ebook img

ARİFE KÖSE, BALYOZ DAVASINDAKİ GELİŞMELERİ YORUMLADI sayfa 3 AGOS GAZETESİ ... PDF

12 Pages·2014·1.51 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview ARİFE KÖSE, BALYOZ DAVASINDAKİ GELİŞMELERİ YORUMLADI sayfa 3 AGOS GAZETESİ ...

DEVRİMCİ ANTİKAPİTALİST HAFTALIK GAZETE 5 12 Kasım 2014 0 2 TL. sosyalistisci.org2 MADENCİYE MEZAR KENDİNE SARAY sayfa 6-7 ARİFE KÖSE, BALYOZ AGOS GAZETESİ YAZARI DAVASINDAKİ OHANNES KILIÇDAĞI İLE GELİŞMELERİ YORUMLADI RÖPORTAJ sayfa 3 sayfa 5 2 GÜNDEM AKDOĞAN’IN DİLİ BARIŞIN DİLİ DEĞİL GEZİ’Yİ KİM HORTLATIYOR? Ne zaman bir gösteri olsa, birileri “Gezi’yi hortlatmaya, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm süreciyle il- kaos çıkartmaya çalışıyorlar” demeye başlıyor. gili bir dizi açıklama yaptı. Sürecin bir türbülans içine gir- diğini anlatan Akdoğan, Kobanê olaylarının sorumluluğu- Soma’da 301 işçi ölüyor, ölümleri protesto edenlere veri- nu da arada sırada güç gösterisi yapmak isteyen Abdullah len ilk yanıt, “Bunlar Gezici” oluyor. Öcalan’ın sırtına yıkmaya çalıştı. Validebağ’da korunun mahvedilmesine karşı yapılan ey- lemler, “Gezicilerin işi” denilerek karalanmaya çalışılıyor. Akdoğan’a göre tüm bu süreçte hükümet tertemiz, hiçbir hatası yok, hatalar hep Kürt tarafından gelmiş. Ermenek’te yeni bir maden faciasına, inşaatta ve trafik kazalarında işçilerin ölmesine karşı ses çıkartanlara hep Oysa Kobanê eylemleri bir sonuç. Bir sürecin sonucu. aynı suçlamayla yanıt veriliyor: “Gezici!” Kobanê eylemlerine kadar hükümet, süreci ilerleten adım- En son, Yırca’da 6 bin zeytin ağacının kesilmesine karşı ları atmadı. Zamanında hamleler yapmadı. oluşan tepki ve eylemlilikleri de suçlamaya çalıştılar. Erdoğan, PKK ile IŞİD’i eşitleyen açıklamalar yaptı. Kobanê için sokağa çıkanlar, Gezicilerin Kürt versiyonu Şenol Karakaş, Başbakan Irak-Suriye’ye askeri müdahaleyi kapsayan tezkere daha olmakla suçlandılar. Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın sonra IŞİD’e karşı çıkartıldığı söylense de, PYD ve PKK’yi Bu yaklaşım, öncelikle Gezi direnişine katılanları ve bir de hedef tahtasına koyuyordu. çözüm sürecini geren bütün olarak Gezi direnişini kriminalize etmeye çalışıyor. Akdoğan şunun farkında değilmiş gibi konuşuyor: Hükü- açıklamalarını eleştiriyor. Bazıları bunu uluslararası bir komplonun parçası olarak met, atılması gereken adımları atmadı, atmıyor. Atması karalamaya çalışarak, bir adım daha atıyor. Bu ise her gereken 10 adımsa, henüz attığı adım sayısı bir. Bu, Kürt eylemi karalamak, kriminalize etmek ve küresel bir AKP yasi liderliği hakkında hakaretamiz konuşmalar yapmak halkını geriyor ve sürece dair karamsarlığa itiyor. Çözüm karşıtı komplonun parçası göstermek için hükümetin eline ve İmralı-Kandil-Avrupa ve HDP arasında farklılıklar ara- sürecinin çok önemli bir süreç olması bir şey, sürecin Kürt “kanıt” veriyor. yıp bunu her seferinde ortaya sürmek bunun yolu değil. halkına güven vererek ilerleyip ilerlememesi ayrı bir şey. Akdoğan ve hükümet temsilcilerinin anlaması gereken şu: Önüne geleni Gezici olmakla suçlayanlara şunları sormak ve söylemek zorundayız: Eğer Kürt halkına güven verilecekse, Kürt hareketinin si- PKK’siz barış olmaz! 1. Gezicilik neden kötü bir şey olsun ki? Ağaçları koru- mak için başlayan ve giderek demokrasi ve özgürlüklerin BARIŞ SÜRECİNİ ZORA SOKAN KİM? alanını genişletmek için devam eden bir hareketti. 2. Soma’da maden ocağında yaşamını yitiren, Validebağ Başbakan Davutoğlu, AKP’nin Mec- ce’de olduğu gibi sivillerin üzerine Davutoğlu’nun iddia ettiği gibi bir korusuna sahip çıkmak isteyen, Kobanê’yle dayanışmak lis grup toplantısında çözüm süreci ateş açarak ölümlere neden olmuş- provokasyon değil yine hükümetin isteyen insanlara “Gezici” dediğinizde ne dediğinizi dü- ile ilgili olarak “Mayıs ayında bu tu. Gezi direnişi çözüm sürecine uygulamalarının sonucuydu. Son şünürseniz düşünün, sokağa çıkanlar eşitlik, adalet ve terör unsurlarının Türkiye’yi terk karşı değil, hükümetin neo-liberal süreçte Rojava’ya saldıran IŞİD’le çevre katliamını durdurmak için çıkıyor. etmeleriydi... Onlar bu zamanı ka- uygulamalarına karşı başlamıştı. AKP’nin kurduğu belirsiz ilişki, Er- 3. Eğer birilerinin kaos ve kargaşa peşinde olduğunu dü- zanıp, Türkiye’yi tekrar istikrarsız- Hatta Gezi direnişçilerinin ulusalcı doğan’ın umutla “Kobanê düştü dü- şünüyorsanız, adresi yanlış yerde arıyorsunuz. 6 bin ağa- laştırma çabası içine girdiler” açık- olmayan on binlercesi “her yer Lice, şecek” ve “bizim için IŞİD neyse PKK cı kesen, iş cinayetlerine tedbir almayan, korulara AVM lamasını yaptı. Sürecin önce Gezi’de her yer direniş” sloganları ile yürü- de odur” demesi, Kürt halkının öfke- dikmekten başka bir amacı olmayan, ekosistemin katili, sonra yolsuzluk davaları sürecinde yüş düzenlemişti. 17-25 Aralık soruş- lenmesine neden olmuştu. Polis ve bin odalı sarayının maliyetinin 40 kişilik yaşam odasıyla provoke edildiğini, HDP’nin de hü- turmaları ise hükümet üyelerinin polis destekli faşistler, göstericilere 137 bin madencinin hayatının güvenceye alınacağını gör- yolsuzlukları sebebiyle başlamıştı. kümete ve çözüme karşı tavır aldığı- saldırmıştı. mezden, duymazdan gelenlere bakmanız lazım. nı iddia etti. Davutoğlu’nun konuşmasında “12 Hükümet, çözüm sürecine dair pro- Kaos isteyenler bunlar. Yolsuzluğu örtmeye çalışan, aşırı yılın en kapsamlı demokratikleşme Oysa gerçekler Davutoğlu’nun an- vokatör arayacaksa, kendi kolluk güç biriktirmekten sarhoş hâle gelen ve önüne çıkan paketi” dediği yasa değişikliklerinde lattığı gibi değil. PKK gerillayı çe- kuvvetlerinin saldırılarına, dışarı- ağacı kesen, önüne çıkan dereye HES dikmeye çalışanlar. ise Kürt hareketinin sürecin ilerle- kerken, hükümet atması gereken ya saldığı Ergenekoncu katillere ve mesi için beklediği anadilde eğitim yasal adımları atmadığı gibi kalekol “çözüm sürecine mahkum değiliz” ve Öcalan ile yasal müzakerelere yapımlarını sürdürmüştü. Kalekol diyen milletvekillerine bakmalı. Kürt dair hiçbir madde yoktu. yapımını protesto eden göstericilere halkı on yıllardır onurlu bir barış is- her defasında saldırmıştı; hatta Li- Kobanê eylemlerinde yaşananlar da tiyor. Başbakan Davutoğlu’nun HDP’ye yönelik “parti gibi dav- ranmalı” efelenmesine Sırrı Süreyya Önder’in yanıtı: “Sen Anayasa Mahkemesi misin? Nereden karar verdiniz bizim parti gibi davranmadı- ğımıza? Siz şirket gibi parti yönettiğiniz için olabilir mi, bizim parti gibi davranmamıza akıl KARGA KAFASI sır erdiremediğiniz?” GÜNDEM 3 BARIŞTAN YANA Yıldız Önen “BARIŞA BAK” KİME BAKIYOR? Yeni bir kampanya kuruldu, adı “Barışa bak”. Ne kadar benzer bir isim, Küresel BAK’ı da andırıyor Küresel BAK’ın girişimiyle düzenlenen Barışarock fes- tivallerini de. İsim önemli değil. Memlekette her türlü barış girişimi önemlidir, barışa omuz vermek için atılan her adım anlamlıdır. Ama “Barışa bak” kampanyasında bir terslik var. Bu terslik, kampanyanın metninin Kürt sorununun kökenini kavramadaki hatalarından kaynaklanıyor. Cumhuriyetin kuruluşundan beri, bir Kürt sorunu var. Kürtlerin bir halk olarak varlıklarının inkarından, ana- dillerinin konuşulmasının yasaklanmasından başlayıp, özgürlük için mücadele eden, ses çıkartan Kürtlerin katledilmesine kadar uzanan, her bir evresi Kürtlerde derin travmalar yaratan bir sorun bu. Balyoz darbe planı ortaya çıktığında darbe karşıtları sokaklara dökülmüştü. Bu sorunun bir başka ifadesi de, siyasal alana ya- pılması gereken vurguda ortaya çıkıyor. Kürt sorunu BALYOZ DARBE PLANIDIR deyince, sorunlu Kürtlerden söz etmiyoruz. Başörtüsü sorunu dediğimizde, kadın sorunu dediğimizde, soru- nun başörtüsü takan kadınları ve kadınları mağdur etmesi gibi, Kürt sorunu da Kürtlerin mağduriyetini ifa- ARİFE KÖSE Başkanı Hilmi Özkök ise yeniden konuşurum. Bizim de kafamız gitme- de eder ve bu sorunun kaynağı, cumhuriyetin ta ken- başlayan davada verdikleri ifadede sin” demişti. disidir. Kürtlerin siyasal statükosunu tanımayan Cum- Bilindiği gibi 17 Aralık yolsuzluk skan- huriyet, teorik olarak Kürtlerin varlığını inkar edince, Balyoz darbe planını duymadıklarını dalının ardından AKP, kendini bu Dezenformasyonun ikinci aşaması gerçek hayatta da Kürtlerin ve dolayısıyla Kürt soru- söylediler. skandaldan aklama operasyonunun ise AKP’nin kendisini yolsuzluk dos- nunun varlığının ortadan kalkacağını düşündü. bir parçası olarak yolsuzluk dosya- yalarından kurtarmak için tüm bu Dezenformasyonun iki aşaması Karşımızda bir halkın varlığının siyasal olarak tanın- larını ortaya çıkaranlarla darbecileri davaların orduya kumpas kurulma- ması mücadelesi var. yargılayanların aynı “paralel” ekip Balyoz davası da tıpkı Ergenekon da- sının sonucu olduğunu söylemesiyle olduğunu ve geçmişte orduya kum- vası gibi başladığı günden bu yana gerçekleşti. Bu aşamada Balyoz dava- Bu tanınma hakkı için her düzeyde mücadele eden pas kuranların bugün de kendilerine çeşitli itibarsızlaştırma çabalarına sı, darbecilerin yargılandığı bir dava bir halk var. kumpas kurduğunu söylemişti. Bu- maruz kaldı. Önce dava sadece dijital olmaktan çıktı ve artık sadece sahte Mağdur olan bu halk. nun üzerine Ergenekon, Balyoz gibi delillerden ibaretmiş ve bunların da delillerin ortaya çıkarılması, dolayı- Çözüm süreci, bu halkın liderliğinin siyasal strateji- kamuoyunda “darbe davaları” olarak hepsi sahteymiş ve dolayısıyla bu da- sıyla AKP’nin “paralel yapı” ile he- sinde yaşadığı bir dewğişimin sonucu olarak başladı. bilinen davaların tüm sanıkları tutuk- vadan yargılananlar aslında yok yere saplaşmada yeni ittifaklarını aklama Bu mücadelenin diğer ucunda ise AKP hükümeti yer suz yargılanmak üzere serbest bıra- yargılanıyormuş iddiası gündeme davasına dönüştü. alıyor. kılmış ve davalar sil baştan yeniden geldi. Halbuki ses kayıtları gerçekti. görülmeye başlanmıştı. AKP hükümet, devleti önemli ölçüde kontrol ediyor. Yaşar Büyükanıt bile “ben hayatımda Balyoz aklanamaz Cumhurbaşkanı da AKP’li, Başbakan da, Adalet Ba- Bu gelişmelerin üzerine yeniden gö- böyle plan semineri duymadım” de- Ancak şunu herkes biliyor ki Balyoz kanı da. MİT Müsteşarı da AKP’nin hizmetinde doğal rülmeye başlanan Balyoz davasında, mişti. Çetin Doğan’ın yaptığı başvuru- bir darbe planıdır. Ne sadece dijital olarak. mahkeme, son olarak yeni bir bilirkişi da AİHM, delillerin “somut ve meşru” heyeti oluşturularak daha önce darbe olduğuna, dolayısıyla Çetin Doğan’ın delillerden ibarettir ne de suçsuz yere Çözüm sürecinin başından beri ortada olan temel yargılandığı söylenen subaylardan. sorun, Kürt halkının haklarının hangi hızla, nasıl bir delili olarak kabul edilen bütün dijital tutukluluğunun yasal olduğuna karar Son yaşadıklarımız ise sadece darbe- yol haritasıyla tanınacağı. Gasp edilen hakların han- delillerin yeniden incelenmesine ka- vermişti. Bu da tamamen unutturul- cilerle mücadelenin AKP’ye bırakıla- gi tempoyla iade edileceği sorunu bir başka deyişle. rar verdi. du. mayacak kadar ciddi ve kapsamlı bir Bu düzenlemeleri yapmak, hükümetin işi. Bu düzenle- Daha önce NTV ekranlarında darbeyi Aytaç Yalman, 25 Eylül 2012’de NTV mesele olduğunun göstergesidir. Elbet meleri geciktirmek, hükümetin sorunu. Bunlar, pazarlı- kimin durdurduğu konusunda tar- ekranlarından darbeyi kendisinin ön- hem darbecilerin hem de onları akla- ğa tabi olabilecek haklar değil. Sadece anadil değil, tışan eski Kara Kuvvetleri Komutanı lediğini ima ederek “Erken öten horo- yanların, bu darbelerin mağdurlarına Abdullah Öcalan’ın konumundan PKK üyelerinin siya- Aytaç Yalman ve eski Genelkurmay zun kafasını keserler; zamanı gelince hesap verecekleri günler gelecektir. sal geleceğine kadar bir dizi başlık var. İşte “Barışa bak” kampanyasının tersliği burada açığa çıkıyor. Kampanya, yola, çözüm sürecinde hükümetin HAFTANIN 8 Kasım’da Balıkesir’de HDP’liler, Yeşilli Meydanı’nda elini güçlendirmek amacıyla çıktıklarını söylüyorlar. basın açıklaması yapmak için toplanıp, Kobanê’de Kimin karşısında? hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulundu. Grup adına yapılan basın açıklamasında, IŞİD Bu sorunun cevabı çok açık. Bizim çözüm sürecinden IRKÇISI vahşetinin 53’üncü gününde saldırılara dikkat yapılacak bir kampanyadan anladığımız bambaşka çekilerek, sınırda sanatçıların oluşturduğu insan şeyler. Bu hükümetin eli biraz daha güçlenirse, güç zincirine yapılan saldırı kınandı. Kobanê sınırında sarhoşluğundan muzdarip olduğu apaçık olan bir si- nöbet tutan Marmara Üniversitesi öğrencisi Kader yasi elit, daha da pervasızlaşır. Bir barış kampanyası BALIKESİR’DE HDP’LİLERE Ortakaya’nın katledilmesi kınandı. hükümetin eli güçlensin diye yapılmaz. Bir barış kam- panyası, barış olsun diye yapılır. Yani, mağdur olanın Basın açıklamasının yapıldığı esnada faşist bir grup, SALDIRANLAR mağduriyeti giderilsin, demokrasinin sınırları genişle- “Burası Kuvay-i Milliye şehri, defolun” diye bağırarak sin, kardeşlik ama eşit koşullarda kardeşlik sağlansın HDP’lilere saldırmaya çalıştı. TSK tarafından göz göre diye yapılır. Özetle Kürt halkının eli güçlensin diye Kobanê sınırında nöbet tutarken TSK tarafından göre işlenen bu cinayeti protesto edenlere bile ırkçı yapılır. “Barışa bak”, barıştan daha fazla hükümete vurularak öldürülen Kader Ortakaya’nın katledilmesini Saiklerle saldıran faşistler, haftanın ırkçısı olmaya hak bakmasıyla yanlış bir kampanya. protesto eylemi ırkçılar tarafından hedef alındı. kazandı. 4 DÜNYA BELÇİKA’DA YÜZ BİN İSPANYA’DA YENİ PARTİ İŞÇİ SOKAKTA! PODEMOS’UN YÜKSELİŞİ Belçika’da hükümetin kemer sıkma önlemlerine karşı yüz bin işçi sokağa çıktı. Sağcı partilerin oluşturduğu koalis- yon hükümeti maaşların enflasyona endekslenmesinden vazgeçmeyi, emeklilik yaşını 65’ten 67’ye çıkarmayı ve kamu hizmetlerinde kesintiye gitmeyi planlıyor. Hükümet krizin bedelini işçilere ödetmeye çalışırken, kü- resel pazarda daha iyi rekabet edebilmek için sermaye üze- rindeki vergilerin hafifletilmesini savunuyor. Sendikaların bu politikalara karşı 6 Kasım’da yaptığı yürüyüş Belçika’da 2.Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleşen en büyük işçi gös- terilerinden biri oldu. Yürüyüşün sonunda polisin gösteri- cilere göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su ile saldırması sonu- cunda 14 gösterici yaralanırken, 30 kişi de gözaltına alındı. Yapılan yürüyüş sendikaların bir aylık eylem programının ilk ayağını oluşturuyor. Podemos’un yükselişi, İspanya’da krizin ne denli derin olduğunu gösteriyor. ONUR DEVRİM ÜÇBAŞ sıkma politikalarını uygulaması parti- şirketlerin işçi çıkarmasının yasaklan- lere olan karşıtlığın öne çıktığı büyük masını talep ediyor. İspanyol El Pais gazetesinin yaptığı kitlesel hareketlerin doğmasına ne- anketten radikal sol parti Podemos Ancak Podemos devrimci değil refor- den oldu. Yakın zamanda patlak ve- %27,7 ile birinci parti olarak çıktı. Bu mist bir parti. AB’den çıkmayı değil ren yolsuzluk skandalları da merkez yılın Ocak ayında kurulan parti 25 onu reformlarla değiştirmeyi öneri- partileri olumsuz etkiledi. Her yıl yüz Mayıs’ta yapılan Avrupa Birliği Parla- yor, Katalan bölgesinin bağımsızlığı bin kişinin evinden çıkmak zorunda mentosu seçimlerinde oyların %8’ini konusunda net tutum alamıyor. “Ger- kaldığı ülkede önemli bir işgal hare- almıştı. çek Demokrasi” söylemini kullanma- keti gelişti. Podemos bu hareketlerin sına rağmen, önemli kararlar Pablo Podemos 15 Mayıs 2011’de başlayan partisi olarak ortaya çıktı. Iglesias ve yakın çevresi tarafından İndignados (Öfkeliler) hareketinin belirleniyor. İspanya’daki devrimci bir sonucu olarak ortaya çıktı. Küre- Hangi politikalar destek kazandı? sosyalistler Podemos’un içinde yer sel ekonomik krizin en çok etkilediği, Parti tüm vatandaşlara temel bir ücret alırken, daha antikapitalist bir politi- Kamu ve özel sektör işçileri omuz omuza mücadele ediyor. gençlerin yarısının işsiz olduğu İspan- ödenmesini, haftada 35 saatlik çalı- ka izlenmesi gerektiğini, devletin ve ya’da hem merkez sağ PP, hem de mer- şılmasını, ekonominin stratejik sek- sistemin yıkılmasının zorunluluğunu kez sol PSOE hükümetlerinin kemer KÜRESEL törlerinin kamulaştırılmasını, kârlı tartışıyor. MÜCADELER yenilgisi Ortadoğu’da bugün karşı karşıya olduğumuz KÜRESEL BAKIŞ manzaraya neden oldu. IŞİD aslında sorunun nedeni Arife Köse değil, 2003 işgali sonrası bölgeye hakim olan kaos ve n Yunanistan’da eğitimin özelleştirilmesine, öğret- bu kaostan tek çıkış yolunu sunma potansiyeline sahip menlerin işten atılmasına, sınav sisteminin değiştirilip, Arap devrimlerinin yenilgisinin sonucu oldu. ABD KOBANE’YE NEDEN öğrenci derneklerinin etkisizleştirilmesine karşı çıkan Irak ve Suriye’de Batı koalisyonunun öncülüğünde ger- öğrenciler 500 okulu işgal etti. YARDIM EDİYOR? çekleşen bombardıman, İslam Devleti’ne geri adım at- n Meksika’da hükümetin ayrımcı eğitim politikalarını tırmak için kaçınılmaz bir operasyon olarak sunuldu. Ekim ayı başlarında Kobanê’nin öncelikleri olmadığını protesto etmeye giderken polis tarafından gözaltına Kobanê ise IŞİD’e karşı direnişin sembolü haline geldi. söyleyen ABD ilerleyen günlerde PYD’ye silah verdik- alınan ve bir Aydan fazla süredir kendilerinden haber Bir anlamda IŞİD’i Kobanê’de durdurmak ve yenmek lerini açıkladı. Hatta koalisyon güçlerinin komuta mer- alınamayan 43 öğrencinin polis tarafından mafyaya koalisyonun IŞİD’i yenebileceğini bütün dünyaya ka- kezinde Kobanê’deki direnişçilerden bir kişi bulunduğu teslim edildiği ve öldürüldüğü ortaya çıktı. nıtlamasının, prestijini korumasının aracı oldu. Oluşan söylendi. Yani ABD Kobanê’deki direnişe açık destek uluslararası kamuoyu, dünyanın dört bir yanında ger- n Macaristan’da sağcı koalisyon hükümetinin yasa- verdi. Peki neden ABD Kobanê’deki direnişi destekliyor? çekleşen gösteriler bu durumu daha da güçlendirdi. laştırmayı planladığı internet vergisine karşı 100.000 Bu sorunun cevabını vermeye ABD’nin durumunu doğru kişinin sokağa çıkmasının ardından Başbakan Viktor Böylece hem ABD bölgedeki varlığını bir kez daha anlayarak başlamakta fayda var. Aslında ABD’nin şu Orban tasarının iptal edildiğini açıkladı. kaçınılmaz olarak sundu, hem Türkiye’ye bölgede ken- an Ortadoğu’daki varlığı 2003 Irak işgalinden farklı disine muhtaç olmadığını hatırlattı hem de IŞİD’siz bir n Burkina Faso’da 27 yıldır ülkeyi yöneten Blaise bir koşulda gerçekleşiyor. Hem dünyanın geri kalan em- Ortadoğu’yu bölgedeki diğer aktörlerle beraber nasıl Compaoré’nin anayasayı değiştirerek iktidarını sür- peryalistler arası rekabet alanlarında (Ukrayna ve Çin oluşturacağını planlamak için zaman kazanmış oldu. dürmeye çalışması üzerine sokağa çıkan binlerce gibi) hem de ekonomik kriz nedeniyle kendi ülkesinde kişi Compaoré’nun ülkeden kaçmasına ve hükümetin Tüm bunları anlamak şunun için önemli; kimse Ortado- zor günler geçiren ABD bugün Ortadoğu’ya geçmişte düşmesine neden oldu. Ordu yönetime el koysa da, ğu’daki sorunların kısa sürede çözülmesini beklemiyor. olduğu kadar güle oynaya giremiyor. Obama, yönetime göstericiler sivil bir yönetim istiyor. Tarihten biliyoruz ki devrimler geri çekilebilir ama bu geldiği günden beri ABD’nin dünyanın çeşitli yerlerine asker göndererek müdahale etmenin çok da verimli bir yenildikleri anlamına gelmez. Ortadoğu’nun kaderini n Katalonya’da yapılan referandumda halkın yüzde politika olmadığını dile getiriyordu. belirlemesi gereken Ortadoğu halklarının kendisidir. Dik- 80.7’si bağımsızlıktan yana oy kullandı. İspanyol hü- tatörlere karşı direnen Suriye ve Irak halkları ile özgür- kümeti bu meşru hakkı yasadışı ilan etmişti. Ancak Arap devrimlerinin, özellikle Suriye devriminin lüğü için mücadele eden Kürtlerin birlikte mücadelesidir. RÖPORTAJ 5 “Yetmez ama evet 21. yüzyıl Türkiye tarihinde tam yerinde bir slogandı” İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü araştırma görevlisi ve haftalık Agos gazetesi yazarı Ohannes Kılıçdağı ile Ermeni soykırımının 100. yılı, Kürt sorunu ve AKP’ye karşı muhalefet hakkında sohbet ettik. 24 Nisan 2015’e doğru ilerlerken soykırım tartışmala- rıyla ilgili nasıl bir süreç bekliyor bizi? Ohannes Kılıçdağı:100. yıl tartışılırken hep bir soru ka- fama takılıyor ve cevabını bulamadım. Şimdiye kadar herhangi bir aktör tarafından yapılmamış ne yapılacak? Devlet inkâr yolunda şimdiye kadar yaptıklarından farklı bir şey mi yapacak veya Diaspora Ermenileri farklı bir şey mi yapacaklar. Asıl soru bu. Yoksa bu sadece bir nicelik meselesi olacak. Her yıl bir konferans yapılırken 100. yıl vesilesiyle beş konferans mı yapılacak? Devletten şimdiye kadar yapmadığı bir adım gelebilir ama o da zaten bugüne dek devletin izlediği politikanın ters istikametinde olacak- sa anlamlıdır. Taziye bir yandan şimdiye kadar bu devletin hiç düşünmediği bir bakış açısını yansıtıyor ama metne baktığınızda hâlâ bir inkâr söz konusu. Ama bir yandan devletin geçmiş performansına göre olumlu bir adımdı. 100. yılda da buna benzer, geçmiş performanstan farklı yönde bir adım gelirse belki anlam ifade edebilir. Tabii ki soykırımın kabulünü beklemiyorum. Soykırım kurbanla- rının torunlarına vatandaşlık verilmesi, mal mülk mesele- lerinde hak arama yolunun kolay hale getirilmesi olabilir. Bölgesel anlamda öyle bir durumdayız ki hükümet bu me- seleye ne kadar mesai ayırabilir, o da şüpheli. Peki soykırımın tanınmasını isteyenler açısından ba- karsak? Ohannes Kılıçdağı: Anmalar, konferanslar, yayınlar, ser- giler, film gösterimleri, imza kampanyaları yapıldı ama 100. yıla kadar yapılmamış ne yapılacak? Devleti daha fazla zorlayacak başka neler yapılabilir bunu düşünmek “İdari, bölgesel, kültürel özerklik ve asimilasyonun engellenmesi, Ermeni- lazım. lere dönük saldırgan hareketlerin çözülmesi, adaletin sağlanması. Kısaca o Çözüm sürecinin en sıkıntılı döneminde olduğu belli. Sizin sürece bakışınız nasıl? gün Ermeniler ne talep ediyorduysa bugün Kürtler genel olarak onu talep Ohannes Kılıçdağı: Osmanlı’dan beri süre gelen Osmanlı ediyor.” Türk devleti düşünme biçiminde, reflekslerinde, yönetme ve yönetilme kültüründe farklılaşan bir şey göremediğim Ohannes Kılıçdağı: Öcalan’dan bunu telafi etmesini bek- durumda karşı olmak ne de AKP’ye devrimci öz atfederek için AKP’nin de çözüm sürecini bu dediğim zihniyet için- liyorsunuz. Bu ne kadar böyle devam edebilir? Uluslararası her koşulda destek vermek. Bazıları ‘kandırıldık’ diye dü- den götürdüğünü düşündüğümden bunun olumlu sonuç- gelişmeler Kürtlerin taleplerini belli noktaya geri çekmele- şünüyor. Ben kendi adıma kandırılmışlık hissetmiyorum lanmasının zor olduğunu düşünüyorum ve bu konuda ko- rini gereksiz hale getiren bir durum yaratıyor. Suriye kendi çünkü kimseye açık çek vermedim, kefil olmadım. Erdo- nuşmamayı seçiyorum. Devlet hep belli kodlarla hareket projelerini alıp, ayakları üzerinde tutup büyütebilecekleri ğan’ın kişiliğine ya da AKP’ye özü itibariyle demokrat gör- etti ve hâlâ o kodların değişmediğini görüyorum. O kodlar bir mirengi noktası olabilir. Bu ihtimal varken Kürt hareke- düğüm için destek vermedim. Referandumda rasyonel bir değişmediği müddetçe, birlikte yaşam sorunu olan Kürt ti neden kendi taleplerini aşağıya çeksin. Bir tarafın talep şekilde varolanın yerine konmak istenenlerin daha iyi ol- sorununun çözülme ihtimali azdır. Hâlâ kuvvetli bir dev- ettikleriyle diğer tarafın vermeyi kabul ettikleri arasında- duğunu gördüm ve evet dedim. HSYK gibi bir yapıda, kendi letçi söylem duyuyorum yönetenlerin ağzından, Türk-İs- ki makas gayet açık. 100-150 yıl evvel Ermeni sorunu diye iç işlerini yönetecek bir grubu kendi oylarıyla seçmelerinin lam sentezi, Alpaslan, Necip Fazıl güzellemeleri duyuyo- tabir edilen meseleyle bugünkü Kürt meselesi çok ben- prensip olarak nesi yanlış? ‘HSYK düzenlemesine evet di- rum. Bu zihniyetten sıyrılmadan çözüm sürecinin nihayete ziyor. İdari, bölgesel, kültürel özerklik ve asimilasyonun yerek AKP’nin yargıda böyle yapmasına vesile oldunuz’ ermesini beklemiyorum. Kürt siyasi hareketinin belli talep- engellenmesi, Ermenilere dönük saldırgan hareketlerin argümanı var. Ben de soruyorum: HSYK’yı düzenleyen eski leri var ve gün geçtikçe o talepler kemikleşti. Kürt hareketi çözülmesi, adaletin sağlanması. Kısaca o gün Ermeniler madde yoluyla hükümet ne yapamazdı da şimdi yapıyor? bu geldiği noktadan ne kadar geri çekilir ve eski kodlarla ne talep ediyorduysa bugün Kürtler genel olarak onu talep Bazıları zannediyor ki bu düzenlemeden ve AKP’den evvel devam eden devlet buna ne kadar razı olur? Olumlu şeyler ediyor. Ermeni meselesi Ermenileri ortadan kaldırarak çö- yargı hiç ideolojik değildi ve saf adalet motivasyonuyla söyleyemeyeceğim için susmayı tercih ediyorum. İyimser züldü bir şekilde. Bugün aynı şeyin Kürtlere uygulanması hareket ediyordu. Ne münasebet. Yani bizim ideolojik ol- olmaya çalışan bir pasiflikle seyrediyorum. söz konusu değil. O zaman devletin bu talepleri bir şekilde mayan bir yargımız yoktu zaten. Şimdi ideolojilerin savaşı karşılamaya hazır olması lazım. Sürecin olumlu yanları olduğunu düşünmüyor musu- var yargıda. Dün de olan adalete oluyordu bugün de öyle. nuz? AKP’ye karşı muhalefet nasıl olmalı? Burada sorumluluğu referandumda evet diyenlere yükle- yecek bir durum yok. Bazıları da ‘o düzenlemeler daha de- Ohannes Kılıçdağı: Hükümetin politikaları Öcalan’ın Ohannes Kılıçdağı: AKP ilk çıktığı zamanlarda bazıları mokratik yapılabilirdi’ diyor. Şüphesiz öyle. Ama ‘yetmez’ sözünü değersizleştiren politikalar olmaya doğru gidiyor. ‘siz bilmezsiniz takiye yapıyorlar’ diyordu. Bizse ‘niyet oku- espirisi bana bunu ifade ediyordu zaten. Yetmez ama evet Müsrif bir mirasyedi gibi harcıyorlar onun sözlerini. Karar maya karşıyız’ diyorduk. Şimdi de ‘AKP böyle kötü şeyler 21. yüzyıl Türkiye’sinde tam yerinde bir slogandı. Ben biraz alıcı olarak doğru kararlar alıp uygulamadığın için ortaya yapıyor ama niyetleri iyi’ demeye başlayanlar var. Yani dün karamsarım Türkiye’deki demokrasi mücadelesi konusun- çıkan çetrefilli durumları her seferinde Öcalan’ın beyana- de bugün de birileri bize diyor ki ‘siz onların yaptıklarına da. Bir şeylerin değişebileceğini düşündüğümden değil is- tıyla halletme yoluna gidemezsin. Öcalan vasıtasıyla bazı değil niyetlerine bakın’. O gün de ben icraatlara bakarak yanımdan yazıyorum, konuşuyorum. grupları belli yöne sevk etmek istiyorsunuz ama dönüp o olumlu şeylere destek verdim, bugün de yine icraata baka- gruplara hakaret ediyorsunuz, küfür ediyorsunuz. Sonra rak karşı çıkıyorum. Benim derdim ne AKP’ye özellikle her Röportaj: Şenol Karakaş 6 SINIF MÜCADELESİ AKP’NİN İŞÇİLERİN KATİLİ YÜZSÜZLÜĞÜ n Karaman’a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu ve bakanlar hep aynı açıklamaları yaptılar: “Varsa bir ihmal, bulunur, hesabı sorulur”. Yalan söylü- yorlar. Karaman’dan önce yaşanan iş cinayetlerinde de aynı söz- ŞİRKETLERİN EGEMENLİĞİ ler söylenmişti. AKP iktidarı döneminde ölen işçi sayısı 14 bine yaklaştı ancak bu cinayetlerin hepsi “hesapsız” kaldı, hiçbir patron cezalandırılmadı. n Mahsur kalan madencilerden birinin annesi, suyu tah- liye etme çalışmaları hızlansın diye eliyle toprağı kazıyor. Bir diğerinin çocuğu, “Babama Galatasaray’ın maçı oldu- ğunu söylersek madenden çıkar” diyor. Bir diğerinin an- nesi “Oğlum yüzme de bilmezdi, ne yaptı ki içeride?” diye OZAN TEKİN zorunlu olmasına ilişkin verilen öner- Kâr hırsı öldürüyor! soruyor, babası gazetecilere “Öldü mü, doğru söyleyin?” geyi reddeden AKP, maden işverenle- İş cinayetleri en çok, madenciliği de diye yalvarıyor. rine 250 milyon TL ek ödeme yapıla- kapsayan enerji sektörüyle inşaatlar- Henüz Mayıs ayında Soma’da gerçek- ması için Bakanlar Kurulu’na yetki Bütün bunlar olurken Çalışma Bakanı Faruk Çelik’e göre da yaşanıyor. Denetimsizliğin en yay- leşen ve 301 işçinin yaşamını yitirdiği verdi. ise “hayat devam ediyor”. gın olduğu iş kolları bunlar. Bunların katliamdan sonra bu kez de Kara- ikisi, AKP’nin övündüğü “büyüyen n Recep Tayyip Erdoğan’ın Ermenek’te facianın meydana man’ın Ermenek ilçesinde 18 madenci Soruşturmayı “ideolojik” buldu! Türkiye”nin temel direkleri. En bü- geldiği madeni ziyareti sırasında kurtarma çalışmaları dur- su baskını nedeniyle mahsur kaldı. İki Ermenek’te işçiler kurtarılmayı bek- yük 10 şirketin 6’sı petrol ve elektrik mak zorunda kaldı. Üstelik kurtarma görevlilerine ayrılan işçinin cesedine ulaşılırken, diğerle- lerken gelen bir habere göre, Soma şirketi. Enerji sektörünün ihtiyaçları yemekler, Erdoğan’ı korumak üzere bölgeye gelen polislere rinin kurtulacağına dair hiçbir ümit katliamıyla ilgili kamu görevlilerinin doğrultusunda doğa talan ediliyor, dağıtıldı. Vali, Erdoğan’dan “beyefendi” diye bahsediyor. yok. soruşturulmasına izin verilmedi. Ça- Numan Kurtulmuş Yırca için “vahşi n AKP, Kürtlerin protestolarına karşı devreye soktuğu Çalışma Bakanı Faruk Çelik ve Enerji lışma Bakanı Faruk Çelik, bilirkişinin kapitalizm” eleştirisi yapıyor ama ye- “güvenlik” yasalarını Ermenek için de uyguluyor. Tüm Bakanı Taner Yıldız yine olay mahal- ‘kusurlu ve sorumlu’ bulduğu kamu şilin ve yaşamın katledilmesini “acele şehirlerin valiliklerine, Karaman için protesto gösterileri- linde. Sosyal medyada “Bu ikisini yan görevlilerinin Soma fezlekesinde es kamulaştırmalar” ile AKP sağlıyor. İn- ne katılabilecek kişilerin şehirden çıkmalarına müsaade yana görürseniz bilin ki en az 20 işçi geçilmesinin arkasında kendisinin şaat sektöründe çılgın projeleri devlet etmemeleri için genelge yollandı. İşçileri öldürmek değil ölmüştür” deniliyor. olduğunu itiraf etti, “Soma soruştur- bankaları fonluyor, yatırımcılar için ama öldürenleri protesto etmek yasak. masında savcılık müfettişlerime so- kredi alımı kolaylaştırılıyor, AKP özel- Ermenek’te işçileri kurtarma çalışma- ruşturma izni istedi vermedim. Şimdi leştirmelerde sınır tanımıyor. Bütün lar sürerken, Elazığ’da bir madenci, beni ve benim bürokratlarımı sorum- bu “büyüme” ve rant düzeni içinde Bartın’da iki Çinli madenci, Zongul- lu tutmak sorunu çözecek mi? Bu tür zenginler servetlerine servet katar- dak’ta ruhsatsız maden ocağında bir olayların tek sorumlusu biz miyiz?” ken, işçiler için güvencesiz çalışma, işçi daha öldü. diye sordu ve soruşturmayı “ideolo- taşeronlaştırma ve denetimsizlik ku- İş cinayetleri yalnızca Ekim ayında jik” bulduğunu açıkladı. ral oluyor. 160 kişiyi öldürdü. İşçileri el ele me- zara gömen AKP ile patronlar ise yüz- süzce birbirlerini suçluyorlar. AKP döneminde 15 bin işçi öldü Hükümet temsilcileri, Soma’ya benzer şekilde, Ermenek’te de en başından itibaren patronu suçlar gibi yapıyor. Buna göre, AKP ne kadar iyi yasalar çıkarırsa çıkarsın, patronlar uygula- mıyor. Oysa bu doğru değil. Karaman’da sa- hibi AKP’li olan maden geçtiğimiz Meclis önünde Soma katliamı protestosu. Haziran ayında Bakanlık tarafından denetlendi ve “kapatılmayı gerekti- ŞİRKETLERİN ren eksiğe rastlanılmadı”. Öte yan- dan TEMA, hazırladığı bir rapor ile gelmekte olan su baskınlarına karşı YÜZSÜZLÜĞÜ hükümeti uyardı. Enerji Bakanı Taner Yıldız rapor için TEMA’ya teşekkür etti n Firma yetkililerinden Şahin Uyar, işçiler mahsur kaldı- ancak herhangi bir önlem alınmadı. ğında “Kaçanın anası ağlamaz. Vahim bir olay olmuş” de- mişti. Soma’da ne yapmışlardı? n Yine Şahin Uyar “Siz yolda giderken ne zaman trafik AKP, Soma’da katliam sonrası bölgeye kazası yapacağınızı tahmin edebiliyor musunuz?” diye ko- ziyaretinde halka tekme tokat saldır- nuştu. mış, holding patronuyla ise nazikçe el sıkışmıştı. Hükümetin sermayeyi ko- n Şirket, iş cinayetini “doğal afet” ilan etti. Yaptığı açıkla- ruyan tutumu sonrasında da devam mada “içeriden kurtulan kardeşlerimizin bize verdiği bil- etti. Torba yasaya dahil edilen pek çok geye göre doğal bir afetten bahsedilmektedir” denildi. işçi lehine madde, Soma gündemden n Patron Saffet Uyar son olarak devleti suçladı, kendisinin düşünce gizlice budandı. de “işçiler gibi” mağdur olduğunu söyledi. Uyar’ın bahset- Maden ocaklarında yaşam odalarının tiği 18 işçi yaşamını yitirdi. Ölen işçilerin aileleri yasta, hayatta kalan işçiler ise öfkeli. SINIF MÜCADELESİ 7 GÖRÜŞ İŞÇİLERİN KATİLİ Roni Margulies SORUNLARIMIZ İKİDEN İBARET İki temel sorun var memlekette. Bunlardan birincisi belli. Söylemeye bile gerek yok. ŞİRKETLERİN EGEMENLİĞİ On iki yıldır başımızda sermayenin çıkarlarını acıma- sızca uygulayan, devletin baskı araçlarını bu doğrul- tuda gaddarca kullanan ve insan öldürmekten zerre- ce çekinmeyen, muhafazakâr, neo-liberal bir hükümet var. Ve yakın zamanda düşecek gibi, düşürülecek gibi değil. İkinci sorun, bu yazının ilişiğindeki fotoğraf. Askerî vesayetin bittiğini, silahlı kuvvetlerin artık se- çilmiş hükümetlerin sözünden çıkamayacağını, siyasî süreçlere istediği gibi müdahale edemeyeceğini, bir daha darbe yapamayacağını düşünenler için faydalı bir fotoğraf. Kemalizm moral bozukluğu yaşıyor, doğru. CHP’nin içler acısı hâli, “dinci” olarak düşünülen bir partinin her girdiği seçimi kazanması, bir dizi kutsal ineğin artık kutsallığının kalmamış olması Kemalistlerin fiya- kasını bozdu, evet. Ama ordunun ve koca bir devlet bürokrasisinin yanı sıra tabanda CHP ve MHP seçmenini, Posta ve Cumhuriyet okurlarını içeren doksan yıllık bir resmî ideolojinin on yılda yok olduğunu düşünmek garip bir saflık olur. Bu iki sorun bir araya gelince, ikisinin de aşılmasını iyice zorlaştıran bir yumak oluşturuyor. Toplumun bir kesimi, Kemalizm’in azgın günlerine dönmekten korktuğu için her koşulda hükümeti des- tekliyor. Bir kesimi de hükümet sorununu çözer diye her koşulda Kemalizm’i destekliyor. Resimde görülen Posta, hükümetten kurtulmak istediği için Kemal’i öne sürüyor. Böyle yaparak, AKP seçme- ninin iyice AKP’ye bağlanmasına sebep oluyor. Kemal’e sarılarak bu hükümete muhalefet edilemez. Mesele, her ikisine de muhalefet edebilmek. İşçi sınıfının bir çok kesiminden mücadele sesleri yükseliyor. NE İSTİYORUZ? n İş güvenliğinin sağlanması için madenlere yönelik dene- timler sıkılaştırılmalı, Soma’dan Ermenek’e iş cinayetlerin- de ihmali olan kamu görevlilerinin soruşturulmasına izin verilmeli n Faruk Çelik, Çalışma Bakanlığı döneminde ölen 5 bin iş- çinin hesap vermeli n Taşeronlaştırma politikalarına son verilmeli n İşçilere mezar olan şirketlerin yöneticileri tutuklanmalı SARAYLARA SAVAŞ! n Maden ocakları acilen kamulaştırılmalı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1000 odalı yeni n Enerji politikaları derhal değiştirilmeli. Gezegeni ve ya- sarayının maliyeti 1 milyar 370 milyon TL. Şili’de ma- şamı yok eden kömüre, nükleere, HES’lere, kayagazına dencilerin üç ay sonra kurtarılabilmelerini sağlayan hayır! Madenler zaman içinde kapatılırken madencilere yaşam odaları ise, 40 kişi için 400 bin TL. Yani sa- istihdam sağlanmalı. Güneş ve rüzgara yatırım yapılmalı rayın maliyetiyle 3425 yaşam odası yapılıp böylelikle aynı anda her madende “kaza” olsa dahi 137 bin ma- n Kaybettiğimiz işçi kardeşlerimizin hesabını sormak ve dencinin hayatta kalması sağlanabilir. sömürü-rüşvet-yağma düzenine son vermek için tüm sen- dika konfederasyonları ortak bir platformda birlikte müca- Soma’dan sonra Temmuz ayında CHP’nin madenler- dele etmeli. Demokratik kitle örgütleri ve emekten yana si- de yaşam odalarının zorunlu olmasıyla ilgili verdiği yasi partiler, işçi sınıfının birliğini sağlamak için harekete önerge, AKP’lilerin oylarıyla reddedilmişti. geçmeli. 8 TARİH ŞİLİ 1973: BURJUVAZİNİN Umut Mahir Özen, Allende’nin sol iktidarına yapılan DARBE SİLAHI darbeyi anlatıyor. Şili’de 1970 yılında yapılan seçimleri Halk aletlerine ve silahlı kuvvetlere dokunmaya- rıntılarıyla planlanan işverenlerin ulaşım çözüm getiremiyordu. Tartışmalar hala HC Cephesi’nin %36’lık bir oy oranıyla kazan- cağının garantisini de vermişti. grevi, faşist parti Patria y Libertad (Anava- ekseninde yürüyor, radikal bir kopuş sağ- ması, işçi sınıfı açısından önemli bir dö- tan ve Özgürlük) tarafından uygulamaya lanamıyordu. 1971 yılının sonlarına gelindiğinde patron- nüm noktası oldu. Şili deneyimi günümüz- koyuldu. Allende ilk günlerde sessiz kalsa de de can alıcı bir tartışmaya cevap veriyor: ların yeni yatırımlar yapmadığı görüldü. da Şili işçi sınıfı muazzam bir örgütlülükle Bu politik gelişmelerin üzerine, sektörel Orta sınıfın da stokçuluk yapması arz dar- Hükümetler parlamento aracılığıyla sosya- hayatı yeniden kuruyordu. İşçiler bulun- kaynaklı ekonomik çıkarları için greve gi- lığı doğurdu. Bunu protesto eden sağcılar lizmi kurabilir mi? dukları her alanda ulaşım faaliyetlerini den bakır madencileri solun geniş kesim- Fidel Castro’nun Şili’ye geldiği 1971 Ka- örgütlüyor ve ekonomik işleyişi düzenliyor- leri tarafından burjuvaziye ve emperyalist- sım’ında “boş tencere” eylemi düzenledi. Allende iktidara geliyor du. Kepenk kapatan dükkânların kepenk- lere hizmet etmekle suçlandı. Ekonomik Eylemi yapan zengin kadınların hizmetçi- leri açılıyor üretim de aksamadan sürdürü- krizin faturası madencilere çıkarılıyor, sol 1970 yılında başkanlık seçimlerini kazanan leriyle gelmesi ise gülünç bir durum ortaya lüyordu. Salvador Allende, Halk Cephesi isimli bir koymuştu. buna seyirci kalıyordu. seçim ittifakının adayıydı. Bu ittifakta Al- Bu koşullarda solun yapması gereken dev- lende’nin başkanı olduğu Sosyalist Parti Haziran 1972’de Santiago yakınlarındaki rimci atılım sağlanamıyor ve tartışmalar Sonun başlangıcı: 29 Haziran 1973 Melipilla’da olan olaylar “cordon” isimli ve Şili Komünist Partisi’nin yanı sıra Halk HC’ye çağrılar yapmak, HC’den devrimci yerinden sınıf örgütlenmelerinin ortaya Albay Roberto Souper’in darbe yaptığını Eylem Birliği Hareketi (MAPU) gibi önceki bir tutum beklemekte tıkanıyordu. Allende Frei hükümetinin çeşitli reformlarını des- çıkmasını sağladı. Topraksız köylüleri, ge- işçilerin tüm bu çabalarına rağmen kabi- duyurmasıyla cordonlar etrafında örgüt- tekleyen ancak bunlardan vazgeçilmesiyle cekondularda yaşayan yoksulları, öğren- neye ordu mensuplarını alarak OHAL ilan lenen işçiler buna karşılık verdiler. Darbe bu birliğe katılan gruplar bulunuyordu. cileri de yer yer kapsayan cordonlar aslen etti. Ordu şiddetle işçilerin yarattığı örgüt- sağın önemli bir silahıdır ve bunda hemfi- 4 Kasım 1970’te Başkanlığa seçilen Allen- örgütsüz işçi sınıfını örgütleyen alternatif lenmelere saldırdı. Kabinedeki HC men- kirlerdir. Bu süreçte Sosyalist Parti ve Ko- de’nin arkasında, 1969 yılında düzenlenen olabilecek iktidar organları sayılabilirdi. supları ise işçilere geri çekilmeleri gerekti- münist Parti dahi silahlanma çağrısı yap- 1939 greve katılan 230.725, 1970 yılında Sosyalist Parti’nin sağ kanadı ve Komünist ğini söylüyordu. salar da hala ordudan “devrimci” bir tutum düzenlenen 5295 greve katılan 316.280 iş- parti, üyelerine cordonlarla asla işbirliği beklemektedirler. çiyle beraber topraksız köylülerin kurdu- ğu örgütler ve kırdan kente göçen işçilerin İşçi örgütlenmeleri 1972 Ekiminden öğren- barınma haklarını savunan “gecekondu” diği derslerle karşılık vermeye devam etse örgütlenmeleri vardı. de süreç daha hızlı ilerlemekteydi. Allende yeniden sıkıyönetim ilan etti. Ordunun ilk Reform dahi olmayan reformlar hedefi yine sınıf örgütlenmeleri oldu. Al- Allende tüm bu arkasındaki sınıfsal deste- lende de Komünist Parti de sorumluluğu ğe rağmen, orta sınıf ile proletarya arasın- aşırı sola yüklemek konusunda hemfikirdi. daki dengeyi sağlamak amacıyla çoğunlu- Burjuvazi yeniden ekonomiyi durdurma ğu sağcılardan oluşan Kongre’nin onayını yoluna giderek siyasi durumu içinden çı- alabilecek reformları uygulamaya koymak kılamaz hale getiriyordu. Bu sırada çıkan niyetindeydi. Bu ise gidilebilecek yolun “Silahlanmanın Denetim Altına Alınması sınırını çizme şansını sağcıların eline bıra- Yasası” işçi sınıfına karşı ordunun elini kıyordu. Desteğini artırabilmek için bu orta güçlendirmekten öteye gidemedi. sınıfı kazanmak isteyen Allende’nin yolu işçi sınıfını ve topraksız köylüleri denetim 3 Ağustos’ta 11 Ekim’de darbeyi yapacak altına almak ve sınırlamak konusunda ba- olan Pinochet’in de içinde bulunduğu yeni şarılı olmaktan geçiyordu. bir kabine kuruldu ve devrimci bir atılım Ekonomik olarak ücretlerde genel bir artış yapmaktan çok uzakta olan Allende’nin yaparak tüketimi canlandırma, ülkenin burjuva devletine olan inancı bir kez daha kullanılmayan sanayi kapasitesini yeniden kendini gösterdi. devreye sokarak Frei’nin yarım bıraktığı işi Sol tarafından ordudaki rütbesiz askerle- devraldı. 1967’de çıkarılan yetersiz ve top- Allende, başkanlık binasından çıkıyor dışarıda darbeciler bekliyor. rak sahiplerini kayıran Tarım Reformu Ya- re yapılan emre itaatsizlik çağrıları sınıfın sası’nı ise olduğu gibi tamamlama görevine gücünün törpülendiği o günlerde anlam- “İşçi sınıfının yaratabileceği alternatif iktidar organları parlamenterist koyuldu. Bununla beraber bu reformlar sızlaşmıştı. İşçi sınıfının yaratabileceği al- görüşlerce dağıtılmış ya da önemsenmemişti. İşçi sınıfının önderlik ABD’li sermayedarlara ait atıl durumdaki ternatif iktidar organları parlamenterist gö- bakır madenlerini bedelsiz olarak devlet- sorunu Şili toplumunu uçuruma sürüklemiş, binlerce insanın öldürüldüğü rüşlerce dağıtılmış ya da önemsenmemişti. leştirmeyi de hedefliyordu. sınıfsal örgütlenmelerin paramparça edildiği bir sona götürmüştü.” İşçi sınıfının önderlik sorunu Şili toplumu- Halk Cephesi’nin genel programında ülke- nu uçuruma sürüklemiş, binlerce insanın nin önemli endüstriyel ve mali imkânları- Bu sırada açıklanan yeni ekonomi planı öldürüldüğü sınıfsal örgütlenmelerin pa- yapmama çağrısı yaptı ve resmi sendika nın devletleştirilmesi öngörülürken, ticari konumundaki CUT’un belirleyici olması ise yüz civarında fabrikayı patronlara iade ramparça edildiği bir sona götürmüştü. girişimlerin önemli bir bölümü özel serma- etmek gibi maddeler içermekteydi. Buna gerektiğini söylediler. Aslolanın işçi sınıfının öz örgütlenmesi ol- yeye bırakılıyordu. 3500 sanayi girişiminin cordonlar sert tepki gösterdi ve birçok nok- 150’sini yani toplam üretimin %40’ını dev- Temmuz sonunda siyasi sorunları konuş- tada devletin egemenliğini ortadan kaldı- duğunu Şilili bir işçinin sözleriyle tekrarla- letleştirmeyi planlayan hükümet daha son- mak üzere bir araya gelen 3000 delegeli rarak şehir merkezlerine büyük yürüyüşler yarak bitirelim: “Ne olursa olsun faşistlere ra bu oranı dahi düşürecekti. Halk Meclisi, Komünist Parti ve Allende örgütledi. teşekkür etmemiz gerekiyor. Onlar bizlere tarafından aşırı solun hizip çalışmaları ola- misket oynarayarak devrim yapılamayaca- İktidara geldiğinde sağ partileri ikna ede- Bu süreçte ortaya çıkan cordonlar arası rak değerlendirildi. ğını göstermiş oldular. Bir sorun ortaya çık- rek güvenoyu alabilmek için “Güvenceler eşgüdüm komiteleri ise Sosyalist Parti’nin Tüzüğü” isimli bir anlaşma imzalayan Al- sol kanadının hâkim olması yüzünden bir tığında, biz işçiler ön saflarda yerimizi al- 11 Ekim kamyoncular grevi lende, böylelikle burjuvazinin araçları olan hizipten öteye gidemedi. İşçi sınıfı bir ön- malıyız. Şu birkaç günde öğrendiklerimiz, eğitim sistemine, kiliseye, kitle iletişim 11 Ekim 1972 günü, haftalar öncesinden ay- derlik sorunu yaşamaktaydı ve sol buna bir son iki yılda öğrendiğimizden daha fazla.” SINIF MÜCADELESİ 9 YIRCA’DA NELER Yırca’ya giden KEG MÜCADELENİN İÇİNDEN Faruk Sevim aktivisti Anıl Yüksel OLUYOR? köylülerin isyanını SENDİKALAR İŞÇİLERİN anlatıyor. ÇIKARLARINI SAVUNAN Soma’nın 150 haneli Yırca köyü önceden tütün yetiştirilen ÖRGÜTLER OLMALI bir köymüş. Ama termik santraller yapıldığından beri tü- tün tarlaları bir bir yok olmuş. Kalan tarlalardan ürettik- Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş’in örgütlü olduğu Ülker lerini de satamaz olmuşlar. Bunun bölgede bir alternatifi fabrikasında DİSK/Gıda-İş’e üye oldukları için işten var, o da zeytin tarımı. Artık neredeyse tek geçim kaynağı atılan 13 işçi, firmanın Topkapı fabrikası önünde zeytin olan Yırcalılar ise, Eylül ayından beri zeytinliklerini direnişe geçti. İşçiler, Öz Gıda-İş’in, yaşadıkları so- kaybetmemek için mücadele veriyorlar. Danıştay ise sant- runları görmezden geldiğini ve çözüm için harekete ral için yürütmeyi durdurma kararını tam 6.000 zeytin ağa- geçmediğini söylediler. cı kesildikten sonra verdi. Sendikalar, işçilerin daha iyi ücret alabilmesi, iş gü- Kolin Şirketler Grubu, Yırca etrafında zaten var olan 2 ter- venliği, işçi sağlığı, kreş hakkı, demokratik haklar mik santrale bir yenisini eklemek niyetinde. Bu sebeple 490 Hükümet zeytin ağaçlarının değil termik santrallerin koruyucusu. vb. talepleri için çalışırlar, işçiler de bu hakları elde dönümlük bu zeytinlik hakkında “Acele Kamulaştırma” edebilmek için sendikalara üye olurlar. Ama Türki- çalışan bir köylü ise, termik santraller yapıldığından beri kararı veriliyor ve köylüye ait olan araziye el konuluyor. ye’de 2001 krizinden sonra, sendikalar işçi sınıfının tütün yetiştiremediklerini, tek geçim kaynağı olan zeytin- çıkarlarını korumak yerine “ülke ekonomisi”ne zarar Mevcut santrallerin külleri ve ürkütücü uğultusu altında liklerin de kesilmeye başlandığını söylüyor. gelmesin mantığı ile mücadele alanlarını terk ettiler. yaşamaya çalışan köylüler bu tahribattan bıkmış durumda olsalar da, Kolin’i yenene kadar direnmekte kararlılar. Yırca’da yaşanan bu olaylar aslında kulağa hiç yabancı Sendikaların bu pasifliği, 2008’deki kriz dönemin- de bile devam etti. Ancak hükümetin 2013 yılında gelmiyor. Hükümetin insan yaşamı ve doğa varlıklarından Yırca Köyü’nün 250-300 metre uzağında bulunan zeytinli- kıdem tazminatını fona devretme hesabına karşı ilk önce Kolin gibi şirketlerin yatırımlarını ve kazançlarını ğin önünde her gün bir araya gelen köylüler gece geç sa- defa işçiler ve sendikalar seslerini yükselttiler, genel gözettiği maden ocakları, termik santraller, HES’ler, kent- atlere kadar nöbet tutuyorlar. Şirket, çalışma makinaları grev tehdidinde bulundular. ve güvenlik görevlileriyle geldiklerinde onları durdurmak sel dönüşüm projeleri gibi neoliberal politikaların ürünü İşçiler mücadeleden yana için ellerinden geleni yapıyorlar. Köyün gençlerinden biri, olarak hemen her gün karşımıza çıkıyor ve yaşamı tüm cuma sabaha karşı ağaçları kesmeye başlayan şirket görev- gücüyle tahrip etmeye devam ediyor. Bizler de, bu vahşi Soma katliamının ardından bu birlikte hareket etme lilerinin genç-yaşlı demeden direnç gösteren herkesi döv- uygulamalara karşı yaşam alanlarına, geçim kaynağı olan eğilimi daha da güçlendi. Sendikalar zayıf da olsa bir genel grev yaptı. İşçiler madenlere inmediler. Hü- meye başlayıp kelepçelediklerini ve alıkoydukları kişileri topraklara, su varlıklarına sahip çıkmaya devam edeceğiz. kümet yasal düzenlemeler yapmak zorunda kaldı. dağın başına götürüp bıraktıklarını anlatıyor. Zeytinlikte Bugün Yırca’da olduğu gibi. Ama Ermenek faciasında veya Ülker direnişinde gör- dük ki, bazı sendikalar işçilerin mevcut yasal hakla- METAL İŞÇİLERİ GREVE HAZIRLANIYOR rını bile işverenlere karşı savunmuyorlar, işverenlerin yasalara uymasını sağlamıyorlar. Bu tip sarı, işveren yanlısı sendikaları, işçi sınıfının çıkarlarını savunan n DİSK Birleşik Metal İş Sendikası işten atılan işçiler fabrika önünde di- örgütlere dönüştürmek için çaba göstermek acil bir ile patron örgütü MESS arasında gö- renmeye devam ediyor. görevdir. rüşmeleri süren, 2014-2016 arasını n İstanbul Ümraniye’de kurulu bu- Açlık sınırının 1205 lira olduğu Türkiye’de asgari kapsamakta olan Toplu İş Sözleşmesi lunan ve silah sanayinde üretim ya- ücret 950 lira. Şu anda Türkiye’de asgari ücretle görüşmeleri uyuşmazlık ile sonuçlan- pan ARMSAN Silah San. ve Tic. AŞ. geçinmek zorunda olan en az 10 milyon kişi var ve dı. Uyuşmazlığın ardından işkolunda asgari ücretin satın alma gücü hızla eriyor. Yılsonun- fabrikasında çalışan işçiler, Birleşik grev ihtimali doğdu. da belirlenecek asgari ücret için şimdiden mücadele Metal-İş Sendikası’nda örgütlenerek hazırlıklarına başlamak gerekir. n Can güvenliği için greve çıkan ve Bakanlık’tan yetki aldılar. Patron, işten atılan 26 Enerji-Sen üyesi işçi, sendikalı 7 işçiyi kovunca fabrika Taşerona karşı mücadele 85 gündür süren direnişlerini Avcılar önünde direniş başladı. Taşeron sisteminin her türlü facianın asıl kaynağı ol- BEDAŞ önüne taşıdı. duğu kamuoyunca artık anlaşılmıştır. Taşeron sistemi- n Zonguldak’ın Ereğli ilçesine bağ- nin zararları ile ilgili farkındalığın sürekli gündemde n Kalpaklı Belediyesi’nde çalışırken lı Kandilli beldesindeki özel maden tutulması önemli bir mücadele konusudur. sözleşmeleri yenilenmeyerek işten atı- ocağında, Torba Yasa gereği geçen ay Hükümet şimdilik kıdem tazminatı fonu uygulamasın- lan işçilerin belediye önündeki direni- en az iki asgari ücret alan 850 işçi, bu dan vazgeçmiş görünse de, 2015 seçimlerinden son- şi 40 günü geçti. ay bu yükümlülüğü yerine getirmeyen ra fon yasasını çıkarmak, yapacağı işlerin başındadır. n İstanbul’daki Ülker fabrikasında işverenin geçen ay ödediği ücreti de Kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasına karşı işçi Hak-İş’ten DİSK’e geçtikleri için işin kestiği gerekçesiyle iş bıraktı. Schneider Fabrikası’nda iş bırakma eylemi. sınıfının topyekûn mücadelesini örgütlemek gerekir. Sendikalı olmak anayasal vatandaşlık hakkı olarak ta- devletin de aynı çöpe atılması burjuva fikrini kabul etti- MARKS DİYOR Kİ nımlanmasına rağmen patronun adamı olan ustabaşıları ler. Örgütlendikleri sektörler dışında Türk burjuvazisinin Volkan Akyıldırım tehditle işçilerin örgütlenmesine izin vermiyor. Aynı işye- özelleştirme politikalarına itiraz etmediler. rinde aynı işi yapan işçiler, çalıştıkları şirkete değil ayrı Örgütlendikleri fabrikalar satılığa çıkarıldığında ise buna “VATAN SATILIYOR” FİKRİ ayrı taşeron şirketlere bağlılar. “Vatan satılıyor” diye tepki gösterdiler. Yani “milli” fab- Kâr hırsı ve rekabet üretimin kesintisiz devam etmesini YENİLGİYİ GETİRDİ rikalarının “yabancılara” satılmasına karşı çıktılar. ve ye- zorlarken, özel şirketlerin insafına bırakılmış işçilerin ne nildiler. ücretleri artıyor ne de ekonomik büyümeye rağmen ya- “İşçilerin vatanı yoktur. Zaten onların olmayan bir şeyin, şam koşulları iyileşiyor. Özelleştirmelerden en çok faydalanan Türkiye’nin en alınması da mümkün değil.” zengin ailesi Koçlarla, bir işçi ailesinin aynı topraklar- Her gün onlarca işçinin çalışırken ölmesine yol açan (Komünist Manifesto, Marx ve Engels) özelleştirmeye karşı neden büyük bir mücadele patlak da doğmaktan kaynaklı ortak çıkarlarından bahsetmek 1980’de askeri darbe ile hayata zorla geçirilen özel- vermiyor? ne kadar saçma ise başka topraklardan kopup gelmiş Suriyeli ve Afrikalı göçmen işçilerle kaderimizin ortak leştirme politikalarının ulaştığı nokta, piyasanın getirdiği Sendikalar kamu kurumlarının yani devlete ait kuruluşla- verimlilik, kalite, iyi yaşam koşulları değil 19. yüzyıl işçi rın özel şirketlere satılmasına karşı iki türlü tepki verdi. olduğunu söylemek o kadar gerçek. sınıfı çalışma koşulları. İşçi sınıfının o zaman kazandığı İlki piyasa ekonomisinin sorunları çözeceğini baştan ka- Patron ister “yerli” ister “yabancı” olsun işçinin alttaki sekiz saatlik işgünü bugün Türkiye işçi sınıfının mücadele bul etmekti. Çünkü SSCB yıkılmıştı, herkes stalinizmin konumu değişmez. İşçi sınıfının haklarını kazanması konusu. çöküşünü sosyalizmin çöküşü olarak görüyordu ve sosyal milliyetçilikten kurtulmalıyız. 10 MEKTUPLAR HAKKIMIZI ALANA BUYRUN... HOŞGELDİNİZ DEK BURADAYIZ Kadıköy’den yazan Kürşat Güngör TOPLANTI Sağlam, kafe çalışanlarının grevini Direnişteki Ülker işçilerinden Ercan Durak yazdı anlattı. VE EYLEM Kadıköy’de Alkım kitabevine bağlı Cafe Kafka’da DUYURULARI Sendikadan hiç memnun değildik. İş ko- çalışanlar ücretleri ödenmediği ve sigortalarının ya- şulları konusunda hiçbir çabası yoktu sen- pılmadığı gerekçesiyle iş bıraktı. Yaz aylarında ise BEYOĞLU dikamızın. Araştırdık, bizim çıkarlarımızı Çeşme Kafe Pi çalışanı bir üniversite öğrencisi bahşiş 13 Kasım Perşembe, 19:00 DİSK’in savunabileceğini düşündüğümüz çaldığı iddaasıyla önce sopayla, sopalar kırılınca da için 9 işçi olarak sendikamızı değiştirdik. BARIŞ SÜRECİNİN GELECEĞİ streç film rulosuyla hastanelik edildi. Bu olaylar şu Çalışma saatleri konusunda talebimiz var. an için en akılda kalıcı ve yeni olanları. Tabi medyaya Konuşmacılar: Garo Paylan ve Ümit İzmen Akşam vardiyası istemiyoruz. Akşam vardi- da yansıyanları. 20 Kasım Perşembe, saat 19.00 yası olacaksa 12 saat çalışmak istemiyoruz. Bu sektörde çalışanların çoğunun öğrenci, savunma- “YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUN- Bu kadar uzun çalışmak vücudumuzu biti- riyor. Direniş yüzünden ameliyatımı ertele- sız ve güvencesiz olduğu malum. Maruz kaldıkları CAYA DEK” BELGESELİ YÖNET- MENİ REYHAN TUVİ İLE SÖYLEŞİ dim. Birçok işçide bel, boyun fıtığı, varis, muamele ise çoğunun kendini “solcu” olarak tanım- menisküs ve gürültüden ötürü duyma kay- ladığı kafe-bar sahipleri veya müdürlerinden geliyor. 29 Kasım Perşembe, 19:00 bı var benim gibi. 12 saat ayakta çalışıyo- “Birçok işçide bel, boyun fıtığı, varis, menisküs ve gürültüden Solcu retoriğine de hakimse bu patronlar, çalışanlar 1915’DEN 2015’E TORUN- ruz. Günlük yapılması gereken iş çok fazla. ötürü duyma kaybı var benim gibi. 12 saat ayakta çalışıyoruz.” için hem kafa karıştırıcı olup hem de sınıfsal farklı- LAR ANLATIYOR: SOYKIRIMLA 12 saatte yetişmeyince hakkımızda tutanak lıkların göz ardı edilmesine ve çalışanlar arasında YÜZLEŞİYORUZ edeceğiz. tutuluyor ve savunma isteniyor. Günde 15 bölünmelere yol açan tartışmalara neden oluyor. Konuşmacı: Ferhat Bakırcıoğlu dakika tuvalet molası, yarım saat yemek 1000 kişiyiz burada, bir de 300 kadar ta- Var olan sendikaların çoğunun bar çalışanlarını gör- İsmail Beşikçi Vakfı, İstiklal Cd. Ayhan Işık molası var. Bu sürelerden kısmadıkça işleri şeron işçi var. Taşeron işçiler getir götür mezden gelmesi ve kendi içlerindeki bürokratik he- Sk. 21/1 yetiştirmek ise mümkün değil. işleri yapıyorlar, bizim yetiştiremediğimiz gemonya sömürüyü daha da vahşileştiriyor. Nitekim işleri tamamlıyorlar. Patronlar bir senenin ortalama on saat ayakta yoğun tempoyla çalışmak, FATİH Bir senedir işe telefonla girmek yasak. Üs- sonunda taşeronları kadroya alıyor. Kad- aşağılayıcı muamele ve hakedilenin çok aşağısında tümüzü arıyorlar. Bilmem ne iş kanunu 14 Kasım Cuma, saat 19:00 rolu olunca işçi seviniyor fakat maaşında yevmiye bar çalışanlarının hayatını sürdürdüğü ko- gereği… Daha çok verim için… Ama yö- 30 lira zam oluyor sadece. Yılda dört kez şulları oluşturduğundan, fikirlerinin de oluşumunda İŞÇİ GÜVENLİĞİ NASIL neticilere yasak yok. Giriş-çıkış için kart SAĞLANIR? de ikramiye alıyorlar. Çalışma saatleri, ko- önemli bir etken. veriyorlar, manyetiği bozulduğunda onun şulları hep aynı oysa. 40 tane kadın işçi 22 Kasım Cumartesi saat 19.00 parasını bile bizden alıyorlar. 15 senedir Çalışanlar, aralarındaki ayrımı oluşturan tüm öğeleri çalışıyor ayrıca. Bize söylenene göre, Ülker burada çalışıyorum. Yeni gelen işçiden 30 (ırkçılık-milliyetçilik, cinsiyetçilik, homofobi vb) hat- ADALET, BARIŞ, ÖZGÜRLÜK fabrikasını ağır sanayi statüsüne almamak İÇİN BİRLİKTE NASIL MÜCADELE lira fazla maaş alıyorum. Maaşlar asgari üc- ta hizmet etmenin kendisini de sorunsallaştırıyorlar için yapılan bir şeymiş. Yaptığımız iş ağır EDİLİR? retin biraz üstünde. ve bu hareketlenmeleri fark etmek şu an çok daha sanayi olarak geçse hem ücretlerimizde iyi- Beyrut Cafe, Ali Kuşçu Mahallesi, At kolay. Bursunun kesilmemesi için sigorta yaptırama- Sendika bu konuda sessiz kalınca biz de leştirme olacak hem de bu kadar uzun süre Pazarı Meydanı Sokak No:7 mak, hem öğrenci hem bar çalışanı birinin mücadele sendika değiştirmeye karar verdik. İşlem- çalışmamış olacağız. Ayrıca mesleki hasta- hattını açıkça ortaya koyuyor ve gözlerinin önündeki leri yaptığımız gün işten çıkarıldığımızı ve lıklarda tazminat hakkımız da olacak. Gel KADIKÖY tazminatımızın yatırıldığını öğrendik. İn- de beş sene çalış burada. Felç olursun… gerçekle yüzleşmek ise mücadele isteğini daha da 14 Kasım Cuma, 19:00 san kaynakları müdürü rica etti, “ kabartmışa benziyor: “Hiçbir şey, ilkel birikimi sağ- Bizi tecrit etmeye çalışıyorlar. Sadece sesi- lama çabası içindeki bir küçük burjuvadan daha tik- KADIN İSTİHDAMI VE ÇALIŞMA imza atın” dedi, atmadık. Bizim derdimiz miz duyulsun istiyoruz. Hakkımızı istiyo- HAYATINDAKİ EŞİTSİZLİK sindirici değildir.” para değil ki, hakkımızı alabilmek. İşimi- ruz. Adalet istiyoruz. Alana dek de burada Konuşmacı: Sinem Atakul zi geri alana dek de mücadelemize devam olacağız. Serasker Cad., No: 88, Nergis Apt., Kat:3, KURAKLIK İKLİM ŞİŞLİ GEÇEN HAFTADAN: 13 Kasım 2014 Perşembe saat 19.00 DEĞİŞİMİNİN ÜRÜNÜ n KEG’in 1 Kasım’da İstanbul’da düzenlediği “New BİR MÜCADELE PRATİĞİ OLARAK İklim Değişikliği ve Kuraklık, önsözünü planlarıyla beraber York’tan Paris’e iklim mücadelesi” başlıklı toplantıda, İSTANBUL’DA KENT HAKKI Ömer Madra’nın yazdığı Ümit Şahin ve Le- kuraklığa yönelik ça- Ömer Madra ve Gökşen Şahin, New York’taki devasa Konuşmacı: Esra Akbalık vent Kurnaz’ın hazırladığı 36 sayfalık bir lışmalardan da söz edi- gösteriden izlenimlerini aktardı. Aktivistler, 2015 so- kitapçık. Temel madde döngülerinin işleyi- liyor. Kitapçık, iklim nunda Paris’te dünya liderlerinin buluşacağı zirveye 21 Kasım 2014 Perşembe saat 19.00 şini, bu döngülerde en ufak bir oynamanın değişikliği ve kurak- nasıl bir kampanyayla hazırlanacaklarını tartıştı. 8. YIL BİTERKEN: HRANT DİNK küresel iklim değişikliğindeki rolünü, su lık arasındaki direkt CİNAYETİ DAVASI NEREYE? döngüsünü, “Küresel Su Sorunu, Çoraklık, bağın kabul edilmesi, böylece kuraklığın Çölleşme” benzeri kavramların anlamını ve insanın eliyle olduğunu, kuraklıkla mü- Konuşmacı: Yetvart Danzikyan kuraklığın uluslararası kurumlar tarafın- cadele etmenin yegane yolunun ise iklim Nakiye Elgün Sokak, No:32/3 Osmanbey dan nasıl tanımlandığını ele alıyor. Kitap- değişikliğiyle mücadeleye etmek olduğunu çıkta, iklim değişikliğinin bilimsel temelle- İZMİR anlatıyor. ri, sonuçları ve bu değişimin önlenmesine 22 Kasım cumartesi saat : 16.30 ilişkin güncel- geçerli bilgiler içeren IPCC Ayrıca bu mücadelede somut ve aktif İŞ CİNAYETLERİNİ NASIL DUR- raporlarından 2007’de ve 2013’te yayınlan- adımların atılması (sera gazı salınımının DURACAĞIZ? mış 4. ve 5. değerlendirme raporlarının ku- azaltılması için hedef tespiti: fosil yakıt n Dünya Kobané günü ilan edilen 1 Kasım’da hüküme- raklık verilerinin bir bölümü de detaylarıy- tüketiminin azaltılması, enerji verimlili- tin yasak ve tehditlerine rağmen binlerce yurttaş Tünel Kıbrıs Şehitleri Cd, 1462. Sk, No: 20/1 la önümüze seriliyor. ğinin arttırılması, ormanların korunması, Meydanı’nda bir araya geldi. DSİP üyelerinin de içinde Alsancak Bu uluslararası verileri, aşırı yağışların uluslararası iklim politikalarında aktif rol bulunduğu kortej buradan Galatasaray Meydanı’na ANKARA alınması vb.) gibi talepleri içeren çözüm yürüyüş gerçekleştirdi. artmasının ve yağışlar arası sürenin uza- 18 Kasım Salı saat 19.00 önerileriyle sonlandırılıyor. masının kuraklığın öncü göstergelerinden n DSİP üyeleri, Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş sendikasının İŞÇİ GÜVENLİĞİ NASIL olduğunu gündelik deneyimlerimizde göz- yönetimine tepki duydukları için DİSK’e geçen ve işten lemleyebiliyoruz. Ülke genelinde yaşadı- İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK atılan Ülker çikolata fabrikası işçilerini ziyaret etti. SAĞLANIR? ğımız kuraklığın tablosu çizilmiş ve eylem ÜMİT ŞAHİN - LEVENT KURNAZ. Konur Sk, No:14/13, Kızılay

Description:
“Varsa bir ihmal, bulunur, hesabı sorulur”. Yalan söylü- yorlar. Karaman'dan önce yaşanan iş cinayetlerinde de aynı söz- ler söylenmişti. AKP iktidarı
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.