ebook img

Arş. Gör. Ali Rıza ERDEM PDF

116 Pages·2007·1.73 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Arş. Gör. Ali Rıza ERDEM

Arş. Gör. Ali Rıza ERDEM PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ ırinnv>vU vv ~~» E İÇİNDEKİLER 20020 incilipınar/ DENİZLİ [email protected] 55 55'den___ . MEHMET AKGÜN *«**V*S*212 55 24 KUTADGU BİLİG'TE İNSAN VE KÂMİL İNSAN, A DECENTMAN AND MAN İN KUTADGU BİLİG...............1 NERGİS BİRA Y TÜRKMEN SAİRİ SEYDÎ, TURKOMAN POET SFYD1.............................................................................................. 11 EKREM KIRAÇ TÜRK HALK ŞİİRİNDE RİTM, EZGİ VE NİNNİ SÖYLEME GELENEĞİNİN ROL Ü, THE ROLE OF RHYTHM, TUN E AND SINGING A LULLABY İNTURKTSH FOLK POETRY..............................................................................38 METİN TÜRKTAŞ ALANYA VE KÖYLERİNDEKİ TÜRBE YATLR VE ADAK YERLERİ (L), THEHOLY TO.MBS AND GRAVES İN THE RFGİON OF ALANYA (I)....................................................................................................................................... 41 ERCAN HAYTOĞLU TÜRKİYE'DE DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİ VE 1945'TE ÇOK PARTİLİ SİYASÎ HAYATA GEÇİŞİN NEDENLERİ (1908-1945), THE PROCESS OFDEMOCRACY AND THE REASONS OF TFLİNS1T1ON TO MULTI- PARTY SYSTEM İN TURKFY...........................................................................................■...........................................46 ABDURRAHMAN TANRI ÖĞEN BUCA EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE YÖNELİK TUTUMLARI, THE. V/TITUDES OF THE STUDENTS AT BUCA FACULTY OF EDUCATION TOWARDS TEACHİNG PROFFSSION...................................................................................................................................................................55 GÖNÜL İÇLİ AİLE A RASTIRMAL A RINDA YÖNTEM VE YAKLAŞİM,. MFTHOD A ND A PPROA CH İN THE FA MİL Y METIIODLOGY ...............................................................................................................................................................59 ALI RİZA ERDEM İÇERİK KURAMLARI VE EĞİTİM YÖNETİMİNE KA TKILARI, CONTENT THEORIESAND THEIR CONTRIBUTIONS TO EDUCATIONAL ADMINISTRATION.......................................................................................68 OSMAN GÖDE 21. YÜZYILIN DEĞİŞEN EĞİTİM ANLA YIŞLARI İÇİNDE BEDEN VE SPOR EĞİTİMCİLERİNİN İNSAN YARATICILIĞINA KATKILARI VE NİTELİKLİ SPOR EĞİTİMCİLERİN YETİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK DÜŞÜNCELER. 1DF.AS ABOUT TRA1N1NG OF THE OUAL1FIED SPORTSINSTRUCTORSAND THE (VNTR1BUT1ONS TO MAN 'S CREATIV1TY OFPHYSİCSAND SPORTS INSTRUCTORS İN THE CHANGING EDI:CATION IİLAVPOINTSOF THE TIVENTYFIRSTCENTURY............................................................................77 MUSTAFA BULUŞ ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE YALNIZLIK, LONELİNFSS İN UNU 'ERS1TY STUDENTS..........................82 VEYS1 AKIN 23 NİSAN MİLLİ HAKİMİYET VE ÇOCUK BAYRAMİ'NIN TARİHÇESİ, 23 APRİL NATIONAL SOVEREİGNTY AND CHİLDREN"S FEAST OFHİSTORİCAL ACCOUNT. ..........................................................................................91 GÜL TEN HERGÜNER - ÖZBA Y GÜVEN - METİN YAMAN SPORUN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN İLETİŞİM BECERİ DÜZEYLERİNE ETKİSİ, THE EFFECT OF SPORTS ON TUK COMMUNICATİONSKİLL LEVEL OF THE UN1VERSFFYSTUDENTS. ...................................95 ERTUĞRUL İŞLER - ÜMRAN TÜRKYILMAZ GELENEKSEL ROMAN'DAN ÇAĞDAŞ ROMAN'A UKİŞİLER"İN ANLATIDAKİ KONUMU, -THE C1IAR. KTER 'S" PLACE İN THE NARRATION, FROM TRADITIONAL NOJ'EL TO MODERN NO\ 'El............102 İLHAN ERDEM OLCA YTUHAN DEVRİNDE HORASAN'DA İLHANLI-ÇAĞATAYLI MÜCADELELERİ, THE INTELLECTUAL BASF.S OFTHF NEM' NOVELAND ITS NARRATION AL STRUCTURE...................................................................106 ERTUĞRUL İŞLER YENİ ROMAN' İN DÜŞÜNSEL TEMELLERİ VE ANLA TİMSAL YAPISI, THE INTELLECTUAL BASESOFTHE NFAV NOJ'EL AND ITS NARRATİONAL STRUCTURE ..............................................................................................113 Arş G6r.AH Rıza ERDEM PPM* IKKALE ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ 20020 İnciüpınar/ DENİZLİ Tei.0.258.212 55 55'den................. Fax:Q.258.212 55 24 PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1997. Sayı:3 KUTADGU BILIG'TE İNSAN VE KAMİL İNSAN A DECENT MAN AND MAN İN KUTADGU BİLİG Mehmet AKG UN ÖZET ABSTRACT Biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir varlık Man is a biological, psychologic, sosiologic olarak insan, kendisiyle, çevresiyle ve tabiatla creature who ısn't satisfıed with himself and his yetinmeyen bir varlıktır. İnsan, ilimle, felsefeyle, surrounding. Man struggles with selence, teknikle, sanatla, dinle, ahlâkı değerleriyle, philosophy, technology, art, religion, ethics, low hukukla vs'le hem çevresini, hem de kendini and H777? oihers in order to develop and change değiştirip geliştirerek olgunlaştırmak gayreti himself. Man as a most distinguished creature in içerisindedir. Öyleki insan, kâinatın en seçkin ıh e \vorld is occupied \vith these values such as varlığı olarak, tabiattan ilme ve kültüre, nalure, selence, culture and also from injıtstice vahşilikten medeniyete, yanlıştan doğruya, t o justice, from ugly to beautiful, from anger and kötüden iyiye, adaletsizlikten adalete, çirkinden hastiness to calmness and moderanetess, from güzele, hiddet ve acelecilikten sakinlik ve itidale, arrogance to humilily, from greed to lock of kibirlilikten alçak gönüllülüğe, aç gözlülükten covetours, from to be overcamed by his desires tok gözlülüğe, nefsine hakim ola madan nefsine to overcame his desires, from unlawfitl to la\vful, hakim olmaya, haramdan helâle, dedikodudan from gossip to keeping a secret, from deceney to sır saklamaya, hayasızlıktan hayalı olmaya, cefa indeceney, from pain and cruelty to fıdelity and ve zulümden vefa ve merhamete, düşmanlıktan pitty, from eninity to friendship: with the aim of dostluğa geçip u/aşarak yücelmenin ve reaching perfeetion. in this study, we ar e trying mükemmel olmanın gayretiyle dolup lo fınd answers to these questions according to taşmaktadır. Biz bu yazımızda, Kutadgu Bilig 'e Kutadgu Bilig. The aııestions are: \vhich göre, hangi varlığa insan dendiğine, bu varlığın creature is cailed man? Why this creature wos niçin yaratıldığına, ne çeşit insanlar created? What kind of mas exist in the world? bulunduğuna, bir insanda bulunması gereken IVhat kind of qu alile s that a man should have? vasıfların neler olduğuna, insanın ölümlü olup W hether a man is mortal or not and Can a man olmadığına ve ayrıca insanın mükemmel insan reach perfeetion or not? olup olamayacağına cevap aramaya çalışacağız. Anahtar Kelimeler: Kâmil İnsan, Kutadgu Bilig, Key Words: A Decent man, Kutadgu Bilig, Man İnsan Biyolojik yönüyle hayvanlarla aynı olmasına rağmen kendisini otokritiğe tabi tutabilmektedir. Bunun için insan. aklı. zekâsı, şuuru, iradesi ve vicdamyia biz şuurlu davranan insanla şuursuz davranan insanı hayvanlardan ayrılmaktadır. İnsan aklını, iradesini ve kolayca farkedebiliriz ve şuurlu davranan insan için ne zekasını iyi kullanabilen bir varlık olması dolayısıyle kadar şuurlu davranıyor ve hareket ediyor derken, hayvanlardan ayrıldığı gibi. şuurlu düşünmesi ve şuursuzca davranan ve hareket eden insan için de ne davranışlarım, hareketlerini, vicdanî muhasebesiyle kadar şuursuzca ve sorumsuzca davranıyor veya otokritiğe tutabilmesi hasebiyle de hayvanlardan hareket ediyor deriz. Bu sebepler dolayısiyle insan söz ayrılmaktadır. Şuur kavramı ile irade kavramı arasında konusu çok sakın bir ilişki vardır. Şuurlu bir varlık aynı zamanda irade sahibi bir varlıktır da. Şuurlu olmayan olunca akıllı, zekâ sahibi, şuurlu, iradeli ve vicdanlı bir bir insanda iradeden dolayısiyle sorumluluktan varlık aklımıza gelir. Bir insanın kendisi ve bahsclmcmi/. mümkün değildir. Şuur dolayısiyle insan (Doç.Dr.) PAÜ Fen-Edeb.Fak. Öğrt. Üyesi PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1997, Sayı:3 2 davranışları hakkında hüküm verirken de. onu, bu cehenneme gitmenin yolları bellidir. Bu yollardan ölçüler içerisinde değerlendiririz. birini seçip seçmemekte insan hürdür. İrade sahibi bir varlık olarak insan, bu yollardan birini istediği şekilde Biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir varlık olarak seçip ona göre yaşayabilir. İnsan, kendine itibar insan kendisiyle, çevresiyle ve tabiatla yetinmeyen bir kazandıracak iyi, doğru, güzel, adaletli vs. olan varlıktır. İnsan hem içinde yer aldığı kâinatı, tabiatı ve eylemleri de seçmekte ve seçtiklerini de dilediği yer ve hem de kendi tabiatım, kendim bilmek, tanımak ve zamanda yapmakta veya yapmamakta tamamen böylece tabiatı ve kendini bilip tanıyarak değiştirip, hürdür. İrade sahibi bir varlık olarak insan, her iki geliştirerek mükemmelleştirmek isteyen bir varlıktır. durumda da seçip yaptıklarına katlanmayı göze İnsan, ilimle, felsefeyle, teknikle, sanatla, dinle, ahlakî almalıdır. İnsana iyi, doğru, güzel, adaletli vs. olan değerleriyle, hukukla vs'le hem tabiî çevresini, hem de eylemleri, seçip yapmasında, aklı, aklı dolayısiyle elde kendini değiştirip geliştirerek olgunlaştırmak gayreti ettiği bilgi ve fazileti, iradesi, sakin tabiaü, zengin içerisindedir. Bu yönde büyük gayret sarfetmektedir. gönülü rehberlik edecektir.2 Öyle ki insan, kâinatın en seçkin varlığı olarak, tabiattan ilme ve kültüre, barbarlıktan uygarlığa, Tanrı'nm seçerek yaratüğı ve varlıklar içerisinde yanlıştan doğruya, çirkinden güzele, kötüden iyiye, kendisini yücelterek en şerefli varlık unvanını verdiği adaletsizlikten adalete, batıldan ve hurafeden gerçeğe, insan, tabiatı itibarıyla iki zıt unsurdan meydana hiddetten, acelecilikten ve sabırsızlıktan, sakinliğe, gelmiştir. Bu itibarla insan. Maddî (beden) ve manevî hoşgörüye, itidale ve sabra, kibirlilikten alçak (ruh) yönü bulunan bir varlıktır. Yani insan elle gönüllülüğe, açgözlülük ve duyumsuzluktan, tok tutulan, gözle görülen yönüyle bedenden, elle gözlülüğe ve kanaatkârlığa, nefsine hakim tutulmayan, gözle görülmeyen yönü itibariyle de olamamadan nefsine hakim olmaya, haramdan helâle, ruhtan meydana gelmiştir. Bu zıt unsurlardan birisi dedikodudan, iftira ve çekiştirmeden, sır saklamaya ve insana, sükûnet, rahatlık, neşe ve sevinç verirken, başkalarının ayıbını örtmeye, hayasızlıktan hayalı diğeri birincisinin aksine gürültü, rahatsızlık, olmaya, cefa ve zulümden vefa ve merhamete, huzursuzluk ve üzüntü vermektedir. Bunlardan biri düşmanlıktan dostluğa geçip ulaşarak yücelmenin ve sükûtu ve sakinliği tercih ederken, diğeri aceleyi ve mükemmel olmanın gayretiyle dolup taşmaktadır. Biz sabırsızlığı tercih etmektedir. Bu unsurlar arasındaki bu yazımızda Y.Has HACİB'in muhteşem eseri anlaşmazlık dolayısiyle insan bazen sakin, rahat, Kutadgu B i lig'e göre, söz konusu ölçüleri hesaba neşeli, sevinçli olurken, bazen de aceleci, huzursuz, katarak hangi varlığa insan dendiğine, bu varlığın kederli, endişeli olmaktadır. Bazen aceleci, huzursuz, niçin yaratıldığına, ne çeşit insanlar bulunduğuna, kederli, endişeli olurken bazen de sakin, rahat, neşeli, insana insan diyebilmek için bir insanda bulunması sevinçli olmakta ve bunun neticesi olarak sevinip gereken vasıfların neler olduğuna, insanlık işaretim gülmektedir.3 hangi insanların taşıdığına, yaratılmış bir varlık olan insanın ölümlü olup olmadığına, insanın mükemmel Yusuf Has HACİB, Hz.Adem ve Hz.Havva'nm Tanrı insan olup olamayacağına cevap aramaya çalışacağız. tarafından, insan neslim çoğaltmak üzere yaratıldığını belirtiyor. Onlardan itibaren bu dünyaya türlü türlü İnsan Tanrının seçerek yarattığı, akıl. zekâ, anlayış, insanlar gelmiştir. Bu gelip giden türlü türlü insanlar gönül. göz. bilgi, fazilet ve düşündüklerini ifade etme arsında nice beyler de gelip geçmiştir. Hz.Adem ve gücü olan dil verdiği, onu. bu yönleriyle hayvanlardan Hz.Havva'dan itibaren titreyip çoğalan insanlardan ayrı yaratarak üstünlük hakkı tanıdığı ve yücelttiği bir bazısı akıllı, bazısı akılsız, bazısı âlim, bazısı cahil, varlıktır. Ayrıca insan, Tanrı'sı tarafından güzel biçim, bazısı cesur ve kahraman, bazısı korkak, bazısı güzel tavır ve güzel hareketin kendisine bahsedildiği mağrur, kibirli ve kabadayı, bazısı tevazulu, alçak bir varlık olarak da hayvanlardan ayrılmaktadır. Y.Has gönüllü ve hoş göriilü, bazısı çalışkan, bazısı tembel HAC İ Be göre insana insan adı yanıldığı için vs. olmuşlardır. Türeyerek insan neslini çoğaltanlardan verilmiştir ve bundan dolayı da yanılma yaratılmıştır.1 bazısı çok bazısı az yaşamış, bazısı hakimane sözler Bir olan Tanrı insanı iki şey için yaratmış ve bunlardan söyleyerek yüksek makamlara erişmiş, bazısı da dolayı bu varlığa insan adını vermiştir. Bunlardan bin kendisine hâkim olamayıp gelişi güzel sözler bu dünyada itibarlı bir hayat yaşamanın mükâfatı sarf ederek sefil ve rezil duruma düşmüşlerdir. Türeyip olarak cennete gidip orada sefa sürmek için, diğeri de çoğalan insanlardan bazısı yaratıcısı olan Tanrı'yi yine bu dünyada itibarsız bir hayat geçirmenin karşılığı tanıyıp inanırlarken, bazısı da yaratıcısına karşı isyan olarak cehenneme gidip orada ceza çekmek için edip. O'nun varlığını inkâr etmişlerdir.4 insanın yaratılmış olmasıdır. İtibarlı veya itibarsız bir ömür geçirmenin neticesi olarak cennete veya 1 Y.Has HACİBıKutadgu Bilig II, Çev:R.Rahmeti a.g.e.,Beyit No:4854- ARAT. Türk Tarih Kurumu Basımevi. Aıık. 1988.Beyit 56 a.g.e.,Beyit No: 148-149.382.387.197 No:5866-68 a.g.e..Beyit No: 6391-97 PAÜ. Eğilim Fak.Derg. 1997, Sayı:3 Bir o Um Tanrı'mn seçerek yarattığı varlık olan insanlar için ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıdır, arasında büyüğü olduğu gibi, küçüğü de vardır. İyisi kırılmamasma özen gösterilmelidir. Şayet özen olduğu gibi kötüsü, bilgilisi olduğu gibi bilgisizi, gösterilmezse kırılır, yufka ve ince olduğu ifade edilen zengini olduğu gibi fakiri, akıllısı olduğu gibi akılsızı, gönül aynı zamanda çok nazlıdır.Nazlı olan gönlün alçak gönüllüsü ve naziği olduğu gibi kibirlisi ve incinmemesi gerekir. Gönlü kırılan ve incinen birisi, küstahı da vardır.5 Burada özellikle belirtelim ki, gönlünü kim kırmışsa ona düşman olabilir. Düşmanın yukarıda da ifade edildiği gibi Tanrı'mn insanı olduğu yerde ise huzur ve sükûn olmaz. Bu ise hayatm hayvanlardan daha aşağı bir varlık olarak yaratmadığı tatsızlaşmasına, çekilmez ve katlanılmaz duruma lıiç bir zaman hatırdan çıkarılmamalıdır.6 Tanrı düşmesine vesile olur.11 İnsanın gönlü o kadar derindir tarafından seçilerek yaratılan ve diğer ki. kimi arzu ederse onu sever, ona bağlanır ve her an varlıklardan üstün tutulan insan, her şeye gücü yeten ondan bahseder. Öyle ki gönül kimi sevmişse göz onu bir varlık değildir. Diğer varlıklardan üstün olmasına görür, yani göz nereye bakarsa baksın, gönül orada üstündür, ama sonsuz gücü olan Varlık'a göre aciz bir sevdiğini arar ve görür. Çünkü gönülde arzu ve dilek varlıktır. Aciz bir varlık olduğu için istediğini istediği ne ise. insan söze başlayınca hep ondan bahseder.12 anda elde edemediği gibi, ömrünü de istediği gibi geçiremez. Şayet aciz bir varlık olan insan, istediğim İnsana herkesten yakın olan kendi gönlüdür. Bunun elde edip bir rahata kavuşursa, kendisini unutur, için insan, sadece kendi gönlünde olup bitenleri bilir. kendisini unuttuğu için de kendisine yabancılaşır, Gönül sahibi varlık olan insanın, gönlü daima bir kendini yücelerde, göklerde görmeye başlar. Öyle ki, şeyler ister. Gönül isteğine kavuşuncaya kadar kendim" kendisinin mavi göklerin üzerinde hüküm sürdüğünü devamlı oyalar.13 Bu sebeple insan, gönlünün tasvip zanneder.8 Oysa insan aciz bir varlıktır, bütün gün etmediği bir şeyi yapmamalıdır. Çünkü gönlün beğenip toplar, fakat yiyecek bir şey bulamaz. Aciz bir varlık tasvip etmediği bir işten yarar gelmez. İnsanın gönlü, o olan insanların bazısı durmadan koşarak dünyayı kadar geniş ve derindir ki, insan gönülden yakınlık dolaşır, bazısı canım feda ederek denize dalar, bazısı duyarsa, ona uzak yer yakın olur. Bu sebeple yakınlık dağ kazarak kayaların dibine iner, bazısı yeri vefakârlığı için daima gönüle bakmak gerekir. İnsan kulaçlayarak yaya koşar. Bazısı tepeler aşar, dereler gönlünde her zaman iyi niyet taşımalıdır. Çünkü geçer, bazısı ise yeri kazarak kuyudan su içer. Bazısı gönlünde iyi niyet besleyen insan, her işinde başarılı orduda kılıç ve balta kullanır, bazısı kaleyi korur ve olur.14 orada ihtiyarlar. Bazısı hırsız, sahtekâr, yan kesici, dolandırıcı olurken, bazısı da zalim olup öldürücü ve Yusuf Has HACİB'e göre iki türlü insan vardır ki, yıkıcı olmaktadır. Bütün bu insanların bunca zahmet ve bunlardan biri bey, diğeri de âlimdir. Bu her iki insan sıkıntıyı çekmesi, boğazı ve sırtı içindir. Bütün da insanların en seçkini, en yükseği ve en başıdır. Bu gayretiyle insan, mal toplar ama yiyemez, öldükten insanların dışında kalanlar, bilgisi az veya hiç olmadığı sonra da bu yaptıklarının vebalini yüklenir. Sözkonusu için hayvan sürüsü sayılırlar.Burada "bey" den kasıt, edilen bütün bu olayları aciz bir varlık olduğunu kendisine "kut" gelmiş insandır. Kendisine "kut" unutup ta her şeyi yapabileceğini zanneden akılsız ve gelmiş ve bahşedilmiş insan, kendisine "kut" bilgisiz insanlar yaparlar ki; bu insanların gelmeyen ve bahşedilmeyen insandan her zaman ve her hayvanlardan lıiç bir farkı yoktur.9 yerde üstündür ve değerlidir. Şayet insan, insan olup insan adını almak istiyorsa bunlardan birini seçmesi İnsan, gönül sahibi olan bir varlıktır. Onun gönlü bir gerekir. Bu ikisinin dışındaki insanlardan insanın, her bahçeye benzer. Bu bahçeyi sulayıp besleyen, zaman ve her yerde uzak durması ve kaçınması gerekir. zenginleştirerek canlı tutan beylerin sözleri ve Çünkü "bey" kılıcı eline alıp, halkı itaat altında tutar, nasihatleridir. Nasıl ki, devamlı sulanan bahçede bin "âlim" ise kalemi eline alıp, insanları, iyi ve doğru yola bir türlü nimet yeşerip renkleniyorsa ve çiçekler açıp götürecek bilgileri yazar, bu bilgilerle halkı aydınlatır etrafa koku saçılıyorsa, aynen bunun gibi dikkat ve ve böylece insanların iyi ve doğru yola girmelerine itina gösterilerek, söz ve tavsiyelerle eğitilip uyumlu vesile olur. Dünyada iyi ve doğru düzenin kurulması, hale getirilen gönülden de, iyi davranış ve hareketlerle iyi ve doğru hareketlerin seçilip yapılması, bu insanlar süslenerek şekillendirilen sağlıklı ve huzurlu bir hayat vasıtasıyla çıkacaktır."' İnsanın gönlü yufka olup sırçaya benzer. Bu sebeple korunması çok zor olan gönlün, korunması gerçekleşecektir.1"1 Y.Has HACİB'in bilgisi az veya hiç olmayan insanları hayvan sürüsü olarak kabul etmesini 5 a.g.cBeyit No: 1922-23 6a.g.c..Beyit No: 2975 11 a.g.e.. Beyit No:3393-97 7a.g.e.. Beyit No: 1122 ı: a.g.e.. Beyit No:3478,3480-81 8a.g.e.. Beyit No: 1124 "a.g.e.. Beyit No:5025 9a.g.c. Beyit No: 1732- M a.g.e. Beyit No:3565,3691,3705,5732 10 39 15 a.g.e.. Beyit No: 265-69 a.g.c. Beyit No: 1807-08 PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1997, Sayı:3 yanlış yorumlamamak gerekir. Çünkü o. bu sözü ile istekleriyle iş görmeleri, onların iyiliklerinden bilgili olmayı herşeye tercih ediyor ve anormaller hariç dolayıdır. Bunlar kendilerini iyiliklere adadıklarından, her insanın bilgi edinmesi gerektiği üzerinde ısrarla iyiliğin kulu ve hizmetçisidirler. Bu sebeple bunlara duruyor. "Kut" ancak bilgili insana geldiğine ve onda her zaman iyilik yolunu açık bulundurmak gerekir. devanı ettiğine göre, insan için bilgilenmekten başka Ayrıca hür insanı, kul ile bir tutmamalıdır. Hür insana çare ve yol yoktur. İnsan, ancak bilgilenirse ona "kut" hür. kul insana da kul muamelesi yapılmalıdır.19 gelir ve hayvan olmaklıktan kurtulur. İnsan, gece gibi karanlık bir eve benzer. Ancak bu Yukarıda da ifade edildiği gibi insan, zekâ sahibi bir insan için akıl, bir meş'aledir ve onu aydınlatır. Çünkü varlık olması dolayısıyle hayvanlardan ayrılır. Onun bu insanı her türlü kötülüğü yapmaktan alıkoyacak olan yönü, onlardan üstün olmasının sebebidir. Zekâsıyla şey, aklı ve aklı dolayısiyle elde ettiği bilgisidir. İnsanı, insan, bilgi edinir ve edindiği bu bilgilerle işlerini aklı ve aklı dolayısiyle elde ettiği bilgisi hayvanlardan başarıyla yürütür. Aynı zamanda bu bilgiler, onun, ayırır ve bunlarla onlara karşı bir üstünlük kazanır. dünyadaki varlıkları ve olayları hükmü altına İnsanın "yaratıkların en şereflisi", en yükseği almasında yardımcı olur. Zekâ sahibi bir varlık olan olmasının sebepi. aklı ve aklı dolayısiyle kazandığı insan, her türlü isteğine bu yeteneği vasıtasıyla elde bilgisidir. Akıl ve bilgi, insanın bütün işlerini başarıyla etliği bilgilerle ulaşacağından, hayatı boyunca didinip bitirmesine ve böylece bütün dileklerine kavuşmasına çalışarak elinden geldiğince bilgi edinmek için gayret 20vesile olur. sarfcîmelidir.Bu sebeple insan, bir işe başlarken, o işi iyice kavramalı ondan sonra işe başlamalı ve daha İnsanlar birbirlerine ancak insan olarak benzerler. önceden edindiği bilgilen ele aldığı iş üzerinde Bunun dışında insandan insana bir çok fark vardır. uygulamalıdır. Akıl ve zekâ sahibi bir varlık olan Doğuştan anormal olarak dünyaya gelenler hariç bu insan, bilgi edinmeyi, bilgilenmeyi ve bilgili olmayı fark genellikle fizikî yön ve ruhî mizaç itibarıyladır. istemelidir. Böyle olmayı gönülden arzu eden insan ise, Ama bütün bunlara rağmen, insanlar arasındaki asıl okumalı, yazmalı, bunu yaparken başkalarının söz ve fark, bilgi ve fazilet yönünden olanıdır. İnsanların kötü tavsiyelerinden de yararlanmalıdır. İnsanın insan olmalarının temelinde bilgisizlik ve faziletsizlik olarak yüzünü ağartabilmesi, ancak yatmaktadır. Şayet insan, bu dünyada, kendini ve bir bilgi bilmesine ve fazilet 16öğrenmesine bağlıdır. çok şeyi hükmü altına almak istiyorsa, bilgi ve fazilet kazanmalıdır. Yusuf Has HACİB, bilgi ve fazilet sahibi İnsan emek sarf ederek bir şeyler elde eden varlık olmanın ve dünyayı hükmü altına almanın önemini olarak da hayvanlardan ayrılır. Emek sarfederek elde belirtmek üzere, "yaban eşeğini altetmek için ar si an ettiği bir şeye ise insan, candan bağlanır, onu canı gibi olmak gerekir" misâlini vermektedir. Bilgili ve faziletli sevip korur. Çünkü emek karşılığı elde edilen bir şey, bir insan, kendisi ve toplumu için problem teşkil eden sevgili can kökü gibi sevilir. Bu sebeple insan, emek bütün olayları çözdüğü gibi, herkesi idare eder. harcayarak elde ettiği bir şeyi ömrü boyunca sever, o dünyayı ve dünyadaki varlıkları hükmü altına alır. şeyi yüklenir,■'yüklendiği için de onun külfetine Bunu ancak var gücüyle çalışıp bilgi edinen ve faziletle katlanır.1 Bir insanın herhangi bir şey üzerinde emeği donanan cesur insanlar başarabilir.21 olduğu gibi. bir insan üzerinde de emeği vardır. O, bu emeğe karşılık ona insanlık yapar. Bir insanın gerek bir Yusuf Has HACİB. insanın asil olmasını sağlayan şey ve gerekse bir insan üzerindeki emeği faktörler olarak aklı. bilgiyi, fazileti ve dili ön planda küçümsenmemelidir. Bu emeğin takdirle karşılanması tutuyor. İnsanın asil olması bunlara bağlıdır. Akıllı, gerekir. Her ne şekilde olursa olsun bir insanın emeğini bilgili ve faziletli insanın kendisine uygun düşmeyen takdir etmesini bilmeyen bir kimsenin hayvandan şeyleri yapmıyacağını belirtir. Bir insanın asilliği hiç bir farkı 18 voktur. bırakmaması ve bütün insanlara karşı daima insanlık göstermesi gerekir. İnsan, insanlara karşı, insanlık Yusuf Has HACİB, hizmette bulunan insanları biri hür, yaparak hayvan olmaklıktan kurtulabilir. İnsanlık adına diğeri de kul olmak üzere ikiye ayırıyor. Bunlardan kul çalışan ve insanlara yararlı olan insan insandır. O halde olan insan, kendi iradesi dışında iş görür, emir alır, insan, hem kendi ve hem de insanların lehine emre göre iş yapar. Verilen emri, yani işi. başaramazsa çalışmalıdır. İnsanlık edene, insanlık göstermelidir. emri verenden azar işitir. Hür İnsana insanlığı nisbetinde muamele edilmelidir. insan ise kendi iradesiyle iş görür. Şayet hür insan, Vefalılık ve vefa göstermek, insanlığın şiarmdandır. kendisini kul ederek iş görürse, onun hizmetini takdirle Vefaya karşı vefa göstermek, insanlığın gereğidir. karşılamak gerekir. Çünkü hür insanların kendi Vefakâr olan insan, insan olur ve böyle bir insan, 16 a.g.e. Beyit No: 2447,2624,2627.2629-30 a.g.e,. Beyit No: 2987-91 a.g.e.. p a.g.e.. Beyit No: 2907-10 Beyit No. 1840-42 a.g.e.. Beyit 18 a.g.e. Beyit No: 2985-86 No. 201,221,283-85 PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1997. Sayı:3 insanlık adını yüceltir. Tavır ve hareketi doğru olan insan için yeminli bir dost, bilgi de merhemetli bir insana insan denir. Bu sebeple akıllı, bilgili, faziletli, kardeş sayılır. O halde insan kendisine ve dünyaya tavır ve hareketi doğru vefakâr ve cömert insan, her hakim olmak istiyorsa akıllı, anlayışlı, bilgili ve zaman övülmeye değer insan olurken, tam tersine faziletli olmak zorundadır. Halka hakim olabilmek için bilgisi/., faziletsiz, vefasız, hasis insan ise yerilmeye de. akıl ve cesaret gereklidir. Anlayış ve bilgi insanın lâyık insan olmaktadır."" dünyayı elinde tutmasına vesile olur. Bu sebeple Hz.Adem, dünyaya geldiğinden beri iyi nizamı, Bilgili ve faziletli bir insan, kendisine hakim olduğu anlayışlı ve bilgili insanlar kurmuşlardır.26 gibi. dünyaya da hakim olur. Bunun için fazilet, asla değersiz görülmemelidir. Bilgi ve fazilet sahibi olmak, İnsan yaratılışı gereği zaman zaman gaflete düşebilen insanın kendine olan güvenim arttırdığı gibi, bu bir varlıktır. Bu sebeple insanın gaflete düşüp özelliği ona başkalarının saygı duymasına da vesile yanılmaması için. her zaman ve her yerde uyanık ve olur. Bundan dolayı insan zamanını boş geçirmemeli, tedbirli olması gerekir. Ayrıca gaflete düşmemek için anlayışını geliştirmeli ve bilgi edinmelidir. Bu bilgi ve iyi ve doğru olmak da gereklidir. Gaflet içinde yaşayan faziletin bugün bir faydası görülmeyebilir ama yarın insan, sonunda pişmanlık duyar ve kendisini suçlu mutlaka bir iyiliği olacaktır. Çünkü zamanı gelince bu bulur. Öyleyse insan, gaflete düşmemek için, uyanık, bilgi ve fazilet sayesinde iyilik yolu açılır ve nihayet tedbirli, iyi ve doğru olmalıdır. İnsanın gaflete iyilik gelir."' .Akıllı, bilgili ve faziletli insana, insan düşmesini ve bu sebeple de yanlış yapmasını denir, bunun dışındakilerin hepsinin hayvandan farkı önleyebilecek bir başka yol da istişare etmektir.2 yoktur. Demek ki insanı hayvan olmaklıklan kurtaran İnsan istişareyi en yakım ile yapmalıdır. Karşılıklı ve ona bir üstünlük sağlayan en önemli özelliği aldı, tartışılarak her türlü problem çözülebilir. Bir insan, bir bilgisi ve fazileti dolayısiyle kazandığı iyiliğidir. Bu işi kendi başına başaramayabilir. Bunun için herhangi sebeple Y.Has HACİB için ancak bilgi öğrenen ve bir işe başlarken, istişare etmenin ve danışmanın büyük öğreten insan insandır. Öğrenmeyen ve öğretmeyen önemi vardır. Bu şekilde hareket eden insan, işlerinde insanın hayvandan hiç bir farkı yoktur. O halde insan başanlı olabilir. İstişare etmeyen ve danışmayan hayvan olmaklıktan kurtulup insan olmak istiyorsa, insanın her zaman yanılma ihtimâli vardır. İstişare bunları gözönünde bulundurmalı, öğrenmeyi seçmeli edilmeden başlanılan bir iş, pişmanlıkla bitebilir. ve seçtiği için de yapmalıdır. Bundan dolayı insan, İstişare etme insanın bilgisinin genişlemesini sağlar. mutlaka bilgi ve fazilet öğrenmeli ve öğretmelidir. Şayet istişare ve danışmaya insanın kendi bilgisi de Öğrensin ve öğretsin ki, hayvan değil insan olsun. katılırsa, o iş, tereddütsüz başarıyla neticelenir. Bu Bilgilensin ki, yaptığı ibadetler makbul olsun. Çünkü sebeple insan, herhangi bir işe başlamak ve o işi bilgi ve faziletle donanmayan insanın ibadeti yanılmadan başarıyla tamamlamak istiyorsa, önce 2-1 makbul olmaz. istişare etmeli, ondan sonra işe başlamalıdır.28 Bu bize yanlışa düşmeden her türlü başarıya ulaşmanın Bütün bunlar bize. akıl, bilgi ve faziletin insanı yolunun, istişare ve dayanışmaya bağlı olduğunu yücelttiğini ve dolayısiyle insanın saygı ve itibar göstermektedir. görmesine vesile olduğunu gösteriyor. Çünkü akılsız, bilgisiz ve faziletsiz bir insan hem hayvandan, hem de Yusuf Has HACİB nazarında, kendi menfaatini balçıktan farklı görülmüyor. Böyle bir insanın işlerini düşünmeyen ve hayatı boyunca başkalarının lehinde başarması, yükselmesi ve "kut" a erişmesi mümkün çalışan, insanlara merhamet ve şefkatle yaklaşan ve değildir.2*1 İnsan asil insan olmak istiyorsa akıllı, bilgili onlara iyi. doğru ve dürüst davranışlarıyla örnek olan ve faziletli olmak zorundadır. Akıl, bilgi ve fazilet insan, insandır. Hayatı boyunca iyi ve doğru yolda insanı, her türlü kötülüğü ve yanlışı yapmaktan men yürüyen, bu dünyaya fazla gönül bağlayan insan, eden. alıkoyan bir engeldir, kalkandır. Bu yetenek ve insandır. Böyle hareket etmeyip te, bu dünyaya gönül vasıflar kendisinde bulunan insan, inşam insan verip gönlünü kaptıran insan, bataklığın dibine olmaktan uzaklaştıran, davranış ve hareketleri seçmez, çakılmış, batmış demektir. Bataklığın dibine çakılıp seçmediği için de yapmaz. Öyle ki böyle bir insan, her batanın kurtulamıyacağı hatırdan çıkarılmamalıdır.29 O zaman kendine uygun düşen davranış ve hareketleri halde insan, gerçekten insan olmak istiyorsa, bu seçmeye, seçtiği için de yapmaya, dikkat ve itina dünyaya fazla bağlanmaman, iyi ve doğru bir hayat gösterir. Seçtiği eylemleri yaşamayı istemelidir. Ancak ve ancak, iyi, doğru, adaletli, herkesin lehinde olmayı isteyen bir insan. yapmakla, seçmediği eylemleri yapmamakta kendini zorunlu hisseder. İşte bu sebepler dolayısiyle akıl. - a.g.e.. Beyit No: 1596,1599.1619,1690-91.1730-31 :" a.g.e.. Beyit no:300.314,316-17,217-19 23 a.g.c.. Beyit No: 3009-10.3013-14 2~ a.g.e.. Beyit No: 438,443,3058,1206.3495 24 a.g.e.. Beyit No: 3165,3217-18,3221 2X a.g.e.. Beyit No: 5652-53.5656-57,5660 25 a.g.c. Beyit No: 289,297-98 29 a.g.e., Beyit No. 3245,3248,3269,3086,3089-90 PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1997. Sayı:3 insandır. Bunu çocukluğundan itibaren kendini eğitip Bunun aksine iyi ada sahip olan ise hep övülür ve hiç olgunlaştıran ve benlik şuurunu yenebilen insan bir zaman yaptıkları iyilikler dilden düşürülmez. İyi adı başarabilir. İnsan benlik şuurunu ve gururunu yenip olan kimse cömertliğinden dolayı bu ismi almıştır. aşabil irse olgun insan olabilir. Olgun insan olmayı ise Cömert insan, ölse bile adının unutulmaması ve insanın bizzat gönülden istemesi ve bu isteğini yaşatılması bu sebepledir. İnsanın iyi adı kazanması gerçekleştirmek için de insanlara karşı iyi. doğru, hoş kolay değildir. Bir insan için iyi adı kazanmak demek, görülü. alçak gönüllü, tok gözlü davranmalıdır. Ayrıca mübarek saadeti kazanmak demektir. İyi adı kazanan helâl ve haramı gözetmeli, başkalarım çekiştirmemeli, insanın saadetini devam ettirmesi, iyi olmasına ve iyi fedakârlık edip ilâhî sevgiyle dostluk etmelidir. Hiç bir yaşamasına bağlıdır. Ancak iyi olup iyi yaşayan zaman doğruluk yolundan ayrılmamalıdır. Büyüklere insanın, adı ve saadeti ebedî kalabilir.33 saygı göstermenin kendini yücelteceğini bilmeli ve bunun için onlara saygısız davranmamalı ve Tanrı tarafından yaratılmış olan insan bir gün ölecektir. 30 gelişigüzel söz sövlememelidir. Öldükten sonra vücutta birleşmiş olan bütün organlar birbirlerinden ayrılacaktır. Bu sebeple insan, İyi ve doğru olan insan, Tanrı sevgisini kazanan vücudunun gelip geçici olduğunu, yani ölümlü insandır. İyi ve doğru yolda yürümek için insan, olduğunu, ölümden sonra da çürüyüp dağılacağını ve gönlünün tamamen inandığı ve hiç şüphe duymadığı yok olacağını hiç bir zaman akıldan çıkarmamalıdır.34 bir kimseyi kendisine ayna edinebilir. Böyle bir insanı Ama buna karşılık insan ruhu ölümlü değildir. Çünkü bulan bir insan, kendisini onun aynasında görebilmek insan nüm, mürekkep değil, saf, temiz, katışıksız, için onun davranış ve hareketlerini takip etmeli ve onu arıdır. Beden, bu saf. teiniz, katışıksız arı ruhun evidir. daima karşısında bulundurmalıdır. İnsana ancak, içi Bu ruh, bedenden ayrılınca, beden boş kalır. Bedenden dışı gibi. dışı da içi gibi olan ve inandıklarına içten ayrıldıktan sonra ruhim nereye gittiğini biz insanlar bağlanan insan ayna olabilir. İşte insan, şayet böyle bir bilemeyiz, onun nereye gittiğini ancak bilgisi her şeyi insana rastlarsa, bu insanı, kendisine ayna olarak aşan ve en bilen olan Allah bilir. Aslında onun yeri seçebilir, ona bakarak bütün davranış ve hareketlerini yükseklerdedir. Onun yükselmesi saadete erişmesi, düzeltebilir. İçi dışı gibi, dışı da içi gibi olup içten aşağı inmesi ise saadetten uzaklaşması ve felâkete bağlı olan kimsenin dışındakilere ise itimat edilemez.31 düşmesi demektir. İnsan ruhuna bu ikisinden birisi nasip olur. Anlaşılacağı üzere bedenin ölümlü olmasına Y.Has HACİB"e göre insan, insan olup insanlık karşılık, nüı ölümsüzdür, ebedîdir. Ruhun ne olduğuna vasfını yükseltebilir. Bu sebeple gerçek insanın işareti, gelince, onun ne olduğunu, anlayıp bilebilecek bir insanlıktır. İnsan az değil, insanlık işaretini taşıyan insan yoktur. Onun sırrını, ancak en bilen varlık olan insan azdır. Öyleyse insan.insanlığa uygun Allah bilir.3" Ölümsüz bir ruh taşıyan insanın hatırdan yaşamalıdır. İnsan, insanlığa uygun yaşasın ki. vasfını çıkarmaması gereken en önemli husus, öldükten sonra kendisi için yüceltsin ve bu isimle ebedî olarak anılsın. ahirette, bu dünyadaki hayatında yaptıklarından dolayı İnsanlık işareti ise, iyilik ve doğruluktur. İyilik ve hesaba çekileceğini, şayet iyi işler yapmışsa bunun doğrulukla insan, insan olur ve insanlık adını alarak bu karşılığı olarak cennete gitmekle adı yüceltir. Bu ise onun ve insanlık adının mükâfatlandırılacağım, ama iyi işler yapmamışsa bu ebedîleşmesini sağlar.32 yaptıklarının karşılığı olarak da cehenneme Tanrı'nın seçerek yarattığı varlık olan insan ebedî gönderilmekle cezalandırılacağını unutmaması değildir, ebedî olan sadece Tanrı'mn kendisidir. İnsan hususudur. şayet iyi ve doğru yaşarsa, kendisi ölse bile geride ismi kalır. İyi kimselerin adlarının kalması ve unutulmaması Bütün bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere insan, diğer bu sebepledir. İnsan ancak yaptığı iyilik ve yaratılmışlar gibi ölümlü bir varlıktır. Her varlık doğruluklar dolayısiyle adını ölümsüzleştirebilir. Her dünyaya geldiği ve bu dünyada belli bir müddet varlık, her hayat sahibi, eninde sonunda mutlaka yaşadıktan veya kaldıktan sonra öldüğü gibi, hiç ölecektir: ama iyi, doğru, güzel ve adaletli yaşayanın şüphesiz insan da ölecektir. Allah hariç hiç bir varlık ölse dahi adı kalıcıdır. Bu sebeple insanların ölümsüz değildir. Bu dünyaya gelirken insan çıplak dillerinden düşürmedikleri iki çeşit insan vardır ki. olarak dünyaya geldiği gibi, bu dünyadan giderken de bunlardan biri iyi, diğeri de kötü olanıdır. Kötü olanın çıplak olarak gidecektir. İşte insanın bunu hiç bir ismi çok çabuk unutulup giderken veya beddua ile zaman hatırdan çıkarmaması gerekir. İnsan bu dünyada anılırken, iyi olanın ismi, uzun müddet kalmakta ve iyi ne toplarsa toplasın, ne kazanırsa kazansın hepsi dualarla anılmaktadır. Çünkü kötü hep yerilir ve adı kalacaktır, ama insanın kendisi göçüp gidecektir. Bu anılmak bile istenmez. dünya insan için bir misafirhanedir, misafirhanede fazla bir şey aranmaz. Ölümün ne olduğunu bilen 30 31 a.g.c.. Beyit No:4033,4036,4041 33 a.g.e., Beyit No: 288-89,237-40.257,456 32 a.g.c. Beyit No:5598.5618-20 1 a.g.e., Beyit No: 6074,6146 5 a.g.e.. a.g.c. Beyit No:5787-89.5808 Beyit No: 1520-31 PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1997. Sayı:3 7 insan, geçici dünya saadetine kapılıp aldanmaz. Ölüp olabilmenin şartlarım, hem daha önce üzerinde gideni gören insan da uzun müddet avunmaz.36 Bunun durduğumuz '"Kııtadgu Bilig'de Ahlâk" isimli için mağrur insan.dönek devlete, gelip geçici olan yazımızdaki ahlâkla İlgili bilgileri, hem de }aıkarıda dünyaya güvenmemeli, kendisinin öleceğini, kara insan konusunda söz konusu ettiğimiz bilgileri hesaba toprak altında çürüyeceğini ve dünyadaki hayatından katarak aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz. dolayı ağır bir yük yüklenip pişman olacağım hatırdan çıkarmamalıdır. İnsan, insan olarak dünyada ne kadar Olgun insan olabilmenin ilk şartı, insanın akıllı ve yaşarsa yaşasın, bir gün mutlaka öleceğini, şayet iyi bir bilgili olmasıdır. Akıllı ve bilgili insan akılsızca ve hayat yaşamışsa iyi adla anılacağım, vücudunun bilgisizce hareket etmez. Ne zaman nerede, ne şekilde ölümden soma dağıldığını, iyi adın ve şölıretin insanın hareket edeceğim bilir. Akıllı ve bilgili insan, adını ölümsüzleştirdiğini 3l hiç bir zaman kendisine uygun düşmeyen davranış ve hareketleri unutmamalıdır. Ayrıca dünyada mal-mülk olarak seçmez, seçmediği için de yapmaz. Akıllı ve bilgili kazandığı ne varsa hepsi geride kalırken, ölümle insan, iyiliği ve doğruluğu' seçer, kötülüğü ve yanlışlığı birlikte öbür dünyaya giderken iki bez parçasından ise seçmez. İyi ve doğru bulmadığı ve seçmediği bir başka bir şey götürmediğim de bilmelidir. Çünkü çok şeyi de yapmaz. yer isteyen insandan eser kalmayıp kara toprağın altına gömülüp gitmektedir. Olgun insan olabilmenin ikinci şartı, Allah'ın varlığına inanmak ve O'nun rızasını kazanmak için ibadet İnsanın bu dünyadaki hayatında her dünyaya gelenin etmektir. Allahın emirlerine göre yaşamaktır, yani gelip geçici olduğu hususunda ders alması gereken çok Oııım yap dediklerini yapmak, yapma dediklerini önemli olaylar vardır. Yusuf Has HACİB, bu konudaki yapmamaktır. İnanan insan, Allah'ın emirlerini yerine düşüncelerim delillendirmek için, dünya malına getirmek gerektiğinin bilincindedir. Bunun için, niçin gönlünü kaptırıp ta her şeyi elde edenlerle, ben ibadet yaptığım bilir ve bu bilinçle ibadetini yaşayarak Tanrfyım deyip sonunda Tanrı'mn denizin dibine yapar. İbadetin bilinerek ve yaşanarak yapılması, onu gönderdiği Firavun'un öldüğü gibi, asası yılana makbul eder. Ayrıca insan, yaratıldığı için bir gün çevrilen ve deniz yarılarak oradan yürüyüp geçen mutlaka öleceğim, öldükten sonra öbür dünyada, Hz.Musa'nın, ölüleri dirilten Hz.İsa'nın, insanlar dünyadaki hayatı boyunca yaptıklarından dolayı arasında seçilerek yaratılan Hz.Muhammed'in (S.A.V.) hesaba çekileceğini, bu sebeple de dünyadaki hayatını bile öldüğünü ve bu dünyanın kanununun da böyle mümkün olduğu kadar çok ibadet ederek geçirmek olduğunu 3S misal olarak veriyor. İşte bütün bu gerektiğim de bilmelidir. Allah'ının rızasını kazanmak sebepler dolayısiyle. şayet insan, ibret ve anlayışla için ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıdır. Bu bakacak olursa, ona bütün idrak kapıları açılacak ve bu dünyadaki hayatında hiç bir hususta acele etmemesi dünyanın hali ile kanununun böyle gerekirken insan, ibadet hususunda acele edip, 39 olduğu görülecektir. ibadetini zamanında ifa etmelidir. O halde insan, olgun insan olmak istiyorsa, öncelikle inanmalı, inanmanın Buraya kadar biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir gereği olarak ibadetini zamanında yapmalı, yani bu varlık olarak ele alarak çeşitli yönleriyle belirtmeye dünyadaki hayatım yaşarken görevinin ve çalıştığımı/ insanın, bundan sonra yetkin insan olup sorumluluğunun ne olduğunu bilmeli ve ona göre olamayacağı hususunu gündeme getirip açıklamaya yaşamalıdır. çalışacağı/.. Acaba yukarıda kâinatın seçkin bir varlığı olarak Tanrı tarafından seçilip beğenilerek yaratıldığım Olgun insan olabilmenin üçüncü şartı, faziletli ve yüceltildiğini ifade ettiğimiz insan, mükemmel, olmaktır. Faziletli olan insan bilgili olur, bilgili olduğu yetkin, olgun bir varlık olabilir mi? Olabilirse bunun için de bilgili olan insana uygun düşmeyecek davranış yolları ve şartları nelerdir? Kutadgu Bilig'de gerek ve hareketlerde bulunmaz. Bilerek hiç kimsenin ahlâkla ve gerekse insanla ilgili olarak serdedilen aleyhinde çalışmaz, hem kendi lehinde ve hem de bilgilere bütünlüğü içerisinde müracaat edip bir başkalarının lehinde çalışır. Faziletli ve bilgili bir değerlendirmeye tabi tutacak olursak, bu sorunun insan, bilerek hiç kimsenin saadetine engel olmaz. cevabının her şeye rağmen "evet" olacağı aşikârdır. Kendisi için iyi. doğru, güzel, adaletli vs. olan bir şeyin Her şeye rağmen dememizin sebepi, Y.Has HACİB'e başkası için de iyi, doğru, güzel, adaletli vs. olduğunu göre. bu dünyada insan ne kadar uğraşırsa uğraşsın bildiği gibi, kendisi için kötü. yanlış, çirkin, adaletsiz mükemmel olamaz, ancak mükemmel olmaya doğru vs. olan bir şeyin kendisi gibi olan başkaları için de yol alır. Bu durumda olgun insan kötü, yanlış, çirkin, adaletsiz vs. olduğunu da bilir. Onun için lüç kimsenin mutluluğuna engel olmak islemez. 36 a.g.c.. Beyit No: 3528.3559,3561 Olgun insan olabilmenin dördüncü şartı, hoşgörülü, 37 a.g.e.. Beyit No: 1144,5572-73 sabırlı, yumuşak huylu ve sakin olmaktır. Hoşgörülü, 38 a.g.c. beyit No: 4710-20 sabırlı, sakin olan insan hiddetlenmez, öfkelenmez, 39 a.g.e.. Beyit No:6343-45 PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1997, Sayı:3 8 acele etmez. Çünkü bu durumlar insanı akılsıza ve gözlülüğün tedavisinin olmadığını bilmektir. Aç gözlü bilgisize çevirir ve insanınfevrî hareket etmesine sebep insan, tamahkâr ve cimri olurken, tok gözlü insan olur. Hiddetli, aceleci ve sabırsız olmak, insanın yanlış cömert olur. Bunun için insanın kanaatkar, uyanık, hareket etmesine sebep olur ve ele alman iş. hüsranla ihtiyatlı ve işinin ehli olması gerekir. Kanaatkar bir neticelenir. Bu ise insanı pişmanlığa ve dolayısiyle duyguyla, aç gözlülükten, mal hırsından, arındırılmış huzursuzluğa sürükler. Bunun için, insan şayet işinin olarak, işe yarayanla işe yaramayan arasındaki farkı iyi neticelenmesini istiyorsa, hiddetli, aceleci ve fark edebilmelidir. Kanaatkar insanda mal hırsı sabırsız değil, tam tersine, hoş görürü , sakin ve sabırlı bulunmadığı için, hırsızlıktan dolandırıcılıktan ve olmalıdır. Ayrıca hiddetli ve toleranssız olmaklık, rüşvet almadan her zaman, her yerde uzak durur. karşıdaki insanın kalbinin kırılmasına vesile olan kaba Kanaatkar insan cömert olur. ama el kesesinden yani ve küstah davranmayı gerektirirken, hoş görülü, sabırlı devlet kesesinden cömertlik yapılmıyacağım bilir. ve sakin olmaklık karşısındaki insanın kalbinin Kısacası kanaatkar insan, saf, halisane duygularla iyi. kazanılmasına vesile olan nazik ve tevazulu doğru ve dürüst hareket eder ve kendi dışındaki davranmayı gerektirmektedir. Birinci davranış şekli insanlarda kendisi konusunda bir güven hissi uyandırır. insanların birbirlerinden nefret edip uzaklaşmalarına Bundan dolayı kanaatkârlık, olgun insanda bulunması sebep olurken, ikinci davranış şekli insanları gereken bir özelliktir. birbirlerine yaklaştırıp sevgi ve saygı duymalarına sebep olmaktadır. O halde insan, olgun insan olmak Olgun insan olmanın yedinci şartı, nefsinin esiri istiyorsa hoşgörüyü, sabrı ve sakin olmayı bütün olmamaktır. Kendini bilen ve tanıyan insan nefsinin davranış ve hareketlerinin temeli ve esası haline esiri olmaz. Nefsinin esîri olmayan insan, kendisini her getirmelidir. türlü kötülükten, her türlü yanlıştan, her türlü adaletsizlikten vs. uzak tutar. Kendini çok iyi gözetir, Olgun insan olabilmenin dördüncüsü ile çok yakın çok iyi korur. Nefsinin esîri olmayan insan, kendisine ilişkisi bulunan beşincisi ise, alçak gönüllü olmaktır. her yönden hakim olmasını bilir. Kendisim bilip, kendi Alçak gönüllü olan insan, kibirlenmez, büyüksünmez. nefsinin esîri olmayan insan, ne zaman nerede ne : Çünkü böyle bir insan, kibirliliğin insanı insan şekilde hareket edeceğini bilir. Ömrü boyunca iyilik ve olmaktan uzaklaştırdığını, insanın kendisini doğruluk yolunda yürür; bu yoldan ayrılmaz, yükseklerde görerek kendisi dışındaki insanları hakir, ayrılmamak için büyük gayret sarfeder, bu gayretiyle hor ve küçük görmesine sebep olduğunu bilir. Alçak olgun insan olmasını engelleyen engelleri bir bir aşarak gönüllülüğün ise insana ve saadete uygun düştüğünü de olgun insan olmaya doğru ilerler. Kendisini, kendi bilir. Şayet insan alçak gönüllülüğü bir kenara nefsini bu şekilde eğitip şekillendiren insan, kendi bırakarak kibir ve gururunun esiri olursa, o zaman nefsini eğitip şekillendiremeyen bilgisiz ve kötü saadet (kut) insandan ayrılır. Bunun için alçak gönüllü insanlarla düşüp kalkmaz. Bunun için insan bütün olan insan, saadeti bulunduğu yerde tutan şeyin tevazu bulanıklıklardan, bütün kötülüklerden kendini ve alçak gönüllülük olduğunu da bilir. Bu bilinçteki arındırmak istiyorsa, önce kendi nefsini terbiye insan ise alçak gönüllü olmayı hayatının temel prensibi etmelidir, kendi ruhunu temizlemelidir. Heva ve arzu haline getirir. Bundan dolayı alçak gönüllü olan peşinde koşmamalı, nefsine hakim olup başkalarının insanlar, herkes tarafından sevilirler ve itibar sahibi dedikodusunu yapmamalıdır. Çünkü heva ve hevesine olurlar. Kibirli ve gururlu insanlar ise tam tersine hakim olamamak demek, onların esîri olmak ve insanın kendilerinden nefret edilen sevimsiz insan olurlar. O hayatının zahmet ve sıkıntı içinde geçmesi demektir. O halde insan olgun insan olup itibar kazanmayı ve halde insan, olgun insan olmak istiyorsa, nefsinin esîri saadete erişmeyi istiyorsa alçak gönüllülüğü hayatının olmamalı, heva ve hevesine hakim olmalı, böylece temel prensibi haline getirmeli, insanlara karşı nezaket gazaba gelip hiddetlendiğinde onu yenebilmelidir. ve tevazu çerçevesi içinde kalarak, insanlık neyi Kısaca söylemek gerekirse,aklı, bilgisi ve fazileti gercktıyorsa öyle davranmalıdır. sayesinde nefsini bunların esîri ederek devamlı kontrol altında tutabilmelidir. Olgun insan olabilmenin altıncı şartı, kanaatkar olmaktır. Elindekiyle yetinmesini ve bundan dolayı da Olgun insan olabilmenin sekizinci şartı, helâl kazanıp, şükretmesini bilmektir. Dünya malının dünyada helâl yemek, harama yaklaşmamak ve her zaman kaldığının, buna karşılık kendisinin ölümle birlikte bu haramdan uzak durmak demektir. Bu ise neyin helâl dünyadan ayrıldığının bilincinde olmaktır. Dünya olduğunu, neyin de helâl olmadığını bilmeyi gerektirir. malına pek değer vermemektir. Bunun tersine, insanı Helâl kazanıp helâl yemenin hiç kimseye hiç bir zaman doyurmadığı için aç gözlülüğün sonunun olmadığını, zarar vermediğini bilmek demektir. Helâl kazanına, insanı hırs ve tamahının esîri ederek devamlı olarak kazancın bereketini arttırır. Helâl kazanıp, helâl daha fazlasını elde etmek için kamçıladığını, böyle yiyenlerin mallarının nehirler kadar bol olması bu duygularla dolu hayatın ise insana huzur yerine sebepledir. Bundan dolayı insan, helâl kazanmanın ve huzursuzluk getirdiğinin de bilincinde olmaktır. Aç helâlinden yemenin ne olduğunun

Description:
(VNTR1BUT1ONS TO MAN 'S CREATIV1TY OFPHYSİCSAND SPORTS INSTRUCTORS İN . İnsan, ilimle, felsefeyle, teknikle, sanatla, dinle, ahlakî.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.