri, ikinci derecede olayları ya da arasözü olamaz […] Her cümle sonuca, hem şaşırtıcı, hem de kaçınılmaz görünmesi gereken bir açığa çıkma ya da kavrayış anına işaret etmelidir” (Kaufman, 2012, 7). Bu çalışmamıza konu olan Sunday in the Park adlı kısa öykünün Amerikalı yazarı Bel Kaufman’ın tanımına baktığımızda, bu türdeki her bir göstergenin özel önem taşıyabileceğini görüyoruz; çünkü öykünün kısa olması nedeniyle, anlam evrenini satırlarda ve satır aralarında dokuyarak sonuca bağlayan göstergeler de doğal olarak sayıca sınırlı olmak durumundadır. Az göstergeyle çok şey ifade edildiğinde oluşan anlamların tek tek yakalanması ise dikkatli bir okuma gerektirecektir. Bu noktada, yazınsal metne yönelik geliştirilen gösterge okuma ve çözümleme yöntemlerinden yararlanılabilir. Bu çalışmada, bu amaca yönelik olarak Paris Göstergebilim Okulu tarafından kullanılan çeşitli yöntemlerden Kaufman’ın Sunday in the Park adlı kısa öyküsü için uygun olduğu düşünülen kesitleme, gerçeğe uygunluk durumlarının (olmak/görünmek) değerlendirilmesi, yerdeşlikler, sözleşmeler ve eyleyenlerin kipsel donanımlarının incelenmesi yöntemlerinden yararlanılacaktır. Özgün metin üzerinde bu yöntemlerin kullanılmasıyla yapılacak göstergebilimsel çözümlemenin, metnin daha iyi okunmasını sağlayabileceği ve böylelikle metnin çevirisine de katkı sunacağı düşünülmektedir.2 Çözümlemeye ya da neden özellikle bu yöntemlerin seçildiğine geçmeden evvel, yapıtları dilimize henüz çevrilmemiş Bel Kaufman’ın yaşam öyküsünde sıra dışı sayılabilecek birkaç ayrıntıdan söz edelim. Kaufman, Rus anne ve babanın kızı olarak 1911 yılında babasının tıp öğrenimi gördüğü Berlin’de dünyaya gelmiştir. Ana dili Rusçadır. Çocukluğu Odessa’da geçer. Annesi ve dedesi de yazardır. Rus devrimi sırasında Moskova’da bulunmaktadır. Yahudi bir aile olarak çeşitli güçlüklerle karşılaşırlar. 1923 yılında 12 yaşındayken aile New York’a göç eder. Dil kısıtı nedeniyle başta birinci sınıfa yerleştirilir. İngilizceyi burada öğrenecek ve sonradan öğrenilmiş bu dilde yazdıklarıyla ünlenecektir. Hunter College ve ardından Columbia Üniversitesi’nde başarılı bir öğrenim süreci geçiren Kaufmann, lise öğretmenliği yapmak ister; zira Kaufman’a göre üniversite öğrencilerinin üzerinde bir etki yaratmak zordur, oysa lise öğrencileri için bir fark yaratabileceğini, onlara okuma, yazma ve öğrenme keyfini aşılayabileceğini düşünür. Hafif bir Rus aksanı ile konuşuyor olması öğretmenlik yolunda önüne engel olarak çıksa da sonrasında bu isteği gerçek olacak ve yaşamını öğretmen ve yazar olarak sürdürecektir. Esquire dergisinde yazarken Belle olan adını Bel şeklinde kısaltır; zira dergi kadın yazar kabul etmemektedir. İsim de bu şekliyle biraz anlaşılmaz kalmakta ve kadın adı olarak algılanmamaktadır. Kaufman, bundan sonra daima bu adı kullanacaktır. 1965 yılında Up the Down Staircase adlı ilk romanı yayımlanır ve 64 hafta boyunca New York Times’ın en çok satanlar listesinde yer alır. Bu başarıdan sonra öğretmenlere yönelik konferansların aranan konuşmacısı olur, hem de yine sonradan öğrenilmiş ve aksanlı İngilizcesiyle. 1979 yılında ise Love, etc. adlı ikinci romanı yayımlanır. Birçok kısa öyküsü de bulunan Kaufmann, 2014 yılında, 103 yaşında ölür. Son zamanlarına kadar yazmaya, konuşmaya ve hatta Hunter College bünyesinde kurum tarihinin en yaşlı hocası unvanı ile dersler vermeye devam eder. İnceleyeceğimiz Sunday in the Park adlı kısa öyküde, Morton ve karısı, güneşli bir Pazar günü küçük oğulları Larry ile birlikte parka gider. Aile sıradan bir aile, gün sıradan bir gün, 2 Bu çalışmada benimsediğimiz Çeviri Göstergebilimi yaklaşımı, Paris Göstergebilim Okulu çerçevesinde oluşturulmuş gösterge kuramlarını çeviri edimine uygulanması suretiyle Sündüz Öztürk Kasar tarafından önerilmiştir. Kasar, bu yöntemi Fransız çeviribilimci Antoine Berman’dan esinlenerek oluşturduğu “Anlam Bozucu Eğilimler Dizgeselliği” ile geliştirmektedir. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] 78/ RumeliDE Journal of Language and Literature Studies 2016.5 (April) Analyzing to Translate: Quest for Meaning in Bel Kaufman’s Sunday in the Park / D. Tuna (p. 76-97) park ise sıradan bir parktır. O pazar saat beş buçukta o parkta sadece 8 kişi vardır, bunların üçü öyküde hiçbir rol oynamadan çıkıp gidecektir. Geriye Morton, karısı, oğlu Larry, diğer bir adam ve onun oğlu Joe kalır. Bu noktada, iki küçük çocuk arasında aniden ve rastlantısal olarak oluşan bir durum düşünülmeyenleri düşündürecek, söylenmeyenleri söyletecek ve Morton ile karısının sürdürdükleri birlikteliğin dengeleri büyük olasılıkla bir daha eskisi gibi olamayacaktır. Öykünün ana sorunsalının bir şeyleri hazmedememe, kaldıramama ve gururuna yedirememe üzerine kurulu olduğu söylenebilir. Öykünün ikincil sorunsalları ise daha küçük boyutlarda da olsa yine hazmedememe, kaldıramama ve gururuna yedirememe durumlarına dayanmaktadır. İlk planda görünür olmamakla birlikte ana sorunsal aslında Morton ve karısı bağlamında yaşanmakta, ikinci sorunsal ise çocuk (Larry) ve öteki çocuk (Joe), kadın ve öteki çocuk (Joe), kadın ve öteki adam, Morton ve öteki adam, Larry ile annesi (kadın) ve babası (Morton) bağlamında kendini göstermektedir. Bu kişiler arasında öyküde geçen her tür iletişim, hem öykünün sonunun hem de öykü ötesinin belirleyicisi olarak düşünülebilir. Paris Göstergebilim Okulu çalışmaları kapsamında yazınsal metne yönelik birçok çözümleme yöntemi geliştirilmiş ve kullanılmıştır. Ancak bu çalışma için seçtiğimiz metnin kısa öykü olması, çözümleme yöntemlerinin çeşitlendirilmesi açısından bir kısıt oluşturmaktadır. Örneğin, her ne kadar alımlayan öznenin anlam üretimine sunacağı katkı her koşulda saklı kalsa da metin çoğul okumalara fazla açık gözükmemekte, anlatımda farklı bakış açıları kullanılmamakta, geri dönüşlere ya da öncelemelere yer verilmemekte, metnin içinde karmaşık bilmeceler de bulunmamaktadır. Öte yandan, eklenecek her bir çözümleme yöntemi, çalışmanın kapsamını genişleteceğinden, yer kısıtı da devreye girmektedir. Bu nedenle, bu çalışma özelinde çeviriye ışık tutması açısından yapılacak göstergebilimsel çözümleme, metin kesitlenmesi ve gerçeğe uygunluk (olmak/görünmek) durumlarının değerlendirilmesi, yerdeşlikler, sözleşmeler ve eyleyenlerin kipsel donanımlarının incelenmesi yöntemleri ile sınırlandırılmıştır. 2. Göstergebilimsel Çözümleme “Kesitleme, metni daha kolay ele alınacak, mutlak olmayan birimlere bölmeyi amaçlayan ilk deneysel adım olarak kabul edilir” (Greimas, Courtés, 1982, 270). Metnin daha kolay ele alınmasının göstergebilimsel açıdan getirisi metindeki göstergelerin gözden kaçırılmamasını ve böylelikle daha kolay işlenmesini sağlaması olarak ifade edilebilir. Kesitlenen birimler mutlak değildir; zira kesitleme ölçütleri kesitlenen metnin özelliğine göre belirlenebildiği gibi, çözümlemeyi yapanın bakış açısına ve seçimine göre de değişebilir. Ancak genel olarak “anlatıcı değişimi, bakış açısı değişimi, kahramanların değişimi, zamansal değişim, uzamsal değişim, mantıksal değişim (metnin mantığında bir dönemeç) ya da duyuşsal değişim (kahramanların ruh durumunda bir kırılma) (Öztürk Kasar, 2009, 166) kesitlemede kullanılan ölçütlerdir. Bu anlamda bir kesitin bitişi ve bir diğerinin başlaması, genellikle bir değişim ya da dönüşüm ile tanımlanabilir. Bu değişim ya da dönüşümlerin, metin için özel önem arz eden ve aslında dikkatli okuru metnin sonucuna doğru yönlendiren özelliktedir. Kesitleme yapılırken, çözümlemeye ışık tutması açısından her bir kesite özelliğinin ya da anlamının yansıması olabilecek bir ad verilebilir. Bu çalışma kapsamında çözümleyeceğimiz Sunday in the Park, öncelikle dönüştürücü edim olarak değerlendirilebilecek bir durum temel alınarak iki bölüme ayrılmıştır. Dönüştürücü edimin bir bitiş getireceği düşünülerek, ilk kesitin adı NİHAYET olarak düşünülmüştür. Bitişin başlangıç getireceği düşünülerek, ikinci kesitin adı da BİDAYET, yani başlangıç olarak belirlenmiştir. İlk kesit dört alt kesitten, ikinci kesit ise sekiz alt kesitten oluşmakta ve öykü toplamda on iki alt kesite ayrılmaktadır. Alt kesitler, metinde yeni bir kişinin etkin olması, mevcut bir kişinin harekete geçmesi ya da dönüşüme uğramasına göre belirlenmiş ve o kişinin o anki durumunu ya da dönüşümünü Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2016.5 (Nisan)/ 79 Çevirmek İçin Çözümlemek: Bel Kaufman’ın Sunday in the Park Başlıklı Öyküsünde Anlam Arayışı / D. Tuna (76-97. s.) yansıtabilecek bir isim ile tanımlanmıştır. Başka bir deyişle, kesitin ayırıcısı ve dolayısı ile alt kesitin belirleyicisi kim ise, kesit o anki duruma özgü olarak o kişiye atfedilen isimle etiketlenmiştir. Tablo 1:Kesit ve Alt Kesitler Kesit Başı/ Alt Alt Kesitlerin Öykü Bakış Kesit Adı Kesit Sonu Anlatıcı Kesitler Anlamları kişisi Açısı (satır no) 1. Safiye Temiz, katışıksız Kadın 1-16 Öteki 2. Savlet Saldırma, ani atılış çocuk 16-41 (Joe) 1. NİHAYET Cebredici, zorla Öteki 3. Cabir 42-47 yaptıran, galip gelen adam 4. Fazıl Erdemli kimse Morton 47-80 Geri dönen çekilen, 5. Raci Morton 81-95 kaçan Kadın Üstanlatıcı Ayılma, baygınlıktan 6. İfakat Kadın 96-101 kurtulma 7. Bürhan Kanıt, delil, ispat Morton 102-111 2.BİDAYET Bağlardan kurtulmuş, 8. Azade Kadın 111-118 hür 9. Bahire Belli, açık Kadın 119-121 Yargılayan, hüküm 10. Hâkime Kadın 122-127 veren 11. Müzekker Eril, maskülen Morton 128-133 Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] 80/ RumeliDE Journal of Language and Literature Studies 2016.5 (April) Analyzing to Translate: Quest for Meaning in Bel Kaufman’s Sunday in the Park / D. Tuna (p. 76-97) 12. Kamile Eksiksiz, kemale ermiş Kadın 134-136 Bu çalışmada çözümleme için kullanacağımız diğer bir yöntem olan gerçeğe uygunluk durumlarının (olmak/görünmek) değerlendirilmesi için, Algirdas Julien Greimas ve Joseph Courtés tarafından oluşturulan göstergebilimsel kareye bakabiliriz (1979, 419). Bu karede, olmak/görünmek (olduğu gibi görünmek/göründüğü gibi olmak) durumu “gerçeklik”, olmamak/görünmemek (olmadığı gibi görünmemek/görünmediği gibi olmamak) durumu “yanlışlık”, olmak/görünmemek (olduğu gibi görünmemek/görünmediği gibi olmak) durumu “giz” ve olmamak/görünmek (olmadığı gibi görünmek/göründüğü gibi olmamak) durumu ise “yalan” olarak konumlanmaktadır. Bu eşleşmelerin her birinin birer olasılık olarak akılda tutulması, görünen ile olanın birbiri ile ne kadar bağdaştığının saptanması yazınsal yapıtın çözümlenmesine ışık tutabilir, yapıt adım adım bu gözle okunduğunda, söylenenlerin ardında söylenmeyen ancak olan, söylenmeden söylenen, söylenen ancak söylendiği gibi olmayan farklı durumları okumak mümkün olabilir. Çalışmanın bu aşamasında, yapılan kesitleme sonucunda saptanan kesit ve alt kesitler çözümlenerek gerçeğe uygunluk durumları değerlendirilecektir. 2. 1. Safiye - (Kadın) – 1. Kesit / 1. Alt Kesit Özet: Bir Pazar günü akşamüstü saat beş buçukta, üç kişilik bir aile neredeyse boş bir parkta vakit geçirmektedir. Adam gazete eki, karısı kitap okumakta, 3 yaşındaki oğulları Larry ise kum havuzunda oynamaktadır. Adamın adı Morton’dır. Eli karısının omzundadır, kadın huzurlu ve mutludur. Adamın yüzü hafta boyu o gri, fabrikayı andıran üniversiteye tıkılmaktan solgundur. Kadın daha çok dışarı çıkmaları gerektiğini düşünür, Morton’ın kolunu sevgiyle sıkar. Larry’nin yanında başka bir çocuk oynamaktadır. Larry kazmakta olduğu tünele yoğunlaşmıştır. Öyküde sözü edilen kadın genç olabilir, en azından yaşlı değildir; çünkü 3 yaşında çocuğu vardır. Kadının bir adı yoktur, büyük olasılıkla bir meslek sahibi de değildir ya da en azından çalışmamaktadır, zira Morton üniversiteye tıkılırken kadının daha farklı bir iş ile uğraştığına dair bilgi verilmemektedir. Kadın muhtemelen çalışma ortamının ve şehrin stresine yakalanan Morton’ın hayatını yaşamaktadır. Parkta nefes almakta ve mutluluk aramaktadır. Kadın, kendini adeta mutlu hissetmeye zorlar hâli, bir miktar “saf’”3 olduğunu düşündürebilir. Larry ile bir kum havuzundaki diğer çocuk şimdilik kendi halindedir. Yan yana oynamalarına rağmen aralarında henüz bir iletişim yoktur. Burada söz konusu olan, “çocuğun bir arkadaşı ile birlikte aynı gereçleri hemen hemen aynı biçimde kullanarak, ancak etkin bir işbirliği kurmadan ve ortaklaşa bir amaç gütmeden oynadığı oyun türü”4, koşut oyun olarak adlandırılır. İsviçreli Psikolog Jean Piaget'ye göre çocukların oyunlarının birbiriyle çakışmaması birbirlerinin oyununa karışmamaları ve organize olmamaları yaşları gereği benmerkezci olmalarından kaynaklanmaktadır.5 3 1. alt kesit adı, Safiye. 4 Büyük Türkçe Sözlük, http://www.buyukturkcesozluk.net/arama.php?kelime=ko%FEut+oyun, [12.03 2016]. 5 Nedir Ne Demek NND Sözlük, http://www.nedirnedemek.com/paralel-oyun-nedir-paralel-oyun-ne-demek [12.03.2016] Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2016.5 (Nisan)/ 81 Çevirmek İçin Çözümlemek: Bel Kaufman’ın Sunday in the Park Başlıklı Öyküsünde Anlam Arayışı / D. Tuna (76-97. s.) Buna göre ilk kesitte her şey yerli yerinde ve olması gerektiği gibi görünmektedir. Ancak öyküyü oluşturmak ve devamını sağlamak için bu tabloyu bozacak, taşları yerinden oynatacak bir etkene gereksinim vardır. Gerçeğe uygunluk: Görünen: Mutlu aile tablosu. Olan: Çok da mükemmel olmayan aile ilişkileri. Görünen: Kadın çok mutludur, kocasının kolunu sevgiyle sıkmaktadır, kocasına sevgi ile bağlıdır. Olan: Kadının hayatı pek parlak değildir. Parkta bir Pazar günü geçirmeyi bile gözünde fazla büyütmektedir, bu durum hayatının tekdüze olduğuna ve pek de ilginç bir şey yaşamadığına bir işaret olabilir. Adeta kendini mutlu hissetmek için şartları zorlamaktadır. Açık olarak ifade edilmese de Morton’ın işi ile ilgili belki de “bilinçaltı” görüşü olumlu görünmemektedir. Daha çok dışarı çıkmaları gerektiğini düşünmesi, yeterince dışarı çıkmadıklarını, Morton’ın ailesi ile yeterince ilgilenmediğini düşündürmektedir. Öyküde Morton solgun olarak tanımlamakta, soluk bir beniz ve ise kuvvetli bir kişi ya da kuvvetli bir kişilikten çok, zayıf bir kişi ve zayıf bir kişiliği çağrıştırmaktadır. Öyküde Morton’a ilişkin herhangi bir fiziksel çekicilik unsurundan söz edilmemektedir. Öykünün kadının bakış açısından anlatıldığını düşünecek olursak, kocasının dış görünüşünü de aslında pek beğenmediği sonucuna varabiliriz. Öykünün daha ilk paragrafında olumlu görüntü vermek için seçilmiş ifadelerin arasında sıkışıp kalan Morton’ın soluk benzi ya da fabrikaya benzeyen gri üniversitesi ile her şeyin pürüzsüz olmadığına dair ipucu verilmekte ve bu bilgilerle sona olta atılmaktadır. Sona olta atma, yazarın metin içinde olayın sonuna yönelik üstü kapalı ipuçları vermesidir.6 Genette’e göre, ‘sona atılan olta’ metnin içinde anlamsız ve hatta belirsiz bir tohumdan ibarettir; tohum olarak değeri de ancak daha sonra, geçmişe dönmek suretiyle anlaşılacaktır” (Genette, 1972, 112). Bu nedenle, ilk paragrafta sözü geçen Morton’a dair kimi özelliklerin de ileride bir şekilde sorun olabileceğine ilişkin ipucu aslında okura önceden örtük olarak verilmektedir. Ancak sona atılan oltaların fark edilip edilmemesi, okurun metne nasıl yaklaştığına ve onu nasıl okuduğuna göre okurdan okura farklılık gösterecek bir durumdur. 2.2. Savlet - (Joe) – 1. Kesit / 2. Alt Kesit Özet: Öteki çocuk aniden ayağa kalkar ve Larry’ye bir kürek dolusu kum savurur. Kum Larry’nin kafasını ıskalayıp geçerken, Larry de kazmaya devam eder. Kadın çocuğa yapmaması yönünde ikazda bulunurken, gözleri çocuğun annesini ya da bakıcısını arar. Parkta kalan diğer kişiler, iki kadın ve patenli küçük kız, kapıdan çıkmaktadırlar; birkaç metre ötede bankta iri yarı bir adam oturmakta ve gazetenin karikatür ekini yüzüne yakın tutmakta ve adeta bankın tamamını kaplamaktadır. Kadın, adamın çocuğun babası olduğunu düşünür. Adam, kafasını dergiden kaldırmaz ama ağzının kenarından bir tükürük fırlatır. O sırada, öteki oğlan Larry’ye bir kürek kum daha savurur. Bu sefer kumun bir kısmı saçına ve alnına gelir. Larry ağlayıp ağlamamaya karar vermek için annesinin yüzüne bakar. Kadının aklına ilk gelen, oğlunun yardımına koşmak ve diğer 6“Sona olta atma”, Gérard Genette’in Figures III adlı yapıtında, Raymonde Debray’den alınarak kullanıldığı ‘amorce’ terimine karşılık olarak Sündüz Öztürk Kasar tarafından önerilmiştir. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] 82/ RumeliDE Journal of Language and Literature Studies 2016.5 (April) Analyzing to Translate: Quest for Meaning in Bel Kaufman’s Sunday in the Park / D. Tuna (p. 76-97) çocuğu cezalandırmak olur ama kendini tutar zira daima Larry’nin kendi başının çaresine bakmasını istemektedir. Ancak öteki çocuğu sertçe uyarır. Gerçeğe uygunluk: Görünen: Larry’nin iyi aile çocuğu ve Joe da aile terbiyesi almamış bir çocuk olduğudur. Olan: Çocuklar çocuktur ve bazen birbirlerini tanıyan ya da tanımayan çocuklar, birbirlerine nedensiz yere kum ya da başka bir şey atabilirler, hatta vurma ya da ısırma gibi fiziksel zarar verme boyutuna varan davranışlar sergileyebilirler. Bu durumda öteki çocuğun Larry’ye kum atmasında belki de büyütülecek bir şey yoktur, belki öteki çocuk yaşının getirdiği bir tepki olarak bu davranışta bulunuyordur. Öte yandan, çocuk Larry’nin ya da çevredeki diğer kişilerin dikkatini çekmek için böyle davranıyor olması da olasıdır. Belki de Larry’nin kendisiyle hiç ilgilenmemesini hazmedemediğinden bu “saldırı”7 ile ilgi toplamayı amaçlıyor da olabilir. Görünen: Kadın öteki çocuğu olumsuz davranışı tekrarlamaması yönünde sertçe uyarmaktadır. Olan: Kadının Larry’nin kendi başının çaresine bakmasını istemesinin nedeni, belki de gerektiğinde de zorba ile zorba, kavgacı ile kavgacı olmayı bilmesini, kendini korumayı becermesini umması ve aslında Joe’nun olumsuz özelliklerinden bazılarının Larry’de de olmasını beklemesidir. Kadın, öncelikle çocuğun annesini ya da bakıcısını aramakta, çocuğu parka babasının getirmiş olabileceği olasılığı aklına hiç gelmemektedir. Bu durum, çocukları parka anneleri ya da bakıcıları getirdiği ya da en kötü ihtimalle anne ve babaları birlikte getirdiği, ancak babalar tek başına getirmediği yönündeki genel kabulden kaynaklanabileceği gibi, kadının kendi aile yaşantısındaki alışkanlıklardan ileri gelen bir koşullanma da olabilir. Kadın, birçok annenin yapabileceği gibi, çocuğunu öteki çocuk ile karşılaştırmaktadır. Öteki çocuk, Larry’ye göre fiziksel olarak daha gelişmiştir, ancak kadın kendi çocuğunda da öteki çocuğa göre daha üstün yönler aramakta ve bulmaktadır. Örneğin Larry, öteki çocuktan daha hareketli, daha hassas, öteki çocuk ise hantaldır. Kadın, kendi çocuğunun ötekinden üstün olduğunu en azından öncelikle kendi aklında kendine kanıtlamaya çalışmaktadır. Ancak öteki çocuk, Larry’ye göre daha bağımsız ve etkin bir görüntü sergilemekte, Larry saldırıya uğradığında ağlayıp ağlamayacağına bile annesinin tepkilerine göre karar verirken, niyeti ne olursa olsun öteki çocuk tamamen kendi kararıyla iyi ya da kötü bir iletişimi başlatmak amacıyla harekete geçmektedir. Çıkan soruna ve Larry’nin annesinin hemen işe karışmasına rağmen, çocukla birlikte gelen kişi her kimse ses çıkartmamıştır. Ancak, bankta oturan adamın, kafasını dergiden kaldırmasa da tükürmesi, olayla ilgilenmiyor görünse de aslında olan bitenin farkında olduğunu ve olan bitenden belki de pek hoşlanmadığı göstermektedir, çünkü tükürmek, gerek birincil anlamı itibarı ile, gerekse içinde yüklü alt anlamlar bakımından daima olumsuz çağrışımlar yüklü bir edimdir. İçerdiği anlamlardan bazıları, aşağılama, küçümseme, hor görme, kabalık, zorbalık saygısızlık, hiçe saymak olarak sıralanabilir. Öte yandan, adamın “çabucak” ya da “ustalıkla” tükürüyor olması da, aslında bunu sık sık yaptığına işaret olup, mizacının böyle bir davranışa uygun olduğunu da göstermektedir. Adamın bütün bankı 7 2. alt kesit adı, Savlet. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2016.5 (Nisan)/ 83 Çevirmek İçin Çözümlemek: Bel Kaufman’ın Sunday in the Park Başlıklı Öyküsünde Anlam Arayışı / D. Tuna (76-97. s.) kaplamış olması ise, hem cüssesinin iriliğinden kaynaklanmakta olup, hem de oturduğu yere bu kadar yayılabilmesi için bacaklarını açıp oturması gerektiğinden, vücut dilinin bir tür küstahlığa ya da etrafı hiç umursamama haline işaret ettiği düşünülebilir. 2.3. (Öteki adam) - Cabir – 1. Kesit / 3. Alt Kesit Özet: Banktaki adam, sanki tekrar tükürecekmiş gibi ağzını oynatır fakat bu sefer tükürmek yerine konuşur. Oğluna aynen devam etmesini söyler. Kum havuzu herkesindir. Kadın, Morton’a baktığında dizlerinde ani bir dermansızlık hisseder. Morton olup biteni fark etmiştir. Bu alt kesitte, banktaki adamın olaya dâhil olması ile, öteki çocuğun muhtemelen babası olduğu, ya da en azından çocuğu parka getiren kişi olduğu anlaşılmıştır. Adam, kadın ile hiç muhatap olmadan, doğrudan kendi çocuğu ile konuşmaktadır. Kadın da adamla muhatap olmayı düşünmemekte, doğrudan kocasına bakmaktadır. Neden adama kadın karşılık vermeyip, kocasının vermesi gerektiği gibi bir beklenti içine girmiştir? O ana kadar konuşan kadındır, ancak şimdi kocasına bakarak onu bir şekilde bu işe karıştırmaktadır. Bunun bir nedeni adamın kadını yok sayıp çocukla konuşması, diğer bir nedeni de, çocuğun annesi ya da bakıcısıyla karşılaşmayı beklerken karşısında bir erkek bulmuş olması olabilir. Bu durumun, bir erkeğin muhatabı başka bir erkek olmalıdır, önkabulünden kaynaklandığı düşünülebilir. Eğer öteki çocuğun yanında annesi olsa, kadın onunla muhtemelen daha rahat iletişim kurabilecektir. Öte yandan, eğer çocuğun yanındaki annesi olsa, bir annenin “aynen devam et, ne istersen at” demesi daha az inandırıcı olurdu. Bir kadının çocuğunu saldırganlığa teşvik etmesi çok alışılmış bir durum değildir, oysa bunu bir erkek yaptığında, oğluna gerektiğinde saldırmayı ya da kendini korumayı öğrettiği düşünülebilecek ve durum daha az şaşırtıcı olacaktır. İlginç olan bir nokta da, bir önceki alt kesitte, Larry’nin annesinin hemen işe karışıp öteki çocuğa müdahale etmesi, buna karşılık öteki adamın ilk anda sessiz kalıp sadece yere tükürmekle yetinerek, olaya dâhil olmak için bir müddet daha sabretmesidir. Öteki adam muhtemelen çocuğunu gözlemlemeye devam etmesine rağmen, illa gerekli değilse çocuğuna karışmamakta, onu belli ölçülerde serbest ve bağımsız bırakıp, olaylarla ve sorunlarla tek başına mücadele etmesine olanak tanımaktadır. Öte yandan öteki adam, çocuğunun kum atması konusunda, kum havuzunun kimsenin tekelinde olmadığını, herkese açık bir kum havuzu olduğunu ve Joe’nun da Larry kadar hakkı olduğunu söylemektedir. Aslında Morton ya da karısı da Joe’nun oyun oynama hakkı konusunda aksini iddia etmemektedir, ancak öteki adam saldırganlığa dönüşmüş bir haksızlığa uğrama kaygısı içindedir. Adamın konuşurken kullandığı üslubun yanı sıra beden dili de kaba sabadır. Bu durum, onun Morton ve ailesine göre farklı bir çevreden geldiğini düşündürmektedir. Belki de adamı bir tür aşağılık kompleksi yönlendirmektedir. Öteki adam, çocuğunun kum atmasına engel olmadığı gibi, aksine destek çıktığında ve Morton da bu durumu fark etiğinde, kadının dizlerinde derman kesilmiştir. Dizlerde derman kesilmesi, ya da dizlerin bağının çözülmesi, genellikle korku ile ilintili durumlardır. Peki kadın neden korkmaktadır? Karşısında saldırganlığı teşvik eden, fiziksel ve davranışsal yönden kaba saba olan bu adamın kendisinden mi korkmaktadır, yoksa durumu fark eden Morton’ın bu adam karşısında düşeceği durum mu kadını endişelendirmektedir? Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] 84/ RumeliDE Journal of Language and Literature Studies 2016.5 (April) Analyzing to Translate: Quest for Meaning in Bel Kaufman’s Sunday in the Park / D. Tuna (p. 76-97) Gerçeğe Uygunluk: Görünen: Kadın, büyük bir kavga çıkıp, her iki tarafın da zarar görmesinden, ya da taraflardan şu anda belli olmayan herhangi birinin zarar görmesinden korkmakta ve bu nedenle dizlerinin bağı çözülmektedir. Olan: Kadın, şu ya da bu şekilde Morton’ın yenilen taraf olacağından emindir. Kadın, kocasını iyi tanımaktadır ve ne yapabileceğini de, ne yapamayacağını da son derece iyi bilmektedir, bu nedenle kadının dizlerinin bağının çözülmesi olacaklardan korkması kadar, olacakların nelere neden olacağını öngörmesindendir. Başka bir deyişle, kadının bu korkusu, öyküde sona atılmış bir başka oltadır. Kadın kocasının dayak yemesinden mi korkmaktadır, yoksa bilinçaltında gizli bir takım rahatsızlıkların bu olay aracılığıyla açığa çıkmasından mı çekinmektedir? Kadın, öteki adam ile Morton’ın farklı kulvarlarda olduğunu öteki adamın verdiği tepkiden derhal çözmüştür. Öteki adam, fiziksel özellikleri ile de desteklenen bir zorba, zorluk çıkaran, “zor kullanan”8 gömleği giymiştir. Kadın bunu gördüğü andan itibaren işlerin de kontrolden çıkmakta olduğunu anlamıştır. 2.4. Fazıl - (Morton) – 1. Kesit / 4. Alt Kesit Özet: Morton, adamla mantıklı bir konuşma yapmaya yeltenir ancak adam Morton’ın sözünü keser. Adama göre, kendi çocuğunun da orada bulunmaya hakkı vardır ve canı kum atmak isterse de atacaktır. Bu Morton’ın hoşuna gitmezse de, Morton çocuğunu alıp oradan cehennem olacaktır. Morton yine konuşmaya çalışır ama adam onu yine susturur. İki adam da yerlerinden kalkar. Kadın, bir şey yapmak, onları durdurmak kocasını tutup geri çekmek ister, ancak nedense yapmaz. Morton “Sorarım size,….” diye yeniden bir cümleye başlayacak olur, adam yine onu susturur. Adama göre Morton tek başına soru bile sorabilecek biri değildir. “Hadi ya ?”, der. “Sen mi? Kaç kişi ile?” Morton: Yükseköğrenim görmüş, bir üniversitede muhtemelen öğretim üyesi, düşüncelerini düzgün bir dille ifade edebilen, bütün hafta ofisin içine tıkılmaktan cildi güneş görmeyen, çok kuvvetli olmayan, muhtemelen kendinden farklı hitabet tarzı olan kişilere kolay kolay uyum sağlayamayan, tartışmak yerine kavga çıkarmayı tercih eden muhatabı üzerinde de etkili olamayan bir kişidir. “Erdemli”9 davranış biçimlerinin her zaman işe yaramadığının bir örneği ve yerine göre davranabilmenin de aslında önemli olduğunun tersine örneğidir. Ummadığı bir tepki ile karşılaşınca “bir dakika” diyerek zaman kazanmakta, adam onu susturunca acizliğinin bir sonucu olarak o an ne yapacağını ve hatta ellerini nereye koyacağını bilemediğinden gözlüklerini düzeltmektedir. Öteki adam: İri cüsseli, kaba saba, gittiği her yerde kavga çıkarıp sorun yaratabilecek tiplerdendir, düşmanca bir tavır sergilemektedir. Mizah dergisini neredeyse yüzüne yapıştırıp okumasının pek de eğitimli olmadığına işaret ettiği düşünülebilir. Morton ile arasında bir güç savaşı ve yumruk yumruğa girişilecek bir ortam yaratmaya çalışmaktadır. “Sen mi?” sorusu ile, öteki adam Morton’u sıfırlamakta, adam yerine dahi koymadığını bir kere daha belli etmektedir. Gerçeğe uygunluk: Görünen: Kadın kocasını durdurmak ve bir kavga çıkmasını engellemek istemektedir. 8 3. alt kesit adı, Cabir. 9 4. alt kesit adı, Fazıl. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2016.5 (Nisan)/ 85 Çevirmek İçin Çözümlemek: Bel Kaufman’ın Sunday in the Park Başlıklı Öyküsünde Anlam Arayışı / D. Tuna (76-97. s.) Olan: Kocasını durdurmamakta ve durdurmak da istememektedir, çünkü içinde gizliden gizliye bir kavga çıkmasını, bu kavgada da kocasının öteki adamın hakkından gelmesini ve kavgadan galip çıkmasını istemektedir. Öteki adamın haksız olduğunu kabul etmesi için yenilmesi gerekmektedir. Görünen: İki aile farklı sosyal çevrelerden gelmektedirler ve bunun bir sonucu olarak birbirlerini anlamakta zorlanmaktadırlar. Olan: Görünende gerçek payı olsa da hayatta bazı insanlar kendilerine etraflarındakileri terbiye etme gibi bir misyon yüklerlerse, bazıları da asla başkalarının doğruları ile terbiyelenmemeyi ilke edinebilirler; zira hayatta mutlak doğrular olmayabilir, birine göre yanlış olan diğerine göre o kadar da yanlış olmayabilir. Görünen: Morton adamın seviyesine inerse kavga çıkacaktır ve onun seviyesine inmemek için de geri çekilmelidir. Olan: Geri çekilirse onuru ciddi bir şekilde zedelenecek, gerçi geri çekilmezse de çıkan kavgada mutlaka dayak yiyeceği için yine onuru zedelenecektir. Kısacası Morton’ın pek şansı bulunmamaktadır. Görünen: Kadın Morton’ın nezaketinden memnun, ona karşı şefkat beslemektedir. Olan: Kadın, diğer yandan da Morton’ın maskülen olmasını, yerine göre davranmasını istemektedir. Kadının ihtiyaçları ve değerleri birbiriyle çatışmaktadır. Bir yandan kocasının düzgün davranması olumlu bir özellik gibi görünürken, diğer yandan da içten içe kocasının ailesini ve onurunu korumak için gerekirse güç kullanmasını istemektedir. Yaşadığı bu çelişki, belki de evliliğini açısından bir tehdide dönüşecektir. Görünen: Kadın, Morton’u hiç de alışkın olmadığı nahoş bir duruma düşürdüğü için öteki adama karşı öfke duymaktadır. Olan: Kadın, öteki adama kocasının zayıflığını apaçık ortaya döktüğü için öfke duymaktadır. Bu noktada, yapmış olduğumuz kesitlemeye göre, dördüncü alt kesitin sonu ile NİHAYET adını verdiğimiz ilk kesitte sona ermekte ve BİDAYET adlı ikinci kesit başlamaktadır. İlk kesitin sonu ve ikinci kesitin başlangıcının, Morton ve karısının yaşamlarında da bir evrenin sonu ve başka bir evrenin başlangıcı olarak yansıyabileceği düşünülebilir. 2.5. Raci – (Morton) – 2. Kesit / 5. Alt kesit Özet: İki adam birbirlerine dik dik bakar. Morton parktan gitmeye karar verir, kum havuzuna yürür, Larry’yi ve küreğini kaldırır. Larry tekme savurup ağlamaya başlar. Eve gitmek istememektedir. Anne baba ayak direyen çocuğu çekiştirir. Çıkış kapısına ulaşmak için adamın hala tükürüp yayıldığı bankın oradan geçmek zorunda kalırlar. Kadın, adama bakmamaya özen göstererek kocası ve çocuğuyla oyun bahçesinden çıkar. Bu noktada Morton “rücu’”10 etmekte, yani geri çekilmekte, geri adım atmaktadır. Gerçeğe uygunluk: Görünen: Morton adamın seviyesine inmeden oradan uzaklaşmaktadır. 10 5. alt kesit adı, Raci. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected]
Description: