A A t—^ • 0 X X IV ± m m '4f '.\ <jj «1 ^ ij 'N \A d; ft-: t!' 0) a' <5 o. ^ a o is o. s o VAKIFLAR D e r gi si İÇİNDEKİLER XXIV. Sayı Dr .ibrahim ATEŞ ISBN 975-19-0900-7 Mescid-i Nebevî'nin Yapıldığı Günden Bu Yana Geçirdiği Genişletme Girişimleri 5 Fiati: 200.000 TL. KDV Dahil / 20 $ Sadi BAYRAM SAHİBİ Silsile-nâmeler ve Irlanda-Dublin, Vakıflar Genel Müdürlüğü Adına Chester Beatty Library'de Bulunan Fadıl ÜNVER 1598 Tarihli Zübdetü't-Tevarih 51 SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Doç.Dr.Hasan YÜKSEL İbrahim ATEŞ Kafkas Göçmen Vakıflan 117 İNCELEME KURULU Dr .Ali ÖNGÜL İbrahim ATEŞ Tarih-i Câmi-i Nuruosmânî 127 Prof.Dr.Bahaeddin YEDİYİLDIZ Yrd.Doç.Dr.İnciKUYULU Prof.Dr.Refet YİNANÇ Bademli Kılcızade Mehmet Aga Dr.Mehmet ÖNDER Camii (Ödemiş/İzmir). 147 Mehmet NARİNCE Deniz AYDA TEKNİK YÖNETMEN XIX. Yüzyıl Çanakkale Seramiklerinden, Sadi BAYRAM Ördek Başlı Testiler 159 Mehmet NARİNCE Yıldıray ÖZBEK TASHİH Son Dönem Osmanlı Medreselerine Bir Örnek: Hüseyin BAŞKAYA Şıhlı Hamidiye Medresesi 165 Yayınlanan yazılarda ileri sürülen fikir Erol YURDAKUL ve beyanlardan yazı sahipleri sorumludur. Amasya-Yolpınar (Hakala-Kagla-Kagala) Makaleler kaynak gösterilmek kaydı ile Köyünde Bulunan Islamî Yapılar 177 iktibas edilebilir. Dr.Saîm SAVAŞ Ön Kapak Tokat'ta Hoca Sünbül Zaviyesi 199 Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde bulunan 1682 tarihli silsilenamenin baş sayfa tezyinatı. Yıldıray ÖZBEK (Foto: Sadi BAYRAM) Şeyh Hacı İbrahim Tekke Veya Manzumesi 209 Arka Kapak Yrd.Doç.Dr.Ali BAŞ Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivn'nde bulunan İnay Köyü Manzumesi 221 silsilenamenin son sayfası Bu sayfada Sultan IV. Mu- rad, Sultan İbrahim ve Sultan IV. Mehmed'in minya Fatih MÜDERRİSOĞLU türleri ile ressam Hüseyin'in mührü bulunmaktadır. Bir Osmanlı-Türk Şehri Olarak Belen 237 (Foto: Sadi BAYRAM) Doç.Dr.Nusret ÇAM İslâm'ın Sanata ve Mimariye Bakışı 273 Telefon (Ankara) 311 34 63 - 324 48 16 / 233-238 Dr.Mehmet İBRAHİM Eski Yugoslavya Sınırları Dahilinde Tarikat Hareketlerinin Tarih içindeki BASILDIĞI YER: Gelişimi ve Önemi 291 TİSAMAT Basım Sanayii Tel: 418 10 19 Doç.Dr.Hüseyin MEMİŞOĞLU Bulgaristan Müslümanlannm Dinî Teşkilatlarını ANKARA 1994 ve Kurumlarını Düzenleyen Nizamname 307 ÖNSÖZ Millî birlik ue bütünlüğün temsilcisi olan uakıflarm, ülkemizin sosyal ve kültürel ha- yatmda derin izleri bulunmaktadır. Yurdumuzun tapu senetleri hüviyetindeki vakıf âbide ve eski eserlerimizin sayısı 7.600 civarındadır. Bu eserleri gelecek nesillere olduğu gibi aktarmak bizim aslî görevlerimizin arasındadır. 1993 yılında 221 eser restore ederek 184 milyar lira harcanmıştır. 1994 yılında tasarruf tedbirlerine rağmen 140 eser üzerinde çalışmaya başladık ve tahminen 261 milyar lira harcayacağız. Bütün bunların yanında Mimar Sinan tarafından inşa edilen meşhur Üsküdar Atik Valide Külliyesi'ni bir Restorasyon Eğitim Merkezi durumuna getirmek için çalışmalara başlamış bulunmaktayız. Bu eğitim merkezinde, her türlü eski eser onarımının yapılacağı gibi; ahşap, maden, çini, sedef, kalemişi, mermer, taş ileri modern laboratuarlarında in celenerek, taş hastalıkları üzerine önemli deneyler yapılacak ve alınacak sonuçlara göre restorasyon hizmetleri yapılacaktır. Bu konuda geniş bir araştırma işine girmiş bulunuyo ruz. XXI. yüzyılın bütün teknik verileri bu merkezde bulunacaktır. Bu merkeze uluslara rası bir hüviyet kazandırılarak,yurt dışında bulunan Türk eserlerinin restorasyon hizmet lerine de talip olacak ve yurt dışı eski eser müteahhitlik hizmetleri birimi kurulacaktır. Ayrıca bir proje bilgi bankası kurularak her akademik kuruluşun proje ihtiyacını gi derme yolunu açmış olacağız. Halen Kıbrıs'ta 14 eski eser üzerinde restorasyon hizmetlerimiz devam etmektedir. Hoca Ahmed Yesevî Türbesi restorasyonumuz Yesi şehrinde yine devam ediyor. Bosna-Hersek'te bulunan Türk eserlerinin bir kısmı ile Mostar Köprüsü restorasyo nunun yapılması için gerekli girişimler Dışişleri Bakanlığımız tarafından yürütülmekte ve bu konuda bir Bakanlar Kurulu Kararnamesi çıkmak üzeredir. Bütçe imkanları elverdiği takdirde 1995 yılında iki ayda bir halkın anlayabileceği seviyede bir dergi çıkararak, faaliyetlerimiz hakkında kamu oyunu aydınlatacağız. Görülüyor ki; Vakıflar Genel Müdürlüğü 2000'li yıllara çok iyi hazırlanmıştır. Kültür, milletleri ayakta tutan öğelerin en başında gelen unsurlardan biridir. Cum huriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk; "...Millî şuurun ayakta katabilmesi ue uyanık bulunması için dil ve tarih uğrunda çalışmağa mecburuz. Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. Türk kabiliyet ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça bütün Türk çocukları kendileri için la zım gelen hamle kaynağını o tarihte bulabileceklerdir" demektedir. Biz de bu istek ve ar zu ile Vakıflar Dergisi'nin XXIV. sayısını hazırladık... Elinizde bulunan XXIV. sayımızda 15 yazarımızın millî kültürümüze ait önemli ilmî makaleleri bulunmaktadır. Değerli katkılarından dolayı kendilerine teşekkür ederken dizgi ve düzenlemesini yapan mesaî arkadaşlarım ile, baskıda emeği geçen Tisamat Mat baasını kutlar, başarılarının devamını dilerim. Fadıl ÜNVER Vakıflar Genel Müdürü ¥AFILMĞI (SÜNİİH İÜ HAMA mçMMÛt Dr.Ibrahim A T EŞ iyanet İşleri Başkanlığının yeni ve yararlı Hz.Peygamber (S.A.V.)'in Medine-i Münevvere'ye girişimlerinden biri olan "Camiler Hafta- ulaşmasını takip eden günlerde ilk iş olarak bu sı" münasebetiyle kaleme aldığımız bu mescidi yapmış olmasını göz önünde bulunduran 1 mütevazi makalemizde Asr-ı Saadet'de ya devlet büyükleri, daha sonra kurulan şehirlerde ilk pılan mescidlerle Haremeyn-i- Şerifeyn'in ikincisi iş olarak câmi yapmayı gelenek haline getirmişler olan Mescid-i Nebevinin genişletilmesi yolunda dir. Yapılan câmi veya külliyenin çevresinde yer atılan adımları gözden geçirmeye çalışacağız. An alan mektep, medrese, dâruşşifa, kütüphane, ima cak bundan önce; kısaca bu mescidin yapımına rethane, çeşme, hamam ve benzeri ilmî ve içtimaî değinmede de fayda mülahaza ediyoruz. tesislerle kurulan yeni şehirlerin temelini atagel- mişlerdir. Şehrin kuruluşunda ilk nüve olan İslâm dünyasının dört bucağında yüzyıllardır câminin çevresinde yapılıp, gecenin karanlığını gi yapılagelen ve sayısı yüzbinleri aşan çeşitli tip ve deren ayın çevresindeki parlak yıldızlar gibi, yöre ebattaki cami' ve mescidlerin ilk nüvesi olan Mes halkını aydınlatarak inanç, düşünce, sosyal hayat cid-i Nebevî'nin yapımında sahabelerle birlikte larında önemli rol oynayan bu tesislerin çevrelerin Hz.Peygamber (S.A.V.) de bizzat çalışmıştır. Baş de ise evlerle işyerieri yapılmıştır. langıçta uygulanan yapı tarzı, kullanılan malzeme ve düşünülen hacim yönünden mütevazi bir şekil MESCİD İ NEBEVİ NİN YAPILIŞI: ve ebatta meydana getirilen bu mescid, daha son Milâdî 622 yılının sonbaharında Mek raki yıllarda zaman zaman vâki müdahalelerle ge ke'den Medine'ye göç eden Hz.Peygamber nişletilerek bazı ilavelerde bulunulmuştur. Bu ge (S.A.V.), arkadaşı Hz.Ebubekir'le birlikte Sevr Ma- nişletme çalışmalarında, Müslümanların Hz. Pey ğarası'nda üç gece kalmış ve 10 günlük yolculuk gamber (S.A.V.)'e olan sonsuz sevgi ve saygılarıy- tan sonra 20 Eylül 622 M. tarihine denk gelen la, her geçen yıl artan ihtiyaçlar önemli etken ol Rebiulewel ayının 20.gününde Medine yakınında muştur. Önceleri mescidin dışında olan Hücre-i ki Küba'ya ulaşmışlardır. Medine'ye geçmeden ön Nebeviyye^ bilahare 88 H. (707 M.) yılında ce burada kısa bir süre^ kalmış ve bu arada Emevî Halifesi Velid bin Abdülmelik'in Medine Va lisi olan Ömer bin Abdülaziz tarafından mescidin 1. Önceleri Hz.Aişe'nin odası iken bilahare Hz. Peygamber (S.A.V.)'in ve daha sonra Hulefâ-i Râşidîn'den Hz. Ebu- içine alınmıştır. Böylece beş vakit namazların ya bekir ve Hz.Ömer'in defnedildiği mübarek yerdir. nında gerek Hz. Peygamber (S.A.V.)'i ziyaret et 2. Hz.Peygamber (S.A.V.)'in Küba'da kaldığı süre hakkında mek, gerekse Peygamberimizin minberi ile kabri değişik rivayetler vardır. Şeyh Mahmud Hudari Bey arasındaki Ravza-i Mutahhara'da ibâdet ve zikr-i "Nuru'l-Yakîn" adlı eserinin 85. sayfasında bu sürenin- Hak etmek amacıyla artan izdihamı gidermek için bir kaç gece olduğunu ifade etmektedir. mescidin daha sonraki yıllarda birkaç defa genişle Abdusselam Harun'a ait "Tehzîbu Sîrct-i ibni Hi- tilmesi yönüne gitmek zorunlu olmuştur. şam" adlı eserin I. cildinin 125. sayfasında, söz konusu, sürenin Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe olmak Mekke-i Mükerreme'deki Kâbe-i Mu'azza- üzere 4 gün olduğu belirtilmektedir. ma'nm çevresindeki Mescid-i Harâm'dan sonra İbrahim Rıfat Paşanın "Mir'âtü'l-Haremeyn" adlı ese Müslümanların gönlünde ikinci derecede seçkin rinin I. cildinin 460. sayfasında bahse konu sürenin 10 yeri olan bu mescid; konum, şekil ve muhtevâ ba gün olduğu ifade edilmektedir. kımından daha sonra yapılan câmi ve mescidlere Halebli ve Şâfi mezhebinden olan Ali bin Burhaned büyük ölçüde örnek olmuştur. Diğer taraftan din'in "Sîre-i Halebiyye" diye bilinen "lnsânu'1-uyûn fî- 6 Dr.Ibrahim ATEŞ Kur'ân-ı Kerîm de takva üzerine olduğu bildirilen çevrilerek, önceleri güney tarafında bulunan kapısı kapatılmış, buna karşılık kuzey tarafında bir kapı Kuba Mescidi'ni'^ tesis etmiştir. yapılmıştır. Daha sonra Medine'ye ulaştığında, Halid Hicretin 7. yılının başlarında Hayber Gazve bin Zeyd Ebû Eyyûb Ei-Ensârî'nin evinde ağırlana sinden dönen Hz. Peygamber (S.A.V.), mescidi rak burada yaklaşık yedi ay kadar kalmıştır. Ebu doğu, batı ve kuzey taraflarından biraz genişlete Eyyûb El-Ensarî'nin Beni'n-Neccâr Mahallesindeki rek kare haline getirmiştir. Böylece her kenarı evinin önünde devesinin çöktüğü yeri mescid yap mak isteyen Hz. Peygamber (S.A.V), burayı sahip 100 zira' (yani yaklaşık 50 m.) olup 2475 m^ lik leri olan Sehl ve Süheyl adlarındaki iki yetim ço bir alana sahip olmuştur. cuktan 10 dinara satın almıştır. Önceleri hurma Hicretin birinci yılında belirtilen şekilde sade kurutmak için kullanılan bu yer, Hz. Peygamber ve mütevazi bir şekilde yapılan Mescid-i Nebevî, (S.A.V)'in emriyle eski kalıntılardan arındırılıp üze günümüze kadar küçüklü büyüklü bir takım geniş rindeki hurma ağaçları kesilmiş ve caminin yapı letme ve onarım çalışmaları geçirmiştir. İlki ikinci mına başlanılmıştır. Duvarları kerpiç, sütunları halife Hz.Ömer (R.A.) zamanında başlayan ve so hurma ağacından yapılan Mescid-i Nebevinin ta nu bugünkü Suudi Arabistan Kralı Fehd bin Abdü- vanı hurma dalı ve yapragıyla örtülmüş, kapısının laziz tarafından gerçekleştirilen sözkonusu çalış sögeleri taştan yapılmıştır. Duvar temelleri yakla malar, Kâbe-i Mu'azzama dışında dünyada hiç bir şık üç arşm^ derinliğinde olup, taşla yapılmıştır. esere gösterilmeyen eşsiz bir ilgi ve itina ile yürü- Yüksekliği normal insan boyundan biraz fazla, bo tülegelmiştir. Kur'ân-ı Kerîm^ ve hadis-i şeriflerde yu güneyden kuzeye 70 arşın (33.60 m.) ve eni yer alan buyruk ve teşviklerden ilham alan Müslü 63 arşın (30.24 m.) olan bu mescidin yapımında manlar, başta Mescid-i Nebevî olmak üzere yaşa fiilen çalışan Hz. Peygamber (S.A.V.) böylece sa dıkları yerlerde yapılan câmi ve mescidlerin ya habeleri çalışmaya teşvik etmiştir. Mescidin yapılışı pım, bakım ve onarımında pay almak için yarış esnasında sahabeleriyle birlikte: "Ahiret haı/nndan yaparcasına akın etmişlerdir. Bu gaye ile kurduk başka haı/ır yoktur. Allabım Ensarla Muhacirle ları sayısız vakıflar yoluyla, milyarları aşan değerde re rahmet et." anlamında şu beyiti eşsiz bir uyum mal varlığını câmi, mescid ve namazgah gibi ma- ve vecd içinde söylemiştir: bedlerin hayatiyetini devam ettirmeye kaynak bı- rakmı^ardır. Yapılan veya yenilenen her mescidin bir cennet sarayına denk olacağı inancıyla, bir du varında bir taşı, tuğlası veya harcında bir damla emek teri olacak kadar dahi olsa katkıda bulunma ya gayret göstermi^erdir. Kıble tarafından üç revakı ile bir alanı ve üç İman ve irfan gücüyle başlatılıp, im'ân ve ir kapısı olan bu mescidin yanında ve ona bitişik ola fanla yürütülen bu şuurlu gayret ve hareket saye rak Hz.Peygamber (S.A.V.) için iki oda yapılmış sinde dünyanın dört bucağında yükselen kubbeleri tır. Üzerleri hurma dallarıyla örtülen odalardan biri ve gökdelen minareleri ile dikkatleri üzerine çeke Hz.Peygamber (S.A.V.) zevcelerinden Zem'a kızı cek nitelikte incelik ve zerafette olan onbinlerce Sevde'ye, diğeri de Hz.Aişe'ye ait idi. Sahabeler câmi ve mescid, islâm mimarisinin ölümsüz eserle den bir kısmının evleri de Mescid-i Nebevî'nin çev ri olarak yıllardır büyük bir ihtişamla ayakta dur resinde idi. Dogu tarafında Ebu Eyyûb El-Ensarî ve maktadır. Bunların başında ise Mescid-i Nebevî Osman bin Affân'ın evleri bulunuyordu. Güney ta sîrcti'l-emîni'l- me'mûn" adlı eserinin 1. cildinin 59. rafında Hz. Ömer'in evi, bunların batı tarafında ise sayfasında ise bir rivayete göre 4 gece olduğu nakledil Hz. Peygamber (S.A.V.)'in amcası Hz.Abbas'ın dikten sonra, Buharîden nakledilen başka bir rivayete evi, batı tarafında Hz.Ebubekir'in evi, kuzey tara göre 10 küsur gece olduğu belirtilmektedir. Aynı eserde fında ise Hz.Abdurrahman bin Avf'in evi bulunu İbni Ukbe' nin rivayetinde bu sürenin 22 gece olduğu, Huda ve Sahih-i Müslim'deki rivayete göre ise Hz. yordu. Bilahare yapılan genişletme girişimleri ile Peygamber (S.A.V.)'in Küba'da 14 gün kaldığı belirtil bu evlerin -büyük bir kısmı yıkılmıştır. Hastalandı mektedir. ğında Hz.Aişe'nin odasına geçen Hz.Peygamber 3. Bu hususla ilgili olan âyet-i kerime Tevbe Sûresinin (S.A.V.), refik-i âlâ'ya intikal edince, bu odaya def- 108. âyeti olup, me'âli şöyledir: "...İlk gününden beri Al nedilmiştir. Bundan iki yıl üç ay sonra vefat eden lah'a karşı gelmekten sakınmak için kurulan Mescidde Hz. Ebubekir ile, ondan on yıl sonra vefat eden bulunan daha uygundur. Orada, arınmak isteyen insan Hz. Ömer de bu odada toprağa verilmiştir. lar vardır. Allah arınmak isteyenleri sever." 4. Şeyh Mahmud El-Hudari Bey, Nuru'l-Yakîn,s.85 16. Mescidin kıblesi önce Kudüs'e doğru kuzey Baskı, 1960 Kahire. tarafında olup, Medine'de yaklaşık on yedi ay ka 5. Bir arşın 48 cm. dir. dar geçirdiği süre içinde bu tarafa yönelerek na maz kılan Hz.Peygamber (S.A.V.) ve Sahabeler, 6. Bu hususla ilgili âyet-i Kerimelerden biri Tevbe Sûresinin 18. ayeti olup, meâli şöyledir: "Allah'ın mes- kıblenin Kabe'ye çevrilmesi emredildikten sonra cidlerini sadece, Allah'a ve âhiret gününe inanan, namaz Kâbe-i Mu'azzama'ya yönelmeye başlamışlardır. kılan, zekat veren ve ancak Allah'tan korkan kimseler o- Böylece Mescid-i Nebevî'nin kıblesi güney tarafına narır; işte onlar doğru yolda bulunanlardan olabilirler..." MESCİD-1 NEBEVI'NIN GEÇİRDİĞİ GENİŞLETME GİRİŞİMLERİ 7 gelmektedir. İslâm dünyasının geçirdiği değişiklik ra 3. halife Hz.Osman'ın zamanında hicretin 29. lerle olayların bu mescide yansıdığı ilk bakışta gö yılında ikinci genişletme girişiminde bulunulmuştur rülmektedir. Öyle ki, geçen yüzyıllarda İslâm ülke (Bkz. belge 14). Toplam olarak 496 m^ civarında lerinde beliren değişik mimarî usûl ve uygalamala- olan bu genişletmede yapı malzemesinde de deği rın üstüste gelip girift görünüm arzeden etkileri iz şiklik yapılmıştır. Mescidin güney, batı, kuzey ve lenmektedir. doğu taraflarında yapılan birer revakın yanında, Türk-lslâm mimarisinin dâhi üstadı Mimar duvarları taş ve kireçle yapılmıştır. Daha önce hur başı Koca Sinan'ın düşündüğü muhteşem onarım ma ağacından yapılmış olan sütunlar da taşlardan ve genişletme plânının yanında, Mısır sanatının şa yapılmış olup bu taşlar, kurşun ve demirle birbirine heseri olan mihrâb işlemeciliği göz kamaştıracak kenetlendirilmiştir. Sütunların dış kısımları ise ka güzellikteki hat ve tezhib ürünleri ile başdöndürücü lem işiyle tezyin edilmiştir. Hurma dalları ve yap- incelikteki Türk ve Acem halıcılığının eşsiz ürünleri raklarıyla örtülü olan tayanı ise sâc ağacı^ ile ka hemen hissedilen hususlardır. Bugünkü hali ile is patılmıştır. Kapıları Hz.Ömer dönemindeki gibi al lam mimarî, tezyini ve el sanatlarının gelişme, tı adet olarak, olduğu gibi bırakılmıştır. Ancak da tekâmül ve terakkisine tanıklık eden Mescid-i ha sonra bu kapılardan kuzey tarafından iki tanesi Nebevî'nin evsaf ve özelliğini böyle mütevazi bir kapatılmış ve Sultan Abdülmecit döneminde yapı makalede dile getirmek mümkün olamıyacağından lan onarıma kadar bilinen dört kapı kalmıştır. Sul bu hususu okuyucularımızın Mescid-i Nebevî'yi zi tan Abdülmecit döneminde ise kuzey tarafına be yaretlerinde tetkiklerine tevdi ediyoruz. Zira hiç bir şinci kapı ilave edilmiştir. Diğer taraftan günümü zaman duymak görmek gibi değildir. ze kadar Hz.Osman (R.A) mihrabı diye bilinen mihrabı da ilave etmiştir. Bu mihrab daha sonra, MESCID-Î NEBEVI-DE YAPıLAN GE Ömer bin Abdülaziz ve Mehdî bin Mansur tarafın NIŞLETMELER: dan yapılan genişletme girişimlerinde yenilenmiş 1. tkinci halife Hz.Ömer (R.A.) dö tir. Hz.Osman (R.A) zamanında mescid seviyesin neminde yapılan ilk genişletme: den iki arşın (96 cm.) yüksek ve alçıdan yapılmış olan bu mihrab, Ömer bin Abdülaziz ve Mehdî ta Çığ gibi büyüyüp gelişen İslâm Devletinin sı rafından sac ağacı ile yenilenmiş, ayrıca Mehdî za nırlarının genişlemesi ve her geçen gün Müslü manında mescidin seviyesine indirilmiştir. manların sayısının artması sonucu, Mescid-i Nebevî'nin ihtiyacı karşılayamayacak hale geldiğin 3. Emevîler Döneminde yapılan ge den genişletilmesi zorunlu olmuştur. Zira Mescid-i nişletme ve ilâve girişimi: Nebevî, Namaz ibadetinin edâ edildiği yer olma gi Emevîler Döneminde Halife Velid bin Ab- bi ana fonksiyonunun yanında, Müslümanların dülmelik'in halifeliği zamanında 88 H. (707 M.) yı önemli konuları görüşmek üzere toplandıkları, çe lında geniş çapta bir genişletme ve yenileme girişi şitli hususları tartışıp sonuçlandırmak üzere bir minde bulunulmuştur. Velid bin Abdülmelik'in vali araya geldikleri ve ilim öğrendikleri bir merkez idi. si Ömer bin Abdülaziz tarafından yürütülüp 88 H. Gerek ibadet, gerekse bu gibi işlerde Mescid-i (707 M.) yılında başlatılarak 91 H. (710 M.) yılın Nebevî'nin Medine halkı ile Hz.Peygamber' da tamamlanan bu çalışmalarda mescidin doğu, (S.A.V.)'i ziyarete gelen Müslümanların hepsini o kapsayacak kadar büyük ve geniş olmadığını gö batı ve kuzey taraflarında toplam olarak 2369 m'^ ren Hz. Ömer, yapılışından 17 yıl sonra Hicretin lik yeni bir ilave yapılmıştır (Bkz. belge 14). Yapı 17. yılında o günün ihtiyacını karşılayacak nisbet- lan bu ilavede Hz. Peygamber (S.A.V.) ile Hz. te, küçük çapta bir genişletme yapma cihetine git Ebubekir ve Hz.Ömer (R.A.)'in medfun oldukları miştir (Bkz. belge 14). Mescidin güney tarafından Hücre-i Nebeviyye ile Hz. Peygamber (S.A.V.)'in 5 metre, batı tarafından 10 metre ve kuzey tara zevcelerinin odaları da mescidin muhtevasına alın fından 15 metre ilave yapılan bu genişletme, tıpkı mıştır. Kaldınlan her taşın yerine bir diğeri konu Hz.Peygamber (S.A.V.) zamanında yapılan sadelik lan bu yenileme ve genişletmede Hücre-i Nebeviy- ve asıl yapı şeklinde olmuştur. Doğu tarafından hiç ye'nin üzerine beşgen şeklindeki yapı itina ile inşa bir ilave yapılmayan bu genişletmede, ikisi doğu, edilmiştir. Bu yapının beşgen şeklinde olması, da ikisi batı ve ikisi de kuzey tarafından olmak üzere ha sonra Kâbe'ye benzetilmemesi yolundaki dü kapı sayısı 6'ya çıkarılmıştır. Güney tarafından ya şünceden doğmuştur. Diğer taraftan mescidin ta pılan ilave ile Hz.Abbas bin Abdülmuttalib'in evi banı mermer döşenmiş, duvarları çinilerle kaplan mescide alınmıştır. Hz.Ömer Döneminde gerçek mış ve tavanı altınla tezyin edilmiştir. Ayrıca Pey leştirilen bu genişletmede Mescid-i Nebeviyye'ye gamber mihrabına fevkalade itina gösterilmiştir. o Bütün bunların dışında mescide dört minare yaptı yapılan toplam ilave 110 m olmuştur. ran Ömer bin Abdülaziz bu girişimiyle minare ya 2. Üçüncü halife Osman bin Affân pımında öncülük etmiş, mescidin genel olarak ori (R.A.) zamanında yapılan genişletme ve jinal şeklini korumuş ve ona bugünkü mescidlerin tadilat: görünümüne benzer bir görünüm sağlamıştır. Hz.Ömer zamanında yapılan küçük çaptaki belirtilen basit genişletme girişiminden 12 yıl son 7. Hindistan'dan gelen, Iterestcsi makbul ve sert bir ağaç. 8 Dr. İbrahim ATEŞ 4. Abbasiler Döneminde yapılan Hücre-i Nebeviyye'nin üzerine bir kubbe yapılmış genişletme girişimi: tır. Sürdürülen bu yenileme ve onarım çalışmala rında, ana minareden başlanılmıştır. Bu minarenin Abbasiler Döneminde, halife Mehdî bin yapımından sonra kıble duvarı yapılmış ve onun • Mansur'un halifeliği zamanında yapılan genişletme akabinde dogu duvarının yapımına başlanılmıştır. çalışmalarında Ömer bin Abdülaziz'in yaptığı şe Bu arada Hz.Osman mihrabı genişletilmiş ve üst kil korunmuş; sadece Mescidin kuzey tarafından kısımına bir kubbe inşa edilmiştir. Hücre-i Nebe avlusu kısmında yapılan ilavelerle yetinilmiştir viyye'nin kubbesi üzerine, sütunlar üzerine oturan (Bkz. belge 14). Toplam olarak 2450 m^'yi bulan büyük bir kubbe daha yapılması sonucu, dogu du- ve mescidin daha önceki yüzölçümünün 1/3 ü ci van ile Hücre-i Nebeviyye'nin arası daralınca mes varında olan bu ilave genişletme ile avlunun çevre cide, dogu tarafından 2 tam 1/4 arşın genişletil si, revaklar ve sütunlar üzerine yapılan kubbelerle miştir. Ayrıca Hücre-i Nebeviyye ile Kıble duvan çevrilmiştir. arasında bir büyük kubbe ile onu çevreleyen üç kü 5. Memlukler döneminde yapılan çük kubbe yapılmıştır. Diğer taraftan Selam kapısı yenileme, onarım ve ilave girişimleri: nın ön kısmında da iki kubbe yapılmıştır. Yapılan o 654 H. (1256 M.) yılının Ramazan ayının ilave miktarı 120'm ye ulaşan bu çalışmalarda Se başlarında Cuma gecesi söndürülmeyen bir kandil lam kapısı beyaz ve siyah mermerlerle itinalı bir den meydana gelip, Mescid-i Nebevinin tamamını şekilde yenilenmiştir (Bkz. belge 14). Hz.Osman kapsayan bir yangın çıkmıştır. Mescidin avlusunda mihrabı özenle tezyin edilmiş, Hücre-i Nebeviyye 576 H. (1180 M.) yılında En-Nâsır li-Dini'llâh ta ile çevresinin ve kıble duvarının mermer işçiliği ye rafından yapılan ve mescidin mahzeni olarak kul nilenmiştir. Ayrıca mescidin ön kısmı, Hz. Pey lanılan Zahire kubbesinin dışında her tarafı yan gamber (S.A.V.) zamanında yapılan kısmın seviye mıştır. Halife Müsta'sım Bi'llâh'a bir yazı yazan Ab sine kadar indirilip düzeltilmiştir. Asıl Mescid-i dullah bin Muntasır Bi'llâh bu üzücü haberi duyur Nebevî'nin kıble tarafındaki sınırı üzerinde meyda muştur. Bunun üzerine Halife Müsta'sım Bi'llah hac na getirilen diâme^ üzerinde minberle Hücre-i Ne mevsiminde bir takım sanatkarlarla birlikte âlet, beviyye arasında bir peygamber mihrabı yapılarak edevat ve malzeme göndererek 655 H. (1257 M.) tezyinine itina gösterilmiştir. Ayrıca mermerden yılında yenileme çalışmasını başlatmıştır. bir müezzinler mahfeli yapılmıştır. Daha sonra batı duvarının Selam kapısı ile Rahmet kapısı arasında Yemen hükümdarı Melik Muzaffer de bu ki bölümü yapılmıştır.Bâbü'r-Rahme minaresinin gaye ile bazı ahşap ve inşaat malzemesi gönder yapımından sonra da Mescid-i Nebevî civarında miştir. Keza Mısır hükümdarı Nureddin Ali bin el- Selam kapısı ile Rahmet kapısı arasında Mahme- Muiz de bir miktar inşaat malzemesi göndererek viyye adı verilen bir mektep yapılmıştır. Kayıdbay yapılan çalışmalara katkıda bulunmuştur. Yürütü döneminde yürütülen bu yenileme ve ilave çalış len bu yenileme çalışmaları Zahir Baybars El- malarında 120.000 dinar harcanmıştır. Bundukdâri döneminde bitirilmiştir. 705 H. (1305 M.) ve akabindeki yıl Nâsır Muhammed bin Kala- 6. Osmanlılar zamanında yapılan vun, mescidin orta alanının doğu ve batısındaki ta yenileme, onarım ve ilave girişimleri: vanları yenilemiştir. Sonra 729 H. (1328 M.) yı Müslüman-Türklerin Cami, Mescid ve na lında mescidin kıble tarafından avlusu yönüne dü mazgah gibi mabedlerin yapım, bakım ve onarımı şen iki revak yapılmıştır. Bilahare bu revaklarda na gösterdikleri ilgi herkes tarafından bilinmekte meydana gelen bozukluk 831 H. (1427 M.) yılın dir. Bilhassa Kabe-i Mu'azzama'nın çevresindeki da Eşref Barsbay tarafından ele alınarak onarılmış Mescid-i Haram, Medine-i Münevvere'deki Mes ve yenilenmiştir. 853 H. (1449 M.) yılında Zahir cid-i Nebevî ve Kuds-i Şerifteki Mescid-i Aksâ'ya Çakmak, Ravza-i Mutahhara'nın tavanı ile mesci gösterdikleri itina her türlü takdir ve tavsifin üstün din onarıma muhtaç olan yerlerinin tavanlarını ye dedir. Öteden beri Türklerin bu yakın ilgisini gö nilemiştir. 879 H. (1474 M.) yılında Eşref Kayıd- ren Mekke Şerifinin 1517 M. yılında Yavuz Sultan bay, mescidin bazı tavanlarıyla sütunları, duvarlan Selim'in Kahire'ye muzaffer bir şekilde girmesin ve minarelerini de ihtiva eden geniş kapsamlı bir den sonra, Mekke ve Medine'nin anahtarlarını ve onarım yaptırmıştır. 886 H. (1481 M.) yılında mukaddes emanetleri bu ulu hakana vermek üzere Mescid-i Nebevinin ana minaresinin alemine dü oğlunu Mısır'a göndermiş olması, Türklerin bu şen bir yıldırım sonucu, ikinci kez meydana gelen alandaki şeref ve itibarını ortaya koyan tarihî bir yangında^ mescidin büyük bir kısmı yanmıştır. olaydır. Mısır'a muzaffer olarak girmenin akabinde Sadece Hücre-i Nebeviyye ile avludaki kubbenin kurtulduğu bu yangında mihrab, minber, el-yazma- 8. Mustafa Nebil, "El-Medinetü'l-Ivlünevvere- Tıybetü'l- sı kitaplar ve mushaf-ı şeriflerin hepsi yanmıştır. Hicâz", EI-Arabî Dergisi, Sayı. 252, Sahife-82, Ku Bunun üzerine Mısır hükümdarı Eşref Kayıdbay, veyt Tanıtma Bakanlığı Yayınlan, 1979. Emir Sungur Cemali'yi 100 u aşkın sanatkar ve 9. Lügat manası destek, dayanak ve payanda olan bu ke külliyetli miktarda inşaat malzemesi ile birlikte Me- limeden, burada Hz. Peygamber (S.A.V.) zamanındaki eski kıble duvarının yerini belirlemek üzere yaklaşık bir dine-i Münevvere'ye göndermiştir. Gerekli onarım metre yükseklikte yapılan ve bir kaç yerinde kapı gibi ve yenilemenin yapıldığı bu çalışma ile ilk defa geçidi olan mânia kastedilmiştir. MESClD-1 NEBEVÎ'NIN GEÇİRDİĞİ GENİŞLETME GlRlŞlMLERl 9 hiç bir Sultana nasip olmayacak şekilde Mekke ve Tarihimizin şeref levhaları olan bunlar ve Medine'nin anahtarlarını teslim almak gibi son de benzeri belgeler, atalarımızın Haremeyn-i Şerifeyn rece önemli ve onurlu bir mazhariyyetten şımar- ile diğer mübarek yerlere gösterdikleri ilgi ve say mayıp, tersine kendisini Hâdimü'l-Haremeyn ilân gıyı dile getirmektedir. Söz konusu bu belgelerden eden bu büyük Türk Sultanı, gerek Mescid-i Ha ilk üçü aynı tarihli, aynı konuya ait olmakla bera ram ve gerekse Mescid-i Nebeviyye'ye ilgisini daha ber muhteva yönünden değişik özellik arzettikleri da arttırmıştır. Böylece Osmanlı Sultanları Mescid- için üçünü de ardarda sunmakta fayda mülâhaza i Nebevî'nin bakımı, yakıt, sergi ve benzeri ihtiyaç ediyoruz: larıyla görevlilerinin giderlerini karşılamaya her ge Belge: 1 çen yıl artan bir tempo ile ilgi ve itinalarını devam ettirmişlerdir .Sadece padişahların öngördükleri tah "Medine-i Münevvere Ravza-i Mutahhara- sisatlarla da yetinilmemiş, ileri gelen devlet adamla i mütâreke piş-gâh-ı ma'âlî iktinâhında mescid- rı ile durumu müsait olan bir çok vatandaş tarafın i şerif dâhilinde mihrâb-ı Hazret-i Osman radi- dan gönderilen para ve değerli armağanların ya ye anhü'l-Mennân makâm-ı mübârekesinin nında müteaddid vakıf gelirinden Surre alayları^° kubbe-i âlîsi ve mihrâb-ı şerifinin cânib-i yemi ile külliyetli miktarda paralar, Haremeyn-i Şerifeyn ninde tahminen onbeş zirâ' mikdar dîvârının görevlileri ile mücavirlerine verilmek üzere gönde- müceddeden inşâsı lâzım geldiğine binâen işbu rilegelmiştir. Bu arada Osmanlılar döneminde mevâki'-i mübârekenin, ol mahall-i mübâreke- Mescid-i Nebevî'nin genişletilmesi için bir defa Sul ye me'mûr mühendis halîfesi ma'rifetit;le mu'âı;ene ve keşf ile i'mâr ve inşâlarına şürû' ve tan Abdülmecit zamanında girişimde bulunulmuş mübâşeret ettirilmek üzere masârıfâtı içün bâ- olmakla beraber, müteaddid defalar irili-ufaklı bir irâde-i seniyye ale'l-hisâb Evkâf-ı Hümâyûn takım onarım girişimlerinde bulunulmuştur. hazînesinden yetmişbin kuruş Surre-i Hümâ 860 H. (1455 M.) yılından sonra Şeyh Do yûn Emini efendiye altun olarak i'tâsiyle irsâli ğan adındaki zat tarafından minber-i Nebevî'nin bâbmda bâ-takarrür şeref-efzâ-yı sahîfe-i südûr batı tarafında yapılıp, önceleri Hanefi mihrabı diye olan hatt-ı humâyûn-ı şâhâne ve sâdır olan bilinen ve günümüzde Süleyman mihrabı denilen fermân-ı âlî mûcibince bâ-fermân-ı şerîf kaydo- mihrab, 938 H. (1531 M.) yılında Kanunî Sultan lunup meblağ-ı mezbûr yetmiş beş bin kuruş Süleyman tarafından beyaz ve siyah mermerlerle ale'l-hisâb-ı merkumun hazine-i mezkûreden al yeniden yapılmıştır. Bunun için de Süleyman mih tun olarak emîn-i mumâileyhe i'tâ ile irsâli içün rabı adını almıştır. Daha sonra 980 H. (1572 M.) işbu sûret verildi. Fî 23 M. 1246" yılında II. Selim tarafından yeniden ele alınarak onarılan bu mihrab, altın ile nakışlı çinilerle tezyin Mescid-i Nebevî'nin kıble duvarındaki Hz. edilmiştir. Arka tarafına da açık sülüs yazı ile bu Osman mihrabının kubbesi ile mihrabın sağ tara padişahın ismi yazılmıştır. fında tahmini onbeş arşın kadar duvarın yapımı ile ilgili olan bu belgenin^ ^ incelenmesinden de anla 1233 H. (1817 M.) yılında Hücre-i Nebe- şılacağı üzere: viyye'nin üzerindeki kubbeyi yaptıran Sultan II. Mahmud, 1255 H. (1839 M.) yılında bu kubbenin 1. Mescid-i Nebevî'de Ravza-i Mutahha- onarımını yaptırmış ve yeşil renge boyatılmasını ra'nın ön tarafındaki Hz. Osman mihrabı denen emretmiştir. mihrabın üst kısmındaki kubbe ile bu mihrabın sağ tarafındaki onbeş arşın miktarındaki duvarın yeni Sultan II. Mahmud zamanında Mescid-i den yapılması için gerekli kontrol ve keşif çalışma Nebevî ve Medine-i münevveredeki diğer bazı larını yapmak üzere bir mühendis kalfasının bu mübarek yerler üzerinde yürütülen onarım çalış mübarek yere gitmekle görevlendirilmesi, maları bundan ibaret değildir. Bakım ve onarımı gereken yerler; görevlendirilen teknik personel ta 2. Hazırlanan keşfe göre derhal imar ve in rafından vakit geçirmeksizin zamanında ele alına şaatın başlatılması, rak, itinalı bir şekilde ve bu mübarek yerlerin say 3. Yapılacak harcamaları karşılamak için gınlığına uygun biçimde onarılmıştır. Hiç bir har Evkâf-ı Hümâyûn Hazinesinden bu hesaba camadan kaçınılmayan bu girişimler için gerekli 75.000 kuruş^^ tahsis edilmesi. nakit para hesaplanarak her yıl surre emini (bkz.dip not. 10) ile Medine-i Münevvere'ye gön 10. İbrahim Ateş, "Osmanlılar zamaranda Meld<e VB Medi derilmiştir. Yapım ve bakım işleri önceden hazırla ne'ye Gönderifen Para ve Hediyebr.", Vakıflar Dergisi, nan keşifler uyarınca tayin edilen bina eminleri ta Savj 13, Salıife 113-170, VGM Yayınları, 1981 Ankara. rafından yürütülerek sonuç detaylı bir şekilde İs 11. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde muhafaza edilen tanbul'a bildirilmiştir. Bu hususla ilgili olarak yaptı 964 nolu defterin 339. sayfasında kayıtlı 23 Muharrem- ğımız araştırma ve inceleme çalışmalarında Sultan 1246 H. (1.5.1830 M.) tarihli ilm u haber kaydı. II. Mahmud döneminde belirtilen türden girişimle 12. M.Zeki Pakalın'a ait 'Tarih Deyimleri ve Terimleri re ait 14 adet belge tesbit ettik. Bu belgelerden iki SözlUğü" adlı eserin I. didinin 34. sayfasındaki "Akçe" si Mescid-i Ndjevî'nin özel olarak imal edilen halı maddesinde kuruş hakkında: "Bir kuruş 40 para, bir pa larla tefrişi, 12si de Mescid-i Nebevâ ve diğer ra 3 akçe, 1 akçe 3 pu! idi." denilmektedir. mübarek yarlerin bakım ve onanmı ile ilgilidir. Aynı eserin 11. cildinin 327. sayfasının birinci sütununun 10 Dr.Ibrahim ATEŞ 4. Tahsis edilen bu meblağın Hac mevsi mevcûdât Sei>i;id-i kâinât aleyhi afdalu's-salâti minde Hicaz'a hareket edecek olan Surre Alayının ve e/cme/ü't-tohiyyât efendimiz hazretlerinin Eminine altın olarak teslim edilip, Medine-i Mü- Mescid-i Şerîf-i nebevîleri mürûr-ı ezmân ile newere'ye gönderilmesi ile ilgili irade-i seniyye^^ ziyâdesinle harâba müşrif olduğuna binâen iş ve bu maksatla sâdır olan hatt-ı humâyûn^'^ ve bu ebniye-i müteterrekenin ol mahall-i mütâ rekeye me'mûr mühendis halîfesi ma'rîfetiyle fermân^^ uyarınca sözü geçen meblağın Surre keşif ve mu'âyenesi ve me'mûrları mu'âvene- Eminine teslim edilerek belirtilen hesaba gönderil tiyle inşâsına şürü' ve mütâşeret olunmak üze mesi için bu ilm u haberin verildiği belirtilmektedir. re masârifatıyçün bâ-irâde-i seniyye ale'l-hisâb Belge: 2 olarak Hazîne-i Evkâf-ı Humâyûn'dan ellibin kuruş Surre-i Hümâyûn Emini Efendiye tesli- "Medîne-i Münevvere Ravza-i Mutahhara- men irsâli babında bâ-takrîr şeref-efzâ-yı i Mütâreke pîşgâh-ı ma'âlî iktinâhında Mescid-i sahîfe-i südûr olan hatt-ı humâyûn-ı şâhâne ve Şerif dâhilinde mihrâb-ı Hazret-i Osman Radi- sâdır olan fermân-ı âlî mûcibince tâ fermân-ı ye anhü'l-Mennân makam-ı mütârekesinin şerîf kaydolunup metlağ-ı meztûr ellitin kuruş kubte-i âlîsi tecdîd-i inşâ olunmak üzere tu ta- ale'l-hisât-ı merkûmun hazine-i merkûmeden rafda ti'l-intihâb mühendis halifesi ta'[;îni ile emîn-i mûmâ ileyhe teslîmen irsâli içün iştu mahallinde mu'â\^ene ve keşf ile i'mâr ve sûret verildi. Fî 23 M. 1246" inşâsına şürû' ve mütâşeret olunmak üzere ta'yîn olunacak mühendise ne mikdâr harc-ı Tetkikinde de görüleceği üzere bu belge^^ râh ve mihnet-i hizmet-i mezkûrede bulunduk tarihi 1 ve 2 nolu belgelerin aynı olmakla beraber, ça ne kadar mâhiye verilmesi irâde buyrulur muhteva yönünden bazı farklı hususlar ihtivâ et ise Hazine-i Evkâf-ı Humdyûn'c/an te'diı;esi mektedir. Bu belgeye göre : hususu bâ-takrîr lede'l-inhâ ta'yin olunacak mü hendis gâ^/et mütefennin ve erbâb olmak üzere 1. Mekke kapısı diye adlandırılan mevkideki onbin kuruş harc-ı râh ve mâhi^ıe bin kuruş da Mescid-i Nebevî'nin 23 M. 1246 H. (1.5.1830) hi Hazîne-i mezkûreden i'tâ ve tahsis kılınması tarihde zaman aşımıyla fazlasıyla harap olmaya bâbında şeref-efzâ-yı sahîfe-i südûr olan hatt-ı maruz bir vaziyet arzetmesine binaen, bu mübarek humdyûn-ı şâhâne ve sâdır olan fermân-ı âlî yerlere bakmakla görevlendirilen mühendis kalfası mucibince bâ-fermân-ı şerîf fcayd olunup tarafından muayene ve keşf edilmesi, mucibince mühendis halîfesi mûmâ ile\;he on 2. Yapılan keşfe göre mühendis kalfasının bin kuruş harc-ı râh ile mâhiı/e tahsîs kılınan memurlarının yardımlarıyla inşasına başlanılması, bin kuruşun Hazîne-i mezkûreden i'tası içün iş bu sûret verildi. Fî 23. M. 1246". 3. Yürütülecek yapı işlerinde harcanmak üzere irâde-i seniyye ile Evkâf-ı Hümayun Hazine Yukarıda işaret edildiği gibi bu belge^^in sinden tahsis edilen ellibin kuruşun surre eminine konusu da 1 nolu belgenin konusunun aynıdır. teslim edilerek mahalline ulaştırılmasını öngören Ancak muhteva olarak biraz değişiklik arzetmekte- hatt-ı hümâyûn ve fermân-ı âlî uyannca mezkûr dir. Şöyle ki: meblağın sözü geçen surre eminine verilmesi için bu kaydın düşüldüğü görülmektedir. 1. Mescid-i Nebevî'nin içinde ve Ravza-i Mutahhara'nın ön kısmında bulunan Hz. Osman Medine-i Münevvere'deki Kuba Mescidi ile (R.A.) mihrabının yüce kubbesinin yeniden yapımı diğer kutsal yerlerin icab eden yapı ve onarım har için görevlendirilecek mühendis kalfasının seçile camalarının Evkâf-ı Hümâyûn Hazinesinden karşı- rek tayin edilmesi, 4. paragrafında ise, yine l<uruş hal<l<ında: "Kuruşun ak 2. Böylece kontrol ve keşif işleminin mahal çe olan raid altına nisbetle bidâyeten sülüs, sonraları nı sıf derecesinde noksan idi. Meselâ; altın 60 akçe ise ku linde yapılarak imar ve inşasına başlanılması için ruş 40 akçe; altm 160 akçe olduğu vakit kuruş 80 ak tayin edilecek mühendise verilecek harcırah ile çeye olur idi." denilmektedir. hizmeti müddetince ödenecek aylık maaşın Evkâf-ı 13. Padişahın bir işin yapılması veya yapılmaması hakkında Hümâyûn Hazinesinden karşılanması ile ilgili takri verdiği emir yerinde kullanılır bir tabirdir (Bkz.M.Zeki . rin inhâ edildiğinde atanacak mühendisin son de Pakalm, a.g.e., C.ll, s.78). rece sanatkar ve işinin ehli olması şartıyla onbin 14. Padişahlar tarafından bir maslahat zımnında ısdar olu kuruş ve bin kuruş aylık tahsis edilerek Evkâf-ı nan yazılı emirler hakkında kullanılır bir tabirdir Hümâyûn Hazinesinden verilmesi hakkında sâdır (Bkz.a.g.c, C.I, s.767). olan hatt-ı hümayun ve ferman uyarınca, sözü ge 15. Bir iş veya maslahat siparişini mutazammın padişah ta çen mühendis kalfasına belirtilen miktarda harcı rafından verilen yazılı emir manasına gelir bir tabirdir rah ve maaşın verilmesi için bu kaydın düşüldüğü (Bkz.M.Zeki Pakalın a.g.c.C.I, s.607). belirtilmektedir. 16. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde muhafaza edilen 964 nolu defterin 340. sayfasında kayıtlı 23 Muharrem Belge:3 1246 H. (1.5.1830) tarihli belge. "Medîne-i Münevvere nevveraha'llahu 17. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde muhafaza edilen Te'âlâ ilâ ^/evmi'l-âhirede tâb-ı Mekke nâm ma 964 nolu defterin 340. sayfasında kayıtlı 23 M. 1246 halle ismi^/le müsemma olan mevkide mevhar-i H. (1.5.1830) tarihli belge. MESCID-I NEBEVÎ'NİN GEÇİRDİĞİ GENİŞLETME GİRİŞİMLERİ 11 lanması hakkındaki irade-i seniyyeden söz edilen beşer yüz kuruş ma'âşdan bir akçe makbuzun bir başka belge^^ de bina eminligine tayin edilen olmayup emr-i ta'ayyüşde zarurete dûçâr oldu kişi ile alacağı ücret ve vefatından sonra yerine ge ğundan bahisle güzeşte ma'âşınm îtâsına tirilen kişi hakkında bazı bilgiler yer almaktadır. Bu müsâ'ade-i seniyyem erzân kılınması hususu bu belgede: defa tarafından der-bâr-ı şevket-karâr-ı . mülûkâneme takdim kılman arızada dere ve 1. 1246 H. (1830 M.) tarihinde Mescid-i iş'âr olunmuş olmakdan nâşî keyfiyet ve Nebevî'nin her türlü idâri işlerine bakmakla görevli iktizâsı mütehayyizân-ı ricâl-i devlet-i aliyyem- olan Harem-i Nebevi şeyhinin Hacı İsa Ağa olduğu, den hâlen Evkâf-ı Hümâyûnum nâzın iftihâr 2. Medine-i Münevvere'nin suru dışındaki Es-Seyyid Mehmed Tahir dâme mecdududan Kuba mescidi ile Medine'deki diğer mübarek bina lede'l-istilâm, selefin müteveffâ-yı mûmâ ileyhe ların imar ve inşa masraflarının Evkâf-ı Hümâyûn mukaddemâ hin-i me'mûriyetinde muktezâ-yt Hazinesinden karşılanmasına dair zamanın padişa irâde-i seniyyem üzre binbeşeryüz kuruş ma'âş hı Sultan 11. Mahmud'un irade-i seniyyesi olduğu, tahsis kılınmış ise de sana me'mûriyetinin evânında selefin misüllü ma'âş îtâsı tasrîh ol 3. Medine'deki mescid, medrese ve kütüp mamış olduğuna ve mâhiye biner kuruş ma'âş hane gibi binaların yapım ve onarım işlerini yürüt tahsisi nisâbmda göründüğüne binâen ebniye-i mek ve denetlemekle görevlendirilen bina eminine mezkûreye htn-ı mübaşeretinden işbu 47 sene Evkâf-ı Hümayun Hazinesinden aylık 1500 kuruş si Cemâziye'l-âhiresi gâyetine değin mâhiye bi maaş ödendiği, ner kuruştan yirmibeş ayda cem'ân îcâbeden 4. Bina eminligine, Sultan 1. Mahmud'un yirmibeşbin kuruşun Evkâf-ı Hümâyûnum Ha Medine'de ihya ettiği kütüphanenin hafız-ı kütüb-i zinesinden hâlen Surre-i Hümâyunum Emîni evveli (başmemuru) olan Mehmed Aziz Efendi'nin mu'teberrân-ı ricâl-i devlet-i âliyyemden iftihâr atandığı, El-Hâc İbrahim Edhem dâme mecduhuya tesltmen irsâli irâde-i seniyyeme menût idüğini 5. Kütüphane başmemurlugundan Medi i'lâm edüp mûcibince meblağ-ı mezbûrun itâsı ne'deki mübarek binaların bina eminligine naklen hususuna irâde-i mekârimâde-i mülûkâneme atanan Mehmed Aziz Efendi'nin yeni görevine ta'allukuyla ol bâbda hatt-ı humâyûn-ı şevket Gurre-i Muharrem 1244 H. (2.7.1828 M.) tari makrûn-ı pâdişâhânem sahife-i pirây-ı südûr ol hinde başlayıp, kısa bir süre sonra 12 Muharrem muş ve mantûk-ı münîfi üzre meblağ-ı mezbûr 1245 (3.7.1829 M.) tarihinde vefat etmesiyle açı lan bu göreve damadı Ali Vahid Efendi'nin Şam Evkâf-ı Hümâyûnum Hazînesinden ihrâc ile Valisi Rauf Paşa tarafından tayin edildiği belirtil surre-i hümâyûnum emîni mûmâ ileyhe mektedir. teslîmen gönderilmiş olmağla bi-mennihi Te'âlâ emîn i mûmâ ileyh huccâc-ı hidâyet- Bilahare adı geçen Ali Vahid'in geçim sıkın minhâc ile ol cânib-i mağfiret-câlibe lede'l- tısı çektiğinden bahisle maaşının, selefi Mehmed vürûd irsâl olunan meblağ-ı mezbûru ahz-u Aziz'in maaşı gibi 1500 kuruşa çıkarılması yolun kabz birle me'mûr olduğun iş bu hizmet-i daki talebi üzerine sâdır olduğu anlaşılan ferman'^ ^ celîleyi kendüne sermâye-i iftihâr bilerek ta'mîr da maaşının 1000 kuruş olarak tespit edildiği be ve ihyâsına irâde-i seniyye-i mülûkânem mü lirtilmektedir. Medine-i Münevvere'de imar ve ih te'allik olan bi'l-cümle ebniye-i mübârekenin yası kararlaştırılan mübarek binaların bakım ve kemâl-i metânet ve rasânet üzre ta'mîr ve onanmına itina gösterilmesiyle ilgili önemli emir tanzîmi emr-i ehemmine sâdıkâne ve leri ihtiva eden bu fermanı aynen sunuyoruz: müstakîmâne ikdâm ve dikkat eylemen fermanım olmağın tenbîhen ve ihtimâmem Belge: 4 mahsûsan işbu emr-i celîlü'l-kadrim ısdâr ve "Medîne-i Müneuuere'de makâmât-ı surre-i hümâyûnum emîni mumâ ileyh ile âliı/enin binâ emîni olan Ali Vahid zâde kadru- tisyâr olunmuştur. İmdi vusûl-ı emr-i şerîfimde hu hüküm; Medine-i Münevvere nevveraha'lla- meblağ-ı mezbûru emîn-i mûmâ ileyhden ahz hu Te'âlâ ilâ \^evmi'l-âhirede bundan akdem birle bâlâda muharrer olan emr-i imar ve inşâlarına irâde-i seni];yem müte'allik pâdişâhânem üzre harekete sarf-ı vus' ve mak- olan ebni\^e-i mübârekeye binâ emini nasb olu diret eylemen irâde-i seniyye-i pâdişâhânem nan Mehmed Aziz'in 245 senesi Muharreminin muktezsâsmdan idüği ve bu bâbda i'râz ve 12. gününde vefatı vukuu ile kusûr-ı ebni{;enin rehâvet ve kusûr ve batâet misüllü vaz' ve hâlet emr-i inşâsı, sen ki mumâ ileı^hsin sana ihâle vukû'u bir vechle câiz olmadığı ve Haremeyn olunarak sene-i merkûme Şabanının onbeşine • 18. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde muhafaza edilen kadar kusûr-ı ebni\;e-i şerife dahi hitâm bul 964 nolu defterin 351. sayfasında kayıtlı olup, divanî muş ve mu'ahharen ta'mir ve tanzimi irâde kılı yazı ile kaleme alınmış ve 30 satırdan ibaret olan 7 Re- nan ebni];e-i d/iyeye dahi sen binâ emini nasb ceb-1246 H. (12.12.1830) tarihli belge. 19. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde muhafaza edilen olunmuş olduğuna binâen 47 senesi Muharre 964 nolu defterin 428. sayfasında kayıtlı, 30 satırdan mine kadar müddet-i me'mûriijetin 19 mâha ibaret olup divanî yazı ile yazılan Evasıt-ı Receb-1247 bâliğ olmuş ise de selefin misüllü mâhiye bin- tarihli ferman
Description: