54 Kurgu Dergisi S: 15,54-68,1998 szsstz ALMAN SiNEMASI-II Doc, Dr.Nadi KAFALI* OZET Cahsma, Kurgu Dergisi'nin 14. sayismda yaymlanan "Sessiz Alman Sinemas;"makalesinin ikinci bolumiimi icerrnektedir. Cahsmarun bu bolumiinde yine Sessiz Alman Sinemasr'nm sinema tarihi icindeki yeri ve onemi arastmlmaktadir. Ozellikle W. Murnau'nun kamerayi studyodan sokaga tasimasi, K.Freund ile goruntu yonetmenliginin ortaya l;lkl~l, Freudyen etkilere sahip olan "Sokak Filmleri" ve W. Pabst ile Ekspresyonist akimm etkisinde kalan Fantazi filmleri ustasi olan Fritz Lang fizerinde durulmakta, bu isimlerin Sessiz Alman Sinernasr'na katkrlan tarunsilmaktadir. FRIEDRICH WILHELM MURNAU VE <">ZGUR KAMERA: Alman sinemasmda 1920'lerin ortalanna dogru, gfinluk ya~am ve glinluk ya~aml iceren konularla ilgili olarak cok sayida film yapildi, Savas srrasi ve savas sonrasi toplumsal ve ekonomik sarsinularm <;okuntuye ugrattlgl alt ve orta smifm ya~adlglzor kosullari, onlann ic dimyalarnu ve saplanularmi anlatan filmlerin <;ogu Kammerspiel -oda tiyatrosu- teknigi ile cekiliyordu, UFA'mn ressam ve grafikcilerine bu kez yoksul insanlann yasadrklari odalar, kenar mahalleler, los ve bozuk sokaklann dizayn edilmesi ve olusturulmasi isi kalrrusu. Bu filmlerin yapilarmda psikolojik boyut aglr bastigmdan, umutsuz ve caresiz insanlarm dunyalari son derecede ic kararuci ve aglr bir hava tasiyor, disavururncu aydmlatmamn isrk ve golgeleri bu ortamm yaraulrnasma onemli ol<;ude katkrda bulunuyordu. Duygularm, caprasik ic dimyalartrun labirentlerinin sergilenebilmesi icin kamera yeniden bir degerlendirme suzgecinden ge<;iriliyorve her seferinde yeni yontemler bulunuyordu. * Anadolu Oniversitesi, Iletisim Bilimleri Fakiiltesi 55 Almanya'da 1925 yilmda "Yeni Nesnelcilik" (Neue Sachlichkeit) admda genis bir sergi diizenlenmisti. Yeni gercekcilikte bu anlamda yeni bir egilimi tarnmlamaktaydr. Olaylann gercekci, toplumsal acirnlamasmdan yola cikarak, iitopyalardan ve siirsellikten uzak kalmaya cahsan, olabildigince acik ve tutarh olmaya cahsan, bireysel olmaktan cok kolIektife yonelen bir egilimdi bu. Olaylara iliskin, olaylan yan yana veren bir gezetenin nesnelligini ~agm~tlranbu yeni yaklasim kisa siirede Alman sinemacilanru yogun bir bicimde etkilemeye basladi. Boylece, stiidyo iciude gerceklestirilen dramalann, olurncul fantazilerin, dag filmlerinin, operetlerin, ucuz giildiiriilerin arasmda bunlardan daha az popiiler olan ve siradan insanlann yasamlanyla ilgili olan filmlerde bu film tiirlerinin arasma kanlrms oldu. Senarist ve yonetmenler bunahmh insanlann maddi ve manevi durumlanm a~lga vuracak olan konulann pesindeydiler. Kendi icine cekilmis olan bireyin drarmm, kameranm kullamrn olanaklanm zenginlestirerek isleyen yorietmenlerin basmda da Friedrich Wilhelm Murnau gelmektedir. Sanat ve edebiyat tarihi okumus olan Murnau, daha once de soziinll ettigirniz ve Almanya'mn en biiyiik sinema sanatcilanrnn yeti~tigiyer olan Reinhardm yanmda yetiserek, onun yanmda uzunca bir sure oyuncu olarak cahsmis ve yonetmen yardrmcihgr yaprmsn. Savastan sonra film yorietmenligi yapmaya basladi. Ancak bugiin, Murnau'nun ilk yillarda yapmaya basladigr filmlerin biiyiik bir ~ogunlugu kayipnr, yine de elde kalmis olan filmlerinden, onun dis mekan cekimleriyle ic mekan cekirnlerini ustahkla birlestirdigini, siradan ve birbirleriyle dogrudan iliskisi bulunmayan dogal manzaralan, izleyicinin belleginde biitiinleyecek sekilde goruntuledigi ve daha 0 zamandan Murnau'nun kamerayi ozgurce kullanma egiliminde olan bir yonetmen oldugu anlasilabilmektedir. Murnau ilk cikrsmi sonralan adirn Alman Sinemasmda sik sik duyuracak olan Drakula adh bir romandan uyarlama olan Nosferatu'yla (Nosferatu, Eine Symphonie des Graunes 1922) gerceklestirildi. 0 da, gununun gozde temasmi, dunyayi tehdit eden bir diktatorle kurbanlanm islernisti. Dis mekan cekimleri, film kandirmacalari ve etkileyici goriintiileriyle iirpertici bir ortami yansitan film, biiyiik destegi oykiinun giinliik ya~am ortarrunda sergilenmesinden almaktaydr. Negatif goriintiilerin ve tek karelik cekimlerin kullarulmasiyla, dogalla dogaustu diinyalar arasmdaki aynm sinema aracihgryla anlaulrmsu. Murnau'ya 56 dunya sinemasmdaki yerini bu gizemli ve dehset verici film kazandirdi. Murnau'nun bundan sonraki filmi olan Son Kahkaha ise hem kendisinin hem de Alman Sinemasmm basyaprtlarmdan birisi sayilmaktadir. Murnau'nun uzun bir sure bir arada <;ah~tlgl Carl Mayer, bireysel hirs ve inanclarirn sergilemek istedikleri bu filmlerinde, filmin cekirnlerine basladiklarmda, kameranm yalrnzca dis dunyarun nesnel aynntilan gosterme yetkisini sahip olan bir arac aym zamanda da gizli bir goz gibi karakterin duygu ve tepkilerini de yazimlamasmr istediler ve Son Kahkaha filmi dorieminin kamera kullamrm acismdan en ilginc orneklerinden birisi oldu. Filmin konusu ozguvenini ve kendisine sayglsml tumuyle yaptigr ise, ozellikle de uniformasina dayamis olan yash bir otel kapicismm, gorevini yitirmesiyle hem kendinin hem de cevresinin gozunde nasil itibar yitirdigini ve bu durumda yash otel kapicisirun ne nirden tepkiler gosterdigini anlatmaktadir. Yash adamm dunyasr, siirekli olarak bir devinim icinde olan otelle, bu pirilnh ortama tumuyle ZIt bir durum yaratan alt/orta simfin yasadigr, ucuz karanhk apartmanlar ve avlulardan olusmaktadir, Otel kapicismm uniformasma komsulanrnn gosterdikleri iirkek saygl, mistik bir parlakhkla sembolize edilen otoriteye duyduklan saygidir. Yash kapici aglr bir sandigi tasirken sendeleyince felaket kendisini gosterir. Otelin muduru sendeleme olayiru gormu~ ve yash kapiciyi otelin tuvaletlerine bakma isiyle gorevlendirrnistir. Bu durum yash kapici icin yapay ve bencil kendine ozguvenin <;oku~udur. Varhgrru uniformasryla ozlestiren vash adam, onu cikarmak zorunda kahnca ezilir ve kiiculur. Kornsularmdan yeni durumuna uygun bir kucumseme ve asagilama duyacagi kuskusuzdur. Yash adamm konumunu degistirmesinden onceki iistten bakan, simdi cevresindekilerin benimsediginin aymsl olan eski kauhgiyla boyle bir acimasizhga layiktir. Ancak bu cirkirrlikleri yaratan ~ey, toplumsal kosullarm aglr baskismdan kaynaklanmaktadrr. Film, ahlaki sistemdeki karrnasayi, yikilan insani degerlerin ashnda korunmasi gereken insani degerler oldugunu izleyiciye iletmektedir. Film aym zamanda otoritenin temelden birbirine zit iki ortami nasil butunlestirdigini de izleyiciye gostermektedir. Filmin tum akisi boyunca unlu kameraman ve Gonintu Yorretmeni Karl Freund'un da katkisryla, kamera 0 giine degin bilinmeyen ya da henuz farkedilip bicimlendirilmernis bircok yeni islevi yuklenrnis, degisik acilan, hareketi, gorsel efektleryardimryla karakterin dunyayi algrlayrsim, ruhunun 57 dengesizliklerini ve sarsmtilarnu basanyla sergilernistir. Filmin baslangic sahnesinde, camh bir asansorle asagrya inen kamera, koridorlar ve lobi boyunca otelin icinden ge<;:er, doner kapidan gecerek durur, ve bir sfirede disarrda yagan yagmur altmda kacisan insanlan goriintiiler. Daha sonra yash adamm yerine gecmiscesine apartman aralannda ve avlularda yiiriir ve komsularm selamlarmi ahr. Bazr insanlan itiyorrnuscasma ileriye kayarken bazen de onlardan kaciyormuscasma geriye kayar. Filmin tumfi stiidyo icinde gerceklestirildiginden otel, avlular ve hersey dekorlarla elde edilmis, ince ve ayrmuh bir bicimde cok giizel aydmlanlrrnsur. Filmin en biiyiik ozelligi de hie kuskusuzdur ki, hie arayazi kullamlmamasmdan kaynaklanmaktadu. Alman sinemacrlarrrun sinemanm sinema oldugu giinden bu yana en yatkm olduklan ~ey hie kuskusuzdur ki, goriintii ve aynnlatmaya son derecede hakim olmalanndan kaynaklanmaktadrr. Iste sahip olduklan bu iistiinleyici egilimin en basanli orneklerinden birisi de hie kuskusuz ki Son Kahkaha filmidir. Oykunun orgiisii,olaylar son derecede secik olarak anlauldrgmdan sessiz olan bu filmin anlasilamama gibi bir problemi olmarrustir. Karakterin toplumsal statusunun yiiksek oldugu sirada, onu betimleyen goriintiiler hep hafif alt acidan yaprlmisken, toplumsal konumunu yitirmesiyle birlikte hafif ust acih cekimler daha net ve daha cok sikhkla kullamlmis: yine hafif alt acih cekimlerle, kahramanm otel duvarlan altmda manevi olarak ezildigi duyumu verilmeye cahsrlrmstrr. Yash adamm sarhoslugu, omuzda tasman bir kameranm sarsmtrsryla verilirken, yaslanan gozleri, izleyiciye goriintiiniin seciksizlestirilmesi yoluyla verilmeye cahsrlrmsnr. Burada ozellikle belirtilmesi gereken sey, kamerarun kullarummdan dogan radikal yeniliklerin yerli yerinde kullanlan gii<;:lii goriintiilerdir. Aydmlatmanm da destegiyle cekimlerin anlarm iyice vurgulamrken otel kapicrsi rolunu oynayan Emil Jannings kendisinden emin adirnlarla aglr agIr yiiriir, davramslan son derecede soylu ve etkileyicidir. Uniformasllli ve onurunu yitirdikten sonra ise, bukulrnus govdesi ve hantal tavrrIarryla yeniden yash bir adam oluverrnistir.Jannings'in bu filmin cekimleri sirasmdaen biiyiik yardrmcisi hie kuskusuzdur ki kameranm kullarumi olrnustur. Sabit ayaklanndan kurtulan kameranin, sahnenin icinde dolasmasi ve elde ettigi acilarm mizansenin bir ogesi olarak degerlendirilmesi, daha sonralan Max Ophuls, Orson Welles ve Kenji Mizogochi gibi ustalarca daha da ileriye gotiiriilerek cok daha yeni anlamlann yuklenebilmesini saglamis olacaktir. 58 Son Kahkaha filminin finali de 0 gunun sinema begenilerine gore ilginctir: film bir soru sorar. Zaten filmin ilk ve son ara yazlsl burada kullanrlrrustrr ve bundan sonrasmm bir masal olabilecegi bildirilir seyirciye. Yash adam bir sure sonra buyuk bir servetin sahibi olacak, piyangodan kazandigr bu serveti ihtiyaci olanlara dagitacak, ya§ammm sonuna kadar da luks bir otelde yasayabilecek bir konuma gelecektir. Murnau, Son Kahkaha'nm Amerikada uyandirdigr buyuk hayranligm sonunda 1927yihnda Fox Sirketi tarafmdan Hollywood'a davet edildi. Murnau Amerika'ya gitmeden once Almanya'da iki film daha yapn. Bunlar, Tartuffe (1925) ve Faust'tur. Tartuffe,Mayer'in senaryosunun giiciinde ve etkisinde dogal olarak da disavurumcu etkiler tasiyan, film icinde film kullamlmis, aym zamanda da gorsellik acismdan mukemmele ulasmis bir filmdi. Faust'ta ise, dunyamn fethi dusunun anlarm irdelenmeye cahsihyor, Murnau ve Mayer ikilisi Goethe'nin bu cok unlii siirini isik, duman ve suyla gorselle§tirmeye cahsiyorlardi. Son Kahkaha filmine oranla sozunu ettigirniz bu son iki filmde biraz daha hareketsizlesen kamera Faust'ta ucan bir hahyla gokyiizunde dolasan kamera, Mephistopheles ve Faust'u bir uzay gemisindeymis gibi izlernektedir. Filmin bazi sahneleri insanlann cektikleri aclik ve sefaleti sergilerken izleyicilerini orta <;agdan 1920'lere tasryor, ve "sokak filmleri" kadar da etkili olabiliyordu. Amerika'ya gittikten sonraki ilk filmini sessiz olarak ceken Murnau Cundogumu (1925) filmi ile Amerikan sinema seyircisinden yiiceltici ovguler aldi. Alman geleneklerine de belli bir oranda bagh kalarak Hollywood geleneklerini de film anlatirm icinde hos bir bicimde bagdasurmayr basaran Murnau bu filminde akici ve uzun kamera hareketlerini izleyicilerin son derecede begenisini iizerinde toplayacak sekilde gerceklestirdi. Ancak Murnau, daha sonralan bazi orremli sorunlarla karsilasn. Yapng; filmlerden buyuk <;ogunlugunun beklenilen hasrlati karsihyamamasi, studyo patronlannm bu durum iizerine cekimler srrasmda Murnau'ya karismaya baslamalan unlii yonetmeni rahatsiz etti. Nitekim Cundogumu (Sunrise) filmine Amerikan usulii bir son eklenerek, Hollywood'un henuz yazih olmayan ahlaki kodu yerine getirilmisti. Murnau daha sonralan Flaherty ile ortak olarak Guney Denizlerinde ya§ayan adahlarla ilgili Tabu isminde bir film cahsmasma basladilarsa da, bu iki yonetmen de filmsel yaklasimlarr ve yonternleri acisiridan uyusamadiklarrndan filmin geriye kalamm Murnau tek basma surdurdu. Tabu (1931) adahlann fiziksel cevreleriyle degil, kendi iclerindeki ve 59 birbirleriyle olan iliskilerindeki psikolojik causmalarla ilgilenmekteydi. Murnau kendi filminin kazandigr basarryi goremeden ugradlgl bir trafik kazasiyla yasarnuu yitirdi. "SOKAK FiLMLERi" VE FREUDYEN ETKiLERi: GEORG WILHELM PABST Tum yoksullugu icinde ya~amaya cahsan, srradan insanlara karsi sernpatiyi nesnel olmaya cahsarak sergileyen 1920'li yrllarm Alman Filmlerine 'Sokak Filmleri' adi verildigini daha once islernistik, Bu gruba giren filmlerin ortak ozellikleri: yeni nesnelci bir tavirla, sosyo-politik ortamm sosyolojik incelemelerini icerrneleri ve alt tabakalann yasadig, 'sokaklarda olusmus olaylan icermeleridir. Bu filmlerin cogunun admda da bir sokak sozcugu yer alir. Rahat sokak, Huzun sokagi, Asfalt sokak gibi... Bu filmlerde sokak, cesitli smiflardan her turden insam ve eylerni bir araya getircn mekansal bir ogedir. Ancak dis diinyarun studyolarda yaraulrms olmasi "nesnelci" ve "gercekci" tammlamalanyla belirli oranda celiski de tasirnaktadir. Dekorlar ve aydmlatma ile hem gorunii~ hem de duygusal olarak bir gerceklik yaratma giri~imi kolayca sonuca ulasilabilecek birsey degildir. Ayrmtilarm gercekligi -vitrinler, isikh yazilar, tabelalar, otornobiller- kendi baslarma devingen bir kalabahgi, kalabahklar icindeki yalmz bireyin psikolojik boyutlanyla sergilenmesini, neseli ya da karamsar bir etki yaratmasmi saglayamaz. Alman yonetmenleri bu sorunun bilincinde olarak, filmlerine aynca disavurumcu bir eda da katarak 1920'lerin Almanya'sinda yasanan ekonomik ve ruhsal ~okiintiiyii,tum bunlara bir tepki olarak ta bireyin ice donusunu ve Otorniteryenizrne kayisuun nedenlerini sergilemeye cahsnlar, Bu nitelikteki filmlere damgasun vuran en onernli yonetmenlerden 1920'lerde disavurumculuktan uzaklasarak karamsar bir gercekllk egilimine saplanan ve bu arada da insan psikolojisi uzeriride deriri bilgisini sergileyen Alman Sinemasr'run en oriemli yonetmeuler'inden Georg Wilhelm Pabst'tir, Pabst'tan once filmlerde ilk kez "sokak" admm kullanrldigi Karl Crune'nin tipik filmi olan Sokak'a kisaca da olsa deginmek gerekiyor. Bu filmde kendi evinin guvenlik ve konforundan sikilan orta yash bir adarmn kanunsuz, derietimsiz kentte maceraya aulmasi ve bir dizi dehset ve acr 60 verici olayi yasadiktan sonra artik huzfmlu ama bircok yeni seyi ogrenmi~ ve akillanrrns olarak karisma donmesi anlanlmaktadir. Filmin kahramani barrs ve huzur demek olan eski ve duzenli monoton ya~amma mutesekkirdir. Anlasildtgr gibi, bu filmde bir yandan sokaklann gercek ve tehlikeli yiizleri gosterilirken, bir yandan da, insanlara ahsilmis duzenlerini bozmalan halinde baslarma gelebilecek tehlikelerin neler olabilecegi anlatilmaktadir. Boylece onlara, adete kendi "kabuk'Tanrnn en iyisi oldugu soylerimektedir. Ancak Pabst'in filmleri daha farkh ternalan islemektedir. 1885'te Viyana'da dogan Pabst 1905'lerde tiyatro oyunculuguna basladr. Bir sure Amerika'da Almanca oyunlar sergiledikten sonra 1921 ynlmda Berlin'de filmlerde oyunculuk, yonetmen yardimcihgr ve senaryo yazarhgi yapu, Bir sure sonra da yonetmen oldu ve Hazine (Del' Schatz 1923) filmini yapu. ilk filmi olan Hazine'de Yorgun Oliim'le Golem'i amrnsatan bir konu isliyor, buyuk dekorlar onunde, disavurumcu bir aydmlatmayla, can ustasmm ciragmm, ustanm kizma ulasabilmek icin val' olduguna inandigi efsanevi alunlan arayt~lmanlanyordu, AsI1 filmsel egilimlerini sergilememe olanagmi Pabst 1925 yihnda buldu. Filminin adi Huzfm Sokagi (Die Freudlose Gasse) idi. Bu film diinya capindaki ununu bir olcude de olsa Asta Nielsen'le, Greta Garbo ve Werner Krauss gibi oyunculara borclu olsa da enflasyonla kivranan Viyana'nm gercekci oykuslinu oldukca sert ve etkili bir bicimde anlatmaktadir. Huzun Sokagr'nda ahlaki degerlerin ge<;:irdigi cokuntii ve ekonomik kaos, tek bir sokagin sakinlerinin birbirine kenetlenmis yasarnlan aracrhgr ile ortaya konur. Bu sokakta <;:arplCl celiskiler ve zithklar vardir. Tika basa yemek yemeyle achk, zenginlikle yoksulluk, geleneksel aile degerleriyle fahiselik biraradadir. Sokakta yoksul dusmiis bir profosorle kizr, bir amerikah kizilhac gorevlisi, tum sokaga hukmeden bir kasap ve yoksul bir gen<;: kadm yasamaktadrr. Sokakta luks bir gece klubfryle, randevuevi de bu sembolik dimyayi tamamlar. Kasap diikkarunin onunde, bedava ya da cok ucuza et almak icin olusan kuyruklar uzaytp gider. Filmin iki kadm karakterinin onunde iki secenek bulunmaktadir; ya kuyrukta bekleyecekler ya da kendilerini satacaklardir. Bu kadmlardan birisi son ana kadar direnmeyi ycglerken digeri ikinci yolu secer. ikinci kadm katil olur birincisi ise bu sondan kil paYIkurtulur. 61 Baska filmlerde de daha once benzer konular islenrnis olmasma karsm Hiiziin Sokagr'mn ozelligi,bu karamsar ortarm uygun kamera acilari ve en dogru kamera hareketleriyle izleyiciye sunabilmis olmasmdadir. Filmde romantizm YIkI1ml§, achk ve tutku en yahn ve siddetli bicimi ile ve etkileyici olarak sergilenmistir. Pabst kamerasmi, cesitli secenekler arasmdan sahnenin ya da filmin genel atmosferine uygun ve en can alici yerine yerlestirmis; konuyla kamera arasmdaki iliskiyi belirleyen psikolojik ogeleri goz onune alarak kamera acilarrru ve kamera olceklerini saptarmsti. Boylece yonetmen olarak, izleyicisine, sahneye, karakterlere ve bilincsiz eylemlere yonelik bir egilim, bir tavir yaratmayi basarrmsti. Ornegin kasap hep yanmda bir coban kopegiyle birlikte ve biraz alt aciyla cekilmis; esyalarirn rehine vermek zorunda kalrms olan profesor ise bosalmis evinde cevresindeki bosluk kolayca kavranabilecek sekilde ve hep bir boy cekimiyle iist acidan cekilmis, boylelikle de kasabm alt acidan cekilmis cekimleriyle gorsel bir gii<;liiliik durumu yarauhrken, profesorun iist acih cekimlcriyle de gli<;siizliik ve ezilmisligin gorsel etkisi e1de edilmekteydi. Karaborsaciligm merkezi haline gelmis olan gece kliibii sahnelerinde ise <;ogunlukla kamera yakm cekim olcekleri ve bel cekim olcekleri aracihgr ile etkili goriintiiler elde etmis, bakis noktalan eylemin manugrna bagh olarak secilrnisti. Kamera cevrinme ve kaydirrnalarla sokak boyunca ve arahklarda ilerleyerek cevreyi tammhyor ve ortaya cikaracak sekilde hareket ediyordu. Filmin kurgusu hareketten harekete kesme teknigine uygun olarak yapilmisu. Boylece bir hareketin ortasmdan diger bir harekete kesmeyle geciliyor ve boylece, bir kol, bir ayak, dogrulan bir govde, acilan bir kapi kurgu araciligryla bir dinamizm ve ritm kazamyordu. Ancak film bir yandan bu teknigin etkisiyle, diger yandan film dagiucilarmm kaprisleriyle ve gosterildigi baska ulkelerdeki sansur mekanizmalanmn da katkisryla haylice degismis oldugundan haylice sicramah boliimler icerrnektedir. Pabst Hiiziin Sokagi filmini bitirdikten sonra damsman olarak Freud'un iki asistamm yanma yonetmen yardrmcrsi olarak alarak psiko analitik yontemlerle dramatizasyon yapmaya yoneldi. Ruhun Gizleri'nde (Geheimnisse einer Seele, 1926) niyalannda kansmi bicakla oldiirdiigiinii goren yash ve iktidarsiz bir bilim adamim konu olarak ele alan Pabst, adamm bir ruh hekimine basvurusunu, birkac psikoanaliz seansiyla tedavi edilisini, bugiin artrk cocuksu goriinse bile, 0 giinlerde cok ciddiye ahnan daha da onemlisi ilk kez psikiyatrinin sinemada degerlendirili§i 62 goruntulenmis oluyordu. Pabst Ruhun Gizleri filminde bilincalunm karanhkta kalrms yonlerini, ue;:lu bindirmelerle goruntulemis, ahsilmis anlatim baskilarmdan kurtularak daha ozgun ve oykudeki ayrmtilan dislayan bir kurgu yontemini uygulamayi yeglemi§tir. Pabst 1928 yilmda bitirdigiJeanne Ney'in Askr'nda (Die Liebe Del' Jeanne Ney) eski gercekci tavnna donerek, Amerikan filmlerinin melodram kahplaruu UFA tarafmdan kabul edilmeye baslandrgi bir doriemde yine kendi anlaumsal ozelliklerini sergilemisti, Bir roman uyarlamasi olan filmde, ic savas sonrasi Rusya'smin harap olrnus kentleri ve ISSIZ ovalanndan, 1920'ler Fransa'sirun luks otomobilleri, apartman bloklan ve huzurlu kirsal yoreleri arasmdaki zithklardan yogun olarak yararlamhr. Bu zrthk filmdeki iki onemli gorsel ogeyle simgelenir. Kirrlan ayna ve devasa bir kasa. Sovyetler Birliginde Narsizmin kmlmasi, toplumcu anlayism yerlestigini: kasarun soyulmasi ise Fransiz burjuvalannm acgozluluklerinin simgelenmesi gibidir. Ancak Pabst, Fransiz konforuna karst sempatisini vurguladigmdan bu filmin metaforik butimlugu oldukca onemli olcude sarsilmaktadir. Pabst, artik bu filmiyle kamera kullanirmru ve kurgu yontemlerini kullanmaktaki iistunlugumi daha da arurdi. Aruk huzun, sevinc, bunahm, kaygi, korku, mutluluk gibi duygular kamera hareketleriyle yansrnlrnaktaydi. Nesneler, kamera onlara yaklasip cevrelerinden yahuldiklarmda onem kazamyor, aksi taktirde karakterleri cevreleyen dekorun bir pare;:asl olarak kahyorlardi. Ornegin filmin acihs sahnesinde kamera, erkek kahramanm ic sikici, sevimsiz odasmda bir arasnrrnaya girisir. Etrafa sacilrms giysiler, dolup tasmis kul tablalan, erotik resim ve heykelciklerlme izleyici filmde sunulan karakteri onu gormeden tarnrrns olur, Filmde dogal isik degerleri, cok duzgim cevrinmeler, kameranm her konumu ve ae;:ISI tumuyle filmin sahnelerinin atmosferini yaratmak amacma uygun olarak tasarlanmis ve duzenlenmistir, Bunlann secimi, goriintiilenen malzerne tarafmdan belirleniyordu. Jeanne Ney'in Askr'run en oriemli yonlerinden bir tanesi de hie kuskusuz ki cok buyiik basanyla gere;:ekle§tirilmi§ olan kurgusudur. Pabst, karakterlerle nesneler arasmdaki dengeyi filmini kisa cekimlerle insa ederek saglarmsn. Bu cekimlerden olusan sahne ve sekanslarda, kesmelerin harekete bagh olarak yapilmasi bu kesmelerin hie farkedilmemesini saglayarak filmin akisiru buyuk olcude kolaylastirryor ve etkiliyordu. Her cekirnin yeri ve uzunlugu oylesine kusursuz bir bicimde yerine oturtulmustur ki, sansure takilarak kesilen bir metre film dahi filmi onemli olcude sarsmtrya ugratabiliyordu. 0 zamana 63 degin henuz bir gelenek haline gelmi§ her kesmede kamerarun yeri degisiyor, hep bir karakterin ya da bir eylemin can alci noktasi bulunmaya calisihyordu. Bir kez daha belirtilmesi gerekirse bu sik yapilan kesmelerin yaratacagi sicramalar, dikkatin bir fiziksel harekete odaklanrnasryla giderilmisti, Yani, bir hareket bashyor, .sonraki cekimde kaldigr yerden devam ediyordu, Ya da baska bir hareketin benzeri bir anla birlesiyordu, Bu gorsel kopru, izleyicinin hareketi kesintisiz olarak izlemesini saghyordu. Pabst'm, Pandora'run Kutusu (Die Bfichse del' Pandora, 1928) ve Kimsesiz Bir Krzm Gunliigu ·(Das Tagebuch einer Verlorenen, 1929) filmleriyle Freudyen bir yaklasimla cinselligin, ozellikle kadmin cinselligi iizerine gittigini soylemek mumkundur. Ask ve paraya iliskin yaklasimmda, kadm kahramanlann kendilerini satmalarma ve bu nedenle istemedikleri erkeklerle birlikte olmak zorunda kahslarma her filmde yer veren Pabst, kadm karakterlerini c;ogu kez tuhafve adlandmlamayan bir nitelik vererek sunar. Dolayisiyla filmlerinde ozellikle yukanda andigrmiz iki filminde kadmlann tahrik edici dusunce ve eylemlerinin ardmda yatan motifleri disa vurma cabasi sezilmektedir. Kimsesiz Bir Kizm Gunlugu'nde Pabst, bu kez de bastan cikartilrms kimsesiz bir kizm oykusunu anlatmaktadir. Akrabalan tarafmdan bir islahevine gonderilen kiz burada iki yetkili tarafmdan siirekli olarak cesitli eziyetlere ugrar. Pabst, bu filminde Amerikah guzel bir oyuncu olan Lousie Brooks'un erotik guzelliginden de destek alarak onun modern yllZllllli, etrafta olc;lliu bicili, drsavurumcu geleneklere gore oyunlanm sergilemekle gorevli olan Alman oyuncularla birlikte zithk olusturacak bir bicirnde kullanrmsur. Politik alanlarda Pabst Reformist alana egilimli olmakla birlikte aym zamanda koktencilikten de kacmakta, Yeni Sovyet Sinernasr'na hayran olmakla birlikte, kendi filmlerinin anlamlariru da en az provakatifolacak sekilde duzenliyordu, Pabst, ilk sesli filmini 1930 yilmda cekti. Ban Cephesi (West Front, 1918) Bu filmde Pabst'm karnerasi aruk siperler arasmda surekli olarak dolasiyordu. Filmin sesli olmasi anlammda kameranm hareketinin biryiik olcude engellenrnis olmasina ragmen, siperlerde sikrsrms, toz duman icinde yolunu yitirrnis askerlerin kaydirrna hareketleriyle birlikte cekimleri, savasm anlarnsizhguu ve dehsetini yansitmada 0 yillarda son derece de etkili olmus bir filmdi. Bu film sinema tarihine ilk ciddi savas karsiti film olarak gec;ti.
Description: