BİR OSMANLI HUKUK ADAMI ILGINLI ŞEYHÜLİSLAM HASAN FEHMİ EFENDİ Dr. Öğr. Üyesi Mehmet AYKANAT A SHAYK AL-ISLAM FROM ILGIN HASAN FEHMI EFENDI AS AN OTTOMAN LEGIST ÖZ Hasan Fehmi Efendi, Tanzimat sonrasında iki defa şeyhülislamlık yapmış bir hukukçudur. Ilgın’da doğmuş, Konya’da medrese eğitimi almıştır. İlmiye sınıfına girip, bu sınıfın en üst makamı olan şeyhülislamlığa kadar yükselmiştir. Hayatı, dönemin hukuk mesleği, siyasi olayları hakkında bilgiler vermektedir. Hasan Fehmi Efendi, bir ilmiye mensubunun yapabileceği tüm görevleri yapmıştır. Müderris, kadı ve şeyhülislam olarak çalışmıştır. Arşiv belgeleri, Yayın Kuruluna Ulaştığı Tarih: 11.11.2017 Kabul Edildiği Tarih: 24.04.2018 DOI Numarası: 10.15337/suhfd.351358 27-29 Eylül 2013 tarihinde düzenlenmiş olan II. Ulusal Ilgın Sempozyumu’nda sunulmuş olan “Ilgınlı Şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi ve Hukukçuluğu” başlıklı bildiriden genişletilerek hazırlanmıştır. Necmeddin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi E-mail Adresi: [email protected] ORCID ID: orcid.org/0000-0003-0968-4165 SÜHFD Bir Osmanlı Hukuk Adamı ilmiye sınıfına ve hukuk mesleklerine ilişkin eserler, biyografik eserler ve tarih kaynakları konu hakkında bilgiler ihtiva etmektedir. Hasan Fehmi Efendi’nin hayatı, taşradan bir gencin başarı öyküsüdür. Osmanlı Devletinde bir hukukçunun hayatını özetlemektedir. Reform çalışmalarının sebep olduğu siyasi çekişmeleri göstermektedir. Hasan Fehmi Efendi, dönemin şeyhülislamı olarak Darülfünun’un açılışına ve kapanışına, Mecelle’nin hazırlanma sürecine etki etmiştir. Şeyhülislamlık görevi sebebiyle verdiği fetvalar dönemin hayatına ışık tutmaktadır. ANAHTAR KELİMELER: Hasan Fehmi Efendi, Şeyhülislam, İlmiye, Fetva, Tanzimat. ABSTRACT Hasan Fehmi Efendi is a lawyer, who served twice as a Sheikh al-Islam after the Tanzimat. He was born in Ilgın and went to madrasah in Konya. He entered the class of Ilmiye and he has been Sheikh al-Islam which is the highest authority of this class. His life gives information about law profession and political events of the period. Hasan Fehmi Efendi has done all the duties that an ilmiye member can do. He worked as müderris, qadi and Sheikh al-Islam. Archival documents, works related to the ilmiye and the legal professions, biographical works and sources of history includes information about subject. Hasan Fehmi Efendi’s life is a success story of a young man from the countryside. It summarizes a lawyer’s life in the Ottoman state. It shows political conroversies caused by reform efforts. Hasan Fehmi Efendi has had the effect as a Sheikh al-Islam of the period on the opening and closing of Darulfunun and the process of preperation of Mecelle. He gives a lot of fatwas which give information about legal and social life of the period. KEY WORDS: Hasan Fehmi Efendi, Sheikh Al-Islam, İlmiye, Fatwa, Tanzimat. 48 © Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.26, S.1, 2018, s.47-62. Ilgınlı Şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi AYKANAT I. GİRİŞ Hasan Fehmi Efendi, Tanzimat sonrasında, Mecelle’nin hazırlandığı, Darülfünun mekteplerinin açıldığı, Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’nin kurulduğu ve pek çok yeniliğin yapıldığı bir dönemde, çeşitli görevler yapmış bir ilmiye mensubudur. Hasan Fehmi Efendi, ilmiye sınıfı içerisindeki en üst görev olan şeyhülislamlık makamında iki defa bulunmuştur. Bir ilmiye mensubunun yapabileceği kadılık, müderrislik ve müftilik gibi tüm görevleri yapmıştır. Hasan Fehmi Efendi, eğitim hayatına memleketi olan Ilgın’da başlamıştır. Konya’da medrese eğitimi aldıktan sonra İstanbul’a gitmiş, orada da tanınmış hocaların derslerine katılmıştır. Şehzade iken Sultan Abdülaziz’in hocalığını yapmıştır. İstanbul kadılığı, Anadolu ve Rumeli kazaskerliği görevlerinden sonra şeyhülislam olmuştur. Çeşitli alanlarda yazılmış eserleri122 olan Hasan Fehmi Efendi’nin tüm görevleri hukuk ile ilgili olmuştur. Hasan Fehmi Efendi Anadolu’nun bir kazasından, ilmiye sınıfının en üst makamına çıkmıştır. Bu süreçte yaşadıkları, Tanzimat sonrası hukuk mesleği ve hukuki durum hakkında da bize bilgiler vermektedir. Tanzimat sonrası yenileşme süreci ve bu sürecin sancıları da Hasan Fehmi Efendi’nin hayatından anlaşılmaktadır. II. HAYATI Hasan Fehmi Efendi’nin hicri 1210 (1795-96) yılında doğduğu ve babasının Ilgınlı Osman Efendi olduğu kaynaklarda yer almıştır. Bazı kaynaklarda Hasan Fehmi Akşehrî olarak geçmektedir.123 Çocuk yaşta ilme meraklı olduğu ve ilim tahsili için Konya’ya gittiği görülmektedir. Konya’daki hocasından icazet almıştır.124 Burada tanıştığı 122 Eserleri için bkz. Mehmed Tahir, 1972, s.244; İlmiyye Salnamesi, s.482; Altunsu, 1972, s.201; İpşirli ve Çelebi, 1997, s.321-322. 123 İlmiyye Salnamesi, s.481; Altunsu, 1972, s.199; İpşirli ve Çelebi, 1997, s.320; Özdemir, 2012, s.493-494. 124 Hasan Fehmi Efendi’nin hayatı hakkında, Prof. Dr. H. Ahmet Özdemir tarafından I. Ulusal Ilgın Sempozyumu’nda sunulan bildiri bu çalışmanın da hareket noktasıdır. Özdemir, Hasan Fehmi Efendi’nin Konya’da iyi bir eğitim alarak İstanbul’a gittiği tespitini yapmıştır. Özdemir, 2012, s.495. © Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.26, S.1, 2018, s.47-62. 49 SÜHFD Bir Osmanlı Hukuk Adamı Amasyalı Kara Halil Efendi125 ile beraber İstanbul’a gitmiştir. İstanbul’da tanınmış hocalardan Vidinli Mustafa Efendi’nin derslerine devam etmiştir.126 Mardin, Hasan Fehmi Efendi’nin Vidinli hocadan icazet aldığını belirtmiştir.127 Ahmet Cevdet Paşa ise icazet almadığını ancak daima müzakere ile meşgul olarak diğer hocalara üstün geldiğini aktarmaktadır.128 Açılan rü’us imtihanında birinci olmuş, Ayasofya Camii’nde ders vermeye başlamıştır. Ayasofya Camii’nde verdiği dersler ününü artırmıştır. 1846 yılında ibtida-i hariç derecesi ile müderris olmuş, musıla-i sahn derecesine ulaşmıştır.129 Hocası olduğu Sultan Abdülaziz’in 1861’de tahta geçmesiyle ünü artmıştır.130 1279-80 yıllarında, mecidiye nişanı ve nişan-ı Osmani gibi çeşitli nişanlar aldığına dair kayıtlar vardır.131 1863 yılında Sultan Abdülaziz’in maiyetinde Mısır seferine katılmıştır. Burada el-Ezher’in ünlü âlimlerinden İbrahim b. Ali el-Sakka ile müzakere etmiştir.132 1863 yılında Mekke payesi, yedi ay sonra İstanbul payesi almıştır. 1867 yıllarında önce Anadolu sonra Rumeli kazaskerliğine atanmıştır. 1868 yılında atandığı şeyhülislamlık görevi 1871 yılında sona ermiştir. 1874 yılında ikinci kez şeyhülislamlığa atanmış, 1876 yılında bu görevi de sona ermiştir.133 Özdemir, Hasan Fehmi Efendi’nin fetvalarında kullandığı imzada “el-Hüseyni” 125 Kara Halil Efendi de Osmanlı şeyhülislamlarındandır. Aslen Çorumlu olup, Amasya’da medrese eğitimi almıştır. Daha sonra geldiği Konya’da Hasan Fehmi Efendi ile aynı medresede okumuş, beraber İstanbul’a gitmişler, Vidinli Mustafa Efendi’nin derslerine katılmışlardır. Altunsu, 1972, s.209. 126 İlmiyye Salnamesi, s.481; Altunsu, 1972, s.199; İpşirli ve Çelebi, 1997, s.320. 127 Mardin, 1951, c.2-3, s.778. 128 Ahmed Cevdet Paşa, 1991, s.9. 129 İlmiyye Salnamesi, s.481; Altunsu, 1972, s.199; İpşirli ve Çelebi, 1997, s.320. 130 İlmiyye Salnamesi, s.481-482; Altunsu, 1972, s.199. 131 BOA, İ..DH.., 507/34550, 15.12.1279; BOA, İ..DH.., 509/34640, 04.01.1280; BOA, İ..DH.., 519/35360, 05.07.1280. 132 Lewis, 1978, s.250. 133 İlmiyye Salnamesi, s.482; Altunsu, 1972, s.199-200; Süreyya, 1996, s.627. 50 © Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.26, S.1, 2018, s.47-62. Ilgınlı Şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi AYKANAT ibaresine yer vermesine dikkat çekmiş, seyyid olma ihtimalinden söz etmiştir.134 Hasan Fehmi Efendi, 1877 yılında, hayatının son döneminde, siyasi sebeplerle, bir irade ile Medine’ye gönderilmiştir.135 Bu dönemde padişaha ithafen bir risale yazmış ve hac için Mekke’ye gitmeyi talep etmiştir.136 Hasan Fehmi Efendi’nin talebi üzerine hac için Mekke’ye gitmesine izin verilmiştir.137 1880’de Medine’de vefat etmiştir.138 Cennetü’l-Baki kabristanına defnedilmiştir.139 III. MESLEK VE GÖREVLERİ Osmanlıda askeriler olarak adlandırılan kamu görevlileri seyfiye, kalemiye ve ilmiye sınıflarından müteşekkildir. Bu sınıfların görev ayrımı belirlidir. İlmiye sınıfında kadılar yargılama, müderrisler öğretim, müftüler fetva alanında görevli olmuştur.140 İlmiye sınıfına girebilmek için medreselerde belirli bir eğitimin alınması şartı aranmıştır. Küçük yaşlarda Ilgın’da başladığı eğitimini, Konya’da sürdüren Hasan Fehmi Efendi, İstanbul’da bu eğitimi tamamlamıştır. Yapılan sınavda başarılı olarak ilmiye sınıfına dahil olmuştur. Hayatı boyunca bir ilmiye mensubunun yapabileceği yargılama, öğretim ve fetva faaliyetlerini icra etmiştir. 1. Müderrislik Mesleği ve Eğitim Görevleri Hasan Fehmi Efendi, meslek hayatına müderris olarak başlamıştır. 1846 yılında ibtida-i hariç derecesi ile müderris olmuştur.141 1858 yılında ders 134 Özdemir, 2012, s.495. 135 BOA, İ..DH.., 778/63332, 14.12.1295. 136 BOA, Y..PRK.MK., 22.12.1297. 137 BOA, Y..EE.., 88/71, 03.06.1297. 138 BOA, Y..A..HUS., 166/66, 24.02.1298; Altunsu, 1972, s.201. 139 İlmiyye Salnamesi, s.482; Altunsu, 1972, s.201. 140 Ortaylı, 1994, s.12. 141 İlmiyye Salnamesi, s.481; Altunsu, 1972, s.199; İpşirli ve Çelebi, 1997, s.320. © Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.26, S.1, 2018, s.47-62. 51 SÜHFD Bir Osmanlı Hukuk Adamı vekilliğine142 getirilmiştir. Altunsu, Hasan Fehmi Efendi’nin eğittiği pek çok öğrenciye icazet verdiğini ifade etmiştir.143 Hasan Fehmi Efendi, 1261-1273 yılları arasında, muhatap olarak Huzur Dersleri’ne iştirak etmiştir. 1274-1279 yılları arasında derslerde mukarrir olarak görev yapmıştır. Terfi etmesi sebebiyle bu görevinden ayrılmıştır. 144 Hasan Fehmi Efendi, kısa bir süre ta’til dersleri de yapmış fakat meşguliyeti sebebiyle dersleri sürdürememiştir. Ahmet Cevdet Paşa, kendisinin de bu derslerde bulunduğunu ve soru cevap şeklinde iştirak ettiğini anlatmıştır.145 Ahmet Cevdet Paşa’ya hayranlığı açıkça gözlenen Ebul’ula Mardin, Hasan Fehmi Efendi’nin dersleri bırakma sebebini Ahmet Cevdet Paşa’nın soruları ve cevapları olarak göstermiştir.146 Ancak Hasan Fehmi Efendi gibi ilmî yeterliliğinde şüphe bulunmayan bir kişinin bu sebeple dersleri bırakmış olması ihtimal dışıdır. Hasan Fehmi Efendi’nin Sultan Abdülaziz’in şehzade iken hocalığını yapmış olması, hayatının dönüm noktalarından biri olarak görünmektedir. Sultanın Arapça ve Arap edebiyatı hocalığını yapmıştır. Bu sebeple hâce-i sultani unvanını kazanmıştır. Padişah hocalığı ve şeyhülislamlık unvanlarının her ikisine de sahip kişilere verilen camiü’r-riyaseteyn unvanına da sahip olmuştur.147 Bu unvana sahip üçüncü ve sonuncu şeyhülislamdır.148 2. Kadılık, Kazaskerlik Meslekleri ve Yargılama Görevi Osmanlı ilmiye sınıfında görevler arasında yatay geçiş mümkündür. Bu sebeple müderrislik ve kadılık görevlerinin karşılıkları belirlidir. Kişi göreve fiilen atanmasa da unvanına sahip olabilmiştir. Bu uygulama paye verilmesi 142 Ders vekilliği, şeyhülislamın yerine medresede derse girmek anlamına gelmektedir. Medreselerde ders verme görevi olan şeyhülislamlar, idari işlerinin yoğunluğu sebebiyle, alanında yetkin bir müderrise bu görevi devretmişlerdir. İpşirli, 1994, s.183. 143 Altunsu, 1972, s.199. 144 Mardin, 1951, c.1, s.113, 136. 145 Ahmed Cevdet Paşa, 1991, s.11. 146 Mardin, 1996, s.21. 147 Altunsu, 1972, s.199. 148 İpşirli ve Çelebi, 1997, s.320. 52 © Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.26, S.1, 2018, s.47-62. Ilgınlı Şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi AYKANAT şeklinde olmuştur. Hasan Fehmi Efendi de 1863 yılında önce Mekke kadılığı, sonra İstanbul kadılığı payesi almıştır. 1867 yılında ise önce Anadolu sonra Rumeli kazaskerliğine atanmıştır.149 Bu yol Osmanlıda şeyhülislam atamaları için yerleşmiş bir yoldur. Yani ilmiye mensubunun yükseleceği makamlar birbirini takip eder şekilde belirlidir. Hasan Fehmi Efendi’nin kazaskerliği döneminde kazaskerlerin yargılama görevleri oldukça azalmıştır. Ancak 1861 yılında kurulan ve Rumeli kazaskerinin başkanlığında çalışan Meclis-i Tedkikat-ı Şer’iyye, Hasan Fehmi Efendi dönemini de kapsayacak şekilde uzun süre görev yapmıştır.150 3. Şeyhülislamlık Mesleği ve Fetva Görevi Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarında şeyhülislamlığa yükselme konusunda herhangi bir kural söz konusu değil iken, Ebussuud Efendi’nin tavsiyesi ve Kanuni Sultan Süleyman’ın kanunlaştırmasıyla, bu dönemden sonra şeyhülislamlığa geçiş kurala bağlanmıştır. Buna göre şeyhülislamlık makamına geçişin Rumeli kazaskerliğinden olacağı kanun haline getirilmiş ve bu dönemden sonra bu şekilde uygulanmıştır.151 Hasan Fehmi Efendi de önce Anadolu kazaskerliği, ardından Rumeli kazaskerliği yaparak bu aşamaları geçmiş ve şeyhülislamlık makamı için hazırlanmıştır. 30 Nisan 1868 tarihinde de boşalan Şeyhülislamlık makamına tayin edilmiştir.152 18 Eylül 1871 tarihinde ise görevinden alınmıştır. 19 Temmuz 1874 tarihinde ikinci defa meşihat makamına getirilmiştir. 11 Mayıs 1876 tarihinde ikinci kez görevinden azledilmiştir.153 İlk görevinde 148. ikincisinde 152. Osmanlı şeyhülislamı olarak görev yapmıştır. Birinci şeyhülislamlık görevi 4 yıl 5 ay 25 gündür. İkinci görevi 1 yıl 10 ay 13 gün sürmüştür. Toplamda 5 yıl 4 ay 8 gün şeyhülislam olarak görev yapmıştır.154 149 İlmiyye Salnamesi, s.482; Altunsu, 1972, s.199-200; Süreyya, 1996, s.627. 150 Yakut, 2005, s.62. 151 Uzunçarşılı, 1988, s.97. 152 İpşirli ve Çelebi, 1997, s.320. 153 İpşirli ve Çelebi, 1997, s.321. Hasan Fehmi Efendi’nin görevden alınması 30 Mayıs 1876 darbesinden hemen öncedir. Ancak görev değişiklikleri de darbeyi engelleyememiştir. 154 İlmiyye Salnamesi, s.482. © Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.26, S.1, 2018, s.47-62. 53 SÜHFD Bir Osmanlı Hukuk Adamı Hasan Fehmi Efendi’nin görev yaptığı dönemde meşihattan sadarete yazılan tezkirelerde şeyhülislamın yetkilerine ilişkin pek çok ayrıntı bulunmaktadır. Bu tezkirelerde çoğunluğu atamalara ilişkin teklifler olmak üzere çeşitli örnekler vardır. Örneğin müderris Mustafa Efendi adlı zatın Divan-ı Ahkâm-ı Adliye üyeliğine atanması sadarete bir yazı ile teklif edilmiştir.155 Telhis defterleri de yine Hasan Fehmi Efendi’nin çeşitli görevlileri atamasına ilişkin kararlara sahiptir. Temyiz mahkemesi üyeliği, evkaf-ı hümayun müfettişliği gibi görevlere çeşitli kimselerin atanmasına ilişkin evraklar arşivde yer almaktadır.156 Arşivdeki murafaa defterlerinde de şeyhülislamlık tarafından yapılan yargılamalara ilişkin örnekler bulunmaktadır. Bu örnekler miras paylaştırılması, alacak davaları, nafaka kararları gibi tamamen hukuki niteliğe sahip uyuşmazlıklardır.157 Bu evraklardan şeyhülislamlığın yaptığı yargılamaya ilişkin bilgiler edinmek mümkündür. Hasan Fehmi Efendi kanunlaştırma hareketlerinin yoğun olduğu bir dönemde görev yapmıştır. Hasan Fehmi Efendi’nin ikinci şeyhülislamlık dönemi içinde olan 19 Şubat 1875 tarihinde “Fetvahane Nizamnamesi” çıkarılarak Fetvahane kurumu düzenlenmiştir.158 Yine taşradaki yetim malları ile ilgili hesapları incelemek üzere “Meclis-i İdare-i Emval-i Eytam” kurumu 3 Ekim 1874 tarihinde bir irade ile açılmıştır. Hasan Fehmi Efendi döneminde Divan-ı Hümayun’un işlerliğini kaybetmesinden sonra önem kazanmaya başlayan ve 19.yy’ın ilk çeyreğinde en gelişkin dönemini yaşayan meşveret meclislerinde şeyhülislam çok önemli bir konuma sahip olmuştur.159 Yine şeyhülislam, II. Mahmut döneminde 155 İstanbul Müftülüğü, Meşihat Arşivi, d.1, s.111. Şeyhülislamın yetkileri için bkz. Avcı, 2017, s.128-129. 156 İstanbul Müftülüğü, Meşihat Arşivi, d.7, s.33. 157 İstanbul Müftülüğü, Meşihat Arşivi, d.51, s.83. 158 Yakut, 2005, s.57. 159 Yakut, 2005, s.83 vd. 54 © Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.26, S.1, 2018, s.47-62. Ilgınlı Şeyhülislam Hasan Fehmi Efendi AYKANAT kurulan Meclis-i Vükela’nın da daimi üyesi olarak kabul edilmiştir. Hatta bazı toplantılar şeyhülislamın makamında yapılmıştır.160 IV. İLMİ VE SİYASİ MÜCADELESİ Hasan Fehmi Efendi yaptığı görevler sebebiyle her zaman siyasetle içli dışlı olmuş, hocası olduğu Sultan Abdülaziz üzerindeki etkisiyle dönemin siyasi hayatında etkin bir role sahip olmuştur. Kurumlarda batılılaşma ve yenileşme çalışmalarının yoğun olarak yaşandığı bir dönemde, bir şeyhülislamın siyasi çalkantılardan ve sosyal olaylardan etkilenmemesi mümkün değildir. Hasan Fehmi Efendi için de böyle olmuştur. Hocası olduğu Sultan Abdülaziz’in tahta çıkması ile itibar kazanmış,161 Sultan’ın tahttan indirilmesinden sonra da Medine’de zorunlu ikamete tabi tutulmuştur.162 Hasan Fehmi Efendi, şeyhülislamlığın eğitim ve yargı alanındaki yetkilerinin Batıcılar tarafından kısıtlanmaya çalışıldığı bir dönemde mücadele etmiştir.163 Eğitim alanındaki yeniliklerden olan Darülfünun kurumuna sıcak bakmadığı, Cemaleddin Afgani ile mücadele ettiği iddiaları vardır. Hukuk alanında ise Mecelle’nin hazırlanması sürecine etki etmiştir. Mecelle’nin Bab- ı Meşihat tarafından hazırlanmasını savunmuştur. Bu sebeple Mecelle Komisyonu Başkanı Cevdet Paşa ile karşı karşıya gelmiştir. Son olarak çıkan öğrenci isyanı bahane edilerek görevden alınmıştır. 1. Darülfünun Açılışı ve Afgani Meselesi Cemaleddin Afgani 1870 yılında yani Hasan Fehmi Efendi’nin şeyhülislamlığı sırasında İstanbul’a gelmiş ve giderek etkinliğini artırmıştır. Medreselere alternatif olarak görülen Darülfünun’un açılışına katılarak medrese mensupları ve Hasan Fehmi Efendi’nin tepkisini çekmiştir. Hasan Fehmi Efendi’nin onun hakkında küfür fetvası verdiği ve hatip ve vaizler aracılığıyla halkı ona karşı kışkırttığı ifade edilmektedir.164 160 Akyıldız, 1993, s.182. 161 İlmiye Salnamesi, s.482; İpşirli ve Çelebi, 1997, s.321. 162 Mehmed Tahir, 1972, s.243. 163 Lewis, 1978, s.250; Özdemir, 2012, s.497. 164 Karaman, 1994, s.457, Yüceer, 1997, s.51-52. © Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.26, S.1, 2018, s.47-62. 55 SÜHFD Bir Osmanlı Hukuk Adamı Afgani, Hasan Fehmi Efendi’yi kendisinin şeyhülislam yapılmasından korktuğu için fırsatçılık yapmakla itham etmektedir.165 Ancak 34 yaşında, İstanbul dışından gelmiş ve meşihâtte bir görevi bile olmayan birisinin şeyhülislam olması ve Hasan Fehmi Efendi’ye rakip olması mümkün değildir. Bu sebeple bu iddia yersizdir.166 Hasan Fehmi Efendi’nin asıl mücadelesinin Afgani’ye karşı değil, bir Fransız eğitim projesi olarak gördüğü ve medreselerin önemini azaltacak olan Darülfünun kurumuna karşı olduğu açıktır.167 Konuyu ele alanlar, olayı Afgani etrafında gelişen bir hadise olarak lanse etmiştir. İhsanoğlu ise Afgani’nin şahsına değil, kullandığı ifadelere yönelik bir tepki olduğunu belgelerden aktarmıştır.168 Şeyhülislamlığın bu tepkisi sonucunda Afgani, İstanbul’dan uzaklaştırılmıştır.169 Berkes, şeyhülislamlığın asıl tepkisinin Afgani’ye değil, Darülfünun’un arkasında yer alan Safvet Paşa, Münif Paşa ve Tahsin Efendi’ye karşı olduğu tespitini yapmıştır.170 2. Mecelle’nin Hazırlanması Meselesi Hasan Fehmi Efendi’nin Ahmet Cevdet Paşa ile olan çekişmesinin sebebi ise yetki çatışmasıdır. Bu çatışma Mecelle çalışmaları boyunca devam etmiş ve Ahmet Cevdet Paşa’nın kendi eserlerinde ve ilgili eserlerde yer bulmuştur. Hasan Fehmi Efendi, şeyhülislamlık kurumunun öneminin azalmasını önlemek amacıyla mücadele etmiş bu sebeple Mecelle çalışmalarına karşıymış gibi gösterilmiştir.171 Hasan Fehmi Efendi’nin Mecelle yerine Fransız Medeni Kanunu’nun tercüme edilmesi gibi bir görüşü yoktur. Mecelle Cemiyeti’nin Bab-ı Fetva yerine Bab-ı Ali’de toplanmasına karşı çıkmıştır.172 Farklı zamanlarda Mecelle Komisyonu başkanlığı görevlerine son verilen, bu sebeple çalışmalara ara vermek zorunda kalan Ahmet Cevdet Paşa, 165 Yalçınkaya, 1995, s.54-55. 166 Berkes, 2002, s.241, Yalçınkaya, 1995, s.192. 167 Berkes, 2002, s.241, Türköne, 1994, s.33. 168 İhsanoğlu, 1990, s.720, 727-728. 169 İhsanoğlu, 1990, s.729. 170 Berkes, 2002, s.238. 171 İpşirli ve Çelebi, 1997, s.321. 172 Ahmed Lütfi, 1989, c.12, s.78. 56 © Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.26, S.1, 2018, s.47-62.
Description: