Tarihte Akıl - Hegel Tarihte Akıl, İdealist felsefeyi sona erdiren ünlü Alman filozofu Hegel'in, bugünkü tarih yazımına da damgasını vurmuş, tarih felsefesi ya da kendi deyimiyle, felsefi dünya-tarihi konusundaki görüşlerini içeren temel bir kitap. Bu zorlu metni değerli felsefecimiz Önay Sözer'in özenli çevirisiyle sunuyoruz. G. W. F. HEGEL TARİHTE AKIL Kabalcı Yayınevi G. W. F. HEGEL TARİHTE AKIL Türkçesi: Önay Sözer KABALCI YAYINEVİ 5-4 Felsefe Dizisi 15 TARİHTE AKIL G.W. F. Hegel Özgün Adı: Die Vernunft in der Geschichte Bu çevirinin tüm yayın haklan Kabalcı Yayınevi'ne aittir. Birinci Basım: Ara Yayıncılık, İstanbul Ağustos 1991 İkinci Basım: Ara Yayıncılık, İstanbul Aralık 1991 Üçüncü Basım: © Kabalcı Yayınevi, İstanbul 1995 ISBN 975 - 7942 - 15 - 4 Yayın Yönetmeni: Vedat Çorlu Dizgi: Beyhan Ajans Düzelti: Füsun Kayra Baskı: Yaylacık Matbaası Cilt: Aziz-Kan Müceliithanesi KABALCI YAYINEVİ Himaye-i Etfal Sok. No: 8- B Cağaloğlu 34410 İSTANBUL Tel: (0212) 526 85 86 - 522 63 05 Fax: (0212) 526 84 95 İçindekiler Tarihte Akıl - Hegel ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ BİRİNCİ TASLAK (1822 ve 1828) -TARİH YAZIMININ ÇEŞİTLERİ İKİNCİ TASLAK (1830) - FELSEFİ DÜNYA-TARİHİ A. (Felsefi Dünya-Tarihinin Genel Kavramı) B. Tin'in Tarihte Gerçekleşmesi a. Tinin Belirlenimi b. Gerçekleşme Araçları c) Gerçekleşme Malzemesi d) Tinin Gerçekliği C. Dünya-Tarihinin Gidişi a) Gelişme İlkesi b) Tarihin Başlangıcı c) Gelişme Çizgisi 1826/27 Kış Semestresinden Eklemeler [S. 30] NOTLAR ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ Bu kitap G. W. F. Hegel'in Berlin'de 1822/23 kış semestresinden başlayarak 1831'e kadar dört kez yinelediği ve her kezinde yeni malzeme ile zenginleştirdiği ders notlarından oluşmaktadır. Çeviri, G. W. F. Hegel'in Tarihte Âkil (Die Vernunft in der Geschichte) metninin Johannes Hoffmeister tarafından yayımlanan (Hamburg, 1955) baskısına dayanılarak yapılmıştır. Hoffmeister'in baskısı, o zamana kadarki baskıların dördüncüsüdür. Daha öncekiler, şu yayımcılar tarafından gerçekleştirilmişti: Eduard Gans (1837), Karl Hegel (1840), Georg Lasson (1917, 1920 ve 1930 tarihlerinde üç kez). Bu baskılar içinde ilkin Geoıg Lasson'unki, Hegel'in öğrencilerinin çok sayıdaki ders notlarının özgün asıl metin ile birleştirilmesini sağlamıştır. J. Hoffmeister baskısı ise bütün bu metinlere daha çok birlik vermeyi amaçlamıştır. Rhein-Westfalien Bilimler Akademisi'nce yayımlanan Hegel'in Toplu yapıtları (Gesammelte Werke) çerçevesinde yeni ve beşinci bir baskı hâlen hazırlanmaktadır. Ana metindeki dünya-tarihinin coğrafya koşulları ve bölümlenmesi ile ilgili "Ek"i çeşitli nedenlerle çevirimizin içine alamadık. (Hegel'in tarih felsefesinin anlaşılması için asıl kuramsal ağırlıklı bölümleri şimdilik yeterli buluyoruz). Hoffmeister'in öğrenci ders notlarını bölümlemede Lasson'dan ayrılarak, kullandığı köşeli ayraçları bir yana bıraktık. Bu arada çeviri bir metne hiçbir şey katmayan yineleme niteliğindeki bazı dipnotlarını dışarda bırakarak kısaltmalara gittik ve dipnotlarının kime ait olduğunu belirttik (ayrıca belirtilmeyenler doğrudan Hegel'e aittir). Doğrudan Hegel'in kaleminden çıkan bölümlerin başına bir ■ imi, öğrenci ders notlarının başına ise bir ▲ imi konulmuştur. Bu çevirinin bazı bölümleri daha önce çeşitli yerlerde yayımlanmıştı (Mete Tuncay: Batıda Siyasal Düşünceler Tarihi. Seçilmiş Yazılar III. Yakın Çağ. Ankara Üni. SBF Yay. No. 289, s. 5-21; Macit gökberk: Felsefenin Evrimi. MEB. Ankara: 1979, s. 359-380; Artila Tokatlı: Çağdaş Dialektiğin Kaynağı Hegel. YAZKO. İstanbul: 1981, s. 101-123). Burada bu bölümler yeniden gözden geçirilmiş ve salt anlatıma açıklık vermek kaygısıyla düzeltilmiştir. Okuyucunun elinde bulunan bu üçüncü basımdan, çevirmenin ikinci basımda yeralan Tarih ve Bilinçaltı başlıklı yazısı çıkarılmıştır. Bundan amaç, birinci basımda olduğu gibi okuyucuyu her türlü yorumun ötesinde Hegel'in metniyle başbaşa bırakmaktır. Önay Sözer, Aralık 1994 BİRİNCİ TASLAK (1822 ve 1828) -TARİH YAZIMININ ÇEŞİTLERİ ■ 31.X.1822'de başlandı; 30.X.1828'de tekrar edildi. Baylar! Bu derslerin konusu felsefi dünya-tarihidir. Gene dünya- tarihinin kendisini izleyeceğiz; konumuz tarihten çekip çıkaracağımız ve içeriğine örnekler gösterebileceğimiz genel düşünceler değil, dünya-tarihinin kendisinin içeriğidir. Buna temel olacak bir ders kitabı gösteremiyorum; - ayrıca benim "Hukuk Felsefesinin İlkeleri"inde §341 den §360'a (son) kadar bu türlü bir dünya-tarihinin daha kesin kavramını, ele alınışında göz önünde bulundurulması gereken ilkeler -ve dönemlerle birlikte vermiştim. En azından oraya bakarak söz konusu olacak öğeleri soyut olarak ortaya çıktıkları biçimleriyle tanıyabilirsiniz. felsefi dünya-tarihimize felsefi bir dünya-tarihinin ne olduğu konusunda sizde önceden (genel, belirli) bir tasarım oluşturacak biçimde bir giriş yapmak istiyorum. Bu amaçla ilkin tarihin başka türlü sunuluş ve inceleniş tarzlarını ele alıp betimleyecek ve birbiriyle karşılaştıracağım. Üç tarih yazımı tarzını birbirinden ayırdediyorum: a)Kaynaktan tarih, b)Düşüngenen (reflektierte) tarih, c) felsefi tarih. a) Hemen ad anarak örnek verecek olursam, birincisiyle örneğin Herodot, Thukydides ve benzerlerini söylemek istiyorum, yani betimledikleri eylemleri, verileri ve durumları kendileri yaşamış, onların içinde yaşamlarını sonuna kadar sürdürmüş, kendi varlıklarıyla bu verilerin ve onların tininin bir parçası olmuş, bu eylemler ve veriler üzerine bir bildiri kaleme almış, şimdiye değin salt olmuş bitmiş ve dışsal olarak kalmış şeyleri tinsel tasarımın alanına yerleştirmiş ve bu alan adına işlemiş, böylece ilkin iç ve dış duyu için düpedüz varolan bir tasarımı, zihinsel herhangi birşeyi dönüşüme uğratmış tarih yazarlarını göz önünde bulunduruyorum. Şair de örneğin kendi duyumunda bulduğu malzemeyi duyusal tasarımı meydana getirmek üzere böyle işler. Bu tarih yazarlarında gerçi başkalarının öyküleri, bildikleri de kendi yazdıkları tarihin bir parçasını oluşturur, ama bunlar dağınık, az, rastlantısal öznel malzemeden başka birşey değildir. Nasıl kendi dilini bir yapı taşı gibi kullanmasına, edindiği bilgilere de çok şey borçlu olmasına karşın yine de asıl yapıt şaire aitse, tıpkı bunun gibi bu tür tarih yazan da gerçekte çoktan olmuş bitmiş, öznel, raslantısal anılara karışmış ve yalnızca, unutmaya yargılı bellekte saklanmış şeylerden bir bütün yaratır, onları Mnemosye'nin tapınağına yerleştirerek ölümsüzleştirir . Böyle tarih yazarları 2 geçmişi yerinden alıp başka bir yere dikerler, —içinde büyüdüğü geçici topraktan alıp daha iyi, daha yüksek bir alana eker, onu (ölmüşlerin) sonrasızlığa kavuşmuş ruhların ülkesine aktarırlar. Bunlar öyle ruhlardır ki. eskilerin Elysium için dedikleri gibi, yaşamlarında bir kez kahramanca yapmış oldukları şey neyse onu şimdi öncesiz—sonrasız olarak yapmaktadırlar.
Description: