NECRONOMICON Kara Dünyanın Kitabı H.G. Ginger ALTIKIRKBEŞ YAYIN Kadıköy,2005 ALTIKIRKBEŞ YAYIN Yayın Yönetmeni Kaan Çaydamlı Kapak Tasarımı Erol Egemen Kadıköy’ün yağmurlu ve puslu sokaklarında hazırlanan bu kitap sizi uçurumdan aşağı atabilecek güce sahip olabilir. Herhangi bir şekilde ve özellikle izinsiz olarak iktibas edildiğinde Kadıköy’ün o bilinen, serin ve rutubetli lâneti, yıllar boyunca bunu yapanı takip eder, saçları dökülür, rüyasında sürekli olarak Kadıköy sokaklarından akın akın geçerek yıllık intiharlarını gerçekleştirmeye giden lemur sürüleri görür ve derin bir yalnızlığa gömülür. Barbaros blv Marmara apt no 68/10 Balmumcu/Beşiktaş T: (0-212) 272 21 68 F: (0-212 272 97 25 www.altikirkbes.wordpress.com ALTIKIRKBEŞ YAYIN 2010 Aleister Crowley’e Adanmıştır 1875- 1975 Kabala’nın yaratılmasından çok önce tapınılan ve çağırılan eski çağlara ait güçler vardır. Bunlar Sümer inancındaki kadimlerdir ve Aleister Crowley’in majisinde[1] ve H. P. Lovecraft’ın mitosunda yaşarlar. Dünyayı bir kez daha yönetmek için kapının hemen ardında beklemektedirler… Uzun süredir kayıp olan sihirbazın elkitabı, büyülü sözler ve çağırışlar, ruhları defetme ve bağlama yollarını içerir. Ama bunlar düşüncesizce kullanılmamalıdır. Sadece, Abdül Alhazret’in, Kara Dünyanın Kitabı’nı tamamlamasına engel olan kaderini bile düşünmemiz yeterlidir. Ve hatırla ki, NECRONOMİCON’da çağrılan güçler için etkili bertaraf ediciler yoktur. ‘NECRONOMICON’un majisi kurcalanacak bir şey değildir ve seni baş edemeyeceğin psikolojik güçlere maruz bırakabilir. Şunu daima hatırla, eğer efsunlar konusunda acemice davranırsan uyarılacaksın.’ Fate Dergisi TEŞEKKÜR Editör, sözü bile edilemeyen tehlikelere karşı işbirliği ve adanmışlıkları ile bu kitabı mümkün kılan insanların hepsine teşekkür etmek ister. Teşekkürlerimiz ilkin, bize bu orijinal yazmayı sunduğu o tarihten itibaren ortalıktan kaybolan şu adsız papazadır. İkinci olarak, en tatsız ve çoğu zaman tatmin edici olmayan görevi icra eden, sürekli değişen çevirmen kadrosuna: Bayan I. Celms, Bayan. N. Papaspyrou, Bay Peter Levenda, Bay X ve Bay Y’ye. Üçüncü olarak cadılık folklörü hakkındaki eksiksiz bilgi ve anlayışı, editore bu çalışmaya karşı uygun bir perspektif yaratmada yardımcı olan Bayan J. McNally’e. Dördüncü olarak kitabın gücü ve tehlikeleri ile ilgili başlangıç niteliğindeki bazı uygulamalı araştırmalarda yardımcı olan Bay J. Birnbaum’a. Beşinci olarak, bu esrarengiz eserin basılmasını desteklemekle, sözü bile edilemeyen korkunç tehditleri göze alarak kadimlerin dehşetli öfkesini uyandırmaya cesaret eden Mr. L.K. Barnes’e. Altıncı olarak, bu cildin nihai basımını nefeslerini tutarak ve diken üstünde bekleyen bütün sabırlı Paganlar’a ve Cadılık Dostları’na. Yedinci ve belki de en önemlisi, durmak bilmez cesaretlendirişleri ve bitmez tükenmez şikayetleri bu çalışmanın tamamlanması için malzeme olan Magickal Childe’dan (Warlock Magazası) Herman Slater’e. Ve son olarak, yardımları olmadan bu kitabın basılmasının imkansız olacağı İblis PERDURABO’ya. Kutlu olun! GİRİŞ 1920’lerin ortasında, bir zamanlar Warlock Mağazası’nın olduğu Brooklyn Heights’tan aşağı yukarı iki blok ötede, sessiz ve her şeyden elini eteğini çekmiş bir adam olan, iki yıllık karısından en sonunda boşanarak ergenliğini geçirdiği ve iki teyzesiyle kaldığı Rhode Island’daki evine dönen bir kısa öykü yazarı yaşamaktaydı. 20 Ağustos 1890’da doğan Howard Phillips Lovecraft, 1923’te Weird Tales dergisi ile yakaladığı ilk başarılarının güdük kaldığı edebiyat dünyasında bir etki yaratmak için çaba harcayacaktı. 15 Mart 1937’de 46 yaşındayken bağırsak kanseri ve Bright hastalığının kurbanı olarak trajik biçimde öldü. Dashiell Hammett gibi şöhretli insanların, hem yurt içinde hem de yurtdışında basılması için antolojiye koyarak onun çalışması ile ilgilenmesine karşın, kendisine genellikle bahşedilen ‘Gotik Korkunun Babası’ ününü, seçilmiş mektuplarının bir cildi ve biyografisi gibi çalışmalarının çeşitli kitabevleri tarafından muazzam çoklukta yeniden basılmasına kadar geçen birkaç yıla dek gerçek yerini bulmadı. 1975’te, aylık Atlantic dergisinin Temmuz sayısında, Louis Borges’in ‘H.P. Lovecraft anısına’ başlığıyla, ‘There Are More Things’ adında bir hikayesi yayınlandı. Borges gibi edebiyatın önemli kişilerinden birinin yaptığı bu jest Lovecraft’ın, ölümünden kırk yıl sonra, Amerikan edebiyat tarihinde hak ettiği yere nihayet yükseldiğinin bir göstergesi idi kuşkusuz. Lovecraft, Weird Tales dergisinde yazısının yayınlandığı yıl bir başka beyefendinin daha adını görmekteydi ama İngiliz tabloid basınında. Sunday Express’in baş sayfasında ALEISTER CROWLEY’İN YENİ UĞURSUZ İFŞALARI yazısını okumaktaydı. Haber, kötü şöhretli majisyenin ilk takipçilerinden birinin (ya da gerçekte, takipçilerinden birinin karısının) Sicilya, Cefalu’daki Thelema Manastırı’nda ölen kocasından Crowley’i sorumlu tutan tanıklığı ile ilgiliydi. Kötü basına, gizli örgütlerin kafalarda oluşan hayali tehlikeleri de eklenince Mussolini, en sonunda Yüce Canavar’ı (The Great Beast) İtalya’dan sürgün etmek zorunda kaldı. Gelecek haftalar ve aylar boyunca İngiltere’deki gazetelerin sayfalarını korku hikayeleri dolduracaktı: satanik ritüeller, kara kitle ayinleri, hayvan hatta insan kurban etmeler rapor edildi -ya da bu konularda bile bile yalan söylendi-. Çünkü, hikayelerin çoğu gerçek olmasa ya da fantastik abartmalar bile olsa tek bir şey belirgindi: Aleister Crowley bir majisyendi, ilk sıradakilerden biri. 12 Ekim, 1875’te İngiltere’de -Shakespeare ile aynı bölgede- doğan Edward Alexander Crowley, ‘Plymouth İhvanı’ adında bir tarikatın üyesi olan katı, fundamentalist, dindar bir ailede büyüdü. Ona, (‘Book of Revelation’ kitabındaki atıftan sonra) meşhur olacağı şu ‘The Beast 666’ ismi ve sayısı ile hitap eden ilk kişi annesiydi ve o da bu unvanı gönülden kabul etti. Cambridge’de okurken ismini Aleister Crowley olarak değiştirdi; bu isim ve ona eklediği ‘666’ ile hiçbir zaman kitaplardan ya da basından uzak olmayacaktı. Çünkü kendisinin bir tanrı, bir kadim enkarnasyonu[2], insanlık tarihini Yeni Çağ’a, Osiris’in eski çağının yerini alacak Horus’un Eon’una aktaracak aracı kişi olacağına inanıyordu. 1904’te, Lovecraft’ın ‘Dış Uzaydan’ diyebileceği bir yerden, yeni bir felsefe, bilim, sanat ve din sistemini, Yeni Dünya Düzeni’ni içeren bir mesaj aldı, ancak bu yeni düzen, bir ana bölüm ve bu dördününün de ortak paydası ile başlamalıydı: Maji ile. 1937’de, Lovecraft’ın öldüğü sene, Naziler, aralarında Crowley’in yönettiği iki tanesinin de bulunduğu, Almanya’daki okült[3] locaları yasakladılar: A.:.A.:. ve O.T.O’yu. Crowley, ikincisine İngiltere’de başkan seçilmişti, ilkini bizzat kendisi kurmuştu. Onun, bir şekilde, majik anlamda Üçüncü Reich’ten sorumlu olduğuna inananlar bulunuyordu, bunun için iki sebep vardı: ilki, Yeni Dünya Düzenlerinin ortaya çıkışı genellikle holocaustlara[4] neden olmuş gibi görünüyordu ve ikincisi onun, Adolf Hitler’in aklını etkilemiş olması gerektiğinin söylenmesiydi. Crowley ve Hitler’in hiçbir zaman karşılaşmadığı neredeyse kesinken, Hitler’in Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki ilk günlerde bazı okült localara mensup olduğu biliniyordu. Bunlardan biri, Hitler’in, Üçüncü Reich adına, iğrenç sembolü Swastikayı[5] benimseyeceği, Arianların ırksal üstünlüğü öğretisini vaaz eden Thule Gesellschaft[6]’idi. Crowley’in, Nazizmi bütün biçimleri ile, yalnızca küçümsediği, pek çok yazısında, özellikle de otuzların sonlarında yazdığı denemelerinde açıktır. Crowley, Nazizm olgusunu, anti-semitizmi ve Reich’in liderliğinin büyük bölümünü nitelendiren çeşitli türdeki deliliklere ve ‘psikolojik tıkanıklıklar’a yol açmış, kendi taraftarlarına ilişkin katı ahlaki sınırlamalar içinde bulunan bir Hıristiyanlık yaratığı olarak düşünür görünmektedir. Yine de, bu yıllarda Dünya’yı içine çeken kaosun Crowley’in Liber Al vel Legis’inde (The Book of the Law) peşin olarak anlatıldığı ve öngörüldüğüne dair belki de çok az şüphe duyulabilir. MİTOS ve MAJİ Lovecraft’ın kısa öykülerinin pek çoğunun özü ile Crowley’in eşsiz törensel maji sisteminin ana temalarını yararlı biçimde kıyaslayabiliriz. İkincisi, inisiyeyi[7] Jungcu üstatların edilgen derinlik analizlerine karşı, (‘hasta’nın kendisi tarafından meydana getirilen) etken ve dinamik bir bireyleşme süreci sonunda daha yüksek benlik ile temasa geçme haline hazırlamak niyetinde olan sofistike bir psikolojik sistemken, Lovecraft’ın Cthulhu Mitosu yalnızca eğlence amaçlıdır. Okurları, elbetteki, Lovecraft’ın yazdıklarında, sanatın herhangi bir tezahürüne yapılabileceği gibi, daha yüksek, daha öte motifler bulabilirler. Lovecraft, Cthulhu Mitosu’nda ışığın ve karanlığın, Tanrı ile Şeytan’ın zıtlaşan güçleri arasındaki mücadelenin bir tür Hıristiyan mitini resmetmiştir. Bazı eleştirmenler bunun gerçek Hıristiyan dogmasından çok, Manicilik[8] sapkınlığı koktuğu şikayetinde bulunabilirler. Yine de bir papaz ve öncesinde bir rahip olarak, bu dogmanın ne yazık ki müminlerin çoğunluğu tarafından olması gerektiği öneminden uzak olduğunu söylemenin adil olacağına inanıyorum. Şeytana ve iyinin ve kötünün neredeyse denk güçlere sahip varlıklarına karşı girişilecek bir savaş fikri belki de en iyi şekilde, Doğu’nun Ortodoks kiliseleri arasındaki kişisel iblis ve kişisel melek ortak inancı ile açıklanmıştır. Bu kavram Roman Katolik Kilisesi tarafından –belki de bilinçaltında- öyle bir noktaya dek abartılmıştır ki, editörün sahip olduğu bir dua kitabının içerdiği Havari Aziz Andrew Bayramı için yapılan 30 Nisan tarihli bir gravür ‘Ecce Qui Tollis Peccata
Description: