ebook img

altKitap 2017 Öykü Seçkisi PDF

102 Pages·2017·0.5 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview altKitap 2017 Öykü Seçkisi

Amenna Bulvarı altKitap 2017 Öykü Seçkisi Editörler: Ümit Aykut Aktaş, Özge Calafato, Tuğba Çelik, Ömer Kaçar, Hande Ortaç, Engin Türkgeldi ve Mevsim Yenice Yayına Hazırlayan: Su Başbuğu Kitap Tasarım: Su Başbuğu Tür: Öykü © Haziran 2017 altKitap Yapıtın tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Tüm içerik CC Attribution-NonCommercial 3.0 Unported License altındadır. www.altkitap.net [email protected] Amenna Bulvarı altKitap 2017 Öykü Seçkisi İçindekiler Birinci – Ata Tuncer – Amenna Bulvarı İkinci – Özcan Kalbinur – Tıstıs Üçüncü – Evşen Yıldız – Zaman Meselesi Mustafa Akgün – Anlık Gökten Çağrı Aktan – Rarge Eda Aydın – Kapan İlay Bilgili – Artis Reyhan Karaarslan – Adı Singer Ertan Meyan – Hayvan Hakları Derneği’nde Bir Sadık Erkan Şemin – Atkı İlyas Soner Yıldırım – Müzeyyen Senar’ın Öldüğü Gün Önsöz Türkiye’nin ilk elektronik kitap yayınevi olan altKitap, altKitap Öykü Ödülü’nün onuncusunu 2017 baharında gerçekleştirdi. Başvu- ru koordinasyonunu Su Başbuğu’nun gerçekleştirdiği altKitap yayın kurulu üyeleri Ümit Aykut Aktaş, Özge Calafato, Tuğba Çelik, Hande Ortaç, Engin Türkgeldi ve Mevsim Yenice ve 2016 altKitap Öykü Ödü- lü birinciliğini kazanan Ömer Kaçar’dan oluşan seçici kurulun, başvu- 4 ran 297 öykü arasından yaptığı değerlendirme sonucunda Birincilik Ödülü Amenna Bulvarı adlı öyküsüyle Ata Tuncer’e; İkincilik Ödülü Tıstıs adlı öyküsüyle Özcan Kalbinur’a; Üçüncülük Ödülü ise Zaman Meselesi adlı öyküsüyle Evşen Yıldız’a verildi. Dereceye giren öykü ya- zarlarına ödüllerinin takdim edildiği tören 5 Haziran tarihinde Vardar Terrace’ta gerçekleşti. Amenna Bulvarı – altKitap 2017 Öykü Seçkisi, dereceye giren ilk üç öykünün yanı sıra seçici kurulun yayımlanmaya değer gördüğü sekiz öyküyle birlikte toplam 11 öyküden oluşuyor. Yenilikçi içeriği ve tasarımıyla 2000 yılından bu yana ücretsiz e-kitap yayımlayan altKitap, Türkiye’deki çağdaş edebiyat üretimini hareketlendirme ve yeni öykücüleri görünür kılma hedefini 2006’dan beri düzenlemekte olduğu altKitap Öykü Ödülü’yle gerçekleştirmeye çalışıyor. Satış ve maliyet kaygısından arınmış, içeriğin ön plana çıktığı, altKitap’ın ayrılmaz bir parçası olarak her yıl hazırlanan altKitap Öykü Seçkisi de bu anlayışla hazırlanıyor. altKitap Öykü Ödülü’nün gerçekleşmesinde emeği geçen mekân destekçimiz Vardar Terrace’a teşekkürlerimizi sunuyor, bütün katılımcılarımızı tekrar tebrik ediyoruz. 5 Mekân Destekçisi 1. 7 Ata Tuncer 1988 İzmir doğumlu. Lisans eğitimini Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde tamamlayıp İstanbul’da çeşitli projelerde yönetmen yar- dımcılığı yaptı. Şiir, öykü, röportaj ve inceleme yazıları çeşitli edebiyat dergileri ve edebiyat portallarında yayımlanıyor. İlk Cinayeti Şiir İşledi adında bir şiir kitabı var. Şimdi bir müzede çalışan yazar, edebiyat ve sinema alanındaki çalışmalarını İstanbul’da sürdürmeye devam ediyor. Amenna Bulvarı “Bu şehrin sessizliği Kulağımı tırmalıyor. Duygularım beynime, Ağır sorular soruyor. Aza koydu almadı, Çoğa koydum, dolmuyor. Bilmem neden, nasıl bitti, İnan hiç kafam almıyor.” Ankaralı Namık; Kafam Almıyor Vedanı 8 Bakkaldan bira çalar, sokakta koşarsanız, aklınızda olsun. Ve- nüs Park’ın girişinde, dört kollu ağacın dibine tirbuşon gömülüdür. Birkaç kapak açacağı. Birkaç da sustalı, kelebek. Bizden sonrasına mi- rasımızdır. Biz bıraktık, lazım olur, diyerek. Çocukluğumuzda, Alimallah Sokak’ın kaldırım kenarlarında ölü kelebek arardık. Onları bulmak ne zordur, kimse bilmez. Yolda ölü bir kelebek gördüğünüz oldu mu hiç, onu aldınız mı avuçlarınıza? Hani, rüzgârdan bile korumak istercesine. Herkes sizi bunca serseri, bunca taş kalpli bilirken şimdi, hıçkıra hıçkıra ağladınız mı, düşünür- ken o günleri? Korkunç çiçeklerden dikenler kopardık. Ellerimiz de kanadı. Ama baharda kelebeklerin hak ettiği o çiçekleri büyütemedik aslında. Dudaklarımızın kıvrımındaki o gül de soldu sonunda. Burası Amenna Bulvarı, o ölü kelebekler hâlâ uçuşuyor başımızda. Biz yürüyoruz hâlâ, Alimallah Sokak’ın hayaleti üstünde. Çocukluğumuzu yıktılar, koca bir bulvar kondurdular. Ama biz, geçmişi bırakamadık bir kenara. Soğuk bıçağın acısıyla etimizden kopardık geçmişi. Yarası iyileşmedi. Geç- mişte nasıl da, biz değildik, şimdiki gibi. Hepimiz öldürdük, geçmişteki kendimizi. Yataktaki kokuları uçmasın diye haftalarca evlerimizi havalan- dırmadık. Bavullarıyla, terlikleriyle gelsin istediğimiz fahişeler, bulvar- dan kovuldular. Müşteri bekledikleri yere bir otobüs durağı koydu, belediye. İşe giderken birbirimize tuhaf bakar olduk. Her sabah hatı- ralarını yolcu eden kravatlı adamlarız. Göğsümüzdeki dövmeleri, kol- larımızdaki faça izlerini saklıyoruz. Geçmişin ardından su döküyoruz. Ama bulvara kimsenin geri geldiği yok. Su gibi gidip su gibi dönen bizlerden başka. Biraz çamurlu, asfaltta birikmeye teşne. Dilimiz kuru, susarak birbirimize boş bakıyoruz. Kendi kendimize cinnet geçirdiğimiz pencere önlerinde, ka- dehimizde ne varsa o gece, gözlerimizi onunla yakan uçsuz bucaksız 9 bakışlardık. Polisi yanılttığımız için korkutulurduk bazen. Lakin kasıtlı değildi, yalancı şahitliğimiz. İçkiden. Yalnız çalışan hırsızları hep çift görmemizden. Evlerimizdeki otuz üç ekranlar çalındığından beri ger- çek hırsızları dünya gözüyle görmedik. Poliste eşkâlleri. Bir gün tam ceplerimizdeyken suçüstü kelepçelenecek, elleri. O hırsızların yoklu- ğuna nasıl alışacağız, bilmiyorum. Toparlanıp gidecekler. Ama kaçar- larken arkalarında bıraktıkları elleri, ömrümüz boyunca taşıyacağız, arka ceplerimizde. Bulvara yeni taşınan bir dayı vardı, mesela. Yıllar önce. Orman mühendisiydi. Evinin önünde top oynardı, çocuklar. Tam kalelerinin üstüne park ederdi, uyuzluğundan. Teybi çıkarır eve girerdi. Pis ba- kardı geri. Bakkalla, manavla kaç kere kavga etti. “Çocuklarınızı evimin önünden alın!” dedi. Dayanamadı, topu bıçakladı, bir sabah. Adama dedik ki, “Sen bizim çocuklara bıçak çekmişsin, dayı.”

Description:
larımızdaki faça izlerini saklıyoruz. Geçmişin ardından su muamma bellek ne kadar eskiyi okuyabilir bilemiyorum. Bu yüzden cevabım belli “Tankın altındaki toprakta askerlerin sakladığı kaçak telefon- lardan var komutanım
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.