KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI: 1043 2»u(îîn Doç. Dr. Mücteba UĞUR TURK büyükleri DİZİSİ: 111 KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI: 1043 A A. BUHARI Doç. Dr. Mücteba UĞUR TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ: 111 Kapak Düzeni: Saim ONAN ISBN 975 - 17 - 0368 - 9 © Kültür Bakanlığı, 1989 Onay : 16.1.1989 tarih ve 928.1-200 sayı Birinci baskı. Baskı sayısı: 15.000. MAS MATBAACILIK - ANKARA BAŞTAN SÖYXENECEKLER Buhâa tek kelimeyle Buhâralı demek. Buhârâ’da doğmuş; Buhârâ’da büyümüş, Buhârâ’yı vatan bilerek ora da yerleşmiş kimse. Oranm havasmı soluyan, toprağını iş leyen, ekinini ekip biçen, suyunu içen, ekmeğini yiyen, ku maşını giyen insan. Kısacası oranın kültürü içinde yetiş miş, mekteplerinde okuyan, hocaları önünde diz çöküp oturan kişi... Bütün bunlar bir arada düşünüldüğünde bir Buhâra- lıyı o çevrenin insanlarından ve kültüründen ayrı saymaya imkân yoktur. Özellikle Hadîs ilimlerinde erişilmez yüksek bir yeri olan Muhammed b. İsmail el-Buhârî de öyledir. Doğup büyüme Buhâralıdır. On bir asır şu kadar yıl öncesinin Mâverâunnehir Türkellerinde yetişmiş; kendini o devrin Türk Kültürü içinde bulmuştur. Kişiliğini o kültürle kazan dığına, ahlakını o kültürle yoğurduğuna şüphe yoktur. Bu bakımdan o da o çevrenin insanlarından ayrı düşünüle mez. Türk Milletine has kendine güven, pratik zekâ, metânet, fedâkârlık, cesaret, çalışma di siplini ve benzeri birçok önemli hasletleri benliğinde ya şatmış nice İnsanımız ezelden ebede akıp giden zaman içİnde bu fânî âlemden gelip geçmiştir. Bunlar, sahip ol dukları üstün yeteneklerini zamanlarmın ilmi, irfanı ve yıl mak yoruİrnak bilmeyen gayretleriyle birleştirerek çevrele rine, milletine, insanlığa ve insanhğın ortak mah olan ilim ve medeniyete unutulmaz hizmetler vermişlerdir. Böylele- ri sayılamayacak kadar çoktur. Ne var kİ, büyük çoğunluğu bazı sabeplerle Türklükten uzak görülmüş; en azından Türk dünyasmdan uzak gösterilmiştir. Halen de gösîeril- V mektedir. Öte yandan gıpta diyemiyoruz, hasedden kay naklanan, en önemlisi de düşmanca duygulardan beslenen kimi sebeplerle de nice âlimimiz Türklükten ayrı tutulma- ya çalışılmıştır. Çalışılmaktadır da... Buhârî de İsrarla Türklükle hiçbir ilgisi yokmuş gibi gösterilmeye çalışılan isim yapmış sayısız âlimlerden biri dir. Onu kasıtlı bir şekilde Türk dünyasmdan uzak görme ye ve göstermeye çalışanlar bir hayli fazladır. Oysa Buhâ rî, en azından, öz be öz Türk Kültürü içinde yetişmiştir. Kendini Türk dünyası içinde bulmuş, kişiliğini o dünyaya has kültürle kazanmıştır.İsIâm Dini’nin ikinci ana kaynağı nı oluşturan Hadîsle ilgili ilim dallarında ve İslâm Huku kunda önce yetenekleri ve bilgisi, sonra biraz da o kültürün kendisine kazandırdığı hasletlerle doruğa ulaşmıştır. Gerçek böyle iken bütün tarihî kaynaklar Buhârî’nin Türk dünyasıyla ilgisi konusunda son derece ketum dav ranmışlardır. Bilhassa Hz. Peygamber’in isminin veya pey gamberlik vasfının sonuna hemen her zaman bir arabî (a- rap) sıfatını eklemeyi İhı lal etmeyenler, sanki Türk olmak suçmuş gibi bu konuda susmayı tercih etmişlerdir. Müsteş rikler gibi kimileri de böyle bir âlimi Türklüğe yakıştıra madıklarından mıdır nedir, onun İran asıllı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ancak bunu ispat edecek herhangi bir delil bulamamışlardır. Burada düşünmeli, Buhârî’nin Türk dünyasıyla hiçbir ilgisi olmadığını iddia edenlerin ellerin de bunu ispat edecek en küçük bir delil olsaydı kimbiür çnu ne kadar ustalıkla işlerler, neler söylemezlerdi? Eğer İran asıllı olsaydı ona önce iranlılar sahip çıkarlardı. Oysa böyle bir şeyi yapamamışlardır. Yapamazlar da.. Bu ba kımdan Buhârî’yi Türklükten uzak görmeye ve göstermeye çahşanlarm bütün gayretlerinin sonucu iddia ve zandan üeri gidememiştir. Halbuki iddia ve zan ilim değildir. Ger çeği de hiçbir zaman ifâde etmez. Şu hale göre Buhârî’yi en basit bir ölçüyle yetiştiği çevrenin kültürüyle olgunlaş VI mış bir âlim olduğunu bile bile Türklükten ayrı görmek bizce açık bir çelişkidir. Ne yazık ki, pek çok Tarih ve Bi yografi kaynakları Buhârî’nİn Türk olduğu kanaati yaygın la d^^^ Çelişkiye düşmekten kurtulamamış- Buhârîyi tanıtmak maksadiyle kaleme alınan böyle bir eserde kaynakların - bizce - kasıtlı olarak üzerinde dur- mad^arı, daha doğrusu duramadıkları bu önemU konu üzerinde bir nebze olsun durmak gerekirdi. Bunu biliyo ruz. Ancak bu yapılmamıştır. Yapılamamıştır demiyoruz; karşılık onun Türk dünyasının yetiştir- dığı bir kimse olduğunu göstermeye yarayacak birkaç aklî delil üzerinde durmakla yetinilmiştir. Bunun sebebi, ilim anlayışımızdır. Yoksa şahsî kanaatimiz pek çok ilim ve fi- kır adamı gibi, Buhârî’nin Türk dünyasının çok kıymetli bir ferdi olduğudur. Öyle olunca bu konuda son sözü biz de Tarihe bırakıyoruz. Bizi bağışlayacaklarını umduğumuz okuyucularımızın sağduyusuna ise güvenimiz tamdır. olursa olsun, geçmişte yaşayan bü yüklerimizi tanımanın, hayat hikâyelerini, çalışmalarını, eserlerini ve düşüncelerini öğrenmenin sayısız yararlannı saymaya gerek var mıdır? Bilmiyoruz. Ancak burada şu kadarını söylemekle yetinelim ki, geleceğe uzanan köprü nün ayakları geçmiştedir. Geçmişini bilmeyenin geleceğini bilemjyeceği; üstelik geleceğinden emin olamayacağı kuş kusuzdur. Bu önemli nokta göz önüne alındığında büyük ahm Buhârî’nin üim tarihini süsleyen hayatını, bilhassa ilim uğruna katlandığı güçlükleri öğrenmek; onun ruh yüceliği- ne, örnek ahlâkına, düşünce ve duygularına dair bilgiler edinmek, gerek kültür tarihimiz, gerekse geleceğin ümidi olarak görmek istediğimiz gençlerimize örnek göstermek yönünden son derece önemlidir. Bunun yanısıra Buhârî gi bi buyuk bir âlimin hayat hikâyesi ve çahşmaları on bir asır ötesinden de olsa, günümüz insanına, bize, bizlere çok şev ler söyleyecek niteliktedir. VII Şu küçük hacimli çalışmada bunları birlikte görece ğiz... Bilinen bir gerçektir ki, Tarih ve Biyo^afi kaynakla rı birbirlerinden nakillerle doludur. Sonrakiler öncekiler den alıntılar ve aktarmalar yapagelmişlerdir. Biz bu çalış mamızda bunu göz önünde tutarak en çok iki ^apça naktan faydalanmayı tercih ettik. Bunlardan birincisi, Tâ- rîhu Bağdâd’dır. Malazgirt Savaşından on bir gün sonp ve zafer müjdesini alamadan ölen el-Hatîbu’l-Bağdâdî nin bu eseri, elimizde bulunan en eski ve güvenilir bir iki kaynak tan biridir. îkincisi ise ilim tarihine ismini yazdırmış Türk- lerden Semsuddin Muhammed b. Ahmed b. Osmân b. Kaymaz'ez-Zehebî’nin büyük biyografik eseri Siyeru AUâ- mi’n-Nubelâ’nın Buhârî’ye ayrılmış kısmıdır. Büyük boyda 84 sayfa tutan bu kısımda ez-Zehebî, bir yandan Nişâburlu el-Hâkim’in Târîhu Nîşâbûru ile Buhârâh Guncâr’ın Târî- hu Buhârâsı gibi iki eski ve değerli kaynaktan faydalan mış; diğer taraftan da Buhârî’nin arkadaşı ve kâtibi yine Buhârah Ebu Ca’fer Muhammed b. Ebî Hâtim tarafından yazılan Şemâilu’l-Buhârî isimli kitabını baştan sona aktar mıştır. Buhârî hakkında yazılan biyografik eserlerin ilki olan bu kitap hem güvenilir bir kaynaktır; hem de başka kaynaklarda görülmeyen hayli faydalı bilgiler vermektedir. Bu itibarla bu önemli nokta göz önünde tutularak çalışma mızda fazla kitap kanştırmaktansa daha çok ikisi de eski ve güvenilir iki kaynak ön planda tutulmuştur. Ayrıca me tinde isimleri geçen şahısların tesbİt edilebilen doğum-Ölüm tarihleri Türkçenin akıcüığını bozduğu düşüncesiyle son kısımda İsimler Sırası başlığı altında verUmiştir. Kullanılan bu İlmî metotlar sebebiyle alışılmış usul dışına çıkışımız mazur görülmelidir. VIII Asıl konumuza girmeden söyleyeceğimiz son söz oiarak başta Buhârî olmak üzere gerek sosyal,gerek pozi tif, gerekse manevî ilimler alanlarmda çalışmış, emeği geç miş ve eser vermiş; isimleri bilinen ve bilinmeyen Türk âlimlerini minnet ve şükranla anıyor, hepsine yüce Allah’ tan sınırsız rahmetler diliyoruz. Çalışmak bizden, başarı O’ndandır. Doç. Dr. Mücteba UĞUR İÇİNDEKİLER Baştan Söylenecekler.................................................. V Giriş. Dokuzuncu Asırda Buhârâ ve Çevresi.......... 1 1. Hayatı....................................................................... 5 Çocukluğa.............................................................. 6 Öğrenim Hayatı...................................................... 7 Eşsiz Hafızası......................................................... 10 İlim Yolculukları....................................................11 Hicaz Yolculuğu..................................................... 13 Mısır Yolculuğu......................................................15 Basra Yolculuğu.................................................... 16 Diğer İlim_ Yolculukları ve Hocaları....................18 Bağdat’ta îmtihan Edilmesi..................................19 Hocaları....................................................................21 Horasan’a Dönüşü................................................23 ez-Zuhlî İle İlişkisi ve Sonucu..............................27 Buhâra Valisi ile Başından Geçenler..................34 Ölümü..................................................................... 39 Spor Sevgisi.............................................................42 2. Kişiliği ve Fikri Yapısı..................•......................43 Ahlakı.................................................................... 43 İlmî Yeri ve Değeri.............................................. 49 Metodu................................................................... 53 Bazı Görüşleri...................................................... 56 3. Eserleri....................................................................65 el-Câmi’u’S‘Sahîh................................................. 63 Yazılışı..................................................................... 64 Özellikleri................................................................ 66 Türk Kültüründeki Yeri...................................... 68 4. Sahih’ten Seçmeler................................................72 Faydalanılan Eserler............................................101 İsimler Dizisi........................................................103 Sözlük....................................................................107
Description: