fotoğraf: yusuf sayman 2008 1 sivrice deniz feneri yayını 002 www.sivricedenizfeneri.org deniz feneri imgesinin batı resmindeki izleri Gevher Gökçe Acar kapak resmi Hans Reimar Venske tasarım Yusuf Sayman renk ayırımı ve baskı Graphis Matbaa Ağustos 2010, İstanbul 2 deniz feneri imgesinin batı resmindeki izleri gevher gökçe acar 3 deniz feneri imgesinin batı resmindeki izleri .................... 6 the traces of the lighthouse image in western painting .................... 64 4 Şile Deniz Feneri 150 yıldır varmış... Fenerin ışığı 150 yıl boyunca yaşanan acıların, sona eren dostlukların öyküsünü aydınlık tutmaya çalışmış; paylaşılan sevgilerin, duyulan özlemin sırdaşı ve tükenmeyen umutların simgesi olagelmiş. Şile’nin halkı değişmiş, doğası değişmiş, kent yapısı değişmiş; Şile Deniz Feneri değişmemiş. Işık Üniversitesi, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ile Şile Belediyesi’nin fenerin 150. yılı nedeniyle birlikte düzenledikleri sempozyumda konuşmacıları dinl- edik, tartıştık, öğrendik. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Gevher Gökçe Acar ile bu sempozyum’da tanıştık, onun ‘Deniz Feneri İmgesinin Batı Res- mindeki İzleri’ konulu sunumunu izledik ve çalışmasını ‘Sivrice Deniz Feneri Kütüphanesi’ yayınları arasına katmak istedik. Bu çalışma ile Şile’deki fenerin ışığı Karadeniz kıyılarından Ege kıyılarına, Sivrice Deniz Feneri’ne ulaştı. Ve biz, bu kez de batı resminde küçük bir yolculuğa yelken açtık... Uğurlar olsun! hacer yücel 5 Denize bakmadan yazdıkça, kaleminin ucunun titrediğini duyuyor deniz fenerlerinin yakıldığı andır bu. Yannis Ritsos 6 7 Heterotopya’nın en mükemmel örneği gemidir. Gemisiz medeniyetlerde hayaller ku- ruyup kalır, maceranın yerini ispiyonculuk, korsanların yerini polis alır. Michel Foucault; Heterotopias Liman, hayat savaşlarından yorulmuş bir ruh için hoş bir yerdir. Göğün genişliği, bulutların oynak mimarisi, denizin değişken renkliliği, fenerlerin ışıldaması gözleri hiç yormadan eğlendirmek için bulunmaz bir prizmadır. Charles Baudelaire; Liman 8 9 “Yapılar vardır estetiği gözle algılanan biçimin ötesine uzanır, gücünü tanıklıkla- rından, öykülerinden alır. Kendi öyküleri vardır, halkların öykülerine sahne olur, halkların yarattıkları öykülere ilham verir, resimlere konu olur, şiirler yazılır onlar için, türküler yakılır. Tarih boyunca kazanılmış deneyim ve izlenimlerle insanlığın belleğinde yer etmiştir” (Acar, Erkmen,2008). Bu yazıda varlığını suya borçlu, aynı zamanda mücadelesini de suya karşı sürdü- ren, estetiğinin sembolik gücünü konstrüksiyonu ve formu kadar, belki de daha fazla kültürdeki yerine borçlu olan ve insanoğlunu, doğanın en korkutucu ele- manlarından biri haline gelebilen denizle mücadelesinde destekleyen deniz fe- nerlerinin görsel sanata yansıması, gösterdiği estetik yaşantı çeşitliliği nedeniy- le, Batı dünyasının resim sanatı üzerinden okunacaktır. Ancak, burada amaç Batı resminin kronolojik ve üslûpsal serüvenine bir kez daha ışık tutmak değil; amaçlanan tarih boyunca insanoğlunun dünyanın çehresini değiştirme serüve- nine tanıklık etmiş bu yapıyı güçlü metaforundan dolayı bir kez daha anmak, sembolik ve lenguistik niteliğini, bu konuda çağlar boyunca izleri sürülebilen geniş bir yelpaze sunan Batı sanatının örnekleri üzerinden okumak. Yaşamın kaynağı su, göğün bağışladığı, arınma için de gerekli madde olarak bü- tün tradisyonlarda yer alır. Diğer açıdansa aşılması gereken bir engel, karaları ayıran, değişken ve tehlikeli bir alan (resim 3, 4). Su pek çok yaratılış tradisyo- 10 nuna göre insanın yaratılışında kullanılan, doğurganlık niteliği taşıyan madde,
Description: