C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi Aralik 2003 Cilt : 27 No: 2 267 - 288 HALIL RIFAT PASA Nurettin Birol Öz Halil Rifat Pasa, Osmanli Devletinde bürokrasi kademesinin en alti olan tahrirat kaleminden, en üst makam olan Sadrazamliga kadar yükselmis önemli bir devlet adamidir. 1827 yilinda Selanik vilayetinin Siroz sancagina bagli Lika köyünde dogdu. Okudugu tek okul sibyan mektebidir. 16 yasinda kâtip olarak memuriyete baslayarak bürokrasi içinde yetisen Halil Rifat, çesitli vilayetlerde divan katipligi, mektupçuluk, mutasarriflik, valilik ve sonra dahiliye nazirligi ve Sadrazamlik vazifelerinde bulundu. Yetismesinde özellikle ünlü devlet adami Mithat Pasa’nin yardim ve destegini gördü. Memuriyet hayatindaki en parlak icraatlarini Sivas, Aydin ve Manastir valilikleri dönemlerinde gerçeklestirdi. Balkanlarda eskiyaya karsi orijinal mücadele taktikleri ve Anadolu’da bayindirlik alaninda vatandas-devlet isbirligi ile gerçeklestirdigi çalismalarla söhrete ulasti. XIX.yy.da yüzlerce vali arasinda özellikle yol yapimi konusunda isim birakan tek sahsiyet Halil Rifat Pasadir. Bir atasözü haline gelen “Gidemedigin yer senin degildir” sözü ona aittir. Dahiliye nazirligi ve Sadrazamliginin ilk yillarinda en fazla mesgul oldugu mesele Ermeni isyanlariydi. II.Abdulhamid döneminde bütün islerin saraydan yürütüldügü ve Sadrazamlarin neredeyse hiçbir rolünün bulunmadigi bir zamanda, yumusak huylulugu ve Padisaha sadakati sayesinde 9 Kasim 1901’de vefat edene kadar makamini muhafaza edebilmistir. Anahtar Sözcükler Halil Rifat Pasa, Abdulhamid, Vali, Dahiliye Naziri, Sadrazam, Ermeni. Halil Rifat Pasha Abstract Halil Rifat Pasha is an important statesman, who rose from the official correspondence, which is the lowest step of bureaucracy in The Ottoman State, to The Grand Viziership which is the optimal office. It is the infant school, that is the only school in which Halil Rifat educated, who was born in the village of Lika depended on Siroz Sanjak of Salonica Province in 1827. Halil Rifat, who educated in bureaucracy by beginning appointment by a clerk at 16years old, made the Divan Clerkship, office, ownership, governorship and then The Ministry of the Interior and The Grand Viziership in the different provinces. In his development, he took the support and aid of Mithat Pasha, the famous statesman especially. In his appointment life, he realized the most brilliant activities in the periods of Sivas, Aydin and Monastery Governorships. He had the reputation with the activities which were realized with the state-citizen cooperation in the area of prosperity and his original struggle tactics against the brigands in the Balkans. In the 19th century, Rifat Pasha is only person who became famous in the subject of the road building, especially, among the hundreds of governors. The sentence of “The place which you can not go isn’t yours”, Which is a proverb, belongs to him. In the first years of his Ministry of Interior and The Grand Viziership, the matter, which kept at most busy to him, was the Armenian rebellions. In the period of Abdulhamid the second, he could protect his official place until he died on November 9, 1901 by the support of his loyalty to sovereign and his tenderheartedness when The Grand Viziers had a role less and all the jobs were applied from Place. Keywords Halil Rifat Pasha, Abdulhamid, Proprietor, Governor, The Minister of Interior, The Grand Vizier, Armenian, Sivas, Aydin, Monastery. Halil Rifat Pasa Çocuklugu, Ailesi, Egitimi ve Ilk Vazifeleri 27 Ekim 1827‘de Selânik Vilâyeti’nin Siroz Sancagi’na bagli Lika köyünde dünyaya geldi (BOA.SAD,I/I:50; Ibnü’l Emin,1969:1535;). Babasi, Nevrekob’lu Ibrahim Aga’dir (Ibnü’l Emin,1969:1535; Birinci vd,1986:97; Aldan,1990:85). Üç yasinda ailesinin Siroz’a tasinmasi üzerine buradaki Sibyan mektebinde egitime basladi. Dokuz-on yaslarinda Nevrekob esrafindan Altun Mehmet Bey’in dikkatini çeken Halil Rifat, bu zatin tavsiyesiyle babasi tarafindan, Siroz’lu Molla Bayraktaroglu Mehmet Aga’nin (Memos Aga) himayesine verildi. Erkek evlâdi olmayan Mehmet Aga, Halil Rifat’i evlâd edinerek, evinde iki-üç sene talim ettirip, gösterdigi zeka ve istidadin gelismesine yardimci oldu (Ibnü’l Emin,1969:1535; M.Memduh Pasa,1328:45- 47; Birinci vd,1986:97; Keskin,1989:61). Ilk memuriyeti olan Siroz Tahrirat Kalemi’nde 1843’de maassiz olarak çalismaya basladi (BOA.SAD, I/I:50). Burada kitabet ve hükümete ait muameleleri ögrenmeye çalisti ve emsalleri arasinda kisa zamanda kendini gösterdi (Ibnü’l Emin,1969:1559). Bu siralarda Istanbul’a gelip bir müddet Memos Aga’nin dostlarindan Yusuf Muhlis Pasa’nin oglu Mustafa Mazhar Pasa’nin yaninda kaldi (Ibnü’l Emin,1969:1535). Üç sene sonra kendisine 100 kurus maas verildi (Ibnü’l Emin,1969:1536). Dördüncü sene maasi 150 kurusa çikti (BOA,SAD,I/I:50). 1848-50 arasi Selânik’te, Tahrirat ve Meclis kalemlerinde çalisti. Daha sonra bazi valilerin dîvan kâtibi olarak; Vidin ve Yanya vilâyetlerinde bulundu. 1852’de Muhasebe-i Maliye Meclis-i Mazbata odasinda alti ay çalistiktan sonra, 1860’a kadar Edirne, Harput, Erzurum vilâyetlerinde divan kâtipliginde bulundu. Ayni yil Meclis-i Vâlâ-yi Ahkâm-i Adliye hulefasindan oldu. Ertesi yil yine divan kâtibi olarak Silistre’ye gönderildi. 1864’de 3.000 kurus maasla Tuna Vilâyeti Meclis Idare Baskâtipligi’ne, üç ay sonra da Tuna Valisi Mithat Pasa’nin tavsiyesiyle 7.500 kurus maasla Tuna Mektupçulugu’na tayin olundu (BOA,SAD,I/I:50; Ibnü’l Emin,1969:1536; Çetin,1997:327; Birinci vd,1986:97-98; Aldan,1990:85) . Bu yillar Halil Rifat’in hizla terfî ettigi ve itibarinin arttigi dönemlerdir. Nitekim bu gayretleri sayesinde, 1855’de “Sâlise”, 1865’de “Saniye Sinif-i Sâlisi” ve 1867’de “Mütemayiz” rütbelerini aldi (BOA,SAD,I/I:50). Mutasarrifliklari Halil Rifat 1 Kasim 1868’de 12.500 kurus maasla Varna mutasarrifligina tayin edildi (BOA,SAD,I/I:50; Ibnü’l Emin,1969:1536). Bu tarihlerde bölgenin en önemli problemleri; Bulgarlari bagimsizliga götürmek için Bulgar okullarinin hizla yayginlasmasi (Sentürk,1994:61-72), Rum-Bulgar kilise mücadeleleri neticesinde Bulgarlarin Ortodokslar’dan ayrilarak, 1870 yilinda bagimsiz kiliselerini (Eksarhlik) kurmalari (Sentürk,1994:45), Bulgar çetelerinin faaliyetleri (Aydin,1992:4-5), Rumeli’nin muhtelif bölgelerine yerlestirilen Kirim ve Kafkasya muhâcirlerinin problemleri ve bunlarla Bulgarlar arasindaki çatismalardan ortaya çikan anlasmazliklardir (Sentürk,1994:99; Shaw vd,1983: 152-204). Halil Rifat ise, bu problemler karsisinda önemli bir basari gösteremedigi gibi, yetersiz görülerek 18 Eylül 1869’da 14.300 kurus maasla Tirhala Mutasarrifligi’na tayin edildi (BOA,SAD,I/I:50; Ibnü’l Emin, 1969:1536). Burada karsilastigi en önemli problem ise, Yunan eskiyasinin Tesalya’yi Yunanistan’a katma çabalari ve Türk köylerine yaptiklari saldirilardir (Türkgeldi,1987:112-113). Halil Rifat zamaninda, Tirhala Sancagi’nin çesitli yerlerinde 64 adet kalenin tamir ve insasina karar verilmis ve en önemli dört 268 Nurettin Birol tanesi kisa zamanda bitirilerek buralara askerler yerlestirilmis ve bunlarin masraflari için hazineden gereken meblag bir irade ile temin edilmisti (BOA,I.Dh.44071-45514). Tirhala ve civarinda Yunan eskiyasinin faaliyetlerine ragmen, Hiristiyan halka hosgörü ile yaklasilmis, bölgede Hiristiyan nüfusunun artmasi sebebiyle yeni kilise insasina dair istekleri Halil Rifat araciligi ile hükümete iletilmis ve 24 Ocak 1870’deki irade ile de bu izin verilmisti (BOA,I.Dh.42199; I.Hr.14300-14315). Onun buradaki icraatlari hükümet tarafindan basarili görülmüs ve 15 Haziran 1871’de “Üçüncü Rütbe Mecidiye Nisani” verilmistir (BOA,I.Dh.44071-2; SAD.I/I:50). 3 Temmuz 1873’de 10.000 kurus maasla Vidin mutasarrifligina tayin edildi (BOA,SAD,I/I:50;Ibnü’l Emin,1969:1536). Daha önce Varna’da karsilastigi –Basta Bulgar eskiyasinin faaliyetleri olmak üzere- problemlerle burada da karsilasmisti. Vidin gibi Hristiyanlarin çogunlukta oldugu ve sürekli karisiklik çikardiklari önemli bir sehri üç seneden fazla basari ile idare etti. Valilikleri II.Abdulhamid’in tahta geçtigi 31 Agustos 1876’dan bir süre sonra, “Rumeli Beylerbeyligi” payesi verilerek Mithat Pasa’nin tavsiyesiyle 13 Eylül 1876’da 25.000 kurus maasla Tuna valiligine tayin edildi (BOA.SAD.I/I:50; I.Dh.50987). 1864 Eyalet Nizamnâmesine göre kurulan Tuna vilâyetinde Mithat Pasa, iktisadî ve idarî alanda önemli reformlar yapmisti (Ortayli,1985:57-58). Bu tarihlerde Tuna vilâyetinin en önemli problemi Bulgarlarin Osmanli aleyhindeki faaliyetleriydi. Halil Rifat Pasa’nin kisa süren valiligi döneminde burada karsilastigi en önemli hadise; Vidin’deki Bulgarlarin, Panislavistlerin propagandasina kanarak Sirbistan’a göç etmeleri, daha sonra umduklarini bulamayarak geri dönüsleri ve Halil Rifat Pasa’dan yardim talepleri neticesinde bir yil vergiden muaf tutulmalari yolunda iradenin çikarilmasidir (BOA.,I.M.M.2503). Halil Rifat Pasa 5 Subat 1877’de henüz bes ay bile olmadan Tuna valiliginden alindi. Bunun sebebi de tayininde oldugu gibi Mithat Pasa ile olan yakinligidir. Çünkü, ayni gün Mithat Pasa da Sadrazamliktan azledilmisti (Karal,1983:302). Önce Halep valiligine, iki gün sonra da 40.000 kurus maasla Kosova valiligine tayin edildi (BOA.,SAD.I/I:50; Pakalin,TTK. Yazma eser:1887; Ibnü’l Emin,1969:1436). Halil Rifat Pasa’nin Halep valiligine tayin edildigi tarihte Kosova vilâyetine de Kâmil Pasa tayin edilmisti. Bir gün sonra Kâmil Pasa’ya gönderilen yazida, Halil Rifat Pasa ile yerlerinin degistirilecegi bildirilmis ve 7 Subat 1877 tarihli irade ile de bu becayis tasdik edilmisti (BOA.,Y.E.E. Kâmil Pasa Ev. Ek. 86/1-25; BOA., I. Dh. 60 566). Bu sirada Osmanli-Rus Savasi henüz baslamamisti. O, Berlin Antlasmasi görüsmeleri devam ettigi tarihlere kadar burada bulundu. Bir buçuk sene süren valiligi esnasindaki önemli faaliyetleri ise sunlardir: 8 Nisan 1877’de Sirplarin, silahlanarak Sirbistan Prensligi ile iliski kurmalarinin önlenmesi için bölgeye hafiye yerlestirilmesi (BOA., I.Dh. 60743) ve bölgede yardimci kuvvetlerin toplanmasi esnasinda, Arnavutlarin çikardigi yolsuzluklarin önlenmesi için 20 Aralik 1877’de, örfî idare kurularak Divan-i harp teskil edilmesidir (BOA., I.Dh. 62073). Savasin bütün agir sartlarina 269 Halil Rifat Pasa ragmen, alinan tedbirler sayesinde Ayastefanos Antlasmasina kadar Kosova’nin Sirplar tarafindan isgaline firsat verilmedi. Ancak, Antlasmanin 15. maddesine göre; Kosova ile ilgili özel bir nizamnâmenin uygulanmasi istenmisti (M. Celaleddin Pasa,1983:578,691; Aktepe,1977:874). Savastan sonra ise, bölgede toplanan yüzbinlerce muhacir için komisyonlar tertip edilerek bir kismi Anadolu’ya sevk edilirken bir kismi da bölgeye yerlestirilmistir (Ipek,1994:49, 174-175). Savasinin sona ermesinden sonra, muhacirlerin problemleri ve Arnavutlar arasindaki hareketlenmeler ve sartlarin agirlasmasi gibi nedenlerle 12 Haziran 1878’de Babiâli’ye gönderdigi telgrafla valilikten affini talep etmis ve bu istegi uygun görülerek 25 Haziran 1878’de Kosova valiliginden alinmistir (BOA., I.Dh., 62644). Kosova valiliginde bulundugu sürede yazi ve siirle ilgilenmistir. Bunlar; Kosova Vilâyet Gazetesi’nde idarî ve siyasî alanda imzasiz yazilar yayimlamasi (Ibnü’l Emin,1988:185) ve Kosova Savasinda sehid olan Hüdâvendigâr Gazi’nin türbesine astirdigi siiridir (Ibnü’l Emin,1969:1577): “ Otuzdört Pâdisah-i Âl-i Osman nâm-i âlisin Kosova Valisi Rifat bu kit’ayla eder ilân Murad bestir, Muhammed, Mustafa isminde dörder Han Üçer Hâkân-i zîsândir Selim-ü Ahmed-i Osman Ikiser Bayezid, Abdulhamid, Mahmud, Süleymanlar Birer Ibrahim ile Abdülmecid, Abdülaziz, Orhan Hüdâ Abdulhamid-i Sâni’nin ömrün uzun etsin Bin iki yüz ile doksan ikide tahta verdi sân Bu türbe, fatih-i Kosova Murad-i evvele meshed Cihani terk eden sâhâne hak, rahmet ede ihsân” Kosova valiliginden alindiktan sonra Sadrazam Saffet Pasa’nin tavsiyesiyle (BOA., I.Dh., 62691-62730), 3 Temmuz 1878’de 25 000 kurus maasla bos bulunan Selânik valiligine tayin edildi (BOA., SAD.,I/I:50). Iki seneye yakin vazife yaptigi bu vilâyette, Osmanli-Rus Savasi’nin yaralarini sarmak için muhâcirlere yardim etmeye çalisti. Muhacirler için kurulan komisyonlarin da çalismalariyla, bir kismi Anadolu’nun muhtelif bölgelerine nakledilirken, burada kalan ve yardima muhtaç olanlara gereken yardimlar yapildi. Bir yandan da yeni mahalleler ve köyler olusturuldu (Ipek,1994:39- 40,154-169,176-177). Bundan baska bölgede nüfusun artmasi ve asayisin bozulmasi sebebiyle yeni karakollarin yapilmasi (BOA.,S.D. 2008/49, 2009/6. I.S.D. 2689). Nevrekop hapishanesinin tamiri ve genisletilmesi (BOA., S.D., 2009/19) ve Asakîr-i Sâhane’nin ve zaptiyelerin ihtiyaçlari için yeni binalarin yapilmasi (BOA., I.S.D., 2251), ayrica Kara Irmak ve Vardar Nehri’nin tanzim ve temizlenmesi çalismalari ile Behice (BOA.,S.D., 2008/10) Doyran ve Harcan Göllerinin yeni drenaj kanallari açilarak temizlenmesi çalismalari baslatilarak bölgenin sivrisinek ve sitmadan kurtulmasina çalisilmasi (Tuglaci,1985:390), Halil Rifat Pasa’nin buradaki önemli icraatlari olarak sayilabilir. Valiliginin son zamanlarinda sicilinde belirtildigi üzere “Selânik’te eskiya çeteleri zuhuriyle idare-i vilâyet kesb-i ehemmiyet eylemesinden ve kendisinin izhar-i acz ile ba telgrafla istifa etmesinden nâsi 28 Subat 1880 günü 270 Nurettin Birol Selânik valiliginden azl olunarak 27 Kasim 1880 günü 10.000 kurus maas ile Umur-u Nafia Komisyonu azaligina tayin edildi” (BOA.,SAD.,I/I:50; Pakalin, TTK.Yazma eser:1877)kaydi konulmustur. Daha sonra Sadrazamligi döneminde 4 Mayis 1896’da Padisaha sundugu arîzada ise Selânik valiliginden istifasini o tarihlerde Sadrazam olan Said Pasa ile geçinememesine baglamistir (Ibnü’l Emin,1969:1537-1582). Umûr-i Nafia Komisyonu azasi olarak çalistigi esnada bir ara Trablusgarp valiligine tayini düsünülerek, Sadrazam tarafindan burayi idare edebilecek bes muktedir vali arasinda ismi sayilmissa da daha sonra tayininden vazgeçilmisti (BOA. Y.A.Hus.168/113). 9 Ocak 1882’de 17.000 kurus maas ile Sivas valiligine tayin edildi. (BOA.,SAD.,I/I:50; Pakalin, TTK.Yazma eser:1877;Ibnü’l Emin,1969:1537). Halil Rifat Pasa’nin Sadrazamligi da dahil, en parlak memuriyeti dört yila yakin çalistigi Sivas’ta geçmistir. Burada ise en fazla, yaptirdigi yollar ile söhrete ulasmistir. Bir atasözü haline gelen “Gidemedigin yer senin degildir” sözü ona aittir. II. Abdulhamid devrinde yüzlerce vali arasinda yol konusunda, Sivas’ta yaptirdigi yollar ile isim birakan tek vali Halil Rifat Pasa’dir (Karal,1983:462). Günümüzde Sivas bölgesi halki onu hayirla yâd etmektedir. Yol yapimi ve diger hizmetleri halkin zihninde öyle yer etmistir ki Pasa hâlâ agizdan agiza nakledilen rivayet ve fikralarla bütün hayatiyetiyle bugün dâhi yasamaktadir.(Orhun, vd.,1969:115-116; Birinci, vd.,1986:102-103,115, Birol,1999:63-65). Sivas valiligi döneminde yaptirdigi yollarin uzunlugu 1.400 km.dir. Bu yollar üzerinde yaptirdigi köprülerin 1.000, menfez ve kasislerin ise 4-5 bin kadar oldugunu kaynaklar bahsetmektedir (BOA.,T.3090/115). Asil önemli olan nokta ise, bu yollarin yapiminda devletin çok az bir katkisina karsilik, vatandaslarin yardimi ve çalismasiyla gerçeklesmis olmasidir. Bu tarihlerde Sivas Vilâyeti; Merkez, Amasya, Tokat ve Sark-î Karahisar sancaklarindan olusuyordu. Yapilan yollar da adi geçen sancaklari komsu vilâyetlere baglayan yollardi (Sivas Salnamesi, 1302, s. 311-314; BOA., T. 3090/115). Bu yollardan; Susehri-Zara, Sebinkarahisar-Giresun ve Mesudiye-Gölköy arasindaki kayalar arasindaki yollar üzerinde üç tane de kitabe vardir (Birol,1999:63). Ayrica yol yapimi esnasinda maddî ve manevî katkilari bulunan, halkin ileri gelenleri Halil Rifat Pasa’nin Padisaha teklifi ile rütbe ve nisanlarla taltif edilmislerdir (BOA., I.Dh. 69666/1,2,3). Sivas vilâyetinin yollarini tamamlamak için yogun çalismalar yaptigi siralarda usûlsüzlük ve hirsizlik yaptigi yolundaki sikayet ve dedikodular Aydin valiligine tayin edilmesine sebep olmustu (Danisman,1966:255; Sertoglu, 1972:3438). Aydin valiligine tayininden sonra, Sivas’a tayin edilen vali Sirri Pasa, Halil Rifat Pasa’nin aleyhinde konusmaya ve yazmaya baslamisti. O da sessiz kalmayarak buna cevaplar yazmasi ile iki vali arasinda bir yazi düellosu baslamisti. Bu durum Abdulhamid tarafindan ögrenilince, 14 Ekim 1886’da çikardigi iradesinde devlet memurlarinin birbirleri aleyhinde nesriyatta bulunmalarinin uygun olmadigi ve bu islere hemen son vermeleri, aksi halde her ikisinin de hakkinda hayirli olmayacaginin ihtar edilmesi üzerine bu gibi yazilara son verilmistir (BOA,I.Dh.79342; Ibnü’l Emin,1969:1537). Sivas’ta bayindirlik alaninda yaptigi diger çalismalari ise sunlardir: hâlâ kullanilan hükümet konagi, hapishane binasi, rüstiye mektebi, askerî rüstiye 271 Halil Rifat Pasa mektebi, darü’l muallimin, maarif dairesi, Tokat hükümet konagi, Sark-i Karahisar su yollarinin yeniden yapimi, Aziziye kasabasi hapishanesi, Divrigi, Tonus ve Yildizeli kazalari hükümet konaklari ve Sivas’ta bir un fabrikasi en önemlileri olarak sayilabilir (BOA.,I.S.D.3700/1-4;4245; S.D.1784/40-1...5; 1785/4-1..6;1786/17; Cuinet,1892:665; Sivas Salnamesi,1302:315-316). II. Abdulhamid döneminde egitim-ögretim faaliyetleri Anadolu’da görülmemis bir hizla ve genislikte yayginlasmaya baslamisti. Bu politikaya uygun olarak Halil Rifat Pasa döneminde Sivas’ta yeni okullarin açilmasi yaninda, en ücra köylere kadar uzanan bir okuma-yazma seferberligi diyebilecegimiz bir çalisma baslatildi. Devletin kit imkânlarinin yetisemedigi anlarda halkin fedâkârliklari ve orijinal bir çalisma olarak; hazineye ait arazilerin ekilip biçilmesiyle elde edilecek gelirlerin maarif sandiklarinda biriktirilip, bunlarin okul yapimi ve egitim masraflarinda kullanilmasina çalisildi. Onun Sivas’ta halka yayimladigi meshur 11 tenbihnâmenin 4.,6., ve 11. leri dogrudan egitime yöneliktir. Bu tenbihnâmelerde, sert emirler verilip bunlar siki bir sekilde kontrol ve takip edilmistir (Sivas Salnamesi, 1302:321-326,331-332; BOA., I.M.M. 3347/1; 3347/7; Kodaman,1991:159-160). Nahiye müdürlerine hitâben yazilan tenbihnâmeler, daha ziyade köylerin kalkinmasina ve hayat sartlarinin iyilestirilmesine yönelik çalismalarin bir parçasidir. O yüzden Pasa bu tenbihnâmelerde sade bir dil kullanmistir. Diger tenbihnâmelerin, 3. ve 7. si ulasim ile ilgilidir. Digerleri ise; çevre sagligi, tarim ve ormancilikla ilgilidir (Sivas Salnamesi, 1302; Siskav,2001). Halil Rifat Pasa, Sivas valisi iken bir ara Subat 1884’de Girit’te kipirdanmalar baslayip valinin ayrilmasi üzerine Girit valiligine tayin edildi. Ancak Müslüman bir valiyi istemeyen Girit Rum ahalîsinin karisiklik çikarma ihtimalleri ve dis baskilar neticesinde Müslüman bir valinin uzun süre burada kalamayacagi ve böyle bir durumda Pasa’yi tekrar Sivas’a göndermenin münasip olmayacagi düsüncesiyle basarili hizmet verdigi Sivas’ta kalmasinin uygun olacagi düsünülmüs ve bu tayin iptal edilmistir (BOA., A. AMD.316, 51). Sivas’ta basarili bir valilik döneminden sonra, yukarida bahsedilen sebeplerle 27 Eylül 1885’de Aydin valiligine tayin edildi (BOA., I.Dh. 76.044). Burada bir seneden fazla bir zaman valilik yaptiktan sonra, 26 Aralik 1886’da Bagdat valiligine tayin edildi (BOA.,I.Dh.79939; SAD.,I/I.,50; Ibnül Emin,1969:1537). Ancak, Pasa çesitli mazeretler ileri sürerek Padisah’tan merhamet dileyip Bagdat’a gitmek istememistir (BOA.,I.Dh.80070; Ibnü’l Emin,1969:1538-1539). Bunun üzerine 8 Ocak 1887 tarihli irade ile kendisine münasip bir memuriyet bulunana kadar Istanbul’da alikonulmasina karar verildi (BOA.,I.Dh.80068). Bir gün sonra Sadrazam Kâmil Pasa tarafindan, bosalan Iskodra valiligine tayini teklif edilip iradesinin de alinmasina ragmen (BOA.,I.Dh. 80139) iki gün sonra bundan da vazgeçildi ve 11 Ocak 1887 tarihli irade ile münasip bir memuriyete tayinine kadar kendisine 10.000 kurus mazûliyet maasi tahsisine karar verilmistir (BOA., I.Dh. 80282). Sekiz ay açikta bekledikten sonra Halil Rifat Pasa, 19 Agustos 1887’de 17.000 kurus maas ile Manastir valiligine tayin edildi. bir süre sonra da 4 Eylül 1887’de kendisine “Murassa Osmanî Nisan-î Alî’si” verildi (BOA.,SAD. I/I,50; I. Dh. 82008; B.EO.A. AMD. 256, 80, No: 478). Bu tarihlerde Manastir vilâyetinin en mühim problemi eskiyalara karsi yürütülen mücadelenin bir türlü istenilen sonucu vermemesiydi. Halil Rifat 272 Nurettin Birol Pasa’nin Manastir’dan ayrildigi zaman ise bu mesele hemen-hemen geçici de olsa halledilmisti. Bu bakimdan Sivas’tan sonraki en basarili valilik dönemini Manastir’da icra etmisti. O, eskiyaya karsi o zamana kadar bu bölgede emsâlini göremedigimiz orijinal mücadele usulleri gelistirmisti. Ilk olarak 11 Eylül 1887’de vilâyetin muhtelif bölgelerine hafiye yerlestirmek maksadiyla aylik 4.000 kurus tahsisat verilmesini talep etti. Konu Meclis-i Vükelâ’da birkaç kez görüsüldükten sonra, uygun görülerek 27 Eylül 1887’de iradesi çikarildi (BOA.,I.M.M., 3950). Hafiye istihdamiyla gerekli bilgileri aldiktan sonra, eskiyanin bertaraf edilmesi maksadiyla halkin yardimini devreye sokmak için, 2 Ekim 1887’de kimlikleri tespit edilen eskiya reisleri ile efradinin etkisiz hale getirilmesi, ölü veya diri yakalayip getirene belli miktarlarda para verilmesi uygulamasini baslatmak için izin verilmesini ve bu maksatla ödenek tahsisini talep etti. 13 Ekim 1887 tarihli irade ile bu istegi de kabul edildi. Buna göre eskiya reislerini diri getirenlere bes bin, ölü getirenlere iki bin bes yüz, eskiya efradi için dahî diri getirene bin, ölü getirene bes yüz kurus verilmesi kabul edildi (BOA.,I.M.M.,3954). Bundan baska günümüzdeki köy koruculugu sistemine benzer, ancak kisa süreli olan fahrî zaptiye istihdami yoluna gitti. Buna göre ilk önce küçük bölgelerde üç, büyük bölgelerde alti kisiden mürekkep emniyet komisyonlari kurulacak ve askerlik yapmis, silah kullanmasini bilen belli sayida kisiler bu komisyonlarin maiyetine verilerek bunlar bulunduklari mevkiiyi eskiyaya karsi müdafaa edecekti. Bu talebi de 30 Kasim 1887’de Meclis-i Vükelâ’da görüsülerek kabul edilmis (BOA.,M.V.26-76) ve derhal fahrî zaptiye yazimina ve istihdamina baslanmisti. Bu zaptiyelere, eskiyayi kovalamak, temizlemek, yardim ve yataklik edenleri de cezalandirmak gibi olaganüstü yetkiler verildi. Ilk zamanlarda bunlardan çok faydalanilmis ise de sonralari vilâyetteki birçok olaylarin bu zaptiyelerden kaynaklandigi görüldü. Bu yüzden daha sonra 28 Haziran 1888’deki irade ile bu müessese lagvedildi (BOA., Y.Mtv., 33/91). Halil Rifat Pasa tarafindan hazirlanan “Köy Komisyonlari Tüzügü” Makedonya tarihinde önemli rol oynamistir. Bu tüzükten yararlanan Makedonya Slavlari da Fahrî Zaptiye Birlikleri kurmus, eskiyaya karsi savasmislardi. Böylece kendilerine güvenleri artmisti. Halil Rifat Pasa’dan sonra “Fahrî Zaptiye Birlikleri Teskilati” kuvvetlendi ve Makedonya’nin bazi yerlerinde çok sayida ihtilâl grup ve cemiyetleri kuruldu. Bu gruplar 1893’de kurulan Makedonya Iç Ihtilâl Örgütü (VMRO)’nun gizli hücrelerini olusturdular (Yusuf Hamza,1993:1213-1214). Yapilan bu çalismalar kisa sürede meyvelerini vermeye basladi. Bunu, 1887’nin son dört ayinda Halil Rifat Pasa’nin, Babiâli’ye çektigi telgraflardan anliyoruz. Ayrica bu basarili icraatlar neticesinde 5 Aralik 1887 tarihli irade ile maasi 20.000 kurusa yükseltilmis (BOA.,I.Dh.,83187; Y.Mtv.,29/26) ve bu icraatlarin gazetelerle halka duyurulmasi istenmisti (BOA.,Y.A.Hus.,210/60). Yukarida adi geçen çalismalardan baska Halil Rifat Pasa, asayisi çok kisa zamanda saglamak için halkin ileri gelenleri ve eskiya liderlerinin bazilarini yanina çekerek bir ittifak cephesi olusturma yoluna gitti. Meclis-i Vükelâ’da birkaç kez görüsülen bu konu son olarak; eskiya ile ittifakin mahsurlu oldugu (BOA.,M.V.,26-72;27-36), buna karsilik, pisman olmus eskiya reisleri ve ileri gelenlerle ittifakin yapilmasi önerildi. Ancak, bunlar parasiz is yapmadiklarindan 273 Halil Rifat Pasa yeni ödenekler istendi (BOA.,M.V.,23-56;Y.Mtv.,38/78). Bu sayede asayis geçici de olsa saglandi. Sirp ve Bulgarlardan baska Rumlar da Makedonya’daki faaliyetlerini yogunlastirmislardi. Buradaki Yunan baskonsolosunun Rumlari isyana tesvik ettiginin tespit edilip Babiâli’ye bildirilmesiyle, baski yapilarak, konsolosun Manastir’dan ayrilmasi saglandi (BOA.,M.V.,30-6; Y.A.Hus.,214/27). Ancak bir süre sonra tekrar gönderilince, Halil Rifat Pasa konsolosu tanimadigini ve onun imzasiyla hiçbir resmi evraki kabul etmeyecegini ilan etti. Sonunda Yunanistan, konsolosunu degistirmek mecburiyetinde kaldi (BOA., Y.A.Hus.,214/61; 220/3). Manastir’daki diger çalismalari sunlardir; egitim alaninda; 1888’de Manastir Idadî Mektebi açilmasi (M.Tevfik,1327:49), Rum ve Bulgar okullarindaki ayrilikçi hareketlerin önlenmesi için, 1 Agustos 1888’de Babiâli’ye yaptigi teklifle“Lisan-i Osmanî”nin Müslüman hocalar tarafindan mecburî okutulmasi, Rumca ve Bulgarca bilen müfettislerin bu okullari denetlemesi gibi hususlar kabul edilerek, bu okullar denetim altina alindi (BOA.,M.V.,34-24). Ayrica, 1877-78 Osmanli-Rus Savasinda bölgeye gelen muhacirlerin perisan hallerine çare bulmak maksadiyla, hükümetin ve halkin yardimlariyla “Hamidiye Mahallesi” kurulup, burada 200 civarinda ev yapilarak muhacirlere dagitildi (BOA.,I.S.D.,5576; S.D.,1386/16; Manastir Salnamesi,1308:40-41). Bundan baska daha önce yapimina baslanmis ve yarim kalmis yollar Rifat Pasa zamaninda tamamlanmistir. Salnamede bu alanda Manastir’da çalismis dört vali arasinda Rifat Pasa da anilmistir (Manastir Salnamesi, 1308:46,68,180). Halil Rifat Pasa Manastir’da iki yila yakin valilik yaptiktan sonra 28 Mayis 1889’da ikinci defa Aydin valiligine tayin edildi (BOA.,SAD.,I/I,55). Bu tarihlerde Aydin vilâyetinin merkez sancagi Izmir sehriydi. Iki defa valilik yaptigi, bu Anadolu’nun en kalabalik ve kozmopolit sehrindeki icraatlarina gelince; I. Valilik döneminde, Subat 1885’de Nafia Nezareti’ne gönderdigi mektupta vilayetteki yollarin durumunu ve yol yapacagim diye halkin nasil soyuldugunu anlatmisti (BOA.,T.,3090/115). Burada da Salnamede anlatildigi üzere yarim kalan yollar tamamlandigi gibi yeni yollar da yapilmistir. Izmir’de yeni caddeler, kaldirimlar ve alt yapi çalismalarinin önemli kismi onun zamaninda tamamlanmistir (Aydin Salnamesi I,1308:86; Bilget,1949:24-25). Buradaki yollarin yapiminda da devlete fazla yük olmadan mahalli gelirler ve halkin yardimlarini saglamistir. Hatta zaman-zaman vilâyet ve belediye bütçelerini zorladigi gibi, zenginlerden de para toplattirdigi oluyordu (Bilget,1949:18). Halil Rifat Pasa, I.Aydin valiligi döneminde Izmir’deki hükümet konaginin bastan basa tamirini (BOA.,S.D.,1382/16), II. valilik döneminde ise, bütün esyalarini ve mefrusatini yenilettirdi (BOA.,I.Dh.,90390) ve büyük salonunu mükemmel bir sekilde tezyin ettirdigi gibi, hükümet konaginin bahçesini de yeni bir tarzda düzenlettirdi. Bu Hükümet Konagi’nin içi ve disi havagazi ile aydinlatilmaktaydi (Aydin Salnâmesi,1308:87,551). Yine II. valilik döneminde 1890’da Çesme kazasi hükümet konagini da devlete yük olmadan mahallinde buldugu karsiliklarla yeniden insa ettirdi (BOA.,S.D.,1386/13). Izmir ve Aydin Mekteb-i Idadîlerinin insasi ve egitime baslamasi da Onun gayretleriyle gerçeklesmistir (BOA.,I.Dh.,89449). Bundan baska hastane ve karakol yaptirmis ve bunlara “Hamidiye” adini vermistir (Aydin Salnâmesi,1308:383). Bundan baska harap vaziyette olan alti adet karakolu 274 Nurettin Birol yeniden yaptirmak için tesebbüslerde bulunmussa da ancak tamiratini gerçeklestirebilmistir (BOA.,S.D.,1386/24,1387/12). II. valiligi döneminin son senesinde Izmir limanlarina antrepo insaatlari baslatmistir (BOA.,Y.Mtv.,52/89; M.V.64/10,65/95). Burada Halil Rifat Pasa’yi en fazla mesgul eden mesele, muhâcirler ve eskiyalardi. 1877-1878 Osmanli-Rus Savasinda ve 1885’de Sarkî Rumeli’nin Bulgaristan’a ilhaki üzerine, bir muhaceret baslamisti. Muhacirlerin en fazla yigildiklari vilâyet Aydin idi. 1877-1891 tarihleri arasinda Aydin vilâyetine 100.000’den fazla muhâcir gelmis; bunlarin bir kisminin diger vilâyetlere gönderilmesiyle burada kalanlarin sayisi 70.000’e düsmüstü (Ipek,1994:180). 19 Haziran 1890’da Dahiliye Nezareti’ne gönderdigi yazida buradaki muhâcirlerin durumu, yapilan ve yapilmasi gereken isler hakkinda bilgi vermisti (BOA.,S.D.,1386/16). Neticede, Izmir ve civar kazalarda yeni mahalleler ve köyler kurdurarak muhacirlerin ihtiyaçlarini gidermeye çalisti (BOA.,I.S.D., 5962;6005;6009;6048;S.D.,1386/8;1386/12;1386/15;Aydin Salnâmesi,1308:551- 552; Bilget,1949:25;Baykara,1974:41; Ipek,1994:183-184). Bu tarihlerde Bati Anadolu’da Rumlarin baslatmis oldugu eskiyaligi; zeybek adi verilen Türkler devam ettiriyordu. Daha önce Aydin’da, Mithat ve Kâmil Pasalar eskiya ile mücadele etmislerdi. 1883-1885 arasi, Vali Haci Nasid Pasa zamaninda eskiya reisleri hile ile imha edilmisti. Fakat eskiyaligin kökü kazinamadi üstelik artarak yayildi (Yetkin,1996:68-69). 15 ay süren I. Aydin Valiligi döneminde ölü ve diri olarak 497 eskiya ele geçirilmisti. Halil Rifat Pasa, 12 Aralik 1886’da bölgedeki bütün köylülere eskiya konusunda devletin yapmakta oldugu, fakat yerine getiremedigi sorumluluklari halka yükleyen bir tenbihnâme yayimladi. Ancak, bu tenbihnâmenin, sonuçlarini göremeden 15 gün sonra Bagdat valiligine tayin edildi. Halil Rifat Pasa’dan sonra Aydin valiligine tayin edilen Nazif Pasa zamaninda bu tenbihnâmenin sonuçlari görüldü. Zira 15 ay kadar valilik yapan Nazif Pasa bu süre içerisinde 3.901 adet eskiya, yol kesici ve katilin ele geçirilmesini sagladi. Bu kadar çok eskiyanin yakalanmis olmasi, bölgede eskiyaligin ne kadar yogun oldugunu göstermektedir (Yetkin,1996:69-70). 1888’den sonra bölgede eskiyalik yine artti ve devleti aciz birakti. 1889’da Halil Rifat Pasa’nin II.valiligi döneminde eskiya tâkibi için nizâmiye askerleri sevk edildi. Ayrica ayni yil ise yaramayan jandarma sayisi azaltilarak, egitimli, profesyonel ve yüksek maasli jandarmalarin eskiya takibinde görevlendirilmesi kararlastirildi (Yetkin,1996:73). Ancak bütün bu çalismalara ragmen bölgede eskiyaligin kökü kazinamadi. Zaman zaman artarak Cumhuriyet dönemine kadar devam etti. Buradaki icraatlarinin en önemlilerinden biri de Izmir’de Türk basininin gelismesi yolunda yaptigi çalismalardir. Izmir’de, yüzyilin basindan itibaren yabanci basinin gelismesiyle Rumca, Ermenice, Fransizca, Ingilizce, Ibranice... dergi ve gazeteler yayimlaniyordu (Arikan,1982:103-110; Cuinet,1894:462-463; Aydin Salnamesi,1308:377-386). I. Aydin valiligi esnasinda 1886’da Izmir’de resmî olmayan Hizmet ve Ahenk adli iki gazete yayimlanmasi için Dahiliye Nezareti araciligiyla Padisah’dan imtiyaz izni aldirdi. Bundan sonra Halit Ziya, Tevfik Nevzat ile birlikte 15 Kasim 1886’da Izmir’in kültür ve basin hayatinda büyük yeri olan “Hizmet Gazetesi”nin ilk sayisini çikardi. Bundan sonra maddî ve manevî destegini devam ettirdigi gibi deneyimli ve tecrübeli bazi kalemler de 275 Halil Rifat Pasa onun tesviki ile bu gençleri yazilariyla desteklediler (Arikan,1982:105-106). II. Aydin valiligi sirasinda bu gazeteyi desteklemeye devam etti. 13 Aralik 1890’da Dahiliye Nezareti’ne gönderdigi yazida Hizmet gazetesinin matbaasinin olmadigi ve sermayesinin de tükenmekte olmasindan dolayi tatile girme tehlikesi ile karsi karsiya bulundugunu anlatarak vilâyet sandigindan gereken yardimlarin yapilabilmesi için izin istemis ve neticede Avrupa'dan modern baski makinalari ithal edilerek gazetenin yayin hayatina devam etmesi saglanmisti (BOA.,S.D.,1387/7). Izmir’de Türkçe basinin gelismesinde Hizmet gazetesi bir dönüm noktasi teskil etmistir. Halil Rifat Pasa’dan sonra Türkçe gazete ve dergiler bir biri ardina yayimlanmaya baslamistir. 1898 yilinda dört çesit Türkçe gazete yayimlaniyordu. Bunun disinda bazi yabanci gazeteler de Türkçe ekler yayimlamaya baslamisti (Baykara,1974:110). Diger icraatlarina gelince; bu tarihlerde Izmir ve bazi kazalarda yayilan frengi hastaligina karsi almaya çalistigi tedbirler ve hastane insaatlari (BOA.,S.D.,1386/4-7;1387/14-6-8-15), 1886’da Izmir, Aydin, Bergama, Nazilli ve Kusadasi civarindaki depremde evleri yikilan ve yardima muhtaç halka komisyonlar olusturularak yardim yapilmasi (Tarîk,23 T.Sâni,1302, s.967; 6 K.Evvel, 1302, s.980), kuraklik (BOA.,M.V.,56-4) ya da su baskinlari sebebiyle (BOA.,S.D.,1382/8-10;I.Dh.,95603; Y.Mtv.,471/122) zarar gören halka yardim edilmesi, Menderes vadisindeki batakliklarin kurutularak 200.000 dönüm arazinin ziraata elverisli hale getirilmesi (BOA.,Y.A. Res.53/24;55/17; M.V.,58/60), idarî alanda; Izmir’deki iki belediye teskilatinin birlestirilmesi (Bilget,1949:23) ve alt katinda dükkânlar bulunan bir belediye insasi (Aydin Salnâmesi,1308:87); ayrica 1880-1881 tarihlerinde Mithat Pasa’nin valiligi döneminde tesebbüs edilip baslatilan telgraf hatlarinin 1891’de bütün kaza ve sancak merkezlerine ulastirilmasi (Yetkin,1996:42), onun basarili icraatlari olarak kaydedilmektedir. Yaptigi hizmetleri hakkinda Halit Ziya (Usakligil) (1936:3) sunlari söylüyor: “Iki defa Aydin valiligi’nde bulunan Halil Rifat Pasa’yi Izmir’de derin bir minnettarlik ve sükürgüzârlik hissiyatiyla yadetmeyen yoktur, sehrin havalisinin tasi ve topragi bile hayirkâr icraatinin hatirasini saklar. Hiddet ve siddetten ziyade tab’inin civanmerdâne mülayemetinden mütevellid bir muhteremiyetle muhât olan bu vezirin bilhassa ümrâna taallûk eden icraati vilâyeti ve sehri ne güzel yollarla techiz etmisti. O halkin gönül yollarini da açmasini herkesten ziyade bilirdi. Bilirdi demek belki dogru olmaz, bütün sahsiyetinden tasan öyle bir rif’ati tiyneti vardi ki onu, hele yakindan görüp taniyanlar için, sevmemek mümkün degildi”. Dahiliye Nazirligi Halil Rifat Pasa 4 Eylül 1891’de 30.000 kurus maasla Dahiliye Nazirligi’na tayin edildi. Bir süre sonra da maasi 40.000 kurusa yükseltildi (BOA., SAD.,I/I.:50, Ibnü’l Emin,1969:1539). Dört yil kadar süren Dahiliye Nazirligi döneminde en fazla mesgul oldugu olay Ermenilerin Anadolu’da çikardiklari karisikliklardir. Özellikle Ayastefanos ve Berlin Antlasmasindan sonra baslayan isyanlar onun döneminde artarak devam etmistir. I.Dünya Savasindan önceki Ermeni olaylarinin en önemlileri, onun Dahiliye Nazirligi ve Sadrazamlik dönemlerine tesadüf eder. O, Dahiliye Naziri ve Sadrazam olarak bu meselelerin Devlet-i Âliye lehine sona ermesinde her türlü fedakârligi ve gayreti göstermisti. Ancak karar asamasinda 276
Description: