Emekli Öğretmenlerin Edindikleri Deneyimler Düzleminde Geçmiş ve Günümüz Eğitim Sistemi Sorunlarına İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi1 Review of Retired Teachers’ Views in Relation with Past and Present Problems of Education System on the Plane of Their Experiences Doç. Dr. Nail Yıldırım2, Arş. Gör. Emine Saklan3, Veda Yar Yıldırım4 Özet Bu çalışmanın amacı, emekli öğretmenlerin geçmişte eğitime dair edindikleri deneyimler, yaşadıkları sıkıntılar, içinde bulundukları ekonomik koşullar ve günümüz eğitimine dair düşünceleri, genç öğretmenlere tavsiyeleri doğrultusunda eğitim sistemine dair düşüncelerini ortaya koymaktır. Araştırma verileri nitel araştırma yöntemi ile elde edilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu, amaçlı örnekleme yöntemine göre, kolay ulaşılabilir durum örneklemesi tekniği ile belirlenmiştir. 7 açık uçlu sorudan oluşan yarı-yapılandırılmış görüşme formu veri toplama aracı olarak kullanılmış, soruların kapsam geçerliğinin sağlanması amacıyla 3 alan uzmanından uzman görüşü alınmıştır. Görüşme toplam yirmi sekiz emekli öğretmenle gerçekleştirilmiştir. Görüşme yöntemi ile elde edilen verilerin çözümlenmesinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Emekli öğretmenler geçmişte yoksulluk, araç-gereç, ulaşım, yaşam sıkıntısı, maaşların azlığı gibi sıkıntılar yaşadıklarını dile getirmişlerdir. Emekli öğretmenler öğretmeni tanımlarken genellikle “bilirkişi, akil adam, topluma yön veren, kutsal, toplumu yetiştirip geleceği kurtaran kişi, maden alaycısı, tanrı mesleği, mum gibi olan, peygamber mesleği” gibi betimlemeler kullanmışlardır. Emekli öğretmenlerin günümüz eğitim sistemine dair ifade ettikleri sorunların başında; eğitim sisteminin sıklıkla değişmesi, öğretmenin öğrencinin gözünde küçültülmesi, değersizleştirilmesi, ezbere dayalı eğitim yapılması gelmektedir. Emekli öğretmenlerin dile getirdikleri “öğretime odaklanma, öğrencilerine temel değerleri vermeme, günü geçirme peşinde olma, öğrencilere bağırma, öğrencileri rencide etme, derslere riayet etmeme” gibi davranışlar onların öğretmenlik mesleği ile bağdaştıramadığı davranışlardır. Araştırma sonuçlarından hareketle, emekli öğretmenlerin düşünce ve deneyimlerinin, eğitim sistemine ilişkin tespitlerinin politika belirleyicileri tarafından göz önünde bulundurulması, öğretmen kimliğinin geçmişten günümüze nasıl bir değişim geçirdiğine ilişkin çalışmaların yapılması, farklı örneklemler ve farklı yöntemlerle eğitim sistemi sorunlarını ortaya koyan çalışmaların yapılması, eğitime dair geçmişten gelen kronik sorunların belirlenip önlemler alma yoluna gidilmesi şeklinde öneriler getirilebilir. Anahtar Kelimeler: Emekli öğretmen, eğitim sistemi, deneyim, eğitimde değişim. Abstract The purpose of this study is to reveal the retired teachers‟ opinions about the education system, difficulties they encountered, economic conditions, to get their views on current education and their advices to young teachers in accordance with their experiences in teaching profession. The data are obtained by using qualitative research method. Participants are selected based on a sampling method called as convenient sampling method. Semi- structured form composed of seven open-ended questions is used as a data collection tool. Expert opinion is taken from three experts to ensure the content validity of the questions. Interviews are conducted with a total of 28 retired teachers. The data obtained through interviews analyzed through the content analysis. Retired teachers expressed that they experience difficulties such as poverty, lack of equipment, transportation problems, distress and getting little salary in the past. They describe „teacher‟ as „expert, wise man, the person that guides the community, sacred, the person who shapes the future by growing up the community, the mine tinsmith, the profession of God, like a candle and the profession of Prophet‟. Retired teachers stated that the main problems of current education system can be listed as changing of the system frequently, teachers‟ worthlessness among students, education system that strict on memorization. „Just focusing on teaching, not giving basic values to the students, just spending the day, shouting at the students, offending them and not complying with the courses‟ are seen as behaviors that are not reconciled with teaching profession by retired teachers. The suggestions in the light of this research's outcomes can be listed as retired teachers' ideas and experiences should be considered by policy makers in the education system, the studies about how teacher identity changes from past to present 1 Bu çalışmanın bir bölümü 11-13 Eylül 2014 tarihleri arasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi‟nce düzenlenen EYFOR-V Eğitim Yönetimi Forumu‟nda sözlü bildiri olarak sunulmuştur. 2 Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi 3 Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi [email protected] 4 Karşıyaka Ortaokulu,Tokat 1 should be detected with different researches, the studies should be conducted by using different samples and methods to reveal the problems of education system, the chronic problems should be identified and precautions should be taken for these problems related to education system. Keywords: Retired teacher, education system, experience, changes in education. Giriş Eğitim içerisinde bulundurduğu anlam itibariyle en önemli insan faaliyetlerinden birisi ve toplumların ilerlemesine katkı sağlayacak temel taşlardan biridir. Eğitim küresel olarak bir ülkenin geleceğinin şekillenmesinde önemli bir pay sahibidir. Aydın (1996) eğitimi insan yaşamının en soylu etkinliği olarak değerlendirmekte ve uygar bir yaşamın vazgeçilmez ön koşulu olarak görmektedir. Gedikoğlu‟na göre (2005) eğitim, bireyin ve toplumun gelişmesine katkıda bulunan, ekonomik kalkınmayı destekleyen, kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan çok önemli bir süreçtir. Dünyada eğitim bir sistem dâhilinde yürütülmekte, öğrenci, öğretmen, yönetici, veli vb. bileşenleri ile birlikte eğitim sistemi de yaşanan bilimsel, teknolojik, ekonomik ve toplumsal değişmelerden etkilenmekte; kendisi de değişim ve dönüşüm geçirmektedir. Bu değişim ve dönüşüm sürecinde ülkeler eğitim sistemlerini yeniden gözden geçirmekte ve değişime ayak uydurmaya, yenilenmeye çalışmaktadırlar. Eğitim örgütü diğer tüm sosyal örgütler gibi toplumun bir alt sistemidir ve toplum yapısındaki değişimlerden yakın bir şekilde etkilenmektedir. Bu durumda değişim sürecinin tek taraflı olması düşünülemez. Eğitim sisteminin toplum yapısında meydana getirdiği her değişim, eğitim sistemini de değişmeye zorlayacaktır (Başol ve Bardakçı, 2008). Yaşanan değişimler belirli sorunlara çözüm üretirken, diğer taraftan yeni sorunlara (Örücü, 2014) kaynaklık etmektedir. Eğitim sistemi, yaşanabilecek sorunların önceden tespit edilip, önlem alma yoluna gidileceği etkin bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır (Yeşil ve Şahan, 2015). Eğitim sistemi dinamik bir yapı ve açık bir sistem olduğundan kendini sürekli yenilemek zorundadır. Gelişimin sürekli ve kalıcı olması için, değişimin sağlam temellere oturtulması gerekir. Bunun için de etkili eğitim politikalarının geliştirilmesi gereklidir (Uygun, 2013). Eğitim politikası geçmişten izler taşıyan, bugünün ihtiyaçlarına yanıt veren geleceğe yönelik planları bünyesinde barındıran ulusal bir projedir (Yapıcı, 2006). Sanayi devriminden sonra Osmanlı devleti eğitim politikalarını batılılaşma ve modernleşme temeline dayandırmaya çalışmıştır. Devamında kurulan Türkiye Cumhuriyeti de bu süreci yeni ve millî bir anlayışla devam ettirmiştir. Cumhuriyetten sonra eğitim ve kültür politikaları aracılığıyla topluma sanayi devriminin sonuçlarını özümsetmeye dayalı bir eğitim politikası izlenmiştir (Çınar, 2015). 1920‟lerden sonra Türkiye‟deki devrim hareketine paralel olarak sistem değişikliğinin gündeme gelmesi sonucu eğitimle ilgili alanlarda incelemeler yapmak, konferanslar vermek, öğretmenlik yapmak, raporlar sunmak gibi değişik amaçlarla Türkiye‟ye yabancı uzmanlar çağırılmıştır. 1923-1950 arası dönemde Türkiye‟ye gelen eğitim uzmanlarının oldukça büyük bir bölümünü Almanya, Belçika, Fransa, Avusturya, İsveç, İsviçre, Macaristan, Çekoslovakya, İngiltere ve Yugoslavya gibi Avrupa‟dan gelen uzmanlar oluşturmuştur. 1950-1960 döneminde ise 2. Dünya Savaşı sonrası her anlamda Avrupa ülkelerinden daha iyi durumda bulunan ABD‟nin üstünlüğü ve Türkiye‟deki siyasal iktidarın ABD eğilimli tercihleri gibi nedenlerle gelen yabancı uzmanların neredeyse tamamı ABD kaynaklı olmuştur (Şahin, 1998). Ülken (2001), eğitim sisteminin felsefesinin 1924‟ten 1940‟a kadar düzensiz bir görünüm sergilediğini, Amerikan, İngiliz ve Fransız eğitim felsefeleri arasında gidip geldiğini, 1940‟larda Alman profesörlerin etkisiyle Alman etkisine girdiğini, sonra tekrar Fransız sistemine dönüldüğünü; ağırlıklı olarak toplumcu bir eğitim anlayışının benimsendiğini ifade etmiştir. 1950‟li yıllardan itibaren ise ABD ile anlaşmalar yapılmış ve ABD‟ye öğrenci ve eğitim uzmanları gönderilmiş; eğitimde Durkheim geleneği ile beraber davranışçı akım kendini göstermiştir (Hesapçıoğlu, 2010). 1980 sonrası dönemde eğitimde Türk-İslam sentezi fikri ağırlık kazanmış, 2000‟li yıllarda ise eğitimdeki Amerikan etkisi yerini, Avrupa Birliği süreci ile başlayan ve toplumcu anlayışın yerine yapılandırmacı anlayışını koyan bireyci eğitim felsefesine bırakmıştır (Çınar, 2015). Gedikoğlu‟na göre (2005) Türkiye‟de 2 hiçbir zaman partiler üstü bir eğitim politikası oluşturulamamış, eğitimde ezbercilik sorunu çözülememiş ve öğretmenlerin mesleki gelişme olanakları hiçbir zaman sağlanamamıştır. Uğurlu, Kıral ve Kıral‟a göre (2011) Türkiye‟de izlenen eğitim politikalarına bakıldığında, millî eğitimin bir sistem olarak ele alınmadığı ve sistemin unsurları üzerinde yapılan değişikliklerin, sistemin diğer unsurları üzerindeki etkisinin yeterince analiz edilmeden yürürlüğe konulduğu görülmektedir. Ayrıca birçok yazar tarafından da (Güngör ve Göksu, 2013; Taşdelen, 2012; Taşgın ve Sönmez, 2013) Türk Eğitim Sisteminin, henüz kendi sorunları ile mücadele edebilecek bir yapıya sahip olmadığı; aksine birçok sosyal, siyasal ve ekonomik soruna da kaynaklık ettiği düşünülmektedir. Eğitim sistemi sorunları çeşitli yazarlar tarafından genel olarak eğitimde ezber (Sekin, 2008; Turan, 2006), okulların finansman sorunu (Özdem, 2007; Saklan, 2011; Yolcu, 2007), öğretmenlerden kaynaklanan sorunlar (Doğan, 2005; Habacı vd., 2013; Üstüner, 2006), öğretmen yeterlilikleri (Gelbal ve Kelecioğlu, 2007; Taşgın ve Sönmez, 2013), eğitime erişimdeki eşitsizlikler (ERG, 2015; Gür ve Çelik, 2009), kalabalık sınıflar (Seyfullahoğulları, 2010; Güçlü, 2002; Yaman, 2010), okullaşma oranları (Gedikoğlu, 2005), öğretmen yetiştirme sistemi (Adıgüzel ve Sağlam, 2009; Ayas, 2009; Özsoy ve Ünal, 2004; Yolcu ve Kartal, 2010) vb. sorunlar zemininde dile getirilmeye çalışılmıştır. Türk Eğitim Sisteminin sorunları hakkında çeşitli alan uzmanları, araştırmacılar, çeşitli sivil toplum örgütleri araştırmalar yapmıştır. Örneğin Şişman (2013), köklü bir ihtiyaç analizi yapılmadan, alt yapı çalışmaları bitirilmeden ve bilimsel verilerden uzaklaşmadan eğitim sisteminin bir düzene oturmayacağını ifade etmiştir. İnal (2012), Türkiye eğitim sisteminde eğitimin yapısal sorunlarının yanında nitelik ile ilgili sorunların da varlığına dikkat çekmiş, kalabalık sınıfların yanı sıra kız çocuklarının tam olarak okullaşamadığını; okullara, “tüketen öder” anlayışı çerçevesinde yapılan zorunlu bağışların devam ettiğini belirtmiştir. Gül‟e göre (2008) Türkiye‟de eğitim alanında sorunlar ciddi düzeyde devam etmektedir. Eğitime erişimin belirli sosyo-ekonomik gruplar için halen sorunlu olması, okuma-yazma oranlarının halen istenen düzeyde olmaması, mesleki eğitimde yaşanan sorunlar, eğitimin günümüzün ihtiyaçlarına yetersiz kalması bunlardan sadece birkaçıdır. Özyılmaz da (2013) Türk eğitim sisteminin temel sorunlarını eğitime ideolojik olarak yaklaşım sorunu, uzmanlardan yeterince yararlanmama sorunu, eğitim yönetiminde ve denetim sisteminde sorunlar, eğitimde finansman sorunu, eğitimde kademeler arası geçiş sorunu ve eğitimin millîleştirilmesi sorunu olarak sıralamıştır. Uygun (2013) ise Türk eğitim sisteminin sorunlarını geleneksel ve güncel olarak ayırmış ve genel olarak eğitimin yasal temellerine ilişkin sorunlar, okul yapılanmalarına ilişkin sorunlar, eğitim öğretim uygulamalarına ilişkin sorunlar ve öğretmen sorunları başlıkları altında incelemiştir. Doğan (2004) eğitim sistemi sorunlarını ulusal ve evrensel boyutta öngörülen hedeflerin gerçekleştirilmesinden yaşanan sorunlar, günlük ve dönemsel sorunlar, eğitim programlarının değişim kültürü ile değişim kültürünün beklentileri ile uyumlu olmaması şeklinde sınıflandırmıştır. Gür ve Çelik‟in (2009) araştırmasında Türk eğitim sisteminin sorunları; millî eğitim sisteminin organizasyonu, yapısal müdahaleler ve istikrarsızlık, okul öncesi eğitimin yaygınlaşmaması, temel eğitimde okullaşma, sınıf geçme, ilköğretimden ortaöğretime geçiş, ortaöğretimde okul türleri, meslekî liselerin ortaöğretimdeki payı, ortaöğretimden yükseköğretime geçiş, yeni müfredat ve finansman başlıkları altında incelenmiştir. Yılmaz ve Altınkurt‟un (2011) Türk Eğitim Sisteminin sorunlarını ortaya koydukları çalışmalarında genel olarak, bilgi ve iletişim teknolojilerinden kaynaklanan sorunlar, eğitim çalışanlarının sorunları, eğitim programlarından kaynaklanan sorunlar, eğitime erişimdeki eşitsizlikler, ezberci eğitim, fiziki alt yapı, kademeler arası geçişlerden kaynaklanan sorunlar, kalabalık sınıflar, kızların eğitimi sorunları, mesleki ve teknik eğitime ait sorunlar, okul yöneticiliğinin meslekleşememesi sorunu, okulların finansman sorunları, okullaşma oranları, okul öncesi eğitime ait sorunlar, öğretimle ilgili sorunlar, öğretmen yetiştirme sisteminden kaynaklanan sorunlar, özel dershaneler, sınav merkezli eğitim sistemi, sistemin merkeziyetçi yapısı, yönlendirme ve yükseköğretim sisteminin sorunları şeklinde tespitler yapmışlardır. Söz konusu eğitim sistemi sorunlarına çözümler üretebilmek, bireylerin eğitimlerine daha özenli yaklaşmak adına eğitim sistemini geliştirmeye yönelik tedbirlerin alınmasında yöneticilerin ve öğrencilerin yanı sıra özellikle öğretmenlerin yadsınamaz bir değeri olduğu düşünülmektedir. Bu 3 nedenle öğretmenler; eğitim sistemlerinin en vazgeçilmez unsurlarından biri olarak kabul edilmiş; öğretmen yetiştirme konusu, eğitim sistemi reformlarının da önemli bir boyutunu oluşturmuştur (Doğan, 2005; Habacı vd., 2013; Sönmez, 2008; Taşgın ve Sönmez, 2013). Öğretmenler, eğitim sisteminin odak noktasında yer almakta (Karahan, 2008), diğer eğitim bileşenlerinin verimli ve düzgün bir şekilde işlemesinde etkili olmakta (Çelikten, Şanal ve Yeni, 2005) ve eğitimde iyi yönde gelişmenin baş mimarları (Sullivan ve McDonough, 2002) olarak görülmektedirler. Öğrenme-öğretme faaliyetinin insanlık tarihi ile başladığı göz önünde bulundurulduğunda öğretmenlik mesleğinin de dünyanın en eski mesleklerinden biri olduğu söylenebilir. Öğretmenlik bugün çağdaş toplumlarda, genç kuşağın eğitim ve öğretiminde son derece önemlidir. Günümüzde öğretmenlik meslekler arasında aynı anda değişik rolleri yerine getirme zorunluluğu olan karmaşık mesleklerden biridir. Öğretmen sınıfta hem lider, hem disiplin sağlayan kişi hem de program ve değerlendirme yapan kişi olarak betimlenirken, sınıf dışında çocuk ve gençlere model olan, toplumun kalkınmasında itici bir güç olan kişi olarak nitelenebilir (Oktay, 1991). Öğretmenler, toplumların gerçek mimarları ve insan kişiliğini şekillendiren sanatkârlarıdır. Bazı araştırmalarda öğretmenler, toplumu aydınlatan bilgi kaynağı ve dağıtıcısı, anne-baba, bahçıvan, heykeltıraş, rehber, koç (çalıştırıcı), model, öğretici, danışman, otorite kaynağı gibi metaforlarla tanımlanmaktadır (Cerit, 2008; Çelikten, 2006; Saban, 2004). Balcı‟ya göre (1991) ise öğretmen öğrenme aracıdır, sınav yapan, disiplini sağlayan, orta sınıf ahlakının savunucusu ve vekili, güvenilir kişi, yedek veli, öğrenci danışmanı, meslektaş ve toplumsal katılımcıdır. Kaur ve Kumar‟a göre (2008) bir ülkenin ilerlemesi öğretmenlerin kalitesine, bina ve ekipmanlara, öğretimsel materyallere, güncel kütüphanelere, iyi geliştirilmiş müfredata bağlıdır. Bunların hepsi gereklidir ama nitelikli ve iyi motive olmuş öğretmenler olmadan eğitimde ilerleme kaydetmek oldukça zordur. Emeklilik dönemi insan yaşamında orta yaştan yaşlılığa geçişi belirleyen, toplumsal açıdan önemli bir dönüm noktasıdır (Onur, 1995). Emekli öğretmenler yıllar içerisinde pek çok farklı bölgede ve şartlarda eğitim hizmetini sürdürmüş, eğitim sisteminin zorlu ve sancılı dönemlerine tanıklık etmiş, bu süreçte farklı deneyimler elde etmişlerdir. Eğitim sistemine dair hizmet içerisinde iken kanıksanmış bazı sorunların hizmet sonrası dönemde daha objektif şekilde değerlendirileceği düşünüldüğü için bu çalışmada, uzun yıllarını eğitim hizmetine vermiş emekli öğretmenlerin eğitim sistemine dair görüşlerini alma yoluna gidilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve ortaya konan araştırmalar ışığında, emekli öğretmenlerin geçmişte eğitime dair edindikleri deneyimler, yaşadıkları sıkıntılar, içinde bulundukları ekonomik koşullar ve günümüz eğitimine dair düşünceleri ve genç öğretmenlere tavsiyeleri araştırmaya değer görülmektedir. Yapılan birçok araştırmada (Gündüz ve Can, 2011; Kartal, 2013; Uğurlu, Kıral ve Kıral, 2011; Yaman, 2010; Yıldırım, Ünal ve Çelik, 2011; Yılmaz ve Altınkurt, 2011; Yolcu ve Kartal, 2010;) ortaya konan sorunların mevcut eğitim sistemi içerisindeki bileşenler -öğretmenler, öğretmen adayları, yöneticiler, öğrenciler- tarafından belirlendiği görülmüş, bu süreçte yıllarını öğretmenlik mesleğine vermiş, yaşantısını sadece okul ve öğrenci ile sınırlamamış ve öğretmenlik yaptıkları bölgede birçok farklı faaliyetler yürütmüş emekli öğretmenlerin eğitim sistemine ilişkin görüşlerinin alınmasının eğitime ilişkin bazı noktalara ışık tutacağı ve geçmiş ve günümüz eğitim sistemine ilişkin karşılaştırma olanağı sağlaması açısından faydalı olacağı düşünülmektedir. Araştırmanın Amacı Bu araştırmanın temel amacı, emekli öğretmenlerin geçmiş ve günümüz eğitim sistemine ilişkin görüşlerini ortaya koymaktır. Bu amaçla aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır: 1. Emekli öğretmenlerin geçmişte yaşadıkları sıkıntılara ilişkin görüşleri nelerdir? 2. Emekli öğretmenlerin öğretmeni tanımlarken kullandıkları ifadeler nelerdir? 3. Emekli öğretmenlerin, öğretmenlerin sahip olması gereken özelliklerine ve öğretmenliğin işlevine ilişkin görüşleri nelerdir? 4. Emekli öğretmenlerin geçmiş ve günümüz eğitim sistemi farklarına ilişkin görüşleri nelerdir? 5. Emekli öğretmenlerin günümüz eğitim sistemine dair ifade ettikleri sorunlara ilişkin görüşleri nelerdir? 4 6. Emekli öğretmenlerin öğretmenlikle bağdaştıramadığı davranışlara ilişkin görüşleri nelerdir? 7. Emekli öğretmenlerin genç öğretmenlere tavsiyelerine ilişkin görüşleri nelerdir? Yöntem Araştırmanın Modeli Bu çalışmada genel tarama modeline dayalı betimsel yöntem kullanılmıştır. Tarama modeli geçmişte ya da halen varolan bir durumu varolduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır (Karasar, 2006). Araştırma verileri nitel araştırma yöntemiyle elde edilmiştir. Nitel araştırmalar çeşitli kavramların, problemlerin ve süreçlerin yorumlanması durumlarını içerir. Nitel çalışma kapsamında günlük hayatın çeşitli boyutlarının gözlenmesi, betimlenmesi ve analizinde kullanılan yöntemler arasındaki ilişkilerin araştırmacı tarafından yönetilmesi esastır (Miller ve Dingwall, 1997). Araştırma ayrıca, nitel araştırma desenlerinden olgubilim deseniyle yürütülmüştür. Olgubilim deseni (fenomenoloji), farkında olduğumuz ancak derinlemesine ve ayrıntılı bir anlayışa sahip olmadığımız olgulara odaklanmaktadır. Olgubilim deseni, bize tümüyle yabancı olmayan ve tam olarak anlamını kavrayamadığımız olguları araştırmayı amaçlayan çalışmalar için uygun bir araştırma zemini oluşturur (Yıldırım ve Şimşek, 2006). Araştırmada yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılarak emekli öğretmenlerin bakış açısından günümüz eğitim sistemine ilişkin düşüncelerinin ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışma Grubu Araştırmanın çalışma grubunu Tokat‟ta yaşayan yirmi sekiz emekli öğretmen oluşturmaktadır. Tokat‟ta emekli öğretmen dernekleri ve öğretmen evi ziyaret edilerek oradaki öğretmenlerden tanıdıkları emekli öğretmenlerin iletişim bilgileri alınmıştır. Bu şekilde randevu istenerek görüşme talep edilen otuz iki öğretmenden yirmi sekizi ile yüz yüze görüşülmüş, öncelikle araştırmanın gizliliği konusunda katılımcılara teminat verilmiştir. Araştırmanın katılımcılarının belirlenmesinde amaçlı örnekleme tekniklerinden kolay ulaşılabilir (convenience sampling) durum örnekleme tekniği kullanılmıştır (Yıldırım ve Şimşek, 2006). Kolay ulaşılabilir durum örnekleme tekniğinde, araştırmacı yakın olan ve erişilmesi kolay olan bir durumu seçer (Yıldırım ve Şimşek, 2006), kolaylıkla ulaşılabilen bireyler araştırmanın çalışma grubunu oluşturur (Fraenkel, Wallen ve Hyun, 2012). Katılımcılara ilişkin bilgiler Tablo 1'de gösterilmiştir. Tablo. 1: Araştırmanın Katılımcılarının Demografik Özellikleri Değişkenler Düzey n % Kadın 1 3,57 Cinsiyet Erkek 27 96,43 Öğretmen Lisesi 15 53,57 Mezuniyet Köy Enstitüsü 9 32,14 Eğitim Enstitüsü 4 14,28 51-55 yaş 1 3,57 56-60 yaş 1 3,57 Yaş 61-65 yaş 15 53,57 66-70 yaş 8 28,57 71 yaş ve üstü 3 10,71 Devlet 28 100,00 Görev yapılan kurum Özel - - 1940-1950 2 7,14 Göreve başlanılan yıl aralığı 1960-1970 23 82,14 1970-1980 3 10,71 Tablo 1 incelendiğinde katılımcıların neredeyse tamamının erkek oldukları anlaşılmaktadır. Katılımcıların yarısına yakını öğretmen lisesi mezunu olup, bunu köy enstitüsü mezunu ve eğitim enstitüsü mezunu izlemektedir. Katılımcıların yarısından fazlasının 61-65 yaş aralığında olup, yaklaşık %30‟unun 66-70 yaş arasında olduğu, bunları sırasıyla 71 yaş ve üstü, 51-55 yaş ve 56-60 yaş aralığı takip etmektedir. Katılımcıların tamamı devlet okullarında görev yapmışlardır. Çalışmaya katılan 5 emekli öğretmenlerden ikisi 1940-1950, yirmi üçü 1960-1970 ve üçü 1970-1980 yılları arasında göreve başlamışlardır. Veri toplama aracı Bu çalışmada emekli öğretmenlerin görüşlerini belirlemek için veri toplama aracı olarak yarı- yapılandırılmış nitel bir görüşme formu kullanılmıştır. Yarı-yapılandırılmış görüşme formu, farklı insanlardan aynı tür bilgilerin alınmasına olanak sağlar (Avcı, 2008). “Emekli Öğretmenlerin Eğitim Sistemi Sorunlarına İlişkin Görüşleri” adlı yarı-yapılandırılmış görüşme formunun hazırlanması ve uygulanması aşamasında iç geçerliği artıracak tedbirlerin alınmasına özen gösterilmiştir. Görüşme formunda yer alacak maddeler hazırlanmadan önce Türk eğitim tarihini ve sistemini ele alan bir literatür taraması yapılmış ve olası maddeler literatür ışığında belirlenmiştir. Türk eğitim sistemi ile ilgili yapılan kuramsal çalışmalar dikkate alınarak; çalışan ve emekli öğretmenlerden oluşan beş kişilik bir grupla birlikte 10 sorunun yer aldığı taslak form oluşturulmuştur. Daha sonra “Eğitim Yönetimi ve Denetimi” alanında uzman olan 3 öğretim üyesinin görüşlerine başvurulmuş ve soru sayısı 8‟e düşürülmüştür. Uzmanlardan gelen dönütler doğrultusunda form yeniden düzenlenmiş ve küçük bir örneklem üzerinde pilot uygulamaya gidilmiştir. Pilot uygulama sonrası eksik ve hatalı görülen maddeler düzeltilmeye çalışılmış ve formun katılımcılara uygulanmasına karar verilmiştir. On iki maddelik görüşme formunun son halinde katılımcıların kişisel özelliklerini belirlemeye yönelik beş soru, eğitim sistemine ilişkin görüşlerini ortaya koymaya yönelik yedi açık uçlu soru yer almıştır. Örnek sorulardan bazıları şunlardır: Emekli öğretmenlerin geçmişte yaşadıkları sıkıntılar nelerdir? Emekli öğretmenlerin öğretmeni tanımlarken kullandıkları ifadeler nelerdir? Emekli öğretmenler geçmiş ve günümüz eğitim sisteminde gözlemledikleri farklara ilişkin görüşleri nelerdir? Emekli öğretmenlerin öğretmenlikle bağdaştıramadığı davranışlar nelerdir? Emekli öğretmenlerin genç öğretmenlere tavsiyeleri nelerdir? Verilerin toplanması Uygulama çalışmaları sırasında Tokat ilinde yaşayan yirmi sekiz emekli öğretmenle görüşülmüştür. Tüm görüşmeler ve kodlamalar aynı araştırmacı tarafından gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler önceden randevu alınarak araştırmacıların ve katılımcıların belirledikleri bir yerde gerçekleştirilmiştir. Her bir katılımcıyla yapılan görüşme süresi 50-70 dakika arasında değişmektedir. Görüşme sırasında katılımcıların izni doğrultusunda ses kaydı alınarak veri kaybı olmasının önüne geçilmiştir. Görüşme sorularına verilen yanıtlar, araştırmacı tarafından cümle cümle görüşme formuna yazılı olarak aktarılmıştır. Yapılan her görüşmeden sonra, görüşme metni irdelenerek eksik yazılan yerler olup olmadığı gözden geçirilmiştir. Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması Görüşme tekniği ile elde edilen verilerin çözümlenmesinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. İçerik analizi, toplanan verilerin önce kavramsallaştırılması daha sonra da ortaya çıkan kavramlara göre mantıklı bir biçimde düzenlenmesi ve buna göre veriyi açıklayan temanın saptanması (Yıldırım ve Şimşek, 2006), verilerin tanımlanması, sınıflandırılması, kodlanması (Ekiz, 2009) ve kategorileştirilmesi süreçlerinden oluşmaktadır (Hancock, 2002). Öncelikle her bir görüşme formu emekli öğretmenler için EÖ1, EÖ2, EÖ3.. şeklinde kodlanmıştır. Görüşme formunda yer alan sorulara verilen yanıtlar araştırmacılar tarafından titizlikle irdelenmiş ve tümevarımcı bir yaklaşımla, önceden belirlenen bir kod içeriği olmadan ifadelerin özüne bağlı kalınarak kodlamalar yapılmıştır. Kodlama yapılırken ifade sıklığının belirlenmesine dikkat edilmiştir. Kodlar bir araya getirilerek benzerlikleri ve farklılıkları incelenmiş, birbirine benzer kodlar arasında ortak yönler bulunarak temalar oluşturulmuştur (Ekiz, 2009; Yıldırım ve Şimşek, 2006). Daha sonra veriler tekrar gözden geçirilerek iki araştırmacının oluşturduğu kodlar ve temalar karşılaştırılmış, uzman görüşüne başvurularak kodların ve temaların son hali belirlenerek okuyucunun anlayabileceği bir dille tanımlanmıştır. Nitel verinin belirli düzeyde sayılara indirgenmesi mümkün olduğundan (Yıldırım ve Şimşek, 2006), kodlara ve temalara ilişkin frekanslar hesaplanmıştır. Bulguların sunumunda katılımcıların bireysel 6 olarak dile getirdiği ifadelerden bazıları tırnak içinde ve ifadesi değiştirilmeden sunulmuştur. Elde edilen veriler neden-sonuç ilişkileri ile incelenerek birtakım yargılara ulaşılmıştır. Araştırmanın Geçerliği ve Güvenirliği Nitel araştırmalarda geçerlik araştırmacının araştırdığı olguyu, olduğu biçimiyle ve olabildiğince yansız gözlemesi anlamına gelmektedir. Araştırma konusu hakkında genel bilgiye sahip ve nitel araştırma yöntemleri konusunda uzman kişilerden, araştırmayı çeşitli boyutlarıyla incelenmesinin istenmesi inandırıcılığı artıracak stratejilerden biridir. Ayrıca, araştırmacının ulaştığı sonuçların ve yorumların katılımcılar tarafından teyit edilmesi inandırıcılığı artıran bir başka stratejidir (Yıldırım ve Şimşek, 2006). Bu araştırmada inandırıcılığı artırmak amacıyla hem görüşme formunun emekli öğretmenlerin eğitim sistemine ilişkin düşüncelerini saptama amacına uygunluğunu, hem de kodların ve temaların son halini belirlemek için uzman görüşüne başvurulmuştur. Ayrıca araştırma sonuçları ve yorumları bazı katılımcılarla paylaşılmış, yorumlarla katılımcı teyidi alınarak inandırıcılık artırılmaya çalışılmıştır. Nitel araştırma sonuçlarının aktarılabilirliği, verilerin yeterli düzeyde betimlenmesine bağlıdır. Ayrıntılı betimleme, verilerin ortaya çıkan kavram ve temalara göre düzenlenmiş bir şekilde okuyucuya yorum katmadan ve verinin doğasına mümkün olduğunca sadık kalınarak aktarılmasıdır. Bu amaçla, araştırmada sık sık doğrudan alıntılara yer verilmiştir. Nitel araştırmalarda “iç güvenirlik” yerine “tutarlılık”, “dış güvenirlik” yerine “teyit edilebilirlik” kavramlarının kullanılması tercih edilmektedir. İç güvenirliğin sağlanması amacıyla araştırma verilerinin analizi iki araştırmacı tarafından birbirlerinden bağımsız olarak yapılmıştır. Dış güvenirliği sağlamak amacıyla tüm veri toplama araçları, ham veriler, verilerin analiz aşamasında yapılan kodlar, notlar talep edilmesi durumunda veya gelecekte yapılacak benzer bir araştırma ile karşılaştırmaların yapılabilmesi için saklanmıştır. (Yıldırım ve Şimşek, 2006). Bulgular Çalışmada elde edilen bulgular yedi başlık altında toplanmıştır. Bunlar; “emekli öğretmenlerin geçmişte yaşadıkları sıkıntılara ilişkin görüşleri, emekli öğretmenlerin öğretmeni tanımlarken kullandıkları ifadelere ilişkin görüşleri, emekli öğretmenlerin, öğretmenlerin sahip olması gereken özelliklerine ve öğretmenliğin işlevine ilişkin görüşleri, emekli öğretmenlerin geçmiş ve günümüz eğitim sistemi farklılıklarına ilişkin görüşleri, emekli öğretmenlerin günümüz eğitim sistemine dair ifade ettikleri sorunlara ilişkin görüşleri, emekli öğretmenlerin öğretmenlikle bağdaştıramadığı davranışlara ilişkin görüşleri, emekli öğretmenlerin genç öğretmenlere tavsiyelerine ilişkin görüşleri” şeklinde sıralanmıştır. Emekli Öğretmenlerin Geçmişte Yaşadıkları Sıkıntılara İlişkin Görüşleri Emekli öğretmenlerin, öğretmenlik yaptıkları yıllarda yaşadıkları sıkıntılara ilişkin görüşleri Tablo 2‟de verilmiştir. Tablo. 2: Emekli Öğretmenlerin Geçmişte Yaşadıkları Sıkıntılara İlişkin Görüşleri Tema Emekli Öğretmen No n Yoksulluk 1,6,8,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28 16 Araç-gereç, ulaşım, yaşam sıkıntısı 2,3,7,9,10,11,12,19,20,21,26 11 Maaşların azlığı 9,13,14,15 4 Velilerin anlayışsızlığı 3,5,7 3 Kişisel bakım ihtiyaçlarının giderilememesi 4,12 2 Tablo 2 incelendiğinde, katılımcılar geçmişte yaşadıkları sıkıntıların en büyüğünü yoksulluk olarak ifade etmişlerdir. Ardından araç-gereç, ulaşım, yaşam sıkıntısı gelmektedir. Katılımcıların ifadelerinden bazılarına aşağıda yer verilmiştir. “İkincisi köyde şey yok su yok bir damla su yok. O da tarlalara yağan yağmurdan, kuyudan çıkartmışlar. Bir kuyu mesela bir ton suyu, iki ton suyu alıyor. Su oradan akıyor şeyden ağzından doluyor. Doldum mu çekiyorlar suyu da vatandaş kova sallıyor her türlü işini o suyla görüyor. Yani suyu onu içiyorlar. Ben su içmeye geldim mesela su içemiyorum. Ne edeyim ne yapayım bir çare buldum. O kurtlu suyu alıyordum tencereye koyup kaynatıyordum odun çalı malı var. Kaynatıyordum 7 onlarla. Kaynattıktan sonra soğutuyordum, soğuttuktan sonra kazadan şey getirtirdim bez. Biraz ince bez getirtirdim. Suyu oradan süzüyordum kurtlar üstünde kalıyordu, suyu akıyordu aşağıya. Aşağıdaki akan suyu da kaynatıyordum onu içiyordum gözüm göre göre. Yani öyle bir zaman geçirdik. Ama öğretmeni şarka göndermek bilmem ne etmek önemli değil. Önemli olan öğretmeni takip etmek (EÖ26).” Emekli Öğretmenlerin Öğretmeni Tanımlarken Kullandıkları İfadelere İlişkin Görüşleri Emekli öğretmenlerin, öğretmeni tanımlarken kullandıkları ifadelere Tablo 3‟de yer verilmiştir. Tablo. 3: Emekli Öğretmenlerin, Öğretmeni Tanımlarken Kullandıkları İfadelere İlişkin Görüşleri Tema Emekli Öğretmen No n Bilirkişi, akil adam 1,2,7,8,9,18,19,21,22,24,25,26,28 13 Topluma yön veren 3,5,12,13,15,16,17,23 8 Kutsal 1,5,8,12,13,27,28 7 Toplumu yetiştirip geleceği kurtaran kişi 10,6,20 3 Maden alaycısı 4 1 Tanrı mesleği 1 1 Mum gibi olan, kendisi erirken çevresini aydınlatan 10 1 Peygamber mesleği 14 1 Tablo 3 incelendiğinde, katılımcıların öğretmeni tanımlarken kullandıkları ifadelerin “bilirkişi, akil adam, topluma yön veren, kutsal, toplumu yetiştirip geleceği kurtaran kişi, maden alaycısı, tanrı mesleği” şeklinde sıralandığı görülmektedir. Katılımcıların ifadelerinden bazılarına aşağıda yer verilmiştir. “Ben öğretmeni bilirkişi, akil adam olarak görmekteyim. Biz de zamanında öyle görülürdük. Öğretmen her şeyi bilir. Gidelim hocaya bir soralım. Hoca derken imama değil öğretmene soralım. Mektubu gelir mektubunu okuturdu. İcrasını gelir ona gideriz mahkeme kâğıtlarını okuruz. Yani bütün köy işlerini muhtar getirir evrakları koyar imzalarız falan. Hem öğretmenlik yaptık, hem kâtiplik yaptık hem memurluk yaptık (EÖ2).” “Bence öğretmen hal ve hareketleri ile, toplumla ilişkisi ile ona yön veren bir konumda olmalı, ben böyle bir öğretmen profili çiziyorum kafamda (EÖ13).” Emekli Öğretmenlerin, Öğretmenlerin Sahip Olması Gereken Özelliklerine ve Öğretmenliğin İşlevine İlişkin Görüşleri Emekli öğretmenlerin, öğretmenlerin sahip olması gereken özelliklerine ve öğretmenliğin işlevine ilişkin görüşlerine Tablo 4‟te yer verilmiştir. Tablo. 4: Emekli Öğretmenlerin, Öğretmenlerin Sahip Olması Gereken Özelliklerine ve Öğretmenliğin İşlevine İlişkin Görüşleri Tema Emekli Öğretmen No n Toplumu, öğrencileri iyiliğe, güzelliğe sevk etmek 1,6,7,8,11,13,14,17,18,19,27,28 12 Öğrencinin gözünde büyük kişi olmak 10,14,15,16,21,22,23 7 Sadece öğrencilerle değil halkla da bütünleşmek 1,11,13,22 4 Öğrencilerdeki cevheri açığa çıkarmak 4,24,25,26 4 Vatanına milletine, millî manevi değerlerine bağlı bir 1,2,3,4,27 5 vatandaş olmak İçinde bayrak, vatan ve millet sevgisi taşımak 1,5,8,12 4 Topluma örnek bir insan olmak 9,14,15 3 Bilimi dinle akılcı bir şekilde bağdaştırmak 1 1 Tablo 4 incelendiğinde, katılımcıların öğretmenlerin sahip olması gereken özelliklerine ve öğretmenliğin işlevine ilişkin görüşlerinde “toplumu, öğrencileri iyiliğe, güzelliğe sevk etmek, öğrencinin gözünde büyük kişi olmak, sadece öğrencilerle değil halkla da bütünleşmek, öğrencilerdeki cevheri açığa çıkarmak, vatanına milletine, millî manevi değerlerine bağlı bir vatandaş olmak” gibi özellikler ön plana çıkmaktadır. Katılımcıların ifadelerinden bazılarına aşağıda yer verilmiştir. 8 “Öğretmenin görevi; kendisine emanet edilmiş olan çocukları iyiliğe ve güzelliğe sevk etmektir (EÖ14).” “Öğretmen öğrencinin gözünde büyük kişi olmalıdır, onu örnek almalı, onun yolundan gitmelidir (EÖ22).” “Öğretmenliğe erken yaşlarda başlamak gereklidir. Biz erken yaşlarda başladık ve hem köyü, hem köylüyü hem de öğrenci ve ailelerini daha yakından tanıma şansı bulduk (EÖ12).” Emekli Öğretmenlerin Geçmiş ve Günümüz Eğitim Sistemi Farklılıklarına İlişkin Görüşleri Emekli öğretmenlerin, geçmişte ve günümüzde eğitim sistemine ilişkin belirledikleri farklılıklara ilişkin görüşlerine Tablo 5‟de yer verilmiştir. Tablo. 5: Emekli Öğretmenlerin, Geçmiş ve Günümüz Eğitim Sistemi Farklılıklarına İlişkin Görüşleri Günümüz Eğitim Sistemine İlişkin Görüşleri Tema Emekli Öğretmen No n 2, 10, 13, 14, 17, 19, Günümüzde öğretim temelli bir eğitim felsefesi yürütülmesi 20, 21, 22, 23, 24, 25, 15 26, 27, 28 Eğitim sisteminin günümüzde sınav odaklı, yarışmacı bir konumda olması 8, 9, 14, 19, 23, 27 6 Günümüzde öğretmene duyulan saygının azalması 3, 20, 28 3 Günümüzde sosyal, kültürel ve ekonomik şartların değişmesi ile öğretmenin 4, 12 2 toplum nezdinde değerinin düşürülmesi Günümüzde eğitimin bir sistem üzerinde oturmaması 7, 15 2 Günümüzde öğretmenlerin öğrenciler üzerindeki söz hakkının elinden 5 1 alınması Günümüzde öğretmenlerde mesleğe adanmışlığın görülmemesi 12 1 Günümüzde eğitimin tek tip insan yetiştirmeye odaklanmış olması 9 1 Günümüzde bilimsel gelişmeye açık bir eğitimin sunulamaması 2 1 Geçmiş Eğitim Sistemine İlişkin Görüşleri Tema Emekli Öğretmen No n Geçmişte mesai kavramı olmaksızın fazla ders yapılması 1, 5, 6, 11, 19, 21 6 Öğretmen-öğrenci ilişkisinin geçmişte daha sağlam olması 7, 14, 25 3 Öğretmenlerin geçmişte okul harici işlerle de ilgilenmeleri (tarım, 1, 17, 27, 28 4 hayvancılık vs.) Geçmişte eğitimin öğrencinin çok yönlü gelişmesine katkı sağlayıcı olması 13 1 Tablo 5 incelendiğinde, emekli öğretmenler çeşitli açılardan geçmiş ve günümüz eğitim sistemi arasındaki farklılıkları dile getirmişlerdir. Günümüze dair en sık dile getirilen noktalar, “günümüzde öğretim temelli bir eğitim felsefesi yürütülmesi, eğitim sisteminin günümüzde sınav odaklı, yarışmacı bir konumda olması, günümüzde öğretmene duyulan saygının azalması” şeklinde olurken; geçmişe dair üzerinde durulan noktalar “geçmişte mesai kavramı olmaksızın fazla ders yapılması, öğretmen-öğrenci ilişkisinin geçmişte daha sağlam olması, öğretmenlerin geçmişte okul harici işlerle de ilgilenmeleri (tarım, hayvancılık vs.)” olmuştur. Emekli öğretmenlerin ifadelerinde günümüz eğitim sistemine ilişkin genellikle sorunlar dile getirilirken, geçmiş eğitim sistemine ilişkin ifadeleri genellikle olumlu yönde olmuştur. Bu durum onların geçmişe özlem duyduklarını, o zamanki eğitim sisteminden daha memnun olduklarını, günümüz eğitim sistemini ise yeterli, faydalı ve sistemli bulmadıklarını düşündürmektedir. Katılımcıların ifadelerinden bazılarına aşağıda yer verilmiştir. “Mesela bir ilkokul öğretmeni bundan yıllarca önce 50‟li yıllarda yetişen öğretmenler köylere gittikleri zaman elektrikten anlar, duvar örer, ziraattan anlar, hayvancılıktan anlar yani bir köyde insanların neye ihtiyacı varsa o ihtiyaçları o köydekilere yardımcı olacak, önder olacak. Işık olabilecek şekilde yetiştirilir, gönderilirdi (EÖ28).” “Şimdi eskiden öğretmenler o yerin, bu yörenin hem muhtarıydı hem sağlıkçısı idi, hem her şeyiydi, ziraatçısıydı, ziraat mühendisiydi. İnsanlar şimdiki son zamanda bu öğretmenlerdeki bu değer maalesef yıkıldı. Bu iyi bir durum olmadı. Şimdi bu taşıma sistemi gidiş geliş bu defa öğretmenlerin gidiş geliş yapması çok normal bir 9 şey değil. Öğretmen orada duracak, çocuğun evdeki durumunu, ailesindeki durumunu ne yapıyor mesela bizim yetiştiğimiz zaman ben kendim ilkokulda okuduğum zamanlar bizim öğretmenlerimiz bizi takip ederlerdi (EÖ27).” “Ama şimdiki durumda kesinlikle öğretmen bir öğrencisiyle bile baş başa konuşacak duruma gelmiyor. Ben bunu yaşadım. Yani öğretmen öğrenci ilişkilerinde bile çok farklılıklar var. Öncesinde öğretmen öğrencinin abisi, babası her şeyiydi. Şimdi insanlar herkes birbirinden korkar duruma geldi. (EÖ14).” “Bizim zamanımızdaki öğretmenlikle şimdiki arasında çok fark var. Değişti, zaman değişti. Gelişmeler tarım şeyleri değişti derken bu günlere geldik fakat eğitim sistemimizde bir çöküş var. Yani kendi kendine yapmayı, kendi kendine iş yapmayı öğrenmeyi artık hazır her şey hazır paket halinde sunuluyor. Araştırmacı, buluşçu kendi aletini kendi yapan toplum kalmadı. Şimdi ben elime malayı aldım mı yaparım, icraatı yaparım. Çivi çakarım, keser tutarım. Yani kendi işimizi kendimiz yapardık, şu anda yine yaparım. Fakat bugünkü çocuklara çiviyi göster, bilmiyor. Yani hayattan kopmuşlar. Kopukluk var. Sadece kendi şartlarına bağlı öğretim modeli var (EÖ2).” “Yani Anadolu‟da bugün ki gelişme varsa köylerde kasabalarda, köy enstitülerinde başlayan bir eğitim sisteminin devamı 85-90‟lı yıllara kadar gelişti ve güzelleşti. Ondan sonra eğitimde bir kopuş oldu. Sürekli kopma oldu, gerileme oldu. Yani insanlara iş yapmayı, eğitmeyi bıraktılar öğretmeye geçtiler. Öğretme metotları da işte bilgisayardan hazır. Araştırmacı bilimsel gelişmeye açık bir eğitim yok. Yani herkes kopuk. Eğitimin sonu da kötü (EÖ22).” Emekli Öğretmenlerin Günümüz Eğitim Sistemine Dair İfade Ettikleri Sorunlara İlişkin Görüşleri Emekli öğretmenlerin, günümüz eğitim sistemine dair ifade ettikleri sorunlara ilişkin görüşlerine Tablo 6‟da yer verilmiştir. Tablo. 6: Emekli Öğretmenlerin Günümüz Eğitim Sistemine Dair İfade Ettikleri Sorunlara İlişkin Görüşleri Tema Emekli Öğretmen No n Eğitim sisteminin sıklıkla değişmesi 1,3,7,15,17,18,20,21,23,27 10 Öğretmenlerin toplumun gözünde değersizleştirilmesi 2,10,13,19,23,24,25,26,27,28 10 Ezbere dayalı eğitim yapılması 1,3,8,13,25,26 6 Yapılan sınavların fazlalığı 2,10,13,23,26,27 6 Disiplinsizlik 5,6,9 3 Geçmişte öğretmen olmayan kişilerin sisteme alınması 11,12,22 3 Öğretmenlerin niteliksizliği 4,14,26 3 Velilerle, arkadaş gruplarıyla, öğrencilerle eğitim-öğretime dair 13,15 2 paylaşımların olmaması ya da çok az olması Öğretmenlerin ders saatine riayet etmemesi, öğrencilerin süresinden 1,8 2 çalması ve ertesi günün dersine hazırlık yapmaması Eğitim sisteminin meslek seçimine yardım etmemesi 6,9 2 Eğitim sisteminin dünya standartlarından uzak olması 11,20 2 Köy öğretmenlerinin köyde kalmayıp ilçelerde kalması, dolayısıyla 20,28 2 köylüyü ve velileri tanımaması İller, bölgeler, kır-kent arasında eğitim eşitsizliği yaşanması 6,8 2 Eğitim sisteminin millî özelliğinin kaybolması 22 1 Tablo 6 incelendiğinde, katılımcıların günümüz eğitim sistemine dair ifade ettikleri sorunlar genel olarak “eğitim sisteminin sıklıkla değişmesi, öğretmenin toplumun gözünde değersizleştirilmesi, ezbere dayalı eğitim yapılması, sınavların fazlalığı, disiplinsizlik, geçmişte öğretmen olmayan kişilerin sisteme alınması, öğretmenlerin niteliksizliği, velilerle, arkadaş gruplarıyla, öğrencilerle eğitim- öğretime dair paylaşımların olmaması ya da çok az olması” şeklindedir. Katılımcıların ifadelerinden bazılarına aşağıda yer verilmiştir. 10
Description: