ebook img

1997 Sabah Gazetesi PDF

79 Pages·2004·0.59 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview 1997 Sabah Gazetesi

(cid:248)Ç(cid:248)NDEK(cid:248)LER OCAK 1997 3 (cid:120) “THE ESTABLISHMENT” (cid:120) 1997 BEKLENT(cid:248)LER(cid:248) TEMMUZ 1997 91 (cid:120) ENFLASYON VE KURLAR (cid:120) YILMAZ HÜKÜMET(cid:248)NE UYARILAR (cid:120) KAYIT DI(cid:249)I TOPLUM (cid:120) S(cid:248)S(cid:248)N ARKASINDA KALANLAR (cid:120) DO(cid:246)RUDAN DEMOKRAS(cid:248) (cid:120) RASLANTI VE ZORUNLULUK ZAMANIBUGÜNLER VE YARINLAR (cid:120) PARANTEZLER (cid:120) B(cid:248)LG(cid:248) ÜRET(cid:248)M(cid:248) HAKKINDA (cid:120) ZAM YA(cid:246)MURU (cid:120) (cid:248)K(cid:248)NC(cid:248) CUMHUR(cid:248)YET KURULDU MU? (cid:120) SIFIR ENFLASYON (cid:248)ST(cid:248)YORUM TÜRK(cid:248)YE MUC(cid:248)ZE PE(cid:249)(cid:248)NDE (cid:120) KAFA KARI(cid:249)IKLI(cid:246)I (cid:120) ÜZÜM YEMEK M(cid:248)? BA(cid:246)CI DÖVMEK M(cid:248)? (cid:120) SARAY DUVARLARI ASAF SAVA(cid:249) AKAT (cid:249)UBAT 1997 18 (cid:120) ENFLASYONLA MÜCADELE YÖNTEMLER(cid:248) (cid:120) SOROS SOROS’U ANLATIYOR A(cid:246)USTOS 1997 105 (cid:120) RÜZGAR EKEN FIRTINA B(cid:248)ÇER (cid:120) TAHM(cid:248)NLERDE REV(cid:248)ZYON (cid:120) HER GÜN BAYRAM OLSA (cid:120) YAZ ÇABUK GEÇT(cid:248) (cid:120) POPÜL(cid:248)ZM VE GERÇEKLER (cid:120) AMER(cid:248)KANIN GÜCÜ (cid:120) (cid:248)NG(cid:248)L(cid:248)ZCE E(cid:246)(cid:248)T(cid:248)M (cid:120) (cid:248)NSANLAR VE KAZALAR (cid:120) GÜMRÜK B(cid:248)RL(cid:248)(cid:246)(cid:248) VE KURLAR (cid:120) TAYLAND’DAN ALINACAK DERSLER (cid:120) GR(cid:248)N(cid:248)N TONLARI EYLÜL 1997 112 (cid:120) DE(cid:246)(cid:248)(cid:249)EN KO(cid:249)ULLAR (cid:120) PAD(cid:248)(cid:249)AHLIK(cid:248)(cid:249)E YARAR MIYDI? MART 1997 31 (cid:120) EKONOM(cid:248) NEREYE G(cid:248)D(cid:248)YOR? (cid:120) EKONOM(cid:248)DEN HABERLER (cid:120) DÜZGÜN KAMU YÖNET(cid:248)M(cid:248) GAZETE YAZILARI – 4 (cid:120) BA(cid:249)KA GÜNDEMLER (cid:120) ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ MUHAREBES(cid:248) (cid:120) KARA BULUTLAR (cid:120) PARA POL(cid:248)T(cid:248)KASI HEDEFLER(cid:248) (cid:120) MEDEN(cid:248)YET (cid:120) YAPINCA OLUYOR (cid:120) YEN(cid:248) L(cid:248)DER NEDEN ÇIKMIYOR? (cid:120) YANLI(cid:249) HESAP B(cid:248)R YERDEN DÖNER (cid:120) JAPON MUC(cid:248)ZES(cid:248)NE NE OLDU? (cid:120) EN (cid:248)Y(cid:248)S(cid:248) “YEN(cid:248) L(cid:248)RA=AVRO” (cid:120) TEKNOLOJ(cid:248) VE MÜTE(cid:249)EBB(cid:248)S EK(cid:248)M 1997 124 (cid:120) V(cid:248)DEO (cid:120) BA(cid:249)KANI B(cid:248)Z SEÇEL(cid:248)M (cid:120) VATANDA(cid:249)LIK ORTAE(cid:246)(cid:248)T(cid:248)MDE Ö(cid:246)RET(cid:248)L(cid:248)R (cid:120) EKONOM(cid:248)DE SÜRPR(cid:248)Z YOK N(cid:248)SAN 1997 47 (cid:120) (cid:248)ST(cid:248)KRARIN FATURASI 1997 YILI (cid:120) MÜLK(cid:248)YET VE DEVLET (cid:120) DE(cid:246)(cid:248)(cid:249)(cid:248)M(cid:248)N KÜÇÜK KÜLFETLER(cid:248) (cid:120) EKONOM(cid:248)DEN HABERLER (cid:120) (cid:248)KT(cid:248)SATÇI FIKRALARI (cid:120) S(cid:248)L(cid:248)KON VAD(cid:248)S(cid:248) (cid:120) SEÇ(cid:248)M TAR(cid:248)H(cid:248) (cid:120) ÇIKARLAR VE (cid:248)LKELER (cid:120) YUMA(cid:246)IN UCU NEREDE? (cid:120) ÖZAL’IN ANISINA (cid:120) ÖNCE (cid:248)FADE ÖZGÜRLÜ(cid:246)Ü SABAH GAZETES(cid:248) (cid:120) NEREDE ESK(cid:248) ENFLASYONLAR (cid:120) DÜNYA BORSALARINDA FIRTINA (cid:120) TL’DEN BE(cid:249) SIFIR ATALIM KASIM 1997 136 (cid:120) H(cid:248)ND(cid:248)STAN’DA YÜKSEK TEKNOLOJ(cid:248) (cid:120) MAL(cid:248) P(cid:248)YASALARDA (cid:248)ST(cid:248)KRARSIZLIK MAYIS 1997 62 (cid:120) ENFLASYON NASIL DÜ(cid:249)ER? (cid:120) (cid:248)NG(cid:248)LTERE’DE SEÇ(cid:248)M (cid:120) EMEKL(cid:248)L(cid:248)K SORUNLARI (cid:120) ENFLASYON YÜKSELECEK M(cid:248)? (cid:120) DOKUNULMAZLIK SOHBET(cid:248) (cid:120) “GANGSTER DEVLET” (cid:120) S(cid:248)YAS(cid:248) REFORM ÖNER(cid:248)LER(cid:248) (cid:120) S(cid:248)YASET VE GÜNCEL YA(cid:249)AM (cid:120) C(cid:248)DD(cid:248)YETS(cid:248)ZL(cid:248)(cid:246)(cid:248)N BEDEL(cid:248) YÜKSEKT(cid:248)R (cid:120) SA(cid:246) SOL SOHBET(cid:248) (cid:120) (cid:248)ST(cid:248)KRARIN EKONOM(cid:248) POL(cid:248)T(cid:248)(cid:246)(cid:248) (cid:248)stanbul Bilgi Üniversitesi (cid:120) TAR(cid:248)HE NEREDEN BAKMALI? ARALIK 1997 147 (cid:120) PART(cid:248)LER (cid:120) ZAMANLAMA (cid:248)(cid:249)(cid:248)N ÖZÜDÜR Mart 2004 (cid:120) KARTEL NED(cid:248)R? (cid:120) BEL(cid:248)RS(cid:248)ZL(cid:248)K ARTIYOR (cid:120) (cid:249)(cid:248)RKET EVL(cid:248)L(cid:248)KLER(cid:248) (cid:120) VERG(cid:248) REFORMUNA (cid:248)LK YAKLA(cid:249)IM HAZ(cid:248)RAN 1997 78 (cid:120) GEL(cid:248)R VERG(cid:248)S(cid:248) HESAPLARI (cid:120) ERKEN SEÇ(cid:248)M(cid:248)N EKONOM(cid:248)YE ETK(cid:248)S(cid:248) (cid:120) AB VE TÜRK(cid:248)YE (cid:120) ”CAR(cid:248)(cid:248)(cid:249)LEMLER DENGES(cid:248)” SAVA(cid:249)LARI (cid:120) ENFLASYONLA MÜCADELEN(cid:248)N (cid:120) KOMÜN(cid:248)STLER PAR(cid:248)S’TE NERES(cid:248)NDEY(cid:248)Z? http://akat.bilgi.edu.tr (cid:120) ÖZGÜRLÜ(cid:246)E BAKI(cid:249) (cid:120) ZOR SORULAR (cid:120) HAVADAN SUDAN (cid:120) 1997’N(cid:248)N GEÇ(cid:248)C(cid:248) B(cid:248)LANÇOSU (cid:120) ÜN(cid:248)VERS(cid:248)TE SINAVI (cid:120) S(cid:248)STEM(cid:248) NE ZAMAN KONU(cid:249)ACA(cid:246)IZ? Asaf Sava(cid:250) Akat 1 GAZETE YAZILARI - 1997 Asaf Sava(cid:250) Akat 2 GAZETE YAZILARI - 1997 Özelle(cid:250)tirme gelirlerinin 2 milyar dolar civarında gerçekle(cid:250)ece(cid:247)ini 1997 BEKLENT(cid:248)LER(cid:248) dü(cid:250)ünüyoruz. Cep telefonundan beklenen 1 milyar dolar önemli. Küçük hesaplarla onu kaçırırlarsa, bu hedefi de tutturamazlar. 2 milyar doların üstü ise (cid:248)nsan hafızası unutkanlıkla maluldur. Birkaç gün içinde 1996’nın sorunları bizce ba(cid:250)arı olurdu. gündemden çıkar. Demirel’in özdeyi(cid:250)i ile, “dün dündür, bugün de bugündür” der, gelece(cid:247)e bakmaya ba(cid:250)larız. Çünkü gelecek hem belirsizliklerin kayna(cid:247)ı, Dı(cid:250) Açıkta Nisbi (cid:248)stikrar hem de umudun kapısıdır. Dı(cid:250) ticaretle ilgili 1996 sayılarının hala yayınlanmamı(cid:250) olması, önümüzdeki Son üç yazımızı, 1997 yılı tahminlerinin üstüne oturdu(cid:247)u çerçevenin yılla ilgili tahminleri zorla(cid:250)tırıyor. Benim hesaplarım, ithalat artı(cid:250) hızının yüzde 10 tanımlanmasına ayırdık. Kısaca hatırlatalım. Önce, neden RP hükümetinin bu yılı civarına inece(cid:247)i. Buna göre, 50 milyar dolar ithalat bekliyorum. çıkaraca(cid:247)ını varsaydı(cid:247)ımızı açıkladık. Sonra, döviz cephesinde yapısal bir AB’deki, özellikle Almanya’daki canlanma, ihracat için olumlu bir geli(cid:250)me. analizinin sonuçlarını saptamayı denedik. Son olarak da 1996’nın genel bir (cid:248)hracatın yüzde 15’in üstünde artarak 29 milyar dolara ula(cid:250)ması mümkün de(cid:247)erlendirmesini yaptık. duruyor. Yani, dı(cid:250) ticaret açı(cid:247)ı 21 milyar dolar civarında istikrar bulabilir. Türkiye ekonomisinin en belirgin özelliklerinden biri, tahmin ufkunun Bu durumda, görünmeyenler ve transferler kalemindeki artı(cid:250) yava(cid:250)layarak kısalı(cid:247)ı. Bazen bir ay bile uzun dönem olabiliyor. Yani, ekonomik aktörlerin sürse bile, “cari açık artı net hata noksan kalemi” toplamının 1996’nın 1-2 büyük bölümü, bir ayın ötesine rasyonel hesap yapamıyorlar. milyar altında kalması ihtimali yüksek. (cid:248)lle sayı vermek gerekirse, 3-4 milyar Dü(cid:250)ük enflasyonlu ülkeler bu bakıma çok farklı. Türkiye dı(cid:250)ındaki OECD dolar derdim. üyelerinin tümü için 1997’nin nasıl seyredece(cid:247)i epey ayrıntılı(cid:250)ekilde biliniyor. Türkiye ekonomisinin büyüklü(cid:247)ü açısından, bu sayı tehlikeli de(cid:247)ildir. Bir Onlar 1998’i, hatta daha sonrasını dü(cid:250)ünmeye ve tartı(cid:250)maya ba(cid:250)ladılar. bölümüyabancı sermaye giri(cid:250)inden kar(cid:250)ılanacaktır. 1996’da, siyasi Ciddi yanılma paylarına ra(cid:247)men, her yılba(cid:250)ında meslek raconuna geli(cid:250)melerin etkisi ile yabancı sermaye yatırımları çok dü(cid:250)ük kaldı. uyuyoruz. Ekonominin temel büyüklüklerinin o yıl nasıl seyredece(cid:247)i hakkında Halbuki, özellikle Gümrük Birli(cid:247)i sonrasında Türkiye’nin yabancı yatırım tahminler yapıyoruz. Do(cid:247)allıkla, yıl içindeki geli(cid:250)melere bakarak bunları potansiyeli çok zenginle(cid:250)ti. O nedenle bu kalem 1997’de yükselebilir. Açı(cid:247)ın bir revizyona tabi tutma olana(cid:247)ımız oluyor. kısmı ise yabancılarınportföy yatırımları tarafından finanse edilecektir. Neticede, bu düzeydeki bir açık 1-2 milyar dolarlık dı(cid:250) borç yada sıcak para Ekonomi Yava(cid:250)layacak yada rezerv azalmasına tekabül eder. Milli gelirin yüzde 1’ini a(cid:250)mayan bu Ekonominin en önemli de(cid:247)i(cid:250)keni daima büyüme hızıdır. Yüksek büyüme, finansmanı Türkiye fazla zorlanmadan bulacaktır. üretimin hızla arttı(cid:247)ına i(cid:250)aret eder. O ölçüde i(cid:250)sizlik azalır. Dü(cid:250)ük gelirli vatanda(cid:250)lar daha kolay i(cid:250) bulurlar. Toplumun satınalma gücü ve dolayısı ile Enflasyon, Kur ve Faizler refahı yükselir. Enflasyonda cüzi bir dü(cid:250)ü(cid:250) olabilir. Aslında(cid:250)artlar daha ciddi bir dü(cid:250)ü(cid:250)e 1994 yılında ya(cid:250)anan ciddi mali bunalım ve ekonomik daralmadan sonra, müsaitti. Fakat, iki olumsuz faktör var. Birincisi, RP hükümetinin dı(cid:250) politika geçti(cid:247)imiz iki yıl boyunca Türkiye ekonomisi ortalamanın üstünde büyüme hataları Türkiye’nin dı(cid:250) borçlanma olanaklarını kısıtlıyor.(cid:248)kincisi, hükümet yüksek hızlarını tutturdu. Bu performans, gerek i(cid:250)sizli(cid:247)e gerek refah düzeyine olumlu faize takmı(cid:250) vaziyette. katkı yaptı. Ba(cid:250)ka türlü ifade etmek istersek, hükümetin döviz kurunu “nominal çapa” Buna kar(cid:250)ılık, fiyat istikrarı sa(cid:247)lanamadan hızlı büyümeye geçilmesi, olarak kullanabilme olana(cid:247)ı yok. Bir yandan faizi dü(cid:250)ürme çabaları, di(cid:247)er yandan enflasyonu olumsuz etkiledi. 1994’de ödenen büyük faturaya ra(cid:247)men dövizle ilgili tedirginlik, kur-enflasyon paralelli(cid:247)inin sürece(cid:247)ine i(cid:250)aret ediyor. enflasyonunun denetim altına alınmaması, sürekli bir bunalım beklentisi yarattı. TEFE için yüzde 80 enflasyon tahmin ediyoruz. Buna göre, yıl sonu için Özellikle vurgulanması gereken bir nokta ise, iki yıldır ekonominin yapısal dolar 195 bin TL civarında çıkıyor. Hükümet muhafazakar davranırsa, her sorunlarının çözümüne yönelik bir çabanın ortaya çıkmamasıdır. Hükümetler, ikisinde de daha iyi sonuçlar alabilir. durumu idare etmeye çalı(cid:250)tılar. Yapısal sorunları çözmek gibi bir dertleri olmadı. 1997’de faizde önemli dalgalanmalar bekliyoruz. Para politikası hala 1997’de büyüme hızının dü(cid:250)meye ba(cid:250)layaca(cid:247)ını tahmin ediyoruz. Sayılar sorunlu. Gene de, ortalama reel faizin yüzde 20’nin altına dü(cid:250)mesine pek ne olabilir? Yılın ilk yarısı için yüzde 5-6, ikinci yarısı için yüzde 4-5, yılın tümü ihtimal vermiyoruz. Ancak arada büyük oynamalar olabilir. O nedenle, içinyüzde 5 civarında büyüme makul duruyor. tasarrufçunun çok dikkatli olması gerekecektir. (2 Ocak 1997) Yava(cid:250)lamanın bir çok nedenden kaynaklanaca(cid:247)ını tahmin ediyoruz. En ba(cid:250)ta, Erbakan hükümetinin bütçe açı(cid:247)ını daraltma çabasınıher(cid:250)eye ra(cid:247)men ciddiye alıyoruz. Denk bütçe mümkün durmuyor. Ama, bütçenin faiz öncesinde verdi(cid:247)i fazlada bir artı(cid:250) öngörüyoruz. Asaf Sava(cid:250) Akat 3 GAZETE YAZILARI - 1997 Asaf Sava(cid:250) Akat 4 GAZETE YAZILARI - 1997 ENFLASYON VE KURLAR içinde bulundu(cid:247)u(cid:250)artlar, enflasyon ve kur de(cid:247)i(cid:250)melerininparalel gitmesini gerektiriyordu. Aralık ayı fiyat artı(cid:250)ları dün D(cid:248)E tarafından yayınlandı. Açıkcası, Aralık Nitekim öyle olmu(cid:250). Buradan, ihracatçıların kurdan kaynaklanan bir rekabet enflasyonu tahminlerimizin çok altında çıktı. Aralık için toptan e(cid:250)ya fiyatlarındaki gücü kaybı ile kar(cid:250)ıla(cid:250)madıkları sonucuna da varabiliriz. Ayrıca, ihracatımız artı(cid:250)ı yüzde 6’nın biraz altında hesaplamı(cid:250)tım. açısından denklemi sadece TEFE ile yapmak yeterli de(cid:247)ildir. Eczacıba(cid:250)ı MenkulDe(cid:247)erler’in hazırlattı(cid:247)ı bir istatistiki model var. VAR Toptan e(cid:250)ya fiyatlarından daha önemli bir de(cid:247)i(cid:250)ken, döviz bazındareel modeli deniyor. Geçti(cid:247)imiz dönemde çok iyi tahminler vermi(cid:250)ti. O model de ücretlerdir. Orada kesin sayılar yok. Fakat, piyasadan topladı(cid:247)ımız bilgiler, TEFE için yüzde 5.2 artı(cid:250) öngörüyordu. geçen yıl döviz cinsinden reel ücretlerde bir artı(cid:250)tan söz etmenin mümkün Halbuki D(cid:248)E’nin açıkladı(cid:247)ı sayıyüzde 3.9. Nereden baksanız 1.2- 1.8 olmadı(cid:247)ına i(cid:250)aret ediyor. nokta fark var. Gayri ihtiyari, son anda hükümetin kozmetik bir operasyona Olsa olsa tersi söz konusu. Türkiye ekonomisinde ya(cid:250)anan istikrarsızlı(cid:247)ın gitti(cid:247)i izlenimi uyanıyor. Tüketici fiyat artı(cid:250)ı ise yüzde 3.4 (cid:250)eklinde açıklandı. Aynı faturası, genelde çalı(cid:250)an kesimlere çıkıyor. Reel ücretler ya dü(cid:250)üyor yada sabit farkı tüketici fiyatları için de görüyoruz. kalıyorlar. Bu da gelir da(cid:247)ılımında bilinen bozulmanın devam etmesi anlamına Buna göre, 1996 yılı enflasyonu toptan e(cid:250)yadayüzde 84.9, tüketici geliyor. fiyatlarında ise yüzde 79.8 olarak kesinlik kazandı. Aralık ayındaki ani dü(cid:250)ü(cid:250), yıllık tahminlerimizin de bir miktar yukarıda kalmasına yol açtı. TL’nin Cazibesi Sürüyor mu? Bu sayılarbeni tedirgin ediyor. Ekonomide anlamadı(cid:247)ımız bir (cid:250)eyler mi Bu genel çerçevede, son dönemde TL faizlerinde ya(cid:250)anan dü(cid:250)ü(cid:250)ten oluyor diye kendi kendime sormak ihtiyacını hissediyorum. TEFE’nin tüketici rahatsız oldu(cid:247)umu söylemek istiyorum. RP hükümetinin iktisat politikasında zayıf fiyatlarının üstüne çıkması, talep enflasyonunun yava(cid:250)ladı(cid:247)ı anlamına mı halkayı faizler, daha do(cid:247)rusupara politikası olu(cid:250)turuyor. gelecek? 1996 yılında ya(cid:250)anan nisbi istikrarın tümü ile uygulanan yüksek faiz Öte yandan, para arzındaki artı(cid:250) sürüyor. TL faizleri iyice dü(cid:250)tü. Her ikisi politikası sayesinde gerçekle(cid:250)ti(cid:247)ini kabul etmek zorundayız. Kamu maliyesine de, talep artı(cid:250)ının hızlanmasını gerektiren nedenler. Yoksa yılın son iki ayında çekidüzen verilmedi(cid:247)i sürece, istikrar için sıkı para politikasından ba(cid:250)ka yol bütçe açı(cid:247)ında öngöremedi(cid:247)imiz bir küçülme mi var? yok. (cid:249)imdilik bu soruların cevaplarını bilmiyoruz. Tekrar tekrar hatırlatıyoruz. Ne yazık ki, iktidarlar ekonomi biliminin bu basit gerçe(cid:247)ini kabul etmek Bu yıl dı(cid:250) ticaret sayılarının yayınlanmasındaki gecikme, Türkiye ekonomisini istemiyorlar. Nereden çıktı(cid:247)ı belli olmayan bir takım teori taklitlerinin arkasına yakından izlemeye çalı(cid:250)anları zorluyor. takılıp,faiz popülizmi yapmayı seviyorlar. Dı(cid:250) ticaret sayıları elde olmadı(cid:247)ı için, üç aylık milli gelir hesapları da eksik Erbakan hükümeti de o yolda. Halbuki, vatanda(cid:250)ın TL tutması ve geçici kaydı ile yayınlanıyor. Oradan da yeterli bilgi alamıyoruz. Bütün bunlar, küçümsenmeyecek bir risk alması demek. Bu risk primini vermezseniz, o ekonomidekibelirsizli(cid:247)i önemli ölçüde arttırıyor. zaman daha güvenilir ama daha dü(cid:250)ük getirili yatırım araçlarına kayması kaçınılmazdır. Döviz Kurları Almanya’da bu yıl beklenen enflasyon yüzde 2. Ziraat Bankasının verdi(cid:247)i 1996 yılı enflasyonu ile kurların seyrini kar(cid:250)ıla(cid:250)tırma imkanı olu(cid:250)tu. Dolar DM faizi yüzde 10. Buna göre, markın reel faizi yüzde 8 ve riski de sıfır.(cid:249)imdi mark paritesindeki oynama nedeni ile, kuru döviz sepeti bazında hesaplamak reel TL faizlerini yüzde 8’e çekerseniz, insanlar neden TL riskini ta(cid:250)ısınlar? daha gerçekçi. Sepette, “1 dolar artı 1.5 mark” var. Para politikasında yapılacak hatalar, piyasalarda uçuculu(cid:247)u ve Geçen yıl, döviz sepeti için TL’nin de(cid:247)er kaybıyüzde 77.9 olmu(cid:250). Yıllık istikrarsızlı(cid:247)ı arttıracaktır. Sonradan hükümetin aklı ba(cid:250)ına geliyor ama i(cid:250) i(cid:250)ten TEFE enflasyonu yüzde 84.9. Enflasyon sayısını devalüasyona bölünce, reel geçmi(cid:250) oluyor. Faturayı ise ülke ekonomisi ve insanları ödüyor. (5 Ocak 1997) kurun nasıl seyretti(cid:247)ini anlıyoruz. Yüzde 3.9 elde ediyoruz. Ancak, burada durmamak gerekiyor. Çünkü, geçen yıl dı(cid:250) dünyada da küçük bir enflasyon ya(cid:250)andı. Ticaret yaptı(cid:247)ımız KAYIT DI(cid:249)I TOPLUM ülkelerde ortalama enflasyonu yüzde 2 kabul edebiliriz. Demek ki, yukarıdaki yüzde 3.9 sayısında dı(cid:250) dünya enflasyonu olarak Türkiye’de sık sık kayıt dı(cid:250)ı ekonomiden söz ediyoruz. Kasdedilen nedir? yüzde 2’yi dü(cid:250)memiz gerekiyor. Yüzde 2 buluyoruz. Bu hesaba göre, TL 1996 Aslında belgelendi(cid:247)i takdirde üstünden vergi ödenmesi gereken bir takım ticari, yılında döviz sepetine göre yüzde 2 de(cid:247)er kazanmı(cid:250) oluyor. sınai, vs. ekonomik faaliyetlerin belgesiz yapılması demek. Yüzde 2 küçük bir sayı. Geçti(cid:247)imiz yıl boyunca, TL’de ciddi bir de(cid:247)er Daha ayrıntıya girersek, mal ve hizmet alı(cid:250) veri(cid:250)lerinin bir bölümünde, kazanma söz konusu olmayaca(cid:247)ını sık sık ifade ettik. Türkiye ekonomisinin fatura, makbuz veya yazar kasa fi(cid:250)i gibi, kamu otoritesi ve mahkemeler Asaf Sava(cid:250) Akat 5 GAZETE YAZILARI - 1997 Asaf Sava(cid:250) Akat 6 GAZETE YAZILARI - 1997 tarafından kabul edilecek resmi bir belge olmuyor. Malı veya hizmeti alan, Kayıt Dı(cid:250)ı Devlet ödemesini de nakit olarak yapıyor.(cid:248)(cid:250) orada bitiyor. Her devlet içinden çıktı(cid:247)ı toplumun aynasıdır. Toplum, ekonomisini, özel Böyle durumlarda ne satın alanın aldı(cid:247)ını kanıtlaması mümkün, ne de ya(cid:250)amını kayıt dı(cid:250)ı tutunca, devletin de kendi faaliyetlerinin bir bölümünü satanın. Dolayısı ile, her iki taraf da bu i(cid:250)lem sonunda ortaya çıkan geliri kayıtlara geçirmeden yapmasına(cid:250)a(cid:250)ırmamak gerekiyor. saklamak imkanına sahip oluyor. Geçen yıl ortaya çıkan “örtülü ödenek” tartı(cid:250)masında beni en çok etkileyen Do(cid:247)allıkla sistem geriye do(cid:247)ru geni(cid:250)liyor. Malı satan o malı satmamı(cid:250) harcamanın kayıt ve belgesinin olmaması idi. Yoksa, her devletin gizli bir takım göründü(cid:247)ünden, üretimde kullandı(cid:247)ı i(cid:250)çiyi, ham maddeyi, vs. de gizlemek harcamalar yapmasını nisbeten makul kar(cid:250)ılarım. zorunda kalıyor. Böylece tekrar KDV ve gelir vergisi avantajları elde ediyor. Ve Bütün demokrasilerde yürütme organı bu tür harcamalar yapar. Ancak, sistem yaygınla(cid:250)ıyor. gizlilik ba(cid:250)ka(cid:250)ey, kaydının tutulmaması ba(cid:250)ka(cid:250)ey. Ciddi bir devlet, en gizli Kamu otoritesi vatanda(cid:250)ın me(cid:250)ru ekonomik faaliyetlerini izleyemeyince, faaliyetlerinin bile mutlaka kaydını tutar. ba(cid:250)ka sorunlar çıkıyor. Gayri me(cid:250)ru kazançların aklanması kolayla(cid:250)ıyor.Kara Tutmak zorundadır. Çünkü, devlette kural süreklilikse, süreklilik kayıtla para aklanması denilen budur. sa(cid:247)lanır.Tersini dü(cid:250)ünmek bile mümkün de(cid:247)ildir. Ama Türkiye’de öyle (cid:248)n(cid:250)aatta, serbest mesleklerde, perakende sektöründe, vs. kayıt dı(cid:250)ı olmadı(cid:247)ını biliyoruz. (cid:249)u sıralarda sık sık da sonuçlarını izliyoruz. ekonomiyi kural olunca, uyu(cid:250)turucudan kazanılan paraların sisteme sokulmasını Susurluk olayının da bizi aynı yere götürece(cid:247)ine inanıyorum. Devletin denetlemek de olanaksız hale geliyor. geçti(cid:247)imiz yıllarda giri(cid:250)ti(cid:247)i bir takım faaliyetlerin kayıtlarının olmadı(cid:247)ı anla(cid:250)ılacak. Dün gazetelerde okuduk. Yakalanan kurye kız nedeniyle, Hollanda Alınan kararların, verilen emirlerin belgeleri çıkmayacak. hükümeti, Türkiye’ye yapılanpara transferlerini durdurmu(cid:250). Önemli bir olay. Gizlendi(cid:247)i için filan de(cid:247)il.Olmadıkları için. Faturasız mal satan tüccar gibi, Türkiye’nin kayıt dı(cid:250)ı sistemi, bir noktadan sonra dünya ekonomisi ile kayıtsız dini nikah kılan tarikat (cid:250)eyhi gibi, devleti yönetenler de belgesiz i(cid:250) bütünle(cid:250)mesinin önünde engel haline gelebilecek. yaptıkları için. Sonuçta, kar(cid:250)ılıklı suçlamalar öyle havada kalacak. Bir (cid:250)ey isbatlanamayacak. Kayıt Dı(cid:250)ı Nikah Modern topluma, demokrasiye, hukuk devletine giden yol, kayıt ve Bu konuyu tekrar açmamın nedeni, son günlerin fla(cid:250) olayı. Fatma (cid:249)ahin’in belgeden geçiyor. Kayıt dı(cid:250)ı ekonomi, kara para, dini nikah ve Susurluk olayı açıkladıkları etrafında olu(cid:250)an polemik, kayıt dı(cid:250)ı i(cid:250)lemlerin ekonomi ile sınırlı bence hepsi aynı olayın farklı farklı cepheleri. olmadı(cid:247)ını gösterdi. Zaten bilinen bir olayı gündemin tepesine ta(cid:250)ıdı. Türkiye yazılı ve belgeli bir medeniyete geçmekte zorlanıyor. Ama çare Evlilik kurumu kadın erkek beraberli(cid:247)ini düzenliyor. Hem nesil içi, hem yok. Eninde sonunda ö(cid:247)renece(cid:247)iz. (9 Ocak 1997) nesillerarası önemi var. Çiftin ayrılması halinde kar(cid:250)ılıklı hakların, özellikle servetin payla(cid:250)ımı gerekiyor. Nafaka kurumu buradan çıkmı(cid:250). Daha da önemlisi miras sorunu. Çiftin DO(cid:246)RUDAN DEMOKRAS(cid:248) ZAMANI servetinin çocukları arasında düzenli bir (cid:250)ekilde da(cid:247)ıtılmasına olanak tanıyor. Her ikisi de, nikahın kanıtlanabilir olmasını, yani bir belgeye ba(cid:247)lanmasını Bir hafta boyunca medyayı tekeline alan Fatma (cid:249)ahin olayını çok ilginç gerektiyor. buldu(cid:247)umu ifade etmek istiyorum. Kendisinin de(cid:247)il ama yol açtı(cid:247)ı tartı(cid:250)maların (cid:248)slam hukukunda (cid:250)ahitlere gerek duyulması bundan. Kırsal yerle(cid:250)im çok renkli oldu(cid:247)unu dü(cid:250)ünüyorum. birimlerinde ve küçük kentlerde, herkes herkesi tanıyor. Dolayısı ile yapılacak bir Sayesinde, Türkiye’de bilinen ama konu(cid:250)ulmayan konular, büyük kütle nikahı toplumdan saklamak, gizli tutmak imkanı yok. önünde konu(cid:250)uldu. Örne(cid:247)in, benim hatırladı(cid:247)ım kadarıyla Türkiye’de ilk kez Kentsel medeniyet beraberinde anonimli(cid:247)i getiriyor. Büyük kentte medeni kanunun evlilikle ilgili hükümleri tartı(cid:250)ıldı. insanların çevrelerinden ba(cid:247)ımsız ya(cid:250)amaları mümkün. Ufak tefek hilelerle, Olayın kahramanlarınınislamcı kesimden olması, i(cid:250)i iyice canlandırdı. kılınan dini nikahtan hiç kimsenin haberdar olmaması sa(cid:247)lanabiliyor. Dikkat ederseniz, bütün televizyon kanalları, programlarına islamcı kesimden Son olayda görüyoruz. Kadın, nikah yapıldı diyor. Erkek, hayır nikah yok konu(cid:250)macılar çıkardılar. Aralarındaki polemikleri izleme olana(cid:247)ını bulduk. diyor. Ortada bir kayıt ve belge olmadı(cid:247)ı için, isbatı olanaksız bir evlilikle kar(cid:250)ı Dı(cid:250)arıdan bakınca homojen, hatta monolitik gibi duran islamcıların, aslında kar(cid:250)ıya kalıyoruz. somut konularda çok farklı(cid:250)eyleri savundukları anla(cid:250)ıldı. Beklenece(cid:247)i gibi, bu Modern toplumlarda, kayda geçip belgelenmeyen nikahın ne kadar büyük somut olayda (cid:250)eriat hükümlerinin ne anlama geldi(cid:247)i hususunda fikir birli(cid:247)ine toplumsal sorunlara yol açabilece(cid:247)ini son olayda çok net (cid:250)ekilde görüyoruz. varamadılar. Bunun faturasız alı(cid:250)veri(cid:250)e ne kadar benzedi(cid:247)ini de... Bu arada bir sürü tefsir ve öneri sunuldu. O kadar çok islamcı dü(cid:250)ünür dinledik ki, neyi kimin söyledi(cid:247)ini do(cid:247)rusu hatırlamıyorum. Önemli bir bölümü de Asaf Sava(cid:250) Akat 7 GAZETE YAZILARI - 1997 Asaf Sava(cid:250) Akat 8 GAZETE YAZILARI - 1997 incir çekirdi(cid:247)ini bile doldurmayacak türdendi. Ama, bu tekliflerden biri kula(cid:247)ıma Evet. Tek-e(cid:250)lilik ve çok-e(cid:250)lilik kararı için halkoylamasına gidelim. Ben bir çok ho(cid:250) geldi. adım daha atmak istiyorum. Bu halkoylamasında erkeklere oy hakkı vermeyelim. Hangisi mi? Erkeklerin birden fazla e(cid:250) alması konusunun referandumla Sadece kadınlar oy kullanabilsinler. halka sorulması. Neden mi? Çünkü ben çok e(cid:250)lili(cid:247)e taraftar de(cid:247)ilim ama Neticede bu konu esas itibariyle kadınları ilgilendiriyor. E(cid:247)er kadınların referandum müessesesini çok seviyorum.(cid:248)slamcı bir dü(cid:250)ünürden referandum ço(cid:247)unlu(cid:247)u çok-e(cid:250)lilikten yana ise, bize söyleyecek bir (cid:250)ey kalmaz. Kendi teklifi gelmesinden ise özel bir mutluluk duydum. inançlarımız do(cid:247)rultusunda, biz gene tek-e(cid:250)li ya(cid:250)amı sürdürürüz. Ama çok e(cid:250)lilik Çünkü, kendilerini çok yakından ilgilendiren konularındo(cid:247)rudan halk hukuk sistemimize girer. tarafından kararla(cid:250)tırılması benim demokrasi anlayı(cid:250)ımla denk dü(cid:250)üyor. Yok, kadınların ço(cid:247)unlu(cid:247)utek-e(cid:250)lilikten yana oy kullanırsa, o zaman da Sonuçlarına da katlanmaya razıyım. islamcı kesimin medeni kanunun me(cid:250)ruiyeti hakkında nicedir sürdürdü(cid:247)ü polemik biter. Mecburen “demokrasinin kesti(cid:247)i parmak acımaz” diyip bu Do(cid:247)rudan Demokrasi Geli(cid:250)ecek konuyu kapatmak zorunda kalırlar. 27 Mayıs ve 12 Eylül’ün Anayasa için yaptırdıkları halkoylamaları aslında Bir sonraki a(cid:250)amada aynı yöntemi medeni kanunun mirasla ilgili hükümleri plebisitsınıfına girer. Bunlarda sadece bir taraf konu(cid:250)tu, kar(cid:250)ı olanlara söz için uygulamak mümkün olur. Zaten islamcı kesimle laik kesim arasındaki hakkı verilmedi. “(cid:250)eriat” tartı(cid:250)masının özü bu iki konuda yo(cid:247)unla(cid:250)ıyor. Türkiye rahat nefes alır. Türkiye’nin ya(cid:250)adı(cid:247)ı iki gerçek referandumun altındarahmetli Özal’ın Referandum müessesesinin demokrasi için ne kadar önemli oldu(cid:247)unu imzası vardır.(cid:248)lki siyasi yasakların kaldırılması için. (cid:248)kincisi de yerel yönetim sanıyorum ki bu örnekler yeterince gösteriyor. Halkoylaması, bitmez tükenmez seçimlerinin öne alınması hakkında. Rahmetli ikisini de kaybetti. Olsun. Gene de me(cid:250)ruiyet kavgalarını sona erdirmenin ve temel kurallar etrafında bir uzla(cid:250)ma halka sordu ya... sa(cid:247)lamanın en emin ve sa(cid:247)lıklı yöntemidir. Özal’dan bu yana ona da cesaret eden çıkmadı. Dört be(cid:250) yılda bir bizi E(cid:247)er 21.inci yüzyıl do(cid:247)rudan demokrasi ça(cid:247)ı olacaksa, (cid:250)imdiden bu yönde sandı(cid:247)a götürüp kendileriniyeniden seçtiriyorlar. Onun dı(cid:250)ında, hiç bir konuda adımlar atmaya ba(cid:250)lamakta yarar var. (12 Ocak 1996) vatanda(cid:250)ın fikrini sormak diye bir dertleri olmadı. TheEconomist’in yılba(cid:250)ı sayısında 21.inci yüzyılda demokrasi üstüne uzun bir makale yayınlandı. So(cid:247)uk sava(cid:250) dönemi kilitlenmesi bitince, BUGÜNLER VE YARINLAR demokrasilerin önünde yeni bir ufuk açıldı(cid:247)ı gözleminden yola çıkıyor. (cid:248)leti(cid:250)im teknolojisindeki geli(cid:250)meler, toplumların e(cid:247)itim düzeyindeki artı(cid:250), (cid:248)stanbul gerçekten bir dünya kenti olmaya ba(cid:250)ladı. Her geçen gün bunun ya(cid:250)anan dünyanın karma(cid:250)ıkla(cid:250)ması, vs. bir çok etken, artık temel sorulara bir ba(cid:250)ka örne(cid:247)ini ya(cid:250)ıyoruz. Kültürel etkinlikler daha çok göze çarpıyor.(cid:248)stanbul vatanda(cid:250)ındo(cid:247)rudan cevap vermesini mümkün kılıyor. dünyaca ünlü sanatkarlarların u(cid:247)raklarından biri oldu. Temsili demokrasi hala önemli. Kamunun günlük i(cid:250)lerini yönetecek O arada, önemli dü(cid:250)ünürler ve bilim adamları da geliyorlar. Örne(cid:247)in, Can profesyonel siyasetçilere hiç (cid:250)üphesiz daha çok uzun süre ihtiyaç olacak. Ancak, Paker’in deste(cid:247)i ile, Türk Henkel bizlere ça(cid:247)ımızın ilginç fikir adamlarını dinleme bütün yetkiyi temsilcilere vermemiz için de bir neden kalmadı. fırsatını verdi. Paul Kennedy’yi, Alvin Toffler’i, Nicholas Negroponte’yi tanıdık. Hepimizi çok ilgilendiren konularda kararı da temsilcilerimiz yerine (cid:248)ki gündür, gene ilginç bir toplantı yapılıyor. Sermaye Piyasası Kurulu ve do(cid:247)rudan vatanda(cid:250)ların vermesi demokratik rejimlerin i(cid:250)leyi(cid:250)ine büyük rahatlık Dünya Gazetesi mü(cid:250)tereken düzenlemi(cid:250)ler: “Türkiye’de ve Geli(cid:250)en getirecektir. Önümüzdeki yüzyılda bütün demokrasilerde referandumların çok Ekonomilerde Sermaye Piyasaları Konferansı”. daha yaygın kullanım alanı bulaca(cid:247)ına gerçekten inanıyorum. Dün, ö(cid:247)le yeme(cid:247)inde Harvard Üniversitesinden çok ünlü bir iktisatçı konu(cid:250)tu.Profesör Robert Barro, iktisat teorisinde son yirmi yılın tartı(cid:250)malarının Bir Referandum Önerisi tümüne katılmı(cid:250), kaydade(cid:247)er katkılar yapmı(cid:250) biri. Türkiye bu i(cid:250)emedeni kanunun evlilikle ilgili hükümlerinden Konusu da Türkiye için son derece önemli idi: “Kamu borçlanmasının ba(cid:250)layabilir. Laik kesimle islamcı kesim arasında çok büyük bir gerginlik konusu ekonomiye etkileri”. Do(cid:247)allıkla, onun aklına para basmak ve enflasyon böylece halkın do(cid:247)rudan hakemli(cid:247)i ile çözümlenmi(cid:250) olur. gelmiyor. Para basılmasa ve enflasyon olmasa bile, borçlanarak finanse edilen (cid:248)lk teklifin islamcı kesimden gelmi(cid:250) olması da önemli. Teklif onlardan kamu harcamalarını analiz ediyor. geldi(cid:247)ine göre, sonuca itiraz etme hakları da olmaz. Böylece, (cid:250)u(cid:250)eriat Ne yazık ki, Ankara’da Rektörler Toplantısı ile aynı güne dü(cid:250)tü.(cid:248)stanbul tartı(cid:250)malarını geriye atıp, Türkiye’nin gelece(cid:247)i açısından çok daha büyük önem Bilgi Üniversitesi Rektörü olarak görevlerim, iktisatçı olarak tercihlerimin önüne ta(cid:250)ıyan siyasi, ekonomik ve idari reformları serinkanlı bir (cid:250)ekilde ele alabiliriz. geçti. Barro’yu dinleyemedim. Sevgili dostum Profesör Hur(cid:250)it Güne(cid:250) söz verdi. Bana konferansı özetleyecek. Toplantı bugün Ceylan Intercontinental Otelinde devam ediyor. Sabah Asaf Sava(cid:250) Akat 9 GAZETE YAZILARI - 1997 Asaf Sava(cid:250) Akat 10 GAZETE YAZILARI - 1997 seansında ben yöneticiyim. Yeni Yüzyıl’dan Deniz Gökçe ve Abdurrahman ya(cid:250)amaya çalı(cid:250)ıyorlar. Yıldırım, Milliyet’ten Osman Ulagay, Dünya’dan ise (cid:248)smet Özkul konu(cid:250)macı. Türkiye ne yazık ki bir türlü geçmi(cid:250)le ilgili saplantılarından ve tabularından kurtulamıyor. O zaman gelece(cid:247)e de bakamıyoruz. Yarını bilmiyoruz. Yarınlarımız Fukuyama (cid:248)stanbul’da hakkındafarklı senaryolar yazamıyoruz. Bugün ö(cid:247)le yeme(cid:247)i konu(cid:250)macısını kamuoyu Barro’ya kıyasla daha iyi O arada zaman geçiyor. Bir gün, yarın bugün oluyor. Hazırlıksız tanıyor.Francis Fukuyama, “Tarihin Sonu” adlı çalı(cid:250)ması ile 1990’ların yakalanıyoruz. Yarınları geçmi(cid:250)te dü(cid:250)ünmemi(cid:250) olmanın faturalarını ödüyoruz. ba(cid:250)ında büyük gürültü kopardı. Kitabı Türkçe dahil pek çok dile tercüme edildi. Gelece(cid:247)i do(cid:247)ru öngörebilenler daima avantajlı olacaklar. (16 Ocak 1997) Kitabın etrafında polemikler olu(cid:250)tu. Nisbeten basit bir tema etrafında, zor bir kitaptı. Çok günceldi. Çünkü, Fukuyama, Sovyetler Birli(cid:247)inin çökmesinin hemen ardından, bu tarihi olayınsiyaset felsefesi açısından bir B(cid:248)LG(cid:248) ÜRET(cid:248)M(cid:248) HAKKINDA de(cid:247)erlendirmesini yapmı(cid:250)tı. Tarihin sonu olur mu? Elbette olmaz. (cid:248)nsano(cid:247)lu bir tür olarak varoldukça, Dünkü gazetelerde Amerikalı siyaset profesörü Francis Fukuyama ile tarih de olacaktır. Yani, bazen bazı toplumlar öne geçecek, bazen geride yapılan söyle(cid:250)iler yer alıyordu. Sanıyorum, önümüzdeki günlerde ba(cid:250)kaları da kalacaklar. Yeni bilimsel ve teknolojik bulu(cid:250)lar yapılacak. yayınlanacak. SPK ve Dünya Gazetesinin mü(cid:250)terek düzenledi(cid:247)i toplantıda (cid:248)nsanlar yeni fikirlerin etrafında toplanacaklar. Sonra onları terkedecekler. yaptı(cid:247)ı konu(cid:250)mayı ben de izledim. Yerlerine ba(cid:250)ka fikirler gelecek. Tarih hep devam edecek. Böyle dü(cid:250)ününce, Do(cid:247)rusu memnun kaldım.(cid:248)(cid:250)ini ciddiye almı(cid:250) ve düzgün bir konu(cid:250)ma Fukuyama’nın tezi en basit sa(cid:247)duyu ile çeli(cid:250)kili gibi duruyor. hazırlamı(cid:250). Takriben 40 dakikada, iki kitabını özetledi. Onların etrafında olu(cid:250)an Ancak, onun söyledi(cid:247)i ba(cid:250)ka bir (cid:250)ey. Son iki yüzyıla damgasını vuran bir bazı tartı(cid:250)malara da açıklık getirdi. (cid:248)lk kitap “TarihinSonu”nu zaten çıktı(cid:247)ında ba(cid:250)ka tarihe referans veriyor. Kapitalizmin ve temsili demokrasinin 18’inci okumu(cid:250)tum. yüzyılın ikinci yarısında filizlenmesinden bu yana süren bir geçi(cid:250) döneminin Yemekten sonra, SPK bize bir jest yaptı ve Fukuyama’nın ikinci kitabı bitti(cid:247)ini iddia ediyor. “Trust” (Güven) yeme(cid:247)e katılanlara da(cid:247)ıtıldı. Böylece hakkında daha (cid:250)imdiden Fukuyama için, Sovyetlerin çözülü(cid:250)ü, özel mülkiyet ve ço(cid:247)ulcu demokrasi epey(cid:250)ey duydu(cid:247)umuz kitabı da okuma fırsatımız olacak. üstüne in(cid:250)a edilen liberal düzenin kalıcı bir zaferine i(cid:250)aret ediyor. Ekonomik ve Fukuyama konu(cid:250)urken, toplumsal bilimlerin bir sürü zorlu(cid:247)undan biri siyasi liberalizm, son dü(cid:250)manını da yeniyor. aklıma geldi. Bu sorunla ilk kar(cid:250)ıla(cid:250)mam, 1970’lere gidiyor. Polonyalı bir orta ça(cid:247) Tarih bitiyor. Çünkü, artık öngörülebilir bir gelecekte ekonomik ve siyasi tarihçisi,W.Kula’nın feodal düzen hakkındaki kitabında yer alıyordu. liberalizm dı(cid:250)ındabir düzen alternatifi ufukta yok. (cid:248)nsano(cid:247)lunun siyasi ve Toplumsal bilimlerde, do(cid:247)rulu(cid:247)u kesin olan bilgi, genellikle kimsenin ekonomik rejim arayı(cid:250)ı böylece sona eriyor. (cid:248)nsanlık, rejimine kavu(cid:250)uyor. i(cid:250)ine yaramayan bilgi oluyor. Çünkü, mutlak do(cid:247)ru için geçmi(cid:250)e gitmek ve küçük Bunlar büyük iddialar. Do(cid:247)ru olup olmadı(cid:247)ına ancak tarih karar verebilir. ayrıntılara inmek gerekiyor. Yazıldı(cid:247)ı günler itibariyle, Fukuyama haklı duruyor. Ancak, yarınlarınnelere Halbuki bizi esas ilgilendiren ve i(cid:250)imize yarayan konular, gelece(cid:247)e ait ana gebe oldu(cid:247)unu(cid:250)imdiden bilmek mümkün mü? e(cid:247)ilimler ve genellemeler. Bunlarında do(cid:247)ru olup olmadı(cid:247)ını kanıtlamak teorik olarak da fiilen de imkansız. Yarınları Anlamak Fukuyama’nın bugünkü konu(cid:250)ması belki bizi oralara götürecek. Ba(cid:250)lı(cid:247)ı çok Do(cid:247)ru Fakat Beyhude Bilgi tahrik edici: “Yarının Ekonomik ve Politik Konuları”. Bir örnek vermek istiyorum. Diyelim ki (cid:250)öyle bir ara(cid:250)tırma yapmaya karar Geli(cid:250)mi(cid:250) ülkelerin en önemli özelliklerinin ba(cid:250)ında, geçmi(cid:250)e saplanıp verdik. “Türkiye’de 1930-60 döneminde mahkeme müba(cid:250)irlerinin karılarının kalmamak geliyor. Batı’da son 10 yılda en çok satan roman dı(cid:250)ı kitaplar listesine ikiz çocuk do(cid:247)urma sıklı(cid:247)ı”. Yıllarca süren çaba sonucunda, tek tek mahkeme bir göz atmak yeterli. ve nüfus kayıtlarını inceledik. Ve müba(cid:250)irlerin karılarının ne kadar ikiz çocuk Küçümsenmeyecek sayıda “best-seller” gelece(cid:247)i açıklamaya ve do(cid:247)urdu(cid:247)unu saptadık. öngörmeye çalı(cid:250)ıyor. Geli(cid:250)mi(cid:250) toplum, geçmi(cid:250)in olup bitti(cid:247)inin, artık Ula(cid:250)tı(cid:247)ımız do(cid:247)ru bilgi midir? E(cid:247)er bütün mahkeme ve nüfus kayıtlarını de(cid:247)i(cid:250)tirilemeyece(cid:247)inin farkında olan toplum. taramı(cid:250)sak, hiç (cid:250)üphesiz do(cid:247)ru bilgidir. Mutlak olarak do(cid:247)rudur. Kimse çıkıp da Gelecek farklı. Gelece(cid:247)in tohumları bugün atılıyor. Onları do(cid:247)ru tahmin yanlı(cid:250), hatalı falan diyemez. edebildi(cid:247)imiz ölçüde, gelece(cid:247)i istedi(cid:247)imiz yönde de(cid:247)i(cid:250)tirme gücüne de sahip Peki, ula(cid:250)tı(cid:247)ımız i(cid:250)e yarar bir bilgi midir? Elbette hayır. Müba(cid:250)irlerin oluyoruz. Aslında büyük bir güç bu. Belki de en büyük güç. karılarının ikiz çocuk do(cid:247)urma sıklı(cid:247)ı bize aslındahiç bir (cid:250)ey ö(cid:247)retmez. Bu O nedenledir ki, geli(cid:250)mi(cid:250) toplumlar düne bakarken bile, bugün ve yarın için bilgiyi mahkeme ve hukuk sisteminde reform yapmak için kullanabilir miyiz? ders çıkartmak üzere bakıyorlar. Bugünü, mümkün bütün yarınları ile birlikte Kullanamayız. Asaf Sava(cid:250) Akat 11 GAZETE YAZILARI - 1997 Asaf Sava(cid:250) Akat 12 GAZETE YAZILARI - 1997 Ne için kullanabiliriz? Hiç bir (cid:250)ey için kullanamayız. Ara(cid:250)ırma havanda su 1990’ların ba(cid:250)ında Türkiye’de “(cid:248)kinci Cumhuriyet” benzer bir üne kavu(cid:250)tu. dövmü(cid:250),do(cid:247)ru ama beyhude bilgi üretmi(cid:250)tir. Ülkenin siyasi geli(cid:250)mesinin yönü tartı(cid:250)ılıyordu. Mevcut siyasi yapıdan memnun Türkiye’de iktisat dahil toplumsal bilimlerle ilgili olarak üniversitelerde olmayan, mutlaka köklü de(cid:247)i(cid:250)ikliklerin yapılması gerekti(cid:247)ini savunanlara “(cid:248)kinci yapılan ara(cid:250)tırmaların ne yazık ki çok büyük bölümünün bu tür bilgi oldu(cid:247)unu Cumhuriyetçi” dendi. dü(cid:250)ünüyorum. Geçmi(cid:250)le ilgili bir takım do(cid:247)ru bilgiler toplanıyor. Bildi(cid:247)im kadar, isim babası Mehmet Altan’dır. Ancak, ismin tutma nedeni Bunlar yayınlanıyor. Ama kimse ilgilenmiyor. Çünkü ortada bir ara(cid:250)tırma ve kar(cid:250)ı tarafın bunu sevmesidir. 1923’te kurulan ve bugüne kadar gelen siyasi ve sonunda üretilmi(cid:250) bir bilgi var ama insanların Türkiye’nin bugününü ve yarınını toplumsal düzenin ufak tefek de(cid:247)i(cid:250)ikliklerle Türkiye’yi 21.inci yüzyıla götürece(cid:247)ini anlamakta i(cid:250)lerine yarayacak bir bilgi yok. dü(cid:250)ünenler, kendilerine böylece “Birinci Cumhuriyetçi” deme fırsatını buldular. Bu tür bilgi üretimi, akademisyenin i(cid:250)ine geliyor. Risk almıyor. Yanlı(cid:250) Köklü dönü(cid:250)ümlerin zorunlu oldu(cid:247)una inandı(cid:247)ım ve bunu söyleyip yaptı(cid:247)ının iddia edilmesi ihtimali sıfır. Ara(cid:250)tırmacı, Kürt sorunu, (cid:248)slam, laiklik, yazdı(cid:247)ım için, ben de “(cid:248)kinci Cumhuriyetçi” kategorisine dahil edildim. Aslında Türk milliyetçili(cid:247)i, vs. gibi tehlikeli konulara girip ba(cid:250)ına neden bela alsın? Oturup cumhuriyete numara verilmesi çok ilgimi çekmedi(cid:247)i halde. müba(cid:250)irlerin karılarının ikiz çocuk do(cid:247)urma sıklı(cid:247)ını hesaplar. Kendi yakla(cid:250)ımımı kısaca özetlemek istiyorum. Türkiye ciddi bir de(cid:247)i(cid:250)im, hatta dönü(cid:250)üm geçirmek zorundadır. Bu de(cid:247)i(cid:250)imi 1923’ün mirasçısı oldu(cid:247)unu Bilim Cesaret (cid:248)stiyor dü(cid:250)ünenler yapmazsa, ba(cid:250)kaları yapacaktır. Öbür uçta Fukuyama gibiler var. Bunlar, boyunlarını uzatıp toplum ve E(cid:247)er iç güç dengeleri dönü(cid:250)üme izin vermezse, o zaman dı(cid:250) dinamikler tarihle ilgili bir dizi genel hipotez sunuyorlar. Yüzyıllara varan zaman kesitlerini öne geçer. Tarihin kuralı budur. Ba(cid:250)ka ülkeler benzer dönemlerde benzer ve milyonlarca, hatta milyarlarca insanı kapsayan genellemeler yapıyorlar. süreçleri ya(cid:250)amı(cid:250)lardır. Do(cid:247)allıkla, üretilen bilginin yanlı(cid:250) ve eksik olma ihtimali inanılmaz derecede yüksek. Üstelik, bu tür konularda iyi kötü herkesin kendine göre bir Etibank’ın Satı(cid:250)ı takım iddiaları oluyor. (cid:248)deolojiler, inanç sistemleri devreye giriyor. RP’nin hükümet kurması ve Erbakan’ın ba(cid:250)bakanlı(cid:247)ı, bu bakıma çok ilginç Dolayısı ile, farklı dü(cid:250)ünenlerdençok a(cid:247)ır ele(cid:250)tiriler geliyor. (cid:249)arlatan, bir siyasi geli(cid:250)me oldu. Kamuoyu nefesini tuttu ve hükümetin Türkiye’yi nasıl cahil, medyatik, ajan, vs. bir sürü suçlama yapılıyor. Kavgalar, polemikler çıkıyor. yönetece(cid:247)ini beklemeye ba(cid:250)ladı. Ba(cid:250)lar a(cid:247)rıyor. Sinirler bozuluyor. Ülserler azıyor. Hükümetin yedinci ayında, genel kanı hiç de olumsuz de(cid:247)il. Özellikle Bütün bunlar, bilgi üreticisi için önemli bir risk alma anlamına geliyor. ekonomide, RP’nin kendinden önceki hükümetlere kıyasla piyasalara çok daha Cesaret ve direnme gücü gerektiriyor. fazlagüven verdi(cid:247)inin bir sürü i(cid:250)areti belirmeye ba(cid:250)ladı. Ancak, bizi esas ilgilendiren bilgi türü de böyleleri. Ufkumuz geni(cid:250)liyor. TL faizleri dü(cid:250)erken vadeler uzuyor. Borsa yükseliyor. Dövizde nisbi bir (cid:248)çinde ya(cid:250)adı(cid:247)ımız toplumu daha iyi anlama olanakları beliriyor. Gelecekle ilgili sükunet var. Özelle(cid:250)tirme iyice hızlanmı(cid:250) durumda. Türkiye ekonomisi iki yıldır ipuçları çıkıyor. hızlı büyüdü(cid:247)ü halde, kısa dönemde bir kriz beklentisi kalmadı. Daha da önemlisi, gitmek istedi(cid:247)imiz yere ula(cid:250)mak için nerelere müdahale Bu arada, Etibank özelle(cid:250)tirildi.(cid:248)(cid:250)te, sembolik de(cid:247)eri çok yüksek bir olay edebilece(cid:247)imizi görüyoruz. Siyasi ve ideolojik gündemimize yeni maddeler ve daha. Çünkü, Etibank, cumhuriyetin kurulu(cid:250) yılları ile özde(cid:250)le(cid:250)mi(cid:250) iki kurumdan yeni araçlar giriyor. biri. Di(cid:247)eri Sümerbank’dı. O daha önce özel kesime satıldı. Bir kaç istisna dı(cid:250)ında, Türkiye’de toplumsal bilimlerin büyük zafiyetinin Sümerbank ve Etibank, Türkiye Cumhuriyetine damgasını vuran devletçi ardında akademisyenlerimizin bu tür cesaret eksikli(cid:247)inin çok önemli bir etken ekonomi anlayı(cid:250)ının birer abidesi oldular. Benim neslim bile, Sümerbank’ın ve oldu(cid:247)u kanısındayım. (19 Ocak 1997) Etibank’ın ne kadar önemli oldu(cid:247)unu ö(cid:247)renerek büyüdü. Sümerler ve Etiler. Güne(cid:250) dil teorisinin etkileri hemen hissediliyor. 1950’nin Eti Yapı Kooperatifi sonradan (cid:248)stanbul’un en lüks semtlerinden birine (cid:248)K(cid:248)NC(cid:248) CUMHUR(cid:248)YET KURULDU MU? adını verdi: Etiler. Tarabya’da da aynı dönemde Sümer mahallesi yapılmı(cid:250)tı. Anla(cid:250)ılan Türkiye’de gerçekten bir (cid:250)eyler de(cid:247)i(cid:250)mi(cid:250). “David People”, Önemli tartı(cid:250)malar genellikle çarpıcı bir slogana indirgenir. O slogan “Aprido” ve “Dice” bankanın yeni sahibi. (cid:248)stedi(cid:247)iniz kadar Türkçe ile ilgili kanun etrafında bir süre büyük bir polemik kopar. Entellektüel ve siyasi kan davaları çıkartın. Nehirler tersine akmaz. olu(cid:250)ur. Sonra unutulur. Ba(cid:250)ka ülkelerde de böyle oluyor. Örne(cid:247)in, Reagan’ın devleti küçültme Tüsiad Raporu çabası “arz-yanlısı iktisat” (supply side economics) diye sunulmu(cid:250)tu. O SabriDo(cid:247)an’ın ismini duyan ve bilen yoktu. Salı günü gazetelere man(cid:250)et dönemde, Amerika’da çok popülerdi. (cid:249)imdi adı sanı kalmadı gibi bir (cid:250)ey. oldu. Türkiye özel te(cid:250)ebbüsünün görünen ama bir türlü kabul edilmeyen gücünün simgesi haline geldi. Asaf Sava(cid:250) Akat 13 GAZETE YAZILARI - 1997 Asaf Sava(cid:250) Akat 14 GAZETE YAZILARI - 1997 Aynı anda, özel te(cid:250)ebbüsün bir ba(cid:250)ka kurumu, TÜS(cid:248)AD siyasi rejim üstüne Önce, hükümetsiz kalma riski ile tanı(cid:250)tık. Sonra, Cumhuriyet tarihinde ilk fevkalade cesur ve önemli bir rapor yayınladı. Siyasi kilitlenmeye çözüm önerileri kezRefah Partisi iktidarın büyük orta(cid:247)ı oldu. (cid:248)yice gerildik. Kafamızda sorular getirmeye çalı(cid:250)tı. uçu(cid:250)maya ba(cid:250)ladı. Rapor, ba(cid:250)kanlık sisteminden Kürt sorununa ve laikli(cid:247)e, ülkenin 21.inci (cid:249)eriat mı gelecek? Popülist politikalara geri mi dönülecek? Para basıp iç yüzyılda layık oldu(cid:247)u siyasi düzene kavu(cid:250)ması için yapılması gerekenleri birbiri borcu silmeye kalkarlar mı? Darbe olur mu? ardına sıralıyor. Sa(cid:247)duyulu bir tartı(cid:250)ma ortamına zemin hazırlamaya çalı(cid:250)ıyor. Hiç biri olmadı. Erbakan fevkalade pragmatikbir tavır sergilemeye ba(cid:250)ladı. Böylece, Türkiye’nin dı(cid:250) dünya ile bütünle(cid:250)mesinin önündeki engelleri Muhalefette söylediklerini çabuk unuttu. Ekonomide macera aramadı. kaldırabilmesinin yollarını gösteriyor. Bir büyük dönü(cid:250)ümün ipuçlarını veriyor. Muhafazakar bir siyasetçi gibi davranmayı tercih etti. Böyle olayları, Türkiye’nin gelece(cid:247)ine olan güvenimizi ve iyimser Türkiye’nin bugünkü ruh hali bana Nasreddin Hocanın hikayesini beklentilerimizi arttırıyor. (23 Ocak 1997) hatırlatıyor. Allah garibanı sevindirmek isteyince, e(cid:250)e(cid:247)ini önce kaybettirir sonra buldururmu(cid:250). Biz de, korkularımızın temelsiz oldu(cid:247)unu görünce, çok memnun olduk. TÜRK(cid:248)YE MUC(cid:248)ZE PE(cid:249)(cid:248)NDE Ancak bu noktada çok dikkatli olmak gerekiyor. (cid:248)yimserli(cid:247)in arkasında sorunların çözümlenmesi yatmıyor. Çünkü çözümlenmedi. Korktu(cid:247)umuz gibi Son günlerde ekonomiyi ilginç bir iyimserlik havası sardı. Bundan en çok daha kötü hale gelmemeleri yatıyor. O kadar. mali piyasalar etkileniyor. TL faizleri rekor bir ini(cid:250) gerçekle(cid:250)tirdi. Ona ra(cid:247)men, döviz kurunda bir oynama yok. Reform Can Acıtır Faiz dü(cid:250)üp döviz sakin kalınca, Borsa aldı ba(cid:250)ını gidiyor. SABAH Sosyal güvenlik sistemindeki kara delik ne oldu? Duruyor. Hatta, dövizle ekonomide dün çıkan habere göre, son üç haftada (cid:248)MKB yüzde 54 yükselmi(cid:250). emeklilik yöntemi ile daha da büyüyecek. Yıl ba(cid:250)ında 100 milyon lirasını Borsaya yatıran, 54 milyon lira kazanmı(cid:250). Vergi kaça(cid:247)ı ne oldu? O da duruyor. Hükümetin vergi idaresinde reform (cid:248)yimser hava Erbakan’ı da etkilemi(cid:250)e benziyor. Gene dünkü gazetelerden yapmak, vergi dı(cid:250)ı ekonomiyi denetim altına almak yönünde hiç bir çabası yok. ö(cid:247)rendi(cid:247)imize göre, “denk bütçe ne kelime, bütçe (cid:250)imdi fazla veriyor” demi(cid:250). Kaynak israf eden merkeziyetçi idare de(cid:247)i(cid:250)ti mi? De(cid:247)i(cid:250)medi. Kamu hala Yeni bir yatırım hamlesinin ba(cid:250)layaca(cid:247)ını müjdelemi(cid:250). büyük miktarda kayna(cid:247)ı vatanda(cid:250)a hizmet haline dönü(cid:250)türmeden ö(cid:247)ütüyor. Anla(cid:250)ılan, ekonomide pembe gözlükler gene takılıyor. Birbirimizi gaza Devletteki a(cid:250)ırı istihdam azaldı mı? Hayır, artıyor. Sadece bunlardan getirme hazırlı(cid:247)ı içindeyiz. Herkes 1997’de bir ekonomik kriz olmayaca(cid:247)ı siyasi gücü kısıtlı büyük ço(cid:247)unlu(cid:247)un gelirleri dü(cid:250)tü(cid:247)ü için bütçe biraz rahat konusunda hemfikir. Bırakın krizi, Erbakan, yüzde 14’lük büyüme hızından söz ediyor. ediyor. Orta e(cid:247)itimde kaliteyi arttıracak tedbirler alındı mı? Alınmadı. 21.inci Bütün bunları biraz (cid:250)a(cid:250)kınlıkla izledi(cid:247)imi itiraf etmeliyim. Hangi yapısal yüzyılın gerektirdi(cid:247)i vasıflara sahip nesiller yeti(cid:250)tirmemekte direniyoruz. sorunumuz çözüldü ki, ekonomiyi böylesine parlak bir gelecek beklesin? Sa(cid:247)dan Listeyi uzatabiliriz. Geçti(cid:247)imiz altı ayda Türkiye ekonomisinin yapısal sayıyorum, tutmuyor. Soldan sayıyorum, gene tutmuyor. sorunlarına dokunulmadı. Önümüzdeki oniki ayda hükümetin bunlara gerçekçi Münafık olmak da istemiyorum. Zaten tabiat olarak karamsar bir insan çözüm önerileri getirece(cid:247)ine dair en küçük bir i(cid:250)aret yok. de(cid:247)ilim. Tam tersine, genelde iyimser olma e(cid:247)ilimlerim daha yüksektir. Hatta, IMF ve Dünya Bankasından uluslararası “rating” kurulu(cid:250)larına, yabancı bazen kendimi biraz safça iyimser bile bulurum. gözlemcilerin Türkiye’yi saran iyimserlik havasına kendilerini kaptırmamalarının Aydınlarımızın sürekli felaket senaryosu yazma geleneklerine de kızarım. ardında bu somut gerçekler yatıyor. Gerçeklerin soyut ideallerle kar(cid:250)ıla(cid:250)tırılıp ele(cid:250)tirilmesine kar(cid:250)ı çıkarım. Bugünün Ekonomide mucize yok. Ekonomik istikrarı sa(cid:247)lamanın bir bedeli var. Önce dünden daha iyi olması beni sevindirir. o bedel ödenecek. Reformlar yapılacak. Acı ilaç içilecek. Birilerinin canı acıyacak. Ondan sonra kalıcı istikrar gelecek. Ya(cid:250)am Normale Dönüyor Yarın büyük hayal kırıklıklarına dü(cid:250)memek için, bugün iyimserlikte tedbiri Türkiye’nin psikolojisini biraz anladı(cid:247)ımı dü(cid:250)ünüyorum. Yirmi yıldır çok elden bırakmamak yararlı olacaktır. (26 Ocak 1997) yüksek enflasyonla ya(cid:250)ıyoruz. 1994’ün ilk yarısında daha önceden hiç bilmedi(cid:247)imiz ve tanımadı(cid:247)ımızderinlik ve (cid:250)iddette bir ekonomik bunalıma (cid:250)ahit olduk. Ondan beri, her an yeni bir kriz olabilir korkusu bütün hücrelerimizi sardı. Derken, 1995’deki hükümet bunalımı erken seçimi getirdi. Seçim sonuçları politik ortamı daha da belirsizle(cid:250)tirdi. Asaf Sava(cid:250) Akat 15 GAZETE YAZILARI - 1997 Asaf Sava(cid:250) Akat 16 GAZETE YAZILARI - 1997 ÜZÜM YEMEK M(cid:248)? BA(cid:246)CI DÖVMEK M(cid:248)? YÖK Yasası Neden De(cid:247)i(cid:250)iyor? Bu durumda hükümetten ne beklersiniz? Tüm vatanda(cid:250)ları birinci elden RP-DYP koalisyonunun davranı(cid:250)larını bazen anlamakta zorlanıyorum. ilgilendiren, üstelik Türkiye’nin gelece(cid:247)ine ipotek koyan bu sorunların hiç Mecliste küçük de olsa bir ço(cid:247)unlukları var. RP grubunun disiplin anlayı(cid:250)ı, i(cid:250)lerini olmazsa bazılarına yapıcı çözümler getirmesini. kolayla(cid:250)tırıyor. DYP’li milletvekilleri de o havaya uydular. Hayır. O yapılmıyor. YÖK’ün nasıl seçilece(cid:247)ini de(cid:247)i(cid:250)tirmek bahanesi ile, Bu durumda ne beklersiniz? Ufak ufak da olsa, Türkiye’de kamu mevcut YÖK yönetimini tasfiye edecek bir operasyona gidiliyor. Neden? Çünkü yönetiminin etkinli(cid:247)ini dü(cid:250)üren, ekonomiyi, toplumsal ya(cid:250)amı olumsuz etkileyen YÖK Ba(cid:250)kanıProf.Kemal Gürüz laiklik konusunda RP’yi kızdıran bir tutum sorunlaratek tek çözümler getirmelerini. içinde. Ortam da buna müsait. Özellikle ekonomide yakalanan geçici iyimserlik, bu Aniden üniversite sorunları ikinci plana geçiyor. 70 yıldır bu kadar hükümetin vatanda(cid:250)ıngüncel ya(cid:250)amına yönelik i(cid:250)ler yapabilece(cid:247)i beklentisini çekti(cid:247)imizlaiklik kavgası tekrar ön plana çıkıyor. Kimse Gürüz’ün yukarıda kolayla(cid:250)tırdı. saydı(cid:247)ımız sorunlara getirmek istedi(cid:247)i çözümleri tartı(cid:250)mıyor. Öyle köklü reformlara gitmek de gerekmiyor. Türkiye “sil ba(cid:250)tan” Onlar önemsiz. Varsa yoksa laiklik ve kar(cid:250)ısındaki tavır. Ba(cid:247)cı dövmekten anlayı(cid:250)ından çok çekti. Her biri önemsiz gibi duran, ama toplanınca etkisi kasdetti(cid:247)im de bu. Halbuki, (cid:250)u anda Türkiye üniversite sistemin en az ihtiyacı olabilecekküçük düzeltmeler ve iyile(cid:250)tirmeler yapılabilir. olan(cid:250)ey bu tür bir kavga. Hükümetin niyeti seçmen nezdinde puan toplamak, ona somut bir(cid:250)eyler Yeni gerginlikler olu(cid:250)acak. Acilen alınması gerekli kararlar tekrar vermek olsa, bu yolu seçerdi. Ortada binlerce ayrıntı ve sorun var. Onları gecikecek. Sistem oturuncaya kadar üniversitede yeni bir kan kaybı ya(cid:250)anacak. çözmeye çalı(cid:250)ırdı.Üzüm yemekten onu kasdediyorum. Yani sonuç yüksek e(cid:247)itim için son derece olumsuz olacak. Ancak, çok farklı bir tavır izliyoruz. RP kanadı aniden Türkiye’de Koalisyona tavsiyem YÖK Yasasındaki de(cid:247)i(cid:250)iklikten vazgeçmeleridir. gerginli(cid:247)i Astarı yüzünden pahalıya malolur. Ba(cid:247)cı dövme uslubu, Erbakan hükümetine tırmandıracak siyasi sorunları ön plana çıkarmayı tercih etti. (cid:248)(cid:250)te türban olayı. kamuoyundan aldı(cid:247)ı ve alabilece(cid:247)i olumlu puanları hızla kaybettirecektir. (cid:248)(cid:250)te YÖK yasasında önerilen de(cid:247)i(cid:250)iklik. (30 Ocak 1997) Üniversitenin Sorunları Yüksek e(cid:247)itimde çok büyük sorunlar var. Üniversitelerin kapısında SOROS SOROS’U ANLATIYOR milyonlarca gencimiz birikmi(cid:250) durumda. Lisenin son iki yılı fiilen anlamını yitirmi(cid:250). Ö(cid:247)renciler bütün enerjilerini giri(cid:250) sınavına hazırlandıklarıdersanelere veriyorlar. George Soros’u tanır mısınız? Ekonomi ile, finans dünyası ile Üniversiteyi kazanmak da sorunu bitirmiyor. Kazananların önemli bölümü ilgileniyorsanız adını mutlaka duymu(cid:250) olmalısınız. Amerikan vatanda(cid:250)ı bu Macar mutsuz. Girmek istedikleri bölümde de(cid:247)iller. Tekrar tekrar sınava giriyorlar. Bu Yahudisi, sanıyorum ki ününün tepe noktasına 1992’de ula(cid:250)tı. arada bo(cid:250)yere zaman ve kaynak harcanıyor. O yıl(cid:248)ngiltere ERM diye bilinen Avrupa Kur Sisteminin dı(cid:250)ına çıkmak Üniversitelerin önemli bir bölümünün hali ise içler acısı. Ö(cid:247)retim üyelerinin zorunda kaldı. Kraliçenin Hükümeti, piyasaların sterline kar(cid:250)ı güvensizli(cid:247)i maa(cid:250) düzeyi, onları toplumun en dü(cid:250)ük gelirli kesimlerine yakla(cid:250)tırdı. Gelecek kar(cid:250)ısında direnemedi. Sterlin di(cid:247)er Avrupa paraları kar(cid:250)ısındade(cid:247)er kaybetti. nesillerin parlak beyinlerini akademik kariyere çekme (cid:250)ansı giderek sıfırlanıyor. Devalüasyonla birlikte, Soros’un yönetmekte oldu(cid:247)u Quantum Fonunun bu Sistemde rekabet yok. Kalite diye bir kavram kalmamı(cid:250). Giderek artan operasyondanbir milyar dolar kazandı(cid:247)ı anla(cid:250)ıldı. Dile kolay; bir milyar dolar. sayıda ö(cid:247)renci yurt dı(cid:250)ında, yabancı üniversitelerde okumayı tercih ediyor. Üstelik birkaç gün, hadi hadi bir hafta içinde elde edilen bir kar. Bunların içinde en iyi liselerden mezun olan en parlak ö(cid:247)renciler de var. Bu Soros’un ilk vukuatı de(cid:247)il. Daha önce de, döviz piyasalarında Vakıf üniversiteleri kurulmu(cid:250) fakat hala kamu üniversitelerinin giydi(cid:247)i dar spekülasyon yaparak büyük karlar elde etmi(cid:250)ti. Sadece döviz piyasası mı? Akla gömle(cid:247)i çıkartmalarına izin verilmiyor. Bürokratik engellemeler sürüyor. Ücretli gelecek bütün piyasalarda zamanında girmeyi ve zamanında çıkmayı en iyi ö(cid:247)rencilerini merkezi yerle(cid:250)tirmeden almalarında israr ediliyor. beceren insanlardan biri idi. Sonuç? Üniversite diploması toplumun gözünde hızla de(cid:247)erini kaybediyor. Nitekim, 1969 yılında Quantum Fonunu kurdu(cid:247)u zaman Soros’a bin dolar Özel te(cid:250)ebbüs diplomaya de(cid:247)il,hangi üniversitenin hangi bölümünün yatıran bir yatırımcı, hiç kar çekmedi(cid:247)i takdirde bugün 2 milyor doların üstünde diploması oldu(cid:247)una bakıyor. Bütün yüksek e(cid:247)itim arap saçına dönüyor. bir servetin sahibi oldu. Yıllık ortalama yüzde 34 ediyor. Evet. Soros parasını kendisine emanet edenlere neredeyse 30 yıl boyunca her yıl dolar bazındayüzde 34 gelir sa(cid:247)lamı(cid:250). Do(cid:247)allıkla, bu arada kendi serveti de milyarlarca doları bulmu(cid:250). Asaf Sava(cid:250) Akat 17 GAZETE YAZILARI - 1997 Asaf Sava(cid:250) Akat 18 GAZETE YAZILARI - 1997 Bir Kitap Türkiye’nin bu konularda çok ciddi eksiklikleri oldu(cid:247)unu biliyoruz. SABAH yayınları, geçti(cid:247)imiz günlerde George Soros’la yapılan Örneklerini her gün ya(cid:250)ıyoruz. mülakatlardan olu(cid:250)an çok ilginç bir kitap yayınladı:Para Yönetiminin Sihirbazı George Soros’un bu ilginç ve dü(cid:250)ündürücü kitabını okumalarını Soros Soros’u Anlatıyor.(cid:248)ngilizcesi geçen yayınlanmı(cid:250)tı. Gülden (cid:249)en çok duru okuyucularıma tavsiye ederim. (2(cid:249)ubat 1997) bir türkçe ile tercüme etmi(cid:250). Kitaptaki mülakatların bir bölümünü kendisi de para piyasasında çalı(cid:250)an Byron Wien, di(cid:247)er bir bölümünü ise Frankfurter Allgemeine gazetesinden RÜZGAR EKEN FIRTINA B(cid:248)ÇER Krisztina Koenen yapmı(cid:250). A(cid:250)a(cid:247)ı yukarı Soros’un bütün ya(cid:250)amı kapsanıyor. Ben Soros’un London School of Economics’de okudu(cid:247)unu ve LSE’nin ünlü Bir kez daha, siyasi kutupla(cid:250)ma tehlikeli (cid:250)ekilde tırmanmaya ba(cid:250)ladı. Benim hocasıKarl Popper’in hayranı oldu(cid:247)unu bilmiyordum. Aynı okula gitmi(cid:250) olmak neslim, elinde olmadan “ben bu filmi daha önce görmü(cid:250)tüm” hissine kapılıyor. gayri ihtiyari bir sempati yaratıyor. Kar(cid:250)ımda sıradan bir para kazanma makinası Orhan Veli “hiç bir (cid:250)eyden çekmedi nasırından çekti(cid:247)ini” demi(cid:250)ti. yerine entellektüel derinli(cid:247)i olan bir ki(cid:250)ilik bulunca do(cid:247)rusu olumlu anlamda Biz de en çok siyasi kutupla(cid:250)madan çektik. Bir nasır gibi, kısa süre a(cid:247)rısı (cid:250)a(cid:250)ırdım. kesilse bile, sonra tekrar nüksetti. Hele bu para sihirbazının 1962’de “Bilincin Yükü” (The Burden of Beraberinde nasıl bir sertlik geldi(cid:247)ini birinci elden ya(cid:250)adık. Aklın ve Consciousness) adlı bir felsefe kitabı yazmı(cid:250) olması tam bir sürpriz oldu. Kitabı o sa(cid:247)duyunun toplumun psikolojisinden kovuldu(cid:247)una(cid:250)ahit oldu. Onların yerini sıralar yayınlamamı(cid:250). Entellektüel ya(cid:250)amdan vazgeçip tekrar para kazanmaya maceranın, patalojik durumların aldı(cid:247)ını ö(cid:247)rendik. geri dönmü(cid:250). Modern toplum özgürlük ve diyalog üstüne kurulur. Di(cid:247)erini, kendisinden Ancak, bütün mülakatlarında Popper’den edindi(cid:247)i teorik çerçevenin etkisi farklı olanı yoketme duygusunun denetim altına alınmasını gerektirir. Toplumun görülüyor. En sık kullandı(cid:247)ı kavramlardan biri “açık toplum”. Her fırsatta “açık büyük kesiminin bu ilkede birle(cid:250)mesini öngörür. toplumların” üstünlü(cid:247)ünü vurguluyor. Aksi halde, her toplumda mutlaka varolan uç akımlar kamu alanını hakimiyetleri altına alırlar.Konu(cid:250)manın bitti(cid:247)i yerde (cid:250)iddet ba(cid:250)lar.(cid:249)iddet Piyasa ve Sınırları uçlardakilerin beslenip semirdi(cid:247)i bir ortamı yaratır. Soros’u benzerleri arasında çok ilginç kılan galiba bu felsefi boyutu. Ilımlılar susar yada susturulur. Orta yol arayı(cid:250)ları seslendirilemez. Diyalog Sloganlara esir olmayacak kadar karma(cid:250)ık bir çerçeveden dünyaya bakıyor. kopar. Tırmanan(cid:250)iddet ortamı ve beraberinde gelen korku, modernli(cid:247)i bitirir. Kapitalizm onu büyük bir servete kavu(cid:250)turmu(cid:250).Servetinin de esiri olmuyor. Özgürlü(cid:247)ün yerini kölelik alır. Son dönemde, bir dizi vakıf aracılı(cid:247)ı ile parasının küçümsenmeyecek Bazı toplumlar ba(cid:250)ka zamanlarda, bazıları da bugün bu sürecin sonuçlarını bölümünü özgür bir toplumun kurulması için harcamı(cid:250). Kitapta tam sayı ya(cid:250)adı. Bizim de geçmi(cid:250)imizde ders çıkartmamız gereken çok örnek var. verilmiyor ama çe(cid:250)itli projelere harcananları toplayınca, 500 milyon doların üstü gibi duruyor. Erbakan’ın Sorumlulu(cid:247)u Bunun ço(cid:247)u eski komünist blok ülkelerine gitmi(cid:250). Kendisinin Do(cid:247)u Avrupa Kendi hesabıma, son günlerde artan siyasi gerginli(cid:247)in sorumlusu olarak kökenli olması bunda çok önemli bir etken. Ara(cid:250)tırma merkezleri kurmu(cid:250). Bu Refah Partisini görüyorum. Bu sorumlulu(cid:247)un birkaç boyutu var. Kısaca açmak ülkelerde sosyal bilimlerin güçlenmesi için çaba göstermi(cid:250). istiyorum. Kendi görü(cid:250)ünü(cid:250)öyle özetliyor. Birincisi, Erbakan ve ekibinin son aylarda toplumdan ve ekonomiden gelen “Ben serbest piyasalara ve demokrasiye inanırım. Ancak, “bırakınız i(cid:250)aretleri yanlı(cid:250) okudukları kanısındayım. RP iktidarı, ilk ba(cid:250)ta yapsınlar”cılardan bir farkım var. (cid:248)nsanın kendi çıkarlarının pe(cid:250)inde küçümsenmeyecek bir tedirginlik yaratmı(cid:250)tı. ko(cid:250)ması yeterli de(cid:247)ildir. Serbest piyasaların, demokrasinin, açık toplumun Fakat, daha sonraları, özellikle ekonomide gerçekçi bir tavır sergiledikleri ortak çıkarlarını kendi çıkarlarından üstün tutmak gerekir. Yoksa sistem görüldü. Ilımlı ve muhafazakar yakla(cid:250)ımları, piyasaları olumlu etkiledi. Tedirginlik ayakta kalamaz.” ortadan kayboldu. Ortak çıkarlar kavramı bence de gerçekten çok önemli. Modern toplum, Hatta, tersine, RP hükümetine bir (cid:250)ans tanınması gerekti(cid:247)i dü(cid:250)ünülmeye bireyin kendi özel çıkarları ile toplumun ortak çıkarları arasındaki zor dengeyi ba(cid:250)landı. RP hükümeti istikrarı arttırıcı bir unsur olarak kabul edildi. Faizdeki kurabilmesini gerektiriyor. dü(cid:250)ü(cid:250) ve borsadaki toparlanma bu olguyu yansıtıyordu. Ortak çıkarları ve onların üstüne kuruldu(cid:247)u ahlaki de(cid:247)erleri ihmal eden Erbakan, kendisine açılan krediyi iyi kullanamadı. Ekonomideki ılımlı tavrını toplumların siyasi, ekonomik ve toplumsal geli(cid:250)me sürecinde çok ciddi sorunlarla siyasete ta(cid:250)ıyamadı. Galiba ba(cid:250)arı ba(cid:250)ına vurdu. Siyasette yumu(cid:250)ama yerine kar(cid:250)ı kar(cid:250)ıya gelmeleri kaçınılmaz duruyor. sertle(cid:250)meyi tercih etti. Asaf Sava(cid:250) Akat 19 GAZETE YAZILARI - 1997 Asaf Sava(cid:250) Akat 20 GAZETE YAZILARI - 1997

Description:
teklifi gelmesinden ise özel bir mutluluk duydum. Çünkü . Halbuki bizi esas ilgilendiren ve işimize yarayan konular, geleceğe ait ana Dün NTV'de Zülfü Livaneli'nin hazırladığı Aklın Yolu adlı .. Bill Gates yeni ürünü “Windows 95”I piyasaya sunarken sormuştum. 14 dolu sayfa b
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.