ebook img

Sokrates'in Savunması - Platon PDF

64 Pages·2014·0.36 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Sokrates'in Savunması - Platon

Açıklamalar (1) Eski Hellen parası. (2) Dithyrambos şairi anlamında. (3) Jowett, burasını “En fazla bir drahmi giriş ücreti ile tiyatrolarda gösterildiğinigörmek” biçiminde çevirerek, Anaksagoras’ın düşünceleriyle alay edenAristophanes’e ve bu fikirleri alan Euripides’e gönderme yaptığını söylüyor; Croisetise, bu parçanın Atina’da sahnenin ön kısmı olan orkestrada yazma halinde esersatıldığının biricik kanıtı olduğunu belirtiyor. (4) Bugün komisyon dediğimiz kurullara benzeyen bir kurul. Birinci Bölüm I Atinalılar! Beni suçlayanların üzerinizdeki etkisini bilemiyorum; fakat sözleri okadar kandırıcıydı ki ben kendi adıma onları dinlerken az daha kim olduğumuunutuyordum. Böyle olmakla birlikte, inanın ki bir tek doğru söz bile söylemediler.Ancak, uydurdukları birçok yalan arasında, beni usta bir konuşmacı gibigöstererek sözlerimin güzelliğine kanmamak için sizi uyanık olmaya çağırmalarınaçok şaştım. Ağzımı açar açmaz hiç de güzel konuşan bir adam olmadığım ortayaçıkacak ve yalancılıkları kesinlikle anlaşılacak olduğu halde, bunu söylemek içininsan doğrusu çok utanmaz olmalı. Eğer onlar her doğru söyleyen adama “konuşmacı”diyorlarsa, diyeceğim yok. Bunu demek istiyorlarsa ben öyle olduğumu kabulederim; ama onların anladığından bambaşka anlamda. Herhalde, az önce dedediğim gibi, söylediklerinde doğru bir yan hemen hemen yoktur; ben ise size tümgerçeği söyleyeceğim. Ancak, Atinalılar, ben onlar gibi baştan başa parlak vegösterişli sözlerle bezenmiş hazır bir söylev yapacak değilim; Tanrı korusun!Hayır,şu anda iyi kötü dilim döndüğü kadar söyleyeceğim; çünkü bütün diyeceklerimindoğru olduğuna inanıyorum. İçinizde kimse benim doğrudan başka bir şeysöyleyeceğimi sanmasın. Toy delikanlılarımız gibi huzurunuzda birtakım süslücümlelerle konuşmak, benim yaşımdaki bir adama yakışmaz. Sizden yalnızca şunudileyeceğim; kendimi savunurken öteden beri alışık olduğum gibi konuştuğumu,agorada, sarraf tezgâhlarında ve benzeri yerlerde nasıl konuşuyorsam burada daöyle konuştuğumu görürseniz şaşmayın, o yüzden de sözümü kesmeyin. Çünküben yetmişimi aştığım halde ilk kez yargıç huzurunda bulunuyorum; bu yerin dilinetümüyle yabancıyım. Bunun için, bir yabancının ana diliyle kendi yurdunungeleneklerine göre konuşmasını nasıl doğal karşılarsanız beni de tıpkı bir yabancısayarak alışık olduğum gibi konuşmama izin verin. Bu dileğimi yersizbulmayacağınızı umarım. Söyleyiş iyi ya da kötü olmuş, bundan ne çıkar? Siz yalnızca benim doğru söyleyip söylemediğime bakın, asıl buna önem verin. Zaten yargıcınasıl üstünlüğü buradadır; nasıl ki konuşmacınınki de doğruyu söylemektir. II Atinalılar! Önce bana yöneltilmiş olan daha eski suçlamalara ve beni çok dahaeskiden beri suçlayanlara yanıt vermek isterim. Bundan sonra daha yenileriniyanıtlayacağım. Çünkü, Atinalılar, yıllardan beri haksız yere beni size karşı suçlayıpduran birçok kimse olmuştur. Anytos ile arkadaşları benim için daha az tehlikeliolmamakla birlikte, ben bunlardan daha çok korkarım. Evet, yargıçlarım, bunlardaha tehlikelidirler; çünkü bunlar birçoğunuzu ta çocukluğunuzdan beri yalanlarlakandırarak güya göklerde olup bitenlerle uğraşan, yerin altında neler geçtiğiniaraştıran, yanlışı doğru gibi göstermeyi beceren Sokrates adlı bir bilgin olduğunasizi inandırmışlardır. Beni suçlayanlar içinde en çok korktuklarım işte bu masalıyayanlardır; çünkü bunları dinleyenler, bu gibi konularla uğraşanlar tanrılara inanmaz sanıyorlar. İnanın, bu adamlar çoktur; eskiden beri beni bununla suçluyorlar. Üstelikbunları, çocukluğunuzda olsun, gençliğinizde olsun, daha çok etki altındakalabileceğiniz yaşlardayken, kulaklarınıza doldurmuşlardı. Hem bu suçlamalar,karşılarında kendilerini yanıtlayacak kimse yokken, benim arkamdan oluyordu.Bir komedya yazarını bir yana bırakırsak, ötekilerinin ne adını biliyorum, ne de sizesöyleyecek durumdayım, işin en korkunç yanı işte bu. Kıskançlıkları, kötülükleri yüzünden bazen ilkin kendilerini bile inandırmaya varacak kadar, sizi tüm suçlamalara inandıran bu adamlar, uğraşılması en güç olanlardır, çünkü bunları ne buraya getirmek ne de söylediklerini çürütmek olanaklıdır... Bu yüzden kendimi savunurken yalnızca gölgelerle çarpışmak, karşımda yanıt verecek biri olmadan savlarının yanlışlığını göstermek zorunda kalıyorum. O halde, demin de dediğim gibi, düşmanlarımın iki türlü olduğunu görüyorsunuz; bir beni şimdi suçlayanlar, bir de eskiden suçlamış olanlar. Umarım ki, ilkin ikincileri yanıtlamamı siz de yerinde bulursunuz; çünkü bunları hem ötekilerden daha önce, hem de daha sık duymuşsunuzdur. O halde, Atinalılar, artık savunmama başlayabilirim. Yıllardan beri kafanızda kökleşmiş olan bir suçlamayı kısa bir zamanda söküp atmaya çalışmalıyım. Eğer hakkımda ve hakkınızda hayırlıysa, bunu başarmayı ve kendimi temize çıkarmayı dilerim. Ama bunun kolay bir iş olmadığını da iyice biliyorum. Her neyse, bunu tanrının buyruğuna bırakalım; bana düşen görev, yasanın emrine göre kendimi savunmaktır. III Baştan başlayarak, benim kötülenmeme yol açan ve Meletos’u bana karşı budavayı açmak için yüreklendiren suçlamanın ne olduğunu araştıralım. Öncelikle, banahaksız yere suçlama yöneltenler bakalım ne diyorlar. Beni dava ettiklerini varsayarakbunların suçlamalarını şöyle kısaca bir toplayacağım; “Sokrates kötü bir insandır; yeraltında ve gökyüzünde olup bitenlere karışıyor, eğriyi doğru diye gösteriyor, bunlarıbaşkalarına da öğretiyor; suçlamanın aşağı yukarı özü bu. Aristophanes’inkomedyasında gördüğünüz gibi; sahnede Sokrates adlı bir adam dolaştırılıyor,havada gezdiğinden, benim hiç ama hiç anlamadığım şeylerden dem vurarak birsürü saçma sapan söz söylüyor. Bunu, böyle bir bilgisi olanlar varsa, onlarıküçültmek için söylemiyorum. Atinalılar, Meletos’un bana açtığı bu davadan kurtulamayayım ki, gerçekte benim bunlar üzerinde en küçük bir fikrim bile yoktur. Buradabulunanların çoğu bunun doğruluğuna tanıktır. Onlara sesleniyorum: Beni dinleyenler,içinizde bu konular hakkında şimdiye kadar tek söz söylediğimi bilen varsaburadakilere söylesin... Yanıtlarını işitiyorsunuz. Suçlamanın bu kısmına verdikleri buyanıt karşısında, geri kalanının doğruluğu hakkında da bir yargıya varabilirsiniz. IV Bunun gibi, benim parayla ders vermekte olduğuma ilişkin dolaşan sözün dehiçbir temeli yoktur; bu da ötekiler kadar asılsızdır. Doğrusu, bir kimsenin insanlaragerçekten bir şey öğretmesi olanaklı olsaydı, buna karşılık para alması bence okimse için bir onur olurdu. Leontinoili Gorgias gibi, Keoslu Prodikos gibi, ElisliHippias gibi kent kent gezerek ders veren ;gençlerin kendi hemşerilerinden parasızders almaları olanağı varken, onları bu kişilerden ayırarak kendilerine çekecek kadarkandıran, dersleri için para almakla kalmayıp üstelik bu parayı lütfen kabulettiklerinden dolayı bir de teşekkür ettiren kimseler var! Şimdi, Atina’da Paroslu bir bilginvardır. Bu adamı tanımam şöyle olmuştu: Bir gün, bilgicilerin (sofist) uğruna dünyakadar para harcayan Hipponikosoğlu Kallias’a raslamıştım; bu kişinin iki oğluolduğunu biliyordum, onun için kendisine sordum: Kallias, dedim, iki oğlun olacağınaiki tayın veya buzağın olsaydı, bunları eğitecek birini bulmakta zorluk çekmezdik;onları kendi doğalarının olanaklı kıldığı ölçüde yetiştirecek ve olgunlaştıracak birseyis veya bir çiftçi tutardık; mademki birer insandırlar, onları eğitimleri için kimegönderebileceğini biliyor musun? Onları bir insan ve bir yurttaş olarak yetiştirecekbiri var mıdır? Herhalde, oğulların olduğuna göre bu konuyu düşünmüşsündür? Ne dersin, böyle bir kimse var mı? Kallias bana, evet var, dedi. Öyleyse kim?Nereli? Derslerini kaça veriyor? diye sorunca, “Paroslu Evenos dersine beşmina(1) alıyor” yanıtını verdi. O zaman kendi kendime düşündüm ve dedim ki:Evenos gerçekten böyle bir bilgin ise, bu bilgisini bu kadar ucuza öğretiyorsa,doğrusu mutluymuş. Bende de böyle bir bilgi olsaydı, gerçekten ben de gurur vesevinç duyardım; fakat, Atinalılar, doğrusu benim böyle bir bilgim yoktur. V Belki içinizden biri bütün bunlara karşı diyecek ki: “Sokrates, bunların hepsigüzel, ama uğradığın bu suçlamalar nereden çıkıyor? Herhalde alışılanın dışında birşey yapmış olacaksın ki sana karşı bu gibi suçlamalar var. Sen de herkes gibiolsaydın bütün bu dedikodular çıkmazdı; o halde, hakkında acele bir hükümvermemizi istemiyorsan bize bunların nedenini anlat.’’Bu karşı çıkışının haklı veyerinde olduğunu kabul ederim; onun için ben de size bu kötü ünümün neredençıktığını anlatacağım. Lütfen dikkatle dinleyin. Bazılarınız belki şaka ediyorum sanır;ama inanın ki tamamıyla doğru söylüyorum. Atinalılar, bu ün bende bulunan bir türbilgiden, yalnızca ondan çıkmıştır. Bunun ne biçim bir bilgi olduğunu sorarsanız,derim ki, bu, herkesin elde edebileceği bir bilgidir; ben de ancak bu anlamda birbilgim olduğunu sanıyorum. Oysa sözünü ettiğim kimselerin, bende olmadığı içinsize anlatamayacağım insanüstü bilgileri var. Benim böyle bir bilgimin olduğunusöyleyen yalan söyler, bana kara çalmış olur. Atinalılar, size belki abartıyorum gibigelecek, fakat sözümü kesmemenizi dilerim. Çünkü size şimdi söyleyeceğim sözlerbenim sözlerim değildir. Size güvenilir bir tanık göstereceğim. Benim bir bilgimvarsa, bunun nasıl bir bilgi olduğunu Delphoi Tanrısından dinleyin. Khairephon’utanırsınız; çok eski bir arkadaşımdı; sizin de dostunuzdu, geçen sürgünde o dasizinle birlikteydi, dönerken de birlikte gelmiştiniz. Khairephon’un huyunu bilirsiniz,kafasına koyduğu şeyi kesinlikle yapardı. Bir gün Delphoi’ye gitmiş, -lütfen sözümükesmeyin- benden daha bilgin bir kimse olup olmadığını tanrıya çekinmedensormuş; Pytholu tanrı sözcüsü de benden daha bilgin bir adam olmadığını söylemiş.Khairephon bugün sağ değil, ama kardeşi burada, mahkemededir ; söylediklerimindoğruluğunu onaylayabilir. VI Bunu size sırf bu kötü ünümün nereden geldiğini göstermek için söylüyorum.Tanrının bu yanıtını öğrenince düşündüm: Tanrı bu sözüyle ne demek istemiş? Bubilmece nedir? Çünkü, az olsun, çok olsun, bende böyle bir bilgi olmadığınıbiliyorum. Böyle olduğu halde insanların en bilgini olduğumu söylemekle ne demekistiyor? Tanrı yalan söylemez, yalan onun sözüyle uzlaşır bir şey değil. Ne demekistediğini uzun zaman düşündüm; en sonunda işin aslını bir araştırayım dedim.Bilgisi belli birini bulup tanrıya gider, sözünü çürütmek için derim ki: “İşte bendenbilgili bir adam; oysa sen benim için en bilgili demişsin.’’Bunun üzerine bilgisiyleün salmış birine gittim, kendisine iyi baktım. Adı gerekmez, denemek için seçtiğimbu adam devlet işleriyle uğraşır. Vardığım sonuç şu oldu: Bu adam çok kimselere vekendisine bilgin gibi gözüküyor ama gerçekte hiçbir bilgisi yok. Bunun üzerinekendisini bilgin sandığını, gerçekte ise olmadığını anlatmaya çalıştım. Bunun sonucu,onun da, üstelik orada bulunup beni dinleyen birçok kimsenin de düşmanlığınıkazanmam oldu. Yanından ayrılırken kendi kendime dedim ki: doğrusu belki ikimizinde iyi, güzel bir şey bildiğimiz yok; gene de ben ondan bilgiliyim ; çünkü o hiçbir şeybilmediği halde bildiğini sanıyor; ben ise bilmiyorum ama bildiğimi de sanmıyorum.Daha doğrusu, bilmediğimi biliyorum;demek ki ondan biraz daha bilgeyim. Bundan sonra başka birine, daha da bilgili tanınan başka birine gittim. Geneaynı sonuca vardım; onun da, daha birçoklarının da düşmanlığını kazandım. VI Böylece, birçok düşman edindiğimi bile bile, birini bırakıp ötekinegidiyor, gittikçe umutsuzlaşıyor ve kederleniyordum. Artık boynumun borcu oldu, herşeyden önce tanrının sözünü göz önünde tutmalıyım diyordum. Bilgili denen kimvarsa ona başvurarak tanrının ne demek istediğini anlamam gerekiyordu. Sizedoğruyu söylemeliyim. Atinalılar, köpek hakkı için, bütün o araştırmalarımda baktım,asıl bilgisizler, bilgilidir diye tanınmış olanlar!Boştur denenlerde ise daha çok akılvar. Size bütün o dolaşıp durmalarımı anlatayım. Atinalılar; o kadar didindim, tanrınınsözünü çürütemedim. Devlet adamlarından sonra tragedya yazanlara,övgücülere (2), her türden ozana başvurdum. Kendi kendime, artık bu kezgöreceksin, kendinin onlardan çok daha bilgisiz olduğunu anlayacaksın diyordum.Yazılarından, bence en iyi işlenmiş parçaları seçtim, ne demek istemiş olduklarınıgidip kendilerine

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.